Demirtaş, “Yeni Sürece” İsim Koydu: Demokratikleşme, Barış Ve Kardeşlik
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Abdullan Öcalan” çağrısı sonrası başlayan sürece ilişkin açıklama yapan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kendileri açısından bunun ‘Demokratikleşme, barış ve kardeşlik’ süreci olduğunu söyledi.
Haber Merkezi / Abdullah Öcalan’a desteğini de ifade eden Demirtaş, “Sayın Öcalan, koşulları oluştuğunda bu konuda bir inisiyatif alacaksa yanında olacağımızı belirtiyoruz. Olası bir çağrının tüm inisiyatifi elbette kendisindedir. Kendisinin de belirttiği gibi, böylesi bir çağrının hukuki, siyasi zeminini oluşturma sorumluluğu da iktidar ve parlamentodadır. Bizler, barış girişimlerine bu aşamada her türlü desteği sunarız. Ancak çağrıyı yapacak olan da olası bir çağrının muhatabı da biz değiliz” dedi.
Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu, eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DEM Parti heyeti ile görüşmesinin ardından yeni sürece ilişkin açıklama yaptı. DEM Parti TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, Van Milletvekili Pervin Buldan ve yerine kayyum atanan eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ten oluşan DEM Parti heyetinin Edirne F Tipi Cezeavi’nde kendisini ziyareti sonrası Demirtaş, sosyal medya hesabı üzerinden bir yazılı açıklama yayınladı. Demirtaş, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Değerli Kardeşlerim, DEM Parti İmralı Heyeti’mizin ziyareti vesilesiyle herkese yürek dolusu selam, sevgilerimi iletiyorum. Büyük bir fedakarlık ve ciddiyetle çalışmalarını sürdüren heyetimize de teşekkürlerimi sunarken ayrıca kendilerine, partimiz DEM Parti’ye, özellikle İmralı Tecrit Adasında demokratik çözüm ve barış için büyük çaba sarf eden Sayın Abdullah Öcalan’a güven ve desteğimin tam olduğunu belirtmek istiyorum.
Bu dönemin en hassas konusu kamuoyu desteğidir. Bu nedenle şeffaflık son derece önemli ve gereklidir. Heyetimizin, şeffaflığın gereği olarak Meclis’teki siyasi partileri bilgilendirmesi, önümüzdeki günlerde de sivil toplum örgütlerini, siyasi ve toplumsal çevreleri bilgilendirecek olması değerlidir. Ayrıca barış dilinin tüm çevrelere hakim olması da önemlidir. Bu konularda konuşan herkes tehdit, şantaj, aşağılama dilinden ve provokatif söylemlerden uzak durmalı, yenme ve yenilme üzerinden boş ve anlamsız bir retorik oluşturmak yerine herkesin, hepimizin kazanacağı ortak bir gelecek üzerinde durmalıdır.
Her ne kadar sürece bir isim konulmasından ısrarla kaçınılıyor olunsa da bizim açımızdan bu süreç, “Demokratikleşme, Barış ve Kardeşlik” sürecidir. Bizler demokratik, barışçıl zeminde siyaset yapan aktörler olarak çatışmaların, şiddetin kalıcı şekilde son bulmasını arzuluyor, istiyor, destekliyoruz. Sayın Öcalan, koşulları oluştuğunda bu konuda bir inisiyatif alacaksa yanında olacağımızı belirtiyoruz. Olası bir çağrının tüm inisiyatifi elbette kendisindedir. Kendisinin de belirttiği gibi, böylesi bir çağrının hukuki, siyasi zeminini oluşturma sorumluluğu da iktidar ve parlamentodadır. Bizler, barış girişimlerine bu aşamada her türlü desteği sunarız. Ancak çağrıyı yapacak olan da olası bir çağrının muhatabı da biz değiliz. Siyasetçiler olarak bizim rolümüz ve misyonumuz, barış zeminini güçlendirmek, tarafları barış için cesaretlendirmek, teşvik etmek ve barışı kolaylaştırmaktır. Fakat bundan da öte temel sorumluluğumuz; demokrasi, özgürlükler, eşitlik, adalet ve temel insan hakları için barışçıl, sivil, siyasi mücadeleyi büyütmektir. Bu mücadelenin kanal ve imkanlarının şimdiden açılması gerekir ki barış zemini de güçlensin. Bu hususu da ilgililerin dikkatine sunmak isteriz.
Herkes şunu bilmeli ki, ortada bazı iyi niyetler ve bu iyi niyetlerle yürütülen hazırlıklar var. Ancak sürecin ete kemiğe bürünebilmesi için, güven verici somut adımların hızlıca atılması gerekiyor. Yıllardır bu topraklarda tarifi imkansız acılara neden olan ve ülkenin bütün enerjisini tüketen çatışmaların ortadan kaldırılması, siyasal bir barışın sağlanması için her türlü desteği vermeye hazırız. Ancak siyasal barış, beraberinde toplumsal barış yani demokratikleşme, eşitlik, adalet ve özgürlükler mücadelesinin tüm kanallarını açacak şekilde yapılırsa kalıcı olur, herkesin ve ülkenin yararına olur. Bu şekilde, siyasal barışın toplumsal desteği de artar, halkın ekseriyetinin sahiplenmesiyle tüm provokasyonlar ve baltalama girişimleri de boşa çıkar.
Yine bu kritik ve tarihi dönemde, Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere Sayın Devlet Bahçeli, Sayın Özgür Özel ve diğer tüm parti liderlerine, barış için aldıkları ve alacakları inisiyatifler nedeniyle teşekkürlerimi sunuyor, desteğimi iletiyorum. Her türlü kişisel, partisel çıkarın ötesinde, demokrasinin güçlenmesine dair atılacak her adımın tereddütsüz yanında olacağımı belirtiyorum.
Son olarak şunu da özellikle belirtmek istiyorum; Kürtlerin çoğunun yönü de yüzü de Türkiye’ye dönüktür. Barış ve güçlü bir demokrasi inşa edilebilirse bu süreçten hep birlikte kazanarak çıkacağımıza inanıyorum. Bunun için, Türkiye Cumhuriyeti devletinin de yönünü, yüzünü tüm Kürtlere çevirerek büyük ve onurlu barışın inşasını sağlayacağını umuyor, diliyorum. Heyetimize tekrar teşekkür ederken başarı dileklerimle birlikte, bir kez daha hepinize sıcak selam, sevgilerimi iletiyorum.”
“Geniş açıklama yapılacak”
Demirtaş’la birlikte eski Diyarbakır Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı’yı ziyaret eden heyetten de açıklama geldi. Heyet adına konuşan Sırrı Süreyya Önder ”Selahattin Demirtaş ve Selçuk Mızraklı ile görüştük. Sağlıklarını ve morallerini çok iyi olduğunu gördük. Gelişmekte olan sürece katkılarının ve desteklerinin tam olduğunu size iletmemizi istediler,” dedi.
Önder, sürece dair ”Şu an çözersek iki tarafla çözeceğiz. Eğer bu fırsatı da kaçırırsak 72 taraf bu sürece müdahil olacak. Var gücümüzle heyetimiz, partimiz, dostlarımız, aydın, sanatçı, sürece destek veren bütün kardeşlerimiz ilk defa böyle bir geniş paydada buluştuk. Televizyonlardaki arkadaşlardan da bu duyarlılığı bekliyoruz,” dedi.
İmralı’da yapılacak ikinci görüşmenin tarihi için de açıklama yapan Önder, “Şimdilik belli değil ama çok uzayacağını düşünmüyoruz” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin geçen yılın Ekim ayında “Öcalan gelsin Meclis’te konuşsun” çağrısının ardından DEM Partili milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ile Pervin Buldan 28 Aralık Cumartesi günü İmralı’ya giderek PKK lideri Öcalan ile görüşmüşlerdi.
Görüşmede Öcalan’ın, “Sayın (MHP lideri Devlet) Bahçeli’nin ve Sayın (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim … gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım” dediği aktarılmıştı.
İmralı ziyareti sonrası Ankara temaslarına başlayan DEM Parti heyeti, AK Parti temsilcileri de dahil bir dizi temasta bulunmuş, Cumartesi günü de 2016 yılından bu yana ceaevinde olan Demirtaş’ı ziyaret etmişti. Heyetin 12 Ocak Pazar günü de Kocaeli Kandıra Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ile görüşmesi bekleniyor.