Amasya: Yedikuğular Kuş Cenneti

Yedikuğular Kuş Cenneti (Yedikır Baraj Gölü); Amasya’nın Suluova İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Yedikır Barajı Yaban Hayatı Koruma Sahası, il merkezine 35 km., Suluova’ya 8 km., Merzifon’a 12 km. uzaklıktadır.
Yaklaşık 900 hektarlık bir alanı kaplayan sahanın 600 hektar kadarını göl oluşturur. Geri kalan kısmı, içinde sosyal tesisler ve piknik alanlarını barındıran sazlık ve ağaçlandırma alanıdır.

1985 yılında tamamlanan baraj gölünün kısa bir süre içerisinde pek çok kuşun konaklama alanı haline gelmesiyle Yedikır 1989 yılında Yaban Hayatını Koruma Sahası ve SİT alanı ilan edilmiştir. Barındırdığı kuşlar ve yaban hayvanları bakımından oldukça zengin olan bölge Türkiye’de “Önemli Kuş Alanı” statüsüne sahip yerlerden biridir.

Bazı kaynaklara göre 100’den fazla kuş türünün yaşadığı Yedikuğular Kuş Cenneti’nde görülebilen kuşların bazıları küçük batağan, bahri, karabatak, gri balıkçıl, büyük balıkçıl, küçük balıkçıl, sakarca, boz kaz, angıt, fiyu, boz ördek, çamurcun, yeşilbaş, kılkuyruk, elma baş patka, büyük tarak diş, sakar meke, kervan çulluğu, büyük karabaş martı, karabaş martı ve turnadır.

Baraj gölünün çevresi ise tüm doğal güzelliği korunarak, bazı sosyal tesisleri de barındıracak biçimde gezi ve piknik alanı olarak düzenlenmiştir. Bahar ve yaz ayları boyunca bölgede yaşayanların ve Amasya’da ziyaret amaçlı bulunanların uğrak yeri haline gelen Yedikır, etrafındaki yürüyüş parkurları, basketbol ve tenis kortu gibi sportif alanları, ziyaretçilerin tüm ihtiyaçlarını zahmetsizce karşılayabilecekleri piknik alanlarıyla size doğanın tam kalbinde bir gün sunar. Göl çevresi, amatör olta balıkçılığı yapmak isteyenler için de vazgeçilmezdir.

Paylaşın

Ağrı: Balık Gölü

Balık Gölü; Ağrı’nın Taşlıçay İlçesi ile Doğubayazıt İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Taşlıçay’a 26 kilometre, Doğubayazıt’a 60 kilometre mesafededir.

Balık Gölü’nün denizden yüksekliği 2 bin 241 metre olup, Türkiye’nin en yüksek rakımlı göllerinden biridir. En derin yeri 37 metredir ve bir lav seti gölüdür.

Göl, içme suyu ve kullanma suyu koruma sahası statüsünde olup yakınındaki yerleşim birimleri için içme suyu sağlamaktadır. Çevresindeki dağlardan gelen küçük dereler, kıyısındaki pınarlar ve yer altı sularıyla beslendiği için akış durumu ve sürekliliği ile ilgili veriler tespit edilememiştir.

Yakın çevresinde tarım alanları ve otlaklar bulunur. Türkiye’nin önemli kuş alanlarından biridir. Gölün üzerindeki 0.15 hektar alana sahip bir adada kuluçkaya yatan kadife ördek popülasyonu ile önemli bir kuş alanı statüsü kazanmıştır.

Bölgedeki asıl ünü, yetiştirdiği kırmızı benekli alabalıktan kaynaklanır. Göl çevresinde yaşayan başlıca hayvan türleri kartal, şahin, keklik, yabani tavşan, tilki, kurt, yaban ördeği, martı, bıldırcın ve çulluktur.

Paylaşın

Afyonkarahisar: Eber Gölü

Eber Gölü; Afyonkarahisar’ın Bolvadin İlçesinin 8 kilometre güney doğusunda yer almaktadır. Çay, Bolvadin ve Sultandağı ilçelerinin sınırları içerisindedir.

Yüzölçümü 150 km² olan göl deniz seviyesinden 967 metre yüksekliğindedir. Hem mavi hem yeşil göl olarak tanınan Eber; kuşları, sazlıkları, balıkları, çiçekleri, yüzen adacıkları ve derin sessizliğiyle Anadolu’nun keşfedilmemiş köşelerinden biridir.

Eber, çok sayıda canlıya da mesken olmaktadır; küçük karabatak, bayağı kaşıkçı, Dalmaçya pelikanı, bayağı balaban, alaca balıkçıl, erguvani balıkçıl bunlardan sadece bazılarıdır.

Gölün sazlık ve topraklık alanında yuvalamış bu kuşların göl üstündeki uçuşları bir seremoni gibidir. Sabahın ilk ışıklarını göl üzerinde karşılayan bu kuşları, günün son ışıklarını da havada uğurlarken görürsünüz. Sandallarınıza binip süzülmek istersiniz gölün yüzeyinde.

Paylaşın

Afyonkarahisar: Emre Gölü

Emre Gölü; Afyonkarahisar’ın İhsaniye ilçesine bağlı Döğer Kasabası ve Frig Vadisi sınırları içinde yer almaktadır.

Afyonkarahisar İl Merkezine 50 kilometre mesafededir. Göletin yüzölçümü yaklaşık 5 km² derinliği ise bazı bölgelerde 3 metrenin üzerindedir.

Göleti ziyaret aynı zamanda Frig vadisindeki bir çok tarihi eserin’de görülmesine vesile olmaktadır. Gölün kıyısında Frig Kaya Anıtlarının yanında bulunan Yunus Emre Tekkesi’ni de ziyaret edebilirsiniz.

Emre Göleti’ nde Piknik alanı ve Sosyal tesis bulunmaktadır, gölette gezmek için Kano mevcut olup, Bisiklet ve ATV Motosikletler ile de çevreyi turlayabilirsiniz.

Ayrıca Kaymakamlık tarafından hayata geçirilen ‘Frig Vadisi Turizm Geliştirme Projesi‘ kapsamında Frig eserleri ve motifleri temel alınarak hazırlanan ‘Kral Midas‘ adlı Frig kayığı, sizi gölde güzel bir geziye çıkarabilir.

Paylaşın

Afyonkarahisar: Acıgöl

Acıgöl;  Afyonkarahisar’ın Başmaçı İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Başmakçı’dan Aşağı Akpınar köyüne doğru 4-5 kilometre gidilerek göle ulaşmak mümkündür.

Yaz-kış flamingo sürülerinin yaşayabildiği özel bölgelerden birisidir. Sazlık alanlarda ve su kaynaklarına yakın kısımlarda kurbağa ve su kaplumbağası ile 3-4 cm büyüklüğünde balıklar yaşamaktadır. Besin zincirinin zengin olduğu Aşağı Akpınar köyü ve çevresine flamingo, martı, karabatak, yaban ördeği, turna, yaban kazı, pelikan, leylek gibi göçmen kuşlar uğramaktadır.

Güney doğusunda bulunan dağlarda ise yırtıcı kuşlardan kartal, şahin, atmaca yaşamaktadır. Acıgöl, kuş popülasyonu bakımından Anadolu’da koruna gelmiş en önemli bölgelerden biridir. Turizm açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Doğa sporlarıyla ilgilenenler için, gölün güney doğusundaki dağlar ve yaylalar çok önemlidir.

Paylaşın

26 Ağustos Tabiat Parkı

26 Ağustos Tabiat Parkı; Afyonkarahisar’ın Sinanpaşa İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Tabiat Parkı, 64.83 hektar alanı kapsamaktadır.

26 Ağustos Tabiat Parkı Afyonkarahisar–İzmir-Antalya yol kavşağında ve Afyonkarahisar’a 16 km mesafede yer almaktadır. Flora ve fauna, Kültürel, Arkeolojik ve Tarihi Değerler (Sahanın doğusundaki Büyük Taarruz Şehitliği ve Başkomutan Mustafa Kemal Anıtı ), Peyzaj Kaynak Değerleri (Bir çok flora ve fauna elemanına yaşama ortamı oluşturan Akören Gölü ) açısından zengin bir tabiat parçasıdır.

Uzun Devreli Gelişme Planı çerçevesinde 26 Ağustos Tabiat Parkı’nda ;1 adet Gözlem Kulesi, 3 adet Giriş ve Kontrol Binası,5 adet WC, 4 adet Otopark,1 adet Çocuk Oyun Alanı,1 adet Kır Lokantası , 6 adet Tenis Kortu, 2 adet Halı Saha, 3 adet Tribün, 1 adet Sporcu Soyunma Kabini, 1 adet Midilli At Barınağı( altı ünitelik), 1 adet Mescit,1 adet Şelale, İstiklal Tanıtım Merkezi, Hizmet binaları, 1 adet Büfe, Piknik üniteleri, göl etrafında Yürüyüş Yolları,1 adet İskele yaptırılmıştır.

Paylaşın

Dandindere Tabiat Parkı

Dandindere Tabiat Parkı; Afyonkarahisar’ın Emirdağ İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Tabiat Parkı, 260 Hekter bir alanı kaplamaktadır.

Emirdağ İlçe Merkezi’ne 30 kilometre uzaklıkta ilçenin güney doğusunda olup, yaklaşık 1.500 rakımlı sırt boyunca ve aşağıda dereyi kaplamaktadır.

Alanda doğal olarak yetişmiş Toros Sediri bulunmaktadır. Genel olarak yurdumuzun güney ve güneybatısında yayılış gösteren Toros Sedirinin (Cedruslibani) iç batı Anadolu’da stepe geçiş zonunun en kuzey iç sınırında tespit olunması ve bu yörede izole olmuş son yaşam birliğini oluşturması sebebi ile tescil edilmiştir.

Toros sedirinin yanında endemik olarak boylu ardıç, kokar ardıç, katran ardıcı, saçlı meşe, birçok ağaccık ve çalı türleri de bulunmaktadır. Ayrıca sahada bir çok yaban hayvanı türlerine de rastlanmakta olup, her sene çıkan Merkez Av Komisyonu kararlarında avlanmanın tamamen yasaklandığı sahalardandır.

Arazi üzerinde hiçbir kullanım amacı olmayıp, sadece bilim ve eğitim amaçlarıyla kullanılabilir. Kaynak değerlerinin işletilmesi yasaktır. Mülkiyetin tamamı Devlet Ormanıdır.

Paylaşın

Kırşehir: Terme Kaplıcası

Terme Kaplıcası; Kırşehir’in Merkez İlçesi, Kuşdilli Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. 

Termal kaynaklar bakımından oldukça zengin olan Kırşehir, Termal Turizm açısından da iddialı şehirler arasında yer almaktadır. Terme jeotermal sahası Kırşehir ilinin en önemli jeotermal alanlarından biridir.

Sahada termal turizm, seracılık ve şehir ısıtmacılığı yapılmaktadır. 1974 yılından bu yana 9’u MTA, 3’ü özel sektör olmak üzere toplam 12 kuyu açılmıştır. Bu kuyulardan 2 tanesi jeotermal ısıtma sisteminde ki bu sayede 1800 konuta eşdeğer işyeri ve konut ısıtılmakta, 5’i otel kaplıcaları ve serada kullanılmaktadır. 5’i bekletilmektedir. 92-500m derinlikteki kuyuların 11.10.2005 tarihinde MTA tarafından yapılan ölçümlerde; 30,3(°c) – 57(°c) arasında sıcaklığı, 5,2 L/sn-88,5 L/sn  arasında debisi bulunmaktadır. Kullanılan 9 kuyunun debisi toplamı 349,8 L/sn ’dir.

İstanbul Üniversitesi Tıbbi Ekoloji ve Hidro Klimatoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin Kırşehir Terme Kaplıcası ile ilgili fiziksel – kimyasal ve biyoloji analiz raporu ve tıbbi değerlendirmesi ele alınarak, bu tür maden suyu ile yapılacak kaplıca uygulamalarında, genel olarak banyo-havuz, içme ve inhalasyon kürü olanaklarının düzenlenmesi yararlıdır.

Bu tür uygulamalarla:

  • Eklem ve eklem dışı romatizmalı hastalıkların kronik dönemlerinde,
  • Damar sertliğinde,
  • Felçlerin rehabilitasyonunda,
  • Negatif sinir bozukluğuna bağlı yetersizlikler, sürmenaj ve yorgunlukta,
  • Diyabet, gut ve şişmanlık ile gelen hastalıklarda,
  • Karaciğer, safra kesesi, mide, bağırsak hastalıklarında,
  • Böbrek taşlarında,
  • Hipertansiyon, kronik bronşit ve üst solunum yolu iltihaplarında olumlu sonuç alınmaktadır.

Prof. Dr. Baade ‘nin Terme Kaplıcası Hakkında Yaptığı İnceleme Raporunda ise kaplıca suyu hakkında şu ifadelere yer verilmiştir:

“Bu su, Türkiye’de değil Avrupa’da bile az bulunan bol sıcak ve hazım’ı karbonlu, çelikli bir maden suyudur. Böyle bir suyun kıymetini anlamak için kadın hastalıkları, kansızlık ve kalp hastalıkları için çok meşhur olan Bed Pyrmenede suyu ile mukayese edildiğinde, Bed Pyrmened’nin suyu, Kırşehir Terme suyu gibi hazım’ı karbonlu çelikli maden suyudur. Ancak bu su kendiliğinden çıkamaz. Tulumba ile çıkarılması suyun hazım’ı karbonu azaltır. Bu suyun binaen meşhur Bed Pyremenede suyuna mukabil kendi artezyen kuvveti ile 41,5 derece ile doğrudan doğruya kayalardan fışkıran Kırşehir Terme Suyunun çok kıymetli olduğu anlaşılmaktadır.”

Paylaşın

Hatay: Kırıkhan, Alan Yaylası

Alan Yaylası; Hatay’ın Kırıkhan İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Kırıkhan İlçe Merkezine yaklaşık 20 kilometre mesafededir.

Hatay – Kırıkhan – Gaziantep kara yolunun, Kırıkhan İlçesinden itibaren 6. kilometresinden batıya (sola) dönülerek Ceylanlı Mahallesi üzerinden 2 km. Asfalt, 2 km. Stabilize yolla Eşmişek Mahallesine varılır. Bu mahalleden sonra 8 km. Virajlı ve maki türü bitkilerle çevrili stabilize yolla Alan Yaylasına varılır. Alan yaylası aynı zamanda 40 kilometrelik dar ve stabilize bir yolla İskenderun’a da bağlıdır.
Çevresi tamamen çam, iğde ve meşe ile kaplı ormanlarıyla çok geniş bir alana yayılmıştır. Son yıllarda Kırıkhan ve civar mahallelerden gelenlerin yoğun olarak talep ettiği yaylalardan birisidir. Yayla evleri yöre halkı tarafından kullanılmaktadır. Oteli olmayan yaylada, kamp kurmak isteyenler çadır ve temel ihtiyaç malzemelerini beraberinde getirmelidir. Bakkal, fırın, berber, sebze ve meyve ihtiyacını karşılayan yerler mevcuttur.
Paylaşın

Keşfedilmeyi bekleyen cennet ‘Arsuz’

Hatay’ın Arsuz İlçesi; Amanos Dağları ile Akdeniz’in masmavi berrak suları arasında bir sahil bandında yer almaktadır. Arsuz ve çevresi eşsiz doğa güzellikleriyle, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle, yemyeşil yaylalarıyla, eğlence merkezleriyle, masmavi deniziyle her bütçeye uyan konaklama ve yeme içme tesisleriyle adeta cennet gibidir.

Dört mevsimde de ayrı bir güzelliğe bürünen Arsuz’da yerli ve yabancı turistlerin gezmek, eğlenmek ve dinlenmek için aradığı tüm imkanlar mevcuttur. Keşfedilmemiş ideal bir tatil mekanı olan Arsuz ve çevresi, tarihiyle, güneşiyle, dağlarıyla, altın gibi kumsal plajlarıyla, yaylalarıyla, şırıl şırıl akan pınarlarıyla, av turizmine yönelik imkanlarıyla, nefis mutfağıyla turizme açıktır.

Arsuz; Akdeniz’in en güzel koylarından birinde denize kadar uzanan bir yarım ada üzerinde kurulmuştur. Tertemiz denizi ve incecik kumuyla bölgenin önemli bir turizm merkezidir. Ele geçen kalıntılardan ve yazılı kaynaklara göre Arsuz’un en parlak dönemini Romalılar döneminde yaşadığını açıklamaktadır. Ünlü tarihçi ve coğrafyacıStrabon’a göre; Arsuz Kilikya bölgesinin en önemli şehirlerinden birisiydi.

Bir efsaneye göre; Antik dönemlerde Antioch olarak bilinen bugünkü Antakya kentinin kurucusu I. Seleucus Nicetor M.Ö. 300 yıllarında Arsuz’da karaya ayak basmış ve Demetrius’un kızı Stratonica ile burada evlenmiştir. Ortaçağda Port Bonel adıyla tanınan Rosun kentinden günümüze nekropol, antik yapı, mozaikler ve bazı yapı kalıntıları ulaşmıştır. Arsuz’un 8 km güneyindeki Sütunlü Liman Helenistik Dönem’e ait bir limanın kalıntılarıdır. Arsuz’un Merkezinde Mario Hanna adıyla bilinen kilise 1778 yılında yapılmış olup, 19. Yüzyılda restore edilmiştir. Zengin iç dekorasyonuyla, çan kulesiyle, hizmet alanı ve mezarlığıyla görenlerin ilgisini çekmektedir.

Gözcüleri geçip Hacıahmetli Köyü’nden sonra sola ayrılan 8 km’lik yol ziyaretçileri Meryem Ana’nın içinde yıkandığı ve Hristiyanlarca kutsal olarak kabul edilen Meryem Ana Havuzuna götürür, yöre halkı tarafından “Seydi” adıyla da bilinmektedir. Burada her yıl 14 Ağustos günü Hristiyan kardeşlerimiz dini bir tören yapmaktadırlar. Tamamen ağaçlı olup, nehir ve kaynak suların meydana getirdiği şarıltılar insanı adeta büyülemektedir.

Arsuz ve çevresi lüks otelleriyle, pansiyonlarıyla, kafeleriyle ve lokantalarıyla turizme tamamen açıktır. Bu bakımdan turizm alanında bir çok aktiviteye uygun bir yerdir. Çok sayıda tarihi eser, kale, cami, kilise, ören yeri, plajları ile turizm cennetidir. Amanos (Nur) dağlarındaki yüksek alanlar doğa yürüyüşü (trakking), yamaç paraşütü, av turizmi, yayla turizmi için ideal bir yerdir. Deniz kenarında gün batımını deniz manzarası ile seyrederek yemek yenebilecek otantik restorantlar ve eğlence merkezleri vardır. Arsuz’da kamp yapılabilecek yerler ve tesisler de mevcuttur.

Paylaşın