Ekrem İmamoğlu’na Jet Hızıyla Soruşturma: Gerekçe “Bilirkişi”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, hakkında, “Bilirkişiyi hedef gösterdiği” gerekçesiyle soruşturma başlatıldı. İmamoğlu, “Turpun Büyüğü” başlıklı bir basın toplantısı düzenledi ve “S. B.” isimli bir bilirkişiden söz etti.
İmamoğlu, 31 Mart seçimlerinden birinci olarak çıkan CHP’ye yönelik operasyonların devam ettiğini belirterek şunları kaydetti: “Sizin yetkililerden duyduğunuz ilk cümle ‘yargı bağımsızdır’ cümlesi. Siz onlara inanmayın. Siyaset köküne kadar yargıya karışıyor, bu kadar net. Bunu ben demiyorum, Cumhurbaşkanı diyor. ‘Turpun büyüğü heybede’ diyor.”
S. B. İmamoğlu’nun iddialarını reddetti. CHP’li davalarda hep kendisinin mi bilirkişi olduğunun sorulmasına karşılık “Yalan konuşuyorsunuz genel olarak, çünkü ben sadece CHP davalarına değil, beni kimse bağlamaz, AK Parti’nin 2010’daki (dosyasında) MHP’nin de (dosyasında) bilirkişilik yaptım. Asla seçilmiş kişi değilim” dedi. Büyükcanayakın bilirkişilik yaptığı sırada savcılarla asla istişare etmediğini de kaydetti.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB Saraçhane Başkanlık Binasında gündeme ilişkin konuştu. İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve belediyelerine yönelik haksız, hukuksuz operasyonlar hız kesmeden devam ediyor. Siz bakmasın bakmayın ki hani her gün bir şey olduğunda biz bir tepki gösterdiğimizde hemen ilk çıkıp yetkililerin ağzından duyduğunuz cümle, yargı bağımsızdır cümlesi. Onlara inanmayın. Türkiye’de bağımsız özerk kurum kaldı mı diye gidin vatandaşlarımıza sorun. Emin olun ki vatandaşlarımızın büyük bir kısmı kalmadı diyecektir.
Başkanı ve yardımcısı Cumhurbaşkanı tarafından atanan kurum hakimlerin savcıların geleceğine karar vermiyor mu? Hakları da orada atanma kararları da oradan çıkıyor. Hal böyle olunca belli amaçlar için atanan atananlar yüzünden kanundan gelen güç ne yazık ki kişiselleştiriliyor, hedef gözetiliyor. Yani siyaset bugün hepimizin yaşadığı gündelik haberler üzerinden ve ortaya çıkan atmosferden görüyoruz ki siyaset köküne kadar yargıya karışıyor, bu kadar net.
Dökülen gerekçeleri, güldüren sebeplerle az önce ifade ettiğim genel başkanlar dahil hukuksuz operasyonlarına devam edecek, vazgeçmeyecekler. Bunu ben demiyorum. Bunu en yetkili ağız söylüyor. Kim söylüyor bunu? Cumhurbaşkanı Erdoğan diyor. Ne diyor? Turpun büyüğü heybede diyor. Dosyalar gizli denilerek şüphelilerin avukatlarına bilgi verilmiyor. Avukatlarına dahi o dosyalar açılmıyor ama Cumhurbaşkanı ne olacak, ne bitecek her detaya vakıf.
Neredeyse sabahından akşamına bu işin içinde olan insanlarla irtibat kuracak kadar bu işin içinde mi diye insan düşünmeden edemiyor. Ama lafa gelince hemen yargı bağımsız. Buradan yargı bağımsız lafının söylendiği, söyleyen kişiye seslenmek istiyorum Sayın Adalet Bakanı’na. Yargı bağımsız öyle mi Sayın Adalet Bakanı? İşte bugün biz de Cumhurbaşkanından esinlenerek basın toplantımıza tam da bu ismi koyduk. Basın toplantımızın adı Turpun Büyüğü. . Bugün heybeden turp niyetine çok enteresan bir kişilik çıkacak.
