ÖTV Zammı Sigara Fiyatlarına Yansıdı

Türkiye’de dün içki ve sigaradan alınan Özel Tüketim Vergisi’nin (ÖTV) yüzde 47,39 oranında yükseltilmesi sigara fiyatlarına etki etti. Türkiye Tekel Bayiler Platformu Başkanı Özgür Aybaş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Philip Morris grubu sigaralara 4 TL zam geldiğini duyurdu.

Aybaş’ın paylaşımına göre, söz konusu sigara grubundaki en ucuz sigaranın fiyatı 21,50’ye, en pahalı sigaranın fiyatı ise 25,50 TL’ye yükseldi.

Kepenk kapatma eylemi

ÖTV artışı sonrası bir paket sigaradan alınan vergi tutarı, 9,76 TL’den 14,39 TL’ye çıktı. Bu artış, sigaranın satış fiyatı ne olursa olsun bir paket sigaradan 14,39 TL vergi alınacağı anlamına geliyor. ÖTV’deki artışa tepki gösteren Türkiye Tekel Bayiler Platformu Başkanı Özgür Aybaş, sosyal medya hesabından Türkiye geneli dükkanların kapatılacağını belirterek, “Firmaların ürün vermemesi telefonları açmamaları sebebiyle muhatap bulunamadığından zincir marketlerin otomatik % 40 zam yapmaları bizlerin ticaretine sekte vurmuştur ülkemiz adına geçmiş olsun.Ya zamlar açıklansın ya da ürün versinler” açıklaması yaptı. Aybaş, vergi artışlarının “özel hayata müdahale” olduğunu savundu.

Haziran ayında yayınlanan Cumhurbaşkanı kararıyla sigara ve alkollü içeceklerden alınan ÖTV, temmuz-aralık dönemi için sabit tutulmuştu. Ancak Ocak ayı için böyle bir karar yayınlanmadı.

Paylaşın

40 Yeni Dokunulmazlık Dosyası TBMM’de

Aralarında Pervin Buldan, Mustafa Sezgin Tanrıkulu, Barış Atay Mengüllüoğlu, Hakkı Saruhan Oluç, Meral Danış Beştaş, Sezai Temelli ve Garo Paylan’ın da bulunduğu 28 milletvekili hakkında hazırlanan 40 dokunulmazlık dosyası Meclise sunuldu.

24 HDP’li, 1 CHP’li, 1 TİP’li, 1 DBP’li, 1 bağımsız olmak üzere toplam 28 milletvekiline ilişkin Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Tezkereleri, Meclis Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayımlandı.

40 yeni dokunulmazlık dosyası Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale edildi. Dokunulmazlıklarının kaldırılması talep edilen vekiller ve haklarındaki dosya sayıları şöyle:

  • HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan (2)
  • CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu (1)
  • TİP Hatay Milletvekili Barış Atay Mengüllüoğlu (1)
  • DBP Diyarbakır Milletvekilleri Salihe Aydeniz (2)
  • Bağımsız Muş Milletvekili Mensur Işık (1)
  • HDP Iğdır Milletvekili Habip Eksik (1)
  • HDP İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç (1)
  • HDP İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz Kaya (1)
  • HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy (1)
  • HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya (1)
  • HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş (2)
  • HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç (3)
  • HDP Van Milletvekili Tayip Temel (3)
  • HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan Işık (1)
  • HDP Van Milletvekili Sezai Temelli (2)
  • HDP Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk (2)
  • HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer (1)
  • HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel (1)
  • HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan (1)
  • HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir (2)
  • HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz (2)
  • HDP Muş Milletvekili Şevin Coşkun (1)
  • HDP Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücü (2)
  • HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni (1)
  • HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç (1)
  • HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir (1)
  • HDP Batman Milletvekili Necdet İpekyüz (1)
  • HDP Adana Milletvekili Tülay Hatımoğulları Oruç (1)

Süreç nasıl işliyor?

Hakkında suç isnadı bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmamasına ilişkin talepler, Adalet Bakanlığına sunuluyor. Bakanlık, talebi gerekçeli bir yazıyla Cumhurbaşkanlığına, Cumhurbaşkanlığı ise TBMM Başkanlığına iletiyor.

Meclis Başkanlığına gelen fezlekelerin gündeme alınmasındaki süreç, İçtüzüğe göre işliyor. Milletvekili dokunulmazlığı, İçtüzüğün “Yasama Dokunulmazlığı ve Üyeliğin Düşmesi” başlıklı dokuzuncu kısmının “yasama dokunulmazlığı” alt başlıklı birinci bölümünde düzenleniyor.

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması hakkındaki istemler, TBMM Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayınlanarak Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale ediliyor.

Söz konusu fezleke ile Meclis’teki mevcut fezlekeler, sevk edildikleri Karma Komisyonda bekletilebiliyor ya da komisyonda gündeme alınabiliyor. Fezlekelerin gündeme alınması halinde süreç başlıyor. Karma Komisyon toplanıyor ve hangi fezlekeye ait dosyayı değerlendireceğine karar veriyor.

Hazırlık Komisyonu kuruluyor

Hazırlık Komisyonu, kurulduğu andan itibaren en geç 1 ay içinde dosyayı inceleyerek raporunu hazırlıyor. Bu komisyon bütün kağıtları inceleyip gerekirse o milletvekilini dinliyor ancak tanık dinleyemiyor.

Hazırlık Komisyonu, yasama dokunulmazlığının kaldırılması yönünde karar alırsa dosya Karma Komisyona havale ediliyor. Karma Komisyon da 1 ay içinde Hazırlık Komisyonu raporunu ve eklerini görüşerek sonuçlandırıyor.

Karma Komisyon, dokunulmazlığın kaldırılmasına veya kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar veriyor.

Karma Komisyon kovuşturmanın ertelenmesini kararlaştırmışsa bu yöndeki raporu Genel Kurulda okunarak bilgiye sunuluyor. Bu rapora milletvekilleri tarafından 10 gün içinde itiraz edilmezse kesinleşiyor, itiraz edilmesi halinde ise rapor Genel Kurul gündemine alınıyor. İtiraz edilmeyen dosyalar Cumhurbaşkanlığına gönderiliyor.

Dokunulmazlığın kaldırılması yönündeki Karma Komisyon raporları, doğrudan Genel Kurul gündemine giriyor. Genel Kurul, raporu kabul ederek dokunulmazlığın kaldırılmasını kararlaştırabileceği gibi, raporu reddederek yargılamanın dönem sonuna ertelenmesine de karar verebiliyor.

Kovuşturma ertelenmiş ve bu karar Genel Kurulca kaldırılmamış ise dönem yenilenmiş olsa bile milletvekilliği sıfatı devam ettiği sürece ilgili hakkında kovuşturma yapılamıyor.

Genel Kurul aşaması

Milletvekillerine dağıtılan Karma Komisyon raporu, Genel Kurulda okunarak görüşülüyor. Biri lehte diğeri de aleyhte olmak üzere, iki milletvekili rapor üzerinde konuşma yapıyor.

Fezlekesi olan milletvekili isterse Hazırlık Komisyonunda, Karma Komisyonda veya Genel Kurulda kendi savunmasını yapabiliyor ya da başka bir milletvekili arkadaşına savunma yapması için bu hakkını verebiliyor.

Söz ve savunma talebi yoksa görüşmeler tamamlanıyor. Daha sonra Karma Komisyonun yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair raporu oylamaya sunuluyor. Genel uygulamaya göre açık oylama yapılıyor. Genel Kurulda dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin oylamada, karar yeter sayısı (151) yeterli oluyor.

Her dosya için ayrı oylama yapılıyor

Genel Kuruldaki oylamada, her milletvekili ve fezleke için ayrı oylama yapılıyor. Bir milletvekili hakkında iki dosya varsa iki dosya ayrı ayrı oylanıp karara bağlanıyor. Dokunulmazlık hangi dosya hakkında kaldırıldıysa yalnızca o fezleke hakkında yargılama yapılabiliyor. Milletvekilinin dönem sonuna bırakılan dosyası hakkındaki dokunulmazlığı devam ediyor.

Genel Kurul kararından sonra milletvekilinin dokunulmazlığı, söz konusu dosya için kaldırılmış oluyor.

Meclis Başkanlığı, dosyayı Cumhurbaşkanlığı aracılığıyla Adalet Bakanlığına gönderiyor. Bakanlık da dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili hakkında gereğinin yapılması için dosyası ilgili savcılığa havale ediyor.

Savcılık da dosyanın ulaşmasının ardından soruşturmaya kaldığı yerden devam ediyor, söz konusu milletvekilini tutuklanması talebiyle mahkemeye de sevk edebiliyor ya da tutuksuz olarak yargılanmasına da devam edebiliyor.

Dokunulmazlık kalkıyor, vekillik devam ediyor

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kalkmasıyla milletvekilliği düşmüyor, devam ediyor. Milletvekili maaşını alıyor ve diğer sosyal haklarından yararlanıyor. Tutuklanmamışsa Meclise gelerek yasama çalışmalarına da katılabiliyor.

Ancak milletvekili hakkındaki ceza kesinleştikten sonra Genel Kurulda okunuyor ve o zaman milletvekilliği düşürülüyor.

Milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine karar verilmesi halinde, Genel Kurul kararının alındığı tarihten itibaren 7 gün içinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptal için Anayasa Mahkemesine başvurabiliyor. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini 15 gün içinde kesin karara bağlıyor.

Paylaşın

Kovid 19 Vahşi Hayvanlar Arasında Yayılıyor!

Kovid 19’un Omicron varyantı dünya genelinde hızla yayılırken, salgının doğal ortamlarında yaşayan geyikler arasında da hızlı şekilde arttığı ortaya çıktı. İnsanlardan geyiklere altı kez virüs bulaştığı tespit edilirken, örnek alınan geyiklerin 3’te birinde Kovid 19 tespit edildi.

Dünya genelinde insanlar için büyük bir sınava dönüşen Kovid 19 salgını, vahşi doğada yaşayan canlıları da tehdit eder hale geldi. İnsanlardan hayvanlara bulaşan salgının özellikle geyikler arasında hızlı şekilde yayıldığı belirtildi.

ABD’de yapılan araştırmalarda en az 6 vakada insanların geyiklere Kovid 19 bulaştırdığı tespit edildi. Aynı araştırmada alınan örneklerden her üç geyikten birinde aktif veya yakında zamanda salgının bulaştığına dair kanıt elde edildi. Ohio Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada 360 geyiğin burunlarından sıvı örnekleri alınarak test yapıldı. Alınan örneklerin yüzde 35,8’i pozitif sonuç verdi.

Şu ana kadar geyiklerden insana Kovid 19 bulaştığına dair kayıt olmadığını ancak bunun mümkün olduğunu söyleyen bilim insanları, vahşi doğada dolaşan virüsün salgınla mücadeleyi zorlaştıracağının altını çiziyor.

Kovid 19’un Omicron varyantı dünya genelinde hızla yayılırken, salgının doğal ortamlarında yaşayan geyikler arasında da hızlı şekilde arttığı ortaya çıktı. İnsanlardan geyiklere altı kez virüs bulaştığı tespit edilirken, örnek alınan geyiklerin 3’te birinde Kovid 19 tespit edildi.

Dünya genelinde insanlar için büyük bir sınava dönüşen Kovid 19 salgını, vahşi doğada yaşayan canlıları da tehdit eder hale geldi. İnsanlardan hayvanlara bulaşan salgının özellikle geyikler arasında hızlı şekilde yayıldığı belirtildi.

ABD’de yapılan araştırmalarda en az 6 vakada insanların geyiklere Kovid 19 bulaştırdığı tespit edildi. Aynı araştırmada alınan örneklerden her üç geyikten birinde aktif veya yakında zamanda salgının bulaştığına dair kanıt elde edildi.

Avcı av oldu: Bu kez geyik avcıyı öldürdü

Ohio Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada 360 geyiğin burunlarından sıvı örnekleri alınarak test yapıldı. Alınan örneklerin yüzde 35,8’i pozitif sonuç verdi.

Şu ana kadar geyiklerden insana Kovid 19 bulaştığına dair kayıt olmadığını ancak bunun mümkün olduğunu söyleyen bilim insanları, vahşi doğada dolaşan virüsün salgınla mücadeleyi zorlaştıracağının altını çiziyor.

Omicron’u ilk tespit eden Güney Afrika: Dördüncü dalganın zirvesi geride kaldı

‘Sürpriz yeni varyantlar çıkabilir’

Geyiklerdeki mutasyonun yeni bir varyant üretmesi durumunda bunun çevrede yaşayanlar için risk oluşturabileceği kaydedildi. Ayrıca insanlar arasında şimdi görülmeyen ancak vahşi doğa canlılarının taşıdığı varyantların gelecekte insanlara bulaşabileceği belirtildi.

Pennsylvania Üniversitesi’nden virolog Suresh Kuchipudi, “Virüsün vahşi doğada bulunma olasılığı ve bilinmemesi rahatsız edici bir durum. Tamamen sürpriz bir şekilde yeni bir varyanta yakalanabiliriz” dedi.

Kuchipudi’nin başında olduğu bir ekip tarafından 2020’de yapılan bir araştırmada da arabaların çarptığı veya avcıların vurduğu 283 geyiğin 94’ü Kovid 19’lu çıktı.

Ohio ve Pennsylvania üniversiteleri tarafından yapılan araştırmalar, Kovid 19’un bir kaç farklı yerde insanlardan hayvanlara geçtiğini ortaya koydu. Araştırmalarda salgını baskın olan varyantının vahşi doğada bulunan geyiklerde de ortaya çıktığını tespit etti.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

KESK: Sadaka Değil Hakkımızı İstiyoruz

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı memur zamlarıyla ilgili değerlendirmede bulundu. Enflasyon oranına ilaveten yüzde 5 ve yüzde 2,5’luk zammın “müjde” olarak sunulacağını savunan Bozgeyik, “Elektrik doğal gaz zammı daha faturaya yansımadı” dedi.

Haber Merkezi / Sosyal medya hesabından paylaşım yapan KESK Eş Genel Başkanı Bozgeyik, “Milyonlarca emekli yine açlığa mahkum edildi” diye yazdı. KESK’ten yapılan açıklamada ise “Sadaka değil hakkımızı istiyoruz” ifadeleri yer aldı. KESK’ten yapılan açıklama şöyle;

“2021 yılını geride bıraktık.  Ancak ne yazık ki yaşadığımız sorunları geride bırakmadık. 2021’de aralıksız devam eden zam yağmuru 2022’nin ilk dakikalarından itibaren zam kasırgasına dönüşmüştür.

Elektrikten doğalgaza, akaryakıt ürünlerinden ulaşıma yapılan fahiş zamlar hepimizin üzerine kabus gibi çökmüştür. İktidarın döviz kurunun düşmesi ile övündüğü koşullarda yapılan bu zamlarla ekonomik krizin yükü yine halka, emeği ile geçim mücadelesi veren milyonlara yıkılmaktadır.

Elektrikte %127, doğalgazda %25, vergi, resim ve harçlarda %36, halkın vergileri ile yapılan ve normal koşullarda ücretsiz olması gereken köprülerin geçiş ücretlerinde %25 oranında yapılan fiyat artışlarının adı Zam Değil, Zulümdür.

Buna rağmen yıl boyunca yaşanan zam yağmuru TÜİK vasıtası ile açıklanan resmi enflasyon rakamlarına yansımamıştır.

Bugün açıklanan TÜİK verilerine göre Aralık’ta genel enflasyon %13,58 artmıştır. Buna göre yıllık genel enflasyon %36,08, altı aylık enflasyon %25,4 olmuştur.

Bilindiği üzere kamu emekçileri ve kamu emekçisi emeklilerinin maaşları “toplu sözleşme” gereğince 2021 yılının ikinci altı ayı için yüzde 3 artırılmıştır. Buna göre Temmuz-Aralık arasını kapsayan altı aylık enflasyonun yüzde 3’ü aşan kısmı yani %22,4 kamu emekçilerinin ve emeklilerinin maaşlarına enflasyon farkı olarak yansıtılacaktır. Ardından söz konusu maaşlarda, 7. Dönem toplu sözleşme gereği Ocak ayından itibaren %5 artış yapılacaktır.

İktidar yanlısı medya hiç utanmadan, sıkılmadan “memura, memur emeklisine müjde, maaşlara %27,5 zam” manşetleri atmaya başlamıştır.

Evet, kamu emekçilerinin ve emeklilerinin maaşları Ocak ayından itibaren enflasyon farkı ve “toplu sözleşme” zammı ile %27,5 artacaktır. Ancak iğneden ipliğe zam kasırgasının sürdüğü mevcut koşullarda TÜİK tarafından açıklanan resmi enflasyon verilerinin kamu emekçileri, işçiler, emekliler başta olmak üzere halk nezdinde hiçbir karşılığı kalmamıştır.

Çünkü TÜİK çok uzun süredir emekçi kesimlerin maaşlarını, ücretlerini baskılamanın, düşük maaş-ücret politikasının aracı haline getirilmiştir.

Bir kez daha altını çiziyoruz. Bizi ezen suni rakamlardan ibaret TÜİK’in resmi enflasyonu değil hayatın gerçek enflasyonudur. Bizi ezen,  nefes almaz hale getiren iğneden ipliğe yapılan fahiş zamlardır.

Temel gıda maddelerinde sadece son bir ay içinde yaşanan artış 25’i aşmıştır. Son bir yılda yaşanan artış ise  %80’i bulmuştur.  Son bir yılda elektrik %155, doğalgaz %43 zamlanmıştır.

Dört kişilik bir ailenin hem açlık hem de yoksulluk sınırı son bir yılda yüzde 55 artmıştır. Açlık sınırı 4 bin TL’yi, yoksulluk sınırı 13 bin TL’yi aşmıştır.

Bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verilerine göre ise 2021 yılında tüketici enflasyonu yüzde 82,81 artmıştır.

Bekar bir çalışanın aylık yaşam maliyeti aralık ayı itibari ile 5 bin TL’ye dayanmıştır.  Sürekli övünülen asgari ücret zammı daha 20 gün geçmeden bekar bir çalışanın aylık yaşam maliyetinin altında kalmıştır.

Merkez Bankası aracılığı ile piyasaya milyarlarca dolar aktarılmasına rağmen yılın başında 7,37 TL olan dolar kuru bugün 13 TL civarında seyretmeye devam etmektedir.

2021 yılı başında 3 bin 932 TL olan en düşük kamu emekçisi maaşı ile 533 Dolar alınabiliyor iken, vergi kesintileri ile Aralık ayında 4 bin 120 TL’ye düşen söz konusu maaş ile bugün alınan dolara 220 birim azalarak 313 dolara inmiştir.

Akaryakıt, elektrik ve doğalgaz fiyat artışları ile yapılan bu zulmün birkaç gün içinde iğneden ipliğe her şeye yansıması kaçınılmazdır. Nitekim TÜİK rakamları bile Üretici Enflasyonun yıllık yüzde 80’e dayandığını göstermektedir.

Milyonlarca çalışan gibi kamu emekçileri de TÜİK vasıtası ile açıklanan sanal rakamların enflasyon diye yutturulmasından  bıkmıştır. Buna rağmen kara kışın ortasında bu hayat pahalılığı ve zam kasırgası içinde, kamu emekçilerinden ve emeklilerden daha fazla fedakarlık beklemek tek kelime ile aymazlıktır.

Tüm çalışanlar gibi kamu emekçileri de bu süreçte daha fazla yoksullaşmıştır.

KESK olarak yarın yapacağımız basın toplantısıyla Kamu Emekçilerinin Yoksullaşmasına ilişkin olarak yürüttüğümüz ARAŞTIRMANIN SONUÇLARINI kamuoyu ile paylaşacağımızı buraya not düşmekte fayda görüyoruz.

Dolayısıyla bu koşullarda altı milyon kamu emekçisi ve emeklisinin sahte verilerden türetilen enflasyon farkı ile çoktan kadük hale gelmiş toplu sözleşme artışları ile yetinmesi beklenemez.

2022-2023 yıllarını kapsayan “toplu sözleşme”  gittikçe artan hayat pahalılığı karşısında çoktan kadük olmuştur.

Bunun için:

  • Öncelikle emeği ile geçim mücadelesi veren tüm kesimlerin biraz nefes almasını sağlamak için son yapılan fahiş zamlar geri alınmalıdır.
  • Temel tüketim maddelerinde KDV sıfırlanmalıdır.

Kamu emekçilerinin ve emeklilerinin yıllardır artan kayıplarını gidermek için iki adımlı bir plan hayata geçirilmelidir.

  • İlk adımda kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaşları Ocak ayından itibaren en az asgari ücrete yapılan artış oranında, yani %50,4 oranında artırılmalıdır.
  • İkinci adımda mevcut “toplu sözleşme sistemi” derhal değiştirilmeli, grev hakkı ile tamamlanan evrensel gerçek toplu sözleşme sistemine geçilmelidir.
  • Bunun devamı olarak en geç üç ay sonra toplu sözleşme masası kurulmalıdır. Tüm tarafların ve bağımsız iktisatçıların katılımı ile dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı tespit edilmelidir.
  • En düşük maaşı alan, eşi çalışmayan, iki çocuklu kamu emekçisinin geliri maaş zammı, kira yardımı, ulaştırma yardımı, yemek yardımı gibi kalemlerde yapılan artışla tarafların birlikte belirlediği dört kişilik ailenin yoksulluk sınırı rakamının üzerine çıkarılmalıdır.
  • Tüm kamu emekçilerinin maaşları en düşük maaşı yoksulluk sınırı üzerine taşımak üzere yapılan artış oranında artırılmalıdır.

KESK olarak, tüm kamu emekçilerini insanca yaşamaya yetecek bir ücret talebine sahip çıkmaya, hayat pahalılığına,  adaletsiz vergi sistemine, yoksulluk, yolsuzluk ve israf düzenine karşı emeğin haklarını korumak için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.”

Paylaşın

Kovid 19’da Son Veriler Açıklandı: Günlük Vaka Sayısı 45 Bin Sınırında

Kovid 19’da son 24 saatte 44 bin 869 yeni vaka tespit edilirken, 160 kişi hayatını kaybetti. Verileri yorumlayan Bakan Koca, “Hijyen kurallarına uymalıyız. Aşı hatırlatma dozunu zamanında yaptırmalıyız.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin olarak yeni verileri yayınladı. Açıklanan verilere göre, son 24 saatte, 368 bin 913 test yapılırken, 44 bin 869 yeni vaka tespit edildi. 160 kişi hayatını kaybederken, 27 bin 492 kişi sağlığına kavuştu.

Bakan Koca’dan uyarı

Güncel verilerle ilgili değerlendirmesini sosyal medya hesabından paylaşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şu ifadeleri kullandı; NE YAPMALIYIZ? Havalandırması kısıtlı, kalabalık ortamlarda vakit geçirmemeliyiz. Maskeyi, bizi koruyacak şekilde takmalıyız. Sosyal mesafeyi, Omicron varyantının kolay bulaştığını bilerek ayarlamalıyız. Hijyen kurallarına uymalıyız. Aşı hatırlatma dozunu zamanında yaptırmalıyız.

Bakanlığın tablosuna göre Türkiye’de en çok aşılamanın gerçekleştirildiği Osmaniye’yi, Ordu, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Zonguldak ve Bartın takip etti. Bakanlığın tablosuna göre Türkiye’de en az aşılamanın gerçekleştirildiği Şanlıurfa’yı sırasıyla Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Elazığ takip etti.

Paylaşın

Arzu Çerkezoğlu: TÜİK Felaketi Gizleyemiyor

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon rakamları ile ilgili olarak açıklama yaptı.

Çerkezoğlu, “Aylardır Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı enflasyon verileri ülkemizin karşı karşıya olduğu ekonomik felaketi ortaya koydu. Emekçilerin yaşadığı reel gelir kaybı ve yoksullaşma gerçeklikten uzak olduğu için eleştirilen TÜİK’in verilerinde dahi gizlenemedi” dedi.

Çerkezoğlu, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

2021 yılı enflasyonu TÜİK tarafından yüzde 36,08 olarak açıklanırken, emekçilerin harcamalarının ağırlıklı bir bölümünü oluşturan gıdadaki enflasyon ise çok daha yüksek oranlarda tespit edildi. TÜİK’e göre 2005’te yüzde 4,9 olan gıda enflasyonu 2021’e gelindiğinde yüzde 43,8’e yükseldi.

TÜİK verileri esas alınarak DİSK-AR tarafından yapılan hesaplamalara göre, gelir düzeyi düştükçe gıda enflasyonunun da arttığı görüldü. En düşük gelirli yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 64,6, ikinci en düşük gelirli yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 56,4, emeklilerin gıda enflasyonu ise yüzde 55,8 olarak hesaplandı.

TÜİK’in resmi verileri esas alındığında dahi 2022 yılı için verilen asgari ücret artışı daha işçilerin eline geçmeden eridi. Son dört yılda da Aralık 2016 ile 2020 arasındaki resmi enflasyon yüzde 72,6 oranında artarken ortalama brüt işçi ücretleri 4 yılda yüzde 30,4 artmış, yani işçiler enflasyona ezdirilmişti. Bu “gelenek” 2021 yılında da bozulmadı. 2021 yılının TÜİK verilerine göre bile işçiler enflasyonun altında bir kez daha ezildi.

“Tarihte eşi benzeri görülmemiş bir yoksullaşma tehdidi ile karşı karşıyayız”

Yeni yılda yapılan zamlara da değinen Çerkezoğlu, şöyle konuştu:

2022’nin ilk saatlerinde elektrik ve doğalgaza yapılan, bu nedenle 2021 enflasyon rakamlarına yansımayan ve yüzde 125’leri bulan fahiş zamlar göz önüne alındığında, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir yoksullaşma tehdidi ile karşı karşıyayız.

Devleti yönetenler medyayı karşılarına alıp ‘negatif enflasyon’ gibi akıl dışı vaatlerde bulunurken, devletin resmi kurumlarının verileri ve faturalarımıza yapılan resmi zamlar onları her gün yalanlıyor.

‘Faiz düşürme’ iddiası ile propagandası yapılan ekonomi politikaları sonucunda hem faizler hem döviz kuru hem de enflasyon artmaya devam ediyor. Başkanlık rejimi Türkiye’yi ekonomik bir felakete sürüklerken, fatura yine emekçilere kesiliyor.
İktidar bu ağır ekonomik koşullarda geçim mücadelesi veren halkı korumak yerine, zenginleri, sermayeyi ve bankaları koruyor. ‘Kur Korumalı Vadeli Mevduat Hesabı’ gibi icatlarla bankalara ve zenginlere kaynak aktarılırken en ağır faturayı işçiler, emekçiler, emekliler, dar gelirli halkımız ödüyor.

“İnsanca yaşamak için acil tedbirler istiyoruz”

“Bizler, bu ülkenin tüm değerlerini üretenler olarak bu faturayı ödemeye mecbur değiliz” diyen Çerkezoğlu, şu ifadeleri kullandı:

Defalarca ifade ettiğimiz gibi bu ülkenin kaynakları bu ülkenin halkını insanca yaşatmaya yeterlidir. Yeter ki bu ülkenin kaynakları zengini zengin etmek için değil sosyal politikalar için kullanılsın.

İşçi sınıfını karakışta ağır bir geçim mücadelesine sokanlara bir kez daha sesleniyoruz. Soframızdaki ekmeği küçültmemizi, kışı titreyerek geçirmemizi tavsiye edenleri önümüze sürüp durmayın. Önlem alın! Geçinmek için, insanca yaşamak için acil tedbirler istiyoruz.

DİSK’in önerileri şöyle sıralandı:

Bütün ücretlere asgari ücret artış oranı kadar zam, bütün hanelere asgari gelir desteği.

İşçilerin vergi yükü azaltılsın. Asgari ücret sonrası ilk vergi dilimi oranı yüzde 10’a indirilsin. Vergiye esas tarife dilimleri en az yüzde 50 artırılsın.

Elektrik, su, doğalgaz ve internet faturalarına son 3 ayda yapılan tüm zamlar geri alınsın. Faturalar vergi ve kesintiden muaf tutulsun.

Gıda ucuzlasın, tüm gıda ürünlerinde ve temel tüketim mallarında KDV sıfırlansın.

En düşük emekli aylığı asgari ücretten az olmamak üzere emekli aylıklarına asgari ücret artış oranı kadar zam yapılmalı ve EYT’lilerin emeklilik hakkı verilsin.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu Ve Akşener’den ‘Derhal Seçim’ Çağrısı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, daha önce CHP’nin miting yapılmasına izin verilmeyen Mersin Cumhuriyet Meydanı’ndaki metro temel atma törenine katıldı. Kılıçdaroğlu ve Akşener, burada yaptığı konuşmalarda bir kez daha erken seçim çağrısında bulundu.

Törende Mersin’in düşman işgalinden kurtuluşunun anlam ve önemine ilişkin konuşma yapan Akşener, alandaki kalabalığa dikkat çekerek, “Bu kalabalığı daha önce toplayamayanlar vardı ne olacak şimdi?” diye sordu.

81 ilin 79’unu ziyaret ettiğini belirten Akşener, “Esnafıyla, işsiz genciyle, çiftçisiyle, atanamayan öğretmeniyle, 3600 ek gösterge sözü verilip yerine getirilememiş memuruyla, kendi çocuğu işsizken 5 maaş alan danışmanları duyarak kahrolan bir Türkiye ile karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni eleştiren Akşener, “İşsizliğin arttığı, çiftçi hiç gübre atamadı. Genç çocukların hayatını çaldılar. Öyle bir sistemle yönetiliyoruz ki. Bakanlar emir eli. Bu ülkenin hafızası gitti. Bundan büyük beka sorunu sizsiniz siz. Bu ülkede kimileri 50 puan alıp mülakatla geçiyorsa ülkede çok büyük sorun var demektir. Bu tek adam sistemini çok isteyen Erdoğan ve bu ucube sistemdir.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenen Akşener, “Burada bir miting yaptın. Gördük hep birlikte. Sonra Sayın Kılıçdaroğlu’nun mitingine izin vermediniz başka bir yerde oldu. Onu da gördük. Bu gün burada bu açılış için Mersinli’nin teveccühü var. Diyor ki Mersinli Sayın Erdoğan, ‘derhal seçimi getir ve sandığa teslim ol’ diyor. Mersinli burada Sayın Erdoğan, Mersinli bir mesaj veriyor. Meydandan insanlar sesleniyor.

Milletle ters düşe düşe, milletle bilek güreşi yapa yapa ayakta kalan bir siyasi olmamıştır. Tencerenin devirmediği bir iktidar da olmamıştır. Kadınların tencere kaynatmakta problemi var. Dolayısıyla kendileri çok tok olduğu için iki domates al diyorlar. Size iki domates ye diyenler, yarım simit ye diyenler kendileri ne yiyor? Bu düzene son vermek için. Bu harami düzeni helal oylarınızla sandıkta demokrasiyle attaya göndermek için derhal seçim, hemen seçim diyorum” şeklinde konuştu.

“Süleyman Şah türbesini tekrar topraklarımıza götüreceğiz”

Akşener’in ardından kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu, “Benim umudum sizlersiniz. Bu meydanda miting yapmamıza daha önce izin vermemişlerdi. Demek ki meydan dolabiliyor. Demek ki halk değişim istiyor. Seçim istiyor, hak, hukuk, adalet istiyor” diye konuştu. Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Millet İttifakı olarak İnşallah yeni bir başarıya daha imza atacağız. Süleyman Şah türbesini tekrar topraklarımıza götüreceğiz ve bayrağımız göndere çekeceğiz. Emeklinin, gençlerin, ev kadınlarının dertlerini biliyorum.

Bu ülke zengin, güçlü bir ülke. Sözüm söz Millet İttifakı olarak Samandağ’dan başlayıp Mersin’e kadar bütün bu havzayı Akdeniz’in en görkemli havzası haline getireceğiz. Göreceksiniz 5 yıl içinde İstanbul’un nüfusu 2,5 milyon azalacak.5 yıl içinde bu bölge, Adana, Mersin, Hatay’dan başlayarak bu bölge Akdeniz’in en görkemli bölgesi haline gelecek.

5 yıl içinde bu bölgede katma değeri yüksek ürünler üretilmeye başlanacak. Bu bölge, hem Afrika’nın, hem Avrupa’nın hem Uzak Doğu’nun hem de Kafkasların en güçlü merkezi haline gelecek. Bu bölgede bacalar tütecek. Kaynağımız var. Biz yandaşlara değil, vatandaşlara hizmet edeceğiz.”

“Tamamını kamulaştıracağız”

Soygun düzenine son vereceklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Hani var ya gitmediğiniz yollardan dolarla para, köprülerden geçiyorsunuz avrolarla paralar, hani varya 50 yıllık 70 yıllık garantiler… Bütün bunların tamamına Allah’ın izniyle Millet İttifakı sürecinde son vereceğiz, tamamını kamulaştıracağız.” diye konuştu.

Gençlere seslenen Kılıçdaroğlu, “Umutsuzluğa kapılmayacaksınız. Cumhuriyet tarihine çok değerli bir miras bırakacaksınız. Önünüze sandık gelecek ve ilk kez oy kullanacaksınız. İlk kez otoriter bir yönetimi demokratik yollarla değiştireceksiniz. Ve dünya siyaset tarihine çok önemli bir mirası sizler bırakacaksınız.

O nedenle bütün geçlere sesleniyorum. Sandığa gideceksiniz ve demokrasinin tarihini yazacaksınız. Dünya siyaset tarihine olağanüstü bir mirası sizler bırakacaksınız. Sandık gelecek mi? O soru da soruluyor. Gelecek efendim gelecek. Bugün olmazsa yarın gelecek.” dedi.

İki yılda içinde bütün Suriyelilerin memleketlerine gönderileceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bize güveneceksiniz. Asla ırkçılık yapmıyorum. Gelip gezebilirler asla sorun yok. Suriye ile de Mısır ile de barışacağız. Sadece iç politika da değil dış politikada da barışacağız. Türkiye kurucu ayalarına tekrar dönecek. Asla unutmayın sandık gelecek, oy kullanacaksınız.” şeklinde konuştu.

Paylaşın

Sigara Ve Alkolde ÖTV Yüzde 47,4 Arttı

Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi’ne (Yİ-ÜFE) göre güncellenen ilgili Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) listesi, Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının (GİB) internet sitesinde yayımlandı.

Bianet’te yer alan habere göre; Buna göre, alkollü içeceklerin ve tütün ürünlerinin asgari maktu ÖTV tutarı 6 aylık Yİ-ÜFE olan yüzde 47,4 oranında artırıldı. Sigara ve tütün ürünlerinin maktu vergi tutarlarında da aynı oranda artış oldu.

