Erdoğan’dan “Ekonomi” Açıklaması: Çarklar Dönüyor

Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, “Çarklar dönüyor, büyümemiz 17 çeyrektir devam ediyor. Enflasyon düşüyor, ihracat yükseliyor, cari açık düşüyor, sanayide çarklar dönüyor, turizm rekora koşuyor. İnşallah 2025 bir önceki seneden daha iyi olacak” dedi ve ekledi:

“Veriler ekonominin yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme hedefine emin adımlarla ilerlediğini gösteriyor. Biraz sabırla çok daha iyi neticeler göreceğiz. Popülizme düşmeden süreci yöneteceğiz.”

Erdoğan, konuşmasının devamında, “Partimizi tekrar yüzde 50 bandına getirecek çalışmalar içerisindeyiz. Cumhur İttifakı olarak dayanışmamız devam ediyor. Kongre maratonumuz sürüyor. Kongrelerdeki heyecanı gördükçe Allah’a, şahsıma böyle yol arkadaşları bahşettiği için hamd ediyorum” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Aziz milletim değerli milletvekili arkadaşlarım kıymetli misafirler sizleri en kalbi duygularımla muhabbetle selamlıyorum. Tüm vatandaşlarıma yol ve dava arkadaşlarıma selamlarımı sevgilerimi gönderiyorum. 13 yıllık mücadelenin ardından muazzam bir zafere imza atan Suriyeli kardeşlerimi de hürmetle selamlıyorum. Zaferleri hayırlı mübarek olsun.

Balıkesir’de hayatını kaybeden 11 vatandaşımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Patlamayla ilgili tahkikat başlatıldı. Bir kez daha geçmiş olsun. Kazakistan’da düşen uçakla ilgili de dost iki ülkeye taziye dileklerimi iletiyorum. Balıkesir’de bir öğrenci minibüsünün geçişi ve öğrencilerin yolun karşısına geçtiği sırada yaşanan kazada da maalesef yoğun bakımda olanlar var. 20 küsur öğrencinin tedavisi sürüyor. Kendilerine Allah’tan şifa diliyorum.

2025 yılı bütçesinin ülkemiz, milletimiz ve ekonomimiz için hayırlı olmasını da temenni ediyorum. Cumhur İttifakı’mızın güçlenerek yoluna devam etmesinden dolayı bahtiyarım.

“CHP’nin ülkeye dair hiçbir vizyonu yok”

CHP’nin ülkeye dair hiçbir vizyonu yok. Bunların amacı şahsi iktidarlarını korumaktır. Borçları ödemek, sözleri tutmak gibi huyları yok. SGK’ya olan prim borçlarınızı tıpış tıpış ödeyeceksiniz. Kusura bakmayın,emeklinin, memurun, işçinin, öksüzün hakkını size konserlerde şarap turlarında yedirtmeyiz.

Asgari ücret tespit komisyonu çalışmalarını tamamladı. Asgari ücret tutarını 22 bin 104 TL olarak belirledik. Yeni asgari ücret hayırlı olsun. Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözüne bir kez daha sadık kaldık. Asgari ücret son artışla birlikte 628 dolara çıkmış oldu. Bu rakam 2024 yılına göre net yüzde 30 artışa tekabül ediyor. Duydum ki CHP bugün Meclis’e gelmeyecekmiş, yolları açık olsun.

Çarklar dönüyor, büyümemiz 17 çeyrektir devam ediyor. Enflasyon düşüyor, ihracat yükseliyor, cari açık düşüyor, sanayide çarklar dönüyor, turizm rekora koşuyor. İnşallah 2025 bir önceki seneden daha iyi olacak. Veriler ekonominin yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme hedefine emin adımlarla ilerlediğini gösteriyor. Biraz sabırla çok daha iyi neticeler göreceğiz. Popülizme düşmeden süreci yöneteceğiz.

Partimizi tekrar yüzde 50 bandına getirecek çalışmalar içerisindeyiz. Cumhur İttifakı olarak dayanışmamız devam ediyor. Kongre maratonumuz sürüyor. Kongrelerdeki heyecanı gördükçe Allah’a, şahsıma böyle yol arkadaşları bahşettiği için hamd ediyorum.

Kürtlerle olan ebedi kardeşliğimizi dinamitlemek isteyenleri aradan çekip alacağız. Terörsüz Türkiye hedefimizi, devletimizin uhdesinde bulunan tüm araçları kullanarak, önümüzdeki dönemde gerçekleştireceğiz.

Bize sığınanı zalime teslim etmedik. Zalim karşısında mazlumun yanında olduk. Baas özentisi muhalefet vicdan ve akıl tutulması yaşıyor. CHP’nin ırkçı nefretini unutmayız. Milletimiz ensar bilinci ile davrandı. Medeni dünyanın veremediği insanlık sınavını Türk milleti olarak biz vermeyi başardık.

Suriye halkının derin acılarla verdiği mücadele Şam’ın özgürleşmesiyle zafere ulaşmıştır. Esed korkağı en yakınındakileri bile satarak cibiliyetine yakışır şekilde Suriye’den kaçmıştır. Suriye’de artık yeni bir sayfa açılmıştır. Uluslararası toplumun desteği olmadan savaş yorgunu Suriye’nin yükün altından kalkması mümkün değildir.

MİT Başkanımızı ve Dışişleri Bakanımızı Şam’a gönderdik. Büyükelçiliğimizi hemen faaliyete geçirdik. Yakında Halep Başkonsolosluğu’nu da hizmete açıyoruz. Suriye’nin kendini toparlaması için yeni yönetime katkı sunacağız. İhtiyaç olan her alanda Suriye’ye destek vereceğiz.

Terör örgütlerinin başını ezmekte kararlıyız. Bölücü caniler ya silahlara veda edecekler ya da silahlarıyla birlikte Suriye topraklarına gömülecekler. Terör örgütünü ortadan kaldıracağız. Terör örgütü ve destekçilerinin nasıl bir hesabı varsa elbette bizim de bir hesabımız var.

Belli bir süre giriş çıkışlara izin vereceğiz. Yaza doğru okullar tatil olunca sınır kapılarındaki yoğunluk artacaktır. Suriye’ye dönmek isteyene yardımcı olacağız ama kimseyi zorla göndermeyeceğiz.”

Paylaşın

Türkiye İle ABD Arasında Kritik “Suriye” Görüşmesi

Suriye’de Beşar Esat rejiminin devrilmesinin ardından yaşanan süreçte, omurgasını YPG’nin oluşturduğu ve ABD’nin desteklediği SDG ile Türkiye’nin desteklediği SMO arasında çatışmalar yaşandı.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin telefonda görüştü. Yapılan açıklamaya göre görüşmenin gündeminde Suriye vardı.

