HDP’li Güzel Hakkında Hazırlanan Yeni Fezleke TBMM’ye Gönderildi

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Semra Güzel hakkında ‘terör örgütü üyeliği’ ve ‘terörün finansmanı’ suçundan hazırlanan fezleke TBMM’ye gönderildi. Güzel, medyada yayınlanan fotoğraflarla kendisine karşı yargısız infaz yapıldığını belirten bir açıklama yapmıştı.

Haber Merkezi / 2017’de Adıyaman’da öldürülen bir PKK’lı ile fotoğrafı çıkan HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel hakkında, “teröre finansman” sağladığı gerekçesiyle yeni bir fezleke TBMM’ye ulaştı. Güzel hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan önceki fezlekede de “terör örgütü üyeliği” suçlaması yöneltilmişti.

HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel’in dokunulmazlığının kaldırılması istemiyle geçtiğimiz hafta hazırlık komisyonu kurulmasına karar verilmişti. Geçen hafta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından fezleke hazırlanan ve dokunulmazlıklarının kaldırılması için TBMM’ye gönderdiği 28 milletvekili arasında Semra Güzel de yer alıyordu.

Süreç nasıl işliyor?

Hakkında suç isnadı bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmamasına ilişkin talepler, Adalet Bakanlığına sunuluyor. Bakanlık, talebi gerekçeli bir yazıyla Cumhurbaşkanlığına, Cumhurbaşkanlığı ise TBMM Başkanlığına iletiyor.

Meclis Başkanlığına gelen fezlekelerin gündeme alınmasındaki süreç, İçtüzüğe göre işliyor. Milletvekili dokunulmazlığı, İçtüzüğün “Yasama Dokunulmazlığı ve Üyeliğin Düşmesi” başlıklı dokuzuncu kısmının “yasama dokunulmazlığı” alt başlıklı birinci bölümünde düzenleniyor.

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması hakkındaki istemler, TBMM Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayınlanarak Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale ediliyor.

Söz konusu fezleke ile Meclis’teki mevcut fezlekeler, sevk edildikleri Karma Komisyonda bekletilebiliyor ya da komisyonda gündeme alınabiliyor. Fezlekelerin gündeme alınması halinde süreç başlıyor. Karma Komisyon toplanıyor ve hangi fezlekeye ait dosyayı değerlendireceğine karar veriyor.

Hazırlık Komisyonu kuruluyor

Hazırlık Komisyonu, kurulduğu andan itibaren en geç 1 ay içinde dosyayı inceleyerek raporunu hazırlıyor. Bu komisyon bütün kağıtları inceleyip gerekirse o milletvekilini dinliyor ancak tanık dinleyemiyor.

Hazırlık Komisyonu, yasama dokunulmazlığının kaldırılması yönünde karar alırsa dosya Karma Komisyona havale ediliyor. Karma Komisyon da 1 ay içinde Hazırlık Komisyonu raporunu ve eklerini görüşerek sonuçlandırıyor.

Karma Komisyon, dokunulmazlığın kaldırılmasına veya kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar veriyor.

Karma Komisyon kovuşturmanın ertelenmesini kararlaştırmışsa bu yöndeki raporu Genel Kurulda okunarak bilgiye sunuluyor. Bu rapora milletvekilleri tarafından 10 gün içinde itiraz edilmezse kesinleşiyor, itiraz edilmesi halinde ise rapor Genel Kurul gündemine alınıyor. İtiraz edilmeyen dosyalar Cumhurbaşkanlığına gönderiliyor.

Dokunulmazlığın kaldırılması yönündeki Karma Komisyon raporları, doğrudan Genel Kurul gündemine giriyor. Genel Kurul, raporu kabul ederek dokunulmazlığın kaldırılmasını kararlaştırabileceği gibi, raporu reddederek yargılamanın dönem sonuna ertelenmesine de karar verebiliyor.

Kovuşturma ertelenmiş ve bu karar Genel Kurulca kaldırılmamış ise dönem yenilenmiş olsa bile milletvekilliği sıfatı devam ettiği sürece ilgili hakkında kovuşturma yapılamıyor.

Genel Kurul aşaması

Milletvekillerine dağıtılan Karma Komisyon raporu, Genel Kurulda okunarak görüşülüyor. Biri lehte diğeri de aleyhte olmak üzere, iki milletvekili rapor üzerinde konuşma yapıyor.

Fezlekesi olan milletvekili isterse Hazırlık Komisyonunda, Karma Komisyonda veya Genel Kurulda kendi savunmasını yapabiliyor ya da başka bir milletvekili arkadaşına savunma yapması için bu hakkını verebiliyor.

Söz ve savunma talebi yoksa görüşmeler tamamlanıyor. Daha sonra Karma Komisyonun yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair raporu oylamaya sunuluyor. Genel uygulamaya göre açık oylama yapılıyor. Genel Kurulda dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin oylamada, karar yeter sayısı (151) yeterli oluyor.

Her dosya için ayrı oylama yapılıyor

Genel Kuruldaki oylamada, her milletvekili ve fezleke için ayrı oylama yapılıyor. Bir milletvekili hakkında iki dosya varsa iki dosya ayrı ayrı oylanıp karara bağlanıyor. Dokunulmazlık hangi dosya hakkında kaldırıldıysa yalnızca o fezleke hakkında yargılama yapılabiliyor. Milletvekilinin dönem sonuna bırakılan dosyası hakkındaki dokunulmazlığı devam ediyor.

Genel Kurul kararından sonra milletvekilinin dokunulmazlığı, söz konusu dosya için kaldırılmış oluyor.

Meclis Başkanlığı, dosyayı Cumhurbaşkanlığı aracılığıyla Adalet Bakanlığına gönderiyor. Bakanlık da dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili hakkında gereğinin yapılması için dosyası ilgili savcılığa havale ediyor.

Savcılık da dosyanın ulaşmasının ardından soruşturmaya kaldığı yerden devam ediyor, söz konusu milletvekilini tutuklanması talebiyle mahkemeye de sevk edebiliyor ya da tutuksuz olarak yargılanmasına da devam edebiliyor.

Dokunulmazlık kalkıyor, vekillik devam ediyor

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kalkmasıyla milletvekilliği düşmüyor, devam ediyor. Milletvekili maaşını alıyor ve diğer sosyal haklarından yararlanıyor. Tutuklanmamışsa Meclise gelerek yasama çalışmalarına da katılabiliyor.

Ancak milletvekili hakkındaki ceza kesinleştikten sonra Genel Kurulda okunuyor ve o zaman milletvekilliği düşürülüyor.

Milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine karar verilmesi halinde, Genel Kurul kararının alındığı tarihten itibaren 7 gün içinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptal için Anayasa Mahkemesine başvurabiliyor. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini 15 gün içinde kesin karara bağlıyor.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Dikkat Çeken ‘İttifak’ Yorumu

Muhalif partiler bir yandan erken seçim tartışmalarıyla gündemdeki yerini korurken, bir yandan da üçüncü ittifak görüşmelerini sürdürüyor. Son zamanlarda sık sık partiler arası ziyaretler gerçekleşirken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Cumhur ve Millet İttifakı dışında kalan partilerin bir araya gelmesini olumlu karşılayan Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

Üçüncü bir ittifak oluşturmalarını, demokratik zeminin gelişmesi açısından son derece olumlu bulduğumu ifade edeyim. Birden fazla nedeni var. Birinci nedeni şu: Az önce ifade ettim, üçüncü ittifak, diğer iki ittifak içinde yer bulamayan partiler, üçüncü bir ittifak oluşturarak parlamentoya daha güçlü gelmenin yollarını arıyorlar. O da bunların demokratik hakkı ve bu haklarını kullanıyorlar.

İkincisi; ittifaka dahil olmadığı halde bir parti, ittifaka dahilmiş gibi gösterilerek bir anlamda, bir partinin suçlanmasını veya birden fazla partinin, yani HDP’nin suçlanmasını ortadan kaldıracaktır. Kimin nerede, hangi ittifak içinde olduğu daha net görülecektir. Dolayısıyla gereksiz suçlamalar ve tartışmalar da bitmiş olacaktır. İkinci büyük yararı da bu. Bu açıdan ben, üçüncü bir ittifakın kurulmasını gayet güzel ve doğru buluyorum.

Cumhuriyet’ten Sertaç Eş’e konuşan CHP Lideri, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı: Bize, diğer partilere yararı oluyor. Dolayısıyla vatandaşa vadedeceği bir şeyi kalmayan, sürekli zemin kaybeden, siyasal zemin kaybeden, vatandaşla arasındaki güvensizliği her geçen gün büyüyen bir parti ve onun küçük ortağı, Millet İttifakı’nı suçlayarak ve Millet İttifakı’nın, içinde olmadığı bir partiyi ittifakın içindeymiş gibi göstererek suçlamasının önüne geçilecek. Yani bu açıdan bence iyi bir şey.

“Bu iktidar bu ülkeye bunu da yaşattı”

Ayrıca, sanayiye yönelik doğalgaz ve elektrik kesintisi kararlarına da sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile tepki gösteren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “”Sanayi tesislerine 3 gün boyunca enerji verilemeyecek. Bu iktidar bu ülkeye bunu da yaşattı. Tabii daha önemli işleri var. Gece yarısı sanatçıların evine baskın yaptırmak, gazetecileri atasözü paylaştılar diye hapse attırmak, dil koparmak… Beceriksizler!” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

DSÖ’den ‘Omicron Avrupa İçin Son Dalga Olabilir’ Açıklaması

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa’da pandeminin seyrine ilişkin olumlu tahminlerde bulundu. Örgütün Avrupa Direktörü Hans Kluge, Omicron dalgasının ardından Avrupa’da pandeminin sona erebileceğini söyledi.

DSÖ yetkilisi Hans Kluge AFP’ye açıklamasında, “Bu bölgede pandeminin son aşamalarına girilmesi olası” diye konuştu.

Kluge, mevcut Omicron  dalgasının yavaşlaması halinde “birkaç hafta ve ay için aşılar ve hastalığı geçirmiş olmaktan ötürü küresel bir bağışıklığın” oluşacağını, bahar ve yazın gelmesiyle birlikte mevsimsel faktörlerin de bu sürece katkı sağlayacağını belirtti.

DSÖ Avrupa Direktörü, “Yılın sonuna doğru Covid-19’un geri dönmesinden önce bir rahatlama sürecine girebileceğimizi düşünüyoruz, ancak pandemi artık geri dönmeyebilir” dedi.

DSÖ’den Mart tahmini: Yüzde 60’a bulaşacak

DSÖ’nün tahminlerine göre, Mart ayına kadar Avrupa’da yaşayanların yüzde 60’ına koronavirüsün Omicron varyantı bulaşmış olacak. İki yıl süren koronavirüs pandemisinin ardından Omicron varyantının ortaya çıkmasıyla pandeminin endemiye dönüşebileceği yorumları yapılmaya başlanmıştı.

Bu değerlendirmelere temkinli yaklaşan DSÖ yetkilisi Hans Kluge, “Endemi hakkında çok konuşuluyor ancak endemik demek önceden ne olacağını kestirebilmek demektir. Koronavirüs bizi birçok kez şaşırttı bu nedenle çok dikkatli olmamız gerekiyor” diye konuştu.

Kluge, artık bulaşı engellemekten ziyade risk grubundaki insanları korumanın öncelikli olduğunu belirtti. Uzman, durumun sağlık sisteminin Covid-19 nedeniyle yük altına girmeyecek ve kesintiye uğrayan temel sağlık hizmetlerine devam edilebilecek şekilde isikrara kavuşturulması gerektiğini ifade etti.

Kluge pandeminin sona erdirilmesi için dördüncü doz aşının gerekli olup olmayacağı sorusuna ise çekimser bir yanıt verdi. Kluge, her dozdan sonra bağışıklığın arttığının ise bir gerçek olduğunu söyledi.

Dünya genelinde Covid-19 nedeniyle şu ana kadar 5 milyon 600 bin kişi hayatını kaybetti. Avrupa’da pandemi döneminde hayatını kaybedenlerin sayısı ise resmi verilere göre 1 milyon 700 bine ulaştı.

Paylaşın

RTÜK’ten TELE 1’e Ve FOX TV’ye Ceza

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş’ın konuk olduğu TELE 1’in Demokrasi Arenası’na 5 hafta program durdurma ve yüzde 5 para cezası, FOX TV Ana Haber Sunucusu Selçuk Tepeli’nin açıklamaları nedeniyle de FOX TV’ye de yüzde 3 para cezası verdi.

Haber Merkezi / Cezaları RTÜK üyesi Okan Konuralp sosyal medya hesabından duyurdu. Okan Konuralp şunları kaydetti:

“RTÜK, “Toplumu kin ve düşmanlığa tahrik ettiği; nefret duyguları oluşturduğu” iddiasıyla Uğur Dündar’ın sunduğu Demokrasi Arenası’na 5 hafta program durdurma ve %5 para cezası cezası verildi. Ceza, yorumları nedeniyle tutuklanan Gazeteci Sedef Kabaş’ın konuk olduğu program için…

RTÜK Başkanının açıklamaları ile Kabaş’ın gözaltına alınmasına gösterilen tepkilere sahne olan ikinci yayın nedeniyle de yayıncı kuruluş TELE1’e ek olarak % 3 para cezası daha verildi.

RTÜK Başkanı Şahin’in basın etiğine uymamakla itham ettiği Selçuk Tepeli’nin yorumları gerekçe gösterilerek Fox için de % 3 para cezasına hükmedildi.Sezen Aksu’nun yorumladığı Kemal Burkay’ın dizelerine atfen son sözüm: Hiç merak etmeyin! İklim değişecek, Akdeniz olacak. Gülümseyin!”

RTÜK, basın özgürlüğünün önündeki en büyük engele dönüştü”

RTÜK üyesi İlhan Taşçı, kurul toplantısının ardından yaptığı açıklamada ise şu ifadelere yer verdi:

“RTÜK, Sedef Kabaş’ın sözleriyle “toplumu kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” iddiasıyla Tele 1’e % 5 idari para, 5 kez de program durdurma cezası verdi. Uğur Dündar’ın RTÜK Başkanı Şahin’i eleştirmesi nedeniyle de %3 idari para cezasına oyçokluğuyla hükmedildi.

RTÜK kararı uyarınca Demokrasi Arenası programı 5 kez yayınlanamayacak. Program 1 aylığına kapatılmış oldu! Aynı dönemde Uğur Dündar da ne TELE1’de ne de başkaca bir kanalda program yapamayacak. İşte düşünce özgürlüğü, işte ifade özgürlüğü. Siz misiniz RTÜK başkanını eleştiren.

TELE1 bu yıl içinde yasanın 8/1/b bendinden bir ceza daha alırsa bu kez kanalın yayını 10 gün boyunca durdurulacak; RTÜK’ün belirlediği yayınları yapacak. Kanal 3. Kez aynı maddeden ceza alırsa lisansı iptal edilecek. Yani fişi çekilecek ve kanalın ekranı tamamen karartılacak!

Olağanüstü toplantıda, Selçuk Tepeli’nin ana haberde AKP Genel Başkanının icraatına yönelik eleştirileri nedeniyle Fox TV’ye “toplumda özgür kanaat oluşmasını” engellediği iddiasıyla % 3 idari para cezasına hükmedildi. Karar oyçokluğuyla alındı. Cezaların toplamı 6 milyon lira.

RTÜK, hükümetin son günlerde sanatçı, aydın ve gazetecileri hedef alan politikasının cezalandırıcı aparatına dönüştü. Düşünce ve ifade özgürlüğü ile televizyonların özgürce yayıncılık yapması için ortam sağlaması gereken RTÜK, basın özgürlüğünün önündeki en büyük engele dönüştü.”

Ne olmuştu?

Gazeteci Sedef Kabaş  bir hafta önce yayınlanan TELE 1’de katıldığı programda, “Çok meşhur bir söz vardır. Taçlanan baş akıllanır diye. Ama görüyoruz ki gerçek değil. Ya da tam tersi bir söz vardır. Büyükbaş hayvan bir saraya girdiği zaman o kral olmaz. O saray ahır olur” demişti.

Bu sözler üzerine 21 Aralık’ı 22 Aralık’a bağlayan gece saat 02.00 sıralarında İstanbul’da yaşadığı evinde polislerce gözaltına alınan gazeteci Kabaş, Cumartesi günü çıkarıldığı Çağlayan Adliyesi’nde Cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla tutuklanmıştı. Tutuklama kararının gerekçesinde “Kuvvetli suç şüphesi, kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek olması, bu nedenle adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı, bu doğrultuda tutuklama tedbirinin ölçülü olacağı” savunulmuştu. Kabaş’ın açıklamalarının ardından RTÜK kanal hakkında inceleme başlatmıştı.

Paylaşın

Kovid 19’da Haftalık Vaka Sayıları Açıklandı: İstanbul Zirvede

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından vaka yoğunluğu bir önceki haftaya göre en çok artan 10 ilin İstanbul, Bingöl, Kocaeli, Bilecik, Bolu, Rize, Trabzon, Ankara, Erzurum, Tunceli olduğunu açıkladı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 8-14 Ocak’ta il bazında her 100 bin nüfusa karşılık gelen Kovid 19 vaka sayılarının yer aldığı haritayı paylaştı.

Haritaya göre, 8-14 Ocak arasında vaka yoğunluğu bir önceki haftaya göre en çok artan 10 il Bingöl, İstanbul, Bolu, Rize, Kocaeli, Erzurum, Ankara, Bilecik, Tunceli ve Trabzon oldu.

100 bin kişide görülen Kovid 19 vaka sayısı 1-7 Ocak haftasına kıyasla İstanbul’da 1222,37’den 1571,46’ya, Ankara’da 386,15’ten 629,65’e, İzmir’de ise 574,85’ten 714,29’a yükseldi.

Haritaya göre vaka yoğunluğu en az iller 16,44 ile Van, 19,61 ile Hakkari ve 37,82 ile Urfa oldu.

10 ilin verileri

8-14 Ocak arasında vaka yoğunluğu bir önceki haftaya göre en çok artan 10 ilin verileri şöyle:

  • İstanbul: 1571,46
  • Bingöl: 1410,74
  • Kocaeli: 800,55
  • Bilecik: 769,03
  • Bolu: 708,06
  • Rize: 676,91
  • Trabzon: 643,43
  • Ankara: 629,65
  • Erzurum: 328,77
  • Dersim: 349,94

Haritaya göre, vaka yoğunluğu 700’ün üzerinde olan iller ise şöyle:

  • İstanbul 1571,46
  • Eskişehir 1427,50
  • Bingöl 1410,74
  • Kırklareli 910,88
  • Kocaeli 800,55
  • Bilecik 769,03
  • İzmir 714,29
  • Tekirdağ 707,54

Aşılama oranı ve 24 saatlik veriler

Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, 23 Ocak Pazar saat itibariyle 24 saatte 392 bin 281 Covid-19 testi yapıldı, 65 bin 503 kişinin testi pozitif çıktı, 185 kişi yaşamını yitirdi. 75 bin 422 Covid-19 hastası ise iyileşti.

