Yabancılara Konut Satışı 2021’de Yüzde 44 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre yabancılar 2020 yılında Türkiye’de 40 bin 812 konut satın aldı. Bu sayı 2021’de 58 bin 576’ya çıkarak tüm zamanların rekorunu kırdı. Böylece yabancılara satılan konut sayısı son bir yılda yüzde 44 artmış oldu.

Türk lirası (TL) 2021 yılında Amerikan doları ve Euro başta olmak üzere döviz kurları karşısında hızla değer kaybederken yabancılara konut satışındaki artış dikkat çekiyor. TL, Dolar karşısında 2021 yılının başı ile sonu karşılaştırıldığında bir senede yüzde 75 değer kaybetti. Yabancılar Türkiye’de 250 bin dolar değerinde konut satın almaları durumunda Türk vatandaşı da olabiliyor.

Merkez Bankası verilerine göre 4 Ocak 2021’de 7,42 TL olan dolar kuru yılın son gününü 12,98 TL ile kapattı. Böylece sene başı ile sene sonu kıyaslandığında Türk lirası Amerikan doları karşısında tam yüzde 75 değer kaybetti. Dolar kuru 21 Aralık’ta 17,47 lirayı da görmüştü.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre yabancılar 2020 yılında Türkiye’de 40 bin 812 konut satın aldı. Bu sayı 2021’de 58 bin 576’ya çıkarak tüm zamanların rekorunu kırdı. Böylece yabancılara satılan konut sayısı son bir yılda yüzde 44 artmış oldu.

Bu artışta koronavirüs salgını sebebiyle 2020 yılında satışların etkilenmiş olabileceği düşünülebilir. Ancak 2019 yılında yabancılara 45 bin 483 konut satılırken bu sayı 2020’de sadece yüzde 10 düşüş ile 40 bin 812’ye gerilemişti. Bu veri pandeminin etkisinin sınırlı olduğuna işaret ediyor. Zaten Covid-19’dan önceki 2019 yılı ile 2021 yılları kıyaslandığında da yüzde 29’luk bir artış söz konusu.

Dövizdeki değişime yıllık ortalama dolar kurundan bakmak da mümkün. 2021’de ortalama dolar kuru 8,89 TL oldu. Bu sayı 2020’de 7,01; 2019 yılında 5,67 ve 2018’de 4,81 idi. Bu açıdan bakıldığında yıllık ortalama dolar kuru son 3 senede yüzde 85 artarken bu dönemde yabancılar satılan konut sayısı yüzde 48 artış gösterdi.

Yabancılara konut satışları son 8 senede 5’e katlandı

TÜİK’in verileri 2013 yılından bu yana olan yıllık satış toplamlarını gösteriyor. Buna göre 2013 yılında yabancılar 12 bin 181 konut satın aldı. Bu da 2013-2021 yıllarını kapsayan son 8 senede yüzde 381 arttığını gösteriyor. Yani son 8 senede yabancılara satılan konut sayısı neredeyse 5’e (tam olarak 4,81) katlandı.

Ülkelerine göre bakıldığında ise Türkiye’den en fazla konut satın alanlar İran ve Irak vatandaşları. 2021 yılında İranlılar 10 bin 56 konut alırken Irak vatandaşları da 8 bin 661 konut satın aldı. Satılan her 100 konuttan 17’sini İranlılar alırken Iraklıların oranı yüzde 15 oldu.

Bu ülkeleri Rusya (5 bin 379), Afganistan (2 bin 762), Almanya (2 bin 538), Kazakistan (2 bin 90) ve Kuveyt (bin 791) takip etti. Yabancıların konut alırken en fazla ilgi gösterdiği şehir hep İstanbul. 2021 yılında da satılan konutların yüzde 45’i İstanbul’da oldu. Yabancılar İstanbul’da 26 bin 469 konut alırken yüzde 21 paya sahip Antalya’da 12 bin 384 konut aldılar.

Yabancılar konutla birlikte Türk vatandaşlığı hakkına da sahip oluyor. En az 250 bin Amerikan doları veya karşılığı döviz tutarında taşınmazı tapu kayıtlarına 3 yıl satılmaması şerhi koyulmak şartıyla satın alanlar vatandaşlığa başvuru yapabiliyor. Yabancılara satılan konutların ortalama değeri 2021’in son çeyreğinde 187 bin 91 dolar olarak gerçekleşti. Bu sayı önceki çeyrekte 196 bin dolar civarındaydı.

Gayrimenkul Yurt Dışı Tanıtım Derneği’nin (GİGDER) AGS Global iş birliğiyle hazırladığı yabancıya konut satış endeksi GİGDEKS’in ekim-aralık dönemine ilişkin araştırmasının sonuçlarına göre kurdaki hareketlilik ve dolardaki yükseliş nedeniyle yabancılara satılan konutların ortalama değeri son çeyrekte 187 bin 91 dolara geriledi. Söz konusu rakam önceki çeyrekte 196 bin 37 dolardı.

Paylaşın

HDP’li Oluç: Diz Çöktüremeyeceksiniz

HDP Grup Başkan Vekili Saruhan Oluç, partisinin Adana İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “HDP’ye diz çöktüremeyeceğinizi göreceksiniz. Kürt halkı asla zulme karşı, haksızlığa karşı asla boyun eğmedi, diz çökmedi” ifadelerini kullandı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana İl Örgütü’nün 4’üncü Olağan Kongresi’nde konuştu.

Fatma Kurtulan ve Kemal Peköz’ün de katıldığı kongrede Saruhan Oluç, HDP’ye yönelik saldırılara, hedef gösterilmelere ve davalara değindi.

“Sizin siyasetini çökerken, HDP yükselen bir güç olmaya devam ediyor” diyen Saruhan Oluç, şöyle konuştu:

“İşte HDP budur, işte mücadele budur Kobani kumpas davası açtınız da ne oldu? Davada hiçbir şey yok. Ama tam aksine onurlu bir direniş var. Kobani’de İŞİD barbarlarına karşı onurlu bir direniş var. Arkadaşlarımız İŞİD barbarlarına teslim olmadı diye arkadaşlarımızı yargılıyorsunuz. Onun için partimizi siyasetten tasfiye etmek istiyorlar.

“Diz çöktüremeyeceksiniz”

Ama bu salonda bakın, HDP’ye diz çöktüremeyeceğinizi göreceksiniz. Kürt halkı asla zulme karşı, haksızlığa karşı asla boyun eğmedi, diz çökmedi. Bundan sonra da diz çökmez. Türkiye’de artık HDP’siz bir denklemin kurulamaz. Anahtar HDP’de, anahtar sizlerde artık. Onun için iktidar tahammül edemiyor. Bir kez daha söylüyoruz, HDP sadece bir parti değil, ülkenin geleceğinin şekillenmesinden temel bir güçtür.”

Faaliyet ve Mali raporların okunmasının ardından gidilen seçimde, HDP Adana İl Eşbaşkanlığı’na Helin Kaya ve Mehmet Karakış seçildi.

Paylaşın

Kovid 19’da Son Veriler Açıklandı: Vaka Ve Vefat Sayısında Korkutan Tablo

Kovid 19’da son 24 saatte 65 bin 503 yeni vaka tespit edilirken, 185 kişi hayatını kaybetti. Verileri yorumlayan Bakan Koca, ” iskli mevsim şartlarını tedbirlerle lehimize çevirelim. Omicron kolay yayılıyor ama yapılacaklar zor değil!” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin olarak yeni verileri yayınladı. Açıklanan verilere göre, son 24 saatte, 392 bin 281 test yapılırken, 65 bin 503 yeni vaka tespit edildi. 185 kişi hayatını kaybederken, 75 bin 422 kişi sağlığına kavuştu.

Bakan Koca’dan uyarı

Güncel verilerle ilgili değerlendirmesini sosyal medya hesabından paylaşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şu ifadeleri kullandı; Havalandırması yetersiz mekânlarda uzun süre bir arada kalmayalım. Evimizde konuk ağırlarken dikkatli olalım. Yarıyıl tatilinde sosyal hareketliliği biraz azaltalım. Riskli mevsim şartlarını tedbirlerle lehimize çevirelim. Omicron kolay yayılıyor ama yapılacaklar zor değil!

Bakanlığın tablosuna göre Türkiye’de en çok aşılamanın gerçekleştirildiği Osmaniye’yi, Ordu, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Zonguldak ve Manisa takip etti. Bakanlığın tablosuna göre Türkiye’de en az aşılamanın gerçekleştirildiği Şanlıurfa’yı sırasıyla Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Elazığ takip etti.

Paylaşın

Yargıtay ‘Dilini Keserim’ Sözünü ‘Tehdit’ Olarak Değerlendirdi

Yargıtay bir hakaret davasında “dilini keserim” sözünü “tehdit” olarak değerlendirdi ve sanık hakkında verilen beraat kararını bu nedenle bozdu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sanatçı Sezen Aksu’ya yönelik, “Hz. Adem efendimize kimsenin dili uzanamaz; o dilleri yer geldiğinde koparmak bizim görevimizdir” demişti.

Kısa Dalga’dan Ersan Atar’ın haberine göre, Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin kararına dayanak olay, İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde yaşandı.

Davaya konu olayda iki kişinin tartışması sırasında taraflardan biri diğerine “Dilini keserim” dedi. Olaydan sonra mağdur dava açtı. Yargılamanın ilk aşaması Küçükçekmece 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme sanığın bu sözü karşısında beraat karar verdi. Kararı Küçükçekmece Başsavcılığı temyiz etti.

“Tehdit, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eder”

Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 4. Ceza Dairesi önce “tehdit” suçunun şartlarını değerlendirdi ve şu tespitlerde bulundu:

“Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle çok istisnai haller hariç mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez. Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder.”

Kararda, “Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de öneminin olmadığına” vurgu yapıldı.

Daire’nin kararında, sanığın da dava konusu olan sözleri kabul ettiğine dikkat çekilerek, yerel mahkemece beraat kararı verilmesindeki isabetsizliğin gerekçesini şu ifadelerle aktarıldı:

“Sanığın aşamalardaki savunmasında, aralarında çıkan tartışmada mağdura “senin dilini keserim” dediğini beyan etmesi, yerel Mahkeme tarafından da sanığın mağdura anılan tehdit sözlerini söylediğinin kabul edilmesi karşısında; sanığın mağdura söylediği kabul edilen “senin dilini keserim” şeklindeki sözlerinin TCK’nın 106/1-1. cümle kapsamındaki tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanık hakkında yasal olmayan gerekçeyle atılı suçtan beraat kararı verilmesi… bozmayı gerektirmiştir.”

Yargıtay’ın kararında dava konusu olaydan sonra TCK’nın tehdit suçunu tanımlayan 106’ncı maddesinin 2016 yılında yapılan yasa değişikliği ile “uzlaştırma” kapsamına alındığı hatırlatılarak, yerel mahkemece önce uzlaştırma işleminin uygulanması, sanığın durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilmesi istendi.

Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 29 Kasım 2018 tarihinde verdiği 2014/33813 esas sayılı karar, oybirliğiyle alındı.

Ne olmuştu?

Sezen Aksu’nun 2017 yılında çıkardığı “Şahane Bir Şey Yaşamak” şarkısında geçen “Binmişiz bir alamete. Gidiyoruz kıyamete. Selam söyleyin o cahil Havva ile Adem’e…” sözleri iktidara yakın isimlerce sosyal medyada hedef gösterildi.

Ankara’da Mikail Yılmaz isimli bir avukat ile beraberindeki bir grup ise Aksu hakkında, “dini değerlere hakaret ve tahrik veya aşağılama” suçunu işlediği iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu, iktidara yakın bir grup Aksu’yu evinin önünde protesto etti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de partisinin grup toplantısında Aksu’yu hedef gösterdi.

Erdoğan da cuma namazı sonrası mihraba çıkarak yaptığı açıklamada “Hakaretlerin bini bir para. Bütün bunların karşısında dimdik duracak olanlar sizlersiniz. Hz. Adem efendimize kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yer geldiğinde koparmak bizim görevimizdir. Havva validemize kimsenin dili uzanamaz. Onlara da had bildirmek bizim görevimizdir” dedi.

Paylaşın

Gaye Su Akyol: ‘Faşist bir karanlıktan sağ kurtuldular’ dersiniz

Farklı stiliyle hafızalara kazınan ressam, şarkıcı ve antropolog Gaye Su Akyol, beş yıl önce çıkardığı ‘Şahane bir şey yaşamak’ şarkısındaki sözler nedeniyle hedef alınan Sezen Aksu için sosyal medya hesabından dikkat çeken bir mesaj yayınladı.

Haber Merkezi / Gaye Su Akyol, mesajında, “Sorarlarsa, ‘şarkılarımızı, türkülerimizi, dansımızı, kahkahalarımızı, neşemizi, kimliğimizi, varımızı yoğumuzu çalmaya çalışan faşist bir karanlıktan sağ kurtuldular’ dersiniz” ifadelerini kullandı.

Gaye Su Akyol Kimdir?

1985 yılının Ocak ayında dünyaya gelen başarılı sanatçı, doğma büyüme İstanbul Kadıköy’lüdür. Hayatının ilk 23 yılını aynı sokakta geçirmiştir. Babası ünlü ressam Muzaffer Akyol, annesi ise Nesibe Akyol’dur. Umut Akyol isminde bir erkek kardeşi vardır. Annesi Nesibe Akyol 2015 yılında hayata gözlerini yummuştur.

İlköğretim ve Lise tahsilini İstanbul’da tamamlamıştır. Ardından 2007 yılında Yeditepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nden mezun olmuştur. Ortaokul yıllarından bu yana müzik ile iç içedir. Müzisyen ve sanatçı kimliğinin yanı sıra, Ressam ve Antropolog. 2016 senesinde, Çilekeş ve Lalalar gibi topluluklardan tanınan müzisyen Ali Güçlü Şimşek ile birlikte Dunganga Records’u kurmuştur.

Gaye Su Akyol, geleneksel Anadolu müziğinin, psikedelia’nın, surf rock’ın ve post-punk’ın zıtlıklarını fütürist yaklaşımıyla bir araya getiriyor. Bestesi ve güftesi kendisine ait ilk albümü “Develerle Yaşıyorum”u 2014 yılında yayımlayan Gaye Su Akyol, müziğini “kavram olarak evrensel, ruh olarak yerel” şeklinde tanımlıyor.

İlk uluslararası albümü “Hologram İmparatorluğu”nu 2016’da Alman menşeili plak şirketi Glitterbeat ve Ali Güçlü Şimşek’le birlikte kurdukları Dunganga Records etiketiyle yayımlayarak Türkiye, Avrupa, Orta Doğu ve Uzak Doğu’da birçok konser ve festival performanslarıyla dinleyici kitlesini genişletti.

Pitchfork, The Observer, The Guardian, The Wire gibi önemli müzik mecralarından övgü dolu eleştiriler aldı. “Bir hayal kurma pratiği” olarak adlandırdığı 2018 çıkışlı üçüncü uzunçaları “İstikrarlı Hayal Hakikattir”in söz ve müziği kendisine ait olmasının yanında; ilk iki albümünde olduğu gibi prodüksiyon, düzenleme ve kayıt aşamalarında prodüktör ve görsel dünyasında ise sanat yönetmeni rollerini üstlendi.

Bu albümle birlikte ilk kez Türkiye’den bir müzisyen, İngiltere’nin en önemli müzik dergilerinden Songlines’ın kapağına konuk oldu, haftalarca Transglobal World Music Chart Avrupa listesinde 1 numarada kaldı. Gitar, bas, davul üçlüsünü perküsyonlar ve zengin bir estrümantasyonla buluşturan albüm; Anadolu müziğini ve Klasik Türk Müziği gamlarını; psikedelik, surf, punk gibi rock’ın alt türleriyle ve elektronik altyapılarla birleştiriyor.

Ne olmuştu?

Sezen Aksu, 2017 yılında müzisyen Yaşar Gaga ile çıkardığı ‘Şahane bir şey yaşamak’ şarkısında geçen sözler yüzünden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dahil olmak üzere, iktidar ve iktidara yakınlığıyla bilinen kişiler tarafından hedef gösterilmişti.

Aksu’nun yazdığı şarkıda “Binmişiz bir alâmate. Gidiyoruz kıyamete. Selam söyleyin o cahil Havva ile Adem’e…” sözleri dine hakaret olarak yorumlanmış, sosyal medyada troller tarafından #sezenaksuhaddinibil hashtagi açılmıştı. AK Parti’ye yakınlığı ile bilinen Milli Beka Hareketi, Aksu’yu, Beykoz’daki evinin önünde ‘protesto’ etmişti.

Paylaşın

TBB’den Sedef Kabaş Açıklaması: Korku İklimi Yaratılmak İsteniyor

Türkiye Barolar Birliği (TBB),  Tele1’de katıldığı programda söyledikleri nedeniyle dün gece (22 Ocak) gözaltına alınan ve çıkarıldığı mahkemede ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçlamasıyla tutuklanan Gazeteci Sedef Kabaş’a ilişkin açıklama yaptı. 

“İfade özgürlüğüne” vurgu yapılan yazılı açıklamada, “‘Cumhurbaşkanına hakaret suçu’nun ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına yönelik için bir araç haline getirildiği” belirtildi.

Yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 26., İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 19. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi uyarınca herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Gerek Anayasa’da gerekse Sözleşme’de ifade özgürlüğünün sınırlanabileceği haller düzenlenmiş ve ifade özgürlüğünün sınırları söz konusu düzenlemeler ve yargı içtihatlarıyla belirlenmiştir.

AYM ve AİHM kararları

Önemle ifade edilmelidir ki; kamuoyunu bilgilendirmekle ve kamuoyunun bir görüş oluşturmasına imkan sağlamakla görevli gazetecilerin ifade özgürlüğü söz konusu olduğunda, özgürlük ve hak alanı çok daha geniş bir çerçevede ele alınmaktadır.

Keza, politikacıların ve kamuoyuna mâl olmuş kişilerin eleştiriye tahammüllerinin de daha geniş olması beklenmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin uzun yıllara yayılmış çok sayıda kararına yansıdığı üzere kamu yetkililerinin eleştiriler karşısında diğer kişilerden daha az koruma sahibi olması beklenmektedir.

“Gözdağı niteliği taşıyor”

1986 tarihli Lingens v. Avusturya kararından bu yana bir politikacıya karşı yapılan eleştirinin sınırının özel bir kişiye yapılandan daha geniş olması gerektiği yüzlerce farklı kararda vurgulanmış, Anayasa Mahkemesi de kendi içtihadını bu doğrultuda oluşturmuştur.

Türk hukukunda özel bir ceza düzenlemesi konusu olan ve Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinde düzenlenen ‘Cumhurbaşkanına hakaret suçu’, ülkemizde yoğunlukla ifade özgürlüğünün kısıtlanması için bir araç olarak kullanılmakta, bu kapsamda yapılan soruşturmalar, gözaltı işlemleri ve tutuklamalar, evrensel hukuk prensipleriyle çelişmekte ve kamuoyu üzerinde bir baskı yaratma vazifesi görmekte, gözdağı niteliği taşımaktadır.

“Korku iklimi yaratılmak isteniyor”

Gazeteci Sedef Kabaş’ın soruşturmaya konu ifadelerinin ifade özgürlüğü sınırlarını aşıp aşmadığı konusunda değerlendirme yapmak yetkisi, yukarıda belirttiğimiz ulusal ve uluslararası standartlar çerçevesinde muhakkak ki bağımsız yargı mercilerine aittir.

Ancak TCK 299. madde kapsamında yürütülen bir soruşturmada sabaha karşı gözaltı işlemi yapılması, hiçbir tutuklama sebebi olmadığı halde verilen tutuklama kararı, bu kararın bir tedbir değil kamuoyu nezdinde korku iklimi yaratılmasının bir parçası olduğunu göstermektedir.

Türkiye Barolar Birliği olarak Anayasa ve uluslararası insan hakları belgeleri ile yargı içtihatlarının belirlediği sınırlar çerçevesinde ifade özgürlüğünün savunuculuğunu yapmaya devam edeceğimizi, süreci yakından takip ettiğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.”

Paylaşın

MHP’nin Düşme Hızına Göre ‘Seçim Barajı’

AK Parti ve MHP’nin hazırladığı seçim kanunu değişiklik tasarısına göre, seçim barajı yüzde 7’ye indirilecek. TBMM’de grubu olması partilere seçime katılma yeterliği sağlamayacak. Partisinden istifa eden, başka partiye geçemeyecek.

Seçim Kanunu’nda sınırlı bazı değişiklikler için yaklaşık bir yıldır çalışan AK Parti ve MHP, yüzde 10 olan seçim barajının yüzde 7’ye indirilmesi konusunda anlaştı. İttifakın görünmeyen ortağı olan BBP’nin yüzde 3 önerisi kabul görmedi.

Birgün’den Hüseyin Şimşek’in haberine göre iktidar bloku barajın yüzde 7’ye çekilmesiyle Cumhur İttifakı’na dahil olmayan partilerin blok olarak Millet İttifakı’na katılmasının önlenebileceğini, başka ittifakların da oluşabileceğini umuyorlar. Öneriye göre, ittifak içinde yer alan partilerden birinin yüzde 7 oy oranına ulaşması durumunda, ittifaktaki diğer partiler de barajı geçmiş sayılacak ve oy oranlarına göre milletvekili çıkarabilecek.

Ancak, bu düzenlemenin asıl nedeninin, MHP’nin çok hızla itibar ve oy kaybetmesi ve son iki yıl boyunca hiçbir kamuoyu yoklamasında yüzde 10 sınırını aşamaması olduğunda bütün kamuoyu analizcileri birleşiyor.

MHP hep baraj altında kalınca baraj MHP’nin altına indi

Avrasya Araştırma şirketinin sahibi Kemal Özkiraz,  Ocak 2021’de, Aksoy Araştırma (5 Ocak, 15 Şubat), AKAM (13 Şubat, 14 Ocak ve 30 Ocak), İstanbul Ekonomi Araştırma (6 Ocak, 13 Şubat), MetroPoll (3 Ocak, 6 Şubat) ve MAK Danışmanlık anketlerini topluca değerlendirerek MHP’nin baraj altında kaldığını ilan etmişti.

Bu yoklamaların ortalamasında “kararsızlar” da dağıtıldıktan sonra MHP’nin oy oranının yüzde 8,5’ta kaldığı görülmüştü. Aynı değerlendirmede AK Parti yüzde 36,4, CHP yüzde 24,5, İYİ Parti yüzde 13,2,  HDP yüzde 10,4 oy oranında göründüler.

Özkiraz’ın 7 Ocak 2022’de, 2021 boyunca 21 firmanın yaptırdığı 103 anketin sonuçları değerlendirdiğinde MHP’nin düşüşünün yüzde 7 sınırına dayandığını tespit etmişti. İki yıl arasında AKP’nin Ocak 2021’de yüzde 37 olan seçmen desteği, yıl sonunda yüzde 31’e; MHP’ninkiyse aynı sürede yüzde 9,2’den 7,3’e geriledi.

Muhalefet blokundaysa Ocak 2021’de yüzde 24,1 olan CHP’nin seçmen desteği, yıl sonunda 26,7’ye, İYİ Partinin oy oranı ise ocakta 13,5’ten eylülde 14,8’e yükselmiş görünüyordu..

“Baraj düşerse HDP’nin desteği de düşer” 

Hüseyin Şimşek’in iktidar kulislerinden edindiği bilgiye göre, yüzde 3 ve yüzde 5’lik seçim barajı önerileri, Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı MHP’nin eriyen oylarının eridiği izlenimi uyandıracağı için (!) kabul görmemiş. Barajın yüzde 7’ye düşürülmesinin, önceki seçimlerde olduğu gibi barajı geçmesi için HDP’ye gerçek oylarının dışında gelen desteğin önünü keseceği hesabı da yapılıyormuş.

“Temsilde adalet, sistemde istikrar” sloganıyla sürdürülen düzenlemede seçildikten sonra partisinden istifa eden milletvekillerinin başka bir partiye katılmaları yasaklanacak, yasama faaliyetlerini “bağımsız” olarak sürdürmeye sorunlu kılıcakmış. Milletvekillerinin topluca istifa ederek meclis dışındaki bir partiye katılıp grup kurmaları da iktidar blokunun TBMM’de görmek istemediği hareketler arasında.

41 ilde örgütü olmayan seçime giremeyecek

Halen TBMM’de grubu olması siyasi partilere seçime katılma yeterliliği sağlıyor. Ancak, iktidar bloku seçim yasasındaki bu hükmü de iptal ederek, 41 ilde (ve bu ilçelerin en az üçte birinde) örgütlenmiş olmadıkça partilerin seçimlere katılmalarının önünü kesmek istiyor.

Düzenlemede dar bölge ve daraltılmış bölge gibi MHP’yi seçim haritasından silecek sistem değişikliklerinin yer almayacağı da kulis haberleri arasında.

Haberde son kararın Pazartesi günü gerçekleştirilecek AK Parti MYK toplantısında verileceği bildirildi. AK Partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunulacak ve yürütme maddeleri dışında 13 maddeden oluşacak teklifin, ara tatil sonrası Meclis Başkanlığı’na sunulacağı söyleniyor.

Paylaşın

Sezen Aksu Sessizliğini Bozdu: Beni Öldüremezsin

“Şahane Bir Şey Yaşamak” şarkısındaki Hz. Adem ve Hz. Havva ile ilgili ifadeler nedeniyle günlerdir tartışmaların odağında olan Sezen Aksu, yazılı bir açıklamayla sessizliğini bozdu. Açıklamasında dün yazdığını söylediği ‘Avcı’ isimli şarkısının sözlerini de paylaşan sanatçı, “47 yıldır yazıyorum… Yazmaya da devam edeceğim” dedi.

Haber Merkezi / “Öncelikle bireysel veya kurumsal olarak, ayrıca TV kanallarındaki açık oturumlarda, sağduyulu açıklamalarıyla farklı açılardan ele alıp konunun anlaşılmasına çalışan, destek mesajları veren, arayan soran, tanıdığım tanımadığım tüm dostlarıma teşekkür ederim” ifadelerini kullanan Sezen Aksu’nun açıklamasının tamamı şöyle:

“Merhaba,

Öncelikle bireysel veya kurumsal olarak, ayrıca TV kanallarındaki açık oturumlarda, sağduyulu açıklamalarıyla farklı açılardan ele alıp konunun anlaşılmasına çalışan, destek mesajları veren, arayan soran, tanıdığım tanımadığım tüm dostlarıma teşekkür ederim.

Malumunuz olduğu üzere konu ben değilim, konu memleket. Kendimi bildim bileli çeşitli insanlık hallerini gözlemliyor ve söze döküyorum biliyorsunuz.

Mesela 2010’da şu şarkıyı yazmışım:

“Hop dedik”

O ne dedi? Bu ne dedi? Kim ne dedi?
Harcanan hayatlar bunlar
Vermişler ateşe yedi düveli
Hababam kaynıyo’ kazanlar
Hadi buyurun, biz gönüllüyüz
İple çekiyoruz vaktimizi
Kim en günahsızsa gelsin
Gelsin ilk o vursun bizi
Dizilmişler bi’ de dizi dizi
Hiçbirinde yok tek bi’ yara izi
Ateşe de yürürüz evelallah
Aşk yaksın yakacaksa bizi
Hadi siz düşünün, top bizde
Mangal gibi yürek çok bizde
Alevere dalavere yok bizde
“Yok” dedik, “Yok” dedik
Kırılıp dökülüyoruz lakin
Direniyoruz sakin sakin
E siz de dilinize biraz hâkim
“Hop” dedik, “Hop” dedik
Ya seyirci ya yanansın
Ortası yok, sınanansın
Ya emniyet şeridinde
Ya uçurtmaya uyansın
Aşağıdakini de dün gece (21 Ocak 2022) yazdım.

“Avcı”

Sen beni üzemezsin
Zaten çok üzgünüm
Nereye baksam acı
Nereye baksam acı
Ben avım sen avcı
Vur bakalım….
Sen beni sezemezsin
Dilimi ezemezsin
Nereye baksam acı
Nereye baksam acı
Kim yolcu kim hancı
Dur bakalım…
Beni öldüremezsin
Sesim, sazım, sözüm var benim
Ben derken ben herkesim

Sonuç olarak 47 yıldır yazıyorum…. Yazmaya da devam edeceğim.”

Paylaşın

Babacan, Konya’dan İktidara Sert Sözlerle Yüklendi

Partisinin Meram ve Karatay ilçe kongrelerinde konuşan DEVA Lideri Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TBMM’de yemin metnini okuduğu görüntüleri izleterek, “Cumhurbaşkanına hakaretten 160 bin kişi hakkında soruşturma açılmış. Basının tarafsızlık yemini yok ama cumhurbaşkanının tarafsızlık yemini var.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / İktidarın dış politikasını da eleştiren Babacan, “Dış politikada ‘stratejik fırfır dönemine’ geçmiş durumdalar. Bilinçsizce, hesapsızca, rastgele oyun oynuyorlar. Tutarsa… ‘Ya denk gelirse’…” dedi. Babacan, “Dışişleri Bakanlığı, iktidar partisi üyelerinin işi bırakıp emekli olduğunda yerleştiği bir kasabaya döndü adeta. Dışişlerinde ehliyet, liyakat, nezaket, diplomasi gibi olmazsa olmaz ilkelerin yerini; kayırmacılık, kabadayılık, fevrilik ve hamaset aldı” ifadelerini kullandı.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Konya’da partisinin Meram ve Karatay ilçe kongrelerinde konuştu. Babacan’ın gündeminde RTÜK’e ve TÜİK’e ilişkin yapılan tartışmalar ve dış politika vardı. Babacan şu ifadeleri kullandı:

“Bütün televizyonlar, gazeteler tek tip çıksın istiyorlar”

“Bir televizyoncu eleştirel içerikli bir haber sundu diye hükûmetin hışmına uğradı. RTÜK, hakkında inceleme başlattı. Ana haberleri adeta muhalefet lideri gibi sunuyormuş. Tarafsız değilmiş! Kendi talimatlarıyla yazıp çizen yüzlerce basın organı yok mu? Bazen bakıyorsunuz, on gazetede manşet aynı. Nerede tarafsızlık? TRT, iktidarın hizmetine sunulmuş durumda. Bunlar yetmiyor. İktidarı eleştiren tek bir kanal, tek bir program, tek bir gazete, tek bir gazeteci dahi bırakmak istemiyorlar. Bütün televizyonlar, bütün gazeteler tek tip çıksın istiyorlar. Bu yönetim otokrat bir yönetimdir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TBMM’de yemin metnini okuduğu görüntüleri izleten Babacan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yemin metnini değiştiremediler, referandumda takılır diye korktular. ‘Namusum ve şerefim üzerine ant içerim’ dediği yemine ne oldu? Takıyor genel başkan şapkasını, herkese hakaret edebiliyor. Ama aynı ifadeleri bir başka kişi kendiyle ilgili kullandığında ‘Cumhurbaşkanı’yım, bana böyle konuşamazsın’ diyor. Cumhurbaşkanına hakaretten 160 bin kişi hakkında soruşturma açılmış. Basının tarafsızlık yemini yok ama cumhurbaşkanının tarafsızlık yemini var.

Hayal aleminde yaşayan bir kurumumuz var. Rakamları Ayarlama Enstitüsü. Diğer adıyla TÜİK.Enflasyonun yüzde 36 olduğunu iddia eden bu ‘güven abidesi’ kurumumuzun başındaki kişi geçen gün kendisinin mevsimlik işçiye döndüğünü itiraf etmiş. ‘Bu koltukta şimdi ben oturuyorum, yarın başkası oturur. Yani başkanın kim olduğunu boş verin’ demiş. Haklı. Başkanın kim olduğunun ne önemi var? Beştepe’den gelen talimatın gereğini yapıyor. Uydurulmuş gerçeklik dünyası ile çarşıda pazarda gördüğümüz enflasyonun yarısını bile açıklamayan bu kurumu da cumhurbaşkanı yönetiyor.

Dışişleri Bakanlığı, iktidar partisi üyelerinin işi bırakıp emekli olduğunda yerleştiği bir kasabaya döndü adeta. Dışişlerinde ehliyet, liyakat, nezaket, diplomasi gibi olmazsa olmaz ilkelerin yerini; kayırmacılık, kabadayılık, fevrilik ve hamaset aldı.

Koskoca ülkenin dış politikasını zikzak çize çize, U dönüşü yapa yapa ne olduğu bilinmez bir hale getirdiler. Muhatapları bile ciddiye almıyor. ‘Nasılsa bugün bunu der, yarın başka bir şey der’ diyorlar. Bir gün Şanghay Beşlisi’ne hevesleniyor. Bir başka sabah da kalkıp ‘Avrupa Birliği stratejik hedeftir’ diyor. Ne istediğini de ne dediğini de bilmiyor. Bir gazeteci ‘Şanghay Beşlisi’ni anlat’ diye sorsa, anlatamaz. Çünkü ortada bir strateji yok. Langırt oyununda ‘fırfır yapmak’ vardır ya. Rastgele sallıyorsunuz. Dış politikada ‘stratejik fırfır dönemine’ geçmiş durumdalar. Bilinçsizce, hesapsızca, rastgele oyun oynuyorlar. Tutarsa… ‘Ya denk gelirse’…

“Normalleşmenin de bir adabı vardır”

BAE, 15 Temmuz’u desteklediyse, nasıl olur da onlarla anlaşma yapıyorsunuz? Kimse kusura bakmasın, Türkiye satılık bir ülke değil. Bu milletin onuru satılık değil. Merkez Bankası’nda kuruş kuruş biriktirdiğimiz 130 milyar dolarımızı arka kapıdan cayır cayır sattıktan sonra, teröre destekle suçladıkları ülkeden borç para dilendiler. Gelen para da 4,5 milyar dolar. Sadece aralık ayında gizli saklı yaktıkları para 17 milyar dolar. Yazık günah. Elbette dünyada düşmanlarımızın azalmasını, dostlarımızı artmasını isteriz. Ama normalleşmenin de bir adabı vardır. Sadece 4,5 milyar dolar para gelecek diye bunu yaptılarsa yatacak yerleri yok.

Bozuştuğunuz bir ülke ile ilişkilerinizi düzeltmeye çalışırken önemli olan itibarınızdır. İtibarın gücü; çoğu zaman askeri güçten de ekonomik güçten de üstündür. İtibar, iyi bir diplomasi ve iyi bir uluslararası siyasi diyalogla kazanılır. Siz itibarınızı yitirirseniz, Amerika’nın yaptırımları ile Rusların baskısı arasında sıkışırsınız. Çünkü itibarınız yoksa, sürekli taviz vermek zorunda kalırsınız.

İsrail’le normalleşmenin de arayışına girdiler. Erdoğan’ın son açıklamaları öyle yumuşak, öyle halim selim ki ‘Ne oldu ‘one minute’e dedik? Olabilir ama merak ediyorum: Masaya ne konulacak? Yoksa onlardan da mı para isteyeceksiniz? Ya da özel şirketlerin takip ettiği bazı projeler var, oralarda çok önemli bir rant var da onun için mi İsrail’e karşı birdenbire yumuşak bir tutum içine girdiniz? Tüm bu U dönüşlerinin amacı nedir? Avrupa’yla, AB’yle, NATO’yla, Batıyla, Mısır’la, Körfez ülkeleriyle, komşularımızla yaptığınız kavgaların bu milletin sırtına yüklediği maliyet ne olacak? El aleme, ‘Beni idare edin’ demeyi bırakın da bu sorularıma cevap verin.

“Mısır, demokrasinin iyi işlediği bir ülkeye ‘Gazeteciyi sustur’ diyebilir mi?”

‘Darbeci Sisi’ dediği Sisi gitti, ‘Dostum Sisi’ geldi. Söylenen her laf yine bir güzel yutuldu. Mısır yönetiminin talebiyle, İstanbul’daki Mısırlı gazetecileri bile susturdular. Muhataplarımız burada otoriter bir yönetim olduğunu görüyor. Mısır böyle bir talebi demokrasinin olduğu bir ülkeye iletebiliyor mu? Demokrasinin iyi işlediği bir ülkeye dönüp ‘Şu gazeteciyi sustur’ diyebiliyor mu? Çünkü Türkiye’de otoriter bir yönetim olduğunu, rahatça haksızlık ve hukuksuzluk yapılabileceğini biliyor. Bunlar da yapıyor. Öyle yanlış bir diplomasi yürüttüler ki Türkiye, ilişkileri düzeltmek için adeta Mısır’a yalvarır hale düşmüş durumda. Mısır adeta ‘Bunlar şimdi elime düştü’ dedi, şart arkasına şart öne sürdü. Tam bir fiyasko.

Bizim dönemimizde Türkiye, NATO’nun en önemli savunma projelerinin birine, F-35 projesine dört ana ülkeden birisi olarak girdi. Parasını ödediğimiz, tescilini yaptırdığımız bu uçakları teslim bile alamadılar. 1 milyar 400 milyon dolar para verdiler. Parayı da geri alama, parasını ödediğin uçakları da alama. Uçaklar yok, para da yok. Bu mu dış politika? Bu, hesapsızlık değil de nedir?”

Paylaşın

Beşiktaş İle Malatyaspor Puanları Paylaştı

Süper Lig’in 23. haftasında Yeni Malatyaspor, sahasında Beşiktaş ile karşılaştı. Yeni Malatya Stadı’nda oynana karşılaşma 1-1’lik beraberlikle sona erdi. Bu sonucun ardından Yeni Malatyaspor puanını 16’ya Beşiktaş ise 36’ya yükseltti.

Haber Merkezi / Beşiktaş, 61. dakikada Alex Teixeira’nın golüyle 1-0 öne geçti. Yeni Malatyaspor, VAR incelemesi sonrası penaltı kazandı. Adem Büyük 84. dakikada kullandığı penaltıyı gole çevirerek beraberliği sağladı. Karşılaşmada siyah beyazlıların 3, Malatya ekibinin ise 1 şutu direkten döndü.

Karşılaşmadan dakikalar;

5. dakikada Ghezzal’in sağ kanattan kullandığı köşe vuruşunda, kale sahasının soluna düşen topa Kenan dokunurken, meşin yuvarlak kalece Ertaç’ın üzerine gitti. 11. dakikada sol kanatta hareketlenen Rıdvan’ın penaltı noktasına doğru çıkarttığı topa Teixeira gerilerden gelip vuruşunu yaparken, kaleci Ertaç iyi uzanarak golü önledi.

15. dakikada Siyah beyazlılar bu dakikalarda sol kanadı iyi kullanıyor. Ghezzal yine savunma arkasına hareketlenen Rıdvan’a pasını gönderdi. Rıdvan sol köşeden ceza sahasına girip arka direğe yerden pasını göndermek istedi ancak kaleci Ertaç Özbir çıkarak tehlikeyi önledi.

19. dakikada Beşiktaş etkili ataklarını sürdürmeye devam ediyor. Orta alanda Pjanic sağ köşedeki boş pozisyondaki takım arkadaşı Rosier’e pasını gönderdi. Rosier, penaltı noktası üzerindeki Josef’e pasını attı. Brezilyalı futbolcu gelişine şutunu attı, Batshuayi önüne gelen topa topuğuyla vurdu ancak top direğin yanında auta çıktı.

25. dakikada sol kanattan atağa çıkan Yeni Malatyaspor’da Dicko’nun ceza sahası içi yaptığı ortada topu alan Mustafa’nın sert vuruşunda top direkten döndü. 26. dakikada ev sahibi takımda Karim Hafez orta sahadan taşıdığı topu sol kanatta bekleyen Dicko’ya verdi. Dicko’nun ceza sahasına girerek çektiği auta çıktı.

49. dakikada Pjanic’in pasıyla ceza sahasının solunda topla buluşan Rıdvan, kale sahasının soluna doğru sokulup kaleci ile karşı karşıya pozisyonda dar açıdan uzak köşeye vuruşunu yaptı. Meşin yuvarlak farklı şekilde dışarıya gitti.

59. dakikada ön alanda baskı yapıp topu kazanan Ghezzal, ceza sahası sağ çaprazındaki Atiba’ya pasını aktardı. Bu oyuncunun pasında topla buluşan Batshuayi’nin sağ çaprazdan uzak köşeye vuruşunda, meşin yuvarlak farklı şekilde yandan dışarıya çıktı.

61. dakika Beşiktaş golü buldu. Sağ kanattan hızlı kullanılan taç atışı sonrasında topla buluşan Batshuayi sağ kanattan ceza sahasına girer girmez ortasında, Teixeira kale sahasının içinde göğsü ile hamle yaparak meşin yuvarlağı filelere gönderdi: 0-1.

77. dakikada Beşiktaş direğe takıldı. Savunma arkasına gönderilen topu Batshuayi ceza sahası içerisine indirdi. Genç futbolcu Emirhan İlkhan gelişine topa dokundu, top direkten geri geldi. Sonrasında Malatyaspor savunması tehlikeyi uzaklaştırdı.

83. dakikada Yeni Malatyaspor, Necip Uysal’ın Tetteh’e yaptığı hareket sonrasında penaltı kazandı. 84. dakikada Yeni Malatyaspor’da penaltıyı kullanmak üzere Adem Büyük topun başına geldi. Adem şutunu attı ve Malatya’ya 1-1’lik eşitliği getirdi.

89. dakikada Beşiktaş gole çok yaklaştı. Orta sahanın az ilerisinden Pjanic serbest vuruş kullandı. Ceza sahası içerisine gönderdiği ortaya Vida kafa vuruşunu yaptı top direkten geri döndü. Dönen topa Batshuayi şutunu attı, top direğe çarparak auta çıktı. Beşiktaş net pozisyonu gole çeviremedi.

Stat; Yeni Malatya

Hakemler; Zorbay Küçük, Ekrem Kan, İbrahim Bozbey

Yeni Malatyaspor; Ertaç, Sadık, Semih, Philip (Tetteh dk. 66), Mehdi, Hafez, Mustafa (Kenan dk. 88), Azubuike, Aabid (Mallan dk. 74), Chouiar, Dicko (Adem dk. 66)

Beşiktaş; Ersin, Rosier, Necip, Vida, Rıdvan, Josef (Atiba dk. 44), Pjanic, Ghezzal, Teixeira (Güven dk. 66) Kenan (Emirhan dk. 66), Batshuayi

Goller: Adem (dk. 84 pen.) (Yeni Malatyaspor), Teixeria (dk. 61) (Beşiktaş)

Paylaşın