ABD’li yetkililer Suriye Demokratik Güçleri’nin IŞİD’le mücadelede önemli bir ortak olduğunu vurgularken, Türkiye YPG’nin ABD ve AB’nin terör örgütü listesinde olan PKK’nın Suriye uzantısı olduğunu belirtiyor.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) sözcüsü Pat Ryder’ın açıklamasına göre, Lloyd Austin görüşmede, “IŞİD’e karşı mücadele misyonunun başarısının devamının sağlanmasında yakın ve sürekli koordinasyonun önemli olduğunu” vurguladı.

Açıklamada, iki bakanın “daha güvenli ve istikrarlı bir Suriye’nin sağlanması için koşulların oluşturulmasının önemini görüştüğü” belirtildi.

Milli Savunma Bakanlığı’ndan görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada, görüşmede ikili ilişkiler ile Suriye başta olmak üzere bölgesel savunma ve güvenlik konularının ele alındığı belirtildi. Açıklamada başka ayrıntıya yer verilmedi.

Son olarak Suriye Demokratik Güçleri Salı günü, Suriye’nin kuzey sınırındaki bölgelerin yeniden ele geçirilmesi için, Suriye Milli Ordusu’na karşı bir saldırı başlattıklarını açıkladı.

AP’ye konuşan YPG’nin kadın kolu YPJ’nin sözcüsü Ruken Cemal, savaşçıların karşı saldırıda Menbiç merkezinden 7 mil uzaklıkta olduklarını söyledi.

SDG sözcüsü Ferhat Şami Pazartesi günü yaptığı açıklamada Türkiye destekli isyancıları Fırat Nehri üzerinde bulunan Tişrin Barajı yakınlarındaki bölgelerden püskürttüğünü söylemişti.

Merkezi İngiltere’de bulunan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi de SDG’nin stratejik baraj yakınlarında dört köyü yeniden ele geçirdiğini belirtti.

Türkiye’ye ait savaş uçaklarının son günlerde sınırda yer alan stratejik Kobani kentinde de bazı hedefleri vurduğu biliniyor.

Paylaşın

Cumhurbaşkanlığı Sarayı, Her Bir Buçuk Dakikada Bir “Asgari Ücret” Harcıyor

Asgari ücrete ilişkin açıklama yapan CHP’li Gamze Taşcıer, “Asgari Ücret Tespit Komisyonu şapkadan tavşan çıkardı. Asgari ücret, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın 1 dakika 30 saniye harcadığı para kadar” dedi ve ekledi:

“Bir işçinin 22 bin 104 TL ile bırakın yaşaması, nefes alması bile imkânsızken, saray iktidarı, ‘Ortada kuyu var, yandan geç’ mantığıyla milyonları silkeledi.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Emek Büroları Genel Koordinatörü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) gündemine ilişkin gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Konuşmasında asgari ücretin 22 bin 104 lira olmasına tepki gösteren Gamze Taşçıer “Asgari Ücret Talebimiz 30, Bunun Altında Yokuz” demiştik. Bugün bu doğrultuda Genel Kurul’da yokuz” dedi. 2025 yılı bütçesinin iktidar grubunun parmak çoğunluğuyla Meclis’ten geçirildiğini kaydeden Gamze Taşcıer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’de 8 milyon kişi daha yoksullaştı. Sosyal yardımların milli gelir içindeki payı ise yüzde 3 azaldı. Yani yoksulluk kalıcılaştı. Bugün Türkiye’nin gerçek gündemi emek yaşamıdır. Modern köle olarak çalıştırılan asgari ücretlidir. Mavi, beyaz fark etmeksizin iki yakası bir araya gelmeyen sabit gelirlidir. Siftahsız kepenk kapatan esnaftır. Atanmayan öğretmenler, mülakat mağduru gençlerdir.”

Asgari ücretin ilk kez, bir gecede ansızın yapılan toplantı ile emekçi temsilcilerinin katılmadığı toplantıda belirlendiğinin altını çizen Gamze Taşcıer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Asgari ücret işçilere, bir çalışma günü karşılığında gıda, giyim, sağlık, ulaşım, ısınma ve barınma gibi zorunlu ihtiyaçlarını asgari düzeyde karşılamalarına imkân veren bir ücrettir. Yani bunun daha altında bir ücret yok demektir. Oysa ülkemizde Asgari Ücret, yani daha azı kabul edilemez denilen ücret, genel ücret haline gelmiştir. Cumhurbaşkanı yardımcısına göre dahi ülkemizde asgari ücretli çalışan sayısı yüzde 42’dir.

Ne var ki ülkemizde kumarın yasadışı olmasına karşın işçinin, emekçinin hayatı üzerine bahis oynamanın serbest olduğunu asgari ücret tespit sürecinde bir kez daha yaşadık. Saray rejimi yanıltmadı, 12 Eylül darbesinin ürünü olan antidemokratik Asgari Ücret Tespit Komisyonu eliyle şapkadan tavşan çıkardı. Asgari ücret, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın 1 dakika 30 saniye harcadığı para kadar.

Asgari ücrete sadece 5 bin 100 TL zam yaptılar. Oysa bir yıl önce asgari ücrete 5 bin 600 TL zam yapılmıştı. Bugün asgari ücrete yapılan zam, paranın bir senelik değer kaybına rağmen geçen senenin rakam olarak gerisinde kalmıştır. Neticede asgari ücretlilere Londra’da ölümü gösterenler, Amerika’da telaffuz ettikleri rakamla milyonları yavaş yavaş IMF sıtmasına razı ettiler. Bir işçinin 22 bin 104 TL ile bırakın yaşaması, nefes alması bile imkânsızken, saray iktidarı, ‘Ortada kuyu var, yandan geç’ mantığıyla milyonları silkeledi.

Şurası bir gerçek, TÜİK’in hayal enflasyonunun bile altında kalan bu zam ile yaşamaya çalışan milyonlar için adalet yok ama sefalet çok. Ve bu iktidarın yandaştan başka kimseye hayrı yok.”

Gamze Taşcıer, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2021 yılında Tarım Kredi Kooperatifi’nden yaptığı alışverişi de anımsattı. 2021’de bin 2 TL tutan alışverişin beş adet 200 TL’lik banknotla ödendiğini ifade eden Gamze Taşcıer, “Oysa aynı alışverişi aynı kasada bugün yapsa en az 4 bin 600 TL tutacak ve beş değil 23 adet 200 liralık banknotla ödemek zorunda kalacak” ifadelerini kullandı.

Erken seçim çağrısı

CHP’li Taşcıer, MYK toplantısında, “2025 yılı seçim yılı olacak” değerlendirmesinin de yapıldığını aktardı. CHP’nin 27 Aralık Cuma günü Merkez Yönetim Kurulu’nu ve Parti Meclisi’ni toplayacağını belirten Taşcıer, “Erken seçim çağrımızı yükselterek, yol haritamızı hazırlayacağız” diye konuştu.

