CHP Lideri Kılıçdaroğlu, katıldığı bir etkinlikte yaşanan ekonomik krize değinerek, “Önümüzde zor bir süreç var. Ekonomideki ciddi bozulma artı belediyelerin yapacakları yatırım üzerinde negatif etkisinin olacağı yönünde de zaten ifadeleri de oldu. Daha ötesi, bu kışı vatandaş nasıl geçirecek? Hepimizin, daha doğrusu her siyasetçinin üzerinde durması gereken temel konulardan birisi budur. Bu kışı asgari ücretle geçinen bir kişi nasıl geçirecek? Çok iyi niyetle, ülkeyi yönetenlere teklifte bulundum bir karakış fonu kurun dedim. Bu fon vatandaşın en azından bu kışı rahat geçirebileceği bir ortamı sağlamak için çok değerli bir fon olabilir.” dedi.
Haber4 Merkezi / Kılıçdaroğlu, konuya ilişkin yaptığı açıklamanın devamında, “Elektrik parasını ödeyemeyen, doğalgaz parasını ödeyemeyen, su parasını ödeyemeyen vatandaşlarımız çıkacaktır ve çıkacak. Ve bunlar için bugünden önlem alınması lazım. Gayet iyi niyetlerle kaynak da söyledik, yer de söyledik, imkan da söyledik. Bunu yaptığınız takdirde en azından ekonomi belli bir şekilde rayına girerse en azından bu kara kışı vatandaşlarımız biraz daha rahat atlatabilirler” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında seçimlere de değinen CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Türkiye 13. Cumhurbaşkanını seçecek ve Türkiye yeni bir sürecin içine girecek. Hiç kimse endişe duymasın en geç 6 ay içinde ekonominin çarkları sağlıklı bir şekilde dönecek. Bu memlekete huzuru, bu memlekete bereketi, bu memlekete güzelliği getirmeye kararlıyız. İnşallah dostlarımızla beraber getireceğiz.” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Kemerburgaz’da İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi Açılışına katıldı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Efendim çok teşekkür ederim. Sayın Genel Başkanım, biliyorsunuz bu protokolü saymak biraz zor ama kıymetli hazirun diyelim. Sayın Genel Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım hepinize en içten sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Yol arkadaşlarımla beraber olmaktan, sizlerle beraber olmaktan son derece mutluyum.
Gerçekten bugün çok güzel bir tesisi hizmete açıyoruz. Başında Avrupa’nın en büyük tesisi olduğu ifade ediliyor. İstanbul kadim bir kent, İstanbul’a ve İstanbulluya hizmet etmek de gerçekten ayrıcalıklı bir olay. 16 milyon insanı mutlu edeceksiniz, 16 milyon insanın yarattığı sorunları onların haberi olmadan çözmeye çalışacaksınız, binlerce ton çöp toplanacak ve bunlar çevreyi kirletmeden bir şekliyle aynı zamanda hizmet olarak halka geri dönecek. İstanbul sadece İstanbulluların değil, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın gözbebeği olan bir kent ve bu kentte insanlar mutlu yaşamak isterler ve bu kentte yaşarken doğanın tahrip edilmesini istemezler. 1971 – 82 yıllarında İstanbul’da yaşadım. Karşıdaydım Göztepe’de, çok yeşil alan vardı hafta sonları top oynardık. Ama bugün biraz acı ama ifade etmek zorundayım beton ormanına dönüşen bir İstanbul var. Böyle bir İstanbul’u Sayın Başkan devraldı. Şimdi yeşil alanlar yaratmaya çalışıyorsun, İstanbulluya hizmet ediyorsun, İstanbullunun yeşil görmesi, doğayla barışık olması için elinden gelen çabayı gösteriyorsun. Bu çabaya sadece ben değil, sadece Sayın Genel Başkanım değil, aslında bu çabaya bütün Türkiye tanık. O açıdan verilen mücadele, gösterilen çaba hepimizin takdirindedir.
Bu tesisle doğayı koruduğunuzu söyledi Sayın Başkan. Evet, bu tesisle doğa korunmuş oluyor bu önemlidir. Sera gazı salınımı azalmış oluyor yine iklim için son derece değerli bir hedef. Milyonlarca insanımıza enerji sağlıyor aynı zamanda bu yine önemli bir hedef. Yani artı hizmetler vermeye başlıyor. Enerji hatlarına giden parayı azaltıyoruz diyorsunuz. Doğru biraz daha artılar geliyor sistemin içerisine. Yani belediye de buradan bir şeyler kazanıyor artı istihdam yaratıyorsunuz. Burada yeni insanlar gelecek, genç insanlar gelecek işsizliğe en azından bir şekliyle küçükte olsa katkı veriyor. Bunu anlatmamın nedeni şu, yatırım yaptıklarını söylüyorlar güzel yatırım yapılsın. Yollar, köprüler, hastaneler yapıyorlar yapılsın itirazımız yok.
Ama bu yatırımlar benim ödediğim vergilerle yapılsın benim torunlarım borçlandırılarak değil. Benim torunlarım borçlandırılıyorsa ben bu vergiyi neden şimdi ödüyorum? Artı bir şey daha var. Yatırım yapıyorlar gayet güzel yapsınlar teşekkür ederiz. Kaça yapıyorsunuz bu yatırımları? Efendim ticari sır biz bilmiyoruz. Niye bilmiyoruz? Benim parasını ödediğim bir yatırımın maliyetini ben neden bilmeyim? Devletin şeffaf olması lazım, saydam olması lazım, vatandaşına hesap verebilir nitelikte ve çerçevede hareket etmesi lazım. Bunlarda yok. O nedenle Belediye Başkanlarımızın ana hedefi yaptıkları harcamanın her kuruşunun hesabını millete vermek. O nedenle bu yatırım ve sizin gösterdiğiniz çabayı son derece değerli bulduğumuzu ifade etmek isterim.
“Bu kışı asgari ücretle geçinen bir kişi nasıl geçirecek?”
Önümüzde zor bir süreç var. Sayın Başkan kısmen değindi Sayın Genel Başkanım. Ekonomideki ciddi bozulma artı belediyelerin yapacakları yatırım üzerinde negatif etkisinin olacağı yönünde de zaten ifadeleri de oldu. Daha ötesi, bu kışı vatandaş nasıl geçirecek? Hepimizin, daha doğrusu her siyasetçinin üzerinde durması gereken temel konulardan birisi budur. Bu kışı asgari ücretle geçinen bir kişi nasıl geçirecek? Çok iyi niyetle, ülkeyi yönetenlere teklifte bulundum bir karakış fonu kurun dedim. Bu fon vatandaşın en azından bu kışı rahat geçirebileceği bir ortamı sağlamak için çok değerli bir fon olabilir. Elektrik parasını ödeyemeyen, doğalgaz parasını ödeyemeyen, su parasını ödeyemeyen vatandaşlarımız çıkacaktır ve çıkacak. Ve bunlar için bugünden önlem alınması lazım. Gayet iyi niyetlerle kaynak da söyledik, yer de söyledik, imkan da söyledik. Bunu yaptığınız takdirde en azından ekonomi belli bir şekilde rayına girerse en azından bu kara kışı vatandaşlarımız biraz daha rahat atlatabilirler diye ifade ettim.
Şunu ifade edeyim Sayın Genel Başkanım; Belediye Başkanlarımız var olan hükümetin yapmadığını yapmaya çalışıyorlar. Kara kış fonu dolayısıyla 3 ile 16 Kasım tarihleri arasında 35 bin 407 aileye 3 milyon 180 bin 460 liralık nakdi yardım yaptılar. 215 bin 124 aileye 4 milyon 566 bin 916 liralık gıda yardımı yaptılar. 21 bin 271 aileye 9 milyon 504 bin 844 liralık 4 bin 597 ton kömür dağıttılar. 108 bin 708 aileye 3 milyon 217 bin liralık eğitim yardımında bulundular. 60 bin 324 aileye 1 milyon 21 bin 66 liralık ulaşım yardımı sağladılar. 291 ailenin 54 bin 870 liralık elektrik faturası ödendi. 3 bin 638 ailenin 153 bin 831 liralık su parası ödendi. 198 ailenin 64 bin 546 liralık doğalgaz faturası ödendi.
Şunu bütün İstanbulluların bilmesini isterim. Belediye Başkanlarımız kendi beldelerinde eğer bir çocuğun yatağa aç girdiğini görürler veya tanığı olurlarsa veya duyarlarsa Türkiye genelinde tamamına yardım için koşmak bizim görevimizdir. Hiçbir çocuğun, hiçbir evladımızın yatağa aç girmesini istemeyiz. Hiçbir annenin çocuğunu yatağa aç yatırmasını istemeyiz. Onun vebalini birileri çeker ama biz o vebalin tanığı olmak istemeyiz. Her birimize düşen görevdir bu. İktidar sahipleri bunun farkında değil. Emin olun farkında değiller. İki dünyamız oluştu Türkiye’de. Bir sarayın dünyası, bir de saray dışındaki dünya. Arada 180 derece fark var. Biz halkın dünyasıyla ilgileniyoruz, var olan sorunları çözmeye çalışıyoruz. Bütün baskılara, bütün engellemelere rağmen bunu yapmaya çalışıyoruz.
“Bütün kaynaklarımızı halkımız için seferber edebiliriz ve edeceğiz de”
Sayın Genel Başkanım ifade etti, az kaldı Türkiye 13. Cumhurbaşkanını seçecek ve Türkiye yeni bir sürecin içine girecek. Hiç kimse endişe duymasın en geç 6 ay içinde ekonominin çarkları sağlıklı bir şekilde dönecek. Bu memlekete huzuru, bu memlekete bereketi, bu memlekete güzelliği getirmeye kararlıyız. İnşallah dostlarımızla beraber getireceğiz.
Var olan acı tabloyu Türkiye hak etmiyor aslında. Gücümüz var, imkanımız var. Eğer biz İstanbul’da, Ankara’da, Adana’da, Mersin’de, Aydın’da, Eskişehir’de, İzmir’de çok güzel şeyleri gerçekleştirebiliyorsak ve harcadığımız her kuruşun hesabını milletimize verebiliyorsak düşünün Türkiye’yi yönettiğimizde bütün dünya büyük bir imrenle bakacaktır bize, gıptayla bakacaktır bize. Evet bütün kaynaklarımızı halkımız için seferber edebiliriz ve edeceğiz de.
Daha güzel bir Türkiye’de yaşamak umuduyla hepinize en içten sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Hizmeti yapan, yatırımı bitiren, temeli atanlara şükran borçluyuz. Kadir Topbaş’a Allah’tan rahmet diliyoruz ve bu hizmeti bitiren artı İstanbullulara armağan eden Belediye Başkanımıza da yürekten teşekkür ediyoruz.”