Hatimoğulları: Bizim Yolumuz Barışın Ve Çözümün Yoludur
Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Bizler barışın yolunu parlamentoya, siyasi partilere ve bütün topluma bir kez daha öneriyoruz. Bizim yolumuz barışın yoludur, bizim yolumuz müzakerenin yoludur, çözüm sürecinin üretilmesinin yoldur. 40 yıldır devam eden savaş ve çatışmaların barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesinin yoludur” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, haftalık Meclis grup toplantısında gündemdeki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bugünkü grup toplantısındaki açıklamalarına yanıt veren Hatimoğulları “Cellatları ve cellatlığı çağrıştıracak bir anlayışın parlamentoda yeri yok. Parlamento sözün kurulduğu, siyasetin konuştuğu, savaşların ve çatışmaların ve ülkede yaşanan bütün sorunların konuşulup çözüm bulunduğu bir siyaset alanıdır.
Parlamantoyu bunun dışında adeta cellatları parlamentoya çağırırcasına Kürtçe konuşanların burada yeri yoktur DEM Partililerin burada yeri yok diyenlere yanıtımız çok net şudur: Biz dem partililer olarak sadece Kürtçe konuşmuyoruz, Arapça da Türkçe de konuşuyoruz Süryanice de konuşuyoruz. Anadolu ve Mezopotamya topraklarında bütün dilleri konuşan bir siyasi partiyiz. Bizim yerimiz parlamentodur. Parlamentoda yeri olmayan savaş çığırtkanlığı yapanlardır, çatışmaları derinleştirenlerdir. Bizim yerimiz burasıdır.” dedi.
Devlet Bahçeli ne demişti?
“Dağda bayırda sınır hattında mücadele ettiğimiz hainlerin siyasi cephesi olan DEM’cilerin TBMM’de bulunmaları adalet ve hukuk garabeti, siyaset ve demokrasi ayıbıdır. Karamanoğlu Mehmet Bey 747 yıl önce bugünden sonra hiç kimse divanda dergahta mecliste ve meydanda Türkçeden başka bir dil konuşmayacak fermanı nasıl ki tutacağımız bir buyruk ise aynı şekilde hiçbir terörist veya yandaşı dağda bayırda belediyede şehirde ve de TBMM’de barınmamalı tutunmamalıdır.
Terörle mücadele aslında bölücülükle mücadelenin sadece bir bölümüdür. Eli silah tutan bölücüye zararlı, buna karşılık silahsız bölücüyü zararsız kabul etmek terörle mücadelesi sekteye uğratacak en büyük gaflettir. Devlet gaflete düşmez devlet hukuk içerisinde meşru mücadelesinden asla taviz vermez. Türkiye Cumhuriyeti sınır içi güvenliğini sağladığı gibi sınır ötesi güvenliği de temine muktedirdir”
“Bizim yolumuz barışın, müzakerenin ve çözümün yoludur”
“Biz DEM Parti olarak herkesin, bütün halkların üzüntüsünü yüreğimizin en derinliklerinde hissediyoruz” diyen Hatimoğulları şöyle devam etti:
“Asker ölümlerinin hemen akabinde Rojava bombalanmaya başladı. Siviller katlediliyor, sivillerin yaşam alanları… Sivillerden intikam almak hangi ahlaka, anlayışa sığar? Rojava deyince aklımıza ne geliyor? IŞİD’e karşı en onurlu mücadeleyi veren Kürt halkı ve ittifak ettiği Arap halkı geliyor. Bu yürüdüğünüz yol yol değildir. Bizler barışın yolunu parlamentoya, siyasi partilere ve bütün topluma bir kez daha öneriyoruz. Bizim yolumuz barışın yoludur, bizim yolumuz müzakerenin yoludur, çözüm sürecinin üretilmesinin yoludur. 40 yıldır devam eden savaş ve çatışmaların barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesinin yoludur.”
Emperyalistlerin bölgeyi savaş alanına çevirdiğini belirten Tülay Hatimoğulları, “Bütün bu savaşlar enerji nakil hatları için ya da Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon enerji rezervleri için, bu savaşlar İsrail’in sınır genişletmesi için, yükselen Çin ekonomisine karşı ticaret savaşları için… Peki bütün bu savaşlar devam ederken biz ne yapıyoruz, birbirimizle kavga ediyoruz. Biz ne yapıyoruz; ‘Bu Kürttür, Kürtçe konuşamaz’ diyerek Kürdün katledilebileceği fetvasını veriyoruz. Rojava’da sınır ötesine giderek, Irak topraklarına Kürdistan topraklarına giderek SİHA’larla İHA’larla yağdırılan bombalarla kendi halkımızdan kendi topraklarımızdan olan insanları katletme politikasını sürdürüyoruz. Ama bu böyle gidemez.” dedi.
Tülay Hatimoğulları, “Çatışmalar çözüm değildir, savaş çözüm değildir, acılar çözüm değildir. Hiç kimse acıları yarıştırmaya ve o acıları siyaset malzemesi olarak kullanmaya sakın kalkmasın. Artık yeter artık kana doydu bu topraklar, artık acılara doydu bu topraklar. Gelin hep beraber güvenlik zirveleri yerine asıl güvenliğin teminatı olan barış zirvelerini hep beraber onları örgütleyelim” diye konuştu.