HDP: Mültecilere karşı ırkçı söylemleri kabul etmiyoruz
Halkların Demokratik Partisi (HDP), son dönemde göçmenler üzerinden yaşanan tartışmalara ilişkin “Mültecilik sorununu yaratan politikalara karşı çıkmak ile mültecilerin haklarını yok saymanın aynı şey olmadığını bütün taraflara tekrar hatırlatmayı görev biliyoruz” açıklamasında bulundu.
Haber Merkezi / HDP, özellikle Suriye ve Afganistan’dan gelen göçmenler üzerinden yaşanan tartışmalara ilişkin “mültecilere karşı ırkçı söylemleri de mülteciliğin araçsallaştırılmasını da kabul etmiyoruz” başlıklı bir açıklama yayımladı.
“Türkiye’deki yoksulluğun, işsizliğin, savaşın, yaşam tarzına müdahalelerin mültecilerden kaynaklandığını iddia edenler toplumu ırkçılığa itmekten başka bir sonuca yol açmamaktadır” ifadelerinin yer aldığı açıklama şöyle;
“Suriye, Afganistan, Libya ve pek çok ülke, AKP-MHP blokunun da aralarında yer aldığı yabancı güçlerin müdahaleleri sonucu iç savaşlarla boğuşuyor. Savaş sonucunda Türkiye üzerinden Avrupa’ya yönelen yoğun göç dalgalarına karşı farklı kesimlerden, insan haklarını ve özgürlükleri hiçe sayan ilkesiz tutumlar görüyoruz. Saray rejiminin savaş tezkerelerine karşı aktif mücadele etmek yerine, mültecileri hedef gösteren sistem muhalefeti, mültecilerin can güvenliğini tehlikeye atıyor.
Türkiye’deki yoksulluğun, işsizliğin, savaşın, yaşam tarzına müdahalelerin mültecilerden kaynaklandığını iddia edenler toplumu ırkçılığa itmekten başka bir sonuca yol açmamaktadır. Yabancılara karşı linç ve hatta ölümle sonuçlanabilecek saldırıların zeminini hazırlayan nefret söylemine karşı HDP olarak her zaman sorumlu bir tutum almayı ilkelerimize bağlılığımızın bir gereği olarak gördük ve bu perspektifle halklarımızın mültecilere karşı saldırgan veya ayrımcı bir tutum içinde olmaması gerektiğini en güçlü biçimde savunduk. Tepki gösterilmesi gereken kişiler sığınmacılar değil, AKP-MHP iktidarının Suriye’de insanların yerlerinden edilmesine sebep olan çözüm karşıtı, mezhepçi ve ırkçı dış müdahaleleridir. Savaş yerine siyasal çözümü teşvik eden bir politika benimsenmiş olsaydı, bugün Suriye Krizi böylesine yıkıcı bir hal almayacaktı.
Düzensiz göç ve sınırlardan denetimsiz geçişleri, AKP’nin çeşitli gizli anlaşmalar ve amaçlar doğrultusunda teşvik ettiğini biliyoruz. Ucuz iş gücü, örgütsüz emek, güvencesiz çalıştırma ile bir taraftan sermaye sınıfının karları arttırılırken; diğer taraftan demografik yapıyı değiştirme, mezhep çatışması yaratma, AB – BM’den para almak gibi çok yönlü hesaplar yapılıyor. Mevcut mülteci politikasının sebep olabileceği toplumsal çatışmaların gerçekleşmesi durumunda, bundan başta hükümet olmak üzere, muhalefetteki politikacıların da sorumlu olacağını şimdiden vurgulamak istiyoruz.
“Asla kabul etmiyoruz”
Suriye’de ve Afganistan’da farklı kesimlerin kendisini özgürce ifade edebileceği siyasi bir çözüme katkıda bulunmak yerine çözümsüzlüğü derinleştirecek müdahalelere sebep olan tüm devletlerin her şeyden önce mültecilerin yaşam ve sığınma hakkına saygı göstermesi gerekmektedir. Avrupa Birliği’nden alınan paralar karşılığında mültecilere karşı gardiyan rolünün üstlenilmesini asla kabul etmiyoruz.
AKP-MHP iktidarının sığınmacıları araçsallaştırarak ve şantaj malzemesi haline getirerek Türkiye’de olduğu gibi, Suriye’de de demografik yapıya ve siyasi çözüm kanallarına sistematik biçimde ve alenen müdahale etmesine rağmen Avrupa Birliği liderleri başta olmak üzere uluslararası toplumun bu tehlikeli oyuna tolerans göstermesini HDP olarak her platformda bir eleştiri konusu yapmaya devam edeceğiz.
Mültecilik sorununu yaratan politikalara karşı çıkmak ile mültecilerin haklarını yok saymanın aynı şey olmadığını bütün taraflara tekrar hatırlatmayı görev biliyoruz. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası aktörler mültecilerin yaşam ve sığınma hakkının garanti altına alınmasını sağlayacak ortak bir mekanizmanın oluşturulmasına odaklanmalıdır. HDP olarak göçlerin kaynağı olan dış müdahaleler, yoksulluk, savaş, siyasi krizler ve benzeri yıkım süreçlerinin ortadan kaldırılmasını esas alan ilkeli ve yapıcı politikaların hayata geçirilmesini savunmaya devam edeceğiz.”