Hatimoğulları’ndan “Kayyım” Tepkisi: Seçme Ve Seçilme Hakkımızı Elimizden Alamazsınız

Van’da konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Buradan Ankara’ya seslenmek istiyorum: Seçme ve seçilme hakkımızı elimizden alamazsınız. Erken dönemde bu ülkede seçme ve seçilme hakkı, demokrasinin asgari koşulu olarak belirlenmiştir ve anayasal güvence altına alınmıştır. Bu hakkımızı sizlere vermeyeceğiz” dedi.

Haber Merkezi / Van Büyükşehir Belediyesi Atsushi Miyazaki Afet Koordinasyon Merkezi’nin açılışına DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğlulları, DEM Parti Milletvekilleri Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Gülderen Varlı, Zülküf Uçar, Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Neslihan Şedal ve Abdullah Zeydan, ilçe belediye başkanları, Japonya Maslahatgüzarı Tahara Koji, Japonya Büyükelçiliğinden diplomat Riyoichiro Hoshio, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Genel Sekreteri Suat Yıldız, TBB Özel Kalem Müdürü Nurdan Türeci Akova, TBB Meclis üyesi ve Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, AAR Ülke Direktörü Konako Ona Miyachi, AAR İdari İşler Müdürü Şiyar Ada katıldı.

Açılışta konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, şu ifadeleri kullandı: “Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bugün Van’da çok anlamlı bir iş gerçekleşiyor. Yaklaşık üçte ikisi, birinci ve ikinci deprem kuşağında olan bir ülkeyiz ama AKOM (Afet Koordinasyon Merkezi) gibi kuruluşlar Türkiye’de o kadar az ki. Depremlerle ve doğal afetlerle mücadele koordinasyonları Türkiye’de o kadar az ve yetersiz ki. Oysa onlara su kadar, ekmek kadar ihtiyacımız var. Böyle bir ihtiyacı yerine getirdiği için Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanlarımıza ve bu çalışmada emek veren bütün emekçi arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum.

Yine biraz önce yapılan konuşmalarda ifade edildi. 2011’deki Van depremi burada büyük acılar yaşattı. Ne yazık ki Türkiye’nin birçok yerinde yaşanmış depremler gibi. Türkiye’de son 100 yılında 7 ve üzerinde yaklaşık 16 deprem gerçekleşti, sayısız sel gerçekleşti ve neredeyse hepsinde çok büyük can kayıplarımız oldu. Van depreminde Japonya’dan kalkıp gelerek Van halkıyla mükemmel bir dayanışma sergileyen Atsushi Miyazaki’yi burada kaybettik. Kendisini saygıyla anıyorum. Bizlerle, Van halkıyla, Türkiye halklarıyla göstermiş olduğu dayanışmadan dolayı Japon halkına da teşekkürlerimizi sunuyorum.

Sadece deprem değil, Van ve bütün bölge aynı zamanda çığ tehlikesiyle karşı karşıya olan bir bölge. Yoğun kar yağışı, soğuklar ve yağmurlar doğal afetleri oluşturan etmenlerdir. AKOM’un sadece Van’a değil, bütün bölgeye hizmet edecek olması da bütün bölgemiz için oldukça hayırlı ve önemlidir. O bakımdan canı yürekten arkadaşlarımızı bu çalışmadan dolayı tebrik ediyorum. Bizler şunu çok iyi biliriz: Deprem değildir insanı öldüren; binadır, ihmaldir. Bunu, 6 Şubat 2023’teki Maraş merkezli depremde ve 20 Şubat 2023’teki Hatay merkezli depremde hep birlikte çok acı bir şekilde deneyimledik.

11 ilimizi etkisi altına alan o depremde ben de Hatay’da bulundum. Depremin birinci gününden itibaren oradaydım, aylarca deprem yaralarının sarılmasıyla ilgili faaliyetlere katıldım. Deprem dayanışma ağlarının oluşması için emek verenlerdenim. Depremin birinci gününde oradayken, AKOM gibi kurumların eksikliğini fark ettik. Orada bir kepçe bulabilseydik, bir gece içinde onlarca insanı kurtarabilirdik. Bir küreğin, bir hiltinin, bir kepçenin, bir kazmanın ne kadar hayat kurtarabileceğini o gün orada deneyimledik. Biz o depremde bunlara ulaşamadık. Göçük altındaki insanların çığlıklarını şu an kulaklarımda duyar gibiyim. Biraz önce Japonya’dan gelen değerli konuk Miyazaki’nin annesinin mesajını okurken, depremde yitirdiğimiz canlarımız gözlerimin önünden geçti. Onlar annemizdi, ablamızdı, kardeşimizdi, komşumuzdu, arkadaşımızdı. Hepsinin çığlıklarını kulaklarımızda hissettik. Siz Van halkı Van depreminde; biz Hatay’da hissettik, Maraşlı Maraş’ta bunları hissetti.

Biz bu acıları aza indirebilirdik. Bu acıları birkaç şekilde aza indirebilirdik. AKOM gibi kuruluşların tam teşekküllü biçimde altyapısının sağlanmasıyla ve bunların sahada yürüteceği anlık acil faaliyetlerle biz bu ölümleri azaltabilirdik. Elbette bu ölümleri azaltmanın yine en önemli yolu -Belediye Eş Başkanlarımız da ifade etti- binaların sağlamlaştırılmasıdır. Bina stoklarına geri dönüp bakmak, onları dirençli hale getirmek gerekir. Bunun dışında deprem kuşağında olan kentlerin başka bir seçeneği yoktur.

Bunu da yapmak mümkündür. Biz gerek parlamentoda gerek parlamento dışında depremle ilgili yaptığımız her konuşmada Japonya’yı örnek verdik. Bakın Japonya depremi en çok yaşayan ülkelerden biridir. Her seferinde neredeyse 9 şiddetinde deprem yaşadıkları halde, neredeyse bir insanın dahi burnu kanamıyor. Demek ki doğru bir planlama ve çalışmayla bu işlerin üstesinden gelebiliriz. Bunun için tek başına belediyelerin, yerel yönetimlerin olanakları yetmez.

Burada merkezi hükümetin sağlayacağı kaynaklar, bu meseleyi önemsemesi çok önemlidir. Türkiye birinci ve ikinci kuşak deprem bölgesi. Böylesi bir yerde merkezi hükümetin en temel politikalarından biri bunlar olmalıdır. Biz çağrımızı bir deprem kentinden yinelemek istiyoruz: Bu çalışmaları sadece Van’la sınırlı tutmayalım. Merkezi hükümet destek çıksın ve yerel yönetimlerimiz AKOM gibi oluşumlara kavuşsun. Bu mesele hayatidir. Biz bunun ne kadar hayati olduğunu Maraş ve Hatay merkezli depremlerde iliklerimize kadar hissettik.

Doğal afetler konusunda çok önemsediğim bir konunun altını çizmek istiyorum. Dayanışma ağları hayat kurtarır. AKOM gibi kuruluşların yapacağı iş sadece teknik altyapıyı hazırlamak, alet ve edevata sahip olmak değildir; aynı zamanda özellikle mahalle bazlı gönüllülere eğitim vermek de hayati önemdedir. Belediye Eş Başkanlarımız biraz önce bundan bahsetti. Bundan çok mutlu olduğumu da ifade etmek isterim. En önemli çalışmalardan biri doğal afetler konusunda toplumda farkındalık yaratmaktır, bunun eğitimini vermektir. Arama-kurtarma faaliyetlerine katılan gönüllülerin ne yapacaklarını biliyor olması da hayati önemdedir. AKOM’un asıl kadroları kadar mahalle bazlı yapılacak olan eğitim çalışmalarının da çok büyük bir önemi vardır. Arkadaşlarımızın bu çalışmaya da eğilim göstereceklerini biliyor olmanın mutluluğunu yaşıyorum.

