Muğla: Köyceğiz Gölü

Tektonik bir çukurluğun sularla dolması ve Dalaman Çayı’nın getirdiği alüvyonların körfezin önünü tıkaması sonucu oluşan Köyceğiz Gölü, Muğla’nın Köyceğiz İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır.

Göl, dağlardan yedi kol halinde inen sularla, bol su kaynaklarıyla besleniyor. Onun için de yaz kış özelliğini yitirmiyor. Fazla suyunu 10 km. uzunluğundaki dar bir kanalla (Dalyan) Akdeniz’e boşaltıyor. Elinizde ayrıntılı bir çevre haritanız yoksa çevrede dolaşırken neresi göl, neresi deniz karıştırıyorsunuz. En iyi ipucu gölün sazlıkları. Dalyan Boğazı ile Akdeniz’e bağlanan gölün kapladığı alan 6300 hektar.

Boğazın ucunda Sülüngür adlı, tatlı-tuzlu su karışımı küçük bir lagün gölü daha var. Bu göl kefallerin yumurtlama yeri. Deniz kıyısı ise 50 ile 200 metre arasında değişen genişlikte ve 5,5 Km. uzunlukta çok güzel bir kumsalla süsleniyor. (Bakınız İztuzu Kumsalı) Göl, körfezin ağzının alüvyonlarla tıkanmasıyla denizden ayrılmış, ama tam da kopamamış ki, suyunu denize akıtmaya devam ediyor. Deltayı Nam Nam ve Yuvarlak Çay’ın alüvyonları oluşturmuş. Fotoğraf ve motorsuz su sporlarına tutkun olanların Köyceğiz Gölü’nden ayrılmaları epeyce zor olacak.

Göl çevresi nefis görüntüler sunuyor. Sörf, yelken, kürek gibi su sporları yapmıyorsanız gölden uzak durmayın gene de. Akşam üzeri veya gece sandal gezisine çıkın ve gecenin sessizliğine, gökyüzünün yıldızlarına şarkılar söyleyin. Balık tutmaya meraklı iseniz giderken olta takımlarını götürmeyi unutmayın, göl amatör balıkçılara şans tanır, boş dönmezsiniz. Gölün çevresinde yürüyerek veya otomobille yapılacak bir gezi de çok zevkli olacak. Gölde tekne turu da ilgi çekici.

Göldeki küçük adaya yörede Hapishane Adası deniyor. Ada tarihte önceleri askeri amaçlarla kullanılmış, sonra hapishane yapılmış. Cenevizlilerden kalma kalenin kalıntıları görülebiliyor. Yörede Aşık Adası da deniyor. Anlatılan öyküye göre birbirine sevdalanan iki genç aileleri evlenmelerine izin vermeyince bu adaya sığınmışlar. Ailelerin baskısından kurtulmuşlar da kötü kaderden kurtulamamışlar, koca bir yılan sokmuş da oracıkta ölmüşler.

(Anadolu’da çok yaygın olan ‘Ada ve Yılan hikayelerinden birini de burada dinleyebilirsiniz). Köyceğiz tam bir su cenneti. Denizi, gölü, gölü besleyen ırmakları ve denize bağlayan kanalı ile değil sadece. İlçenin neresini bir kaç metre kazsanız tertemiz su fışkırıyor. Bu nedenle de tarıma da çok elverişli. Alttan sürekli su alan bitkileri yaz güneşinin yakıcılığı bile sarartamıyor. Etraf dağlarla çevrili, dağlar günlük ve çam ormanları ile kaplı. Çam ve günlük ağaçlarının birlikte oluşturdukları orman dünyanın bir başka yerinde yok.

Paylaşın

Muğla: İstuzu Plajı

İstuzu Plajı; Muğla’nın Ortaca İlçesi, Dalyan Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Caretta Carettalar ile dünyaca ünlenen İstizu Plajı kilometrelerce uzanıyor. Caretta Caretta türü dev kaplumbağalar, yumurtlamaya İstuzu kumsalına geliyorlar. Kumsalın gerisinde kalan İstuzu ve Dalyanağzı Plai tesislerinde Kabinler ve soğuk birşeyler içebileceğiniz büfeler var.

Şemsiye de kiralanabiliyor. Ancak şemsiyelerin yumurtalara zarar vermemesi için önlem de alınıyor. İztuzu Dalyan ağzı Plajına Kanaldan da, sürekli sefer yapan motorlarla gidebilirsiniz. Göl suyunu denize bağlayan küçük bir doğal kanal kumsalı boydan boya bölüyor. Denize girip, kumsalda güneşlendikten sonra öbür yanda gölün tatlı suyuyla duş yapabilirsiniz. Hem tuzlu, hem de tatlı suda yüzebilme olanağı büyük keyif veriyor insana.

