Hakkari’nin Tarihi “Kaleleri Ve Gözetleme Yapıları”

Hakkari, gezilecek yerleri ve tarihi yapılarıyla dikkat çekiyor. Tarihte geniş bir alana tekabül eden Hakkâri Bölgesi’ne ait tarihi veriler en azından X. yy’a kadar oldukça sınırlıdır.

Bu durum bölgede çok az arkeolojik çalışma yapılmasından kaynaklandığı gibi bölgenin coğrafyası itibari ile izole olmasından dolayı tarihçi, gezgin ve coğrafyacıların çok az uğradığı bir mekân olmasından da kaynaklanmaktadır.

X. yy’dan itibaren bölgede siyasi hareketliliğin artması ile İslam dünyasında Hakkâri ile ilgili bilgilerde gözle görülür bir artış olmuş ve bu durum Hakkâri beylerinin 12. yy’dan itibaren ortaya çıkıp bölge siyasetinde yerini almalarıyla beraber daha da artmıştır.

Hakkâri beylerinin; Osmanlı Devleti ve Safeviler arasındaki stratejik konumlarından dolayı iki devlete ait arşiv belgelerinde bölge ile ilgili oldukça fazla tarihi veri yer almıştır. Ayrıca Hakkâri beyleri de kâtipleri aracılığı ile tarihleri ile ilgili eserler yazmaya başlamışlardır.

Son olarak Nesturiler ile ilgili çalışmalar yapmak üzere XIX. yy’ın başlarından 1914 yılına kadar Hakkâri bölgesinde bulunan batılı misyonerler tarafından da oldukça zengin bir arşiv oluşturulmuştur.

Hakkâri ismi ilk olarak Vakıdi’ye (ö: 822) ait eserlerde geçmektedir. Hakkâri bölgesinin merkezi olan Culemerg (Çölemerik) ismi ise ilk olarak ebu’l- Ferec b. Harun el- Meleti olarak bilinen Bar Hebraeus’un (ö. 1286) “Tarih’uz-Zaman” isimli eserinde geçer.

Hakkari tarihine ilişkin verdiğimiz bu kısa bilgiden sonra, Hakkari’ye yolu düşen gezginlerimizin, mutlaka Kale ve Gözetleme Kulleleri’ni ziyaret edip görmelerini tavsiye ederiz.

Bay Kalesi

Şehrin güney tarafında, merkeze 7-8 km uzaklıkta bulunmaktadır. Kale denizden 2.025 m yükseklikte, sarp ve dik kayalık bir tepe üzerinde yer almaktadır. Kaleye hem kuzey taraftan, hem de güney taraftan tırmanarak çıkmak mümkündür. Günümüzde kuzey tarafına yarıya kadar araba için yol açılmış olup, bundan sonrası tırmanma yoludur. Bu kesimde kayalıklara basamaklar açılarak merdivenler oluşturulmuştur. Bunlar çıkışı kolaylaştırmaktadır.

Kalede mimari doku büyük ölçüde tahrip olduğundan, bunları tam olarak ortaya koymak mümkün olmamıştır. Ancak en üst kesimde doğu batı doğrultusunda moloz taşlar ve horasan harcıyla tutturulmuş duvar izlerine rastlanılmıştır. Etrafa dağılmış seramik parçalarından demir çağından itibaren Orta çağ sonuna kadar burada yerleşimin olduğu izlenebilmektedir. Tuğla ve seramikler dışında, üzerinde haç ve süslemeler olan bir taş parçası ile kaya üzerinde kazınmış ters lale şek1indeki motifler kalenin diğer kalıntılarım teşkil etmektedir.

Tarihi kaynaklarda Hakkâri Beylerli’nden Malik Bey’in Bay Kalesi’nde hüküm sürdürğü belirtilmesi, Hakkâri tarihinde buranın öne- mini ortaya koymaktadır.

Çölemerik Kalesi

Hakkâri’nin merkezinde kuzey güney doğrultusunda uzanan, yüksekliği yaklaşık 100- 200 m. civarında bir tepe üzerine kurulmuştur. Kaleden günümüze hiçbir kalıntı ulaşmamıştır.