Türkiye’de bugün itibariyle 57 milyon 3336 bin 203 kişiye birinci doz, 52 milyon 262 bin 703 kişiye ikinci doz, 24 milyon 278 bin 269 kişiye üçüncü doz olmak üzere toplam 140 milyon 743 bin 552 doz aşı uygulandı.

Paylaşın

DEVA Lideri Babacan’dan ‘Fatura’ Tepkisi

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımlarla elektrik ve doğal gaz faturalarına gelen zamlara tepki gösterdi.

Vatandaşların sosyal medyada paylaştığı faturaları okuyan DEVA Lideri Babacan şu mesajları paylaştı:

“Bugün sosyal medyada faturalarını paylaşan vatandaşlarımızı okuyorum. Bu ay gelen faturalar bu ülkenin normali olamaz. Bu pahalılığa alışmayacağız. İpe sapa gelmez teorilerini dayatarak başımıza döviz kuru krizini kim açtıysa, enerji politikasında kim çuvalladıysa, bu anormal artışların sorumlusu da odur.”

Cumhuriyet’ten Zehra Özdilek’e konuşan vatandaş Ayşe D.’nin sözlerini paylaşan Babacan, “Doğalgaz faturası 250 liradan 1000 liraya çıkan Ayşe Hanım’ın sözleri iç parçalıyor: ‘Bir bebeğimiz dünyaya geldi ve doğal olarak doğalgazı biraz açmak zorunda kaldık. Gerçek anlamda ısınsak ne olacaktı düşünemiyoruz’. Yeni doğan bebekler bile bu kötü yönetimin bedelini ödüyor” ifadelerini kullandı.

Babacan, işletmesine geçen ay 300 TL, bu ay 740 TL elektrik faturası geldiğini paylaşan bir vatandaşı “Gelecek ay ne olacağı meçhul. İnsanlar geçinemiyor, aileler dağılıyor, ocaklar sönüyor. Ülkenin gündemi bu olmalı” sözlerini ise, “Geçmiş olsun. Koskoca ülke Survivor setine döndü. Hayatta kalmaya çalışanların ülkesi olduk” diye yanıtladı.

Babacan, aralık ayında 222 TL, ocak ayında 414 TL elektrik faturası geldiğini söyleyen bir vatandaşa da şu sözlerle karşılık verdi:

“Sayın Erdoğan, hiç olmazsa eve girip çıkarken halkın yaşadığı bu zorlukları duyabilirdi. Ama o kendisini Beştepe’de izole etti. Tek bir komşusu bile yok. En son kaç yıl önce bir elektrik veya doğalgaz faturası gördü acaba?”

“Geçen ay 444 TL gelen faturayı ödeyemezken bu ay gelen bin 500 TL faturayı nasıl ödeyeceğim? Evde engelli evladım var” diyen bir vatandaşın mesajını alıntılayan Babacan,

“Çarşıya inip esnafı dükkânında ziyaret edemeyen Cumhurbaşkanı, bari vatandaşın sosyal medyadaki feryadını okusa da öğrense. Millet ile esnafı karşı karşıya getireceğine, şapkasını önüne koysa” ifadelerine yer verdi.

Babacan ayrıca BOTAŞ’ın sanayi ve santrallerde doğalgaz kısıtlaması talimatını şu sözlerle eleştirdi:

“Bunlar hep otoriter ittifakın ülkemize yıktığı acı sonuçlar. Sanayinin doğalgazını kısmak, elektrik santrallerine daha az gaz vererek elektrik kesintilerine neden olmak, üretimi ve ihracatı azaltacaktır. ‘Karadeniz’de keşfettik’ dedikleri doğalgaz ne oldu? Haberi olan var mı?”

Paylaşın

Sancar: Bu Sistemden Kurtulmanın Tek Yolu Birlikte Mücadele Etmektir

‘Deniz Poyraz Davası’ duruşması öncesi açıklamalarda bulunan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Bu sistemden, iktidardan, bu kanlı talancı düzenden kurtuluşun tek yolu birlikte mücadele etmektir” dedi.

Haber Merkezi / Sancar, konuya ilişkin açıklamasının devamında, “Yargı, iktidarın elindedir ve muhalefeti bastırmak, demokrasi güçlerini sindirmek için bir sopa olarak kullanılmaktadır. Elbette susarak beklersek adalet mahkeme salonlarında gerçekleşmeyecek. Susmuyoruz; örgütlü adaletsizliğe karşı örgütlü mücadeleyi, sistemli kötülüğe karşı en geniş dayanışmayı ve ortak mücadeleyi kurmaya devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Bu sistem, suçluları aklayan ve hakikati karartan bütün mekanizmalarıyla demokrasi mücadelesinin önüne dikilmektedir. Biliyoruz ki adalet ancak herkes için talep edildiğinde bir hedefe amaca yönelik olur, adalet mücadelesi herkes için verildiğinde anlam kazanır. Ya herkes için vardır ya da hiç kimse için yoktur.” diyen Mithat Sancar’ın ‘Deniz Poyraz Davası’ duruşması öncesi yaptığı açıklamalar şöyle;

“Bugün burada Deniz Poyraz arkadaşımızın katledilmesiyle ilgili davanın 2. duruşması için bulunuyoruz. Deniz Poyraz arkadaşımız 17 Haziran’da katledildi. O kurşunlar elbette onun o güzel, o mücadeledeci bedenine yöneldi, önce onun kanı akıtıldı ama saldırının tek hedefi Deniz Poyraz değildi. Saldırı aynı zamanda HDP’yeydi. Saldırı aynı zamanda demokratik siyaseteydi, Türkiye’deki kadın ve demokrasi mücadelesine, barış mücadelesine yönelikti. O kuruşunlar barışı, demokrasiyi, kadın mücadelesini, emek mücadelesini hedef almıştı. Arkasında güçlü bir örgütlü plan vardı, sistemli bir cinayet hazırlanmıştı ve belki de onlarca kişinin katledilmesi hesaplanmıştı.

“Korkutmak istediler ama başaramadılar, bundan sonra da başaramayacaklar”

O gün orada Deniz Poyraz arkadaşımız bulunuyordu ona kıydılar, onu aramızdan aldılar ama onlar da biliyor ki sadece bir arkadaşımızın katledilmesiyle veya başka arkadaşlarımızın katledilmesiyle bu mücadele durmaz. Kimse korkmaz, kimse yılmaz. Gözdağı vermek, sindirmek istediler. Ama hiçbiri bu tür saldırılarla başaramadılar, başaramayacaklar. Adalet, hakikat ve barış için buradayız. Biliyoruz ki karşımızda sistemli ve örgütlü bir kötülük düzeni, adaletsiz bir sitem var. Bu uygulamalara, bu sisteme, bu zihniyete ve iktidara karşı tek etkili yol da sistemli ve örgütlü mücadeledir. Kötülüğe karşı iyiliği örgütlemek, adaletsizliğe karşı adalet mücadelesini büyütmek tek çıkar yoldur.

“Bu sistemden kurtulmanın tek yolu birlikte mücadele etmektir”

Bu sistemden, iktidardan, bu kanlı talancı düzenden kurtuluşun tek yolu birlikte mücadele etmektir. Yargı, iktidarın elindedir ve muhalefeti bastırmak, demokrasi güçlerini sindirmek için bir sopa olarak kullanılmaktadır. Elbette susarak beklersek adalet mahkeme salonlarında gerçekleşmeyecek. Susmuyoruz; örgütlü adaletsizliğe karşı örgütlü mücadeleyi, sistemli kötülüğe karşı en geniş dayanışmayı ve ortak mücadeleyi kurmaya devam ediyoruz. Bu sistem, suçluları aklayan ve hakikati karartan bütün mekanizmalarıyla demokrasi mücadelesinin önüne dikilmektedir. Biliyoruz ki adalet ancak herkes için talep edildiğinde bir hedefe amaca yönelik olur, adalet mücadelesi herkes için verildiğinde anlam kazanır. Ya herkes için vardır ya da hiç kimse için yoktur.

“Başkasına yapılan haksızlığa susanlar son zamanlarda yaşananlardan ders çıkarmalıdır”

Bekleyerek, başkalarına yapılan adaletsizliklere sessiz kalarak, onları görmezden gelerek devam edeceğini düşünen herkes son zamanlarda yaşadığımız örneklere bakarak mutlaka uyanmak zorundadır. Başkasına yapıldığında başını kenara çevirenler de bu sistemden, adaletsizlikten, zulümden, baskıdan gün gelir nasibini alır. Yıllardır bağırıyoruz; adalet ancak herkes için varsa, herkes için talep ediliyorsa gerçekleşebilir.

“Kim saldırıya uğruyorsa hep birlikte onun yanında yer almalıyız”

Yoksa adaletsiz düzenin içinde bütün ötekiler, muhalifler, ezilenler mutlaka payını alacaktır. Çağrımız bütün adalet isteyenleredir, bütün eşitlik isteyenleredir, bütün ezilenleredir. Bütün ötekileştirilenleredir. Kimliğine bakmadan adaletsizliğe kim maruz kalıyorsa onun yanında yer almalıyız. Kim bu adaletsiz sistemin saldırılarına maruz kalıyorsa dayanışmayı orada hızla bir şekilde örmek zorundayız.

“Saldırı bu ülkenin barış umudunu kırmaya, bu mücadeleden vazgeçirmeye yönelikti”

Sadece kendimiz için adalet istiyorsak, bu düzenin devamına katkı sağlarız. Kendisi için adalet isteyenler, adaletsizliğin devamına ortak olmaktan başka bir şey yapmaz. İşte son örnekler ortada. Bu sistemi değiştirmek, bu zalim baskıcı iktidarı göndermek için ortak mücadeleden ve demokratik mücadeleyi birlikte büyütmekten başka yol yok. Adaleti de ancak bu şekilde sağlayabiliriz. Deniz Poyraz’a, HDP’ye yönelik saldırı bu ülkede barış umudunadır. Barış mücadelesinden vazgeçirme çabalarının sistemli uygulamalarıdır. Oysa biz barışı getirmekte kararlıyız. Barışı da ancak adalet ve hakikat üzerine kurabiliriz. Adalet ve hakikatin olmadığı yerde barış da olmaz. Barışın olmadığı yerde demokrasi de olmaz. Demokrasinin olmadığı yerde eşitlik de olmaz huzur da olmaz. Bunu hepimizin görmesi lazım.

“Yargı cinayeti münferit göstermek için elinden geleni yapıyor”

Deniz Poyraz’a yönelik cinayet, sistemli bir cinayettir. Soruşturmanın başından beri hem emniyet hem savcılık bu cinayeti münferit, bireysel göstermek için ellerinden geleni yaptı. Tıpkı bundan önceki saldırılarda olduğu gibi. Hakikati, örgütlü kötülüğü örtmek için ellerindeki imkanları kullandılar. Biz de irademizi, örgütlü gücümüzü bu karanlığın arkasındaki gücü ortaya çıkarmak için kullanmaya devam edeceğiz. Bu sistemi değiştirene kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu ülkeyi aydınlığa çıkaracağız. Karanlığın üstüne halkların iradesini ve ışıklarını mutlaka yönelteceğiz. Bizlere yönelik saldırılarda bütün güçleriyle hakikati örtmek ve suçluları aklamak için uğraşan bu sistem, bize yönelik yargılamalarda ise her türlü kumpası, hileyi, oyunu oynamakta bir beis görmüyor. Sıra bizlere, demokrasi güçlerine, sıra emekçiye, ezilene gelince hiçbir delile gerek kalmadan en ağır baskıları uygulayan sistem, apaçık işlenen cinayetleri, soygunu ve talanı gizlemek için seferber olmaktadır.

“Bu gidişatı değiştirmenin yolu, adalet mücadelesini büyütmekten ve demokrasi mücadelesini ortaklaştırmaktan geçiyor”

İşte bu gidişatı, bu döngüyü değiştirmenin yolu adalet mücadelesini büyütmekten, demokrasi mücadelesini ortaklaştırmaktan geçiyor. Ya en geniş demokratik mücadele ortaklığını kuracağız ya da bu kötülük düzeni devam edecek. Bu ülkede barışın ve demokrasinin, adaletin gerçekleşmesini önlemek için yoluna devam edecektir. Biz burada bu gidişe dur demek için varız. Adaletsizliğin olduğu her yerde, kime yönelirse yönelsin adaletsizliğe karşı birlikte mücadele etmek için varız, var olacağız. En büyük gücü kadın mücadelesinden aldığımızı hatırlatalım, Deniz Poyraz cinayeti kadın mücadelesine saldırının da sembolüdür. O nedenle en büyük direnci kadınlar göstermektedir. En etkili mücadeleyi kadın hareketi yürütmektedir. Hep birlikte barışa, demokrasiye, adalete yürüyüşümüz devam edecek. Hakikati ortaya çıkaracağız, adaleti gerçekleştireceğiz, hakikatle adaletin üstüne barışı inşa edeceğiz. Bu ülkeye demokrasiyi mutlaka getireceğiz. Bütün dostları; dayanışma için, mücadele için her an her şekilde yoluna devam eden tüm güçleri selamlıyorum. Adalet, hakikat, barış ve demokrasi mücadelesinin başarıya ulaşacağına inanıyorum. “

Paylaşın

203 Sanatçıdan Sezen Aksu’ya Destek Bildirisi: Asla Yalnız Yürümeyecek

Yaşar Gaga ile beraber seslendirdiği “Şahane Bir Şey Yaşamak” şarkısındaki “Adem ve Havva” göndermesi nedeniyle hedef gösterilen Sezen Aksu’ya 203 sanatçıdan destek geldi. Bildiride, “Sezen Aksu asla yalnız yürümeyecek ve bizler bir kişi dahi eksilmeyeceğiz” denildi.

