Ekonomistlerden Küçük Yatırımcıya Dikkat Çeken Uyarı
Borsadaki yükselişte başta kamu bankaları olmak üzere bankacılık hisselerindeki anormal artışların etkili olduğunu söyleyen Doç Dr. Evren Bolgün, faizler ve döviz kurunun ardından kamunun borsada da etkin olmaya başladığını belirtti.
Borsadaki yükselişi seçimden sonra beklediklerini söyleyen Prof. Dr. Cem Başlevent ise şunları söylüyor: “Birden bire bir güç veya büyük oyuncu ucuz fiyattan bankaları alıp yukarı götürmeye karar vermiş gibi duruyor” dedi.
Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu ise, “Enflasyon ortamında şirketlerin değeri paralel bir artış gösterir. Şu anda diğer yatırım araçları cazip değil. Bu da borsayı çekici kılıyor” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet’ten Ali Can Polat’ın haberine göre, yüksek enflasyonun yarattığı ekonomik tahribat her geçen gün artarken ekonomi dünyasında da yatırım eğilimleri değişiyor. Son günlerde borsadaki hareketlilik de bunun bir göstergesi. Borsa İstanbul, son bir ayda yüzde 27 değer kazandı.
BİST BANKA’da ise bu artış aylık yüzde 91 oldu. Banka hisseleri içinde ise en yüksek artış kamu bankalarında oldu. Halkbankası hisselerindeki son bir aylık yüseliş yüzde 173 olurken VakıfBank’ta bu artış yüzde 215’i buldu.
Ekonomistler bu artışları şüpheli bulurken piyasalarda Varlık Fonu aracılığıyla banka hissesi alımı yapıldığı ve borsanın yükseltildiği iddia edildi. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de Hazine’nin kendi ihracı olan bono ve tahvil dururken borsadaki artış ile övünerek yatırımcıları borsaya yönlendirdi.
Borsadaki yükselişte başta kamu bankaları olmak üzere bankacılık hisselerindeki anormal artışların etkili olduğunu söyleyen Doç Dr. Evren Bolgün, faizler ve döviz kurunun ardından kamunun borsada da etkin olmaya başladığını belirtti.
“İstanbul Kontrollü Finans Merkezi” benzetmesini yapan Bolgün, “Bankacılık hisselerinin çoğunda günlerdir satıcı yok, açılıştan sonra yüzde 10 yükselişle tavan oluyorlar burada bir anomali var. Banka hisseleri emsal ülkelerin bankalarına göre aşağıdaydı yıllardır ama son gelişmelerle dengesini bulmuştu. Buna rağmen hâlâ satıcısız tavan bir şekilde ilerlemesi garip” dedi.
Son bir aydır 800 milyon dolara yakın yabancı girişi olduğunu da belirten Bolgün, “Tabii bu kesin yabancıdır diyemeyiz. Yerli bir büyük kurumsal alıcı ve/veya yabancı kurum hesabı üzerinden alım işlemleri yapan yerli kurumsal yatırımcı olma ihtimalini hissettiriyor” dedi.
Varlık Fonu iddiası
Uzmanların borsadaki yükselişi seçimden sonra beklediklerini söyleyen Prof. Dr. Cem Başlevent ise şunları söylüyor:
“Birden bire bir güç veya büyük oyuncu ucuz fiyattan bankaları alıp yukarı götürmeye karar vermiş gibi duruyor. Ekonomi politikaları değişmeden böylesi bir yükselme beklenmiyordu. Ben de burada Ankara’nın payı olduğuna, Varlık Fonu gibi bir gücün devreye girdiğine inananlardanım. Borsanın yükselişi seçim öncesi bir propaganda malzemesi olarak kullanılacaktır. Ama bu sonsuza kadar gidemez; büyük oyuncular seçim öncesi bazı riskleri görüp satışa geçebilirler.”
Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu ise borsadaki hareketliliği şöyle değerlendirdi: “Enflasyon ortamında şirketlerin değeri paralel bir artış gösterir. Şu anda diğer yatırım araçları cazip değil. Bu da borsayı çekici kılıyor.
Bankacılık sektörünün kârları özellikle Merkez Bankası’nın düşük faiz pompalamasıyla sıçradı. Bu da bankacılık hisselerine talebi artırdı. Bu güdümlü paranın özellikle kamu bankalarında alıma geçtiği tahmin edilebilir. Hükümet borsa üzerinden ögünme payı çıkarıyor. Temmuz net hata noksan kalemine 4 milyar dolar yansıyan meçhul paranın bir kısmı da borsaya yönelmiş olabilir.
Büyük yabancı çıkışının ardından son hafta 97 milyon dolar olan sınırlı bir giriş var. Amatör yatırımcılar borsa yükselince geç de olsa trene atlama telaşına kapılır, momentumu güçlendirir. Genellikle de ilk düşüşle zarara uğrarlar.”