TTB’den Erdoğan’a Yanıt: Her Uyarımızda Haklı Çıktık

TURCOVAC aşısıyla ilgili eleştirileri nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “sahtekarsınız, yalancısınız” diyerek hedef aldığı Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi açıklama yaptı.

Aşının salgındaki en önemli araç olduğunu ifade eden TTB,  aşı çalışmalarını desteklemeyi ise toplumsal ve bilimsel bir sorumluluk olarak gördüklerini bu nedenle aşı karşıtlarını hedefi dahi olduklarını belirtti. “TTB’nin Türkiye’deki aşı çalışmaları için de tutumu çok nettir ve tek önceliği bilimdir” vurgu yapılan açıklama özetle şöyle:

TTB bu tutumu nedeniyle bilimsellik ve toplum sağlığı gibi kaygıları olmayan aşı karşıtlarının hedefi dahi olmuş; iktidar bu çevrelere sürekli sessiz kalmıştır.

TTB aynı bilimsel ve toplumsal sorumluluğu, pandemi sürecinin şeffaf veriler ışığında sağlığın tüm bileşenleriyle yürütülmesi gerektiğini dile getirirken de taşımaktadır. Tüm uyarılarımız toplum sağlığı içindir. Sağlık Bakanlığı ve toplum da görmüştür ki TTB her uyarısında haklı çıkmaktadır: Çünkü tek referansı bilimdir.

“Bilimsel verileri istemek görevimiz”

TTB’nin kamuoyu araştırmalarında en güvenilir kurumlar arasında ilk sıralarda yer almasını sağlayan da bu tutumudur. COVID-19’a karşı olumlu etkisinin bulunmadığı anlaşılan hidroksiklorokin ilacının ısrarla dağıtılmaya devam edilmesine karşı uyarımız bu örneklerden yalnızca bir tanesidir.

Pandemi döneminde de aynı bilimsel hassasiyeti korumamız ve bilimsel verileri toplum adına talep etmemiz hekimlik görevimizdir. TTB’nin Türkiye’deki aşı çalışmaları için de tutumu çok nettir ve tek önceliği bilimdir.

Aşıları incelememizdeki temel kaynağımızın menşei, üretildiği ülke ve kullanılan teknik değil; Faz 3 ön verilerinin sonuç raporu ve yayımlanmış bilimsel değerlendirmeler olduğunu bundan bir yıl önce Sputnik V aşısı hakkında da belirtmiştik.

“Acil Kullanım Onayı almalı”

Bir kez daha hatırlatmak isteriz: ‘Türkiye’de üretilen bir aşının sadece ülkemizde değil dünyada da pandemiyi kontrol altına alma ihtimali, sevinçle karşılayacağımız bir durumdur.

Ancak bunu yapmak için henüz uluslararası bilimsel hakemli bir dergide yer almayan Faz 3 çalışmalarının bilimsel ortamlarda değerlendirilmesi, ardından fazların sonuçları ve bilimsel verilerinin paylaşılması gerekmektedir. Tüm bu sürecin ardından Acil Kullanım Onayı alınmalıdır’

“Hıfzıssıhha Enstitüsü neden kapatıldı?”

Yine ‘TTB’den Refik Saydam Hıfzıssıhha Kurumu’nun Yeniden Açılması Çağrısı’ açıklamamızda da belirttiğimiz üzere ‘Pandemide yaşadığımız bu zorlukları bir daha yaşamamak için yabancı sermayeye bağımlı olmadan kendi aşımızı kendimiz üretebilmeliyiz’

Ancak açıklamamızda da sorduğumuz soruyu bir kez daha iktidara soruyoruz: Zamanında aşıları üreten ve ürettiği aşıları dünyaya ulaştıran bir ülke iken ve bunda Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün rolü de çok büyükken, Hıfzıssıhha Enstitüsü neden kapatılmıştır?

TTB, aşı çalışmalarına ve buna emek veren tüm bilim insanlarına minnettardır. Ancak iktidarın bu süreçteki tutumu ne yazık ki pandemideki tutumundan farksız ve şeffaflıktan uzaktır. İktidarın aşı konusunda da şeffaflıktan uzak bu tutumu ne yazık ki insanlarda ‘aşı tereddüdü’ oluşturmaktadır.

Talebimiz çok açık ve nettir: İnsanların daha fazla aşı tereddüdü yaşamaması için tüm aşı çalışmaları ile ilgili verileri hızla kamuoyuyla paylaşın. Süreci tüm sağlık örgütleriyle birlikte yürütün; hızlı ve etkin bir aşılama programı oluşturun.”

Erdoğan ne demişti?

Dün (8 Ocak) Karaman-Konya hızlı tren hattı açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TURCOVAC aşısıyla ilgili gerekli çalışmanın yapılmamasını eleştiren Türk Tabipleri Birliği’ni (TTB) hedef aldı.

Erdoğan, “Yalan dolan hepsi bunlarda. Şimdi bunların bir de Tabipler Birliği var. Ya bunlar ne kadar yalancı ne kadar cambaz ya. Erciyes Üniversitesi, büyük bir kadroyla TURKOVAC aşısını üretiyor, icat ediyor. Adamlar ‘Böyle bir şey yok’ diyor. Siz ne sahtekarsınız, ne yalancısınız ya” dedi.

