Milyonlarca Kişi ‘Antibiyotik Direnci’nden Ölüyor

Lancet dergisinde yayımlanan bir araştırma sonucuna göre 2019 yılında dünya çapında 1,2 milyondan fazla insan antibiyotik direnci nedeniyle yaşamını yitirdi. 204 ülke ve bölgeden verilere dayandırılan araştırmada antibiyotik direnciyle bağlantılı nedenlerden ölenlerin sayısının ise 4,95 milyonu bulduğu belirtildi.

Dünyada koronavirüsle mücadele sürerken bilim insanları antibiyotik direnci nedeniyle kaydedilen ölümlerin giderek arttığı uyarısında bulunuyor.

Tıp dünyasının saygın yayınlarından Lancet dergisinde yayımlanan bir araştırma sonucuna göre 2019 yılında dünya çapında 1,2 milyondan fazla insan antibiyotik direnci nedeniyle yaşamını yitirdi. 204 ülke ve bölgeden verilere dayandırılan araştırmada antibiyotik direnciyle bağlantılı nedenlerden ölenlerin sayısının ise 4,95 milyonu bulduğu belirtildi.

Bilim insanları ve sağlık yetkilileri antibiyotiğin yanlış ve gereksiz kullanımı nedeniyle antibiyotik tedavisine yanıt vermeyen bakteri ve mikrop türlerinin arttığı uyarısında bulunuyor.

Yılda 10 milyon ölüm bekleniyor

Araştırmada yer alan Washington Üniversitesinden Prof. Dr. Chris Murray, açıklanan yeni verilerin dünya çapında antibiyotik direncinin gerçek boyutunu gözler önüne serdiğini belirterek, “Önceki tahminler 2050 yılına kadar antibiyotik direnci kaynaklı yılda 10 milyon ölüme işaret ediyordu. Ancak şu an bu rakama tahmin edildiğinden çok daha yakın olduğumuzu kesin olarak biliyoruz” dedi.

Tehdide karşı acilen harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayan Murray, “Antibiyotik direncine karşı yarışta önde olmak istiyorsak bu verileri, rotayı düzeltecek önlemler almak, inovasyonu geliştirmek için kullanmalıyız” dedi.

Antibiyotikler direnci kıramıyor

Dünya Sağlık Örgütü geçen yıl antibiyotik direnci konusunda uyarıda bulunarak son dönemde ruhsat alan ya da geliştirme aşamasındaki 43 antibiyotiğin hiçbirinin antibiyotik direnciyle mücadele için yeterli olmadığına dikkat çekmişti.

Pittsburgh Üniversitesi Tıp Fakültesinden Prof. Dr. Cornelius Clancy de antibiyotik direncine karşı mücadelede yeni tedavi yöntemlerine odaklanılması gerektiğini belirterek, “Penisilinden bu yana on yıllardır sahip olduğumuz geleneksel antibiyotik modelinin iflas ettiğini düşünüyorum” dedi.

Clancy, son iki yılda dünyanın koronavirüs pandemisine odaklandığını, ancak antibiyotik direncinin “uzun vadeli bir sınama” olduğunu vurguladı.

Araştırmada 2019 yılında antibiyotik direnci nedeniyle kaydedilen ölümlerin büyük bölümünün, zatürre gibi alt solunum yolu hastalıklarından kaynaklandığı, ardından kan dolaşımı ve intraabdominal (karın içi) enfeksiyonlarının geldiği bildirildi.

Antibiyotik direncinin, AIDS ve sıtmayı geride bırakarak dünyada en çok görülen ölüm nedenleri arasında yer aldığına dikkat çekildi.

En büyük tehdit Sahra Altı Afrika ve Güney Asya’da

Antibiyotik direncinin en yoğun görüldüğü bölge Sahra Altı Afrika ve Güney Asya oldu. Bu bölgelerde beş ölümden birinin 5 yaş altı çocuklarda görüldüğü kaydedildi.

Araştırmada, başta düşük ve orta gelirli ülkeler olmak üzere bazı bölgelerde sağlıklı verilere ulaşımın sınırlı olduğuna dikkat çekilerek gerçek rakamların daha farklı olabileceği de kaydedildi.

“Süper bakteri” diye adlandırılan çoklu direnç sahibi bakteriler antibiyotik tedavisini imkansız kılıyor ve bunun sonucunda hafif yaralanma ya da enfeksiyonlar bile ölümle sonuçlanabiliyor. “Süper bakteriler” doğal yolla da ortaya çıkabiliyor, ancak antibiyotiklerin aşırı ya da yanlış kullanımı da direnç oluşması sürecini hızlandırıyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

2022’de Ziyaret Edilebilecek En Romantik Yerler

Muhteşem gün batımları sunan kumsallardan, güzel vadilere ve inanılmaz dağlara; dünyamız, gerçekten kaçırılmaması gereken muhteşem romantik deneyimlerin bir karışımıdır. Bu yerler kesinlikle aşk hayatınızı daha önce hiç olmadığı kadar canlandıracaktır.

Haber Merkezi / İşte bu yıl sevgilinizle unutulmaz zamanlar geçirmeyi garanti eden, dünyanın en romantik yerlerinden bazılarını keşfetme rehberiniz;

Prag, Çek Cumhuriyeti

Prag’ın eski dünya cazibesi, dünyanın her yerinden aşıkları ve romantikleri kendine çekiyor. Çek Cumhuriyeti’nin başkentinde ziyareti hak eden çok sayıda turistik yer var. Buradaki Charles Köprüsü, şehrin en çok ziyaret edilen ve fotoğraflanan manzaralarından biridir, Eski Şehir Meydanı ise Prag’ın özünü temsil eder!

Amalfi Sahili, İtalya

Uçsuz bucaksız mavi denizin güzel manzarasına sahip bir uçurumun kenarındaki bir villada uyandığınızı hayal edin! Bu kulağa mükemmel geliyorsa, o zaman Amalfi Sahili bir sonraki romantik kaçamağınızdır. Bu yer, büyüleyici doğal güzelliği, yemekleri ve resmedilmeye değer güzellikteki destinasyonları ile dünyanın dört bir yanından romantikleri kendine çekiyor.

Paris, Fransa

Paris, her çiftin hayalindeki yer! Mekanın ayrı bir çekiciliği var. Işıklar Şehri ve Fransa’nın başkenti Paris, her yerden çiftleri kendine çekiyor. Avrupa’nın en romantik şehirlerinden biri olan pastoral kafeler, mükemmel Arnavut kaldırımlı sokaklar ve taze pişmiş her şeyin aromasıyla büyüleneceksiniz!

Maui, Hawaii, ABD

Tüm ada güzel olsa da, Hawaii’deki Maui kelimelerin ötesinde büyülü. Lüks tatil köyleri arayan çiftler için mükemmel bir yer. Hawaii manzarası olağanüstü ve dünyadaki diğer adalardan farklı! Bir ömür boyu deneyim için, çiftler muhteşem Hana Otoyolu boyunca gidebilir ve güzel Haleakala Ulusal Parkı’nı keşfedebilir.

Maldivler

Maldivler romantizmle eş anlamlıdır! Kusursuz sahil destinasyonu olan Maldivler, tropikal romantik bir destinasyon denilince akla gelen ilk destinasyondur. Hint Okyanusu’nun en iyi manzarasını sunan Maldivler’in dünyadaki en güzel adalardan biri olarak derecelendirilmesine şaşmamalı!

Napa Vadisi, Kaliforniya, ABD

Napa Vadisi her gezginin hayalidir! Yeryüzündeki bu romantik cennet, bir çok doğal cazibeyle doludur. Yer, dünyanın önde gelen şarap imalathanelerinden biridir. Üzüm bağlarının muhteşem manzarasını sunan bu yer, romantik olmayan bir kalbi bile bir sevgiliye dönüştürebilir!

Krabi, Tayland

Kilometrelerce uzanan nefes kesici sahil şeridi, el değmemiş kumsalları ve yüzden fazla adaya sahip olan Krabi, Tayland ve dünyanın en popüler romantik destinasyonlarından biridir. Yer, bazı şaşırtıcı doğa harikalarıyla kutsanmıştır. İster parti yapmak ister sadece romantik bir plaj tatiline çıkmak isteyin, Krabi herkes için bir şeyler sunar.

Serengeti, Tanzanya

Sevgilinizle ormanda bir gece geçirmekten daha romantik ve maceralı bir şey olabilir mi? Tanzanya’daki Serengeti Ulusal Parkı tam size ve sevgilinize göre. Serengeti, Afrika’daki en eski ve en bilinen vahşi yaşam koruma alanlarından biridir! Heyecan verici, değil mi?

Paylaşın

Merkez Bankası Faizi Yüzde 14’te Sabit Tuttu

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), piyasaların beklediği faiz kararını açıkladı. MB, faizi yüzde 14’te sabit tuttu. Banka, eylül, ekim, kasım ve aralık toplantılarında politika faizini toplamda 500 baz puan düşürmüştü.

Haber Merkezi / Faiz kararının ardından dolar 13.27 seviyesinden işlem görürken, euro da 15.19 seviyesine geriledi.

Bankanın Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı sonrasında yapılan açıkalamada, aralıkta yüzde 36,08’e yükselen resmi yıllık tüketici enflasyonuna da değinilerek “Enflasyonda yakın dönemde gözlenen yükselişte; döviz piyasasında yaşanan sağlıksız fiyat oluşumlarına bağlı döviz kurlarına endeksli fiyatlama davranışları, küresel gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır” denildi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 14 düzeyinde sabit tutulmasına karar vermiştir.

Salgında yeni varyantlar ve artan jeopolitik riskler, küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmakta ve belirsizliklerin artmasına yol açmaktadır. Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirmektedir. Bu çerçevede, iktisadi faaliyet, işgücü piyasası ve enflasyon beklentilerinde ülkeler arasında farklılaşan görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası iletişimlerinde ayrışma gözlenmekle birlikte, merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir.

Kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin, dış talebin de olumlu etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, cari işlemler dengesinin 2022 yılında fazla vermesi öngörülmektedir. Cari işlemler dengesindeki iyileşme eğiliminin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmekte, bu bağlamda ticari ve bireysel krediler yakından takip edilmektedir.

Enflasyonda yakın dönemde gözlenen yükselişte; döviz piyasasında yaşanan sağlıksız fiyat oluşumlarına bağlı döviz kurlarına endeksli fiyatlama davranışları, küresel gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan adımlar ile birlikte, enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir. Alınmış olan kararların birikimli etkileri yakından takip edilmekte ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında Türk lirasını öncelikleyen geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülmektedir.

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.

Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir. Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti beş iş günü içinde yayımlanacaktır.

Paylaşın

Dört Avrupa Birliği Ülkesinden İsrail’e Uyarı

Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya’dan İsrail’e uyarı geldi. Uyarı metninde, Kudüs’ün doğusunda inşa edilen yüzlerce konuttan oluşan yerleşim bölgesinin, “Batı Şeria’yı Doğu Kudüs’ten daha da koparacağı ve iki devletli çözümün önünde yeni bir engel oluşturacağı” vurgulandı. 

Avrupa Birliği (AB) üyesi dört ülkenin dışişleri bakanları İsrail’e, Doğu Kudüs’teki yerleşim politikasını gözden geçirme çağrısında bulundu. Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya dışişleri bakanlarının imzaladığı ortak metinde, Kudüs’ün doğusunda inşa edilen yüzlerce konuttan oluşan yerleşim bölgesinin, “Batı Şeria’yı Doğu Kudüs’ten daha da koparacağı ve iki devletli çözümün önünde yeni bir engel oluşturacağı” vurgulandı.

“İsrail yerleşimleri uluslararası hukuku açık bir şekilde ihlal etmekte ve İsraillilerle Filistinliler arasında adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışın önünde engel oluşturmaktadır” ifadeleri kullanılan metinde, planlanan bu konutların Filistin devletinin işlerliğini doğrudan tehlikeye attığı belirtildi. Dört ülkenin dışişleri bakanları ayrıca, “İsrail makamlarını bu karardan vazgeçmeye önemle davet ediyoruz” denildi.

İsrail’e Şeyh Cerrah uyarısı

Bakanlar, Kudüs’ün doğusundaki mahallelerden Şeyh Cerrah’ta yaşanan güncel gelişmelerin de endişe verici olduğunu ifade etti. İsrail Polisi, Çarşamba günü bölgede bulunan Filistinli aileye ait bir evi zorla boşaltmış ve ardından yıkmıştı. Olay sırasında 18 kişinin gözaltına alındığı bildiriliyor.

Ortak açıklamada bu konuya da değinen dört bakan İsrail hükümetinden, bölgedeki gerilimin artmasına neden olan bu tarz tahliyelere ve Filistinlilere ait yapıların yıkılmasına kalıcı bir biçimde son vermesini istedi. Şeyh Cerrah mahallesinde yaşanan benzer çatışmalar, geçen yıl Mayıs ayında çıkan Gazze Savaşı’nın fitilini yakan en önemli olay olarak gösteriliyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Demirtaş’tan Erdoğan’a ‘Öcalan’ Yanıtı

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Edirne’deki, en büyük hesabı İmralı’dakine verecek” sözlerini değerlendirdi.

Yeni Yaşam’dan Yusuf Özdemir’in sorularını yanıtlayan Demirtaş, “O halde tecridi kaldırın, Öcalan konuşsun” derken, niyetin Kürt kamuoyunda kafa karışıklığı yaratmak olduğunu söyledi.

“Erdoğan’ın yaptığı algı yaratma girişimi”

Erdoğan’ın grup toplantısında söylediği, “Edirne’deki, en büyük hesabı İmralı’dakine verecek” sözleri tartışmaya yol açtı. Siz de sosyal medya hesabınızdan kısa bir açıklama yaptınız. Bu konuda başka neler söylersiniz? Erdoğan’ın bu sözleri söylemesinin nedeni sizce nedir? Ne yapmaya çalışıyor?

Doğrusu, bir cumhurbaşkanının bu şekilde bir beyanda bulunması son derece tuhaf. Ama söz konusu kişi Erdoğan olunca yadırgamıyorum artık. Altında yatan amaç ve niyeti tam olarak bilme şansım yok. Ancak kesinlikle bir art niyet, kötü niyet olduğunu söyleyebilirim. Çünkü yaptığı şey bir algı yaratma girişimidir. Erdoğan’ın çözüm sürecindeki tutumu ve bizimle birlikte tüm Kürt dinamiklerine yönelik pratiğine bakıldığında bu açıklamanın iyi niyetli olmadığı görülecektir.

Bir başka amaç da Kürtler arasında kafa karışıklığı yaratmaktır ki bu da yanlıştır ve herhangi bir karşılığı yoktur. Bugüne kadarki tüm barış ve çözüm girişimlerini destekledik, çabaların başarıya ulaşması için uğraştık. Bu konuda bir tereddüdümüz yok. Ben demokratik siyasi alanda uzun süre görev almış bir siyasetçiyim, başka da bir rolüm, bir misyonum yoktur. Dolayısıyla bu türden saçma söylemlerin bizim siyaset dünyamızda hiçbir karşılığı yoktur. Kimse de bu tür sözlere itibar etmemeli, bu tür sözleri ciddiye almamalıdır.

Ayrıca HDP yönetimi ile bizim bir irademiz var. Bu iradenin ezilmesine, yok sayılmasına izin vermediğimiz için beş yılı aşkın süredir hapisteyim. Bir kez daha, iktidarın irademizi kırma girişimine, bize maraba muamelesi yapmasına izin vermeyiz. Biz halkın iradesini temsil ediyoruz. Bu iradeye saygı duymayanlara cevabımızı dik durarak, mücadele ederek veriyoruz. Bunu herkesin doğru anlamasını ve buna saygı duymasını bekliyorum. Başka türlüsünü kabul etmem mümkün değil.

Halkımıza, partimize, bizlere yapılanlar için “ufak bir tatsızlıktı, unutalım gitsin” gibi çiğ bir yaklaşım içinde olanlar varsa onları da ciddiye alacak değiliz. AKP-MHP ittifakı bizlere karşı halen en çirkin düşman hukuku uygulamaktan bir adım geri atmış değildir. Biz politikamızı ucuz söylemlere değil, pratiğe bakarak belirliyoruz.

Erdoğan’ın bu sözleriyle ilgili asıl sorulması gereken şey şudur: Yıllardır tecritte tuttuğunuz Sayın Öcalan’ın ne dediğini nereden biliyorsunuz? O halde tecridi kaldırın, Öcalan avukatları ve ailesiyle düzenli olarak görüşsün, ne söyleyeceğini hep birlikte öğrenelim. Hem ağır bir tecrit uygulamak hem de Öcalan adına Cumhurbaşkanı sıfatıyla konuşmak ahlaki bir tutum değildir.

“Basit bir seçim hesabı”

Bilindiği üzere Öcalan üzerinde yıllara yayılan ağır bir tecrit var. Tecride rağmen Erdoğan’ın bu sözlerinin bilgiye mi yoruma mı dayalı olduğunu düşünüyorsunuz? İmralı’da yeni bir süreç veya girişim başlayabilir mi? Bu durumda sizin tavrınız, tutumunuz ne olur, HDP ne yapar?

Az önce belirttiğim gibi tekrar etmeliyim, ortada Öcalan ile görüşüldüğüne dair somut hiçbir bilgi yok. Bildiğimiz tek gerçek, tecridin en katı haliyle yıllardır devam ettiğidir. Görüşme olur mu olmaz mı, olursa içeriği ne olur, bunları bilme şansım yok. Ben de 5 yıl 2 aydır bir hücrede tutuluyorum, herhangi bir bilgiye sahip değilim.

Biz ilkesel olarak her türlü samimi barış girişimini destekleriz. Böyle bir girişime kimse karşı çıkmaz, çıkmamalıdır. Çatışmaların, ölümlerin bitmesini kim istemez ki? En çok da biz, akan kanın durmasını isteriz. Bunun için en çok çaba sarf edenler bizler değil miyiz? Kaldı ki ben ve arkadaşlarım, barış istemenin bedelini yıllardır hapishanelerde ödüyoruz.

Bence İmralı’da görüşme olmalıdır. Çünkü Öcalan devreye girmeden çözülemeyecek konu başlıkları var. Bununla birlikte, daha önce hem benim hem HDP’nin belirttiğimiz gibi her halukarda çözümün nihai adresi TBMM’dir ve HDP de parlamentodaki muhataptır. Zaten Öcalan da önceki süreçte bunu çok kez belirtmişti.

Erdoğan’ın İmralı’da bir görüşme niyeti varsa bile bunu daha ilk anda ucuz bir karşıtlaştırma söylemi üzerine inşa etmesi çok yanlış ve tehlikelidir. Burada ortaya çıkan niyetin akan kanı durdurmak değil, basit bir seçim hesabı olduğu gibi bir düşünce, herkesin kafasında haklı olarak yer alır.

HDP’nin ne yapacağını ise elbette HDP yönetimi belirler. Zaten ortada HDP’nin tutum belgesi varken ne yapacaklarını tahmin etmek zor değil. HDP kesinlikle barışı destekler ancak demokrasi olmadan barışın olmayacağını da bilecek deneyime ve öngörüye sahiptir. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da iktidarın ne dediğine bakmadan biz kendi gündemimizle ilgilenerek yürümeye devam edeceğiz.

Ne olmuştu?

Erdoğan, partisinin 12 Ocak’taki grup toplantısında İmralı Cezaevi’ndeki Öcalan ile Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş arasında bir hesaplaşma yaşanacağını söyleyerek şöyle konuşmuştu:

“Edirne’deki, en büyük hesabı İmralı’dakine verecek. Zannediliyor ki her yer şu anda toz pembe. Değil. Onların da kendi içlerinde ayrı bir hesaplaşmaları var. Ve bu hesaplaşmayı da yapacaklar.”

Bu açıklamanın ardından DW Türkçe’den Gülsen Solaker’e konuşan AKP’li yetkililer, Erdoğan’ın bu açıklamayı “büyük ihtimalle önüne gelen istihbarat raporlarına dayanarak yaptığını” kaydetmişti. Adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili, önümüzdeki süreçte Öcalan’ın yeni bir mektup kaleme almasının da gündeme gelebileceğini aktarmıştı.

Öte yandan Erdoğan’ın açıklamaları muhalefet partilerinin tepkisiyle karşılaşmış, Demirtaş da Twitter hesabından isim vermeden yaptığı paylaşımda, “Siyasetçiler halka, partisine, parlamentoya, BAĞIMSIZ yargıya hesap verir. Sen benim için ‘kaygılanmayı’ bırak da kendi vereceğin hesabı düşün” demişti.

Paylaşın

Trabzonspor, Giresunspor’a Takıldı

Süper Lig’de 22. hafta maçında Trabzonspor ile Giresunspor karşı karşıya geldi. Ev sahibi Trabzonspor’un 2 kez penaltıdan yararlanamadığı karşılaşma 1-1 berabere sona erdi. Trabzonspor, bu beraberlik ile puanını 51 yaparken, Giresunspor da 26 puana ulaştı.

Haber Merkezi / Giresunspor’un golünü 68. dakikada Umut Nayir kaydetti. Trabzonspor’un golü 78. dakikada Andreas Cornelius’tan geldi. Süper Lig’de pazar günü Trabzonspor, Galatasaray’a konuk olacak. Giresunspor da aynı gün Alanyaspor’u ağırlayacak.

Karşılaşmadan dakikalar;

4. dakikada Trabzonspor’da Hüseyin Türkmen, Sergio’ya yaptığı faul sonrası sarı kart gördü. Kart sınırında olan 24 yaşındaki stoper, pazar günü oynanacak Galatasaray maçında forma giyemeyecek. 21. dakikada Visca’nın topuk pasıyla sağ çaprazdan ceza sahası içine giren Peres’in vuruşunda meşin yuvarlak üstten auta çıktı.

26. dakikada sol kanatta topla buluşan Visca, boş durumdaki Bakasetas’a pasını aktardı. Yunan yıldızın sol çaprazdan attığı şutta Okan’ı geçen top direğin yanından auta çıktı. 32. dakikada Trabzonspor’da sakatlanan Abdülkadir Ömür, yerini Yusuf Erdoğan’a bıraktı. Sarı kartı olan Hüseyin Türkmen de yerini Puchacz’a bıraktı. Puchacz sol beke, Denswil stopere geçti.

45. dakikada Hayrullah’ın sağ çaprazdan kaleye gönderdiği top Uğurcan’da kaldı. 54. dakikada Bakasetas’ın ceza sahası dışından yerden sert şutunu kaleci Okan kornere çeldi. 59. dakikada Bakasetas’ın ceza sahası yayına yakın yerden vuruşunda meşin yuvarlak kaleci Okan’da kaldı.

65. dakikada Bakasetas’ın ceza sahası dışından sert şutunu kaleci Okan kornere çeldi. 66. dakikada Diabete’nin ceza sahası içine girer girmez vuruşunda meşin yuvarlak kaleci Uğurcan Çakır’da kaldı.

68. dakikada Flavio’nun ara pasına koşu yapan Aziz Behich, sol kanat çizgisinden yerden sert bir orta yaptı. Berat ve Hugo’nun bakışları önünde Uğurcan’a yakın bir açıdan tek vuruş yapan Umut Nayir, ağları sarstı. Giresunspor, Trabzonspor deplasmanında önde. 0-1

78. dakikada Trabzonspor, Cornelius ile beraberliği yakaladı. Bruno Peres’in sağ kanattan yaptığı ortaya ceza sahası içinde iyi yükselen Danimarkalı forvet, Diarra’dan önce kafa vuruşunu yaptı ve topu ağlara gönderdi. 1-1

90+2. dakikada ceza sahası içinde Perez’in eline çarpan top sonrası VAR’a giden Alper Ulusoy penaltı noktasını gösterdi. 90+3. dakikada Bakasetas’ın kullandığı penaltı atışında kaleci Okan gole izin vermedi. Hakem Alper Ulusoy, kaleci Okan’ın öne çıkmasından dolayı atışı tekrarlattı. 90+4. dakikada Bakasetas, penaltı atışı için tekrar beyaz noktaya geldi. Vuruşunda kaleci Okan sağına giden topu kurtarmayı başardı.

Stat; Medical Park

Hakemler; Alper Ulusoy, Mustafa Emre Eyisoy, İbrahim Çağlar Uyarcan

Trabzonspor; Uğurcan Çakır, Peres, Hüseyin Türkmen (Dk. 31 Puchacz), Hugo, Denswil, Berat Özdemir (Dk. 78 Siopis), Dorukhan Toköz (Dk. 78 Yunus Mallı), Bakasetas, Abdülkadir Ömür (Dk. 31 Yusuf Erdoğan), Visca, Cornelius

Giresunspor; Okan Kocuk, Hayrullah Bilazer, Diarra, Perez, Aziz Eraltay (Dk. 90+2 Douglas), Zeki Yavru, Flavio, Sergio (Dk. 84 Sergen Piçinciol), Süleymanov, Diabete, Umut Nayır (Dk. 84 Balde)

Goller; Dk. 68 Umut Nayır (Giresunspor), Dk. 78 Cornelius (Trabzonspor)

Paylaşın

Fenerbahçe, İsmail Kartal’la İlk Galibiyetini Aldı

Süper Lig’in 22. haftasında Fenerbahçe ile Altay karşı karşıya geldi. Şükrü Saraçoğlu’nda oynanan mücadeleyi Fenerbahçe, İrfan Can Kahveci ve Serdar Dursun’un golleriyle 2-1 kazandı. Altay’ın tek golünü ise Ahmed Rayan’dan geldi.

Haber Merkezi / Sahasında son 3 maçta 2. galibiyetini alan Fenerbahçe, puanını 36’ya yükseltti. Süper Lig’deki galibiyet hasreti 15 maça çıkan Altay ise 18 puanda kaldı. Fenerbahçe, gelecek hafta Demir Grup Sivasspor deplasmanına gidecek. Altay ise sahasında Konyaspor’u ağırlayacak.

Karşılaşmadan dakikalar;

14. dakikada Thaciona savunma arkasına sarkan Rayyan’ı gördü, Mısırlı futbolcu karşı karşıya kaldığı pozisyonda genç kaleci Ertuğrul’u geçti (1-0). 26. dakikada sağ kanattan Ferdi içeriye ortaladı, Serdar Dursun’un vuruşu kaleci Lis’te kaldı.

37. dakikada Jose Sosa’nın pasıyla ceza sahası içi sağ tarafında topla buluşan İrfan Can Kahveci pasını kale önünde bulunan Serdar Dursun’a aktardı. Serdar’dan seken topu alan İrfan Can’ın altıpasın sağından plase vuruşunda meşin yuvarlak ağlarla buluştu (1-1)

53. dakikada Ferdi sol kanattan hızlıca içeri katetti, çizgi üzerinde İrfan Can topu penaltı noktasına çevirdi, Valencia müsait pozisyonda topu üstten auta gönderdi. 62. dakikada Samuel ceza alanı içinde rakibinden şık sıyrılıp, topu içeri çevirmek istedi ancak Murat Akça engel oldu. Akça’dan seken topa Serdar Aziz sert vudu top yandan dışarıda.

71. dakikada Sağ kanattan İrfan Can Kahveci’nin kullandığı serbest vuruşta ceza sahası içinde Serdar Dursun’un kafa vuruşunda meşin yuvarlak ağlarla buluştu (2-1). 79. dakikada ceza sahası içi sol tarafından Enner Valencia’nın pasında ceza yayı içinde topla buluşan Mesut Özil’in ceza sahası içine girip yaptığı vuruşta meşin yuvarlak kaleci Lis’te kaldı.

Stat; Şükrü Saraçoğlu

Hakemler; Hüseyin Göçek, Ali Saygın Ögel, Mustafa Savranlar

Fenerbahçe; Ertuğrul Çetin, Bright Osayi-Samuel, Serdar Aziz, Kim Min-Jae, Attila Szalai (Nazım Sangare dk. 46), Jose Sosa (Miha Zajc dk. 77), Miguel Crespo (Max Meyer dk. 89), Ferdi Kadıoğlu, İrfan Can Kahveci (Mesut Özil dk. 77), Dimitrios Pelkas (Enner Valencia dk. 46), Serdar Dursun

Altay; Lis, Tolga Ünlü, Eric Björkander (Eren Erdoğan dk. 82 ?), Murat Akça, Kazımcan Karataş, Ceyhun Gülselam (Khaly Thiam dk. 63), Thaciano, Leandro Kappel, Cesar Pinares, Martin Rodriguez, Ahmed Rayan (Karamoko Bamba dk. 79)

Goller; Rayan (dk. 14) (Altay), İrfan Can Kahveci (dk. 37), Serdar Dursun (dk. 71) (Fenerbahçe)

Paylaşın

Babacan: Otokrat Bir Ortaklığın İktidarı Başımıza Musallat Oldu

Partisinin haftalık değerlendirme toplantısında konuşan DEVA Lideri Babacan, “Türkiye, demokratikleşme yolculuğunda, bazı kritik virajları alamadı. Süreçler içerisinde eksiklikler oldu, hatalar oldu.  Bunları görüyoruz, biliyoruz, anlıyoruz. Daha kötüsü, demokratikleşme yolculuğumuzun yarıda kaldığı yetmemiş gibi, geri geri gitmeye başladık. Otokrat bir ortaklığın iktidarı başımıza musallat oldu. Her alanda, demokratik kazanımlarımız geriletildi.” dedi.

Haber Merkezi / Babacan, konuşmasında, “‘Cemaat ve vakıflar derhal kapatılsın’ diyenlere karşı haktan, özgürlükten bahsettiğimde bazı küçük grupların saldırısıyla karşılaşmıştım. Sezen Aksu ile ilgili haktan, özgürlükten bahsedince başka bir grubun saldırılarıyla karşılaştım. Biz bu ülkeyi, bu marjinal kuşatmalara bırakmayacağız.” ifadelerini kullandı.

Ali Babacan, “Adalet arayan, hak diyen, huzur ve barış isteyen milyonların sesi olmaktan vazgeçmeyeceğiz. Sesi yüksek çıkanın başkalarının hakkını hukukunu taciz etmesine hayır diyeceğiz. Haklının yanında olacağız. Kimse bu saldırılarla susacağımızı, sineceğimizi, düşünmesin. Hepsi gelsinler üzerimize, hakikatin yolundan geri adım atmayız.” dedi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin haftalık değerlendirme toplantısında konuştu. Öldürülmesinin 15. yıl dönümünde gazeteci Hrant Dink’i anarak sözlerine başlayan Babacan’ın gündeminde Sezen Aksu tartışması, Kürt meselesi ve demokratikleşme tecrübeleri vardı. Babacan şu ifadeleri kullandı:

“İş başına geldiğimizde vatandaşlarımızın analarından emdikleri ak süt kadar helal olan bütün haklarını koşulsuz, pazarlıksız, müzakeresiz derhal tanıyacağız. Bir hukuk devletine yakışan neyse, biz onu yapacağız. Tüm hakları anayasal güvenceye kavuşturacağız. Gasp edilmiş tüm hakları iade edeceğiz. Mevcut haklardan ve kazanımlardan asla bir adım dahi geri atmayacağız.

Hayalimizdeki Türkiye; herkesin kendisini birinci sınıf ve eşit vatandaş hissettiği bir ülkedir. Kimsenin dilinden, inancından, düşüncesinden dolayı kendisini yalnız, kimsesiz, öksüz hissetmediği bir ülkedir. Kimsenin herhangi bir nedenle ayrımcılığa uğramadığı bir ülkedir. İnanıyorum ki Türkiye, en kısa zamanda, yeniden demokrasi rotasına girecektir. Bu ülke, yaşadığı demokratikleşme tecrübelerinden çıkarttığı derslerle güçlenecektir.

“Sesi yüksek çıkanın başkalarının hakkını taciz etmesine hayır”

‘Cemaat ve vakıflar derhal kapatılsın’ diyenlere karşı haktan, özgürlükten bahsettiğimde bazı küçük grupların saldırısıyla karşılaşmıştım. Sezen Aksu ile ilgili haktan, özgürlükten bahsedince başka bir grubun saldırılarıyla karşılaştım. Biz bu ülkeyi, bu marjinal kuşatmalara bırakmayacağız. Adalet arayan, hak diyen, huzur ve barış isteyen milyonların sesi olmaktan vazgeçmeyeceğiz. Sesi yüksek çıkanın başkalarının hakkını hukukunu taciz etmesine hayır diyeceğiz. Haklının yanında olacağız. Kimse bu saldırılarla susacağımızı, sineceğimizi, düşünmesin. Hepsi gelsinler üzerimize, hakikatin yolundan geri adım atmayız.

Bir sanatçının 5 sene önce çıkmış bir şarkısını, kutuplaştırma ve çatışma için malzeme edenlerin amaçlarını gayet iyi biliyoruz. Bunun organize bir iş olduğunu anlamak için istihbarat uzmanı olmaya gerek yok. Eş zamanlı düğmeye basılmış bir şekilde Bahçeli çıkıp konuşuyor, öbürünün adamları evinin önünde gösteriler yapıyor. Dini değerlerin siyasete ve kutuplaştırmaya alet edilmesi bugünkü iktidarın geleneği haline geldiğini gayet iyi biliyoruz. Kimse boşuna heveslenmesin. Bu ülkeyi sokakta bulmadık. Kirli hesapların peşinden koşan, yarınlarımızı hedef alan gruplara pabuç bırakmayız.

“Peygamberimize hakarete kalkışanlara hadlerini bildiren birisiyim”

Avrupa Birliği ve Dışişleri bakanıyken, ülke ülke dolaşıp, peygamberimize hakarete kalkışanlara hadlerini bildiren birisiyim. İfade özgürlüğünün, hiç kimseye, bir başkasının dinin kutsalına hakaret etme hakkı anlamına gelmediğini Avrupalıların yüzlerine karşı haykıran bir insanım. Biz, parti programımızda açık bir şekilde ortaya koyduğumuz ilke ve değerleri referans olarak alırız. Günlük rüzgarlarla eğilip bükülmeyiz. Dinimizin kutsallarını alet edenler korksunlar.

Türkiye, demokratikleşme yolculuğunda, bazı kritik virajları alamadı. Süreçler içerisinde eksiklikler oldu, hatalar oldu.  Bunları görüyoruz, biliyoruz, anlıyoruz. Daha kötüsü, demokratikleşme yolculuğumuzun yarıda kaldığı yetmemiş gibi, geri geri gitmeye başladık. Otokrat bir ortaklığın iktidarı başımıza musallat oldu. Her alanda, demokratik kazanımlarımız geriletildi.

“Temel hak ve özgürlükleri al-ver meselesi yapmak doğru değildi”

Geçmişe doğru muhasebe yaptığımızda, terör örgütünün yapıp yapamayacakları ile kendi vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerini tek bir masaya getirip, bu konuları al-ver meselesi yapmak doğru bir yaklaşım olmadı. Sorunun özünde buraya geliyoruz. Vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerini aynen tanımak ama örgütle mücadeleyi de sadece askeri yöntemlerle değil, bölge ülkeleriyle siyasi diyalogla, diplomasiyle ve her türlü enstrümanın etkili bir şekilde kullanılmasıyla yapabilmek. Varlık sebeplerini ortadan kaldırmak. Asıl mücadele burada.

Otoriter ortaklık tarafından Kürt meselesi yeniden diriltildi diye bu meseleyi çözme çabasından vazgeçmek çok yanlış bir yaklaşım. Vatandaşlarımızın sorunlarını çözmek siyasetin varlık amacıdır. Önemli olan niyettir. Türkiye’de demokrasinin geri kalmasının hiçbir mazereti olamaz.

“Terör gerekçesiyle demokratikleşme çabaları durdurulamaz”

Güvenlik veya terör gerekçesiyle, Türkiye’nin demokratikleşme çabaları durdurulamaz.Özgürlüklerin alanını genişletirken, ülkemizin güvenliğinin de en iyi şekilde sağlanabileceğini biliyoruz. Otoriter rejimler vatandaşın önüne bu teraziyi koyar. Öyle bir terazi veya denge yok. Hem güvenliğin nasıl sağlanacağını hem de özgürlük alanının nasıl genişleteceğini biz gösteririz.

Geçmişteki demokratikleşme çabalarına yapılan bazı haksız yakıştırmalar bizi derinden üzüyor.Hele toplumsal desteği yüzde 70’leri geçmiş bir süreci bugün kriminalize etmek toplumla kavga etmektir. Her fırsatta siyaseti mahkûm etmeye çalışmak toplumu reddetmektir. Siyaset, kadim sorunlar dahil olmak üzere milletimizin tüm sorunlarına çözüm aramaktır.”

Paylaşın

GP Lideri Davutoğlu’ndan ‘Kürtçe’ Mesaj

Gelecek Partisi (GP) Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Sadece anadili Kürtçe olanların değil, bu topraklarda yaşayan herkesin bu kadim dili merak edip öğrenmesini dilerim” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / GP Lideri Davutoğlu, Gelecek Partisi Van İl Başkanlığı’nın “Okullar da seçmeli derslerin seçilmesi için son üç gün kaldı. Çocuklarımıza seçmeli ders olarak Kürtçe’yi seçelim ve ana dilimizi unutturmayalım. Ana dil mukaddestir” mesajının yer aldığı videoyu sosyal medya hesabından paylaştı.

Ahmet Davutoğlu,  Türkçe ve Kürtçe yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Sadece anadili Kürtçe olanların değil, bu topraklarda yaşayan herkesin bu kadim dili merak edip öğrenmesini dilerim.

Hêvî dikim ne tenê ew kesên ku zimanê wan yê zikmakî Kurdî ye, herkesên ku li ser vê erdnîgariyê dijîn vî zimanê qedîm meraq bikin û hîn bibin.”

Paylaşın

Fransa’da Senato, Spor Müsabakalarında Başörtüsü Yasağını Oyladı

Fransa’da Senato, spor müsabakalarında başörtüsü takılmasının yasaklanması yönünde karara imza attı. Ülkenin üst meclisinde, spor federasyonları tarafından düzenlenen etkinliklere ve yarışmalara katılmak için “göze çarpan dini semboller takmanın yasak olduğunu” belirten yasal değişiklik lehinde oy kullanıldı.

Eurnews’ta yer alan habere göre; Merkez sağ Cumhuriyetçiler Partisi (LR) üyelerince önerilen ve Fransız hükümetinin karşı çıktığı değişiklik, 143’e karşı 160 oyla kabul edildi.

Başörtüsünün “sporcuların güvenliğini riske atabileceği” ifade edilen metinde, açıkça “müsabakalarda başörtüsü takılmasının yasaklamak” istendiği belirtildi.

Teklif, Senato ve Ulusal Meclis üyelerinden oluşan bir komisyon tarafından incelenecek. Bu da yasadaki değişiklik önerisinin iptal edilebileceği anlamına geliyor.

“Vatandaşlar dinlerini yaşamakta özgür”

“Tüm vatandaşların dinlerini yaşamakta özgür olduğu” belirtilen metinde, “Dini sembollerin giyilmesi konusunda yasal bir belirsizlik var. Devletin kuralları net bir şekilde tanımlaması gerekiyor. Başörtüsü takmak açıkça yasak olmazsa, belirli dini sembolleri destekleyen kulüpleri görebiliriz” denildi.

Yasağın 2024 Paris Olimpiyat Oyunları için uygulanıp uygulanmayacağı ise belirsizliğini koruyor. Olimpiyat organizasyon komitesi, AFP’nin yorum talebine cevap vermedi.

Fransa Ulusal Meclisi geçtiğimiz yıl Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “dönüm noktası projelerinden” biri olarak nitelendirilen “Fransız değerlerine saygıyı teşvik etmek amacıyla camilerin, okulların ve spor kulüplerinin denetimini güçlendirecek bir yasa tasarısını” onaylamıştı.

Fransa’da halihazırda resmi maçlarda ve Futbol Federasyonu’nun düzenlediği müsabakalarda başörtüsü takmak yasak.

Paylaşın