Bu kişinin adeta bir infazcıya dönüştürüldüğünü hukuksuzlukların perdesi yapılmaya çalışıldığını, olmayan raporların nasıl iddianameye girdiğini raporların nasıl değişime uğradığını imzasız raporla insanların nasıl suçlandığını, hatta tutuklandığını sizlere ve kamuoyuyla birlikte buradan paylaşacağım. Müsaadenizle başlayalım. Bildiğiniz gibi Beylikdüzü Belediye Başkanlığım sırasında 2015 yılında yapılan bir ihale nedeniyle hakkımda dava açıldı.
Bu dava halen Büyükçekmece Adliyesi’nde devam ediyor. 7 yıl hapis ve siyasi yasakla yargılanıyorum. Mahkemenin duruşma başlarken hedef koyduğu bitirme süresi 409 gündü. 11 Nisan’a ertelenen duruşma 826. gününde karara bağlanacak mı hep birlikte göreceğiz. Aslında yargılandığım ihale dosyası hakkında 2020 yılında Danıştay karar verdi. Burada belediye başkanına yani bana ceza sorumluluğu yüklenemeyeceğini karara bağladı.
Danıştay’ın bu kararının altında 5 yüksek yargıcın imzası bulunuyor. Buna rağmen bana dava açıldı. Danıştay’ın 5 yüksek yargıcının benimle ilgili görüşünü yeterli bulmayan mahkeme konuyu bir bilirkişiye emanet etti. 3 Temmuz 2022 günü bu bilirkişi raporunu sundu. Bu sıra dışı bilirkişi Danıştay’ın 5 yüksek yargıcının kararını doğru bulmamıştı. Ve yeni yazdığı raporla bu bilirkişi bu ihalede sorumluluğum olduğunu iddia etti. Bu ifadeler iddianameye de girdi.
Raporuna dayanan savcı iddianamenin 7. sayfasında ne diyor? “Bu bakımdan soruşturmaya konu ve suç teşkil eden eylemler olduğu tespit edilen ihale ile ilgili iç denetçi tarafından hazırlanan raporun üst yönetici olan şüpheli Ekrem İmamoğlu’na sunulmasına rağmen iç denetçi tarafından hazırlanan raporun üst yönetici olan şüpheli Ekrem İmamoğlu’na sunulmasına rağmen ihalenin iptali ve ilgililer hakkında suç duyurusu vesaire herhangi bir işlem yapmadığı yani ben herhangi bir işlem yapmadım tespit edilen şüphelinin cezai sorumluluğu doğacağı açıktır.
Savcıya göre Beylikdüzü Belediyesi’nin iç denetçisi bu ihale ile ilgili sorunlar tespit etmiş, rapor hazırlamış ve bana sunmuş ama ben gereğini yapmamışım. Bu iddia çok ciddi ve çok önemli. Yalnız ortada bir sorun var. Çok ciddi bir sorun var. Böyle bir rapor yok. Böyle bir rapor yok. Tekrar ediyorum, böyle bir rapor yok. Olmayan bir rapor bana sunulamayacağı için de sorumluluk ihmali yapmam söz konusu değil. Peki olmayan rapor savcı iddianamesine nasıl giriyor? Olmayan rapor. İnanır mısınız bunu önce bir mülkiye müfettişi yazdı.
Bugün tek bir isme odaklanacağımız için başka isim vermeye gerek yok. Bu davanın bilir kişisi de o mülkiye müfettişi de yazıyor bunu. O meşhur mülkiye müfettişi. O da her yerden çıkan. Bu davanın bilir kişisi de tıpkı mülkiye müfettişi gibi iç denetçi raporu olduğunu belirtti. Avukatlarımız böyle bir rapor olmadığını mahkemede ispat etti. Buna rağmen yani olmayan bir rapora rağmen mahkeme iddianameyi kabul etti.
