Kol ağrısı nedir? Nedenleri, Tedavisi

Çık rastlanan bir şikayet olan ‘Kol Ağrısı’nın ana kaynağı çok farklı nedenler olabilir. Boyun omurları, disk, boyun kasları, kola giden sinirlere ve omuriliğe bası ‘ağrının’ kaynağı olabilir. Kollara vuran ağrının diğer nedenleri ise sinirlere bası yapan durumlardır.

Kol ağrısı sık rastlanan bir şikayettir ve genellikle kazaya uğrama, düşme, çarpma gibi incinmeler sonucunda meydana gelir. Ancak kimi zaman da kol ağrısının altta yatan başka bir nedeni vardır. Boyun bölgesinde başlayan ve buradan kollara doğru inen ağrı birçok kişinin başına gelebilen bir durumdur.

Boyunda meydana gelen bazı rahatsızlıklar kollarda da ağrı hissedilmesine sebep olabilmektedir. Özellikle;

  • Boyun fıtığı,
  • Disk kayması,
  • Boyun düzleşmesi ve
  • Boyun kireçlenmesi boyunda görülen ve sıklıkla kollara vuran ağrıların temelini oluşturmaktadır.

Bazı kol ağrıları acil bir duruma işaret edebilir ve geçiştirilmemeleri gerekir. Kol ağrısı nedeniyle acilen doktora görünmenizi gerektirecek durumlardan biri kırık şüphesidir. Düşme ya da benzeri bir kaza sonrası kolunuzdaki şiddetli ağrının kırığa işaret ettiğini düşünüyorsanız hemen doktora başvurmalısınız. Bir diğer acil durum ise fiziksel aktivite ve efor sarf etme sonrası oluşan ve kol hareketsizken dinen ağrılardır. Bu ağrılar angina (göğüs ağrısı) habercisi olabilir.

Göğüste sıkışma hissiyle birlikte kola aniden ağrı girdiyse bu durumda kalp krizinden şüphelenilir ve yine mutlaka hemen en yakın hastaneye başvurmak gerekir.

Boyun kaynaklı kol ağrıları haricinde, ağrıya neden olan diğer durumlar şunlar olabilir:

  • Omurga kanalında daralma (servikal dar kanal, servikal spondilitik myelopati)
  • Omurga kırıkları, omur kayması
  • Kol ve el sinirlerinin tuzaklanması (sıkışması): Boyunda omurilikten çıkan sinirler ele doğru giderken yol üzerinde bağ dokusu tarafından sıkıştırılır. Buradaki sıkışma sonucu el ve kollarda kuvvetsizlik, uyuşma ve ağrı oluşur.
  • Omuz patolojileri
  • Kalp rahatsızlıklarında (göğüs, omuz ve kola vuran ağrılar olabilir)
  • Kalpten çıkıp kola giden damarların yolda sıkışıklığa uğramasına neden olan hastalıklar (kolda ağrı ve buna eşlik eden uyuşma, soğuma, renk değişiklikleri olabilir.)

Teşhisi;

Tüm tıbbi patolojilerde olduğu gibi anamnez, kol ağrısının tanısına götürecek en önemli parametredir. Öncelikli olarak ağrının şekline, tipine, süresine göre kol ağrısının olası nedenlerinden şüphelenilir ve olası tanılar ortaya konur. Muayene bulgularına göre doktorunuz tarafından gerekli testler istenir.

Eğer ağrı; düşme, vurma gibi bir travma sonrasında aniden ortaya çıktıysa, dokunmakla ağrı şiddetinde ağrı oluyorsa öncelikli olarak direk grafilerle (Röntgen) kolda herhangi bir kırık olup olmadığına bakılır. Tüm kola, parmaklara kadar yayılan, boyun ağrısının, parmaklarda uyuşma ya da kolda kuvvet kaybının eşlik ettiği durumlarda boyun fıtığından şüphelenilerek servikal MRG (manyetik rezonans) istenir.

