HDP’li Günay: Halkımız Ampulü Sandıkta Söndürecek
HDP Parti Sözcüsü Günay, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Halkımız gerçeğin farkında. Halkımız tepkili ve öfkeli. Söndürülecek olan ampul evlerde ve işyerlerinde yanan ampul değil, söndürülecek olan ampul AKP’nin rantla talanla torpillerle yaktığı ampuldür. Halkımızla birlikte bu ampulü sandıkta hep birlikte söndüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi / Günay, konuya ilişkin yaptığı açıklamanın devamında, “Ama tabi ampullerinin söneceğini bildikleri için bu iktidar sandığa gitmeye korkuyor. Neden mi? Sandığa o elektrik faturaları atılacak. Sandığa AKP’nin rant ve yolsuzlukları için hazırlanmış dava dilekçeleri atılacak. Sandığa gençlerin yeni bir gelecek umudunun pusulası atılacak. Halkımız elbette AKP’den hesap soracak, halkımız o ampulü sandıkta söndürecek.” dedi.
Açıklamasında, hayatını kaybeden Elazığ Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara’yla ilgili de ailesine başsağlığı dileyen Günay, “Enes, geride bıraktığı video mesajında bir Türkiye hakikatini çok çarpıcı bir şekilde gözler önüne serdi. Yaşama sevincini kaybettiğini söyledi. 20 yaşındaki bir üniversite öğrencisi, bu iktidar sürecinde doğmuş ve 20 yılın sonunda yaşama sevincini kaybettiğini söylüyor. Aslında bir hakikati da söylüyor.” ifadelerini kullandı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Sözcüsü Ebru Günay, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. 22 Ocak’ta Diyarbakır’daki “HDP’yi savunuyoruz” mitingine çağrıda bulunan Günay’ın açıklamaları şöyle;
“Elazığ Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara, yaşadıkları sonucu önceki gün intihar etti. Acılı ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Enes, geride bıraktığı video mesajında bir Türkiye hakikatini çok çarpıcı bir şekilde gözler önüne serdi. Yaşama sevincini kaybettiğini söyledi. 20 yaşındaki bir üniversite öğrencisi, bu iktidar sürecinde doğmuş ve 20 yılın sonunda yaşama sevincini kaybettiğini söylüyor. Aslında bir hakikati da söylüyor.
“İktidarın vadettiği tek şey umutsuzluk”
Bu iktidarın Türkiye toplumuna, gençlere, kadınlara vadettiği tek şey ölüm ve yaşama sevincinin olmaması, geleceksizlik, umutsuzluk ve karamsarlığı ifade ediyor. Üniversite öğrencileri bu süreçte barınamıyoruz diyerek sokaklardaydılar. İktidar onları terörize etti. Barınamamanın sonucu olarak cemaat yurtlarına mahkum edildiler. İktidar bütün devlet kaynaklarını, imkanlarını cemaatlere sunarak öğrencileri mağdur; aileleri yoksul ve bu ülkenin geleceğini umutsuz bıraktı. Bizler gençlerin ölüme sürüklenmesine asla müsaade etmeyeceğiz.
Bu konudaki her türlü mücadele hattını yürütmeye devam edeceğiz. İktidarın bu politikalarıdır Enes’in katili. İktidar yürüttüğü bu düşman politikalarıyla, öğrencilerin taleplerini, isteklerini görmezden gelerek yandaşına, kendisine ayırdığı devlet imkanlarıyla Enes’i ölüme sürükleyerek katline imzasını atmıştır. İktidar ve en önemlisi kaldığı cemaat yurdunun yetkilileri bir an önce hesap vermelidir. Bizler parti olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Çünkü geleceğimizi korumak, gençlerimizi geleceksiz ve umutsuz bırakmamak için mücadele ediyoruz.
“Bu zamlarla söndürülecek olan ampul evlerde yanan ampul değil AKP’nin ampulüdür”
2022 yılında çöken AKP iktidarı, kendi çöküşünün faturasını halka çıkarmaya devam ediyor. Bunu ilk gün yaptığı zamlarla hep birlikte gördük. Türkiye tarihinde görülmüş en yüksek zam oranlarıyla Türkiye halkı karşı karşıya. Son zamlar ile evler karanlık, mutfaklar yangın yeri, sofralar bomboş artık. Sadece son zamlar için söylüyorum, elektriğe % 127, doğalgaza % 100’ün üzerinde zam yapıldı. Ve bunun sonucu olarak gıdalarda % 150’nin üzerinden zamlar yapıldı. Emekçiye, emekliye, öğrenci burslarına yapılan zam yüzde 30. İktidar, ekonomik planlarının tamamını kendi yandaşlarına göre yapıyor. Emekliye, emekçiye, işçiye, öğrenciye, kadınlara yoksula göre değil.
Onlara tamamen yoksulluk, sefalet ve açlığı reva gören bir sistem hayata geçirmeye çalışıyor. Halkımız bu gerçeğin farkında. Halkımız tepkili ve öfkeli. Söndürülecek olan ampul evlerde ve işyerlerinde yanan ampul değil, söndürülecek olan ampul AKP’nin rantla talanla torpillerle yaktığı ampuldür. Halkımızla birlikte bu ampulü sandıkta hep birlikte söndüreceğiz. Ama tabi ampullerinin söneceğini bildikleri için bu iktidar sandığa gitmeye korkuyor. Neden mi? Sandığa o elektrik faturaları atılacak. Sandığa AKP’nin rant ve yolsuzlukları için hazırlanmış dava dilekçeleri atılacak. Sandığa gençlerin yeni bir gelecek umudunun pusulası atılacak. Halkımız elbette AKP’den hesap soracak, halkımız o ampulü sandıkta söndürecek.
“HDP’ye dönük her saldırı demokrasiye, Türkiye’nin geleceğine saldırıdır”
Tüm bu gerçekliği örtbas etmek için AKP iktidarı ve küçük ortağı sürekli olarak partimize saldırıyor. Grup toplantılarında yeniden partimize yönelik nefret ve düşman dilini kullandılar. Türkiye toplumuna, kadınlara, gençlere dair söyleyecekleri sözleri yok. HDP olmazsa Türkiye’ye dair söyleyecekleri tek bir sözleri yok. Sadece hamaset ve nefret, saldırganlık üzerinden ifade ediyorlar. HDP’ye dönük her saldırı Türkiye demokrasisine saldırıdır. Bizler ilk kayyım atamalarında, bu kayyımların sadece HDP’li belediyelere dönük olmadığını Türkiye demokrasisine dönük bir saldırı olduğunu söyledik. Geldiğimiz noktada maalesef tarih bizi haklı çıkardı.
Bugün de HDP’ye yönelik saldırı Türkiye demokrasisine yönelik saldırıdır. Türkiye’nin geleceğine saldırıdır. Demokrasi güçleriyle beraber HDP’yi savunan AKP-MHP faşizmini gerileten bir hatta birlikte mücadele etmeliyiz. İktidara açıkça söylüyoruz; kaybediyorsunuz, kaybedeceksiniz. HDP’ye saldırarak asla çöküşünüzü engelleyemezsiniz. HDP’ye saldırdıkça asla sonuç alamazsınız. HDP var oldukça siz kazanamayacaksınız. HDP var oldukça, demokrasi güçleri, Türkiye hakları, gençleri, kadınları kazanacak. İktidarın küçük ortağı her ağzını açtığında beka beka beka diyor ama o beka dedikleri şey bu ülkeyi uçuruma sürükledi. Bu ülkede gaspın, torpilin talanın adı oldu beka.
“Milyonların desteğiyle Meclis’teyiz, sizin lütfunuzla değil”
Yaşanan sorunlara söyleyecek bir sözleri yok. Hamaset, öfke, kin ve nefretten başka. Ortaklar hep birlikte grup toplantılarında HDP’yi istemiyoruz diye söylenip durdular. Şunu açık bir şekilde söyleyelim; bizler sizin lütfunuzla o Meclis’te bulunmuyoruz. Bizlere oy vermiş milyonların desteği ile Meclis’te bulunuyoruz, bulunmaya devam edeceğiz. Halkımızın gücü ve desteğiyle var olmaya, siyasette söz kurmaya devam edeceğiz.
“AKP kendinden önceki iktidarların toplam kötülüğünü şimdi uyguluyor”
AKP kendinden önceki iktidarların toplam kötülüğünü şimdi uyguluyor. Reddettiği karşı çıktığı bütün kötülük miraslarını AKP iktidarı bir bir hayata geçiriyor. Hatta fazlasını yapıyor. Partimize dönük saldırılar, kumpas davaları da bu saldırganlıklarının sonucu olarak ortaya çıkıyor. Partimize yönelik saldırılar kapsamında Diyarbakır milletvekilimiz Semra Güzel’e ait dokunulmazlığın kaldırılması talebi karma komisyona sevk edildi. Bu bir demokrasi ve Kürt düşmanlığının açık sonucudur. Türkiye toplumu özellikle Kürt halkının seçilmiş iradelerinin nasıl baskı, cezaevleri ve kumpaslarla tasfiye edilmeye çalışıldığına bugüne kadar tanıklık etti. DEP’lilerin yaşadıkları her vicdan sahibi insanın hafızasında duruyor. Leyla Güven, Musa Farisoğulları ve Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun da milletvekilliği düşürüldü. Ömer Faruk Gergerlioğlu geri geldi.
“Bizler Türkiye’nin geleceğiyiz, mücadeleden asla geri durmayacağız”
Bu bir Türkiye ve iktidar klasiği. Siyaseten baş edemediği muhalefeti böyle saldırılarla devre dışı bırakmaya çalışıyorlar. Bizler geçmişten aldığımız mücadele gücü, HDP bileşenlerinden aldığımız mücadele geleneğiyle dimdik ayakta durmaya, Türkiye toplumu için huzur, barış dolu demokratik bir gelecek için mücadele etmeye ve bunu vadetmeye devam edeceğiz. Bizler Türkiye’nin geleceğiyiz. Bizler Türkiye’nin demokrasisi, barışı ve kardeşliğiyiz. Bunun için asla geri durmayacağız. Hep beraber mücadele edeceğiz.
“22 Ocak’ta Diyarbakır’da “HDP’yi savunuyoruz” diyeceğiz”
Bu saldırılar devam ederken bizler de mücadeleye devam ediyoruz. HDP’liyiz her yerdeyiz dedik, Şimdi de HDP zamanı diyoruz. Alanlarda halk buluşmaları ve mitingler gerçekleştirdik. Gerçekleştirmeye devam edeceğiz. İktidar 2022 yılında da kaybedecek. Sokaklarda halkımızla birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Tekirdağ, Bursa ve Mersin’de mitingler gerçekleştirdik. En son Kocaeli’nde miting gerçekleştirdik. Halkımızın HDP’ye nasıl gönül verdiğini, mücadele ettiğini gördük. Mecali kalmamış diyenlere cevabı alanlarda verdik. 22 Ocak’ta da Diyarbakır’da ‘HDP’yi savunuyoruz’ diyerek yine alanlarda olacağız. Yine hep birlikte mücadele sesini yükselteceğiz. Diyarbakır mücadele geleneği ve HDP’nin temsil ettiği mücadelenin hattıdır. Diyarbakır’da da sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Bu nedenle de, 22 Ocak’ta gerçekleşecek olan mitinge halkımızı buradan davet ediyorum.”