İkinci El Online Otomobil Satışları Yüzde 27 Azaldı

Türkiye ikinci el online binek ve hafif ticari araç pazarında ekim ayı satışları eylül ayına kıyasla yüzde 6 artarken, geçen yılın ekim ayı ile kıyaslandığında yüzde 42, Ocak-Ekim 2020’ye göre ise yüzde 27 azaldı.

Haber Merkezi / Indicata’nın verilerine göre, Türkiye ikinci el online binek ve hafif ticari araç pazarında 2021 Ekim’de 239 bin 319 adet, 2021 Ocak-Ekim döneminde ise 2 milyon 970 bin 762 ilan verilmiştir.

Ekim ayında ilanı verilen araçların 121 bin 149 adeti satılırken, satışlar, eylül ayına kıyaslandığında yüzde 6 arttı. Geçen yılın ekim ayı ile kıyaslandığında satışlarda yüzde 42, Ocak-Ekim 2020’ye göre ise yüzde 27 oranında azaldı.

Ekim’de gerçekleştirilen satışlar içinde binek araçların oranı yüzde 82, hafif ticari araçların oranı ise yüzde 18 oldu. İlana çıkan araçlar ortalama 33 günde satılmıştır. Ekim ayının en hızlı satılan markası ise 28 gün ile Wolksvagen oldu. İkinci ve üçüncü sırayı 29 gün ile Renault ve Hyundai aldı.

En çok dizel otomobil satıldı

Türkiye ikinci el online binek ve hafif ticari pazarı motor tipine göre değerlendirildiğinde, ekimde en yüksek payı 76 bin 372 satış ve yüzde 63,04 payla dizel otomobiller aldı. Dizel otomobilleri, 41 bin 336 satış ve yüzde 34.12 payla benzinli, 1.466 satış ve yüzde 1.21 payla hibrit otomobiller takip etti.

Otogazlı otomobillerin payı 1.357 satışla yüzde 1,12 ve elektrikli otomobillerin payı da 618 satışla yüzde 0,51 olarak belirlendi. Ekim ayında 39 bin 921 adetle en çok C segment araç satıldı. C segmentinden sonra en çok satış 22 bin 412 adetle B segmentinde gerçekleşti. 2021 Ekim ayında 2.el online binek ve hafif ticari araç pazarında en çok 12 bin 994 adet ile 4 yaş ve 11.603 adetle 5 yaş araçların satışı gerçekleşti. Bu da pazarın yüzde 20’sini oluşturdu.

Paylaşın

Kilo Vermeye Çalışırken Kahvaltıda İçebileceğiniz En İyi 5 İçecek

Kilonuzu korumaya veya kilo vermeye çalışırken, sabah ilk iş olarak ne yediğiniz ve içtiğinize çok dikkat etmeniz gerekir. Yedikleriniz ve içtikleriniz (su dışında) bir miktar kalori içerir. Kahvaltıda düşük kalorili ve besleyici bir içecek almak metabolizmayı hızlandırabilir ve yağ yakma sürecine yardımcı olabilir.

Haber Merkezi / Hepimizin sabahları içmeyi sevdiğimiz favori bir içeceği olsa da, kilo vermeye odaklandığınızda daha iyi olan bazı içecekleri burada bulabilirsiniz.

Kahve

Kahve çoğu insanın sabahları favori içeceğidir ve dürüst olmak gerekirse, dikkatli bir şekilde hazırladığınız sürece güne bir fincan kahveyle başlamakta yanlış bir şey yoktur. Kilo kaybı söz konusu olduğunda, sadece şekersiz sade kahve tüketilmeli.

Kahveye şeker ve süt eklemek, günlük diyet planınızı mahvedebilecek kalori almak demektir. Ayrıca günlük kahve tüketimini 2 fincan ile sınırlayın. Aksi takdirde uykusuzluk, dehidrasyon ve şişkinlik gibi aşırı kafein alımının yan etkileriyle uğraşmak zorunda kalabilirsiniz.

Yeşil çay

Yeşil çayı tüketmek için birçok neden vardır. Araştırmalar, yeşil çayın yağ yakma sürecini hızlandırabileceğini ve egzersiz yaparken performansınızı artırabileceğini gösteriyor. Bu içeceğin ana bileşeni, sağlığa bir çok açıdan faydalı kateşinlerdir. Ayrıca ebegümeci çayı, oolong çayı gibi başka bitki çaylarını da deneyebilirsiniz.

İnfüze su

Sabahları içilebilecek bir diğer en iyi içecek de demlenmiş sudur. Demlenmiş su durumunda denenecek çok fazla içecek vardır. Limon, nane, tarçın veya elma deneyebilirsiniz. Tu gıda ürünlerinin yağ yakıcı özellikleri vardır. Ayrıca bağışıklığınızı güçlendirmeye, sizi daha uzun süre tok tutmaya ve dehidrasyonu önlemeye yardımcı olabilirler.

Sebze veya meyve suyu

Bir bardak sıkılmış taze meyve veya sebze suyu size bol miktarda kalori sağlayabilir. Meyve veya sebze sularının kalorisi düşüktür ve metabolizmayı hızlandırabilir. Sabahları bir bardak meyve veya sebze suyu, yağ yakma sürecini hızlandırmaya ve bir sonraki öğüne kadar tok kalmanıza yardımcı olabilir.

Bir bardak smoothie

Bazı meyve ve kuruyemişlerle yapılan bir bardak smoothie başlı başına eksiksiz bir kahvaltı olabilir. Süt, meyve ve kuruyemişlerin sağlık faydasını sağlar. Bir bardak smoothieniz varsa, sağlıklı bir kilo kaybı için gerekli tüm besin maddelerini alabilirsiniz demektir. Egzersiz yapıyorsanız, protein alımınızı artırmak için protein tozu da ekleyebilirsiniz.

Paylaşın

Çocukları Diyabet Riskinden Korumak İçin Yapılması Gerekenler

Yapılacak basit yaşam tarzı değişiklikleri, tip 2 diyabetin başlamasını önlemeye yardımcı olabilir. Obezite, yüksek kolesterol veya ailede diyabet öyküsü nedeniyle yüksek risk altındaysanız, önlemeye yönelik adımlar daha da önemlidir.

Haber Merkezi / Günümüzde diyabet sadece yetişkinlerde değil, çocuklarda da yaygın bir durumdur. Ebeveynler, çocuklarda bu durumun gelişmesini önlemek için birçok şey yapabilir. İşte atabileceğiniz bazı basit adımlar:

Hareketli olmak

Bu günlerde çocuklar çoğu zaman ekrana yapıştırılıyor. Çocuğunuzla yürüyüşe çıkın, top oynayın, onların sevdikleri fiziksel aktiviteleri yapın. Çocukların her gün en az 60 dakika fiziksel aktiviteye ihtiyacı vardır, bunu unutmayın.

Kilo yönetimi

Çocuğunuz fazla kiloluysa, kilo vermek diyabet riskini azaltmasına yardımcı olabilir. Onunla konuşun ve kilo vermenin sağlığını korumak için neden önemli olduğunu anlamasını sağlayın.

Şekeri azaltın

Çocuklar şekerli yiyecekleri sever. Ancak buna dikkat etmeli ve şeker tüketimini sınırlandırmalısınız. 

Sağlıklı atıştırmalıklar

Çocuklara erken yaşlardan itibaren meyve, kepekli tahıllar vermeye odaklanın. Her seferinde bir yiyeceği tanıttığınızda çocuğunuz, daha sağlıklı atıştırmalıklara yönelecektir.

Ekran süresini sınırlayın

Çok fazla ekran süresi göz sorunlarına, uyku sorunlarına ve daha az fiziksel aktiviteye neden olabilir.

Akşam yemeğini zamanında yiyin

Aslında, tüm öğünleri doğru zamanda yemek, kan şekerini kontrol altında tutmanın harika bir yoludur. Yemek yerken televizyonu kapalı tutun ve dikkati başka herhangi bir şekilde dağıtmaktan kaçının.

Paylaşın

DEVA Lideri Ali Babacan’dan ‘Dolar’ Tepkisi

Dolar kurunun 10 lira olmasını değerlendiren DEVA Lideri Babacan, “Bu ülkenin alın terine, akıl terine, emeğe ihtiyacı var. Siz hukuku tanımazsanız, dürüst ve liyakatli kadrolarla çalışmazsanız, adaleti yerlerde süründürürseniz, işte millî paranız da böyle yerlerde sürünür” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Babacan,” ‘Maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz’ diyenler, ‘rekabetçi kur’ diyenler, paramızın değersiz ve itibarsız hale gelmesiyle milletimize çok ağır bedeller ödettiler, ödetiyorlar” dedi. Babacan, “Döviz kuru artınca iğneden ipliğe her şeye zam geleceğini ilkokul çocukları bile biliyor” ifadelerini kullandı.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, sosyal medya hesabından yaptığı canlı yayınla dolar kurunun 10 lira olmasını değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2012’deki “Para tıpkı bayrak gibi milli marş gibi bir ülkenin gücünü, itibarını, bağımsızlığını simgeler. Paranın itibarı milletin itibarıdır” ifadelerini ekrana getiren Babacan şu ifadeleri kullandı:

“Bu iktidar, bu milletin parasını da itibarını da pul etti. O gün bugündür, Türk Lirası, sadece dolar karşısında değil, adı sanı duyulmamış ülkelerin parası karşısında bile değer kaybetti. Papua Yeni Gine Kinası, bu sözün söylendiği döneme göre Türk Lirası karşısında yüzde 86 daha değerli. Bulgar Levasının, Türk Lirası karşısındaki değeri yüzde 110 daha fazla. ‘Maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz’ diyenler, ‘rekabetçi kur’ diyenler, paramızın değersiz ve itibarsız hale gelmesiyle milletimize çok ağır bedeller ödettiler, ödetiyorlar.

Kahroluyorum, çok üzgünüm ama asla umutsuz değilim. Bu ülkenin potansiyelinin çok yüksek olduğunu biliyorum. Çünkü 2008’de tüm Avrupa krizden geçerken, Avrupa’da insanlar yoksullaşırken, biz ülkemizi o krizlerden korumayı başardık. Amerika’da, milyonlarca insan işsiz kalırken, trilyonlarca dolarlık zararlar yaşanırken, biz ülkemizde istihdamı artırdık. Çok daha kötü günlerde, ülkemizi başarıya ulaştırdık. Daha önce yaptık, yine yaparız.

“Paramızın pula dönmesine son vereceğiz”

Bu kabustan uyanacağız. Tıpkı korkulu bir rüyanın ardından bir bardak su içme rahatlığıyla nefes alacağız. Ülkemizi gidemeyenlerin ülkesi olma utancından kurtaracağız. Asgari ücreti, açlık sınırının altında olması utancından çıkaracağız. Paramızın, sokağa çıktığımız an pula dönmesine son vereceğiz. Bu ülkeyi mutlu insanların ülkesi yapacağız. İnanın bu olacak.

Bizlerin hükûmetten ayrıldığı tarihte; 1 dolar, 2 lira 92 kuruştu. Sayın Erdoğan, tüm yetkiyi tek elde toplayarak taraflı, partili cumhurbaşkanı seçildiği tarihte, 25 Haziran 2018’de 1 dolar, 4 lira 65 kuruştu. Bugün dolar kuru 10 liraya dayandı. Partili taraflı cumhurbaşkanı göreve başladı başlayalı dolar kuru 2 kattan fazla arttı. Gerçekten, aklımız havsalamız almıyor. Bu iktidar, tam bir mirasyedi gibi, varımızı yoğumuzu harcadı, ülkemizi değersizleştirdi. Bu ülkenin mirasyedilere ihtiyacı yok.

Burası, 84 milyonuyla birbirini ve ülkesini çok seven insanların ülkesi. Bu ülkenin alın terine, akıl terine, emeğe ihtiyacı var. Siz hukuku tanımazsanız, dürüst ve liyakatli kadrolarla çalışmazsanız, adaleti yerlerde süründürürseniz, işte millî paranız da böyle yerlerde sürünür. 1 dolar tam 10 lira olur. Şu anda Türk Lirası’nın değeri hem nominal hem de reel olarak tarihin en düşük seviyesinde.

Bu ülkenin insanları Dolar 10 lira olunca ekmeğin 2 buçuk lira olacağını iyi biliyor. Döviz kuru artınca iğneden ipliğe her şeye zam geleceğini ilkokul çocukları bile biliyor.  Dolar 10 lira demek, bu kış evimizi, doğalgaz faturasından endişe edip, ısıtmaya korkmak demek.  Evinde doğalgaz var, elektrik var ama insanlar soba alıyor.  Doğalgazlı evlerde insanlar kömür yakmaya başladı. Soba satışları artıyor. Soba da kurtarmıyor çünkü kömür fiyatları aldı başını gidiyor.

“Abartıyorsun diyenlere itibar etmeyin”

Gençlere de seslenen Babacan sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaşadığınız hayal kırıklığını biliyorum, anlıyorum. 25 yaşında, 18 yaşında ve 11 yaşında üç çocuk babası olarak; onların yaşadığı duyguları ben de yaşıyorum. Bütün bu adaletsizlik ortasında bir yandan iyi eğitim almaya çalışırken, bir yandan da iş bulup bulamayacağınızı düşünüyorsunuz. İş bulsanız da kazanacağınız parayla geçinip geçinemeyeceğinizin endişesini yaşıyorsunuz. Bir bilgisayar almaya kalksanız, Avrupa’da, Amerika’daki akranınız, birkaç haftalık maaşıyla rahatça alabiliyorken bu ülkede 6 aylık asgari ücretle bile bir bilgisayar almanın ne kadar zor olduğunu biliyorsunuz. Türkiye, ülkedeki devlet başkanı maaşı ile asgari ücret arasında farkın en yüksek olduğu ülkelerden birisi. O size ‘Telefonunu çıkar’ diyenlere, açım diyen vatandaşa ‘Abartıyorsunuz’ diyenlere itibar etmeyin. Ülkenin başındaki kişi ile vatandaşları arasında makas bu kadar açılıyorsa; esas bu makası açanlar çok abartıyor. Abartan arıyorlarsa aynaya baksınlar.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu: Türkiye’yi Bu Cendereden Kesinlikle Çıkaracağız

Antalya Muhtarlar Buluşması’nda yaptığı konuşmasından bazı kesitler içeren bir video mesaj paylaşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Az kaldı Türkiye’yi bu cendereden kesinlikle çıkaracağız. Huzuru bu memlekete getireceğiz.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından, Antalya Muhtarlar Buluşması’nda yaptığı konuşmasından bazı kesitler içeren bir video mesaj paylaştı.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun “Enerji fiyatları için uzun süredir savaş veriyorum bu aklını yitirmiş Saray iktidarıyla. Şimdi ise yeni cepheyi açıyorum: Gıda. Yağ, un, şeker; en temel gıdada fiyatlar uçuyor. Ama müsterih ol sevgili halkım. Biz buradayız; bu işin peşini bırakmayacağız. Bizden haber bekleyin.” ifadeleriyle paylaştığı videoda yaptığı konuşma ise şöyle:

“Bakın şeker stokları başladı, piyasaya yeteri kadar şeker verilmiyor. Niçin? Zam gelecek, niye satayım diyor. Stokçuluk başladı. mutfaktaki yangını da söndürmek için ne gerekiyorsa yapacağım, bundan emin olmanızı isterim. İktidar sahipleri enerji konusunda adım attılar kısmen, yaptıracağız tamamını ama gıdada yaşanan felaket için de aynı mücadeleyi vereceğiz bundan emin olmanızı isterim. Her çocuğun karnı doymak zorundadır, her evde huzurun ve bereketin olması lazım. Az kaldı Türkiye’yi bu cendereden kesinlikle çıkaracağız. Huzuru bu memlekete getireceğiz.”

Paylaşın

Demirtaş: Eğilmeyeceğiz, Diz Çökmeyeceğiz, Yenilmeyeceğiz

Eşi Başak Demirtaş’a verilen 2 yıl 6 ay hapis cezasına tepki gösteren Selahattin Demirtaş, “Allah insana, düşmanının bile merdini nasip etsin. Eğilmeyeceğiz, diz çökmeyeceğiz, yenilmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Halen Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş,  eşi Başak Demirtaş’a, “gerçeğe aykırı bir sağlık raporu aldığı” iddiasıyla 2018 yılında açılan davadan 2 yıl 6 ay hapis cezası almasına sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile tepki gösterdi.

Selahattin Demirtaş, ”Ahlaksızlığın, dibe vurmanın sınırı varmış gibi düşünüyoruz bazen. Ancak bunlar için dibin sınırı yok. Allah insana, düşmanının bile merdini nasip etsin. Eğilmeyeceğiz, diz çökmeyeceğiz, yenilmeyeceğiz. Mutlaka ama mutlaka kazanacağız” ifadeleri ile Başak Demirtaş’ın fotoğrafını paylaştı.

Başak Demirtaş’a ‘gerçeğe aykırı bir sağlık raporu aldığı’ iddiasıyla 2018 yılında açılan davada hapis cezası verilmişti.

Konuya ilişkin açıklama yapan Demirtaş’ın avukatları, Başak Demirtaş’ın 2015 yılında geçirdiği operasyonlar sonrası öğretmen olduğu okula sunmak için sağlık raporu aldığını ancak rapor tarihinin sağlık kurumu tarafından hatalı yazıldığını belirtmişti.

Paylaşın

Cezaevlerinde ‘Çıplak Arama’ Yerine ‘Detaylı Arama’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzalı “Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” Resmi Gazete’de yayınlandı. Yayınlanan yeni yönetmelik ile “çıplak arama” ifadesi yerine “detaylı arama” getirildi.

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ÇED Danışma Kurulu Sekreteri Mücella Yapıcı ve kızı Mimar Cansu Yapıcı’nın şikayetiyle açılan davada üç polis, çıplak arama uygulamasıyla işkence yapmak suçundan yargılanıyor.

Çağdaş Hukukçular Derneği’nden (ÇHD) Avukat Gökmen Yeşil, bianet’e yaptığı açıklamada mevzuatla ilgili şu bilgiyi vermişti: Gerek karakol ve emniyet müdürlüğü gibi gözaltı merkezlerinde şüphelilerle ilgili ve gerekse hapishanelerde tutuklu, hükümlü ve hatta ziyaretçilere çıplak arama uygulanıyor. Bu uygulanmanın yasal dayanaklarına baktığımızda ise ne Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nda (PVSK) ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) ne de Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da çıplak arama yapılabileceğine dair bir düzenleme olmadığı görülecektir.

“Utanma duygusu” vurgusu

Değişiklik ile Yönetmelik’teki “Arama ve sayımlar sırasında insan onuruna saygı esastır” hükmü “Arama ve sayımlar sırasında insan onuruna ve haysiyetine saygı ile utanma duygusunun ihlal edilmemesi esastır. Bu kapsamda gerekli her türlü tedbir alınır” şeklinde değiştirildi.

“Başka şekilde tespit edilemezse”

Yönetmeliğin 34/2. Maddesindeki “Hükümlünün üzerinde, kuruma sokulması veya bulundurulması yasak madde veya eşya bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin varlığı ve kurum en üst amirinin gerekli görmesi hâlinde, çıplak olarak veya beden çukurlarında aşağıda belirtilen usullere göre arama yapılabilir” hükmündeki, “Ciddi emarelerin varlığı” ifadesinin devamına, “Bunun başka suretle tespitinin olanaksız olması durumunda” ibaresi eklendi.

Arama sonrası tutanak tutulacak

Ayrıca yönetmeliğe, “Hükümlüye arama sırasında tek kullanımlık giyim önlüğü verilir” şartı da dahil edildi. “Detaylı arama” sonrası tutanak tutulması ve aranan ile arayan kişilerin imzalarının tutanakta yer alması zorunlu tutuldu.

Ne olmuştu?

Hak örgütlerinin uzun süredir gündeminde olan ve kaldırılmasını talep ettiği uygulama, bu yıl Meclis’teki açıklamalarla da kamuoyuna yansıdı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili ve İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Üyesi Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, Şubat ayında Meclis’teki açıklamasında, gözaltı merkezlerinde ve cezaevlerinde çıplak arama yapıldığını açıkladı. Ardından da cezaevlerinde çıplak arama yapılmadığına ilişkin açıklamalar nedeniyle de özür beklediğini söyledi.

AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise çıplak arama iddialarını reddederek Gergerlioğlu’na Meclis’teki konuşmasında şu yanıtı verdi: Bir kadını çıplak arayacaksın, dakikasında bundan rahatsızlığını beyan eder, bir sene beklemez. Onurlu kadın, ahlaklı kadın bir sene beklemez.

Zengin gelen tepkiler üzerine de “Bu uygulamanın var olması İnsan Hakları İhlali konusu olduğu anlamına gelmez. Türkiye’de bu tür arama hiç yoktur demiyorum. Madem böyle bir mesele var bir zahmet bunun şikayetini de yapın” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis Grup Toplantısı’nda Gergerlioğlu’nun “çıplak arama” iddialarını tekrarlamış ve “hepsi doğru” demişti. Ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, sosyal medyada cezaevlerinde çıplak arama yapıldığını iddia edenlere yönelik “FETÖ soruşturması” başlatıldığını duyurdu.

(Kaynak: bianet.org)

Paylaşın

TÜİK Duyurdu: Sanayi Üretimi Yüzde 8.9 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Eylül 2021 Sanayi Üretim Endeksi verilerini açıkladı. Buna göre, eylülde takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 8.9 yükseldi.

Haber Merkezi / Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2021 yılı Eylül ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,9, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 9,7 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 1,0 arttı.

Yine sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi eylülde bir önceki aya göre yüzde 2.2 artarken imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1.6, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 3.2 azaldı.

Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi bu yılın 3’üncü çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine kıyasla yüzde 10.8 yükseldi. Bir önceki çeyreğe göre de mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi yüzde 1.6 artış gösterdi.

Paylaşın

DİSK: Ücret Mücadelesi Demokrasi Mücadelesidir

Asgari ücretin ortalama ücret haline geldiğine, milyonların asgari ücrete mahkum hale getirildiğine dikkat çeken DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, bir ülkede sendikalaşma oranı ne kadar düşükse asgari ücretli sayısı o kadar yüksek olur. Bu nedenle ücret mücadelesinin demokrasi mücadelesi olduğunun altını çizdi.

Haber Merkezi / Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) geçtiğimiz hafta işyerlerinde başlattığı “Gelirde adalet, vergide adalet” kampanyasını meydanlara taşıdı.

İstanbul, Ankara, Adana, Antep, Diyarbakır, Edirne ve Eskişehir’de eylem yaptı. İstanbul’daki eylemin merkezi Beşiktaş’taki Barbaros Meydanı’ydı. Buradaki eyleme DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Yönetim Kurulu üyesi Seyit Aslan ve DİSK İstanbul Bölge Temsilcisi Nevzat Karataş da katıldı.

Burada konuşan Çerkezoğlu, siyasi iktidarın emeği ucuzlattığını, TL’nin değersizleşmesi üzerine kurulu bir büyüme politikası izlediğini söyledi.

Çerkezoğlu, “Yaşadığımız karakış, beceriksizlikten değil iktidarın tercihlerinden kaynaklanıyor” dedi. DİSK’in yıllardır sürdürdüğü asgari ücret tutarının vergi dışı bırakılması ve kesinti yükünün Hazine’den karşılanması mücadelesini anlatan Çerkezoğlu “Vergide adalet olmadan gelirde adalet olmaz” diye konuştu.

DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu özetle şöyle konuştu:

“Ülkeyi yönetenler şahlanan Türkiye’den bahsediyor. Bir avuç sermayedar için, yandaş şirketler için dedikleri doğru olabilir. Ama emekçiler için halk için işsizlik büyüyor, pahalılık artıyor, borçlar kabarıyor, faturalar şahlanıyor. Alım gücümüzün düştüğünü her gün çarşıda, pazarda, markette yaşadıklarımızla biliyoruz.

Devletin bir kurumu TÜİK ‘işsizlik azaldı’ derken, diğer kurumu İŞKUR ‘işsizlik arttı’ diyor. Tüm istatistik oyunlarına rağmen işsiz sayısı 8 milyona yaklaştı. İşsizlik rakamlarla gizlenemiyor. Biz işsizliğin arttığını artık hemen her evde olan işsizlerden, özellikle genç ve kadın işsizlerden görüyoruz.

Her gece yarın nelere zam gelecek, eriyen ücretlerimizle nasıl geçineceğiz, kapıya dayanan kara kışı nasıl atlatacağız endişesiyle uykularımız kaçıyor.  Her sabah paramızın döviz ve zamlar karşısında adeta pula döndüğü, yoksulluğun ve işsizliğin arttığı bir güne uyanıyoruz. Televizyonları, gazeteleri, istatistik kurumları ne derse desin gerçeği biz yaşıyoruz. Ülkenin dört bir yanında ‘iş bulamıyoruz’, ‘barınamıyoruz’, ‘geçinemiyoruz’ çığlıkları yükseliyor.”

“Asgari ücrette vergi sıfırlansın”

Çerkezoğlu konuşmasının sonunda, ülkenin dört bir yanındaki basın açıklamalarında ve işyerlerindeki eylemlerde ifade ettikleri talepleri bir kez daha şu şekilde sıraladı:

  • Asgari ücret ve bütün ücretlerin asgari ücret kadarı için tüm vergi ve kesintiler sıfırlansın ve net ödensin. Böylece tüm ücretler yaklaşık 750 lira artırılsın.
  • Asgari ücret sonrası ilk vergi dilimine uygulanan tarife oranı yüzde 10’a indirilsin. Vergiye esas gelir dilimleri milli gelire göre artırılsın.
  • En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine yükseltilsin.
  • Elektrik, su,  doğalgaz ve internet faturaları vergi ve kesintiden muaf tutulsun.
  • Tüm gıda ürünlerinde KDV sıfırlansın.

“Ücret mücadelesi demokrasi mücadelesidir”

Sosyal devletin bir gereği olan bu önlemlerin TBMM’de devam eden bütçe sürecinde ve asgari ücret sürecinde hayata geçirilmesinin şart olduğunu ifade eden Çerkezoğlu, asgari ücret sürecine dair de değerlendirmelerde bulundu.

Asgari ücretin ortalama ücret haline geldiğine, milyonların asgari ücrete mahkum hale getirildiğine dikkat çeken Arzu Çerkezoğlu “Bir ülkede sendikalaşma oranı ne kadar düşükse asgari ücretli sayısı o kadar yüksek olur” dedi ve bu nedenle ücret mücadelesinin demokrasi mücadelesi olduğunun altını çizdi.

Paylaşın

AB, Türkiye’ye Doğu Akdeniz Yaptırımlarını Uzattı

Avrupa Birliği (AB) Konseyi, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetleri nedeniyle uyguladığı yaptırımları 12 Kasım 2022’ye kadar uzatma kararı aldığını duyurdu. AB Konseyi, yaptırım kararını Kasım 2019’da almıştı.

DW Türkçe’de yer alan habere göre; AB Konseyi’nin Kasım 2019’da aldığı karar, Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerine katılan kişi ya da kuruluşlara seyahat kısıtlaması ve varlıklarının dondurulması gibi yaptırımlar uygulanmasını öngörüyor.

2019’da yapılan Konsey toplantısında Kıbrıs’ın egemenlik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bazı isimlerin AB ülkelerine girişi yasaklandı ve bazı şirketlerle birlikte mal varlıkları donduruldu. Ayrıca AB üyesi ülke vatandaşlarının da bu kişi ve şirketlere fon sağlaması yasaklandı.

Şubat 2020’de de listeye Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) yöneticileri Mehmet Ferruh Akalın ve Ali Coşkun Namoğlu eklendi. Akalın ve Namoğlu’na AB ülkelerine giriş yasağı kondu ve bu ülkelerdeki mal varlıklarının dondurulması kararı alındı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu geçen hafta yaptığı bir açıklamada, “Doğu Akdeniz’de herhangi bir geri adım söz konusu değil. Çıkarımız neredeyse orada sondaj çalışması yapar, o yerlere başkalarını sokmayız” demişti.

Paylaşın