28 Aralık Cumartesi günü gerçekleştirecekleri buluşmaya işaret eden Gamze Taşcıer, “‘Bu sefalet ücretiyle olmaz’ diyen herkesi, sendikaları STK’ları 28 Aralık Cumartesi günü saat 13.00’te Ankara Tandoğan Meydanı’na Özgür Özel’in de katılacağı Yurttaş Birlikteliği’ne destek olmaya, ‘Geçinemiyoruz’ diyenlerin sivil çağrısına ses olmaya çağırıyoruz.”

(Kaynak: Gazete Duvar)

Paylaşın

Pakistan’dan Afganistan’a Hava Saldırıları: En Az 46 Ölü

Taliban hükümet sözcüsü Zabihullah Mujahid, Pakistan’ın Afganistan’ın doğu sınırındaki bir eyaletine düzenlediği hava saldırılarında en az 46 kişinin hayatının kaybettiğini açıkladı.

Afganistan Savunma Bakanlığı ise konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “İslam Emirliği bu korkakça eylemi cevapsız bırakmayacak, aksine topraklarının ve egemenliğinin savunulmasını vazgeçilmez hakkı olarak görmektedir” ifadelerine yer verdi.

İki ülke arasındaki sınır gerginlikleri, Taliban’ın 2021 yılında iktidarı ele geçirmesinden bu yana tırmanmış durumda. İslamabad, militan grupların Afganistan’dan düzenli saldırılar düzenlediğini iddia ediyor. İslamabad, Taliban hükümetini militanlara ev sahipliği yapmakla ve onların Pakistan topraklarına saldırı düzenlemelerine izin vermekle suçluyor.

Pakistan’ın komşusu Afganistan’a düzenlediği hava saldırısında en az 46 kişinin öldüğü bildirildi. Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Taliban, saldırıda ülkenin doğusundaki Barmal bölgesinin hedef alındığını ve burada dört ayrı noktanın vurulduğunu duyurdu. Pakistan’dan ise saldırıya dair bir açıklama gelmedi.

Pakistan Hava Kuvvetleri’ne ait savaş uçaklarının söz konusu saldırı esnasında Afganistan sınırını geçip geçmedikleri bilinmiyor. Pakistan Talibanı (TTP), geçen hafta sınır bölgesinde Pakistan ordusuna ait bir noktaya saldırmış ve bu saldırıda en az 16 kişi hayatını kaybetmişti.

İslamabad yönetimi Kabil’i TTP militanlarına ev sahipliği yapmak ve eylemlerini cezasız bırakarak desteklemekle suçluyor. Taliban’ın Afganistan’da yönetimi yeniden ele geçirdiği 2021’den bu yana, iki komşu ülke arasındaki ilişkiler zaman zaman çatışmalara varan olumsuz bir seyir izliyor.

Kâbil TTP’yi desteklediği iddialarını reddetse de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) geçen Temmuz ayında kamuoyu ile paylaştığı ilgili raporuna göre Afganistan’da 6 bin 500 TTP savaşçısı bulunuyor. Ayrıca Kâbil TTP’yi terörist bir yapı olarak tanımlanmıyor.

Taliban sözcüsü Zabihullah Mücahid, Barmal saldırısında “çoğu kadın ve çocuk 46 kişinin öldüğünü” ve aralarında çocukların da olduğu altı kişinin yaralandığını aktardı.

Haber ajansı AFP’ye konuşan Maleel isimli bir bölge sakini de, bombardımanda bir aileden 18 kişinin yaşamını yitirdiğini ifade etti. Pakistan’ın saldırısını “barbarca” diye nitelendiren Afganistan Savunma Bakanlığı ise bu operasyonun “karşılıksız kalmayacağını” duyurdu.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Dervişoğlu’ndan “Asgari Ücret” Tepkisi: Sadaka Bile Değil

Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti Lideri Müsavat Dervişoğlu, “Açlık sınırının 21 bin lira, yoksulluk sınırının ise 72 bin lira olduğu bir ülkede işçiye reva görülen 22.104 lira asgari ücret sadaka bile değildir” dedi ve ekledi:

“İlan edilen artış oranı hiçbir yaraya merhem olmayacaktır. Ocak ayı itibari ile gelecek zamlarla birlikte daha ilk ayında yine kuşa dönecektir. Asgari ücreti sanki bir derde çare olacakmış gibi sosyal medya hesabından millete duyuran Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a buradan sesleniyorum: Sarayın penceresinden, halkın sofrası gözükmez!”

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Cumhuriyet’in aktardığına göre; Dervişoğlu’nun konuşmalarından satır başları şöyle:

“Türkiye, iktidarın sürekli ateş taşıdığı bir asgari ücret cehennemidir. Günü, saati, dakikası belli olan, İhtiyacın ve kaynakların ne olduğu, hesaplama modüllerinin nasıl olduğu bilinen asgari ücret tespitinde; yapacakları üç kuruş zammı görüşüp durdular. Sonuçta yine dağ fare doğurdu. Devlet kendi vergisine, harcına, kağıdına, mührüne neredeyse %50 zam yapmışken, çarşıda etiketler halen %100 artarken, İktidarın gözü, ‘Emekçinin avcundaki kırıntılardadır’.

Geçen yıl ocak ayında belirlenen 17 bin lira, bugün alım gücü bakımından en iyi ihtimalle o günün 12 bin lirasına düşmüştür. Enflasyon vatandaşın alın terini, emeğini alıp götürmüştür. Mazot, 44 lira, Simit 15 lira en ucuz et 400 Lira. Yeni ev tutacak olana en düşük kira 20 bin lira. Dün akşam saatlerinde yine oldu bittiye getirip, asgari ücreti ilan ettiler.

Açlık sınırının 21 bin lira, yoksulluk sınırının ise 72 bin lira olduğu bir ülkede işçiye reva görülen 22.104 lira asgari ücret sadaka bile değildir. İlan edilen artış oranı hiçbir yaraya merhem olmayacaktır. Ocak ayı itibari ile gelecek zamlarla birlikte daha ilk ayında yine kuşa dönecektir. Asgari ücreti sanki bir derde çare olacakmış gibi sosyal medya hesabından millete duyuran Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a buradan sesleniyorum: Sarayın penceresinden, halkın sofrası gözükmez!

Bakınız, Mehmet Şimşek, göreve başladığı günden itibaren Milletimiz iki kelime ile yatmakta ve uyanmaktadır: zam ve vergi! Elbette ki; zam, maaşlara değildir, vergiler de iktidarın zengin ettiklerine değildir. Gelir-gider dengesi tutmuyor ve çözüm yeni vergilerde aranıyorsa; bunun adı ‘ekonomik kriz’ değil ‘Yönetim ve iktidar krizidir.’