Paylaşın

18-24 Yaş Cumhurbaşkanlığı Sistemini ‘Başarısız’ Buluyor

Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi, gündemdeki gelişmeler ve seçmen eğilimine dair ülke genelinde araştırmanının sonucu açıkladı. Araştırma 28 Aralık 2021-2 Ocak 2022 tarihleri arasında İstanbul, İzmir, Ankara, Konya, Samsun, Trabzon, Bursa, Muğla, Antalya, Adana, Mersin, Erzurum, Ağrı, Kars, Diyarbakır, Urfa, Mardin, Batman, Van ve Siirt’te yapıldı.

Araştırmaya katılanlara ilk olarak, “Sizce Türkiye’nin En Önemli Sorunu Nedir?” sorusu yöneltildi. Ankete katılanların 65,6’sı “Ekonomik Kriz/İşsizlik”, yüzde 12,5’i “demokrasinin olmayışı”, yüzde 9,9’u “Cumhurbaşkanlığı sistemi”, yüzde 5,6’sı “Hukuk Sisteminin Mevcut Durumu”, yüzde 5,3’ü “Kürt sorunu” yanıtını verdi.

Görüşmecilerin yüzde 60’ı “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini Başarılı Buluyor Musunuz?” sorusuna “başarısız bulduğu” cevabını verdi.  Yüzde 24,3’ü “başarılı bulduğunu” söylerken, yüzde 15,7’si ise “kararsız” olduğunu belirtti.

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin başarısız” bulanların yüzde 72.8’i erkek görüşmecilerden oluşuyor. Kadın görüşmeciler, erkek görüşmecilere oranlar “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini başarılı” buluyor. İlk defa oy kullanacak olan 18-24 yaş grubu da diğer yaş gruplarına oranla daha “çok başarısız” bulduğunu belirtiyor.

“Hükümetin Son Ekonomi Politikasının Ülkeyi Ekonomik Krizden Çıkaracağına İnanıyor Musunuz?” sorusuna görüşmecilerin yüzde 25,9’u “İnanıyorum”, yüzde 20’si “Kararsızım” ve yine yüzde 54,1’i “İnanmıyorum” dedi. Hükümetin ülkeyi krizden çıkaracağına inanmayanlar oranı en çok  “erkek katılımcılar ile 18-24 yaş grubundan” oluşuyor.

“Türkiye’nin İçinde Bulunduğu Mevcut Koşulları Göz Önünde Bulundurduğunuzda, Erken Bir Genel Seçime Gidilmesi Gerektiğini Düşünüyor Musunuz?” sorusuna katılımcıların; yüzde 56,9’u “Evet” derken, yüzde 24,2’si “Hayır” yanıtını verdi.

“Mevcut Durumda Var Olan İttifaklara Oy Verir Misiniz?” sorusu yöneltilen katılımcıların; yüzde 33,3’ü “Cumhur İttifakına Oy Veririm”, yüzde 32,7’si “Millet İttifakına Oy Veririm” derken, yüzde 13,2’si “Kararsızım” yüzde 12,5’i “Oy Verdiğim Parti İçinde Olursa Ancak Oy Verebilirim”, yüzde 8,3’ü “Hayır, Hiçbir Koşulda Oy Vermem” dedi.

“24 Haziran 2018’de Gerçekleşen Genel Seçimlerde Hangi Partiye Oy Verdiniz?” sorusuna araştırma grubunun yüzde 37’si “AKP”, yüzde 22,9’u “CHP”, yüzde 13,2’si “Oy Kullanmadım” yüzde 9,1’i “İYİ Parti”, yüzde 8,5’i “HDP”, yüzde 7,3’ü “MHP cevabını verdi.

“Bu Pazar Bir Genel Seçim Olursa Hangi Partiye Oy Verirsiniz?” sorusuna ise; yüzde 27’si “AKP”, yüzde 22,9’u “CHP”, yüzde 11,9’u “Kararsızım”, yüzde 10,3’ü “İYİ Parti”, yüzde 9,4’ü “HDP”, yüzde 6,3’ü “MHP”, yüzde 5,7’si “Oy Kullanmayacağım”, yüzde 2,9’u “DEVA Partisi”, yüzde 2,1’i “Gelecek Partisi”, yüzde 0,7’si “Saadet Partisi” dedi.

Sonuç

Araştırmaya göre; AKP’ye daha önce oy verenlerde 10 puanlık bir düşüş var. Ayrıca en çok kararsız seçmen de  AKP’de yer alıyor.

Yine cinsiyete karşılaştırmasında geçen seçimde AKP’ye ağırlıklı kadınlar oy verirken, bu pazar seçim olsa AKP’ye yine kadınların erkeklerden daha fazla oy verdiği görülse de  önemli bir düşüş de yaşanıyor. İlk defa oy kullanacakların içinde yer aldığı 18-24 yaş grubu içinde de CHP’nin öncelikli olarak tercih ediliyor.

“Oy kullanmayacağım” ve “kararsızım” yanıtları oransal olarak dağıtıldığında  AKP yüzde 32,8,  CHP yüzde 27,8,  İYİ Parti yüzde 12,5, HDP yüzde 11,5,  MHP yüzde 7,6, DEVA Partisi yüzde 3,5,  Gelecek Partisi yüzde 2,5,  Saadet Partisi yüzde 0,8. oldu.

Ankette, “kararsızım” yanıtını veren katılımcıların yüzde 38,1’i kararsız olma nedenini “Partilerin Politikalarını Görmek Lazım” sözüyle tariflerken, yüzde 22’si “Siyasi Partilere Güvenmiyorum”, yüzde 20,2’si “Partiler Hakkında Bilgim Yok”, yüzde 19,7’si ise “Ekonomik Krizden Dolayı” şeklinde açıkladı.

(Kaynak: bianet)

Paylaşın

Doğalgazda Kademeli Tarife Kurnazlığı

Doğalgazda konut abonelerine yönelik uygulanması planlanan kademeli tarifeyle ilgili yazılı açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, “Kademeli tarifeyi elektrikte kademeli zamma dönüştüren AK Parti iktidarı; doğalgazda da benzer bir zam hazırlığı yapmaktadır” dedi.

Haber Merkezi / Doğalgazda kademeli tarife uygulanmasına ilişkin TBMM’ye sunulan yasa teklifi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildiğini belirten CHP’li Akın, açıklamasın devamında şu ifadeleri kullandı;

“Yasa teklifine göre BOTAŞ’a bölgesel ve iklimsel koşullar dikkate alınarak il veya bölge bazında kademeli doğalgaz satış fiyatı uygulama yetkisi verilmektedir. İktidar sözcülerinin yarattığı “az tüketen az ödeyecek” algısının elektrikteki kademeli zam kurnazlığıyla gerçeği yansıtmadığı ortadadır. İktidar elektrikte asgari tüketimin altında bir kademe belirlemiş, üstelik ilk kademeye yüzde 52 oranda zam yapmış, ikinci kademedeki zam oranı ise yüzde 127 olarak ayarlanmıştır. İktidarın önce algı yaratarak sonra kademeli tarifeyi sosyal tarife yerine kademeli zamma dönüştürmesi bütün mesken abonelerine istisnasız zam olarak yansımıştır. Elektrikteki kademeli zam uygulamasının bir benzerinin doğalgaz tarifesinde de yapılmak istendiği yasa teklifinin etki analizden anlaşılmaktadır.

Doğalgazda kademeli tarife için BOTAŞ’a yetki veren yasa teklifi için gerçekleştirilen etki analizine göre doğalgazdaki kademeli tarife uygulamasıyla konut abonelerinin doğalgaz tüketiminde tasarrufa yönelecekleri ve konutlarda doğalgaz tüketiminde bir düşüş yaşanacağının öngörüldüğü belirtilmektedir. Etki analizinde meteorolojik koşullara bağlı olmakla beraber doğalgaz sarfiyatında yüzde 15 düzeyinde tasarruf neticesinde 2,5 milyar metreküp düşüşün beklendiği belirtilmektedir. Yasa teklifinin etki analizine göre konut abonelerinin yüzde 15 düzeyinde daha az doğalgaz tüketmelerinin amaçlanması temel bir ihtiyaç olan ısınmadan tasarruf anlamına gelecektir. Vatandaşlarımız zaten ısınma ihtiyaçlarını yüksek faturalar nedeniyle tam karşılayamazken, yüzde 15 tasarruf hedefi ısınmanın artık temel bir ihtiyaç olmaktan çıkıp, lüks bir hizmete dönmesi anlamına gelecektir.

“Kademeli tarife zam kurnazlığına dönüştürülmemeli”

Doğalgaz konut tarifesine henüz bu ayın başında gelen yüzde 25 oranındaki zammın ardından vatandaşların tüketimlerini daha da azaltılmasının hedeflenmesi tam bir akıl tutulmasıdır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in yüksek faturalar karşısında vatandaşa kombiyi kısmaları yönünde verdiği önerinin yanı sıra doğalgaza yeni bir zammın yapılması nedeniyle vatandaşlarımız artık kombiyi kapatmak zorunda kalacaktır. Isınma temel bir ihtiyaçtır. Isınma amaçlı kullanılan doğalgaz her ilde farklı iklim koşulları nedeniyle değişiklik gösterebilir. Ancak insanın sağlığı ve rahatlığı için ideal kış aylarında ideal ev sıcaklığının 23 ya da 24 derece olması gerekmektedir. İktidarın bu insani koşulları ve bilimsel verileri dikkate alarak kademeli tarifeyi zam kurnazlığına dönüştürmemesi gerekmektedir.”

Paylaşın

SP Lideri Karamollaoğlu Hastaneye Kaldırıldı

4 Ocak’ta yeni tip koronavirüs (Kovid 19) testi pozitif çıkan Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun doktorların tavsiyesiyle tedbir amaçlı hastaneye yatırıldığı duyuruldu.

Haber Merkezi / SP Lideri Karamollaoğlu’nun durumuna ilişkin partiden yapılan açıklamada, “Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu’nun bugün kontrol amaçlı gittiği Ankara Şehir Hastanesine, doktorlarının tavsiyesi üzerine tedbir ve tedavi amacıyla yatışı gerçekleştirilmiştir. Tedavisine bir süre burada devam edilecek olan Genel Başkanımızın sağlık durumu iyidir” ifadeleri kullanıldı.

Temel Karamollaoğlu kimdir?

Türk siyasetçi, mühendis ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 7 Haziran 1941 tarihinde Kahramanmaraş’ta dünyaya geldi. Babası öğretmen olan Temel Karamollaoğlu, babasının görevi nedeniyle ilk ve orta öğrenimini çeşitli illerde tamamladı.

İngiltere Manchester Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Enstitüsü tekstil teknoloji bölümü mezunu olan Temel Karamollaoğlu, evli ve beş çocuk babasıdır. Eğitiminin ardından Sümerbank’ta proje mühendisi olarak iş hayatına başlayan Temel Karamollaoğlu, sonrasında Devlet Planlama Teşkilatı’nda görev aldı.

İyi derecede İngilizce bilen Temel Karamollaoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teşvik ve Uygulama Genel Müdürü olarak da görev aldı. Siyasete atılan Karamollaoğlu, 2016 yılında Saadet Partisi genel başkan adaylığına seçildi. 2018 yılında cumhurbaşkanlığına adayı oldu ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 443.704 oy aldı.

Paylaşın

Akaryakıta Son Bir Yılda 46 Kez Zam Geldi

Akaryakıt fiyatları son bir yılda adeta uçuşa geçti. Zamlara yetişemeyen otomobil sahipleri araçlarına binemez oldu. Zamlardan özellikle servisçi, dolmuşçu, otobüsçü, kamyoncu, taksici esnafıyla çiftçiler de büyük zarar gördü.

Sözcü’de yer alan habere göre; Geçen yıl 8 Ocak tarihinde benzinin 1 litresi 7.25 liraya satılıyordu. O tarihte hükümet enflasyonla mücadeleyi önemsediği için fiyatlar artmasın diye kur ve petrol fiyatlarından kaynaklanan zamları Özel Tüketim Vergisi’nden (ÖTV) karşılayıp pompa fiyatlarına zam olarak yansımasını önlüyordu. Aynı tarihte motorinin litresi 6.6 lira, LPG de sadece 4 liraydı.

Ancak faizleri düşürme politikasına geçilip enflasyon hedefi rafa kaldırılınca kur uçtu. Kurla birlikte akaryakıt ürünlerine de birbiri ardına zam gelmeye başladı. Öyle ki, eşel mobil sistemini uygulamaya yetecek ÖTV payı kalmadı. Kur ve petrol artışı kaynaklı tüm zamlar direkt pompa fiyatlarına yansımaya başladı. Sonuçta 8 Ocak 2022 tarihine gelindiğinde benzinin litresi 13.56 liraya fırladı. Motorin 13.69 liraya, LPG 9.06 liraya çıktı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu sosyal medya hesabından akaryakıt zamlarına ilginç bir eleştiri getirdi. Karamollaoğlu, “Akaryakıta son bir yılda 46 kez zam geldi ve eskiden kuruş kuruş gelen zamlar artık lira lira geliyor. Hükümet, ardı ardına akaryakıta getirdiği zamlarla büyükşehirlerdeki trafik sorununu çözecek gibi görünüyor” dedi.

1 depo benzin 814 liraya çıktı

Geçen yıl 8 Ocak’ta 60 litrelik 1 depo benzine 435 lira, motorine 396 lira, LPG’ye 240 lira ödemek yetiyordu. Bu yıl 8 Ocak’ta 1 depo benzin 814 liraya, motorin 822 liraya, LPG 543 liraya fırladı. Zamlara yetişemeyen otomobil sahipleri araçlarına binemez oldu. Zamlardan özellikle servisçi, dolmuşçu, otobüsçü, kamyoncu, taksici esnafıyla çiftçiler de büyük zarar gördü.

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu ‘Millet İttifakı’nın Adayını Tarif Etti

Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayıyla ilgili konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Bu kişinin toplumun tanıdığı bir isim olacağını belirten ana muhalefet partisi lideri, “Devleti çok iyi bilmesi lazım, devlet aklını bilmesi lazım” ifadelerini kullandı.

Gerçek Gündem’de yer alan habere göre; Seçimler normal zamanında yapılırsa Türkiye, 2023 yazında sandık başına gidecek. Ancak muhalefet ekonomideki krizi de kaldıraç olarak kullanarak sandığın bu yıl bitmeden halkın önüne konmasını istiyor.

İlginçtir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Karaman’da yaptığı konuşmada seçimin yine bir buçuk yıl sonra zamanında yapılacağını söylerken açılışa katılan AKP’lilerden daha şimdiden kapı kapı gezmelerini isteyerek bir erken seçim ihtimalini de aklında tuttuğunu ortaya koydu.

Peki o seçimde kimler yarışacak? Cumhur İttifakı’nın adayının mevcut cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli sık sık hatırlatıyor. Erdoğan’ın da buna itirazı olmadığı en azından şimdilik açık. O halde Millet İttifakı’nın adayı kim olacak? Muhalefetteki ittifakın ortaklarından Meral Akşener, hedefini başbakanlık olarak belirleyince gözler Cumhuriyet Halk Partisi’ne çevrildi. CHP’de Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş ile birlikte ağırlıklı olarak konuşulan üç isim den genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu, dün Habertürk’te Fatih Altaylı’nın programı Teke Tek’te bu soruya muhatap oldu.

CHP Genel Başkanı, ‘‘Cumhurbaşkanı adayını ben değil, Millet İttifakı belirleyecek. Millet İttifakı’nın belirleyeceği bir aday hakkında ‘Beyler bizim adayımız budur’, ‘ben adayım ya da öbürü adaydır’ diye açıklama yapmam doğru olur mu? Olmaz. Bizim ittifak anlayışımızda büyüklük küçüklük yoktur. Eşitler arasında ilişki vardır. Bizim oyumuzun fazla olması, mecliste grubumuz olması yeni katılan partilerinin mecliste grubu olmamasının önemi yok. Beraber oturur konuşuruz’’ dedi.

CHP lideri, adayı bugünden açıklanması talebinin tuzak olduğunu düşünüyor ve ittifakın ortak kararının adayı şekillendireceğinin altını çiziyor:

‘‘Herkes bir şey yazıyor bir şey söylüyor. İşin doğrusu şu. İki konuyu gündeme almamız lazım. Bir, cumhurbaşkanı adayı nasıl olmalı? İki, cumhurbaşkanı adayını nasıl belirleyeceğiz? Nasıl belirleyeceğimiz gayet basit. İttifakı oluşturan bileşenler bir araya geleceğiz, üzerinde tartışacağız; ‘Ali mi olsun veli mi olsun.’ Baştan beri öngördüğümüz ve sağlıklı bir şekilde götürdüğümüz olayı tuzla buz edelim isteniyor Biz neden bu tuzağa düşelim? Bir araya geleceğiz hep beraber oturacağız bir aday üzerinde karar kılacağız.’’

“Olay cumhurbaşkanı olayı değil, olay sistem olayı”

Tam da bu noktada Kılıçdaroğlu’nun sözünü kesen Fatih Altaylı, ‘‘Herkesin kafasında bir aday olacak?’’ diye sorarak bu tartışmanın nasıl yapılacağını sormak istedi ancak CHP lideri, ‘‘Nereden biliyorsunuz herkesin kafasında bir aday olduğunu ya herkesin kafasında bir aday varsa’’ yanıtını verdi. Altaylı, ‘‘Kim o aday?’’ diye sorarak yeniden o ismi almak için hamle yaptı. CHP Genel Başkanı, ‘‘Ben bilmiyorum. Fatih Bey. Ben diğer liderler adına konuşursam en büyük haksızlığı yapmış’’ diyerek asıl mesajını gündeme getirdi. Kılıçdaroğlu ısrarla isimden çok adayın niteliğini tartışmak ve o nitelikleri temsil edecek adayın Millet İttifakı’nın adayı olmak hususunu vurguluyor.

CHP lideri, ‘‘Adayın nitelikleri ne olmalı? Devleti çok iyi bilmesi lazım, devlet aklını bilmesi lazım.  Örnek olması lazım, verdiği sözün arkasında lazım. Yetkiyi verdik, cumhurbaşkanı seçildi. ‘Nereden çıktı bu güçlendirilmiş parlamenter sistem?’, dememesi lazım. Devleti tanımak şu açıdan önemlidir. Devletin ilişkileri karmaşıktır. Sizin neyi nasıl yapacağınız, öncelikleriniz ne olduğu bilinmeli. Biz gittik oturduk oraya. Bugünden ne yapacağımızın temel normlarını belirlememiz lazım. Olay cumhurbaşkanı olayı değil, olay sistem olayı. Biz bu sisteme devam edecek miyiz etmeyecek miyiz? Sisteme edecekseniz Erdoğan var zaten, etmeyecekseniz onun karşısında oturan kişi var. Onun karşısındaki kişi devletin sigortası olacak.  Şu anda devletin sigortası yok. Olayı isme indirgerseniz en büyük hatayı yapmış olursunuz. Bizi isim mi kurtaracak sistem mi kurtaracak? Sistem kurtaracak. Kim olursa kazanır. Sen bu sistemi istiyorsan ona oy ver, istemiyorsan onu göster. Biz kimi gösterirsek kazanır’’ diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Sonrasında da Millet İttifakı’nın adayının toplumun tanıdığı bir isim olacağını ifade etti.

Paylaşın

Babacan’dan ‘Zamanında Niye Konuşmadın?’ Eleştirilerine Yanıt

“Zamanında niye konuşmadın?” eleştirilerine yanıt veren DEVA Lideri Babacan, “Özeleştiri diyorlar ya, işin içindeyken yapmışız. Zamanında arkadaşlarımızla beraber gidişatı değiştirmek için çok şey yaptık ama her defasında yapmak istediğimiz düzgün işleri engellemeye çalıştılar.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / “Rahmetli Özal’ın ‘Kendini uyanık zannedenlerin dalaveresi’ dediği ‘Dövize Çevrilebilir Mevduat’ uygulamasını getirip, yeni bir şeymiş gibi bugün ‘Dövize Endeksli Mevduat’ diye tekrar uygulamaya başladılar” diyen Babacan, iş başına gelir gelmez bu uygulamayı durduracaklarını belirtti.

Babacan, “Mevsimlik işçi gibi durmadan Merkez Bankası başkanını değiştirerek istikrar sağlayamazsınız. İpe sapa gelmez ekonomi teorileri deneyerek, halkımızın tertemiz dini duygularını istismar ederek güven sağlayamazsınız. Bu milleti kutuplaştırarak, bölerek, tehdit ederek istikrar sağlanmaz. İstikrarın parolası hukuktur, özgürlüktür. Temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, hukukun üstünlüğüne dayanan bir sistemdir. Kararların ortak akıl ve istişareyle alındığı, sadakatin değil liyakatin işlediği bir yönetim anlayışıdır.” ifadelerini kullandı.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İstanbul’da partisinin Beşiktaş ilçe kongresinde konuştu. Babacan şu ifadeleri kullandı:

“Enflasyonu da faizi de kuru da tek haneli düşük seviyelere getireceğiz. Krizlerin ortağı Bahçeli’nin ortak olduğu, bir gecede 20 bankayı batıran, gecelik faizlerin yüzde 7500’leri gördüğü o 2001 krizinden ülkemizi nasıl çıkardıysak, bu krizden de çıkaran yine bizler olacağız. Şimdi daha iyisini yapacağız. Hem de çok daha güçlü bir ekiple, bu sefer DEVA kadrolarıyla yapacağız.Biz daha asıl eserimizi yazmadık. DEVA Partisi’yle bu ülkenin kaderine damga vuracağız.

Ekonomiyi tamamen dolarize edecek hatalara yuvarlandılar. Rahmetli Özal’ın ‘Kendini uyanık zannedenlerin dalaveresi’ dediği ‘Dövize Çevrilebilir Mevduat’ uygulamasını getirip, yeni bir şeymiş gibi bugün ‘Dövize Endeksli Mevduat’ diye tekrar uygulamaya başladılar. İş başına gelir gelmez ilk yapacağımız işlerden bir tanesi bu uygulamayı anında durdurmak. Tabii ki devlette devamlılık esastır, devletin sözü sözdür. Önceki hükûmetler döneminde de olsa, özellikle ekonomik alanda bazı şeylerin altına imza atıldıysa, o taahhütlerde devamlılık esastır. Tabii ki yargı yolu açıktır, idari denetim yapılacaktır, Meclis denetimi yapılacaktır. Ama yanlışların uygulanmasına, yeni yanlışlara izin vermeyiz.

Anayasa Mahkemesi kararlarına saygı duymazsanız; güven, istikrar olmaz. Kendi ülkenizde imzalanmış, adı dahi İstanbul olan uluslararası sözleşmeden bir gece yarısı keyfiniz istedi diye çıkarsanız, güven de istikrar da olmaz. AİHM kararlarına uymazsanız istikrar olmaz. Mevsimlik işçi gibi durmadan Merkez Bankası başkanını değiştirerek istikrar sağlayamazsınız. İpe sapa gelmez ekonomi teorileri deneyerek, halkımızın tertemiz dini duygularını istismar ederek güven sağlayamazsınız. Bu milleti kutuplaştırarak, bölerek, tehdit ederek istikrar sağlanmaz. İstikrarın parolası hukuktur, özgürlüktür. Temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, hukukun üstünlüğüne dayanan bir sistemdir. Kararların ortak akıl ve istişareyle alındığı, sadakatin değil liyakatin işlediği bir yönetim anlayışıdır.

Hakkı yenenin hakkını iade edeceğiz. Yasakları kaldıracağız. Ekonomi yönetiminde ortak akıldan ve bilimden şaşmayacağız. Ülkemizde köklü bir eğitim ve hukuk reformu yaparak ekonomimizi büyüteceğiz. Ekonomini büyütmenin yolu sadece ekonomi politikalarından geçmez. Adaleti, hukuku yerle bir ettiyseniz, demokrasiyi işletmiyorsanız o ülkede sağlam bir ekonomiyi asla inşa edemezsiniz. İşte buna kafaları basmıyor. Üç-beş kişinin parasına para kattığı devri sona erdireceğiz, topyekûn zenginleşeceğiz.”

“Özeleştiriyi işin içindeyken yapmışız”

“2023 hedeflerine ulaşmak için neler yapmamız gerektiğini, bazı konularda adım atmazsak o hedeflerin hayal olacağını anlatmıştım” diyen Babacan, 2012 yılında düzenlenen Uludağ Ekonomik Zirvesi’nde “Böyle bir işgücü yapısıyla 25 bin dolarlık millî gelire ulaşmamız bir hayal. Bu kadar düşük bir eğitim seviyesiyle o kadar yüksek bir kişi başı düşen millî gelir mümkün değil. Gerçek anlamda hukuk devleti olamayan bir Türkiye’nin dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olması da yine hayal.” ifadelerine yer verdiği bir konuşmasını izletti. Babacan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hani bazıları ‘Zamanında niye konuşmadınız?’ diyor ya. Bunun gibi 50-100 tane örnek var. Bugün bir tane bakan çıksın da böyle konuşsun bakayım. Ben o gün ülkenin başbakan yardımcısı olarak konuşuyorum. Özeleştiri diyorlar ya, işin içindeyken yapmışız. Zamanında arkadaşlarımızla beraber gidişatı değiştirmek için çok şey yaptık ama her defasında yapmak istediğimiz düzgün işleri engellemeye çalıştılar.

Eğitim ve hukuk alanında adeta katliam yaptılar. Ekonomiyi geçtim, özellikle bu iki alanda tel tel dökülüyorlar. Eğitime de hukuka da ideolojik ve dar kalıplarla yaklaştılar. Sonuçta 2023 hedeflerinin hepsi hayal oldu. Ortak akıl ve istişarenin yönetimde olduğu günlerde ‘Hayaldi, gerçek oldu’ diye bir slogan vardı. Şimdi o yakalanan gerçekler, bunlar yönetimde olduğu sürece bir hayal. O eski gerçeklere bile ulaşamazlar.”

Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türkiye tarihinde enflasyonu en düşük seviyelere indiren yönetim biziz” ifadelerini şu sözlerle yanıtladı:

“Kendisine önce ‘Bir dakika’ demek istiyorum. ‘One minute’ ayrıca gelecek, onu hep beraber sandıkta söyleyeceğiz. Öncelikle, ortak aklın işletildiği, Avrupa Birliği uyum yasalarıyla hukukun ilerletildiği, başarının istişareyle ilmek ilmek inşa edildiği dönemden artık ellerini çek. O başarılar sana ait olsaydı bugün yine yapabilirdin. Niye sen tek yetkili olduğundan bu yana enflasyon, kur, Hazine’nin borçlanma faizi, piyasa faizi durmadan artıyor? Siz dönün tek yetkili olduğunuz döneme bakın. Enflasyonu da faizi de tek haneli rakamlara indiren bizdik. Enflasyonu da faizi de kuru da çift hanelere yükselten ise sizsiniz.”

“4 yıldır aynı terane, aynı masal”

Ayrıca Erdoğan’ın 2017 yılından bu yana ‘Enflasyonu tek haneye düşüreceğiz’ dediği görüntüleri de yayınlayan Babacan şunları söyledi:

“4 yıldır aynı terane. 4 yıldır aynı masal. Her defasında ‘Enflasyonu düşüreceğiz’ diyor, her defasında enflasyon daha da artıyor. Maşallah, çok kararlı… Öyle ‘Ben kararlıyım’ demekle olmuyor bu iş. Sürekli hayal satıyor.

Bu ülkenin bir numaralı sorunu şu anda ülkeyi yönetenlerdir. İktidar kendisini iyice Beştepe’ye hapsetmiş durumda. Sokağın derdini bilmiyor. Koskoca ülkenin kaderi, Beştepe’nin etrafında kümelenen dar bir grubun günlük, anlık çıkarlarına endekslendi. Çünkü onlar kuvvetli bir lobi. Cumhurbaşkanı sadece onların sesini duyuyor. Onlar Beştepe’de sağda solda etrafta, telefonun ucunda. İstikrar deyince, ‘Koltuğumda istikrarlı bir şekilde oturayım’ diyorlar. Güvenden anladıkları da sadece kendi iktidarlarının güvenliği.”

Paylaşın

Etiyopya’da Göçmen Kampına Hava Saldırısı: 56 Ölü

Etiyopya’nın kuzeydeki Tigray bölgesine düzenlediği hava saldırısında, ülke içinde yerinden edilen göçmenlerin kaldığı kampın vurulduğu öne sürüldü. Yardım kuruluşu çalışanları hava saldırısında 56 kişinin öldüğünü, 30 kişinin de yaralandığını söyledi.

Eueronews’t yer alan habere göre; Etiyopya’da merkezi hükümete karşı ayaklanan Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) ile ordu arasında 14 aydır süren çatışmalar sivil can kayıplarına neden olmaya devam ediyor.

Son olarak ülkenin kuzeydoğusunda Eritre sınırında bulunan Dedebit kasabası yakınında yer alan bir kampın hedef alındığı öne sürüldü.

İsminin gizli tutulmasını isteyen yardım kuruluşu çalışanları, ülke içinde evlerini kaybedenlerin yerleştiği kampın hava saldırısının hedefi olduğunu söyledi.

Saldırıda 56 kişinin öldüğünü ve aralarında çocukların da bulunduğu 30 kişinin yaralandığı bilgisini veren yardım görevlileri, saldırıya ilişkin bazı fotoğrafları da Reuters haber ajansına gönderdi.

Ordu sözcüsü Albay Getnet Adane ve Hükümet sözcüsü Legesse Tulu konuya ilişkin sorulara henüz cevap vermedi.

Hükümet güçleriyle isyancılar arasında Kasım 2020’den bu yana süren çatışmalar, şimdiye dek yüz binlerce kişiyi yerinden etti ve milyonlarca kişiyi insani yardıma muhtaç hale getirdi.

Tigray’da çatışmalar nasıl başladı?

Tigray eyaletini yöneten isyancı Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) güçlerinin 3 Kasım 2020’de Etiyopya’nın Kuzey Komutanlığı birliklerine saldırması ve sonrasında Başbakan Abiy Ahmed’in TPLF’ye karşı askeri harekat kararı almasının ardından eyalette bir milyondan fazla kişi yerinden edildi.

Etiyopya başlattığı geniş çaplı operasyonla Tigray eyaletinin başkenti Mekelle’yi ele geçirse de bazı bölgelerde çatışmalar devam etti. TPLF güçleri, orduya karşı geniş çaplı operasyon başlattı. TPLF daha önce 30 yıl boyunca Etiyopya’yı yönetmişti.

Paylaşın

Kovid 19’da Son Veriler Açıklandı: Günlük Vaka Sayısı 65 Binin Üzerinde

Kovid 19’da son 24 saatte 66 bin 237 yeni vaka tespit edilirken, 141 kişi hayatını kaybetti. Verileri yorumlayan Bakan Koca, “BU, OMİCRON VARYANTININ HASTA ETMEDİĞİ ANLAMINA GELMEZ. Kendinizi koruyun!” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin olarak yeni verileri yayınladı. Açıklanan verilere göre, son 24 saatte, 418 bin 264 test yapılırken, 66 bin 237 yeni vaka tespit edildi. 141 kişi hayatını kaybederken, 34 bin 592 kişi sağlığına kavuştu.

Bakan Koca’dan uyarı

Güncel verilerle ilgili değerlendirmesini sosyal medya hesabından paylaşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şu ifadeleri kullandı; Yeni varyantın bulaşma kabiliyeti yüksek. Vakalar içinden hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi gerekenlerin oranı ise şu an düşük görünüyor. Yani, gelişmeler hastanelerimize aynı oranda yansımadı. BU, OMİCRON VARYANTININ HASTA ETMEDİĞİ ANLAMINA GELMEZ. Kendinizi koruyun!

Bakanlığın tablosuna göre Türkiye’de en çok aşılamanın gerçekleştirildiği Osmaniye’yi, Ordu, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Zonguldak ve Bartın takip etti. Bakanlığın tablosuna göre Türkiye’de en az aşılamanın gerçekleştirildiği Şanlıurfa’yı sırasıyla Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Elazığ takip etti.

Paylaşın

Pakistan’da Kar Fırtınası Yolu Kapattı: En Az 21 Ölü

Pakistan’ın kuzeyinde kar fırtınasının yolu kapatması nedeniyle en az 21 kişi hayatını kaybetti. Pakistan Başbakanı İmran Han da “trajik ölümler” nedeniyle büyük üzüntü duyduğunu açıkladı.

BBC Türkçe’de yer alan habere göre; Yüksek rakımlı Mari kenti yakınlarında gerçekleşen afete müdahale etmesi için ordu görevlendirildi. İçişleri Bakanı Şeyh Raşit otoyolda bin civarında aracın mahsur kaldığını söyledi.

Başkent İslamabad’in kuzeyinde bulunan dağlık bölgede Cuma günü de turistler kar nedeniyle mahsur kalmıştı. Son günlerde bölgedeki aşırı kar yağışlarının çok sayıda izleyici çekmesi nedeniyle Mari’ye 100 binden fazla aracın girmiş olduğu açıklandı.

Yerel polis, bunun da kentte ve etrafında yoğun bir trafik oluşturduğunu belirtti. Ölenlerin en az altısının donduğu açıklandı. Diğerlerinin ölüm nedeni ise belli değil.

Araçlarında egzoz gazlarından zehirlenmiş olmaları da ihtimal dahilinde. AFP ajansına konuşan Mari merkezinde aşırı kar yağışı nedeniyle mahsur kalan turist Osman Abbasi, “Burada insanlar çok kötü durumda” dedi ve ekledi: “Sadece turistler değil, yerel halk da zor durumda. Doğal gaz ve suya erişimde sorunlar yaşanıyor.”

İçişleri Bakanı Raşit, video mesajında “15-20 yıldır ilk defa bu kadar çok kişi Mari’ye gitti ve bu da büyük bir krize yol açtı” dedi.

Pakistan Başbakanı İmran Han da “trajik ölümler” nedeniyle büyük üzüntü duyduğunu açıkladı. Han “Yaşanan trajedi hakkında soruşturma başlattık ve bir daha böyle bir olayın yaşanmaması için yeni regülasyonlar getireceğiz” dedi.

Paylaşın