Sezen Aksu’nun “Avcı” şiiriyle yaşadığı saldırılara yanıt vermesinin ardından aralarında Latife Tekin, Elif Şafak, Ece Temelkuran, Birhan Keskin, Hayko Cepkin, Şükrü Erbaş ve Sema Kaygusuz gibi yazar, gazeteci, akademisyen, müzisyen ve şairlerin olduğu 203 sanatçı imza metni yayınladı.

“Sezen Aksu asla yalnız yürümeyecek ve bizler bir kişi dahi eksilmeyeceğiz” ifadelerinin yer aldığı imza metni şöyle:

“Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sanatçı Sezen Aksu’yu hedef gösteren ve ifade özgürlüğünü yok sayan sözlerini büyük bir tepkiyle izliyoruz. 47 yıldır yazan, söyleyen ve bu toprakların kültürel birikimine onlarca şarkı armağan eden Sezen Aksu’ya karşı başlatılan bu saldırının tam karşısındayız.

“Aksu’nun ifade özgürlüğünün kısıtlandığı ve ‘dilinin koparılması’ ile tehdit edildiği bir ülke istemiyoruz. Girişilen bu saldırıya karşı hep birlikte ve dayanışma içinde olduğumuzu bildiriyoruz.

“’Koparılmak’ istenen dil Anadolu’nun kadim halklarının dilidir. Pir Sultan’ın, Yunus Emre’nin, Karacaoğlan’ın, Köroğlu’nun, Âşık Veysel’in, Sinem Bacı’nın, kısacası binlerce yıldır bizi temsil eden, sevinçlerimizi, üzüntülerimizi, ağıtlarımızı söylediğimiz dildir. Hoca Nasreddin gibi ağlayan, Bayburtlu Zihni gibi gülen kadim halkların, emekçilerin, kadınların ve her türlü zorbalığa karşı sazıyla, sözüyle mücadele edenlerin dilidir. ‘Koparılmak’ istenen dil, özgür sanatın dilidir.

“Biz sanatçılar olarak bu topraklarda yaşayan tüm dilleri korumak için mücadele ettik ve bundan sonra da aynı kararlılıkla mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Sezen Aksu asla yalnız yürümeyecek ve bizler bir kişi dahi eksilmeyeceğiz.”

İmzacılar

Aslı Biçen, Aslı Solakoğlu, Aslı Tohumcu, Aslı Uluşahin, Ayşe Çavdar, Akif Kurtuluş, Altay Öktem, Anıl Mert Özsoy, Ali Seçkiner Alıcı, Akın Yanardağ, Ayla Turan Tan, Adnan Gerger, Ayşen Şahin, Arife Kalender, Aydan Yalçın, Aliye Özlü, Ayşegül Devecioğlu, Atiye Kalkan, Ahmet Murat Aytaç, Ahmet Telli, Birol Tezcan, Bade Osma Erbayav, Baran Güzel, Burhan Şeşen, Birhan Keskin, Büşra Sanay, Burcu Ünlü, Barış İnce, Belgin Bıyıkoğlu, Birgül Oğuz, Bircan Değirmenci, Buket Uzuner, Bülent Tekin, Barış Atay, Belma Fırat, Betül Yılmaz, Batuhan Dedde, Can Uçar, Cem Erciyes, C. Hakkı Zariç, Çağlayan Çevik,

Çayan Okuduci, Cenk Kolçak, Çağrı Sinci, Cihan Ülsen, Cem Vazo, Cafer Solgun, Çetin Ali Nergis, Devrim Horlu, Deniz Durukan, Dündar Hızal, Deniz Ulkat, Derya Ulkat, Duygu Kankaytsın, Devrim Dirlikyapan, Dilruba Nuray Erenler, Diyar Atak, Ezgi Polat, Ercan Mehmet Erdem, Emrullah Alp, Esin Özbek, Emirali Türkmen, Erdoğan Emir, Ece Temelkuran, Eylem Te, Engin Turgut,  Eray Sargın, Emrah Polat, Erkan Karakiraz, Erbil Doğan, Figen Şakacı, Fatih Tan, Fadıl Öztürk, Fahri Özdemir, Fatma Aras, Gaye Boralıoğlu, Gökhan Bakar, Grup Adalılar, Gonca Özmen, Gülşen İşeri, Giray Kemer, Gökhan Bakar, Haydar Ali Albayrak, Hıdır Işık, Hüseyin Bul, Haydar Ergülen, Haden Öz, Hüseyin Gökçe, Hilal Karahan,

Haluk Tolga İlhan, Hüseyin Turan, Hayko Cepkin, Hatice Meryem, Ilgın Sönmez, Latife Tekin, Tekgül Arı, Nil Sakman, Sevim Erdoğan,  Onur Bütün, Mahmut Çınar, Umay Umay, Sırma Mirzaoğlu, Sibel Oral, Mahir Ünsal Eriş, Murat Özyaşar, Özlem Akcan, Sercan Meriç, Mehmet Said Aydın, Metin Solmaz, Merve Göntem, Umut Altınçağ, Volkan Yosunlu, Sinem Sal, M.K. Perker, Murat Uyurkulak, Pelin Buzluk, Murat Meriç, Metin Yetkin, Muzaffer Gezer, Gönül Kıvılcım, Pınar Aydınlar, Nesimi Aday, Sevengül Sönmez, Kemal Varol, Ferhat Tunç, Fatoş Avcısoyu Ruso, Zerrin Saral, Nimet Mızraklı, Levent Karataş,

Vecdi Erbay, Nadir Göktürk, Muzaffer Gezer, Şükrü Erbaş, Niyazi Koyuncu, Tunca Çaylant, Ünal Ersözlü, Sina Akyol, Tuğrul Keskin, Namık Kuyumcu, Semih Çelenk, Mazlum Mengüç, Tuba Torun, Orhan Alkaya, Suzan Samancı, Utkucan Akyol, Kazım Gündoğan, Mustafa Ergin Kılıç, Sema Kaygusuz, Oğulcan Kütük, Yücelay Sal, Ömer Ferhat Özmen, Serhad Raşa, Yücel Tunca, Muammer Ketencoğlu, Nalan Çelik, Esat Şenyuva, Nilay Özer, Müge Koçak, Sonat Yurtçu, Mehmet Özer, Kerem Görkem, Taçlı Yazıcıoğlu,

Narin Yükler, Mesut Varlık, Nalan Kuruçim, Pınar Doğu, Hüseyin Akcan, Nur Sürer, Elif Şafak, Sedef Erken, Turan Parlak,  Özlem Armen, Şahin Altuner, Eren Aysan, Murat Gür, Senem Gezeroğlu, Nur Saka, Metin Atik, Zeynep Altıok, Zeynep Ezmen, Tuncay Birkan, Hüsamettin Küçük, To256603zan Alkan, Mahir Karayazı, Yılmaz Şener, Mehmet Aras, Çetin Ali Nergis, Gül Kaçar, Nurani Ersoy, Zafer Türker, Levent Kaçar, Sıtar Sertaç Şanlı, Mazlum Çetinkaya, Tacim Çiçek, Hakan Güngör, Nurhan Suerdem, Okan Çil.

Ne olmuştu?

Sezen Aksu’nun 2017 yılında çıkardığı “Şahane Bir Şey Yaşamak” şarkısında geçen “Binmişiz bir alamete. Gidiyoruz kıyamete. Selam söyleyin o cahil Havva ile Adem’e…” sözleri önce Yeni Şafak gazetesinde ardından iktidara yakın isimlerce sosyal medyada hedef gösterildi.

Ankara’da Mikail Yılmaz isimli bir avukat ile beraberindeki bir grup Aksu hakkında, “dini değerlere hakaret ve tahrik veya aşağılama” suçunu işlediği iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu, iktidara yakınlığıyla bilinen Milli Beka Hareketi de Sezen Aksu’nun evinin önünde eylem düzenledi.

İktidar kanadından açıklamalar da gecikmedi. Vekiller ve bakanların ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de partisinin grup toplantısında Aksu’yu hedef aldı. Bu sırada Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) yönetimi kanalları tek tek arayarak Sezen Aksu’nun “Şahane Bir Şey Yaşamak” şarkısının yayınlanmaması konusunda uyarıda bulundu.

Son olarak AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 21 Ocak cuma namazı sonrası mihraba çıkarak yaptığı açıklamada “Hakaretlerin bini bir para. Bütün bunların karşısında dimdik duracak olanlar sizlersiniz. Hz. Adem efendimize kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yer geldiğinde koparmak bizim görevimizdir. Havva validemize kimsenin dili uzanamaz. Onlara da had bildirmek bizim görevimizdir” diye konuştu.

Erdoğan’un bu tehditlerinin ardından Sezen Aksu, bir açıklama yayımladı ve “Avcı” adlı yeni şarkı sözlerini paylaştı. Şarkı şimdiye kadar 53 dile çevrildi.

Paylaşın

Türkiye’de Sanayi Üç Gün Duracak

İran’dan gelen doğal gaz akışının aksaması dolayısıyla çevrim santralleri çalışmayınca TEİAŞ, OSB’lere elektrik dağıtımını bu gece yarısından başlayarak üç gün durdurdu. Sanayiciler kesintilerin sektörde onarılmaz kayıplara yol açacağını söylüyor.

Türkiye Elektrik İletişim A.Ş. (TEİAŞ) tüm Türkiye’de organize sanayi bölgelerine en az 3 gün olmak üzere elektrik kısıtlaması uyarısında bulundu.

İran- Türkiye doğal gaz boru hattında meydana gelen arıza, doğal gazdan elektrik üreten çevrim santrallarında üretimi kısıtladı. TEİAŞ da çareyi 24 Ocak Pazartesi saat 00.00’dan itibaren Türkiye’deki tüm organize sanayi bölgelerine elektrik vermemkte buldu.

Ülkede sanayi üretimi en az 3 gün süreyle tamamen duracak. Bu arada OSB dışındaki tesislerde de aynı kısıntının uygulanacağı öne sürülüyor.

Üç gün tam kısıtlama

Dünya gazetesinden Ömer Faruk Çiftçi ve Fikri Cinokur’un haberine göre; TEİAŞ  OSB’lere telefonla bilgi verdi. Yazılı açıklama yapmadı.  Ancak OSB’ler durumu bünyelerindeki sanayicilere yazıyla duyurdu.

Telefonla yapılan ilk bilgilendirmede kısıtlamanın pazartesi, çarşamba, perşembe tam gün olacağı belirtilmişti. Sanayicilerin tepkisi üzerine Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez kesinti günlerini pazartesi, salı, çarşamba tam gün olarak değiştirdi.

Aydınlatma ve ısıtmaya elektrik var  

Tüm OSB’lerde aydınlatma ve ısınma amaçlı enerji çekmeleri izni verildi. Belirlenen günlerde belirlenen rakamın üzerinde enerji çeken bölgelerin enerjisi TEİAŞ tarafından kesilecek ve cezai yaptırım uygulanacak.

“Kriz çığa dönüşüyor”

Antalya Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, enerji sorunlarının kartopu gibi yuvarlanarak çığa dönüştüğünü belirtti.

Bahar, “Tedarik sorunu, doğalgazdan elektrik üreten santrallerin üretimini sekteye uğratınca, şimdi devasa bir elektrik tedarik sorunu ile karşı karşıya kaldık.” dedi. “Önümüzdeki hafta itibariyle Türkiye’deki tüm OSB’lerde 3 ila 4 tam gün elektrik kısıntısı uygulanacağı TEİAŞ tarafından sözlü olarak bildirilmiş, ancak tarafımıza henüz yazılı, resmi bir bildirimde bunulmadı.”

Antalya OSB Başkanı “sorunu fabrikalardan bir bariyer ile durdurmaya kalkmanın tüm ülkenin çığ altında kalmasına neden olmaktan başka bir işe yaramayacağı” kanısında .

OSB’lerde üretimini 7/24 sürdürmek zorunda olan, en ufak bir aksaklıkta üretimi uzun süre duracak, stoku çöp olacak fabrikaların varlığını hatırlatan Bahar, “Ülkede imalatın üç gün süreyle durdurulması hayal bile edilmemesi gereken korkunç bir şeyken, bunun eyleme geçirilmesi çok daha korkunç ve tehlikelidir” dedi.

Hangi kesimler şiddetle etkilenecek? 

Soğuk hava depoları olan, kesim yapan sanayicilerin, süt fabrikalarının uğrayacağı zararın nasıl tanzim edileceği konusunda bilgi verilmediğine dikkat çeken Bahar, kesintilerden şiddetle etkilenecek kesimleri şöyle sıraladı:

  • OSB’mizdeki süt fabrikalarımız günlük 400 ton süt almaktadır. Üretim yapamadığı için bu sütü alamayacağından o süt ziyan olacaktır.
  • Dezenfektan yapan sanayicilerimiz vardır. Dünyanın pandemiyle boğuştuğu bir ortamda dezenfektan üretiminin durması salgına yeni bir ivme kazandırabilir.
  • Günlük yemek çıkaran fabrikalarımız vardır, gıda tedariki sekteye uğrayacaktır.
  • Otellere hizmet veren çamaşırhanelerimiz duracaktır, turizm sekteye uğrayacaktır.
  • Lojistik operasyonları sekteye uğrayacaktır.

Telafisi mümkün olmayan zararlar

Bahar, “Bu sektörlerin sekteye uğramasının, ülke çağında büyük bir tedarik sıkıntısını beraberinde getirebileceğini” söyledi ve toplum psikolojisinin böyle devasa bir sorunu kabullenmeye hazır olmadığını ileri sürdü.

TEİAŞ açıklaması 

Öte yandan TEİAŞ’ın internet sayfasında yapılan duyuruda, mesken ve ticarethane dışında kalan kullanıcılara program dahilinde kısıntı uygulanacağı bildirildi. Ancak “Hangi kullanıcılara kısıntı uygulanacağı ve kısıntı miktarı ile ilgili, Dağıtım Şirketleri ve Teşekkülümüz tarafından bilgilendirme yapılacaktır” denmesine karşın kurumu bağlayacak br açıklama yapmaktan kaçınıldığı görüldü.

(Kaynak: bianet)

Paylaşın

Galatasaray, Evinde Trabzonspor’a Kaybetti

Süper Lig’in 23. haftasında Galatasaray ile Trabzonspor karşı karşıya geldi. Ali Sami Yen’de oynanan karşılaşmayı 84. dakikada Bakasetas, 90. dakikada Visca’nın golleri ile Trabzonspor 2-1 kazandı. Galatasaray’ın tek golünü ise 31. dakikada Cicaldau’nun penaltıdan kaydetti.

Haber Merkezi / Bu sonuçla lider Trabzonspor puanını 54’e yükselterek yoluna devam ediyor. Üste üste 4. mağlubiyetini alan Galatasaray ise 27 puanda kaldı. Ligin ilk yarısında Trabzon’un ev sahipliğinde oynanan maç 2-2’lik eşitlikle sona ermişti.

Karşılaşmadan dakikalar;

7. dakikada kar yağışı şiddetini artırdı, görüş mesafesini korumak için kalecilerin göz altlarına siyah boya sürülmesi için oyun durdu. 19. dakikada Kerem, Peres’ten kaptığı topla hızla rakip yarı alana geçti. Yıldız futbolcu sol kanattan ceza yayına doğru girerken şutunu çekti ancak üstten aut.

29. dakikada ceza sahası içinde topla buluşan Kerem Aktürkoğlu, pasını verdiği sırada Denswil tarafından düşürüldü. VAR uyarısı sonrasında hakem Atilla Karaoğlan pozisyonu tekrar izleyerek penaltı noktasını gösterdi.

31. dakikada Kerem Aktürkoğlu’nun düşürülmesiyle kazanılan penaltı atışında topun başına geçen Cicaldau, meşin yuvarlağı kalecinin ters köşesine göndererek takımını öne geçirdi (1-0).

35. dakikada Peres sağdan ceza sahasına girerek topu içeri çevirdi, Galatasaray savunmasının müdahale ettiği meşin yuvarlak Nwakaeme’nin önünde kaldı. Trabzonsporlu oyuncunun şutunda top dışarı gitti. 39. dakikada Berkan Kutlu’nun ceza sahası dışından sert şutunda Hugo’ya çarpıp yön değiştiren topu kaleci Uğurcan Çakır son anda kornere çeldi.

45. dakikada ceza sahası önünde topla buluşan Kerem Aktürkoğlu’nun şutunda meşin yuvarlak kaleci Uğurcan Çakır’da kaldı. 50. dakikada Bakasetas uzaklardan şansını denedi ancak Fatih rahat bir şekilde topa sahip oldu.

52. dakikada Dorukhan harika bir uzun topla savunma arkasına sarkan Cornelius’u, kaleci Fatih’le karşı karşıya bıraktı. Danimarkalı golcü önde olan Fatih’in pozisyonunu fırsat bilip vursa da top direğin hemen yanından auta çıktı.

57. dakikada Visca’nın sağdan kullandığı korner atışında Cornelius kafayla arka direğe doğru aşırttı. Bu noktada topla buluşan Ahmetcan’ın sert şutunda top yandan az farkla dışarı gitti. 66. dakikada Visca ile verkaç yaparak ceza sahasına sağ çaprazdan giren Peres, bekletmeden vuruşunu yaptı ancak meşin yuvarlak üstten dışarı gitti.

84. dakikada Marcao’nun sektirdiği topa Bakasetas yerden harika vurdu ve Fatih çaresiz. Trabzonspor eşitliği yakaladı (1-1). 86. dakikada Atılan uzun topta Babel iyi kontrol edip, topu sağına çekip bekletmeden vurdu, Uğurcan başarılı. 90. dakikada Taylan’ın hatalı pasında araya giren Visca, önde olan Fatih’i görüp vurdu ve Fırtına’yı dev maçta 2-1 öne geçirdi.

Stat; Ali Sami Yen

Hakemler; Atilla Karaoğlan, Bahattin Duran, Tarık Ongun

Galatasaray; Fatih, Boey (Yedlin dk. 88 ?), Marcao, Nelsson, Ömer Bayram, Taylan, Emre Kılınç (Morutan dk. 88 ?), Kerem, Berkan, Cicaldau (Feghouli dk. 71), Halil (Babel dk. 62)

Trabzonspor; Uğurcan, Peres, Denswil (Siopis dk. 46), Hugo, Puchacz, Dorukhan (Yunus dk. 78), Berat (Ahmetcan dk. 46), Visca, Nwakaeme, Bakasetas, Cornelius

Paylaşın