Kılıçdaroğlu’ndan ‘Altılı Masa’ Eleştirilerine Yanıt
Partisinin Sakarya’da gerçekleştirdiği grup toplantısında konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, ‘Altılı Masa’ya yönelik eleştirilere yanıt vererek, “Altı lider bir aradayız. Altı partinin liderleri demokrasi konusunda anlaştık” dedi.
Haber Merkezi / Kılıçdaroğlu, konuya ilişkin açıklamasının devamında, “Türkiye’nin huzuru konusunda, Türkiye’nin üretmesi gerektiği konusunda anlaştık. Türkiye’de devletinde liyakatin ve adaletin olması gerektiği konusunda anlaştık. Her birimiz tek tek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bozulan çarklarını yeniden onaracağız. O çarklar zamanı doğru gösteren bir saat gibi çalışacak. ‘Altında başka parti var mı?’ diye sorarlar… Bunların tamamı açık ve net söylüyorum safsata.” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, iki yıl önce Sakarya Hendek’teki havi fişek fabrikasında yaşanan yangın sonucu 7 kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatarak, “Bu kardeşiniz nerede bir haksızlık varsa haksızlığın karşısında dimdik duracaktır, kim adalet istiyorsa yanında olacaktır. Hiç meraklanmayın, sonuna kadar yanınızdayız. Denetimi yapmayanlar, siyasi otoriterden talimat alıp denetimden kaçanlar hepsinin burnundan Allah nasip eder iktidar olduğumuzda fitil fitil getireceğim.” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sakarya’da gerçekleştirdiği bir dizi ziyaretin ardından grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Bugün 13 Eylül. Bugün Sakarya Meydan Savaşı’nın 101. yılı. 101 yıl önce bu topraklarda bayrağımız ve vatanımız için, ülkemizin bağımsızlığı için 22 gün 22 gece bir savaşı yaşadık. Bu savaş bizim kurtuluş mücadelemizin en önemli savaşlarından bir tanesiydi. Düşman püskürtüldü. Arkasından 9 Eylül’e kadar süren bir safhayı hep birlikte yaşadılar. Sakarya Meydan Savaşı’nın Milli Kurtuluş Tarihi açısından önemi bunun kilit bir savaş olmasıydı. Mutlaka başarmamız gereken bir savaştı ve başarıldı.
O nedenle bu topraklarda yaşayan şehitlerimiz, gazilerimize çok şey borçluyuz. Onlar bize güzel bir ülke bıraktılar. Huzur içinde yaşayalım, birisinin gölgesi üzerimize düşmesin diye. Eğer bir gölge düşecekse o gölge al bayrağımızın gölgesi olmalıydı bunun mücadelesini verdiler onlar. Havai Fişek fabrikasında mağdur olan ailelerin yanına gittim sabahleyin. O fabrikada çalışan 7 kişi hayatını kaybetti, 128 kişi yaralandı. Onlar adalet istiyorlardı. Bu kardeşiniz ve CHP, kim adalet istiyorsa hep onun yanında olduk. Kimliğine, inancına, yaşam tarzına bakmadık bir mağduriyet, haksızlık varsa onun yanında durma felsefesini bize Gazi Mustafa Kemal Atatürk öğretti.
Olay iki yıl önce oldu. Sahipleri kendilerini daha güçlü hissediyorlardı. ‘İstediğimiz kararı aldırtırız’ diyorlardı. Baskılar kuruyorlardı ama bizim milletvekili arkadaşlarımız, gönüllü avukatlar bu haksızlık karşısında susmadılar, onlara sahip çıktılar. Aileler hala haklarının teslim edilmesi gerektiğini söylüyorlar. ‘Devlet dediğiniz kurum adalet üzerine inşa edilir’ dedim. Adaleti sağlamak zorundayız. O insanlar ‘Hala adalet gelmedi’ diyorlar. Fabrikanın denetiminin yapılması lazım. Mahkeme tutanakları var, denetim yapılmadı. Denetim yapmayan kimlerse onlardan hesap sorulmalıdır. Bugüne kadar tek bir kişinin önüne denetim yapılmadı diye çıkarılmadı.
Bu kardeşiniz nerede bir haksızlık varsa haksızlığın karşısında dimdik duracaktır, kim adalet istiyorsa yanında olacaktır. Hiç meraklanmayın, sonuna kadar yanınızdayız. Denetimi yapmayanlar, siyasi otoriterden talimat alıp denetimden kaçanlar hepsinin burnundan Allah nasip eder iktidar olduğumuzda fitil fitil getireceğim. Evliya Çelebi ‘Ağaç denizi’ olarak tanımlamış Sakarya’yı. Ağacın olduğu yerde huzur, bereket, hayat vardır. Sakaryalı çalışkandır. Üretkendir, toprağıyla, insanıyla barışıktır. Çok sayıda farklı kültürlerden gelen Sakaryalı kardeşlerim var, tamamı barış içinde yaşıyorlar.
Birbirlerine saygı duyuyorlar. Kültürlerini kavga nedeni değil, zenginlik olarak görüyorlar. Bütün Türkiyelilerin yeri gelirse Sakaryalıları örnek alması lazım. Sakarya bir tarım, sanayi, üniversite, kültür kenti. Sakarya aynı zamanda Milli Kurtuluş Savaşı sırasında en kanlı mücadelenin verildiği bir kenttir. Bu kadar bereketli topraklar üzerine kurulu bir Sakarya ve alın teri döken Sakaryalılar. Sakaryalılar memnun mu? Ayvayı satacak yer yok şu anda. Devlet sahip çıkmıyor. Allah nasip eder iktidar olduğumuzda çiftçi ürettiğiniz her ürünün karşılığını alacak. Altılı masanın taahhüdüdür bu.
“Kim haksızlığa uğruyorsa onun yanında olmak zorundayız”
Ferroro diye bir İtalyan şirketi geldi. Fındık bahçeleri satın alıyor, fındık taban fiyatını belirliyor. Yani tekel konumunda. Tekelleri kırmak bu kardeşinizin görevidir. Hiçbir tekel, çiftçinin alın terini sömürmeyecektir. Geleceksin dışardan burada fındık bahçeleri satın alacaksın, taban fiyatı belirleyeceksin, çiftçinin alın terini sömüreceksin bunu da Bay Kemal seyredecek. Yemezler. Seyretmem, yakalarım hesabını sorarım. Fındığı tekellerden kurtaracağız, üreticiye hakkını teslim edeceğiz. Bu ülkenin kaderini değiştirecek olan sizlersiniz. 7.5 milyon genç ilk kez sandığa gidecek oy kullanacak.
7.5 milyon genç bu ülkeye demokrasiyi mutlaka ve mutlaka getirecek. Sizin hayalleriniz benim hedefim olacaktır. Hep beraber motorları maviliklere süreceğiz. Bu ülkeye barışı, huzuru getireceğiz. Kimse kimsenin inancıyla, yaşam tarzıyla kavga etmeyecek. Gençler bu ülkenin geleceğini sizler belirleyeceksiniz. O nedenle tek isteğim sandığa gidin. Sakın ola umutsuzluğa kapılmayın. Adalet soylu bir kavramdır. Devletin dini adalettir, adaleti savunmak zorundayız. Kim haksızlığa uğruyorsa onun yanında olmak zorundayız. Adaletsizliğe uğrayan kişiye insan olarak bakmamız onun hakkını, hukukunu sağlamamız lazım.
EYT’liler hiç meraklanmayın sizin sorununuzu ısrarla dile getirdim. ‘Çözeceğiz’ dediler. Bakalım bekliyorum. Çözmezlerse anahtarı bize vereceksiniz, çözeceğim. 20 yılda yurt sorununu çözemediler. Yapamadılar 20 yılda. Sakarya’dan söz veriyorum bir yılda yurt sorununu çözeceğiz. Gençler üniversiteyi kazandığında hiçbir anne baba ‘Oğlum/kızım nerede kalacak’ diye düşünmeyecek. Biz, anne ve babaların gözü arkada kalmasın istiyoruz. Yapmadılar, yapamadılar biz yapacağız.
Bir yıl içerisinde bitireceğiz. ‘Tank Palet Vatandır Satılamaz’ yazmışsınız. Güzel. 20 milyar dolarlık bir yatırımdır tank palet büyük bir üretim üssüdür. Tank ürettik ya birisinin hoşuna gitmedi. Tank Palet fabrikasını aldı Ethem Sancak’a verdi. Ethem Sancak tank üretir mi? ‘Ben yaparım ama param yok. Katar’ı ortak edin’ dedi. Katar da tank üretmiyor. Buradan açık ve net söylüyorum. İktidar olduğumuz bir hafta içerisinde o tank palet fabrikasını alıp şanlı ordumuza aynen iade edeceğim. Eğer siz önemli fabrikanızı bu hale getirirseniz bunun vatan severlikle bir ilgisi yoktur.
“Süleyman Şah Türbesi toprağımıza gidecek, bayrağımız yeniden dalgalanacak”
Biziz milliyetçi. Bizim milliyetçiliğimiz sorgulanamaz. Biz Mustafa Kemal’in, Ecevit’in yolundan ilerliyoruz. Bizim milliyetçiliğimizi soracak olursanız Akdeniz’in sularına CHP’nin milliyetçiliğini yazdık biz. Beşparmak dağlarında bizim milliyetçiliğimizi göreceksiniz. Biz bunlar gibi ‘Geleceğim, bir sabah gelirim’ değil. Ecevit ne dedi? ‘Ordumuz şu anda Kıbrıs’tadır’ dedi. Adalar işgal ediliyor dedim. Lozan’a aykırı dedim tık çıkmadı. Şimdi gündem ekonomi ya, millet perişan vaziyette ya oturuyor ‘vay ben bir gece gelirim’ Sana davetiye mi göndersinler? Yüreğin, cesaretin varsa gidersin. Bunlar ‘Biz milliyetçiyiz’ diyor ya. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir hükümet kendi toprağından kaçtı, kendi bayrağını indirdi ve Süleyman Şah Türbesi’ni kaçırdı. Şimdi bana dönüp ‘Biz milliyetçiyiz siz değilsiniz’ diyorlar. Biz olsak bayrağımız orda dalgalanırdı, gerekirse hepimiz canımızı verirdik. İktidar olduğumuzda ilk bir hafta içinde ne pahasına olursa olsun Süleyman Şah Türbesi toprağımıza gidecek, bayrağımız yeniden dalgalanacak.
“Bunların tamamı açık ve net söylüyorum safsata”
Altı lider bir aradayız. Altı partinin liderleri demokrasi konusunda anlaştık. Türkiye’nin huzuru konusunda, Türkiye’nin üretmesi gerektiği konusunda anlaştık. Türkiye’de devletinde liyakatin ve adaletin olması gerektiği konusunda anlaştık. Her birimiz tek tek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bozulan çarklarını yeniden onaracağız. O çarklar zamanı doğru gösteren bir saat gibi çalışacak. ‘Altında başka parti var mı?’ diye sorarlar… Bunların tamamı açık ve net söylüyorum safsata.”