İztuzu Caretta Caretta’ların ötesinde bir doğa harikası. Bulmaca labirentlerinde gördüğünüz türden müthiş bir görünümü var. Sanki denize uzanan 5400 metrelik bir kumdan ok dolana dolana gidiyor sazlıklar eşliğinde. Bu arada tekrar hatırlatalım:. Dalyan kanallarında hemen her mevsim boyu 1 metreyi bulan kaplumbağalar görebilirsiniz. Nil Kaplumbağaları olarak bilinen bu türün Caretta Caretta’larla ilgisi yok. Ayakları tırnaklıdır ve balıkla beslenirler.

Paylaşın

Muğla: Köyceğiz, Ekincik

Ekincik; Muğla’nın Köyceğiz İlçesine bağlı küçük bir sahil mahallesidir. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Ekincik’e karayoluyla gitmek için Köyceğiz’den Hamitköy üzerinden gölün nefis manzarasını seyrederek ilerliyorsunuz. Hamitköy’den çıkıp köprüyü geçtikten sonra ilk uzun rampayı tırmandığınızda, tepede bir manzara molası verin, meraklıysanız fotoğraf çekin.

Kersele Koyu’ndaki düzlük bir sabah erkenden gelip kahvaltı etmeyi aklınıza getirirse neden denemeyesiniz. Hapisane Adası’nın hizasına geldiğinizde çam ağaçlarına dikkatlice bakın, ağaçların saçları ağarmış, kocamış bir insan gibi beyazlaşmış olduğunu göreceksiniz. Bu ağarmanın nedeni kuş pisliğidir. Ama bu kuş bildiğiniz “minik kuşlardan” değil. Türkiye’de çok azalmış kartallar burayı mesken tutmuşlar.

Bu tür kartaldan dünyanın dört yöresinde kalmış sadece. Sabırla beklerseniz kayalardan göle doğru süzülen bir kartalı görme şansına sahip olabilirsiniz. Yol gölden ayrılırken sola dönerseniz Sultaniye Kaplıcaları’na gidersiniz. Devam ederseniz artık gölden ayrıldınız ve orman içinde devam ediyor yol. Ve tırmanmaya başlıyor. Geride Köyceğiz gölünün manzarası bir kayboluyor, bir çıkıveriyor ortaya.

Tepeye çıkıp ta yokuş aşağı inmeye başladığınızda bu kez Ekincik koyunun dehşetli güzelliği çıkıveriyor karşınıza. Önce yeşillikler içinde şirin Ekincik Köyü’nü geçiyorsunuz. Sonra pırıl pırıl ve tesis kalabalığına boğulmamış ama kısa süre içinde yapılaşmanın artacağı işareti veren inşaatların boy attığı bir koya çıkıyorsunuz. Çevreniz orman, önünüz kumsal ve deniz. Kumsal çok güzel, deniz çok temiz. Kumsalı bir küçük dere bölüyor.

Kışın kumsalda S’ler çizerek denize ulaştığı ve bu arada kumsalı bozduğu için tesis sahipleri bu küçük dereden pek hoşlanmıyorlar ama bizce sahile hoşluk katıyor. Yolun kıyıya ulaştığı yerde yatların demirlemesi için uygun bir iskele ve yatların ihtiyaçlarını karşılayabildikleri küçük bir büfe var. İskele aynı zamanda Dalyan’a günübirlik yolcu taşıyan teknelerin bağlanma yeri. Kumsalda otel ve lokantalar da var.

Paylaşın

Muğla: Göbün Koyu

Göbün Koyu; Muğla’nın Fethiye İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Göbün koyu. Domuz adasının güneyinde, girişi epeyce dar, çevresi çam ve zeytin ağaçlarıyla kaplı uzunca bir koydur. Göcek koylarının en korunaklısıdır. Her havaya kapalı koy, aynı zamanda bir kış limanıdır.

Korunaklı ama küçük ve dar olan bu koya iki yüksek tepenin arasından girilir. Zaten koyun girişi dikkatli bakılmazsa uzaktan belli olmaz.Girişten itibaren derinlik düşer. Liman içi ortalama derinlik 5-7 metre arasıdır. Koyun batı tarafı tamamen sığlıktır.