Omuz ve kol ağrısı mevcutsa, genellikle istirahat halinde geçiyor ve omuz hareketleriyle ortaya çıkıyor ya da şiddeti artıyorsa, omuz patolojilerinden şüphelenilip omuz MRG çekilir. Sinir sıkışmasına bağlı gelişen ulnar oluk sendromu, karpal tünel sendromu gibi hastalıkların tanısı EMG ile konulur. Gerek sağ kol ağrısı, gerek sol kol ağrısı yapan hastalıkların tanısı öncelikli olarak doktorunuzun o hastalıktan şüphelenmesiyle konulabileceği için ilgili uzmandan randevu almayı ihmal etmeyiniz.

Tedavisi;

Kol ağrısı tedavisi sebebe göre yapılır. Kol ağrısı nasıl geçer sorusunun cevabı öncelikle kol ağrısının sebebi bulunarak verilebilir. Travmaya bağlı bir kırık ya da kas incinmesi mevcutsa tedavide kolu sabitlemeye yarayacak alçı ya da atel uygulanır ve ağrı kesicilerle tedavi edilir.

Boyun fıtığına bağlı bir kol ağrısı mevcutsa ve hastada belirgin bir kuvvet kabı yoksa öncelikli olarak 2-3 hafta süreyle ağrı kesici, kas gevşetici tedaviler uygulanıp ağrının takibi yapılır. Bu süre zarfında ağrının şiddeti azalıyor ya da geçiyorsa boyun fıtığı açısından cerrahi tedaviye gerek kalmaz, fakat hastanın ağrısı geçmiyorsa cerrahi tedavi düşünülebilir. Bazı durumlarda hastalarda boyun fıtığına bağlı olarak gece uyutmayacak şekilde dayanılmaz, analjezik (ağrı kesici) tedaviye cevap vermeyen çok şiddetli ağrılar mevcuttur.

Zaman zaman hastalar doktora “Kolumu kesin alın” cümlesiyle başvururlar. Böylesi bir durum mevcutsa ya da hastada belirgin bir kuvvet kaybı varsa bu 2-3 haftalık süre beklenmeden de direkt cerrahi tedavi uygulanabilir. Eklemlerden kaynaklı kol ağrılarında mesela omuz patolojilerinde yine öncelikli olarak analjezik tedavi uygulanır. Analjezik tedaviyle geçmeyen olgular fizik tedaviden fayda görebilirler. Tüm bunlara rağmen geçmeyen ağrılarda eklem içi enjeksiyonları, artroskopik ya da açık cerrahi tedaviler uygulanabilir.

Lateral epikondilite bağlı kol ağrısı tedavisinde öncelikli olarak aktivite kısıtlaması yapılır ve analjezik tedavi uygulanır. Dirsek bandı denilen brace uygulamasında dirsek etrafına takılan ve dirseği sabitleyen bir aletle ekleme hareket kısıtlaması uygulanır ve dirsek üzerindeki gerilim azaltılarak tedavi planlanır. Buna rağmen geçmeyen ağrılar varlığında tendonların yapışma yerine steroid enjeksiyonu ya da cerrahi tedavi uygulaması gündeme gelebilir.

Ulnar Oluk ya da Karpal Tünel Sendromu gibi hastalıklara bağlı uyuşmanın eşlik ettiği kol ağrısı durumlarında öncelikli olarak dirseği ya da el bileğini sabitleyen atel uygulaması yapılır. B12 vitamini takviyesi özellikle uyuşmanın giderilmesinde oldukça faydalıdır. Parafin, TENS ya da Ultrasound uygulamalarını kapsayan fizik tedavi özellikle karpal tünel sendromunda oldukça başarılı sonuçlar vemektedir. Tüm bu tedavilere hastanın şikayetleri geçmiyor ya da sık sık tekrarlıyorsa, cerrahi tedavi açısından Beyin ve Sinir Cerrahisi görüşü alınmalıdır.

Siz de kol ağrısı çekiyor ve kol ağrısı neden olur sorusuna cevap arıyorsanız Nöroşirurji, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon ya da Ortopedi Bölümleri’nden randevu almayı ihmal etmeyiniz.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir