İzmir: Karabel Kaya Anıtı

İzmir, gezilecek yerleri ve tarihi yapılarıyla dikkat çekiyor. Karabel Kaya Anıtı; İzmir’in Kemalpaşa İlçesi ile Torbalı İlçesi arasındaki yolun Karabel geçidinde bir tepenin güneye bakan yamacındadır.

Tarihçi Herodotos’a göre bu kabartmada betimlenen kişi Mısır kralı Sesotris’dir. Herodotos, bu kralın baş eğdirdiği ülkelerde sütunlar diktirdiğini ve bu sütunlardan Batı Anadolu kıyılarında iki tane olduğunu söyler. Bunlardan biri Fokaia ( Foça ) – Ephesos ( Efes ) yolu üzerinde, diğeri ise Sardes’ten İzmir’e giden yol üzerindedir diye ilave eder.

Bu iki yerde de iki buçuk dirsek yüksekliğinde bir heykel oyulmuştur; sağ elinde bir kargı, sol elinde yay tutar; öbür donatımları da gösterilmiştir. ; Mısır karakteri taşır, göğsünde bir omzundan öbürüne, kutsal Mısır harfleriyle bir yazı kazılmıştır ve bu yazının Herodotos’a göre anlamı : “ Sesotris’in bir omuz vuruşuyla bu ülkeyi yendiğini ve aldığını “ açıklamaktadır. Karabel’deki bu anıt bazı bilim adamlarınca Hititlerin Batı Anadolu’daki egemenliğinin bir kanıtıdır.

Nitekim Hitit kralı IV Tuthaliya’nın, Lydia’ya, ya da o zamanki adıyla Assuwa Bölgesine karşı birkaç sefer düzenlediğini biliyoruz. Bu düşüncelerle kabartmanın IV Tuthaliya olduğu da ileri sürülmüştü ve yaklaşık olarak M.Ö. 1 200 yıllarında yapılmıştır. Nitekim Ekrem Akurgal bu anıtı M.Ö. XIII yy.ın ikinci yarısına tarihler ve muhtemelen bir Hitit kralına ait olduğunu söyler.

Cevat Şakir Kabaağaçlı ise Hititlerin bölgeyi fetihleri sırasında bir Hitit savaşçısının kabartmasının yapıldığını söylemekle yetinir. Söz konusu esere gelince; geçitin batısında, düzgün bir kaya üzerine oyulmuş bir niş içerisinde sağ ayağını ileri uzatmış bir durumda, tipik Hitit giysileri içinde canlandırılmış bir erkek figürü alçak kabartma tekniğinde işlenmiştir. Sağ omzunda bir yay, sol elinde ucu yere bakan bir kılıç vardır.

Yüksekliği yaklaşık 2,5 m, eni ise 1,5 m olan kabartmada hiyeroglif yazıyla yazılmış bir yazıt varsa da, aşınmış olduğu için anlamı çözülemediğinden kabartmanın kesin olarak hangi kral tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Ancak kaya yazıtları üzerinde yalnız kralların değil, yerel krallar ve prenslerin de betimlendiğini göz önüne alırsak yukarıdaki bilgiler ışığında bir Hitit prens-kralının kabartıldığını söyleyebiliriz.

İzmir

Türkiye’nin üçüncü büyük kenti olan İzmir; çağdaş ve gelişmiş bir kent olmasının yanı sıra önemli bir kültür, sanat, turizm ve ticaret merkezidir. Ege Denizi, lacivertten turkuaza mavinin tüm renklerine hakim koyları ve plajlarıyla bir dantel zarafetinde ilin batı kıyısı boyunca uzanır.

“Güzel İzmir” olarak da adlandırılan İzmir; 8500 yıllık tarihi ile Anadolu yarımadasının batısında uzun ve dar bir körfezin başlangıcında yer alır. Antik Dönem’in ünlü tarihçisi Herodot, tipik Akdeniz ikliminin yaşandığı kenti binlerce yıl öncesinde; “Onlar kentlerini bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzü ve en güzel iklimlerinde kurdular…” ifadesiyle tanımlamıştır.

Şehrin güneyinde yer alan Efes ve kuzeyinde yer alan Bergama, Antik Çağ’ın en büyük ve en ünlü kentleri arasında yer almaktaydı. Tüm İyon kültürünün zenginliklerini bünyesinde barındıran bu kentler yoğun sanatsal, kültürel, ticari ve dini etkinliklerle de adını duyuruyordu. Günümüzde de dünyaca bilinen Efes ve Bergama Antik Kentleri tarih meraklıları için büyüleyici birer çekim merkezidir. Şairlerin ustası Homeros’un doğduğu yer olan İzmir, Anadolu’nun hızla değişen tarihi ile Ege’nin renkli tarihinin bir harmanıdır. Kent, modern Türkiye’nin batıya açılan çağdaş yüzü olarak kültür, sanat, turizm, ticaret ve sanayi alanlarındaki gelişimini hızla sürdürmektedir.

İzmir; Tepekule(Bayraklı), Symrna, Efes, Pergamon(Bergama), Teos (Sığacık), Lebedos (Ürkmez), Kyme (Aliağa), Allianoi (Yortanlı), Thyrea (Tire), Phokaia (Foça), Kolophon (Değirmendere), Erythrai (Çeşme), Klazomenai (Urla), Metropolis (Torbalı), Claros (Ahmetbeyli) ve Myrina (Aliağa) gibi tarihte hüküm sürmüş olan uygarlıkların yaşadığı topraklara ve hâlâ gün yüzüne çıkmamış pek çok uygarlık merkezinin miraslarına sahip binlerce yıllık yerleşim yeridir.

İzmir tarihin her döneminde insan sağlığına hizmet etmiş dünyaca bilinen Agamemnon, Asklepion, Allianoi, Karakoç ve Çeşme-Şifne, Ilıca vb. şifa merkezleri ile günümüzde de özellikle İskandinav ülkelerinden ve dünyanın her yerinden gelen ziyaretçilerine sağlıklı yaşam alternatiflerini sunan ve potansiyeli çok yüksek olan sağlık ve termal turizm merkezidir.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir