Hatun Birsen Başaran Kimdir? Hayatı, Eserleri

1927 yılında Kayseri’nin Pazarören İlçesi’nde dünyaya gelen Hatun Birsen Başaran, 1997 yılında akciğer kanserinden İstanbul’da hayatını kaybetti. Bir toprak davasından cezaevine düşen babası içerde ölünce, zor yaşama koşulları içinde bir çocukluk dönemi geçirdi.

Pazarören Köy Enstitüsü ile Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsünü bitirdi. Milli Eğitim Müdürlüğünde memur olarak çalıştırıldı. Talebi üzerine Kaynarca (Kırklareli) Köyü İlkokuluna öğretmen olarak atandı. Daha sonra Balıkesir’in Havran ve Edremit ilçelerinde ilkokul öğretmenliği yaptı. İstanbul Erenköy Kız Lisesinde müdür yardımcılığı görevini sürdürdüğü sırada, başarıları nedeniyle ödüllendirilerek bir yıllığına Londra’ya gönderildi.

İngiltere eğitimi üzerine gözlemlerini ve izlenimlerini İmece dergisinde yayımladı. Başarılarla dolu bir meslek hayatı geçirdi. Kızı Deniz’in intiharından yedi yıl sonra akciğer kanserinden öldü. Ölümünden sonra günlüklerinin kanserle savaştığı dönemi anlatan bölümü eşi Mehmet Başaran tarafından Canevimde Mor Isırgan (1999) adlı kitapta toplanarak yayımlandı.

İlk yazısı (Elif Teyze) Köy Enstitüsü dergisinde çıkmıştı. Yazı, köy kadınının ve kadınlarımızın çilesini dile getiren çarpıcı gerçekleri sergiliyordu. Başaran’nın bu yazıyla başlayan yazarlığı “gizli yazarlık” olarak sürmüştü.

”Bir anlamda ‘kanser günlüğü’ olarak da nitelendirebileceğimiz ‘Canevimde Mor Isırgan’, Köy Enstitüsü mezunu eğitimci Hatun Birsen Başaran’ın ‘anı günlük’lerinden oluşuyor. Ömrünü aydınlanmaya, ülkesinin aydınlık geleceğine adamış olan Başaran’ın yaşamının son dönemine (1995 – 97) tanıklık ediyor bu anılar.

Canevimde Mor Isırgan’da bu aydınlık bakışlı insanın yetişme, varolma koşullarını, yaşadığı sayrılık (hastalık) günlerinin duygu – düşünce dünyasına yansılarını buluruz. Yaşama duyarlı bakışın anlamını, böylesi dar zamanlarda yaşanan acıların paylaşıldığı ortamın gerçekliğiyle gözler önüne seren anılarda; sevginin, dayanışmanın, bağlılığın, adım adım yaşamı soluyuşun ve doğaya dönüşün duygu yoğunluğunu buluyoruz.”

“H. Birsen Başaran’ın yaşadıklarını, gözlemlerini, duyumsadıklarını içeren bu günlükleri bir Batılı yazar ya da belli çevrelerden biri yazmış olsaydı, yer yerinden oynardı.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir