Eskişehir’in Savunma Hatları “Kaleler”
Millatan Önce (M.Ö) Porsuk Nehri kıyılarında Frigyalılar tarafından kurulan Eskişehir, Türkiye’nin en önemli yol kavşaklarından birisidir. Kuruluş döneminden itibaren Anadolu’daki ünlü merkezlerden biri olan Eskişehir, Türkiye’de görülmesi gereken yerleri arasında ilk sıralardadır.
Çok yönlü bir kent olan Eskişehir, Türkiye’nin en çok tekrar ziyaret edilen şehridir. Eskişehir’in gezilecek yerleri bitmez. Gezilecek yerler arasında kalelerde önemli bir yer tutar.
Asar Kale
Kümbet köyünün 3 km kuzeydoğusunda, Kümbet Vadisi ve Beldere güzergâhını izleyen dağ yollarına hâkim, kayalık tepe üzerindedir.
Tipik bir Frig kalesidir. Kuzey yönden basamaklı, rampalı bir girişi vardır. Ana kaya oyulmuş silolar, kaya mekânları ve merdivenlerle inilen tonoz örtülü anıtsal sarnıç önemlidir. Oda mezarlarının bir bölümdeki iç süslemeler ve cephe mimarisi görülmeye değer.
Akpare Kale
Çukurca köyünün hemen güneydoğusunda yükselen kayalık platonun güneydoğu kesiminde yer alır. Bir Frig kalesidir. Doğu yönde yer alan anıtsal girişine bu yöndeki kaya basamaklarıyla ulaşılır. Kale içinde ana kayaya oyulmuş mekânlar ve silo çukurları bulunur. Eteklerinde Roma ve Bizans dönemlerine ait kaya mezarları vardır.
Akhisar Kalesi
Akhisar köyündeki yüksekçe bir kayalığın üzerindedir. Frig, Roma, Bizans kaya mezarları görülebilmektedir.
Deveboynu Kalesi
Çukurca köyünün 1.5 km kuzeybatısında, vadi tabanından oldukça yüksek, kayalık plato üzerindedir. Kuzeydoğu yönünden dar kaya merdivenleriyle ulaşılır. Doğanlı Vadisi’ni kontrol eden bir gözetleme yeridir. Kayalığın kuzeybatı eteğinde iki Frig kaya mezarı vardır.
Doğanlı Kale
Doğanlı Kale, Çukurca köyü yakınındadır. Uzaktan bakıldığında bir doğan başını andıran görüntüsüyle vadinin en dikkat çekici kaya yapısıdır. Kayaya oyulmuş yedi kattan oluşur. Katlar arasında geçiş kaya merdivenleriyle sağlanır. Mezar şapelleri ve depo olarak kullanılan mekânları dikkat çeker.
Dübecik Kale
Yapıldak köyünün güneyinde, ormanlık tepelerle çevrili bir kaya platosu üzerindedir. Kayalığın kuzey, batı ve güney yüzlerinde Frig ve Roma dönemlerine ait kaya mezarları vardır. Kayalığın üst kısmı düzleştirilerek bir gözetleme kalesi olarak düzenlenmiştir.
Frig Kaleleri
Kaya yüzeyine tapınak cephesi biçiminde işlenen kaya anıtları ve kaya anıt mezarları yanında, askeri soylular sınıfının yaşadığı, kayalıklar üzerine kurulmuş, tahkimli Frig kaleleri bölgemizde yoğunluk kazanmaktadır.
Genellikle bölgeye hakim tepelere kurulan Frig Kalelerinde, örülmüş sur duvarları yanında, doğal kayaya oyulmuş mazgal delikli sur duvarları, kale girişleri, gizli merdivenler önemli geçitler, dinsel amaçlı anıtsal nişler, kaya mezarları, anıtsal basamaklar, kaya anıtları, kaya rölyefleri, sunaklar, sosyal amaçlı sarnıçlar, karlıklar, ahşap mimari izleri ile Frig kaya işçiliğinin bütün detaylarını görebilmekteyiz. Ufak çaptaki kaleler ise haberleşme kuleleri olarak kullanılmış olmalıdır.
Frig Kaleleri, Hellenistik, Roma ve Bizans Çağlarında, orijinal kullanımları yanında, zamanının kültürünü yansıtan değişik tipte kaya mezarları, kaya anıtları ve kaya barınakları ile kayaya oyulmuş irili ufaklı kiliselerin yapılması ile değişikliklere uğramışlardır. Buna rağmen Frig kaya işçiliğinin detaylarını Frig kalelerinde gözleyebiliriz. Seyitgazi, Çukurca Köyünde; Doğanlı Kale, Çukurca-Yazılıkaya arasında sıralanan, Antik Yazılıkaya’ nın kuzeyinde bulunan:
Akpara Kale, Gökgöz Kale, Pişmiş Kale, Kocabaş Kale, Seyitgazi Kümbet Köyünde: Kümbet Vadisi, Kümbet Asar Kale ve Berberini Kaya Kilisesi, Körestan Nekropolü, Delik Kaya, Seyitgazi Yapıldak Köyünde:Yapıldak Kale ve İnli Yayla, Seyitgazi Göcenoluk Köyünde: Zahran Yeraltı Şehri ile Eskişehir Merkez Gökçekısık Köyü Gökçekısık Kale, Han İlçesi Akhisar Köyünde; Akhisar Kale, Dübecik Kale, Sivrihisar Zey Köyü’ nde Zeykale, Merkez Uluçayır Köyü’ nde Keskaya önemli Frig Kale ve yerleşimlerindendir.
Gökçekısık Kale
Gökçekısık Köy yolunun hemen sağında, Ziyaret mevkiinde, Köyün batı ve güney bitişiğinden başlayan tüf kayalık platformda, platformun güneye bakan yamaçlarında kayaya oyulmuş çok sayıda sığınaktan oluşan Roma Dönemine ait kaya yerleşimidir.
Gökgöz Kale
Yazılıkaya çevresinde yer alır. Frig döneminde Pişmiş Kale’nin ileri karakoludur. Girişi batıdandır. Plato üzerinde kayaya oyulmuş niş, sarnıç ve basamaklar yer alır.
Kırkgöz Kale
Eskişehir Frig Vadisinde yeralan Kırkgöz Kayalıkları; Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde kullanılmıştır. Doğu yönde Hellenistik Dönem’e ait anıtsal bir kaya mezarı bulunur. Alınlığı iki sütun tarafından taşınana iki odalı mezar günümüzde çok tahrip olmuştur. Bizans Dönemi’nde kaya merdivenleri ile mekanlar arası geçişlerin sağlandığı çok katlı kaya yerleşmesi olarak kullanılmıştır.
Kocabaş Kale
Yazılıkaya Köyünün 2 km kuzey doğusunda yer alır. Yüksek kayalık plato üzerinde geniş mekân temelleri, silo ve sarnıç olarak kullanılmış çukurlar vardır.
Pişmiş Kale
Yazılıkaya köyünün 1.2 km kuzeyindedir. Vadi seviyesinden 108m yüksekte, kayalık plato üzerinde yer alır. Kuzeydoğu, doğu ve güney yönlerde 3 girişi vardır. Sur temel yuvaları kaya blokları üzerinde izlenir. Kayaya oyulmuş mekânlar, silo çukurları ve basamaklarla inilen anıtsal kaya sarnıcı görülmeye değer yapılardır. Burası Friglerden sonra Orta Çağ’ın sonlarında da bir kale olarak kullanılmıştır. Kalenin güneybatı yamacında bağımsız bir kaya kütlesi üzerinde bir Frig kaya mezarı yer alır.
Seyircek Kale
Seyircek Kale, Dağlık Frigya’nın en yüksek tepesinde,ana kayaya oyulmuş Roma ve Bizans lahit tipi kaya mezarlarının yoğun olarak bulunduğu gizemli bir yerleşimdir.
Yapıldak Kale
Kümbet Vadisinin sonuna doğru güneydoğuda yer alır. Yapıldak köyünün güneybatısındadır. Kaledeki sarp kayaların üzerinde Frig çağına tarihlenen cephesi bezemeli bir mezar mevcuttur.
Karacahisar Kalesi
Eskişehir’in güneybatısında bulunan Karacahisar Kalesi deniz seviyesinden 1010 metre yüksekte bir plato üzerinde yaklaşık olarak 200×300 metre ölçülerinde sur ile çevrili bir alanı kaplamaktadır.
Karacahisar Kalesi konumu ve mimari özellikleri itibari ile “Kastron” ya da “Kale Kent” olarak adlandırılan yerleşimlerin özelliklerini yansıtır. Anadolu’da 7. ve 8. yüzyılda oluşmaya başlayan kale kentler Orta Bizans döneminin askerî şehirleri olarak tanımlanmaktadır. 8. yüzyıldan itibaren düzenli olarak Pers ve Arap akınlarına maruz kalan bu yerleşimlerin 11. ve 12. yüzyıllarda büyük ölçüde Selçuklu hâkimiyetine girdiği; 13. ve 14. yüzyıllarda İstanbul ve Bitinya’da bulunan Bizans yerleşimleri dışındaki Anadolu’daki tüm kentlerin Türkmen beylikleri tarafından ele geçirildiği bilinmektedir.
1288 yılında Osman Gazi tarafından fethedilen ve 1299 yılında Osman Gazi adına sikke basılarak ilk hutbenin okutulduğu yönündeki dönem kaynaklarının varlığının altını çizmek gerekir.