Cemal Kırca Kimdir? Hayatı, Eserleri
1918 yılında Yunanistan’ın Selanik Şehri Kayalar Köyünde dünyaya gelen Cemal Kırca, 28 Mayıs 1995 yılında Giresun’da hayatını kaybetti ve bu şehirde defnedildi. 1924 yılında, Lozan Antlaşması’yla belirlenen mübadele doğrultusunda ailesiyle birlikte Türkiye’ye gelerek Sivas Suşehri’ne yerleşti.
Haber Merkezi / İlkokulu Suşehri’nde, ortaokul ve liseyi yatılı olarak Erzurum Lisesinde okudu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini 1941’de bitirdi. Ağırlıklı olarak Ankara’da bulunmasına rağmen Anadolu’nun çeşitli yerlerinde hakimlik görevinde bulundu. Bir ara Suşehri’nde avukatlık yaptı ve milletvekili adayı oldu.
1942’de Varlık dergisinde yayımlanan şiiri ile edebiyat yaşamı başladı. Orhan Veli, Cahit Sıtkı, Avni Dökmeci, Sabahattin Eyuboğlu, Salah Birsel, Necip Fazıl, A. Muhip Dıranas, Oktay Rifat, Melih Cevdet Anday kuşağı içinde bulunmuş bir şair olmasına rağmen belli bir gruba bağlı kalmadı.
Varlık, Türk Dili, Papirüs, Kaynak, Yeşil Giresun, Samsun Sanat gibi dergi ve gazetelerde şiirleri yayımlandı. Şiirlerini bir kitap haline getirdiği halde bazı talihsizlikler yüzünden yayınlayamadı. Ölümünden sonra İhsan Tevfik tarafından yayıma hazırlanan Geçit – Cemal Kırca Kitabı (2004) ile, çalışmaları kitaplaşmış oldu.
Turgut uyar, şair için, “Cemal Kırca, özenilecek bir sezgiyle, kafiyenin ve veznin ‘Şiirsel ses’e dönüştüğü yeri bulur. Ortaya çıkan, umulmadık, unutulmaz bir bileşimdir. Çünkü duygu tanıdık, eski bir duygudur; bu duygunun verilişi ise şaşırtıcı ve ustaca. Aşinalığı, ‘Han Duvarları’ yla birleşerek Anadolu’nun ve şiirimizin geçmişine uzanır. Böylelikle, Cemal Kırca’nın ve şiirinin başarısını, geleneğe bağlı ve ortaklaşa bir duyarlığı taze bir deyişle söylenmesinde arayabiliriz.” ifadelerini kullanmıştır.
“Develer”
Bir yol uzanır çıngıraktan,
Bembeyaz gecelerin içinde;
Develerdir gelen uzaktan,
Bir eski hatıra halinde…
Taşır ayaklarında zamanı,
Develer sallana sallana…
Sürür peşinde insanı,
Develer gurbete âşina…
Kimi var ki eşi uzaktadır,
Kimi var: Yavrusu gurbettedir;
Develer geçtikçe ağır ağır,
Kimi de yarını düşünmektedir…
Develer gelir sıra sıra,
İnsanları süzerek geçer,
Yumurtayı ezemezmiş amma,
Yüreğimi ezerek geçer…
Develer, bir hazin düşünce,
Örtülen yolların üstünde,
Develer kaybolur sessizce,
Bir eski hatıra halinde…