Erdoğan, Yine CHP’yi Hedef Aldı: Son 22 Yılda…

Erdoğan, partisinin Kocaeli İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada CHP’yi hedef aldı. Erdoğan, “Son 22 yılda muhalefetin isabetli tavır sergilediği neredeyse tek bir uluslararası olay yok” ifadelerini kullandı.

Konuşmasında AK Parti’nin temsilcisi olduğu davanın bir medeniyet davası olduğunu savunan Erdoğan, Bu dava, büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa etme, mazluma umut olma, zulme son verme davasıdır. Halk çekmeden biz kendimizi hesaba çekeceğiz” diye konuştu.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Sakarya İl Kongresi’nde açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Sizleri en kalbi duygularımla, hasretle muhabbetle selamlıyorum. Yiğitler ve şehitler beşiği, istiklalimizin ışığı, vatanımızın, devletimizin, istiklalimizin aşığı Sakarya’yı ve Sakaryalı kardeşlerimi bugün bir kez daha hürmetle selamlıyorum. Bu salonu bayram havasına, şölene çeviren siz değerli kardeşlerime teşekkür ediyorum. Kongremiz hayırlı, mübarek olsun. Bu yol Türkiye Yüzyılı yoludur. Bu yol gazilerin, şehitlerin yoludur.

Yeni bir dönemin arifesindeyiz. Elbette her şey güllük gülistanlık değil, hala çözmemiz gereken sıkıntılar, aşmamız gereken engeller var. Bir yandan mevcut sıkıntılarla uğraşırken, diğer yandan ülkemizin önündeki fırsatları değerlendireceğimiz bir irade ortaya koymak mecburiyetindeyiz. Geçici sancıları geride bırakacağız bunun için vatandaşımızdan biraz daha sabır, biraz daha destek istiyoruz.

Türkiye’nin kazanımlarına kulp takmak için uğraşan güruh artık siyaset değil psikiyatrinin konusu. Biz muhacirleri hiçbir zaman kovmayacağız dedik. Biz muhacirlere her zaman sahip çıkacağız. Şimdi geri dönüyorlar. Ensar yeniden geldiği yere kendileri üzülerek, çuvallarla, valizlerle dönüyorlar. Eğer bizim bu sabrımız olmasaydı bu olur muydu? Olmazdı. ‘Men sabera zafera dedik’ ve sabredenler zafere ulaştılar.

Ne diyorlar? ‘Türkiye’nin Suriye’de ne işi var?’ Bunu diyecek kadar kendi tarihini bilmeyenleri kültür ve medeniyet değerlerimizden yoksun olanları görüyoruz. Türkiye’nin dibindeki gelişmeleri takip edemiyorlar. Kimi bu soruyu cahilliğinden ya da ideolojik fanatizminden soruyor. Şimdi gördünüz mü bizim niçin Suriye’de olduğumuzu, Suriye’nin başındaki nerede? 13 yıl sonra Suriye yeniden özgürleşme yolunda ilk adımı attı. Baas rejimi düşerken Esed pılını pırtını toplayıp bir gecede kaçmak durumunda kaldı.

Kardeşlik hukukumuzun gereğini yerine getirirken içerden ve dışardan gelen nice baskıyı, ithamı, tahriki, provokasyonu göğüslemek mecburiyetinde kaldık. Suriye’deki devrime şaşı bakanlara, Esed dönemini yüceltenlere en güzel cevap Şam’daki yeraltı hapishaneleridir.

İnşallah Suriye’nin diğer kısımlarının terör örgütlerinden temizlenmesi için gerekeni yapacağız. Suriye’de evi, iş yeri, arazisi olan misafirlerimiz yavaş yavaş geri dönüş yoluna geçti. Burada kalmak isteyenlerin (Suriyeli sığınmacılar) başımızın üzerinde yeri vardır.

CHP Genel Başkanı Esed’in kendisinin bile inanmadığı af ilanına prim vererek bunun reklamını yapmıştı. Oraya gidecekti ya, Esed’i ziyaret edecekti ya… Özgür bey ne oldu? O ziyareti gerçekleştirseydin ya. Suriyeli, Afgan ve yabancılara düşmanlık üzerinden siyaset yapanların varlık sebepleri ortadan kalktığına göre, millete ne diyeceklerini merak ediyoruz.”

“Sırtımızı millete yaslayacağız”

Erdoğan, Sakarya’daki programının ardından partisinin Kocaeli’deki il kongresine katıldı. Erdoğan’ın burada yaptığı açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“AK Parti bir siyasi parti olmanın ötesinde bir davası bir derdi bir hayali olanların kurduğu büyüttüğü, bugünlere getirdiği bir teşkilattır. Her kim AK Parti’yi dünyada kabul gören klasik parti işleyişi sınırları içinde değerlendirir ve öyle hareket ederse fena halde yanılır.

Siyaseti bu şekilde uygulayanların kendi iç ilişkilerinde, yönettikleri belediyelerde, uluslararası ilişkilerde nasıl savrulma yaşadıklarına hep beraber şahit oluyoruz.

Bu savrulmaların sonu kendi ülkesine kendi milletine kendi tarihine kendi kültürüne kendi inancına önce yabancılaşmak sonra düşman hale gelmektir. Öyle vahim durumlarla karşılaşıyoruz ki, bu ülkede siyaset yapıyor, bu milletin ekmeğini yiyor, bu devletin kimliğini taşıyor ama bakıyorsunuz ülkeye ve millete açıkça düşmanlık güdüyor.

Milletle milletin değerleriyle ve memleketle bağını tamamen koparmışlar, rüzgar nereye eserse hemen oraya dümen kırıyorlar. Sabiteleri, ilkeleri, uğruna zorluklara göğüs gerecekleri ülküleri kalmamış. Aynı yanlışı yapmaya devam ediyorlar. Milletin kurduğu ve bugünlere milletin getirdiği AK Parti asla böyle olmamıştır, olmayacaktır, olmaması için ne gerekiyorsa yapacağız. Hak ve halk hesaba çekmeden biz kendimizi hesaba çekeceğiz. Nefsimizi sorgulamaktan ‘acaba nerede kusurumuz var’ sorusunu kendimize sormaktan asla ve asla kendimizden korkmayacağız.

Eksiği, hatayı, günahı hep kendimizde arayarak hakkın, hakikatin doğrunun izinden gideceğiz. AK Parti’nin temsilcisi olduğu dava medeniyet davasıdır. Bu dava büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa etme davasıdır. Bu dava adalet, hürriyet ve hep birlikte onurlu bir yaşam davasıdır.

Birilerinin yaptığı gibi kutlu davayı günlük siyaset uğruna bozuk para gibi harcamayacağız, istismar etmeyeceğiz, eğip bükmeyeceğiz. Milletimizi ayakta tutan kadim değerlere sıkı sıkıya sahip çıkacağız. Ülkemizle ilgili hayal ve hedeflerimizden milim taviz vermeyeceğiz. Kalbimizi hakka bağlayacak, sırtımızı millete yaslayacak, yüzümüzü tüm insanlığa döneceğiz. Enaniyet, kibir, büyüklenme, riya, haset, zehirli dili kapımızdan içeri sokmayacağız.

Tüm kesimleri, inançları, meşrepleriyle insanımızın her biri samimi, hasbi, harbi, ümitvar, gönül alıcı, çözüm odaklı yaklaşımla kucaklayacağız. Beldesinden ilçesine, ilinden genel merkezine kadar AK Parti teşkilatlarının kapısı tıpkı bir tekke kapısı gibi gelen herkese açık olmalıdır. Hiç şüphesiz teröristle, hainle, hırsızla, arsızla işimiz olmaz. Zaten onların yolu da AK Parti’yle asla kesişmez.

Bunun dışında herkesi muhabbetle bağrımıza basarak eser ve hizmet siyasetimizi sürdürmekte kararlıyız. Nefsimizi zincire vurmadan, rahatı huzuru bir kenara atmadan, mağdurun ve mazlumun sesi olmadan, yürekten yüreğe esmeyen AK Parti’nin temsilciliğini yürüttüğü davaya layık olamayız.

Kongrelerimiz şahsi hesapların değil Türkiye sevdasının, Türk milletine hizmet etme yarışının yaşandığı zeminlerdir. Halef ve selefin bir arada olduğu, yol arkadaşlığının devam ettiği, eski ve yeni ayrımlarının yapılmadığı kucaklaşma vesileleridir.

Bir taraftan eski yol ve dava arkadaşlarımızla ahdimizi tekrar yenilerken diğer taraftan da yeni isimlerle kadrolarımızı takviye ediyoruz. Ne kimseye vefasızlık yaptık ne de statükocu olduk. Emektarlarımızın tecrübesini gençlerimizin heyecanıyla birleştirerek 23 yıldır Türk siyasetine damgamızı vurduk.

Son 2 haftadır Suriye’deki gelişmelere bakmak bile AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın Türkiye için ne manaya geldiğini anlamak için yeterlidir.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir