Küresel Isıtma, Biyolojik Çeşitliliği Geri Dönülmez Şekilde Etkiliyor
Cape Town Üniversitesi (UCT) ve University College London (UCL) araştırmacıları, yaklaşık 30 bin deniz ve kara türü üzerinde, limit aşımının etkilerini inceledi. Araştırmaya göre gezegenin sıcaklık artışının sınırlandırılması hedefinde gerekli olan seviyenin gerisinde kalındığı için, küresel ısıtma limitinin kısa sürede “aşılacağı” söyleniyor.
Bu kapsamda, 2100 yılındaki tehlikeli sıcaklık artışına kadar karbon uzaklaştırma teknolojilerinin hayata geçirilmesi öngörülüyor.
Mercan resifleri
“Philosophical Transactions of the Royal Society B: Biological Sciences” isimli bilim dergisinde yayımlanan araştırmaya göre biyolojik çeşitlilik kaybı özellikle ormanlarda ve mercan resiflerinde toplu ölümler şeklinde gerçekleşiyor.
Araştırma, limit aşımı durumunda türlerin dağılımı ve üreme davranışlarının yanı sıra birçok parametrede ne gibi değişiklikler olabileceğini gösteriyor.
Araştırmanın bulguları özetle şöyle:
- 2°C sıcaklık artışı limitinin aşıldığı süre boyunca, biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkiler birdenbire ortaya çıkabilecek ve çok zor bir şekilde geri dönüşü olabilecek. Biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkilerin iyileştirilmesi, sıcaklığın aşılmasından daha uzun sürecek.
- İncelenen alanların en az dörtte birinde, limit aşımı öncesindeki ‘normal’ koşullara geri dönüş şansı oldukça belirsiz ya da hiç yok.
- Bilim insanları, karbondioksit uzaklaştırma teknolojilerinin, biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkileri giderebilecek sihirli bir değnek olmadığı konusunda uyarıyorlar. Sıcaklık seviyeleri kontrol altına alınsa bile, bazı türlerin geri gelemeyeceği konusunda uyarıyorlar.
Limit aşımının etkisi
Araştırmacılar, daha fazla ısıtma nedeniyle çoğu bazı türlerin birden bire güvenli olmayan sıcaklıklara maruz kalacağını söylüyorlar. Araştırmaya göre bu türlerin termal sınırları içerisinde konforlu koşullara dönüşleri de kademeli olarak gerçekleşebilecek.
Biyolojik çeşitlilik açısından risk barındıran limit aşımı etkisinin, sıcaklıkların 2°C’nin üzerinde seyredeceği ve yaklaşık 60 yıl sürecek aşıma kıyasla yaklaşık iki kat daha uzun süreceği tahmin ediliyor.
Tropik bölgeler
Risklerden en fazla etkilenecek yerler arasında ise tropik bölgeler yer alıyor: Hint-Pasifik, Orta Hint Okyanusu, Sahra Altı Afrika’nın kuzeyi ve Kuzey Avustralya. Dünyanın tür çeşitliliği açısından en zengin bölgeleri arasında yer alan Amazonlar’da da, türlerin yarısından fazlasının tehlikeli iklim koşullarına maruz kalabileceği öngörülüyor.
Araştırma kapsamında incelenen, Amazonların da aralarında bulunduğu toplam alanın yaklaşık yüzde 19’u için, limit aşımının etkilerine maruz kalan türlerin, aşım öncesi durumlarına geri dönüp dönemeyeceği belirsizliğini koruyor.
Bu alanlardan yüzde 8’inin ise limit aşımı öncesi seviyelerine hiçbir zaman ulaşamayacağı tahmin ediliyor.
Limit aşımı nedir?
Küresel Ayak izi Ağı’na (Global Footprint Network) göre “Dünya Limit Aşımı Günü”, insanlığın doğa üzerindeki yıllık talebinin, dünyanın bir yılda sağlayabileceği kapasiteyi aştığı gün olarak tanımlanıyor. 1997 yılında eylül ayına denk gelen limit aşımı günü, bu yıl şimdiye kadarki en erken tarihini gördü: 28 Temmuz.
(Kaynak: Bianet)