Bir diktatör’ün devrilmesi, Suriye halkı için bir sevinç ve gurur vesilesidir. Bir dönemin meşhur bir sloganı vardı hatırlarsanız “Yetmez ama Evet”… Yetmez ama evet diyoruz. Lakin unutulmamalı ve hatırlanmalıdır ki; asıl mesele tüm diktatörlüklerin devrilmesidir.

60 yıldır iktidarda olan BAAS rejimi ortadan kalkmıştır, bir aile tasallutu sona ermiştir. Türkiye, Suriye iç savaşı ve o savaşın açık tarafı olarak davranan iktidar yüzünden insanıyla, kurumlarıyla, değerleriyle neredeyse Suriye kadar zarar görmüştür. Türk milletinin iyi niyetinden, haddinden fazla maraz doğmuştur. Bu kısır döngüden artık derhal çıkılmalıdır.

Sınırlarımızın ve nüfusumuzun güvenliğini güvence altına alacak karar, tedbir ve gerekirse operasyonların zaman kaybetmeksizin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda; ülkemizdeki Suriyelilerin ivedilikle geri dönüşlerinin temin ve tesisi gerekmektedir. Yani Esad gitmiştir, misafirlik de bitmiştir.

Bölgedeki savaş ve çatışmaların önümüzde dağ gibi duran iklim krizinin dikkate alınarak, bir daha Türkiye’nin böyle bir göç dalgasına maruz kalmaması için gerekli önlemlerin zaman geçirilmeksiniz alınması temin edilmelidir. Rejimin değiştiği Suriye’de, ülkemizin güvenliği açısından bir terör devletinin kurulması ihtimalinin bile taviz verilmeksizin engellenmesi gerekmektedir.

Devletimizin Suriye’nin yeniden inşası sürecinde oluşması muhtemel etnik, dini veya mezhepsel bölüşüm planlarının aracısı, aparatı ya da tarafı olmaktan kaçınması stratejik ve devlet aklının gereğidir. Bu dört mesele dışında hiçbir şey, Türk kimliği ve varlığı ile Türk devletinin çıkarlarına hizmet etmeyecektir. Aksine bir düşünce varsa, Türkiye, dışarıda yapılmış planlara ve çizilmiş haritalara kurban edilmek isteniyor demektir.

İYİ Parti olarak endişelerimiz azalmamış, bizzat artmıştır! MİT Başkanı Kalın’ın ve Dışişleri Bakanı Fidan’ın pervasızlıkları bizi düşündürmektedir. Bir tanesi en gizli yapılması gereken işleri, henüz resmiyetini ve meşruluğu sağlamamış bir aktörle kameralar önünde araba gezintisi yapmakta bir beis görmemektedir. Diğeri ise, Türkiye Cumhuriyeti Devletince 2018 yılından beri terör örgütü olarak tanınan HTŞ ile yıllardır iş birliği içindeyiz diye beyanat vermektedir. Hamaset, tedrisata galip geldiğinde akıl bu şekilde tatile çıkmaktadır.

Dolayısıyla Suriye meselesine bakarken, etnik ve dini meselelere odaklanarak çözüm aramak, bu ayrışma ve çatışmaların tarafı olarak, Suriye’yi; Lübnanlaştırmak ve Iraklaştırmak açık emperyalist planlardır. Bunlar, hem Suriye vatandaşlarının hem de Türk vatandaşlarının gelecekte maruz kalacağı, yeni ve daha büyük belalara aracı olmak anlamına gelmektedir.

Türkiye’nin satılacak ve pazarlık konusu yapılacak hiçbir değeri yoktur. Irak Türkmenlerinin başına gelen Suriye Türkmenlerinin de başına gelecek midir? Yoksa Barzani ile yaptığınız anlaşma gibi Türkmeneli’nin batısına da tamamen aynı muameleyi mi yapacaksınız? Yani oradaki Türkmen varlığını da görmezden mi geleceksiniz? Kimse kusura bakmasın biz her insan için üzülüyoruz ancak bizim açımızdan aslolan kendi milletimiz yani büyük Türk milletidir, bizim öncelik sıralamamız budur.

İktidarın tercihlerine karşı olmamızın en büyük sebebi de budur. Suriye Suriyelilerindir derken, Türkiye Türklerindir diyememekteler. MİT başkanı Kalın’ın ve Dışişleri Bakanı Fidan’ın pervasızlıkları bizi düşündürmektedir. Bir tanesi en gizli yapılması gereken işleri, henüz resmiyetini ve meşruluğu sağlamamış bir aktörle kameralar önünde araba gezintisi yapmakta bir beis görmemektedir.

Diğeri ise, Türkiye Cumhuriyeti Devletince 2018 yılından beri terör örgütü olarak tanınan HTŞ ile Yıllardır iş birliği içindeyiz diye beyanat vermektedir. Hamaset, tedrisata galip geldiğinde akıl bu şekilde tatile çıkmaktadır. Dolayısıyla Suriye meselesine bakarken, etnik ve dini meselelere odaklanarak çözüm aramak, bu ayrışma ve çatışmaların tarafı olarak, Suriye’yi; Lübnanlaştırmak ve Iraklaştırmak açık emperyalist planlardır.

Bunlar, hem Suriye vatandaşlarının hem de Türk vatandaşlarının gelecekte maruz kalacağı Yeni ve daha büyük belalara aracı olmak anlamına gelmektedir. Şam 12 günde teslim alınmıştır. Bundan 15 sene önce 2009 yılında atılan iki manşet hala hafızalarımızdadır.

Birinci manşet şöyle atılmıştı: ‘İki devlet, tek kabine’ Bugün, Colani ile verilen fotoğrafların benzerleri, Dün, Esad ve kabinesi ile verilmişti. Onlarca ikili anlaşma imzalamış, Neredeyse birleşik devlet ilan ediliyordu. Bu büyük aşk, sadece iki sene sürdü. Türkiye’ye bedeli milyonlarca sığınmacı, Suriye’ye bedeli acı gözyaşı ve yıkım oldu.”

Paylaşın

Patronlar “Asgari Ücretten” Memnun

Patronlar, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 2025 asgari ücretinin yüzde 30 zamla 22 bin 104 lira olarak belirlemesini memnuniyetle karşıladı. ATO Başkanı Gürsel Baran, “İşverenlerimiz açısından sürdürülebilir bir rakam” dedi.

Haber Merkezi / Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 2025 asgari ücreti yüzde 30 zamla 22 bin 104 lira olarak belirlemesine ilişkin açıklamada bulundu. Gürsel Baran, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Asgari ücretin yüzde 30 artışla, 22 bin 104 liraya yükseltilmesi, hem çalışanlarımız hem de işverenlerimiz açısından sürdürülebilir ve dengede bir rakam olmuştur. Bugün yaşadığımız sorunların ve alım gücü kaybının esas sorumlusunun yüksek enflasyon olduğu gerçeğini, aynı durumun işveren açısından da yatırım ve üretimin önünde engel teşkil ettiğini unutmamamız gerekiyor.

Bu açıdan işveren desteğinin de, 700 TL’den bin TL’ye yükseltilmesi önemli ve kıymetlidir. Bu adımların bizi en kısa sürede enflasyon baskısından kurtarmasını, faiz indiriminin önünü açmasını temenni ediyor, yeni asgari ücretin işçi ve işverenler için hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 2025 yılı asgari ücretinin 22 bin 104 lira olduğunu açıkladı. Erdoğan, Işıkhan’ın duyurusu ile eş zamanlı olarak sosyal medya hesabından bir paylaşımı yaptı. Erdoğan, “2025 yılında asgari ücret, %30 artışla net 22.104 TL olarak uygulanacaktır. Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun.” mesajı verdi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan’ın ücreti açıkladığı toplantıya işçi örgütü temsilcileri katılmadı. TÜRK-İŞ sosyal medya hesabından ücret açıklaması öncesi yapılan paylaşımda, belirledikleri artışın teklif edilmemesi durumunda “masada yer alınmaması” kararının alındığı duyuruldu.

TÜRK-İŞ, asgari ücretin 29 bin 583 lira olmasını talep ediyordu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre yedi milyonu aşkın insan asgari ücret alıyor.

DİSK-AR Asgari Ücret Araştırması 2025 raporuna göre, asgari ücretin Temmuz 2024’te yeniden artırılmaması nedeniyle asgari ücretin alım gücü, enflasyon karşısında ciddi biçimde eridi. Hesaplamalara göre, 2024 yılında asgari ücretlinin alım gücü kaybı 55 bin TL’ye yakın oldu.

Açlık ve yoksulluk sınırı

Türk İş’e göre; Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 20 bin 561 lira. Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı yani yoksulluk sınırı 66 bin 976 lira. Bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 26 bin 712 lira.

DİSK’e göre; Dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı yani açlık sınırı 20 bin 860 lira, açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak hesaplanan yoksulluk sınırı ise 72 bin 156 lira. Tek başına yaşayan bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 33 bin 634 lira.

İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) “İstanbul’da Yaşam Maliyeti” araştırmasına göre, dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti kasım ayında bir önceki aya göre, 2 bin 308 lira aratarak 73 bin 739 lira oldu.

Asgari ücret belirlenmeden önce ise işverenlerce çeşitli talepler kamuoyuna yansıdı. İktidara yakın Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyonun altında asgari ücret zammı talep ederken patronlar için daha fazla teşvik istemişti.

Asmalı, “yüksek ücret artışı-yüksek enflasyon” sarmalının bulunduğu iddiasıyla ücretlerin enflasyonun altında artırılmasını isterken patronlar için daha fazla teşvik istedi. Çok tartışılan açıklamada Asmalı, ”Bana göre yüzde 25’in üzerinde bir asgari ücret artışı doğru değil” ifadelerinde bulunmuştu.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç de asgari ücrete ‘hedeflenen enflasyon’ üzerinden bir zam yapılması gerektiğini söylemişti. İktidarın 2025 yılı sonu için enflasyon hedefi yüzde 21. Yani İTO, yüzde 20’ler seviyesinde bir artışı doğru bulduğunu açıklamıştı.

Paylaşın

Asgari Ücrete İlk Tepkiler: Ücret Asgari Yoksulluk Azami!

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, 22 bin 104 lira olarak açıklanan yeni asgari ücrete ilişkin yaptığı paylaşımda, “Keşke açıklanmasaydı! Ücret asgari, yoksulluk azami!” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun bu akşam yapılan toplantısında 2025 asgari ücretinin yüzde 30 zamla 22 bin 104 lira olarak belirlenmesi başta muhalefet partileri olmak üzere birçok kesimin tepkisini çekti.

Sosyal medya hesabından açıklama yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bugün alelacele gerçekleştirilen Komisyon toplantısıyla belirlenen 22.104 TL’lik asgari ücret, Tayyip Erdoğan’ın bu ülkenin gerçeklerinden koptuğunun son emaresidir. Günlerdir Suriye’de zafer yaşattık diyenler emekçiye hezimeti yaşatmış sefalet ücretini dayatmışlardır. Suriye üzerinden sahte kahramanlık yapıp gerçek gündeme sis indirenler, o sisin arasında bir kez daha işçinin hakkını yemiştir” dedi.

Mevcut asgari ücretin enflasyon karşısında 7 bin lira değer kaybettiğini belirten Özel, “İlk verildiği ocak ayından bu yana hayat pahalılığı karşısında en az 7.000 lira eriyen asgari ücrete 5.000 lira zam yaptılar. Asgari ücretlinin enflasyonu %80, TÜİK enflasyonu bile %47 iken, milyonlarca asgari ücretliyi enflasyona ezdirdiler. Bu ülkenin işçilerinin hakkını yiyenlere, vebalini alanlara yazıklar olsun. Emrivaki düzenlenen toplantıya katılmayan Türk-İş yönetimini tebrik ediyor, işçi sınıfını üretimden gelen gücünü kullanmaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Asgari ücret sefaletin ve açlığın ücretidir! Asgari ücret 22.104 TL miktarında ‘millete hayırlı olsun’ denilerek açıklandı… Bu işte bir hayır yok! Bu ücrette halk yok. İşçiler yok. Yoksulluk sınırı 70 bin TL üzeri iken bu asgari ücret sefalet ücretidir. Hani halkı enflasyona yedirmeyecektiniz? Bir gün olsun bir sözünüzde duramaz mısınız? Yıllar önce, bir konuşmasında ‘Evin kirasını kim ödeyecek? Elektrik, su parasını kim ödeyecek? Bu zalim yönetim, bu aziz millete bir bardak çayla simidi bile çok görüyor’ diyen Erdoğan’a bugünkü Erdoğan çıkıp cevap versin. Zira kiraya bile yetmeyen asgari ücret belirlenmiştir” ifadelerine yer verdi.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise “Açıklanan asgari ücret, 2025 yılına girmeden gelen açlık, yoksulluk müjdesidir. AKP iktidarı bir kez daha emekçi düşmanlığını ve yaşamla-toplumla arasında tek bir bağ kalmadığını göstermiştir. Kiraların 20 bin TL üstü olduğu, yoksulluk sınırının 70 bin TL’yi aştığı, vergilere yüzde 43,93 zam yapıldığı bu düzende milyonlarca asgari ücretli için belirlenen bu ücret; iktidarın halka dayattığı yoksulluk ve açlık ısrarının en net mesajıdır. Halkın çiğneyecek kelimesi kalmadı, ödeyecek kirası, pazara uğrayacak mecali kalmadı. Bu ücret halkı göz göre göre sefalete kabul ettirme girişimidir. Savaşa, ranta geçit ücretidir. Belirlenen asgari ücreti reddediyoruz. Milyonlarca asgari ücretli ve emeğin-yaşamın yanında olan herkesle birlikte bu asgari ücrete karşı insan onuruna yaraşır bir ücret belirlenmesini talep ediyoruz” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Erdoğan’ın “2025 yılında asgari ücret, %30 artışla net 22.104 TL olarak uygulanacaktır. Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun” paylaşımını alıntılayarak “Sarayın penceresinden, halkın sofrası gözükmez!” yanıtı verdi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, asgari ücret için sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda “Keşke açıklanmasaydı! Ücret asgari, yoksulluk azami!” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın asgari ücreti açıkladığı paylaşımına yanıt veren DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Sayın Erdoğan, milletten toplayacağınız vergiyi 2025 bütçesinde %46 artırdınız. Bütçenin mürekkebi kurumamışken, asgari ücreti %30 artırmak kul hakkına girmektir. Fukaranın ahını alarak ekonomiyi âbâd edemezsiniz” tepkisini gösterdi.

Asgari ücretin açlık sınırında olduğunu söyleyen Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “TÜRK-İŞ’in belirlediği rakamlara göre açlık sınırına denk gelen bir asgari ücreti, asgari ücretin ortalama ücret olduğu bir topluma layık görmek gerçek anlamıyla zulümdür” paylaşımını yaptı.

Türkiye Komünist Partisi’nden (TKP) yapılan açıklamada da “‘Eğlendik hep birlikte, dağılın…’ Öyle mi AKP? Aylardır süren asgari ücret tartışmasından 22 bin lira çıktı. Pardon, 22.104 lira. İşçi sınıfının hakkını ödeyemezsiniz zaten. Ama emekçilerle alay etmenize izin vermeyeceğiz. ‘Büyüyoruz, büyük güç oluyoruz’ yaygarasının ardında halkın sefaleti orta yerde duruyor. Bizden söylemesi, işçi sınıfının yarattığı zenginliği, bütün halka ait olan yurdumuzun kaynaklarını bir avuç holdingin iç etmesine izin vermeyeceğiz. Asgari ücretin karşısına azami taleplerle çıkacağız” denildi.

Türkiye İşçi Partisi’nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda Erdoğan’ın asgari ücret için hayırlı olsun açıklamasına gönderme yapılarak, “O kadar ‘hayırlıysa’ asgari ücretle sen yaşa Erdoğan!” ifadelerine yer verildi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “Hükümetin milletimize reva gördüğü Asgari Ücret rakamı 22.104 TL! İktidarın ekonomideki başarısızlığının tüm faturası; ezilenlere, dar gelirli milyonlara, emeklilerimize ve sabit ücretlilere kesiliyor. Yönetenler şimdilik keyiflerini süredursunlar, ezilenler bu vurdumduymaz anlayışın hesabını elbette sandıkta soracak! TV programlarında, bu rakamın ‘çok bile’ olduğunu açıktan ya da bilinç altından savunan trol gazetecileri ibretle seyrettiğimiz bu kara gecede, ‘Mazlumun ahı, indirir Şah’ı’ diyor, iktidarı bu hatasından bir an evvel geri dönmeye davet ediyorum” şeklinde tepki gösterdi.

Uğur Gürses: 2020-2023 boyunca uygulanan çökertici politikaların faturasını daha fazla çalışanların sırtına yüklemekten artık imtina edebileceklerini (politik kaygılarla da) düşünmüştüm… 2023 CB’lığı ve TBMM seçimlerini kazanmak için uygulanan absürt politikaların faturasının en ağır kısmı, asgari ücret düzeyi ya da etrafında ücretle çalışanlara ödetilmeye devam ediyor…

Prof. Dr. Hakan Kara: ABD enflasyonu ile düzeltilmiş dolar cinsinden asgari ücret 10 yıl önceki seviyeye geri döndü. Enflasyonu bilemem ama asgari ücretin sandviç fiyatına yenildiği kesin.

Hayri Kozanoğlu: 22.104 TL asgari ücret asla kabul edilemez! Şimdi iş yerlerinde ve ilgili sektörlerde daha yüksek ücretler için mücadele zamanıdır! Açlık sınırı Kasım itibarıyla 20.562 TL! 22.104 TL asgari ücret en geç Şubat 2025’te açlık sınırının altına düşer! Emekçiye bu asgari ücreti reva gören “asgari miktarda oy” almayı hak ediyor!

Alaattin Aktaş: Asgari ücreti yüzde 30 artıran hükümet (Asgari Ücret Tespit Komisyonu değil) herhalde yönetilen-yönlendirilen fiyatları da en fazla bu oranda artıracaktır. Göreceğiz!

Prof. Dr. Emre Alkin: Asgari ücret “en asgari” şekilde belirlendi. Ne çalışana, ne işverene ne de enflasyonla mücadeleye faydası olacak. Asgari ücret bu haliyle şubat ayında açlık sınırının altında kalır. Şubat olmasa mart ayında.

İris Cibre: Asgari ücret 30% artışla 22.104 TL belirlendi. Ücretlileri çok zor bir 2025 bekliyor. Şubatta bu ücret açlık sınırı altında kalacak.

Ozan Bingöl: Anlaşılan o ki, 2021 Eylül ayında başlayan yanlış politika ve bu politikalarda ısrarın faturası başta asgari ücretliye, emekliye ve dar gelirliye kesildi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 2025 yılı asgari ücretinin 22 bin 104 lira olduğunu açıkladı. Erdoğan, Işıkhan’ın duyurusu ile eş zamanlı olarak sosyal medya hesabından bir paylaşımı yaptı. Erdoğan, “2025 yılında asgari ücret, %30 artışla net 22.104 TL olarak uygulanacaktır. Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun.” mesajı verdi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan’ın ücreti açıkladığı toplantıya işçi örgütü temsilcileri katılmadı. TÜRK-İŞ sosyal medya hesabından ücret açıklaması öncesi yapılan paylaşımda, belirledikleri artışın teklif edilmemesi durumunda “masada yer alınmaması” kararının alındığı duyuruldu.

TÜRK-İŞ, asgari ücretin 29 bin 583 lira olmasını talep ediyordu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre yedi milyonu aşkın insan asgari ücret alıyor.

DİSK-AR Asgari Ücret Araştırması 2025 raporuna göre, asgari ücretin Temmuz 2024’te yeniden artırılmaması nedeniyle asgari ücretin alım gücü, enflasyon karşısında ciddi biçimde eridi. Hesaplamalara göre, 2024 yılında asgari ücretlinin alım gücü kaybı 55 bin TL’ye yakın oldu.

Paylaşın

Afganistan’da Bir Ayda 42 Taliban Üyesi Öldürüldü

Afganistan Ulusal Direniş Cephesi (NRF), son bir ayda ülkenin genelinde düzenledikleri 25 silahlı saldırıda 42 Taliban üyesini öldürdüğünü öne sürdü. NRF, ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinin ardından kuruldu.

Haber Merkezi / NRF, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, silahlı saldırıların Kabil, Herat, Badgis, Farah, Badahşan, Parvan, Kapisa ve Kunduz vilayetlerinde gerçekleştirildiğini, 42 Taliban mensubunun öldüğünü, 29 Taliban mensubunun da yaralandığını belirtti.

Ahmed Mesud liderliğindeki NRF, ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi ve Taliban’ın Ağustos 2021’de iktidara dönmesinin ardından kuruldu. NRF, özellikle Pençşir ve Kabil olmak üzere ülke genelinde Taliban’a karşı silahlı eylemlerde bulunuyor. NRF, son üç yılda yüzlerce Taliban üyesini öldürdüğünü iddia ediyor.

Taliban ve Afganistan

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

İstanbul’da Yaşamanın Aylık Maliyeti Son Dört Yılda Yüzde 977 Arttı

İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti son 4 yılda yüzde 977 arttı. 2020 yılının aksım ayında 7 bin 749 lira olan yaşam maliyeti, bu yılın kasım ayında 73 bin 739 oldu.

Haber Merkezi / İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) kasım ayına ilişkin “İstanbul’da Yaşam Maliyeti” araştırmasının sonuçları paylaşıldı. İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti kasım ayında bir önceki aya göre, 2 bin 308 lira aratarak 73 bin 739 lira oldu.

Öte yandan İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti son 4 yılda yüzde 977 arttı. 2020 yılının kasım ayında 7 bin 749 lira olan yaşam maliyeti, bu yılın kasım ayında 73 bin 739 oldu.

İPA Başkanı Buğra Gökce, verilere ilişkin yaptığı değerlendirmede, “2020 yılı Kasım ayında İstanbul’da 3 asgari ücretle yaşam maliyeti karşılanabiliyorken, bugün 4,5 asgari ücretle yaşam maliyeti ancak karşılanabiliyor” ifadelerini kullandı.

“Yaşam maliyeti ile alınan ücretler arasındaki fark açıldı” vurgusunu yapan Gökce, şunları söyledi: “Asgari ücretlinin maaşının neredeyse yarısı eridi! Yani asgari ücretli 4 yıl çalıştı, çabaladı, emek verdi, ter akıttı ama 4 yıl önce mutfağına aldığı kadar ekmeği, eti, sebzeyi şimdi alamıyor, bugün 4 yıl öncesinden de kötü bir şekilde yaşıyor.”

İstanbul’un enflasyonu yüzde 57,99

İstanbul Ticaret Odası (İTO), 2024 Kasım Ücretliler Geçinme İndeksi ve Toptan Eşya Fiyatları İndeksi verilerini açıkladı. Buna göre; Kasım ayında İstanbul’da; perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi bir önceki aya göre yüzde 3,07, toptan fiyat hareketlerini yansıtan Toptan Eşya Fiyatları indeksi ise yüzde 2,68 oranında arttı.

2023 Kasım ayına göre 2024 Kasım ayında yaşanan fiyat değişimlerini gösteren bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) 1995 bazlı Ücretliler Geçinme İndeksinde yüzde 57,99, Toptan Eşya Fiyatları İndeksinde ise yüzde 42,72 olarak gerçekleşmiştir.

Kasım 2024’te Perakende fiyatlarda bir önceki aya göre; Giyim Harcamaları grubunda yüzde 5,65, Konut Harcamaları grubunda yüzde 5,25, Gıda Harcamaları grubunda yüzde 3,28, Ev Eşyası Harcamaları grubunda yüzde 1,54, Sağlık ve Kişisel Bakım Harcamaları grubunda yüzde 1,08, Diğer Harcamalar grubunda yüzde 0,15 artış; Ulaştırma ve Haberleşme Harcamaları grubunda yüzde -0,81, Kültür Eğitim ve Eğlence Harcamaları grubunda yüzde -1,27 azalış izlendi.

Kasım 2024’te Toptan fiyatlarda bir önceki aya göre; İşlenmemiş Maddeler grubunda yüzde 8,08, İnşaat Malzemeleri grubunda yüzde 5,44, Gıda Maddeleri grubunda yüzde 2,41, Madenler grubunda yüzde 1,01, Yakacak ve Enerji Maddeleri grubunda yüzde 0,55 artış; Kimyevi Maddeler grubunda yüzde -7,57 azalış izlenmiştir. Mensucat grubunda ise fiyat değişimi gözlemlendi.

Paylaşın

Özel’den Erdoğan’a “Tek Adam” Göndermesi

Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan CHP Lideri Özgür Özel, “‘CHP Esat’ın yasını tutuyor’ diyorlar. Esad tek adamdı, ben tek adamlara karşıyım. Sayın Cumhurbaşkanı sana bir kötü haber ben dünyadaki tüm tek adamlara karşıyım” dedi ve ekledi:

“Erdoğan, Suriye’deki gelişmeleri doğru okuduğunu söylüyor. Biz Esad’a hep Esad dedik, el ele tutuşup tatile çıkmadık. Erdoğan tatil yaparken de Esat tek adamdı, ona küfür ederken de, ‘gel görüşelim’ derken de Esad diktatördü. Biz ne Esad’ı güzelledik, ne de Esed dedik. Sisi’ye katil diyordu şimdi kardeşim diyor, Suudi Arabistan ile aynı şekilde. CHP iktidara yürüyen bir partinin taşıması gereken sorumlulukla hareket etmeye devam ediyor.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel partisinin TBMM Grup Toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Özel’in açıklamalarından başlıklar şöyle:

Devletin iş güvenliği konusunda almış olması gereken önlemler var. Gelişmiş ülkelerde böyle kazalar olmuyor, ölümler olmuyor. 22 yıldır ülkeyi yönetiyorsanız bu patlamadan sorumlusunuz. 22 yıldır iş kazalarında 34 bin kişi hayatını kaybetmiş. İş cinayetleri azalmıyor. Aileler müsterih olsun, acılarını beraber yaşayacağız ama sorumluları açığa çıkana kadar da takip edeceğiz. Önce iş güvenliği duvarda asılı bir tabela sadece, önce patronun karı geliyor bu ülkede. Bu iktidara artık bir şey yaptıramazsınız. İşçilerin çalışırken ölmediği bir düzen mümkün onu da CHP kuracak.

İliç faciasında hayatını kaybeden 9 işçiden Uğur Yıldız’ın annesi burada. O günlerde bir bilirkişi görevlendirdi mahkeme. Bilirkişi kapasite artırımı izni verenler sorumlu gördü. İmza Murat Kurum’a ait. Rapor kusurun yüzdelerini belirlemek için yeni bilirkişiye gönderildi. Yeni bilirkişi AK Parti’yi üzemeyen rapor gönderdi. Uğur Yıldız’ın annesi itirazını dile getiriyor. Evladının sesini de biz duyuracağız.

14 yıl önce staj yaptığı Rixos Otelde ölü bulunan Burak Oğraş’ın babası Murat Oğraş da CHP grup toplantısına katıldı. O dönem babası iki kişinin taziyeye gelip para teklif ettiğini söylüyor. Ve baba reddediyor. ‘Benim oğlumun cesedi satılık değil’ diyor. Otelin sahibi Fettah Tamince. Bu babayı 3 yıl önce sembol inşaata çağırıyor Fettah Tamince ve diyor ki ‘Uğraşma, her iş mahkemede çözülmez.’ Yine para teklif ediyorlar. baba ‘Benim acım satılık değil, ben adalete susadım’ diyor. Fettah Tamince şu an Erdoğan’ın uçağında.

Avukat arkadaşımız davayı yakından takip edecek dedik. Nihayet bu yaşananlardan sonra şimdilik iki tane soruşturmaya yer yok denen iki kişi için yakalama kararı çıktı. Para teklif eden, o günlerde FETÖ’nün sermayedarı olduğu bilinen Fettah Tamince er ya da geç çıkıp yaptıklarının hesabını verecek. 16 yaşında bir çocuğu öldüreceksiniz sonra da bu işin üstünü örteceksiniz. Emine hanım, Erdoğan eve gelince sorun; bu adamın otelinde ölmüş, bu işi böyle kapatmışlar. Bir anne olarak Burak’ın annesinin yerine kendisini koyarak Sayın Erdoğan ve Adalet Bakanı’ndan bir sorun, öğrenin.

Geçtiğimiz hafta katıldığım Sosyalist Enternasyonal toplantısında Filistin konusuna zaman ayırdık. Suriye’nin toprak bütünlüğünü önceleyen konuları ele aldık. Suriye’nin hızlı şekilde askeri istikrara ulaşması, yaşanabilir hale getirilmesi, Türkiye’de tüm sığınmacıların geri gönderilmesi için harekete geçilmeli. Erdoğan’ın “Kalanlar başımızın üstünde” yaklaşımını reddediyoruz. Onlar senin başının üzerinde değil, Türkiye’deki vatandaşların işinin, aşının üzerinde oturuyor. Dünya para vermeye hazır, Avrupa iş birliğine hazır. Herkes memleketine dönecek. Senin deyiminle söylüyorum, ‘bizim yoksulumuz bize yeter’, nokta.

Geçen hafta Ahmet Özer’i ziyaret ettim. Gezi tutukluları Osman Kavala, Tayfun Kahraman, Can Atalay ve Avukat Selçuk Kozağaçlı’yı ziyaret ettim. Diğer kayyım atanan başkanlar tutuksuz yargılanırken, Ahmet Özer’e uygulanan düşman hukukunu bir kez daha dile getirmek istiyorum. Özer tüm muhalefet partisi liderlerine üyelerine hem de kayyım atandığı günden bugüne tüm CHP’lilere yürekten teşekkür etti. Önce hukuksuz gözaltı, sonra gizli tanık… İkisi de fos çıkınca biliyorsunuz ki orada ‘kahraman’ bir savcı var.

Bizim ‘seyyar giyotin’ ona baskı yapıyormuş. Savcıya ‘yaz iddianameyi’ deyince savcı, ‘gel bu delillerle sen yaz’ demiş. 1 Ocak 2024’ten bugüne kadarki tüm telefon kayıtlarını istemişler. Geçmişte suçu olan bazılarını bulup Ahmet Özer bunlarla ilişki halinde deyip üzerine gidiyorlar. İddianameyi yazmayan arkadaş doğru yapıyor. Seyyar giyotin gelsin kendisi yazsın iddianameyi. Soma’dan iki sanık kaldı. Öldürenleri saldılar. Ölenlerin hakkını savunan Can Atalay ve Selçuk Kozağaçlı’yı tutuyorlar.

Özlem Gürses ODTÜ’de ödül alacak. Gidin ifade alın, götürün ev hapsi yapın. Güçlüyüz, her şeyi yapabiliriz, herkese ayar veririz diyorlar. Bu güç olmuyor. Özlem Gürses’in kurduğu devrik cümleden suç çıkarıp sunmak güç değil.

2024 yılında asgari ücrete 1 kuruş zam yapmadı, TÜİK’e göre enflasyon yüzde 47. Asgari ücretlinin gerçek enflasyonu ise yüzde 78. Toplumdaki beklenti 30 bin TL’nin üzerinde çıktı. Biz, 30 altında yokuz dedik. Türk-İş 29 bin 583 lira olması gerektiğini açıkladı, DİSK en az 34 bin TL olarak tarif etti. Süreci yakından takip edeceğiz. Aklınızı başınıza alın emekliye bir asgari ücreti verin. Emekçiler ve emeklilerle birlikte o meydanları da iktidarı da size dar edeceğiz. Hodri meydan.

“Dünyadaki tüm tek adamlara karşıyım”

‘CHP Esat’ın yasını tutuyor’ diyorlar. Esad tek adamdı, ben tek adamlara karşıyım. Sayın Cumhurbaşkanı sana bir kötü haber ben dünyadaki tüm tek adamlara karşıyım. Erdoğan, Suriye’deki gelişmeleri doğru okuduğunu söylüyor. Biz Esad’a hep Esad dedik, el ele tutuşup tatile çıkmadık. Erdoğan tatil yaparken de Esat tek adamdı, ona küfür ederken de, ‘gel görüşelim’ derken de Esad diktatördü. Biz ne Esad’ı güzelledik, ne de Esed dedik. Sisi’ye katil diyordu şimdi kardeşim diyor, Suudi Arabistan ile aynı şekilde.

CHP iktidara yürüyen bir partinin taşıması gereken sorumlulukla hareket etmeye devam ediyor. Burayı Trump ize, biz HTŞ’ye emanet edeceğiz diyorsa biz orada yokuz. Biz herkesin temsil edildiği bir yönetim, demokratik seçim, toprak bütünlüğünü savunuyoruz. HTŞ’nin peşine takılıp kafa kesme görüntülerini görüp asla durmayız.

Sen çarşıya, pazara çıkamayacaksın, Balıkesir il kongresinde CHP’yi yuhlatacaksın, hadi oradan. Seni il kongresine değil, illerin pazarlarına gitmeye, ilçelerin halkıyla buluşmaya davet ediyorum. Sokağa çıkamayan adam, kongre adamı, salon siyasetçisi seni, çık sokağa hodri meydan sokakta görüşelim.”

Paylaşın