DEVA Lideri Babacan’dan “Suriye” İçin Dörtlü Masa Önerisi
Suriye’deki gelişmelere ilişkin konuşan DEVA Partisi Lideri Ali Babacan, “Türkiye, İran, Amerika, Rusya’nın bir masada oturup beraberce çalışması gerekiyor ama aynı zamanda Suriye içerisindeki farklı grupların, farklı yapıların da bu sürecin içerisine şöyle ya da böyle katılması gerekiyor” dedi.
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, haberler.com’a konuştu. Ali Babacan’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:
“ABD’nin mevcut ya da gelecek yönetiminin PYD, YPG gibi derdi olduğunu düşünmüyorum. Onların derdi Ruslar buradalar, Suriye’yi Ruslara bırakmayalım, dengeli varlığımız olsun. İkincisi, İran üzerinden Suriye ve Lübnan’a uzanan Şii hilali etki altındakileri silahlı unsurlarla durduralım, engelleyelim, zorlaştıralım. Üç: Bu işten İsrail’in çıkarı gereği şunu, bunu yapalım. ABD derdi bu. Kendi askerlerinin canını tehlikeye atmadan başka silahlı unsurları kullanarak iş yapıyor Suriye’de. İşine ne geliyorsa onu yapıyor, işine kim geliyorsa onu kullanıyor.
Son bir haftadır olan gelişmeler Suriye rejimini nihayetinde masaya çekebilir. Burada amaç rejimi yıkmak mı, yoksa sıkıştırıp masaya oturtmak mı? Şu anda aslında Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin de vermesi gereken çok önemli bir karar bu. Yani yıkalım bu rejimi, sonrasına bakarız mı? Yoksa rejimi sıkıştırıp, masaya oturtup, nihai bir siyasi çözüm olmasını sağlamak mı? İki tane büyük tercih var. Umarım ki bu iki tercih arasında bizim hükümet yanlış yollara sapmaz.
“Türkiye, İran, Amerika, Rusya’nın bir masada oturup…”
Türkiye’nin ve İran’ın içinde olduğu ama aynı zamanda maalesef uzaktan ya da yakından gelip Suriye’ye müdahil olan Amerika ve Rusya’yla da mutlaka konuşuyor olmak gerekiyor. Türkiye, İran, Amerika, Rusya’nın bir masada oturup beraberce çalışması gerekiyor ama aynı zamanda Suriye içerisindeki farklı grupların, farklı yapıların da bu sürecin içerisine şöyle ya da böyle katılması gerekiyor.
Bizim görmek istediğimiz Suriye toprak bütünlüğü olan, Suriye’de yaşayan tüm insanların temel hak ve özgürlüklerin yaşandığı, çoğulcu demokrasi ile Suriye halkının yönetime arzularının, iradelerinin yansıdığı bir Suriye. Biliyorsunuz Suriye’de etnik çeşitlilik, farklı dinler, mezhepler var. Bütün çeşitliliğin yansıtıldığı yönetim sistemi olmadı.
Suriye’de azınlığın çoğunluğa tahkim edildiği rejim var. Onların da haklarını gözetecek bir Suriye’yi hedeflemek gerekiyor. Böyle baktığımızda o hedefe ulaşmak için öncelikle iç diyalog sürecine ihtiyaç var. Önce insan dememiz gerekiyor. Yeni bir göç dalgasının, insanlık trajedisinin olmaması gerekiyor. Suriye’nin nihai çözümünde mutlaka doğal kaynakların adil paylaşıldığı bir hedefi de ortaya koymak gerekiyor.”