HRW Ve ARTICLE 19 Raporu: Hükümetin İnternet Kontrolü Seçimleri Tehdit Ediyor
14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine günler kala, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve ARTICLE 19, hükümetin internet üzerindeki kontrolünün seçimleri tehdit ettiğini ifade eden bir rapor yayınladı.
Popüler sosyal medya şirketlerinin politikalarının da mercek altına alınan raporda, Türkiye’de geçmiş seçimlerde sosyal medyanın, geleneksel medyanın ve ulusal seçim makamlarının bağımsız olmadığı bir ortamda oy kullanımına ilişkin usulsüzlük iddialarının dile getirilmesinde önemli bir rol oynadığına dikkat çekildi.
Buna karşılık hükümetin, Ekim 2022’de kabul edilen bir dizi yasal değişiklikle internet sansürüne yönelik araçlarını seçim öncesinde önemli ölçüde artırdığı belirtildi.
“Hükümet, seçim sırasında muhalif görüşlerin yayılmasını engellemek için sosyal medya platformlarını tehdit etmekten veya kısıtlamaktan kaçınmalıdır” denilen raporda “Sosyal medya platformları ve mesajlaşma servisleri, Türkiye’deki seçmenlerin demokratik bir seçime katılım hakkına saygı göstererek hükümet baskısına direnmeli ve kısıtlamalara karşı acil durum planlarını uygulamaya koyarak kâr etmek yerine insan haklarına öncelik vermelidirler” ifadelerine yer verildi.
Sosyal medya şirketlerinin tutumu
Raporda sosyal medya şirketlerinin “Birleşmiş Milletler İş Dünyası ve İnsan Hakları Rehber İlkeleri uyarınca faaliyetlerini demokratik seçimlere katılma hakkını zedelemeye katkıda bulunan yönlerini ele almak da dahil olmak üzere, insan haklarına saygı gösterme ve ihlalleri giderme yükümlülüklerine” sahip olduğuna dikkat çekildi.
Sosyal medya şirketlerinden sadee Meta ve TikTok Türkiye’deki seçimlerle ilgili yaklaşımlarını açıkladığı, Twitter ve YouTube’un seçimlerle ilgili genel politikalarının bulunmadığı, Telegram’ın dezenformasyon veya seçimle ilgili erişime açık bir politikası olmadığı kaydedildi.
ARTICLE 19 ve İnsan Hakları İzleme Örgütü, 1 Mayıs’ta Meta, Telegram, TikTok, Twitter ve YouTube’a mektup yazarak Türkiye’deki seçimler bağlamında insan haklarını korumak için ayırdıkları kaynakları sordu. Meta ve TikTok, Türkiye’nin seçimlerine yönelik özel çabalarıyla ilgili haber duyurularına ilişkin bağlantıları iletti.
TikTok, haber duyurusuna ilişkin daha ayrıntılı açıklama yaparak Türkiye’deki seçimlerle ilgili hazırlıklarının Ağustos 2022’de başladığını, içerikleri denetlemek ve politikalarını ihlal eden yerel söylemleri tespit etmek için anadili Türkçe, Kürtçe ve Arapça olan kişilerle çalıştığını belirtti. İnsan Hakları İzleme Örgütü ve ARTICLE 19, diğer şirketlerin hiçbirinden ayrıntılı sorularına dair yanıt alamadı.
Şirketlerin hiçbirinin Türkiye’deki seçimler için ayırdıkları kaynaklar konusunda tam anlamıyla şeffaf olamadığını ifade eden İnsan Hakları İzleme Örgütü “Şirketlerin çoğu, platformlarının ve hizmetlerinin seçim sonuçlarıyla ilgili hatalı bilgilerin yayılmasına katkıda bulunmamalarını ve sürecin bütünlüğüne zarar vermemelerini sağlamak için birbiriyle çelişecek seçim zaferi ve seçim hilesi iddialarıyla nasıl başa çıkmayı planladıklarını açıklayamadı” dedi.
Twitter’ın devlete bağlı olduğunu değerlendirdiği hesapları etiketleme politikası olmasına rağmen Anadolu Ajansı’nı “devlete bağlı” olarak etiketlememesinin endişe verici olduğu kaydedildi.
ARTICLE 19 Avrupa Direktörü Sarah Clarke, “Sosyal medya şirketleri, bağımsız gözlemcilerin değerlendirmeleri de dahil olmak üzere, hükümetin olumsuz gördüğü içerikleri çıkarmaları konusunda yoğun bir baskıyla karşılaşabilir. Şirketlerin bu baskılara direnmeleri ve bu kritik seçim döneminde kendilerini hak ihlallerinin ortağı haline getirecek tedbirlere karşı koymak için ellerinden geleni yapmaları çok önemlidir” dedi.
(Kaynak: DW Türkçe)