İmamoğlu: Mertlerin Kazandığı, Namertlerin Kaybettiği…
Hakkında verilen hapis cezası kararının ardından İstanbul’daki bir temel atma töreninde konuşan İBB Başkanı İmamoğlu, “Dünyaya kafa tutmak, yargıcın gömleğini giyerek ya da elbisesini giyerek insanları alt etmeye çalışmakla olmaz. Dünyaya kafa tutmak akılla ve bilimle olur” dedi ve ekledi:
“Bu millet hakkını yedirmeyeceği gibi namertle, mertliğin ne olduğunu da önümüzdeki süreçte hep beraber tekrar ülkemizde, milletimize, genel başkanımız ve Altılı Masa’da bulunan diğer siyasi liderlerle beraber hep birlikte tekrar ispatını göstereceğiz. Ve mertlerin kazandığı, namertlerin kaybettiği, 86 milyon insanımızın da kazandığı bir dönem yaşatacağız.”
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Temel Atma Töreni’nde konuştu. İmamoğlu burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Burada geleceğe dair İstanbul’un yaş almış büyüklerine güzel hizmetler sunacağımız bir merkezin temelini atıyoruz. Bu temel 200 milyon lirayı aşkın bir yatırımla önümüzdeki yıl bu zamanlara kadar hizmete açacağımız bir temel atma töreni. Şimdiden hayırlı olsun.
İstanbul’da 150 günde 150 proje kampanyamızın sonuna geliyoruz. 15 gün sonra bu kampanyamızı bitirmiş olacağız. Bu kampanyamız esnasında 168 noktada 199 projeye eriştiğimizi belirtmek isterim. Daha da sevindirici bir hususu paylaşmak isterim, önümüzdeki şubat-mart-nisan ayları içerisinde İstanbul’umuzda en az 150 projenin daha temel atmasını yapacağımızı paylaşmak istiyorum.
Bizi bu sürece yolculuğa çıktığımız andan itibaren motive eden en önemli şey bu dönemin ruhu gereği milletimize olan sorumluluğumuz ve onlarla olan ideallerde buluştuğumuz bağımız. İlk günden itibaren şehrimizin ihtiyaçlarını, taleplerini can kulağıyla dinledik.
Bir toplumu yönetirken onlarla birlikte karar almadan başarıya ulaşmak mümkün değil. Hem katılımcılığı hem şeffaflığı İBB çatısı altında hissettirdik. Kıymetli Genel Başkanım Kemal Kılıçdaroğlu’na teşekkür etmek isterim. Ben bu şehrin gelmiş geçmiş en demokrat belediye başkanı olmak isterim demiştim. Kendimize çizdiğimiz bu yolculuk hiçbir zaman şaşmadı.
Bizim ülkemizde bazen hiçbir başarı cezasız kalmaz. Böyle bir bakış açısı da var. Bana verilen bu anlamsız ve hukuksuz cezayı başarımın ödülü olarak görüyorum. İsraf düzenlerine son vermenin onları çok kızdırdığını biliyorum. Aynı zamanda İstanbul’un itibar görmemesi gereken tam aksine tedbirli olmanız gereken bazı kurumlarına itibarlı davranan dönemin bittiğine de çok üzüldüklerini biliyorum. O kurumlar bir haftadır konuştuğumuz ayıpları bize yaşatan kurumlar. Bir çocuğumuzun yaşadığı istismardan tutun da farklı edepsiz işlemlerin paydaşı olan bazı kurumları çevremizden uzak tuttuk. İyileri tenzih ediyorum. Sosyal yardım ve destekleri arttırmış olmamız, plansızlıktan, bir avuç insanı kayırma duygusundan böylesi bir döneme dönüşmek onları çok kızdırdı ve bizi cezalandırmak istiyorlar.
“Hiç kimsenin hakkını yemedim, hakkımı da yedirmeyeceğim”
Aslında o kötü akıllarını ve zihinlerini, kötülük dolu kalplerini ‘Binali Bey’e mi oy vereceksiniz? Sisi’ye mi oy vereceksiniz’ diye meydanlarda bağırdıklarında anlamak gerekiyordu. Ben bu memleketin bir evladıyım. Sisi ne, biz ne?
Karadeniz’in Trabzon ilinin Akçaabat ilçesinin eski adı Zanane yeni adı Cevizli köyünde doğmuş bir adama bunu diyen akıldan başka bir maharet bekleyemezsiniz. İlk gündeki gibi burada ifade edeyim ki; hiç kimsenin hakkını yemedim, hakkımı da yedirmeyeceğim.
Dünyaya kafa tutmak, yargıcın gömleğini giyerek ya da elbisesini giyerek insanları alt etmeye çalışmakla olmaz. Dünyaya kafa tutmak akılla ve bilimle olur. Bu millet hakkını yedirmeyeceği gibi namertle, mertliğin ne olduğunu da önümüzdeki süreçte hep beraber tekrar ülkemizde, milletimize, genel başkanımız ve Altılı Masa’da bulunan diğer siyasi liderlerle beraber hep birlikte tekrar ispatını göstereceğiz. Ve mertlerin kazandığı, namertlerin kaybettiği, 86 milyon insanımızın da kazandığı bir dönem yaşatacağız. Allah kimseye itibar kaybı yaşatmasın…”
Kılıçdaroğlu: Aday belirleme sürecini etkilemez
Diğer yandan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu,İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yargı kararının Altılı Masa’nın adaylık belirleme sürecini etkilemeyeceğini savundu. Kılıçdaroğu Halk TV’de katıldığı yayında “Dün meydana gelen gelişme adaylık belirme sürecini etkiler mi?” sorusuna yanıt verdi.
Kılıçdaroğlu, “Etkilemez. Biz öteden beri attığımız her adımı belli bir kararlılıkla ve bilgi birikimi şeklinde ilerlediğini biliyoruz. Altı liderin ortak iradesiyle bir metni çıkarmaya çalışıyoruz. Altı liderin altında güçlü kadrolar var” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, “Bu olay bizim altı liderin daha sıkı sıkıya, kol kola, omuz omuza yürümeleri için ivme kazandırır” diye konuştu.
Kararın üst mahkemden döneceğine inandığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Hala bu ülkede hakkın, hukukun ne olduğunu bilen, namuslu ve yürekli yargıçlarımız var. Biz o yargıçlarımıza, hakimlerimize güveniyoruz. Neden İstinaf’tan dönmesin. Bu ülkede adalet varsa dönecektir. Ne demek dönmez? Eğer gerçekten ülkede adaletin zerreciği kaldıysa dönecektir” dedi. Kılıçdaroğlu, Yargıtay aşamasıyla ilgili de, “Kararın onanacağı şeklinde bir düşünceye sahip değilim. Bu ülkenin namuslu hakimleri, savcıları var. Bu adaletsizliğe ‘dur’ diyeceklerdir” diye konuştu.
“Beraat bekliyordum”
CHP lideri “Bu davanın böyle sonuçlanacağını tahmin ediyor muydunuz” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Emin olun hayır. Yargıcın tutanaklara geçen ‘Bu ifade Soylu’ya söylenmiştir’ ifadesi var. Bunun üzerine beraat beklersiniz. Karar açıklanırsa beraat ya da ertelenir diye bekliyordum. Ertelense bile beraat çıkacağını düşünüyordum.”
Kılıçdaroğlu duruşmanın olduğu gün Almanya’da bulunmasına yönelik eleştirilere şöyle yanıt verdi:
“Benim İngiltere’ye, ABD’ye, Almanya’ya gidişim Türkiye’nin hızla büyümesi, kalkınmasıdır. Bu gezileri yaparken telefon açıp ‘Ben geliyorum, hazır mısınız?’ değil. Uluslararası ilişkilerde belli bir zaman dilimi var. Belli bir zaman dilimi içinde randevular alınır. Biz de Almanya’ya bu çerçeve içinde gittik. Vizyon toplantısını yaptık üçüncü ayağı Almanya vardı. Gerçekten de Türkiye’nin önemli finans kaynaklarına ihtiyacı var. Bunun için bu programları yaptık. Normalde davaya bakıldığı zaman beraat edilmesi gereken bilir kişi raporu, tanık gazeteciler var, daha önceki duruşmada tutanağa geçen ifadeler var. Normalde beraat bekliyoruz. Arkadan beklemediğimiz bir olay”