Gördüğünüz gibi bu bilir kişi olmayan şeyleri yazacak atıf yapacak kadar rahat bir profesyonel. Başına bir şey gelmeyeceğinden emin. Belli ki arkasında çok güvendiği kişiler var. Özel seçilmiş birisi. Şimdi sizlere bu kişiyi takdim ediyorum. Heybedeki turpun adı S. B. Olmayan raporların nasıl iddianameye girdiğini, imzasız raporlar insanların nasıl suçlandığını sizlerle paylaşacağım, lafla da değil, belgeleriyle açıklayacağım.
Bugün heybeden turp niyetine çok enteresan bir kişilik çıkacak. Bu kişinin adeta bir infazcıya dönüştürüldüğünü hukuksuzlukların perdesi yapılmaya çalışıldığını, olmayan raporların nasıl iddianameye girdiğini raporların nasıl değişime uğradığını imzasız raporla insanların nasıl suçlandığını, hatta tutuklandığını sizlere ve kamuoyuyla birlikte buradan paylaşacağım.
Olmayan rapor savcı iddianamesine girdi. Olmayan rapor savcılık iddianamesine nasıl girdi? Avukatlarımız raporun olmadığını ispat etti ancak buna rağmen iddianameye girdi. Heybedeki turpun adı S. B. Arkasında çok güvendiği kişiler var. Yeni bilirkişi raporu geldi. Olmayan rapordan bahsedecek kadar gözü kara. Satılmış Bey’e yeni sorumluluklar verildi. Verilen görevler de ne tesadüf ki hep bizimle ilgili. İsfalt dosyasına da Satılmış Bey atandı. Savunma avukatlarımız bilirkişinin yeterliliği olmadığına dair dilekçe verdi. Ancak kabul edilmedi. Satılmış Bey kısa sürede bilirkişi raporu hazırladı.
Bu ismi sakın unutmayın. Danıştay’ıın beş üyesinin imzasını olduğu raporda diyorlar ki, ‘Ekrem İmamoğlu’nun bir sorumluluğu olmadığı gibi kurumu kara geçirmiştir.’ Bu Satılmış Bey’e verilen tüm görevler de hep bizimle alakalı. İETT ile ilgili yapılan soruşturmada da bu bey bilirkişi yapıldı. Savcıdan uzun süre yanıt gelmedi, bu beyefendide ısrarcı olundu. Satılmış Bey İETT aleyhine asılsız bilgilerle dolu bir rapor hazırladı. Satılmış Bey çok pratik, kısa sürede hazırlıyor raporları. Danıştay denetçileri, bu beyefendinin tespitlerinin yanlış olduğunu bildiren bir yazı da yolladı.
İktidardakiler gerçekten edeplerini de utanma duygularını kaybetmişler. Bizim işlerimizde bilirkişi hep Satılmış Bey. İstanbul’da 8806 bilirkişi var ama bizim şansımıza hep Satılmış Bey. Ne tesadüf ama… 2019’un sonbaharında göreve geldikten hemen sonra teftiş kurulumuza yetki verdim. Usulsüzlüklerle ilgiliydi bunlar ama hep döndü yargıdan nedense. Bir ihaleyle ilgili usulsüzlük konusunda mahkeme yine ne tesadüf ki bilirkişi yine Satılmış Bey olarak seçildi. Satılmış Bey 2019’a kadar son derece uslu biriyken, nedense biz geldikten sonra cengaver oldu.
Bu Satılmış bey kim diye baktık. Neden hep satılmış bey tercih ediliyor? Satılmış bey kim anlatalım. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’ndan emekli. Kendisi kooperatif davalarına bakıyor. İstanbul’un çok ünlü bilirkişisi Satılmış beyin Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi’nde sahte bilirkişi yazmak suçlamasıyla yargılandığı bir dava oldu mu? O hakimler iyi biliyor. Davanın kuyruğu çoktan koptu da bunu dinleyin.
Satılmış bey, son olarak Beşiktaş ve Esenyurt operasyonlarında karşımıza çıktı. ‘Alo Satılmış Bey’ hemen imdada yetişiyor. ‘Şak’ diyorlar, ‘Tak’ rapor çıkıyor. Eğer bir dava İmamoğlu’na dokunuyorsa Satılmış Bey hemen karşımıza çıkıyor. Beşiktaş ve Esenyurt operasyonlarıyla İBB şirketinin ilgisi şöyle; gizli bir dosya var. Ama bu dosya aynı zamanda İETT, İGDAŞ’ı kapsıyor. Bu adam dosyalar arası ilinti kuruyor.
Satılmış Bey burada tek değil, iki bilirkişi daha var. 3 Ocak 2025 tarihli bir belge bakın. Ahmet Özer ile ilgili bir bölüm var. ‘Özer’in belediyeyi sevk ve idare etmek görevini ihmal ve ihlal ettiği ve kötüye kullandığı hükmü kapsamında değerlendiği…’ Yani 3 bilirkişinin olduğu rapor bu. Bakan bey iyi dinleyin.
Kuralda şöyle diyor; ‘Bilirkişilerin bir araya gelerek toplantı yapmayı ve bilirkişi raporunu birlikte hazırlamaları gerekmektedir. Kurul halinde yapılan bu görüşmeler sonrası muhalif düşüncesini dile getiren bilirkişi ayrı rapor hazırlayabilir.’ Esas skandal şu, bu raporda diğer iki bilirkişinin imzası yok. Sadece Satılmış Bey’in imzası var. Yani savcılık bu geçerliliği olmayan raporu kabul ediyor. Ayrı hazırlanan ve kabul edilmeyen bilirkişi raporunda ise Ahmet Özer’in adı yok.
Adına sahte diyebileceğimiz bir bilirkişi raporuyla bir gecede 65 yaşındaki profesörü terörist ilan edip hapse attılar. Ellerinde bir şey olmadığı için 100 gündür iddianame yazamıyorlar. Başkanımız hakkında elinizde hiçbir şey olmamasına rağmen onu nasıl hapiste tutarsınız? Sayın Adalet Bakanı duy bunları. Bunları duyup inceleyip ona göre hareket etmeni istiyorum.
HSK’yı hemen bu konuda harekete geçirmelisiniz. Yargı mensuplarının iş ve işlemlerini takip etmek soruşturmak sizin bakanı olduğunuz HSK’nın görevi. Sakın bana bağımsız yargı deyip tweet atmayın. Harekete geçin. Ama bence yapamayacaksınız, gücünüz yetmez. Buradan iddia ediyorum, hadi yanıltın beni. Yapamazsınız, sözünüz İstanbul’da geçmez.
Adliyede tek bir şey konuşuluyor, adliyede çınlayan bir ses kulaklarda çınlıyor; ‘Bakan bize karışamaz.’ Ama siz bu durumda bugüne kadar sadece tweet attınız. Bize mangal gibi adaletli bir yürek lazım. Hukukun üstünlüğünü de bu millet adına namus sayıp dert edinmek lazım. Devletin dini adalettir değil mi? Sözün güzelliğine bakar mısınız? Keşke harekete geçseniz ve ben de sizden özür dilesem. Ama yapamıyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanı, turpun büyüğü senin heybenden çıktı.
Endişeniz var mı sorusu sıkça soruluyor. Bir iş insanıyken sorumluluk üstlenme adına yola çıktım. Bu kutsal yolculukta kararlı bir insanım. 2019 yolculuğu itibariyle başka bir evreye ulaştı bu yolculuk. Özellikle bir kamu yöneticisinin hukuksuzluklarıyla mücadele etme sebebiyel başladığım siyaset yolculuğunda belediye başkanlığı koltuğuna geldim. Rubicon’u geçenler için kaygı ve korku yoktur.
Ekrem İmamoğlu, CHP’nin erkenden Cumhurbaşkanı adayını açıklayıp açıklamaması gerektiği ile ilgili soruya yanıt verdi. İmamoğlu, “Şu an ülkede çok önemli bir yargı konusu var. Ben buna odaklanmayı doğru buluyorum, diğer konular hakkında konuşmayı şu an için doğru bulmuyorum” dedi.
İmamoğlu sözlerine şöyle devam etti: Hakkımda bir soruşturma var. Bu hafta bir çağrı bekliyoruz. Ya da ona göre bir ortam olacak diye düşünüyoruz. Bugün bize haksızlık hukuksuzluk yapanların ihtiyaç duyduğu bağımsız yargı düzeni kuracağız. Bunu sizin çocuklarınız için yapacağız. Yargıyı bağımsızlaştıracak, bu ülkenin yargı mensuplarının hak ettikleri bir mesleği yürüteceği bir ortamı tesis edeceğiz.
Sayın Cumhurbaşkanı ‘Anayasa Mahkemesi kararını tanımıyorum’ diyen kişi. Eğer yargıya dair bir uyarı varsa Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ı uyarmış olabilir. Ben üstüme alınmadım. Daha önce Yüksek Kurul’a başvurusu var avukatlarımızın. Hangi aşamada ne gerekiyorsa birçok müdahale olacaktır ve başvuruyu hukukçularımız devrede olacak ve gerekli başvuruyu yapacaktır.
Heybe iddiası kendisine ait ama ben heybede bulduğum ne varsa milletime açıklıyorum zaten. çıktıkça da açıklarım. Ülkede yargıya duyulan güvenin azaldığı noktada bir meseleyi ifade ettiniz. Sektördeki bir konuyu Gezi’ye götürüp oradan da İmamoğlu’na bağlamak… Olmaz diyemiyorum artık. İlk kez 10-11 siyasi partinin ve Meclis’te grubu olanların da imzasıyla bir mutabakat var. 15 Temmuz’da ortaya çıkan detayın kaldırılmasını talep ettik.
TBMM tarihinde yok böyle bir şey. Buna benzer faaliyet ve çalışmalarımız devam edecek. Adalet mücadelesi veriyoruz ki vermeye de devam edeceğiz. Ben karnımdan konuşmam bunu yargı mensupları konuşuyor. Konuşmayan yok. Ankara’daki duymayacak ve ben de duyduğumu söylemeyeceğim… ‘Kimsenin lafı geçmez’ deniyor. Bu kadar aleni konuşulan cümleleri bile duyup işlem yapması gerek Adalet Bakanı’nın. Ben onun bile hakkını savunuyorum şu an.
Yanındayız, hakkını yedirmeyeceğiz cümlelerini o kadar duyuyorum ki. Ben kendi inancımı ve cesaretimi ortaya koyuyorum. Bu milletin sesi. Bunun içinde sanatçı da vardır, iş insanı da vardır. Elbette daha güçlü çıkmalı. Niye 600-700 terörist dendi de hiç çıkmadı da niye kimse bedel ödemiyor. Bu kadar ahmakça bir iş olamaz ya. Millet vicdanında kararını vermiş. Adaleti sağlamadıktan sonra enflasyon da düzelmez, düzeltemiyorsunuz. Para da bulamasınız, boşuna geziyorsun Maliye Bakanı.
“Belgelerle açıkladığım hukuksuz işlerle ilgili de jet hızıyla soruşturma bekliyorum”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, kendisi hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma açılmasına ilişkin, “Daha konuşmam bitmeden hakkımda soruşturma başlatılıyor. Bu haksız müdahalelere cevap vermek adil yargılamayı etkilemek değil, tam tersine hukukun bağımsızlığını savunmaktır. Belgelerle açıkladığım hukuksuz işlerle ilgili de jet hızıyla soruşturma bekliyorum” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu, bugün düzenlediği basın toplantısında “Heybedeki turpun adı S.B.” ifadeleriyle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma açılmasına tepki gösterdi. İmamoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:
Bize yapılan her hukuksuzluğu, her adaletsizliği Türk milletiyle paylaşacağız. Kimsenin hakkını yemeyeceğiz hakkımızı da yedirmeyeceğiz. Daha konuşmam bitmeden hakkımda soruşturma başlatılıyor. Bu haksız müdahalelere cevap vermek adil yargılamayı etkilemek değil, tam tersine hukukun bağımsızlığını savunmaktır. Belgelerle açıkladığım hukuksuz işlerle ilgili de jet hızıyla soruşturma bekliyorum. Bu hukuksuz iş ve işlemleri haber yapan basın kuruluşları ve paylaşan vatandaşlar hakkında soruşturma açmak da sansürün dik alasıdır. Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır.
