Fransa’da Siyasi Kriz: Hükümet Devrildi

Fransa’da sağcı başbakan Michel Barnier’in azınlık koalisyonunun güven oylamasıyla düşürülmesinin ardından ülke siyasi krize girdi. Barnier, oylama öncesi Fransa’nın “bilinmezliğe sürükleneceği” uyarısında bulunmuştu.

Sol partilerin ittifakı tarafından getirilen güvensizlik önergesi, Marine Le Pen’in göçmen karşıtı, aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi’nden milletvekilleri tarafından da desteklendi. Toplam 331 milletvekili, hükümeti devirmek için oy kullandı, 288 oyluk bir çoğunluk gerekiyordu.

Hükümetin devrilmesi, cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u cumhurbaşkanı olarak geçirdiği iki dönemin en kötü siyasi kriziyle karşı karşıya bıraktı. Macron’un kimi başbakan olarak atayabileceği konusunda belirsizlik var.

Michel Barnier, Beşinci Cumhuriyet’in en kısa süre görev yapan başbakanı oldu. 73 yaşındaki Barnier görevde sadece 91 gün kalırken, merkezci ve sağcı bakanlardan oluşan hükümeti sadece 74 gün görev yapabildi.

Barnier hükümeti – 60 yılı aşkın bir süredir gensoru önergesiyle düşürülen ilk hükümet – pazartesi günü anayasanın 49.3 maddesini kullanarak parlamento oylamasını atlayıp sosyal güvenlik bütçesini geçirmesinin ardından iki ayrı güvensizlik oylamasının hedefi oldu.

Hükümet tarafından ortaya konan genel bütçe, ülkenin her ikisi de AB sınırlarını büyük ölçüde aşan kamu açığını (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 112’si) ve bütçe açığını (GSYH’nin yüzde 6’sı) kontrol altına almak amacıyla 2025 yılında 60 milyar euroluk (2,1 trilyon Türk Lirası) harcama kesintisi planlıyor.

Barnier, Emmanuel Macron’a sadık merkezci partiler ve kendisinin de mensubu olduğu sağcı Cumhuriyetçiler (LR) partisinden oluşan kırılgan bir azınlık hükümetini yönetti. Ancak ittifakları gayriresmi ve mutlak çoğunluktan 77 sandalye eksikti. 124 sandalye ile Ulusal Meclis’in en büyük partisi olan RN, “hükümet belirleyici” rolünü üstlendi.

Alt meclisteki RN grubunun başında bulunan Marine Le Pen’e, elektrik vergilerinin artırılması ve ilaç geri ödemelerinin düşürülmesi konusunda son anda verilen tavizler, Barnier’nin emeklilik maaşlarının endeksten çıkarılması konusunda taviz vermemesi nedeniyle destek bulamadı.

Dört dönem bakanlık ve iki dönem AB Komisyonu üyeliği yapmış olan politikacı, salı akşamı televizyonda yaptığı açıklamada, ülkenin “sosyal, ekonomik, bütçe ve finansal açıdan çok zor bir durumda” olduğunu ve gensoru önergesi kabul edilirse “her şeyin daha zor ve daha ciddi olacağı” uyarısında bulunmuştu.

Diğer partileri de “sorumluluklarını ciddiye almaya” çağıran Başbakan, hükümetini düşürmek için oy kullanan ve dolayısıyla önerdiği bütçeyi reddedenlerin, gelir vergisinde 18 milyon haneyi etkileyecek bir artıştan ve Ocak 2026’da yürürlüğe girecek olan çiftçilerin emekli maaşlarının dondurulmasından kendilerini sorumlu tutmaları gerekeceğini söyledi.

Hem aşırı sağ hem de sol, Fransa’nın bir kez daha içine düştüğü siyasi kargaşanın sorumluluğunu kategorik olarak reddediyor.

RN’nin 29 yaşındaki lideri Jordan Bardella, çarşamba günü kamu yayıncısı France 3’e verdiği demeçte, Macron’un bu yaz yapılan erken seçimlerde kendisini çoğunluktan ve dolayısıyla başbakanlıktan “mahrum bırakan” sözde “cumhuriyetçi cephe” mühendisliğinin suçlusu olduğunu söyledi.

“Belirsizliğin bu bütçeden kaynaklanacağını düşünüyorum ve yurttaşlarımın satın alma gücünü koruyabilmek istiyorum. Dolayısıyla yeni bir hükümet atanırsa, masaya oturacağız ve bütçe tartışmasına çok hızlı bir şekilde devam edeceğiz” diye ekledi.

Sosyalist (PS) lider Olivier Faure de suçu soldan bir başbakan atamayı reddetmekle itham ettiği cumhurbaşkanına yükledi. PS’nin de üyesi olduğu NFP, temmuz ayında beklenmedik bir şekilde en fazla sandalyeyi kazanmış ancak çoğunluğu elde edememişti.

Ancak Macron’un kampı, bir diğer üye olan aşırı sol Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) partisini RN kadar radikal buldukları için ittifakla çalışmayı reddetti.

Faure çarşamba günü Le Monde’a verdiği bir röportajda “NFP’nin önceliklerini uygulayacak, ancak sürekli uzlaşma kaygısı taşıyan solcu bir başbakanın atanmasını öneriyoruz” dedi ve ekledi: “NFP mutlak çoğunluğa sahip değil, bu nedenle bunun üzerinde çalışmamız gerekecek.”

Bu arada LFI, Macron’a istifa çağrısında bulunmuş, Cumhurbaşkanı ise bu çağrıyı “siyasi kurgu” diyerek reddetmişti.

Anayasa uyarınca Macron önümüzdeki temmuz ayına kadar yeni yasama seçimleri çağrısında bulunamaz. Dolayısıyla herhangi bir yeni hükümetin birden fazla partiyi içermesi gerekecek.

Salı akşamı Barnier, ilk hükümetin düşmesi halinde yeni bir hükümet kurmaya çalışıp çalışmayacağı sorusuna şu yanıtı vermişti: “Yarın düşersem, yarından sonraki gün hiçbir şey olmamış gibi buraya geri dönmemin ne anlamı var?”

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir