Davutoğlu’ndan Erdoğan’a ‘Dini İnançlar’ Eleştirisi
Partisinin İstanbul il Başkanlığı kamp programında açıklamalarda bulunan GP Lideri Davutoğlu, ‘Türkiye’de her şey güllük gülistanlık’ diyen Erdoğan’a sesleniyorum ne yaşıyoruz ne oluyor? Eğer kul hakkı kavramını unutursanız ve her gün dini ve manevi değerleri istismar ederseniz insanların geleceğe dair güveni kalmaz. Hatta yüreğim yanarak söylüyorum dini inançlara güvenleri azalır. Bu inançları siz sarstınız sayın Erdoğan” dedi.
Haber Merkezi / Davutoğlu, konuşmasını “Uyarılarımızı, tavsiyelerimizi dinlemediniz. Etrafınızı bir grup çete ile donatarak Türkiye’nin bütün imkanlarını şahsi mülkünüz gibi gördünüz. Sayın Erdoğan’ın en büyük vebali dört hatanın normalleşmesine neden olmasıdır. Bunlar eskiden de vardı. Ama münferit olaylardı ve bunları yapanlar utanırdı. Eskiden birisi ağzından şehven kötü bir söz kaçsa özür dilerdi.” ifadeleriyle sürdürdü.
GP Lideri Davutoğlu, konuşmasının devamında “Yapmayacaksınız Sayın Erdoğan bu sözleri söylemeyeceksiniz. Ben o açıklamaları duyduğumda Erdoğan’ın o sözü öfke ile söylediğini düşündüm. Erdoğan dün ‘bu sözü bilerek kasten söyledim. Milletimizin diliyle konuştum’ dedi. Sayın Erdoğan bu senin ahlakın. Milletimizin ahlakında kadınlara hakaret etmek yoktur ve olamaz. Kimse kadınlara böyle bir ifade kullanamaz. Nasıl böyle konuşursunuz? ve bunu nasıl izah edersiniz?” dedi ve ekledi;
“İnsan alemin cüzüdür. Alemin en güzel yaratığıdır. Toplum önündeki insanlar güzel örnek olmalı. Yolda sokakta insanlar birbirine bu şekilde bağırsa… Sayın Cumhurbaşkanı nasıl bir fitili ateşlediğini görmüyor mu? Daha üzücü olanı ise muhtemelen görüyor ve tahrik etmek istiyor. Bu tahriklere hiçbir kadınımızın kapılmamasını ve bu üslubu reddetmesini rica ediyorum.”
Gelecek Partisi (GP) Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin İstanbul il Başkanlığı kamp programında açıklamalarda bulundu. Davutoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
“Nice baskılar, nice baskılar gördük. Ama Türkiye’de olduğu gibi İstanbul’da da çok sağlam bir teşkilat kurduk. İstanbul’un her bir ilçesini ilmik ilmik dokuyoruz. Bu inançla bugün bir araya geldik.
‘Türkiye’de her şey güllük gülistanlık’ diyen Erdoğan’a sesleniyorum ne yaşıyoruz ne oluyor? Eğer kul hakkı kavramını unutursanız ve her gün dini ve manevi değerleri istismar ederseniz insanların geleceğe dair güveni kalmaz. Hatta yüreğim yanarak söylüyorum dini inançlara güvenleri azalır. Bu inançları siz sarstınız sayın Erdoğan.
Uyarılarımızı, tavsiyelerimizi dinlemediniz. Etrafınızı bir grup çete ile donatarak Türkiye’nin bütün imkanlarını şahsi mülkünüz gibi gördünüz. Sayın Erdoğan’ın en büyük vebali dört hatanın normalleşmesine neden olmasıdır. Bunlar eskiden de vardı. Ama münferit olaylardı ve bunları yapanlar utanırdı. Eskiden birisi ağzından şehven kötü bir söz kaçsa özür dilerdi.
Yapmayacaksınız Sayın Erdoğan bu sözleri söylemeyeceksiniz. Ben o açıklamaları duyduğumda Erdoğan’ın o sözü öfke ile söylediğini düşündüm. Erdoğan dün ‘bu sözü bilerek kasten söyledim. Milletimizin diliyle konuştum’ dedi. Sayın Erdoğan bu senin ahlakın. Milletimizin ahlakında kadınlara hakaret etmek yoktur ve olamaz. Kimse kadınlara böyle bir ifade kullanamaz. Nasıl böyle konuşursunuz? ve bunu nasıl izah edersiniz?
İnsan alemin cüzüdür. Alemin en güzel yaratığıdır. Toplum önündeki insanlar güzel örnek olmalı. Yolda sokakta insanlar birbirine bu şekilde bağırsa… Sayın Cumhurbaşkanı nasıl bir fitili ateşlediğini görmüyor mu? Daha üzücü olanı ise muhtemelen görüyor ve tahrik etmek istiyor. Bu tahriklere hiçbir kadınımızın kapılmamasını ve bu üslubu reddetmesini rica ediyorum.
Kadınlar Erdoğan’ın o açıklamalarını alkışladı. Nasıl alkışlarsınız? Bir milletin başına felaket, sadece yanlış yapanlar yüzünden değil, susanlar yüzünden de gelir. Bugün artık küfür etmek, hakaret etmek normalleşti. Hiçbir zaman yolsuzluklar bu kadar normalleşmemişti. Biz eskiden hesap sorardık. Biz bir dalgakırandık. Yolsuzlukları kırmaya çalıştık.
“Biz sizi uyarmıştık”
Yolsuzlukları normalleştirdiniz. Kişilerin yalan söylemesi büyük suçtur. Ancak kurumların yalan söylemesi hukuksuzluktur. TUİK yalan söylüyor. TÜİK ya kendi sorumluluğuyla kamuoyunu yanılttı ya da talimat aldı. TÜİK bugün açık bir suç işlemiştir. Kamuoyunu yanıltarak yanlış bilgi vermiştir.
Erdoğan diyor ki ‘ABD Yunanistan’da üs kuruyor’ doğru. Biz sizi uyarmıştık. Türkiye’yi tehdit eden kim olursa olsun her türlü mücadeleyi verir, mücadele verene de destek oluruz.
Bizim yönetimde olduğumuz zamanlarda ABD neden Yunanistan’da üs kurma cesareti gösteremedi? Sayın Erdoğan’ın beklediği randevu ABD’den gelmiyor. Neden? Hiçbir ülke diğer ülkenin kalıcı dostu veya düşmanı değildir. Bir ABD başkanı Erdoğan’a ‘aptal olma’ dedi. Erdoğan sineye çekti. İşte böyle kapılarda bekletirler. Eğer yolsuzluklar üzerinden bir algı oluşmuş ve bütün uyarılarımıza rağmen Rıza Zarrab denilen sahtekarı hayırsever gibi görüp New York mahkemelerinde yargılatmasaydınız size saygı gösterilirdi.
Erdoğan yıllarca Mavi Marmara şehitlerini istismar etti. Bu sene tek bir açıklamasını gördünüz mü? Göremezsiniz. Mavi Marmara unutulur. Çünkü Erdoğan’ın yanında eskiden karşı çıktığı 90’lı yılların aktörleri var. Burada mesele istismar meselesi. Dışarıdaki görünümünüz bu olacak içeride halkı kandıracaksınız.
Bu yaz son yaz. Eğer bu yazı iyi değerlendirirsek seçmenlerimizle beraber hasadı iyi alırsak her mevsim yaz olacak. Ama bu yaz iyi çalışmazsak bundan sonra hep kara kış olacak. Korkarak bir sefer daha iktidarı uyarıyorum; Bu halk bu ekonomiyi kaldırmaz. Ne zaman gelirse gelsin Gelecek Partisi kadroları seçime hazır.
Kaba söz ve kötü üsluba karşı nezaket dilini benimsiyoruz. Sayın Erdoğan’ın her yerde başvurduğu yalan ve kurumsal yalanlara karşı ilkemiz elif gibi dimdik durmaktır. Allah doğruların, kul hakkınızı göz edenlerin yardımcısı olsun. Adaletin sözcüsü olmayı bizlere nasip etsin. 100 günlük seferberlik ilan ediyoruz.”