Bu nedenle mimari dokusu hakkında bir fikir ileri sürmek mümkün olmamıştır. Ancak gerek Evliya Çelebi’den ve gerekse diğer tarihi kaynaklardan Çölemerik Kalesi’nin mevcudiyeti belirlenebilmektedir.

Dez Gözetleme Yapısı

Kırıkdağ Vadisi’nden akan derenin kuzey tarafında, yer alan tepenin üzerine kurulmuştur. Zap suyuna ve vadiye hâkim noktada bulunmaktadır. Güney tarafından patika bir yol ile kaleye çıkılmaktadır.

Kale doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Dıştan dışa (kulelerle birlikte) 24.10 m x 17.70 m ölçülerinde olup, iç kısmı ise, 16.30 m x 14.30 m ölçülere sahiptir. Yapının dört köşesine 5.00 m çapında kuleler yerleştirilmiştir. Günümüzde bu kulelerden batı taraftaki ikisi temel seviyesine kadar yıkılmıştır. Diğerlerinin içleri dolmuş vaziyettedir.

Dikdörtgen bir alan teşkil eden iç kısım ortada boydan boya uzanan bir hol ile bunun iki yanında karşılıklı sıralanan üçer odadan oluşmaktadır. Dış duvarları kısmen sağlam olan kalenin iç bölüntüleri temel seviyesine kadar büyük ölçüde yıkılmış vaziyettedir. Bu nedenle odaların kapıları belirlenememiştir Ancak yapının dış kapısı doğu cephenin ortasında yer almakta ve hole geçiş sağlamaktadır.

Hol, 2.80 m x 14.10 m ölçülerine sahip dikdörtgen planlıdır. İki yanındaki odalardan birincileri 5.00 m x 3.80 m, ikincileri 3.40 m x 3.60 m, üçüncüleri ise, 4.00 m x 3.80 m büyüklüklerinde tutulmuşlardır. Bunlar dış cephelere açılan mazgal pencerelerle aydınlatılmıştır. Üst örtüleri ve kapıları belli değildir.

Yapıda harçta tutturulmuş moloz taş malzeme kullanılmıştır. Dış cephelerin yapısı daha sağlam olup, duvar kalınlıkları dışta 1,10 m, iç duvarlarda ise, 0. 90 m kalınlığında tutulmuştur. Yapının üzerinde kime ait olduğunu ve tarihini verecek herhangi bir yazıt mevcut değildir.

Bu nedenle kim tarafından ve hangi tarihte yapıldığı belirlenememiştir. Şerefname’de Hakkâri Beyleri anlatılırken Dez Kalesi’nden bahsedilmekte Nesturiler’e ait olduğu belirtilmektedir. Bu ve Dez (Kırıkdağ) vadisinde yoğun bir Nesturi yerleşimi olduğu göz önünde bulundurulursa; kalenin Nesturilerin bir yapısı olduğu ve Ortaçağ’da inşa edildiği tahmin edilebilir.

Doğanca Şeyh Mahmut Gözetleme Yapısı

Doğanca (Orite) Vadisi’nde, vadiyi tutmak için yapılan küçük bir gözetleme yapısıdır. Van-Hakkâri karayolunda 10 km’lik stabilize bir yol ile yapıya ulaşılmaktadır. Batıdan ve güneyden geçen derelerin kesiştiği noktada yolun tam karşısında kayalık bir tepe üzerine inşa edilmiştir. Buraya ancak kayalara tırmanarak ulaşmak mümkün olmuştur.

Kuzeyi açık üç yönlü ters “U” şeklindeki duvarlardan ibarettir. Duvarların belirli bir yüksekliğe kadar olan kısımları kalmıştır. Güneyden 7.80 m uzunluğunda bununla birleşen batı duvarı 4.63 m doğu duvarı 6.03 m’dir. İçten güney duvarına açılmış bir niş dışında herhan- gi bir mimari elemanı yoktur. Harçla tutturulan üç duvardan moloz taş örgülü duvarların kuze- ye devam eden kısımları ile üst kısımları yıkılmıştır. Vadiye hâkim çevreyi gözetlemek için yapılmıştır.

Doğanca Orite Gözetleme Yapısı

Doğanca’nın doğusundaki ormanlık ara zi içinde kalmaktadır. Kuzey-güney yönündeki kayalık kütle üzerine kondurulmuştur. Mekânı olmayan 12.00 m uzunluğunda kuzeyden 3.77 m, güneyden 2.00 m genişliği olan, orta kesimde biraz daha genişleyen moloz taşlarla oluştu- rulmuştur. Yamuk planlı, kayaya göre şekillen miş yapısal özellikler göstermektedir. Herhangi bir özelliği yoktur.

Çukurca Kasrı Hevtgan Gözetleme Yapısı

Çukurca’nın kuzey batısında Sidan vadisinde bulunmaktadır. Mir evi olarak da bilinmektedir. Yapı aslında küçük bir gözetleme yapısından ibarettir. Vadinin güney yamacında, ortaya yakın bir kesimde kayalık üzerine inşa edilmiştir. Yapıya ulaşmak için günümüzde patika veya benzeri herhangi bir yol yoktur. Bu nedenle ulaşımı oldukça zordur.

Kayalık bir platform üzerinde iki burçlu dikdörtgen bir yapı özelliği taşımaktadır Ortadaki bölüm, içten 7.00 m x 5.50 m ölçülerinde doğu batı doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Buraya kuzey cephenin batı köşesinden bir kapı ile girilmektedir Duvar kalınlığı 1.00 m olup, harçla tutturulmuş moloz taşlarla örülmüştür.

Duvarların üst kesimleri büyük ölçüde yıkılmış vaziyettedir. Bunun biri doğusunda diğer batısında iki burç vardır. Güney köşelere kaydırılmış burçlarda doğudaki içten 3.00 m genişliğinde yarım daire planlıdır Burcun duvarı üzerinde iki mazgal pencere belirlenebilmektedir. Batıdaki yine aynı yerde, 4.00 m genişliğinde yarım daire planlıdır. Moloz taş örgülü duvarları 1.00 m kalınlığında tutulmuştur.

Karşısındaki Hasgel kayalıkları ile birlikte vadinin etkileyici bir görünümü vardır. Muhtemelen Çukurca’daki Beyler tarafından savunma amaçlı yaptırılmış olmalıdır. Vadiden gelebilmek tehlikeler karşı yapılmış küçük bir gözetleme yapısıdır. Tarihi belli değildir.

Hakkari’nin Kısa Tarihi

Hakkari ismi aslında doğuda Elbak, kuzeyde Westan-Miks, güneyde Amediye ve batıda da Hezil Çayı’yla sınırlı olan bölgenin adıdır. Colemerg de bölge merkezinin adıdır. Tarihi geçmişi ve kültürel mirasıyla farklı bir çehreye sahip olan Hakkari – Colemerg bu zengin yapısıyla bölgenin en eski illerindendir. Bu köklü ve kadim kent aynı zamanda tarihin evrelerinden günümüze kadar birçok ulus ve halk topluluklarının ilk yerleşim yeri olmuştur.

Tarih boyunca kendi iradesini hiçe sayan güçlere karşı dimdik ayakta kalarak mücadele eden, Makendonyalı İskender gibi dünyaya hükmeden otoritelere geçit vermeyen Colemerg, aynı zamanda bir insanlık mücadelesinin yürütüldüğü merkezlerden biri olmuştur. 1960´lı yıllarda yapılan araştırmalarda M.Ö 100.000´li yıllardan M.Ö. 7000´li yıllara kadar devam eden insan yaşamına dair kalıntılara rastlanmıştır.

M.Ö. 7000´li yıllardan itibaren de neolitik yaşamın başladığı ve kesintisiz olmasa da geçmiş dönemlere dair birçok kalıntı hala varlığını sürdürmektedir. Tarihi mirasıyla beraber kültürel miras yönüyle de çok derin ve detaylı bir geçmişe sahiptir. Kendine özgü bir giyim-kuşam ve sözlü edebiyata sahip olan Hakkari yazılı kürtçe edebiyatına önemli isimler de kazandırmıştır. Klasik Kürtçe edebiyatının temel direkleri olan Eli Heriri, Ehmede Xani, Melaye Bateyi ve Pertew Bege Hekari gibi önemli şahsiyetleri bağrından çıkardığı gibi Modern Kürtçe Edebiyatı´na da yeni isimlerle güç vermeye devam etmektedir. Colemerg doğası ve yüksek dağlarıyla Türkiye coğrafyasının en ünlü yerlerinden bir tanesidir.

Hakkari, Türkiye coğrafyasının illerinden olup bugünkü sınırları itibariyle kuzeyde Van, güneyde Musul, doğuda Urmiye, batıda Şırnak ile komşudur. Tarihi geçmişi en eski olan illerden biridir. Hakkari yöresi tarihin ilk dönemlerinden bu yana birçok medeniyete ve millete yerleşim yeri olmuştur. Bölgede prehistorik dönemlerde bazı yerleşmeler olduğu il sınırları içinde değişik yerlerde bulunan kaya resimlerinden anlaşılmaktadır. Kaya resimleri M.Ö. 7000´li yıllara aittir. Bu resimlerin önemli bir kısmı 2600m yükseklikteki Geverok vadisinde yer almaktadır.

Bunların çoğu yöredeki bir tür dağ keçisini belirtmektedir. İlkel ve simgesel olan av tuzakları ile hayvanlara sopalarla saldıran insan resimleri de vardır. Bir başka kaya resimleri kümesi de Şiye Hendeveda tepesinin eteklerinde ortaya çıkarılmıştır. Kayalar üzerindeki çok sayıdaki resim kompozisyonu yöre halkının yerleşik hayata geçtiğini, avcılığın yanı sıra hayvancılık ve tarımla uğraştığını ortaya koymaktadır. İÖ.7000´den bu yana sürekli bir yerleşme yeri olan Hakkari yöresinin adına ilişkin ilk bilgilere, X.yy Arap tarih ve coğrafya kaynaklarında rastlanmaktadır.

Ünlü Arap tarihçisi İbni Havsal, Hakkari isminin Akar – Akariden geldiğini söylemiştir. Araştırmacı Yazar İhsan Colemergi ise Hakkari isminin Her – Kariyan Hakkari yani Her-kariyan (Güçlü, savaşçı, edebilen) anlamına gelen ve o coğrafyada yaşayan boyların adıdır. Hakkari’yi de içine lan Kürtlerin yüksek yaylalarında yaşayan insan topluluklarına ait ilk yazılı bilgiler M.Ö. 13 yüzyıldan başlayarak Asur yazıtlarından elde edilmiştir.

Hakkari yöresinde günümüze kadar pek çok krallık hüküm sürdüğü görülmektedir. Hakkâri ilinin asıl ismi Colemerg’tir. Ermeniler buna İlmar, Süryaniler Gülarmak, Memluklar ise Colemerg adını vermişlerdir. Yörede Urartular, Medler, Akadlar, Asurlular, Persler, Makedonyalı İskender, İskender´in komutanlarından Selevkos´un yönetimindeki Selökidler, Sasaniler, Romalılar, Selçuklular, Osmanlılar, Safeviler belirli aralıklarla hüküm sürmüşlerdir.

Cumhuriyet tarihinde ilk başlarda il kategorisine bile alınmayan Hakkari, 1926´da il olur. Sonra 1932´de lağvedilir ve Van iline bağlanır. 1936´da bu karar değiştirilir ve Hakkari yine il olur. Başta Hakkari merkez olmak üzere hem şu anda Hakkari’ye bağlı olan ilçeler hem de Hakkari’ye bağlı olmayan ilçelerin Cumhuriyetin ilanı sonrasında isimleri değiştirilmiştir.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir