Erdoğan: Camileri Kapattılar, Kur’an-ı Kerim’leri Toplattılar

İstanbul’da “Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Programı”nda konuşan Erdoğan, “Bu milletin iman kalesini çökertmek için hiç olmazsa bu kalede gedik açmak için yıllardır saldırıyorlar. Bunu bir dönem camilerimizi kapatarak, ahıra çevirerek, satarak yaptılar” dedi ve ekledi:

“Bir dönem minarelerimizden yükselen Allah-u Ekber nidalarını susturarak yaptılar. Bir dönem Kur’an-ı Kerim’leri, ilmihalleri toplatarak yaptılar. Bir dönem imam hatip okullarının kapısına zincir vurarak, başörtülü kızları üniversite kapılarında ağlatarak yaptılar.

Bu yıkım projesinde kimi zaman medya kullanıldı, kimi zaman sinema, tiyatro, televizyon dizileri kullanıldı. Kimi zaman kaleminden nefret akan sözde aydınlar kullanıldı. Kimi zaman terör örgütleri, marjinal örgütler, ihanet çeteleri kullanıldı. Kimi zaman da siyasetçiler kullanıldı.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da “Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Programı”nda konuşma yaptı. Erdoğan’ın konuşmasından başlıklar şu şekilde:

“Güçlü şahsiyetler sağlam bir toplumun teminatıdır. Bireyler ahlaklı, erdemli, merhametli olduğunda, toplumda da adalet, huzur, emniyet ve refah olur. Ama tek tek kişiler bozulursa, aile bozulur. Aile yozlaşırsa, toplum çürür. Toplum çürürse, devlet çürü, memleket çürür. Bütün insanlık zeval görür. Millet olarak son 2 asırdır çok yönlü, çok ince düşünülmüş bir kuşatma ile karşı karşıyayız.

Bu milletin iman kalesini çökertmek için hiç olmazsa bu kalede gedik açmak için yıllardır saldırıyorlar. Bunu bir dönem camilerimizi kapatarak, ahıra çevirerek, satarak yaptılar. Bir dönem minarelerimizden yükselen Allah-u Ekber nidalarını susturarak yaptılar. Bir dönem Kur’an-ı Kerim’leri, ilmihalleri toplatarak yaptılar.

Bir dönem imam hatip okullarının kapısına zincir vurarak, başörtülü kızları üniversite kapılarında ağlatarak yaptılar. Bu yıkım projesinde kimi zaman medya kullanıldı, kimi zaman sinema, tiyatro, televizyon dizileri kullanıldı. Kimi zaman kaleminden nefret akan sözde aydınlar kullanıldı. Kimi zaman terör örgütleri, marjinal örgütler, ihanet çeteleri kullanıldı. Kimi zaman da siyasetçiler kullanıldı.

Artık eskisi kadar olmasa da hala birilerinin bu manevi işgal projesine taşeronluk yaptığını görmekteyiz. Aralarında FETÖ’cü ve bölücülerin de olduğu malum mahfiller bunu son derece planlı, sinsice ve kurnazca yapıyor. Biz bunlardan ülkeye kötülük dışında, nifak ve husumet dışında zaten bir şey beklemiyoruz. Kimileri de millet düşmanlarının tuzağına düşerek bu manevi yıkım projesine istemeden destek veriyor.

Şurayı özellikle dikkatinize getiriyorum: Bu ideolojik bağnazlık, son günlerde öyle vahim boyutlara ulaştı ki cuma hutbesini, hutbede okunan ayet-i kerimeleri hedef almaya başladılar. Kendini bilmezin birisi çıkıyor ahkam kesiyor, hem de bu ülkenin muhalefet partisi adına, doğru düzgün bilgisinin olmadığı dini konularda ahkam kesiyor. Hocalarımıza utanmazca had bildirmeye kalkıyor.

Bunu yaparken de cehaletini gizlemek için Gazi Mustafa Kemal’in arkasına saklanıyor. İçinde ne varsa ortaya dökmek yerine Gazi Mustafa Kemal’i hadsizliğine alet ediyor. Buram buram tek parti faşizmi kokan bu ilkellik karşısında maalesef mensubu olduğu parti içinde kimse itiraz etmiyor, genel başkan dahil kimse tepki göstermiyor.

Aynı ideolojik fanatizm, hepimizin yüreğini yakan Narin yavrumuzun katledilmesi hususunda da yaşanıyor. Birileri daha olayın ilk anından itibaren cinayeti kutuplaşma, kamplaşma aracına dönüştürmek için her yola başvuruyor. Oysa ortada vahşi bir cinayet var. Buna rağmen kimileri 8 yaşında hayattan koparılmış bir çocuğun cenazesi üzerinden siyaset yapacak kadar insanlıktan çıkabiliyor.

40 yılda yüzlerce çocuğun kanını akıtan, yüzlerce Narin’i bizden alan, binlerce vatandaşımızı acımasızca öldüren terör örgütünün uzantıları aynaya bakmadan millete insanlık dersi verme cüretinde bulunuyor. Bu vahşet öne sürülerek aile müessesi ve dini kurumlar hedef alınıyor. Hatta ve hatta Diyarbakır halkı ve Kürt kardeşlerimiz hedef alınıyor. Açık söylüyorum bu vicdansızlıktır, fırsatçılıktır, ikiyüzlülüktür, milleti provoke etmek, toplumun sinir uçları ile oynamak demektir.

Masum bir yavruyu alçakça katledenlerden bunun hesabını yargı önünde sorulması, döktükleri her damla kanın burunlarından fitil fitil getirilmesi için gereken her türlü adımı hukuk çerçevesinde atacağız. Tekirdağ’daki alçaklığın da hesabını mutlaka adalet karşısında soracak, bu sabiye işkence eden çukurların da en ağır cezayı almaları için mücadele edeceğiz. Aynı zamanda bu rezil olaylar üzerinden bölücü örgütün uzantılarının ve marjinallerin günah çıkarmalarına, milleti kışkırtmalarına, aile kurumunu hedefe koymalarına da eyvallah etmeyeceğiz.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir