Gelecek Partili Selçuk Özdağ: Erdoğan’ın Hiç Şansı Yok
Sosyal medya hesabından gündeme ilişkin değerlendirmede bulunan Gelecek Partili Selçuk Özdağ, “Millet ittifakı seçimin kesin favorisidir. AK Parti ve Erdoğan’ın (Cumhur Partisi/ittifakı)hiç bir şansı yok.Kavga siyasetinin nasıl hezimete dönüştüğünü herkes seçim sabahı görecek” dedi ve ekledi:
Haber Merkezi / “15 Mayıs’ta yeni bir Türkiye’ye uyanacağız. Rüşvetin, iltimasın, irtikabın, torpilin, olmadığı, yargının iktidarın değnekçiliğini yapmadığı, bağımsız, objektif, tarafsız olduğu bir Türkiye’ye uyanacağız.”
Selçuk Özdağ, Altılı Masa’da yaşanan adaylık krizine ilişkin, “Sanılanın aksine Sn. Meral Akşener’in çıkışı masayı zayıflatmamış, tam aksine güçlendirmiş, Türkiye’nin Millet İttifakı’na, liderler birbirine ne kadar ihtiyaç duyduklarını görmüşlerdir” ifadelerini kullandı.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda Millet İttifakı’na ve adaylık krizinin çözülmesinin ardından oluşan siyasi atmosfere ilişkin olarak değerlendirmede bulundu.
Özdağ’ın açıklamaları şöyle:
“Milli baskı sonuç getirdi altılı masanın (Millet İttifakı) ayrışmasını isteyenlerin beklentileri gerçekleşmedi.
Çok büyük sürpriz olmadığı takdirde 14 Mayıs’ta seçime gideceğiz. Bazıları aksini söylese de masada değişen bir şey olmadı. Tüm liderler tabanın ne kadar kararlı olduğunu gördü. Kılıçdaroğlu ile ilgili tereddütler izale oldu.
Dahası beş Genel Başkan CB yardımcısı olacağı için parlamenter sisteme geçinceye kadar bir denge ve denetleme sistemi kuruldu.
Olmaz ya Sn.Kılıçdaroğlu istese bile yeni bir tek adam olamayacak. Çünkü bir değil tam beş ayrı denetleyici bulunacak.
Kolay seçim yoktur, bu seçimde kolay olmayacak. Başarmak için her imkan var. Erdoğan iktidarı son 5 yılda Türkiye’yi felaketin eşiğine getirdi. Bütün sistemi kendi mutluluğu ve ihtirasları için dizayn etti.
Akıl ve bilim bir tarafa bırakıldı. Din, adeta siyasi başarısızlığın örtüsü olarak kullanıldı.
Hele şu depremde yapılan yanlışlar, plansızlıklar, ihmaller işin tuzu biberi oldu. Depremin üzerinden bir ay geçti hala vatandaşın çadır, konteyner, gibi ihtiyaçları bile giderilemedi.
Felaket anlarında kullanılmak üzere saklanan çadırları satan bir Kızılay’la karşı karşıya kaldık. Yoğun bakımda unutulup ölüme terk edilen ve bir kaç gün önce tespit edilen onlarca insan, felaketin büyüklüğünden ziyade kurtarma hizmetlerinin ne kadar yetersiz olduğunu gösterdi.
Bir kurum, bir hükümet bu kadar mı plansız, öngörüsüz olur? Deprem boyunca her gün her dakika devletin ne hale getirildiğine tanık olduk.
Ülkeyi bu hale getirmiş bir iktidarın yüzde bir oy alması bile bu millet için bir utançtır. Ekonomi iyi değil, yargı dökülüyor, rüşvet ve yolsuzluk Harend’in bir kitabına isim olan “kötülüğün sıradanlığı” haline geldi.
Yağmanın, talanın sıradan hale geldiği bir ülkede iktidarın hiçbir şansının olmaması gerekir.
İktidarın tek şansı devlet gücünü kullanması, ulufe dağıtması ve medyayı yalan haber için kullanması, hak ve hakikati tersyüz etmesidir. Muhalefet büyüdükçe, bugün iktidarın süngüsünü taşıyan medyanın nasıl çark ettiğine hep beraber tanık olacağız.
Seçimden sonra nasıl bir kanalizasyonun patladığına hep beraber şahit olacağız. Putlaştırılanların(!)kirleri birçok kişinin hayallerini alt üst edecek. O kadar kirlendiler ki bu kiri temizlemek için yıllar gerekecek.
Millet ittifakı seçimin kesin favorisidir. AK Parti ve Erdoğan’ın (Cumhur Partisi/ittifakı)hiçbir şansı yok. Kavga siyasetinin nasıl hezimete dönüştüğünü herkes seçim sabahı görecek.
15 Mayıs’ta yeni bir Türkiye’ye uyanacağız. Rüşvetin, iltimasın, irtikabın, torpilin, olmadığı, yargının iktidarın değnekçiliğini yapmadığı, bağımsız, objektif, tarafsız olduğu bir Türkiye’ye uyanacağız.
Sanılanın aksine Sn. Meral Akşener’in çıkışı masayı zayıflatmamış, tam aksine güçlendirmiş, Türkiye’nin millet ittifakına, liderler birbirine ne kadar ihtiyaç duyduklarını görmüşlerdir.
Bu bir adalet, demokrasi ve ahlaka dönüş yolculuğudur. Bu ittifakı zafere taşımak ülkesini, milletini, çocuklarının geleceğini düşünen her vatandaşımız için milli bir görevdir. Başarmak zorundayız, başaracağız…”