Bu sığlığın altında su altı antik kalıntılar bulunur. SİT alanı içerisinde bulunan ve yerleşimin yasak olduğu Göbün’de denizin içindeki kalıntıların bir kısmının geç Bizans dönemine bir kısmının ise Rum evleri olduğu belirtiliyor.  Dar limanda Demirde kalınacak tek yer, girişte sancakta kalan tepenin iç kısmıdır. Burada küçük bir rıhtım bulunur.

Batı kıyısında, koyun uç noktasında karaya çıkanlar, kaya mezarları ve antik kalıntılarla karşılaşacaklardır. Sahilden tepelere ulaşan küçük patika ile, Türk bayrağının bulunduğu tepeye 20 dakikalık tırmanışın ardından muhteşem manzaraya tanık olabilirsiniz.

Paylaşın

Muğla: Kelebekler Vadisi

Kelebekler Vadisi; Muğla’nın Fethiye İlçesi, Ölüdeniz Beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Kelebekler Vadisi’ne gitmek için önce Ölüdeniz’e gideceksiniz, oradan kiralayacağınız veya dolmuş usulü gidiş-dönüş bineceğiniz bir tekneyle vadinin kumsalına ineceksiniz.

Fethiye çevresinin en çarpıcı yerlerinden birisi Kelebekler Vadisi’dir. 1995’in 8 Şubat’ında 1. derecede doğal SİT ilan edilen ve her türlü yapılaşmaya kapatılan kayalık ve çamlık vadide biraz zahmetlice tırmanıştan sonra milyarlarca, milyarlarca kelebeğin kayaları, ağaçların gövdelerini ve yapraklarını, kısacası her yeri bir şal gibi örttüğünü görmek çok şaşırtıcı bir etki yaratıyor.

Önce bunu farkedemiyorsunuz, doğal görüntü böyleymiş gibi geliyor insana. Ama bir ses, bir hareketle havalanıveren kelebekler gökyüzünü kaplıyor, vadiye gölge düşüveriyor. Koy, Ködürümsü limanı olarak da bilinir. Tekne yolculuğu yarım saat sürüyor. Yolda dileyenler mavi mağaraya da uğrayabilirler.

Mağaranın sularına bırakıp, mavi-yeşil yansımalara koyverebilirler kendilerini. 2000 metrelik Babadağ’ın eteklerindeki Kelebekler Vadisinin içinde iki patika var. Biri şelalelere, diğeri Faralya köyüne çıkıyor. Sportmen, doğa yürüyüşleri konusunda birazcık da olsa tecrübeli olmayanlar vadinin yukarılarına tırmanmayı denemesinler.

Birinci şelaleye kadar çıkmakla yetinsinler. Kendine güvenen, vadinin olağandışı çağrısına dayanamayanlar çıkışa devam ederlerse yukarıda sözettiğimiz manzarayı görecekler. Köye çıkan yol ise çok dik. Bir iki yerde ancak ip yardımıyla yukarı tırmanılabiliyor. Dağcılık deneyiminiz yoksa hiç kalkışmayın. Köydeki manzara ise olağanüstü.

“George House” tabelasını izlerseniz, yayık ayranı eşliğinde güzel köy yemekleri yiyebileceğiniz bir eve ulaşacaksınız. Kelebekler vadisi kumsalında konaklama tesisi yok. Çadır kurabilir ya da üzeri çalı ve yapraklarla kaplı çardaklarda, ağaç dalları arasına kurulmuş teraslarda geceleyebilirsiniz. Kumsalda bir kır lokantası kuruluyor yazları. İşletmeciler vadiye çıkış konusunda size yardımcı olacak, yol göstereceklerdir.

Paylaşın

Muğla: Uyku Vadisi

Uyku Vadisi; Muğla’nın Milas İlçesi, Gökçeler Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Gökçeler Köyü’nden yaklaşık 1 km sonra Uyku Vadisi’nin girişine (Değirmenderesi) ulaşılıyor.

Uyku vadisi ve Gökçeler Mağarası, Bodrum ve Milas çıkışlı günübirlik tur düzenleyen acentaların önemli bir parkuru sayılıyor. Vadiye iki giriş var. Birisi alabalık çiftliğinden yürümeye başlanıp dere boyu izleniyor ve yaklaşık 1 saat sonra mağara için yukarıya yöneliniyor. Sık sık dereyi aşmayı gerektiren bu yol yazın keyifli olabilir.

Diğer bir yol 2 kilometrelik araç yolunu izlemeyi ve 300 metrelik inişi gerektiriyor. Bunun için alabalık çiftliğine sapmıyor, mevcut stabilize yol ile köyden çıkıyor, tahminen 1.5 km. sonra Manastır Dağının Vadiye bakan yamacına doğru sağa orman yoluna giriyor, yolun yükseldiği en üst noktadan 500 m. sonra park ederek, vadiye doğru 300 metre iniyorsunuz.