Biralarda ÖTV tutarı 2,39 liradan 3,52 liraya, şarap ÖTV’si 11,76 liradan 17,34 liraya, köpüklü şarap ÖTV’si 79,50 liradan 117,19 liraya çıktı.

Vergi uzmanı Ozan Bingöl, alkoldeki ÖTV artışına ilişkin Twitter hesabından şunları yazdı:

“Bir litre rakıda 326,99 TL olan ÖTV yüzde 47,4 artarak 481,98 TL olmuştur. Bu durumun toplum sağlığını korumak ile ilgisi kalmamıştır. Gelir odaklı bir vergileme yaklaşımı oluşmuş hatta alkolden alınan ÖTV, bir vergi politikası aracı olmaktan çıkıp yaşam tarzına müdahaleye dönüşmüştür!

“Bir litre rakıda (GTİP 22.08) bugün itibarıyla yeni ÖTV tutarı 481,98 liradır. Bu tutar rakının alkol derecesi ile çarpılıp bir litre rakıya uygulanan ÖTV bulunmaktadır. Örneğin yeni artış ile birlikte yüzde 45 alkol olan bir 100’lük rakıya uygulanacak ÖTV tutarı 216,89 TL olacaktır.”

1 paket sigaranın asgari vergisi 14,39 lira

Sigarada ÖTV, alkollü içkiden farklı olarak hem asgari maktu vergi hem de maktu vergi olarak hesaplanıyor. 1 adet sigarada 0,48 lira olan asgari maktu vergi; 0,7197 liraya çıkarken, maktu vergi tutarı da 0,48 liradan 0,7150 liraya yükseldi.

Böylece bir paket sigaradan alınan vergi tutarı ise 9,76 liradan 14,39 liraya yükselmiş oldu. Bir başka ifade ile sigaranın satış fiyatı ne olursa olsun 4,63 liralık artışla 1 paket sigaradan 14,39 lira vergi alınacak. Buna göre bir paket sigara en az 22,85 TL’ye satılabilecek.

Sigaranın ağırlığı yüzde 4,57

Alkollü içecekler ve tütün mamüllerinin enflasyon sepetindeki ağırlığı yüzde 4,88 seviyesinde bulunuyor. Bu oranını yüzde 4,57’sini sadece sigara oluşturuyor.

Son 5 yıl itibarıyla sigara ve alkollü içecekler grubunun enflasyon sepetindeki ağırlıkları şu şekilde:

  • 2017 – Yüzde 5,87
  • 2018 – Yüzde 5,14
  • 2019 – Yüzde 4,23
  • 2020 – Yüzde 6,06
  • 2021 – Yüzde 4,88

Alkollü İçecekler ve Tütün grubunda yer alan ürünlerin ayrı ayrı enflasyondaki ağırlıkları ise şöyle:

  • Rakı – Yüzde 0,1065
  • Viski – Yüzde 0,0209
  • Şarap – Yüzde 0,0264
  • Bira – Yüzde 0,1572
  • Sigaralar – Yüzde 4,5656

Temmuz-Aralık döneminde sabit kalmıştı

Haziran ayında yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla sigara ve alkollü içeceklerden alınan ÖTV Temmuz-Aralık ayı için sabit kalmıştı. Cumhurbaşkanı kararıyla ÖTV kanununun 12. maddesinde yer alan “ÖTV (III) sayılı listedeki mallar için belirtilen asgari maktu vergi tutarlarının ocak ve temmuz aylarında, TÜİK tarafından ilan edilen üretici fiyat endeksinde son 6 ayda meydana gelen değişim oranında, bu değişimin ilanı gününden geçerli olmak üzere yeniden belirlenmiş sayılacağına” yönelik hükmünün Temmuz-Aralık dönemi için uygulanmamasına karar verilmişti.

Fakat bu sefer Ocak ayı öncesinde böyle bir karar yayımlanmadı. İlgili kararın yayımlanması durumunda Ocak-Haziran dönemi için belirlenen yüzde 47,4’lük artışta düzenlemeye gidilmesi olasılık dahilinde. Böyle bir karar alınmaması durumunda ise bu artış oranı geçerli olacak.

Paylaşın

HDP’li Oluç: Faiz Takıntısı Sebep, Enflasyon Sonuç

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, gazetecilere yaptığı açıklamada, Yanlış ekonomi politikaları, yanlış tercihler ve faiz takıntısı. Hani faiz sebep enflasyon sonuç diyorlardı ya öyle değil. Faiz takıntısı sebep enflasyon sonuç. Durum karşımızda.” dedi.

HDP’li Oluç, açıklamasının devamında, “2021 yılının son günü elektrikten doğalgaza temel ihtiyaç maddelerinin tamamına yüzde 100’ün üzerinde zam yapıldı. Vahim bir tablo ile karşı karşıyayız.” ifadelerini kullandı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında enflasyon, son zamlar ve gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

Konuşmasına “Huzurlu bir yıl diliyorum ama huzur bırakmadı bu iktidar halkta” diye başlayan Oluç, TÜİK’in verilerinin gerçeği yansıtmamasına rağmen vahim olduğunu ifade etti:

“TÜİK aylık enflasyonu yüzde 13.58 olarak açıklandı. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise Aralık 2021 enflasyon verilerini yüzde 19,35 olarak açıkladı. TÜİK’ten 6 puan fazla.

TÜİK yıllık enflasyonu yüzde 36 olarak açıkladı. ENAG ise yıllık enflasyonu yüzde 82,81 olarak açıkladı. Yıllık enflasyon bazında TÜİK’in yalanının boyutu yüzde 50’ye varıyor.”

Oluç ekonomiye dair şunları söyledi:

“ÜFE’ye baktığımızda Aralık’ta yüzde 19,08’lik bir artış, 2021 yıllık artışı ise yüzde 79,89 yani yüzde 80’e varmış vaziyette. Enflasyon TÜİK’in üzerinde oynanmış verilerine rağmen bile 19 yıllık bir rekor kırdı.

En son Mayıs 2003’te TÜFE yüzde 30’un üzerinde çıkmıştı. Şimdi 19 yıl sonra, Mayıs 2003’ten bugüne yeni bir rekor kırılmış olmuş oldu.

Nisan 2001’de ise ilk kez aylık TÜFE yüzde 10’u aştı. Nisan 2001’den bu yana ilk kez aylık TÜFE yüzde 10’u aştı. Bu neden kaynaklanıyor?

Yanlış ekonomi politikaları, yanlış tercihler ve faiz takıntısı. Hani faiz sebep enflasyon sonuç diyorlardı ya öyle değil. Faiz takıntısı sebep enflasyon sonuç. Durum karşımızda.”

“Ekmek fiyatı yüzde 150 arttı”

2021 yılının son günü elektrikten doğalgaza temel ihtiyaç maddelerinin tamamına yüzde 100’ün üzerinde zam yapıldı. Vahim bir tablo ile karşı karşıyayız.

Bu kadar yüksek zamlar yapılmışken TÜİK yüzde 36’dan bahsediyor. Bu gerçek değil tabii ki biliyorsunuz.

TÜİK diyor ki Aralık’ta bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 53,66 ile ulaştırma, yüzde 43 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 40 ile ev eşyası fiyatları artmış. Ancak yıllık enflasyona yüzde 36 diyor.

Ekmek fiyatlarındaki bir yıllık değişime baktığımızda ortaya çıkan nedir biliyor musunuz, Ocak 2021’den bu yana yüzde 150 artış olmuş ekmek fiyatlarında. Un fiyatlarında yüzde 162 artış olmuş. Şeker fiyatlarında yüzde 95, sütte yüzde 25, kuru fasulyede yüzde 100, mercimekte yüzde 140, deterjanda yüzde 150, tuvalet kağıdında yüzde 128. Bütün bunlar bir yıllık artış fiyatları.

TÜİK ne diyor? Yüzde 36 arttı diyor. Yani hayali rakamlarla gerçekleri ters yüz etme peşindeler. Bu iktidar sonunda yanan ocakları söndürdü, kaynayan tencerelerin altını kıstı, ısınan hane bırakmadı, çocuklar yataklarına aç girmeye başladılar.”

“Elektrik yüzde 400, doğalgaz yüzde 147 arttı”

Enflasyon en adaletsiz vergidir, bunu biliyoruz. Asgari ücret zammı daha işçilerin emekçilerin eline geçmeden eridi bitti.

2018’den yani tek adam rejiminin başladığı günden bugüne kadar elektrik fiyatları yüzde 400, doğalgaz yüzde 147 artmış. Son zamlar bunlara dahil değil. En insafsızı son zamlar oldu. Artık elektrik ve doğalgaz lüks tüketim haline geldi. Tek adam yönetiminin maliyeti açlık yoksulluk ve adaletsizlik olarak ortaya çıktı.”

(Kaynak: bianet)

Paylaşın

Babacan: İktidar Artık Hiçbir Şey Vermiyor, Sadece Kepçeyle Alıyor

Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı enflasyon verilerine siyasi liderlerden sert tepkiler gelmeye devam ediyor. DEVA Partisi Lideri Babacan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Ama iktidar artık hiçbir şey vermiyor, sadece kepçeyle alıyor.” dedi.

Haber Merkezi / DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, sosyal medya hesabından; açıklanan enflasyon oranlarına tepki gösterdi. Babacan, şu ifadeleri kullandı:

“Rakamları Ayarlama Enstitüsü, nam-ı diğer TÜİK, enflasyon oranını açıkladı. Yeni yılın ilk sabahı uyandığımız zamların yakınından bile geçmiyor. Daha evvel çay kaşığıyla verip kepçeyle alıyor demiştim. Ama iktidar artık hiçbir şey vermiyor, sadece kepçeyle alıyor.”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıdaroğlu, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

“TÜİK yıllık tüketici enflasyonunu yüzde 36,08 seviyesinde ilan etti. Makyajladıkları rakamlarda bile üretici enflasyonu yüzde 80’e dayanmış. Bu daha az üretim, daha fazla hayat pahalılığı demek. Ey Saraydaki ekonomi dehası, dokunduğun her şeyi eline yüzüne bulaştırdın!

Bu arada metal sanayicileri, emekçilere %17 zam teklif etmişsiniz. Bu TÜİK’ten bile beter teklifinizi not ettik. Köleniz değildir emekçiler, bu gayriciddi tavrınızdan hemen vazgeçin ve emekçilerin alın terlerinin karşılığını verin. Pazarlıkları yakından izliyoruz, bilginiz olsun.”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, sosyal medya hesabı üzerinden TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarını yorumladı. Davutoğlu şunları söyledi;

“Hani faiz sebep, enflasyon neticeydi? Mızrak çuvala sığmıyor; TÜİK bile yıllık enflasyonu %36 açıklıyor, gerçek enflasyon ise bunun iki katından fazla. Acilen dünyada eşi benzeri olmayan cahil ekonomi deneyinize son verin. Derdimiz Geçim, Çözüm Seçim.”

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, TÜİK’in enflasyon verilerine ilişkin olarak, “İktidarın sebep olduğu yıkımı artık TÜİK bile perdeleyemiyor!” değerlendirmesini yaptı.

SP Lideri Karamollaoğlu Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “İktidarın sebep olduğu yıkımı artık TÜİK bile perdeleyemiyor! TÜİK’in sipariş usulü hazırladığı verilere göre dahi; 20 yılın en yüksek enflasyonunu gördük. İktidarın 85 milyon üzerinde yaptığı ekonomi deneyi, ülkemizi uçuruma sürüklüyor! Bu akıl dışı ekonomik deney bir kez daha göstermiştir ki; Ak Parti sebep, yüksek enflasyon sonuçtur!” ifadesini kullandı.

Paylaşın