Depremlerden, doğal afetlerden bahsediyoruz. Deprem ve diğer doğal afetlerin sadece insan yaşamını yok etmediğini, aynı zamanda kentlerimizi ve kentlerin tarihini de ortadan kaldırdığını biliyoruz. İşte bu tür çalışmaları yaparken ve kentlerimizi dirençli hale getirirken, bir yandan insan yaşamına sahip çıkmış oluyoruz, diğer yandan da kentimizin doğasına, tarihine, siluetine ve kimliğine sahip çıkmış oluyoruz. Bu bakımdan da gerçekten çok önemli.

Biz bugün burada bu açılışı gerçekleştirmek üzere bir araya gelmişken, ne yazık ki Akdeniz Belediyesine kayyımcı zihniyet müdahale etti. Akdeniz Belediye Eş Başkanlarımız, meclis üyelerimiz ve bazı müdürlerimiz sabaha karşı gözaltına alındı. Belediyede şu an kolluk kuvvetlerinin kuşatması var. Hiçbir belediye çalışanı ve meclis üyemiz içeri alınmıyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. DEM Parti belediyeleri, AKOM gibi oluşumları oluşturmak için seçildiler. DEM Parti belediyeleri, kente hizmet etmek için seçildi. DEM Parti belediyeleri, bir kentin ve bir toplumun ne ihtiyacı varsa, yerel yönetimlerin üzerine düşen ne varsa yerine getirmek için seçildi.

“Seçme ve seçilme hakkımızı elimizden alamazsınız”

DEM Parti’nin belediyeleri ile Konya Belediyesi arasında hiçbir fark yoktur. Aynı görevle, aynı anlayışla, aynı hukuk sistemiyle, aynı anayasal düzenlemeyle seçilmişlerdir. Ancak ne yazık ki bize kayyımcı anlayışı reva gören bu iktidar, kayyım atayarak bu hizmetleri yapmamızı engellemektedir. Kayyımları deneyimleyen bir ildeyiz, Van’dayız. Kayyımın burada hizmetsizlik ürettiğini, belediyenin kaynaklarının hizmete değil yandaşa harcandığını çok iyi biliyoruz. Atanmış olan bütün kayyımların öyle yaptığını biliyoruz.

Buradan Ankara’ya seslenmek istiyorum: Seçme ve seçilme hakkımızı elimizden alamazsınız. Erken dönemde bu ülkede seçme ve seçilme hakkı, demokrasinin asgari koşulu olarak belirlenmiştir ve anayasal güvence altına alınmıştır. Bu hakkımızı sizlere vermeyeceğiz. Bizim belediyelerimiz, başta AKOM olmak üzere bu kentin ihtiyacı olan her şeyi; yolu, suyu, sosyal faaliyetleri, kültürel faaliyetleri üretmek üzere seçilmiştir. Belediyelerimizi rahat bırakın ki hizmet üretsinler.

Yarın Akdeniz Belediyesinde olacağım. Heyetimizle beraber esas açıklamamızı orada yapacağız. Belediye Eş Başkanlarımız ve gözaltındaki bütün arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır. Sözlerime son verirken, Van Büyükşehir Belediyesinin yapmış olduğu bu hizmetin ne kadar kıymetli olduğunu bir kere daha vurgulamak istiyorum. Belediyelerimiz hizmet üretmek için vardır. Belediyelerimiz hizmeti halkla buluşturmak için vardır.

Belediyelerimiz o kentin dokusunu, kültürel kimliğini, birikimini geliştirmek ve ileriye taşımak için vardır. Belediyelerimizin bu konudaki çalışmalarına müdahale edilsin istemiyoruz. Belediyelerimiz hizmet üretmeye devam etsin. Değerli arkadaşlar, bu çalışmanızdan dolayı sizleri bir kez daha kutluyorum. Emeklerinize sağlık. Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan’ın da hayırlı olsun dileklerini sizlerle paylaşmak isterim. Sağ olun, var olun.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir