Ekrem İmamoğlu Hakkında “Hapis Ve Siyasi Yasak” Talebi

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında ‘kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret’, ‘tehdit’ ve ‘terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek’ suçlarından iki yıl sekiz aydan yedi yıl dört aya kadar hapis cezası istendi.
Haber Merkezi / İmamoğlu hakkında ayrıca Türk Ceza Kanunu 53’üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan ”Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, ‘sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılır” maddesinin uygulanması istendi. Bu da siyasi yasak anlamına geliyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, katıldığı bir panelde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ve ailesine yönelik ifadeleri nedeniyle 7 yıl 4 aya kadar hapis istemiyle iddianame düzenlendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, Gürlek “mağdur” sıfatıyla yer aldı.
Soruşturmanın, İmamoğlu’nun söz konusu paneldeki konuşmalarında suç teşkil eden ifadelerin tespit edilmesi üzerine başlatıldığı belirtildi.
İddianamede, Akın Gürlek’in geçmişte ve halen terör suçlarıyla ilgili görevlerde bulunduğu, çeşitli terör örgütlerince hedef gösterildiği ifade edildi. Bu bağlamda İmamoğlu’nun konuşmalarının, Gürlek’i hedef haline getirerek “terörle mücadelede görev yapan kişileri hedef gösterme” suçunu oluşturduğu ileri sürüldü. Ayrıca İmamoğlu’nun ifadelerinin, Başsavcı Gürlek’i küçük düşürmeye ve tehdit etmeye yönelik olduğu, bu nedenle ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği vurgulandı.
İddianamede, İmamoğlu’nun 27 Ocak’ta yaptığı bir basın toplantısında, mahkemelerde bilirkişi olarak görev yapan bir kişiyi hedef alarak “yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs” suçunu işlediğine dair ayrı bir soruşturmanın sürdüğü bilgisi de yer aldı.
İki olay bir arada değerlendirildiğinde, İmamoğlu’nun kamu görevini kullanarak yargı organları üzerinde baskı oluşturmayı ve partisinin lehine etkilemeyi amaçladığı öne sürüldü. Bu kapsamda, İmamoğlu’nun “kamu görevlisine hakaret”, “tehdit” ve “terörle mücadelede görev yapanları hedef göstermek” suçlarından 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar hapis cezası talep edildi.
İmamoğlu hakkında ayrıca Türk Ceza Kanunu 53’üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan ”Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, ‘sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılır” maddesinin uygulanması istendi. Bu da siyasi yasak anlamına geliyor.
Hazırlanan iddianame, ağır ceza mahkemesine gönderilirken, mahkeme heyetinin incelemesi devam ediyor.
“Erdoğan, masabaşı oyunlarıyla ayakta kalacağını sanıyor”
Ekrem İmamoğlu, hakkında 7 yıl 4 aya kadar hapis ve siyasi yasak talebiyle düzenlenen iddianameye tepki gösterdi. İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Başsavcı incindi diye hakkımda hazırlanan iddianameyi, ifademi alan savcı bey yerine incinen başsavcının yardımcısı yazmış. Daha mahkemeye ve avukatlarıma gönderilmeden iktidar medyasına dağıtılan evrak paniklerinin resmidir.
Bu davaları ‘yakından’ takip eden, içeriklerini bilen Cumhurbaşkanı Erdoğan, belli ki seçimde milletin önüne mertçe çıkmak yerine, masabaşı oyunlarıyla ayakta kalacağını sanıyor. Milletimiz demokrasiye ve kendi seçme hakkına zerre itibar etmeyene artık itibar etmemektir. Bunu da heybenize yazın.”
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Ekrem İmamoğlu hakkında siyasi yasak ve 7 yıl kadar hapis istemiyle düzenlenen iddianameye ilişkin açıklama yaptı. Başarır açıklamasında, şu ifadeleri kullandı: “Maalesef Türkiye siyasetini adliye koridorlarında boğmak istiyorlar. Buna izin vermeyeceğiz. Buna hep beraber direnç göstereceğiz.
Akın Gürlek TV seyredeceğine, bizleri 7/24 takip edeceğine işini yapsın, çetelerle uğraşsın, İstanbul’u sokak mafyalarından kurtarsın. Bizim belediye başkanımızla uğraşmaktan vazgeçsin. Bundan bir sonuç alamaz. Yargı kararları eleştirilmeyecek mi? Ben yargıyı neden etkileyeceğim, yargı zaten etkileneceği yerden etkilenmiş. Ben senin etki altında kalmaman için mücadele veriyor. İmamoğlu, yargının bağımsız olarak davranmasını istiyor.”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu hakkında 7 yıl 4 aya kadar hapis ve siyasi yasak talep edilen iddianame hazırlanmasına tepki gösterdi.
Özgür Özel, Adıyaman’da yaptığı açıklamada “O gün söylediği kişi Cem Aydın’ın kapısına dayanmışlardı ‘Sizin evlatlarınız böyle muamale görmesin’ dedi diye ‘ailemi tehdit etti’ diye soruşturma başlatmıştı. Bakın Ahmet Özer 100 gündür iddianame bekliyor. İmamoğlu için 15 gün içinde iddianame yazılıyor. Bu neyin acelesi, madem yazabiliyorsun 100 gündür Ahmet Özer için ne bekliyorsun. Bu ne korkuymuş arkadaş” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut da konuya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Bağımsız olması gereken yargı mensuplarının siyasete dahil olduğu bir rejim demokrasi değildir. Halkın iradesine yargı sopasıyla boyun eğdirmeye çalışanların karşısında bir adım geri atmayacağız! Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber ya hiçbirimiz!” ifadelerini kullandı.
Ne olmuştu?
İmamoğlu’na 20 Ocak Pazartesi “Ülke Politikaları Vakfı Modern Hukuk ve Yargının Siyasallaşması” adlı bir panelde konuştuğu sırada ‘tehdit ve terörle mücadelede görev olan kişileri hedef göstermekten’ soruşturma başlatılmıştı.
Burada İmamoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek hakkında şu sözleri kullandı: “Bak başsavcı sana söylüyorum. Sana hiçbir faydamız olmaz senin zihnin çürümüş de… Biz var ya senin evlatlarını bile bu muamelelerden kurtarmak için seni yöneten aklı bu milletin zihninden söküp atacağız. Bunu unutma. Söküp atacağız ki senin evlatlarının kapısına birileri dayanmasın, senin evlatlarını sabahın köründe evinden kimse almasın. Senin zihniyetinin içinden geçen yol ve yöntemleri bu memleketin her ortamından söküp atacağız ki senin dahi yuvana, çocuklarının geleceğine huzuru temin edelim. Bizim derdimiz bu.”
Bu sözleri söylemesinden dakikalar sonra panel sırasında İmamoğlu’na soruşturma geldi.
27 Ocak’ta ise bir soruşturma daha açıldı. İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın tutuklanması üzerine yaptığı “Turpun büyüğü heybede” açıklamalarına referansla pazartesi günü sabah saatlerinde “Turpun Büyüğü” başlıklı bir basın toplantısı düzenledi ve Satılmış Büyükcanayakın isimli bir bilirkişiden söz etti.
İmamoğlu İBB, Esenyurt ve Beşiktaş belediyeleri ile kendisi hakkında yürütülen bazı soruşturmalarda bilirkişi olan Büyükcanayakın ile ilgili şunu söyledi: “Satılmış Bey’in, Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘sahte bilirkişi raporu yazmak’ iddiasıyla yargılandığı bir dava oldu mu? Satılmış Bey sevdalısı savcılar herhalde biliyordur bunu.”
Bu sözlerin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu’yla ilgili “bir kısım soruşturmalarda görevli bilirkişinin hedef gösterilmek suretiyle yargı görevi yapanın etkilemeye teşebbüs edilmesi” iddiasıyla soruşturma başlattı. Daha sonra İmamoğlu iki soruşturmayla ilgili olarak 31 Ocak’ta adliyede ifade verdi. Binlerce kişi İmamoğlu’na destek için adliye önündeydi.