İstanbul Başsavcılığı, İmamoğlu hakkında ‘Bilirkişiyi hedef gösterdiği’ gerekçesiyle soruşturma başlattı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturmayla ilgili açıklaması şöyle:
“İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında bugün düzenlediği basın toplantısında Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen bir kısım soruşturmalar ile kamu davalarında görevli bilirkişilerden biri olan şahsı, soruşturma şüphelileri lehine sonuç doğuracak karar verilmesi amacıyla alenen hedef göstermek suretiyle, ayrıca bu amaçla ismini de açıklayarak yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs ettiği tespit edildiğinden Türk Ceza Kanunu’nun 277 ve 288’nci maddeleri uyarınca resen soruşturma başlatılmıştır.
Ayrıca yazılı ve görsel medyada bu yönde söylemlerde bulunanlar için gerekli tespitin yapılarak soruşturma başlatılması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne talimat verilmiştir.”
Ekrem İmamoğlu’na açılan soruşturmaya CHP’liler tepki gösterdi. CHP’liler soruşturmayı, ‘siyasi oyun’ olarak yorumladı. CHP’den İmamoğlu’na açılan soruşturmaya tepkiler şöyle:
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek: Demokrasimizde, yargıda ve hukuk sistemimizde açılan derin yaraları anlatmak; yargı bağımsızlığından kopuşu gözler önüne sermek soruşturma sebebi olamaz. Asıl soruşturulması gereken, bahsi geçen skandalların sorumlularıdır. TBB ve İBB Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu hakkında jet hızında açılmış olan soruşturma, gerçekleri bastırma girişimidir. Fakat Sayın İmamoğlu’nun da ifade ettiği üzere, gerçekler er ya da geç ortaya çıkar.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır: Sayın Ekrem İmamoğlu turpun büyüğünü masaya koydu, CHP’den sorumlu güdümlü yargının panik butonuna basması 15 dakikayı bulmadı. Milyonlarca yurttaşımıza mı soruşturma açacaksınız? Yargıya jet hızıyla talimat vereceğinize, sandığı getirin de boyunuzun ölçüsünü alın.
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu kürsüden iner inmez ikinci kez, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı jet hızı ile soruşturma başlattı. Bir Başsavcı düşünün, İstanbul’da çeteleri çökertmiş, tüm yargı dosyalarını halletmiş, tek işi Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve Sayın İmamoğlu’na soruşturma açmak kalmış.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı muhtemelen Guiness Rekorlar kitabına girmeye çalışıyor. Yıldırım hızıyla başlattıkları soruşturmalarla ‘dünya hukuksuzluk rekoru’nu kırmaları an meselesi. Adalet tamamen rafa kalktı, sahnede tam bir siyasi oyun var.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu kürsüden iner inmez, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bir soruşturma daha başlattı. Yargı sadece partimiz söz konusu olduğunda jet hızıyla işliyor. Facialarda, ucu iktidara dokunan skandallarda mumla arasan bulamazsın.
CHP Sözcüsü Deniz Yücel: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun, ‘CHP’li belediyeler aleyhine ısmarlama rapor yazsın diye’ dosya dosya gezdirilen bilirkişi ile ilgili açıklamaları yargının içler acısı halini ve AKP iktidarının meşruiyetini kaybettiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Sayın Ekrem İmamoğlu hakkında daha basın toplantısı bitmeden soruşturma açılması ise iktidarın gözünü ne kadar kararttığını göstermiştir. Bedeli ne olsun haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe boyun eğmeyeceğiz. İktidarını kaybedeceği korkusu ve kaygısıyla her türlü kirli oyundan, tuzaktan ve kumpastan medet uman AKP iktidarına ilk sandıkta son vereceğiz.