Mağaranın ağzına burada. İsteyenler yolu araçla izleyerek Değirmendere kıyısına kadar gidebilirler. Sonrasında dere bu defa dere boyunca izleri belirgin olan patikayı takip ederek, tahminen yarım saatlik bir yürüyüşten sonra suyun önünün set yapılarak şişirildiği noktaya varmadan hemen sola 50 m.lik. bir yükselme ile mağara ağzına ulaşılıyor. Mağaranın ağzı oldukça geniş.

Başta geniş bir salona açılıyor mağara. Sola doğru büyük bir galeri yer alıyor. Yarasa galerisi deniyor, yarasaların bolluğundan ötürü. Aman ışık tutmayın, hepsi birden havalandığında ürkütücü olabilir. Sağa hafif bir yokuşla çıkıp sonra dar bir geçitle sarkıt ve dikitlerle, küçük havuzcukların bulunduğu bir başka galeriye ulaşılıyor.

Bu noktaya kadar herkes gidebiliyor. Sonrası ise profesyonel mağaracıların işi. Rehber eşliğinde iple 7 m iniliyor, daha geniş bir galeriyle karşılaşıyor, sonrasında ise mağaranın sonuna kadar kah sürünerek, kah eğilerek gidiliyor. Dönüş aynı yoldan, çünkü başka bir çıkış yok. Yazın mayonuzu unutmayın. Dere geçişinde kendinizi serin suya bırakmak isteyeceksiniz.

Paylaşın

Muğla: Şövalye Adası

Şövalye Adası; Muğla’nın Fethiye İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Tarihte Meğri Adası, Fethiye Adası isimleriyle de anılan Şövalye Adası, Fethiye körfezini kapatan ince uzun, lades kemiği şeklinde bir adadır ve limanı korunaklı bir yer haline getirmiştir. Bölgeyi çevreleyen adalar zincirinde üzerinde yerleşim yeri bulunan tek adadır.

Şövalye Adası’nın batısında Kızılada, doğusunda Çalış Plajı, güneyinde Fethiye, kuzeyinde açık deniz vardır. Limanın tam göbeğinde olan yerleşiminden dolayı gün boyu tüm güneş ışığını takip eder.

Jeolojik dönemlerde ana karanın bir parçası iken, Oyuktepe Yarımadası’ndan koparak müstakil bir parçaya dönüşen Şövalye Adası, antik Glaukos Körfezi’nin en güneyini kapatarak, Fethiye Körfezi’ne doğal bir liman özelliği kazandırmıştır.

Paylaşın

Muğla: Ölüdeniz

Ölüdeniz, Muğla’nın Fethiye İlçesi sınırları içerisinde yer alan eşine az rastlanır bir doğa harikasıdır. Fethiye’ye 14 km. mesafedeki Ölüdeniz’e şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Yokuşlu inişli yolun sonunda birden müthiş bir mavi çıkıverir karşınıza. Burası Belcekız Koyu’dur. Koyun içinden uzanan kumsalı yürüdüğünüzde ise eşsiz Ölüdeniz’i görürsünüz. Ölüdeniz büyülü gibidir, kıpırtısız durur öylece. Dibinde tek bir yosun bile yoktur, beyaz bir kumla örtülüdür. Suyun ve dibinde kumun kırdığı ışık turkuaz bir renk verir. Ölüdeniz’e Çamların gölgesi düşer ve bu etkileyici turkuazı zenginleştirir.

Belcekız adı da bir efsaneye dayanıyor. Eski çağlarda buralardan geçen gemiler açıkta demirler ve içme suyu almak üzere kıyıya sandalla çıkarlarmış. Bir gün yaşlı bir kaptanın genç, yakışıklı oğlu su almak için koya çıktığında güzel mi güzel Belcekız’ı görür. Görür görmez de vurulur. Kızın yüreğine de ateş düşer. Ama delikanlı suyu alıp dönmek zorundadır. Gemi uzaklaşıp gider.

Belcekız hep kıyıyı, sevgilisini kollar. Delikanlı da geminin buralardan her geçişinde su almaya gelir. Böylece görüşür, sevişirler. Bir gün gemi buralardan geçerken fırtına patlar. Genç, babasına burada korunaklı, havuz gibi bir koy olduğunu söyler. İhtiyar kurt ise oğlunun gönül macerasını bilmektedir. Oğlunun sevgilisini görmek uğruna gemiyi parçalamayı göze aldığını sanır.

Dalgalarla birlikte kavga da büyür baba oğul arasında. Gemi tam kayalıklara çarpacakken kaptan bir kürek darbesiyle oğlunu denize atar ve dümene yapışır ki durumu görür. Deniz dönerek çarşaf gibi bir koya girmektedir. Oğlan orada ölür. Kayaların üzerinde sevdiğini bekleyen Belcekız da kendini kayalardan atıp ölür.

İşte o gün bu gündür kızın öldüğü yere Belcekız, oğlanın öldüğü yere Ölüdeniz denir. Günün ilerleyişine göre rengi değişip duran deniz belki de bir oğlana bir kıza yanmaktadır. Ölüdeniz’de 950 hektarlık alan Kıdrak Tabiat Parkı ilan edildi ve koruma altına alındı. Ölüdeniz Lagünü ve Kıdrak Plajını kapsayan bu alan aynı zamanda SIT bölgesi ve özel çevre koruma alanı içinde kalıyor.

Paylaşın

Muğla: Bördübet Koyu

Bördübet Koyu; Muğla’nın Marmaris İlçesi, Hisarönü Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Marmaris-Datça yolunun 29. km’sinden sağa bir toprak yola gireceksiniz. Bu yol sizi Gökova Körfezi’ne, körfezin eşsiz köşelerinden biri olan Bördübet Koyu’na götürecek. Yolda hemen aracınızı bir kenara çekip denize girmeye davet eden küçük koylar göreceksiniz.

Ama bunları geçebilirsiniz. Biraz sabrederseniz çok daha güzel yerlere ulaşacaksınız. Yol 9 Km. sürüyor. Yolda ilginç trafik işaretleri göreceksiniz: “Radar kontrol max 120 km.” yazıyor mesela, siz eğri büğrü yolda 20 km. hızla ilerlerken. Sonra U dönüşü yapılamayacağını belirten bir başka işaret. Her kilometrede esprili bir levha ile ilerliyorsunuz. Sonunda da bir tabela “The End”. Bördübet Koyu’ndasınız.

Bördübet Koyu, çevredeki en güzel ve bakir koylardan biri. Sadece bir kamping ve otel var. Bu tesisler de çevreye çok duyarlı kişilerce yönetiliyor. Amazon Kamping yatçılara da servis hizmeti veriyor. Başı sıkışan denizcilere acil yardım için hazırlar. Telsiz kodu: “Amazon” 16. kanal. Günübirlik gidenler de yemek servisinden yararlanabilirler.

Koy ve çevresi 1. derecede doğal SİT, her türlü yapılaşma yasak. Dileriz birileri biryerlerinden delmezler de böyle kalır. Denizden dere gibi bir koy giriyor içerilere, izliyorsunuz gerçekten dere oluyor sonunda. Yatlar biraz içerilere, daha küçük tekneler derenin tâ içlerine kadar girebiliyorlar. Doğal bir liman, fırtınalarda güvenli bir sığınak. Çevredeki yamaçlar orman, yürüyüş yapmak isterseniz sadece kuş sesleri duyacağınız patikalara girin.

Paylaşın

Muğla: Cennet Adası (Nımara Yarımadası)

Muğla’nın Marmaris İlçesi sınırları içerisinde yer alan Cennet Adası (Nimara Yarımadası) Marmaris’in karşısında boylu boyunca uzanır. 

İlçe merkezine 8 km uzaklıktaki Yalancı Boğazı’na kadar minibüs ya da aracınızla gidip yürüyerek Cennet Adası’na çıkabilirsiniz.

Patika yollar kent kalabalığından uzakta ve doğayla başbaşa ideal bir yürüyüş güzergahı oluşturur. Manzara çok güzeldir. Marmaris’ten kalkan teknelerin uğradığı iskele çevresinde çardak lokantalar ve cafeler vardır.

Marmaris’in yaz sıcağından bunalırsanız Netsel Marina’yı geçip Yalancı Boğazı yoluna girip, Günnücek piknik alanına gidebilirsiniz. Parfümcülükte kullanılan sığla yağının sağlandığı günlük ağaçları arasında yazın suyu çok azalan bir dere de bulunmaktadır. Piknik alanı orman idaresi tarafından düzenlenmiştir.

Plaj ve kamp alanından yararlanabilirsiniz. Marmaris’ten bakınca boğaz gibi görünen ve halk arasında Yalancı Boğazı olarak tanımlanan doğal set, Nimara Yarımadasını (Cennet adası) karaya bağlar. Bu set geçmiş yıllarda Yat Limanı olmuştur. Marmaris’in diğer marinaları ve çekek yerleri buradadır

 

Paylaşın