DEM Parti’den “Kayyım” Tepkisi: Halk İradesini Savunmaya Devam Edeceğiz
DEM Parti, Siirt Belediye Eş Başkanı Sofya Alağaş’ın görevden alınarak yerine kayyım atanmasın ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, “İktidar sanmasın ki bizler ve Kürt halkı bu darbelere alışıyoruz ve kanıksıyoruz. Her yerde halk iradesini savunmaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.
Haber Merkezi / Açıklamanın devamında, “Kayyım atamalarında 2016’nın cevabını 2019’da, 2019’un cevabını 2024’te sandıkta verdiğimiz gibi, bu gasplara ve darbelere de cevabımızı vereceğiz. Öfkemizi demokratik siyasete olan kararlılığımızla biriktiriyoruz. Tek tek herkese de sesleniyoruz: Bu darbeci anlayışa karşı hep birlikte duralım, siyasi görüşümüz ne olursa olsun demokrasi mücadelesinde buluşalım” denildi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Siirt Belediye Eş Başkanı Sofya Alağaş’ın görevden alınarak yerine kayyım atanmasın ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Seçmenlerimiz, halklarımız ve ülke güne yine bir kayyım darbesiyle uyandı. İktidar halkın iradesine saldırmaktan vazgeçmiyor; darbecilikte, gaspta ve irade hırsızlığında ısrar ediyor. Bunu pişkin bir alışkanlık haline getirdi.
Siirt Belediye Eş Başkanımız Sofya Alagaş’a hukuksuz bir şekilde verilen 6 yıl 3 aylık cezanın ardından Siirt Belediyemiz sabahın erken saatlerinde kayyım darbesiyle gasp edildi. Önceki kayyım darbelerinden de gördüğümüz üzere Siirt Belediyesi ablukaya alındı, halkın ve diğer seçilmişlerin belediyeye giriş çıkışları yasaklandı.
Dün Batman’da ve diğer belediyelerimizde olduğu gibi, kadınların kentleri yönetmesine ve dolayısıyla iradelerine saldırı yapıldı. 31 Mart seçimlerinden bugüne Hakkari, Mardin, Batman, Dersim, Halfeti, Akdeniz, Bahçesaray ve en son Siirt olmak üzere 8 belediyemiz iktidar tarafından gasp edilmiş oldu.
Daha önce defalarca söyledik, bu darbeci anlayışın önü alınmazsa kayyımlar sadece Kürt coğrafyasıyla sınırlı kalmaz dedik. Ne yazık ki bu uyarılarımızda da haklı çıktık. Artık kayyım darbeleri rejimin bir özelliği haline geldi. Kayyım sadece partimizle ve Kürt halkının belediyeleriyle sınırlı kalmadı.
CHP’nin Esenyurt Belediyesi ile Ovacık Belediyesi de kayyım darbesiyle gasp edildi. İktidar ilk günden bu yana göz diktiği İstanbul Büyükşehir Belediyesini düşürmek ve el koymak için her türlü yolu deniyor. Kısacası, bugün muhalif belediyelerin tamamı, iktidarın aparatı haline gelen yargının kıskacındadır.
“Seçme ve seçilme hakkına el uzatılıyor”
Mesele belediyelerin gasp edilmesinden çok daha büyük ve tehlikelidir. Kayyım rejimi kalıcılaştırılmaya, otoriter ve mutlak iktidar sağlamlaştırılmaya, her türlü demokratik hak kullanılamaz hale getirilmeye çalışılıyor. Kayyım darbeleriyle Türkiye’de 85 milyonun seçme ve seçilme hakkına el uzatılıyor.
Sandık ve seçim anlamsız hale getiriliyor. Bu rejim, her kayyım darbesiyle, belediyelere yönelik her irade gaspıyla demokratik meşruiyetini yitiriyor. Bu meselenin hukukla, yargıyla, yasayla bir ilgisi yoktur. Mesele, iktidarın seçim ve sandıkla alamadığı belediyeleri gasp etmesidir; kendisine oy vermeyen seçmenin iradesine saldırmasıdır.
İktidar sanmasın ki bizler ve Kürt halkı bu darbelere alışıyoruz ve kanıksıyoruz. Her yerde halk iradesini savunmaya devam edeceğiz. Kayyım atamalarında 2016’nın cevabını 2019’da, 2019’un cevabını 2024’te sandıkta verdiğimiz gibi, bu gasplara ve darbelere de cevabımızı vereceğiz. Öfkemizi demokratik siyasete olan kararlılığımızla biriktiriyoruz.
Tek tek herkese de sesleniyoruz: Bu darbeci anlayışa karşı hep birlikte duralım, siyasi görüşümüz ne olursa olsun demokrasi mücadelesinde buluşalım.”
Kayyım atamaları
En son yine DEM Partili Mersin Akdeniz Belediyesi Eş Başkanları Hoşyar Sarıyıldız ve Nuriye Arslan ile dört belediye meclis üyesi 10 Ocak’ta ev baskınlarıyla gözaltına alınmış ve yerlerine kayyım atanmıştı. DEM Parti yönetimindeki Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi ve Şanlıurfa’nın Halfeti belediye başkanlarının 4 Kasım Pazartesi günü görevden uzaklaştırılmasına karar verilmişti.
İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Halfeti Belediye Başkanı Mehmet Karayılan ve Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük görevden alınmıştı. Kayyum kararına gerekçe olarak, üç belediye başkanının “silahlı terör örgütüne üye olma” suçunda aldığı cezalar ve süren davalar gösteriliyor.
Mardin Valisi Tuncay Akkoyun Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne, Batman Valisi Ekrem Canalp Batman Belediyesi’ne, Halfeti Kaymakamı Hakan Başoğlu Halfeti Belediyesi’ne kayyum olarak atandı. Bundan hemen önce de CHP yönetimindeki Esenyurt Belediyesi’ne kayyım atanmıştı.
Mart 2024’teki yerel seçimlerde CHP’den Esenyurt Belediye Başkanı olarak seçilen Ahmet Özer, 30 Ekim Çarşamba günü sabah saatlerinde evinde gözaltına alınmıştı. Özer, Çarşamba gece saatlerinde çıkarıldığı mahkemece “PKK/KCK terör örgütü üyesi olmak” suçlamasıyla tutuklanmıştı.
22 Kasım’da ise DEM Partili Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ve CHP’li Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün görevden uzaklaştırıldığı açıklanmıştı. İçişleri Bakanlığı, Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu’nun Tunceli Belediye Başkan Vekili olarak, Ovacık Kaymakamı Hüseyin Şamil Sözen’in ise Ovacık Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirildiğini açıkladı.
Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığınca, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partili (DEM Parti) Tunceli Belediye Başkanı Konak ile Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Ovacık Belediye Başkanı Sarıgül hakkında, “Silahlı terör örgütüne üye olmak” iddiasıyla ayrı ayrı dava açılmıştı ve Konak ve Sarıgül 6 yıl 3’er ay hapisle cezalandırılmıştı. Sanıklar hakkında yurt dışına çıkış yasağı da getirilmişti.
Son 10 yıl içinde toplamda 149 belediyeye kayyum atandı. Kayyım atamalarındaki gerekçelerde ağırlıklı olarak terörle iltisak veya terör örgütlerine destek verme suçlamaları öne çıkıyor. Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL döneminde, 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yerel yönetimlerde ciddi değişiklikler meydana geldi.
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal döneminde (OHAL) 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile hazırlanan kayyım düzenlemesi, 1988’de Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti. Muhalefet partileri kayyım uygulamasının Anayasa’ya aykırı olduğunu savunurken, İçişleri Bakanlığı kayyum atamalarını Anayasa’nın 127’inci maddesine dayandırıyor.
“Mahalli İdareler” başlıklı Anayasa’nın 127’nci maddesi, İçişleri Bakanı’na “görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan mahalli idare organları veya bu organların üyelerini, geçici bir tedbir olarak kesin hükme kadar [görevden] uzaklaştırma” yetkisini veriyor.
Bu madde belediye başkanlarının görevden alınmasını sağlıyor ancak belediye başkanının yerine kimin atanacağına ilişkin bir düzenleme yer almıyor. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nda belediye başkanlarının görevden alınmasına ilişkin koşullar düzenleniyor. İçişleri Bakanlığı, görevden almanın yasal dayanağı olarak bu kanunun 45. ve 47. maddelerine işaret ediyor.
“Belediye başkanlığının boşalması hâlinde yapılacaklar” 45. maddede düzenlenirken, 15 Ağustos 2016 tarihinde çıkarılan KHK ile bu maddeye bir “kayyum” fıkrası eklendi. Eklenen fıkraya göre; İçişleri Bakanı, belediye başkanlarını terör gerekçesiyle görevden alma durumunda valileri veya kaymakamları kayyım olarak atayabiliyor.
47. maddede belirtilen görevden uzaklaştırmalara dair koşullarda ise “Görevleriyle ilgili bir suç nedeniyle haklarında soruşturma veya kovuşturma açılan belediye organları veya bu organların üyeleri, kesin hükme kadar İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabilir” deniliyor.