Hüseyin Haydar Kimdir? Hayatı, Eserleri
10 Ocak 1956 yılında Trabzon’un Araklı İlçesine bağlı Yeşilce Köyünde dünyaya gelen Hüseyin Haydar’ın asıl adı Hüseyin Öztürk’tür. Ortaöğrenimini Trabzon ve Erzurum Atatürk Lisesinde tamamladı. Bir süre İstanbul Ticari Bilimler Akademisinde öğrenim gördü. Son sınıftayken geçirdiği bir iş kazası sebebiyle öğrenimini tamamlayamadı.
Haber Merkezi / De Yayınevinin yanı sıra Yazko Edebiyat, Somut ve Yazko Çeviri dergilerinde teknik yönetmenlik ve yazı kurulu üyeliği ile Cumhuriyet gazetesinde düzeltmenlik yaptı. Uzun yıllar reklam şirketlerinde reklam yazarı olarak çalıştı. Türkiye Yazarlar Sendikası, PEN Yazarlar Derneği ve Edebiyatçılar Derneği üyesi olan Hüseyin Haydar, Acı Türkcü adlı kitabı ile 1981 Akademi Kitabevi Şiir Ödülü’ne layık görüldü. Şiirleri uluslararası Lotus dergisinde İngilizce, Almanca, Fransızca ve Arapça dillerine çevrilip yayımlandı. Ürünleri aynı zamanda ABD, Bulgaristan ve Romanya’da çıkan Türk Şiir Antolojilerinde yer aldı. Hâlen Aydınlık gazetesindeki köşesinde yazılarını yayımlamakta, İstanbul’da yaşamakta ve yazı çalışmalarını burada sürdürmektedir.
Toplumcu şiire 1980’li yıllardan sonra ivme kazandıran Hüseyin Haydar’ın ilk kalem ürünleri 1979’da Sanat ve Toplum dergisinde yayımlanmıştır. Daha sonra toplumcu gerçekçi bir anlayışla kaleme aldığı şiirleri Somut, Sanat Emeği, Edebiyat Cephesi, Türk Dili, Varlık, Yazko Edebiyat, Adam Sanat ve Milliyet Sanat gibi pek çok dergide yer almıştır. Hüseyin Haydar’ın Sanat ve Toplum dergisinde yayımlanan ilk şiirleri işlediği temaları rahat ettiren kuruluşlar olarak görülür. Aşk ayrılık, ölüm gibi temaları lirik çocuk duyarlılığıyla işlediği şiirlerinde yöresel dil özelliklerini kullanmadaki becerisi ile dikkatleri üzerine çekmiştir
Asiltürk’e göre yayımladığı şiir kitaplarının arasındaki 7-8 yıllık aralar şairin seçici bir tutumla hareket ettiği şeklinde yorumlanabilir. Şiire başladığı yıllardan itibaren kendi içinde bütünlüklü bir şiir peşinde olan Hüseyin Haydar, söyleyişte yalınlığı esas alır. İmgeselliğin abartılması ona göre, şiirin özündeki saflığı bozmaktadır. Onun anlayışına göre şiir her şeyden önce ‘söz’dür ve bu nedenle de doğal, içten olmak durumundadır. Şairin ilk şiir kitabı Acı Türkücü; kitaplaşma sırasında bazı şiirler, bazı şiir öbekleri ve hatta bazı tehlikeli imgelerin kitabın toplattırılmasına yol açacağı düşünülerek çıkarılmasına karar verilip 1981 Aralık ayında eksikleriyle yayımlanmıştır. Kitaptaki şiirlerde 80 öncesi dönemin tekinsiz havası ve her an ölümle burun buruna yaşama endişesi sezilmektedir. Kitap büyük bir beğeniyle karşılanır ve kısa sürede tükenir.
Sindirilmeye çalışılan insanın, halk düşmanı güçlere boyun eğmeyen, sevdalı, ezgili direnişi niteliğindeki Kara Şarkılar (1983)’daki şiirler devrimci bir yürekle yazılmıştır. Afşar Timuçin, bunu “Kara Şarkılar’da ak şiirler” diye tanımlamıştır. Sudan Gövde (1993) ile poetik duruşunu belirginleştiren ve dilini olgunlaştıran Hüseyin Haydar, aynı zamanda kişiliğini bulmuştur. Nitekim Asiltürk de Sudan Gövde’yi şairin ustalık eseri olarak kabul eder ve bu kitabı farklı, ileri ya da özgün yapan temel özelliğin “Yenibütün Bildirisi”ni aşarak “imgeyi ve gerçekçi bakışı yetkinlikle harmanlaması” olarak belirtir
. Şair Zor Günlerin Şiirleri (2011)’nde toplumcu anlayışını iyice belirginleştirir. Bu kitapta tarihsel ve mitolojik söylem öne çıkar. Okurunun karşısına; Ergenekon demircisi, Kava, Spartaküs, Nesimi, Hallac-ı Mansur, Şeyh Bedrettin ve Kuvayı Milliye kahramanlarını çıkarır. Doğu Tabletleri (2012), bir yandan modern Türk şiirine bulaşan pek çok hurafeyi yıkarken, öte yandan şiiri, toplumsal mücadele alanına sürer. Güncel gerçeği, derin tarihsel boyutlarıyla kavrayan şiirler, imge yapısıyla da Türkçenin söz gücünü yansıtır. Hüseyin Haydar, zalimce saldırılara uğrayan Ortadoğu ve Asya halklarının mücadelesinin sanat boyutuna, Tabletler’le karşılık verir. Aynı zamanda Batı’nın saplandığı bunalımı gösterir. Kitap 2003’te Amerika’nın Irak’ı işgal sürecinde yazılmaya başladığı için ilk şiirlerin konusu bu işgaldir. Şair gözünü daha sonraki şiirlerinde Ortadğu ve Asya coğrafyasına çevirmiştir.
Şair isyankâr söyleminin dozunu İsyan Makamı (2012)’nda zirveye ulaştırır. Lirik gerçekçi ya da Cahit Külebi’nin söylemiyle “devrimci romantik Hüseyin Haydar” bu kitabıyla toplumcu şair duruşundaki istikrarını korur ve toplumsal mücadelenin coşkusunu, şiirin diri sesiyle tarihin içinden yükseltir. Kavga Ölüm ve Esmer Aşk (2015) 12 Eylül ve 12 Mart’ın atmosferini yansıtır. Şair, Batı Asya’da insanlığın büyük direnişine İsyan Hakları (2017)’yla destek vermiştir. Andaç, şiirdeki çizgisini bozmayan şair için “Onun, her kitabıyla, bize açtığı yeni bir kapının ardında hayatın solunan yanlarını, insanın o evredeki trajedisini, ömür denilen şeyin sürüklendiği ‘an’ların, ‘durum’ların resmini sunduğunu görürüz.” değerlendirmesini yapmıştır. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)