Anevrizma Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Kan damarlarında ince duvarlı bir kabarcık veya balonlaşma oluşmasına neden olan damar duvarlarındaki zayıflıklardır. Anevrizma hayatı tehlikeye sokan hastalıklar arasında gelmektedir. 

Haber Merkezi / Anevrizma en sık beyin atardamarı ve karın boşluğu içerisindeki aort damarında meydana geliyor.

Anevrizmanın belirtileri nedir?

Anevrizma çoğu zaman belirti vermeden ilerlemektedir. Belirtiler daha çok baloncukların patlaması ve kanaması ile ortaya çıkmaktadır. Bu belirtiler arasında bıçak saplanması gibi gelen ağrı atakları, ağrı öncesi beyinde bir şey patlamış hissi, mide bulantısı ve kusma gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında bazı hastalarda kanamayla birlikte dikkat ve konsantrasyon problemleri, görme sorunu ve kişilik değişikliği görülmektedir. Tedavide geç kalındığında hareket yetisi kaybedilmekte ve belirtiler artmaktadır.

Anevrizmanın nedenleri nedir?

Anevrizma hastalığı beyin damarlarında basıncın artması ile meydana gelmektedir. Bunun yanında genetik yatkınlık, sigara kullanımı, yüksek tansiyon gibi hastalıkların anevrizmanın gelişmesine neden olduğu düşünülmektedir.

Anevrizmanın risk faktörleri nedir?

Polikistik böbrek hastaları, tansiyon hastaları, sigara kullananlar, genetik yatkınlık, kan damarlarında hasarı olan kişiler anevrizma hastalığında risk faktörü oluşturmaktadır.

Anevrizmanın komplikasyonları nedir?

Beyin damarlarındaki yüksek basınç ile ortaya çıkan baloncukların patlaması beyin kanamasına neden olmaktadır. Beyin kanaması ile birlikte hastanın hayatı ciddi derecede tehlikeye girmektedir. Müdahalede geç kalındığında ölüm riski artmaktadır. Bunun yanında görme problemi, hareket yetisini kaybetme ve sinirlilik gibi durumlar gözlemlenmektedir.

Anevrizma için doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Şiddetli baş ağrıları kesinlikle hafife alınmamalıdır. Özellikle ani gelen baş ağrılarında vakit kaybetmeden doktor randevusu oluşturulmalıdır. Belirtiler ve belirtilerin ortaya çıktığı dönemi not edip doktorunuz ile paylaşabilirsiniz.

Anevrizmanın tetkik yöntemleri nelerdir?

Anevrizma hastalığında hasta şikayetleriyle birlikte görüntüleme yöntemleri kullanılarak tanı konulmaktadır. MR ve bilgisayarlı tomografi ile beyin yapısı ve damarları detaylı şekilde incelenmektedir. Baloncuklar ve kanama görüntüsü ile tanı konulmakta ve tedavi seçeneği belirlenmektedir.

Anevrizmanın tedavi yöntemleri nelerdir?

Anevrizma tedavisi yırtılmayı ve kanamayı engellemeye yönelik olarak yapılmaktadır. Patlamamış anevrizma vakalarında kan basıncını düşürücü ve anevrizma olan damarlara kan akışının kısıtlandığı tedaviler uygulanmaktadır. Bu süreçte hasta sigara kullanımı kesinlikle bırakmalı ve sigara içilen ortamdan uzaklaşmalıdır. Beslenme programı ve egzersiz ile kan basıncını kontrol altına almalıdır.

Bunun yanında ilaç tedavisi de uygulanmaktadır. Patlayan ve kanayan anevrizma vakalarında ise cerrahi operasyonla yırtık onarılarak kanama durdurulmaktadır. Oldukça zor ve riskli olan anevrizma ameliyatında klips uygulaması ile yırtıklar tedavi edilmektedir. Endovasküler tedavi yönteminde ise anevrizmalı bölgeye platinden yapılmış elastik bir madde konularak kan akışı kontrol altına alınmaktadır.

Anevrizma hastaları için yaşam stili önerileri

Anevrizma hastalarının sigaradan kesinlikle uzak durması, düzenli spor yapması, beslenmesine dikkat etmesi ve kan basıncını kontrol altına almaları gerekmektedir. Bunun için doktorun uyguladığı tedavi ve önerilere dikkat edilmesi faydalı olacaktır.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Alzheimer Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Halk arasında ‘’Bunama’’ olarak bilinen Alzheimer, henüz nedeni tam aydınlatılamayan şekilde beyin hücrelerinin programlanandan daha erken ölmesi nedeniyle olmaktadır.

Haber Merkezi / Hücre ölümüyle birlikte beyin yavaş büzüşmeye başlar ve küçülür. Alzheimer hastalığı bulaşıcı bir hastalık değildir, bir kanser hastalığı değildir.  Çok nadir (yaklaşık 100 hastanın 5’inde) olmakla birlikte ırsi formları da mevcuttur ama bunlara nadir rastlanmaktadır.

Hastalığın nedeni tam olarak bilinmese de bir takım risk yaratan durumlar günümüzde tanımlanmıştır.

Bunlar:

Yaş (değiştirilemez faktör)
Geçmişte depresyon (değiştirilebilir faktör)
Damar hastalıkları (Kalp krizi, tansiyon yüksekliği, kolestrol yüksekliği…) değiştirilebilir faktörler
Geçmişte ciddi kafa yaralanmaları
Düşük eğitim düzeyi
APOE4 taşıyıcılığı.

Alzheimer belirtileri nedir?

Genellikle beynin kullanılması gereken her işte zorluk çekilir: kişi konuşulanı takip etme, plan yapma, yapılacakları sıraya koyma, sorunları çözme ve karar verme gibi konularda zorlanır.
İlaveten, yaşanan diğer bozukluklar ve zorluklar şunlardır:
Yeni şeyleri öğrenememe, az önce söylenenleri veya görülenleri hatırlayamama. En sonunda uzun zamandır hafızada olan bilgilerinde kaybolması;
Oryantasyon bozukluğu: Zaman ve mekanı karıştırma. Hangi gün, ay veya yılda yaşadığını bilememe, hangi yerde ya da nerede olduğunu hatırlayamama;
Konuştuğu dili anlama ve kullanmada bozukluklar (afazi);
Etrafındaki eşyaları (nesneleri) ve sesleri tanıyamama ve ne işe yaradıklarını bilememe (agnozi);
İşlemleri yerine getirmekte zorlanma, genellikle işlemlerin gerçekleştirilmesinde gerekli olan sıralamada sorun yaşama (apraksi);
Düşünme ve durumları değerlendirmede zorlanma.

Bu bozuklukların yanı sıra, davranış veya kişilik değişikliği oluşabilir. Kişi şüpheli, huzursuz veya hırçın (agresif) olabilir. Diğer taraftan, kişi duygusuz veya ilgisiz olabilir, olay ve nesnelere karşı kayıtsız kalabilir. Kişinin ruh hali aniden değişebilir. Bazı Alzheimer hastalarında hastalık çok çabuk ilerler, bazı hastalarda ise nispeten yıllarca normal bir hayat sürdürülebilir.

Alzheimer’ın nedenleri nedir?

Alzheimer hastalığında beyindeki sinir hücreleri dokusunda beta-amyloïd olarak bilinen bir tür anormal protein birikimi oluşmaktadır. Bu protein birikimi beyinden atılamaz hale geliyor. Araştırmacılar bu birikim ve plaklardan dolayı sinir hücreleri arasındaki bağlantıların bozulduğunu ve sinir hücrelerinin helak olduğunu düşünüyorlar. Dolayısı ile beyin düzgün çalışamaz hale geliyor ve beyin hücrelerinin ölümü gerçekleşiyor.

Alzheimer’ın Risk Faktörleri Nedir?

Alzheimer hastalığında; 65 yaş ve üzerindeki kişiler ve ailesinde Alzheimer hikayesi olanlar risk grupları arasında gelmektedir. Bunun yanında eğitim seviyesi Alzheimer’da önemli risk faktörleri arasında yer almaktadır. Eğitim ve kültürel seviyesi yüksek olan kişilerde sinirsel iletişim daha kuvvetli olmakta ve alzheimer olma riski düşmektedir.

Alzheimer’ın komplikasyonları nedir?

Alzheimer hastalığında kişi kendine bakamadığı için diğer hastalıklara yakalanması kolay olacaktır. Özellikle yemek yemede ve yutmadaki zorluklardan dolayı akciğere veya solunumum borusuna kaçan yiyecekler enfeksiyona ve zatürreye neden olmaktadır. İdrar kaçırma durumlarından dolayı da idrar yolu enfeksiyonları sık sık görülmektedir. Bunun yanında düşme ve çarpma gibi durumlarla küçük veya büyük travmalar da yaşanmaktadır.

Alzheimer için doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Alzheimer hastalığında hasta yakınlarına büyük sorumluluk düşmektedir. Hasta yakınlarının hastayı yakından takip etmesi, hal ve hareketlerini gözlemleyip, belirtileri doktora doğru şekilde aktarmaları gerekmektedir.

Alzheimer tetkik yöntemleri nelerdir

Alzheimer’da tek başına tanı koymaya yardımcı olacak bir test bulunmamaktadır. Nörolojik muayene yanında kan tahlili, zihinsel testler, beyin görüntüleme testleri, EEG, SPECT, lomber ponksiyon ve psikiyatri konsültasyonu gibi tetkiklerle alzheimer teşhisi konulmakta ve hastalık evrelendirilmektedir.

Alzheimer’ın tedavi yöntemleri nelerdir?

Alzheimer hastalığının kesin tedavisi henüz mümkün değildir. Var olan tedaviler ise durumu destekleyici olarak uygulanır. Bazı ilaçlar ile hastalık sürecini yavaşlatmak ve bazı belirtilerin şiddetini azaltmak mümkündür. İlaçlar Alzheimer hastalığını kesin tedavi edemez, sadece hastalığın illerlemesini yavaşlatabilir. İlaçların oldukça mütevazi tedavi edici etkisi vardır. Etkili olduğunda ise genellikle dikkat, konsentrasyon ve konuşma yeteneği konusunda olur, hafıza üzerinde bir etkisi yoktur. İlacın kimde etkili olup olmayacağı önceden bilinemez. Hastaların yüzde 30’ unda yan etkileri ortaya çıkar.

Alzheimer hastaları için yaşam stili önerileri

Hem Alzheimer hastalarının hem de ailelerinin eski yaşamlarına devam edebilmeleri için aile yakınlarına büyük bir rol düşmektedir. Kendi kendilerine bakamayacak olan alzheimer hastalarına şefkat ve anlayışla yaklaşılmalı ve ilaç kullanımı düzenli şekilde yapılmalıdır. Ev içinde bu hastaların güvenliğini sağlayacak birtakım değişiklikler yapılmalı, düşme ve çarpma gibi durumlara karşı önlem alınmalı, sokağa tek başına çıkıp kaybolmaması için dikkat edilmelidir.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Alkol – Madde Bağımlılığı Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Bir yada birkaç maddeye aynı anda gelişebilir ve madde alınmadığı zaman fiziksel ya da ruhsal kötü belirtilere yol açan Alkol – Madde bağımlılığı, kişinin tüm yaşamını olumsuz etkileyen ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalık türüdür.

Haber Merkezi / Bağımlı olan kişi tedavi görmüş bile olsa tüm yaşamı boyunca bağımlı olduğu maddeye karşı hassas kalacağını unutmamalıdır.

Alkol – Madde bağımlılığının kriterleri:

Kişi tarafından alışkın olduğu hissin yaratılması için, kullanılan maddenin dozunun arttırılıyor olması.
Kişinin kullandığı maddeyi almayı tasarladığı miktardan fazla miktarda ve sürede kullanması.
Kişinin kullandığı maddenin dozunu azaltması ya da maddeyi bırakması sonucunda, yoksunluk belirtisi dediğimiz bir takım ruhsal ve bedensel sıkıntılar içerisine girmesi.
Yoksunluk belirtisi hisseden kullanıcının madde alması ile rahatlama hissetmesi.
Kişinin maddeyi bulmak ve kullanmak için gereğinden çok zaman harcaması.
Kişinin kullandığı maddeden dolayı ruhsal bedensel ve sosyal açıdan zarar görmesine rağmen kullanıcı olmaya devam etmesi.
Madde etkisinde kaldığı için kendisinden beklenen yükümlülükleri yerine getirememesi.
Kişinin kullandığı maddeyi bırakmak için başarısız girişimlerinin olması Bu maddelerden 3 yada daha fazlasının bulunması kişinin madde bağımlısı olduğunun göstergesidir.

Bağımlılık yapıcı maddeler nelerdir?

Tütün
Alkol
Esrar
Atropin,Akineton ( Antikolinerjiler )
Morfin Kodein ( Oproi,dler )
Eroin
Dolantin
Tedavi amacı ile kullanılan bazı ilaçlar.

Alkol – Madde bağımlılığı belirtileri nedir?

Alkol ve madde bağımlılığında vücut düzenli olarak bu maddeleri alma isteği duyar. Alınmadığı durumda ise uykuya dalmakta güçlük, rahatsızlık, gerginlik, huzursuzluk gibi durumlar görülür. Kişideki fiziksel belirtiler ise aşırı terleme, titreme, nabzın 100’ün üstüne çıkması, kilo kaybı, uykusuzluk, bulantı ve kusma olabilir. Kişi alkol almadığı 1 ya da 2 gün içinde halüsinasyonlar görüp, bulunduğu yeri ve zamanı karıştırabilir.

Alkol – Madde bağımlılığı nedenleri nedir?

Kişi alkol ve maddenin geçici mutluluk ve rahatlama duygusu verdiğine inandığından madde kullanımına başvurabilir. Kişinin bulunduğu çevre bu maddeleri kullanmaya başlamasında önemli bir faktördür. Maddenin beyni uyuşturma özelliklerinden kaynaklı geçici olarak rahatlama duygusu vermesi ilerleyen zamanlarda olumsuzluklardan kaçış yolu olarak görülmesi ile birlikte bağımlılığı düzenli hale getirir.

Alkol – Madde bağımlılığı risk faktörleri nedir?

Alkol ve madde bağımlılığında kişinin psikolojik durumu çok önemlidir. Genellikle depresyonda olan kişilerde bu tarz bağımlılıklar görülür. Kişinin kendini yalnız hissetmesi kişiyi bu tarz bağımlılıklara yönlendiren faktörlerden biridir.

Alkol – Madde bağımlılığı komplikasyonları nedir?

Alkol ve madde bağımlılığı beyin ve vücudun pek çok işlevini olumsuz yönde etkilemektedir. Düzenli kullanım sonrası bırakılsa dahi beyinde kendini onaramayan hasarlara yol açmaktadır. Kişinin hafıza, algılamada güçlük gibi günlük hayatını etkileyen durumlara sebebiyet vermektedir.

Doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Madde ve alkol bağımlılığındaki en önemli adım kişinin bağımlılığı gerçekten hayatından çıkarmak istemesidir. Tedavi sürecini atlatmış yaşamlarına normal bir şekilde devam eden kişilerin hayat öykülerini okuyup bu tarz toplantı ve seminerler düzenleyen kuruluşların etkinlikleri bu süreçte önemlidir. Bunlar hastanın motivasyonunu yüksek tutacaktır. Hastanın tedaviye karar verip doktor randevusu oluşturması gerekmektedir.

Alkol – Madde bağımlılığı tetkik yöntemleri nelerdir?

Alkol ve madde bağımlılığının tetkikleri için 2 yöntem vardır. Bunlar idrar testi ve saç testidir. İdrar testleri kişinin kullandığı maddeye göre değişiklik gösterir. Genel bir sonuç yerine ortalama son 3 gün içerisinde kullanılan maddeyle ilgili bir sonuç verir. Saç testi böyle bir durum için daha kesin sonuç vermesine rağmen daha maliyetli bir yöntemdir. Saç testi ise ortalama son 3 aylık dönemdeki madde kullanımıyla ilgili sonuçlar çıkarır.

Alkol – Madde Bağımlılığı Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Tedavi, hastanın ihtiyaçları doğrultusunda farklı şekillerde uygulanabilir. Tedavi süresince bireysel ve grup tedavileri uygulanabilir. Bu kişinin motivasyonunu yüksek tutması ve tedaviye devam etmek istemesi çok önemlidir. Bu süreçte ilaç tedavileri hastanın bağımlılığı atlatması için sıkça başvurulan yöntemler arasındadır.

Alkol – Madde bağımlılığı yaşam stili önerileri

Alkol ve madde bağımlıları tedavi sürecinde yaşadığı sıkıntıları ve kullandığı maddenin onda oluşturduğu hasarları iyice kavrayarak yeniden başlamaması için gerekli önlemleri almalıdır. Alkol veya uyuşturucu maddeyi bıraktıktan sonraki aylarda bu alışkanlıkları tekrar edinme riski çok yüksektir. Bu yüzden kişinin tedaviye ilk yıllar devam etmesi çok önemlidir.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Akdeniz Anemisi Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Akdeniz bölgesinde ve ülkemizde yaygın görülen Akdeniz Anemisi (Talasemi), kalıtsal bir kan hastalığıdır. Hastalık tedavi edilmediğinde hayat süresini önemli derecede etkileyen bir hastalıktır.

Haber Merkezi / Başlıca iki türü vardır; Beta Talasemi Majör, ciddi bir hastalıktır ve belirtileri, yaşamın ilk iki yılında görülür. Cildin solukluğu, iştahsızlık, sinirlilik ve büyüme bozukluğu en önemli belirtileridir. Tedavisinde, rutin kan nakilleri ve diğer çeşitli ilaçlar kullanılır.

Alfa Talasemi Majör ise, aneminin doğumdan önce başladığı çok ciddi bir türüdür. Etkilenen fetüsleri taşıyan gebe kadınlar ciddi gebelik ve doğum sorunları yaşayabilirler. Talasemi hastası bir kişi, ömür boyu her 3-4 haftada bir, kan desteğine ihtiyaç duyabilir.

Akdeniz Anemisi’nin belirtileri nedir?

Akdeniz anemisi olan çocuk doğduğunda normaldir. Belirtiler genellikle 5-6. aylarda ortaya çıkmaktadır. Bu dönemde çıkan belirtiler genellikle demir eksikliği kansızlığı ile karıştırılarak yanlış tedavi uygulanmaktadır. Dalak ve karaciğer büyümesine bağlı olarak karın da büyümektedir. İştahta azalma, gelişimde sıkıntılar, burun kökünde çökme, elmacık kemiklerinde belirginleşme gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır. Erken tanı ile yüz şeklinde değişme olmadan tedavi etkili olmaktadır.

Akdeniz Anemisi’nin nedenleri nedir?

Akdeniz anemisinde ana etken anne veya babadan çocuğa aktarılan hastalık genleridir. Kanda yer alan ve oksijen taşıma işlevi gören hemoglobin; molekülünün ve globülin olarak iki bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerdeki kusurlardan dolayı hastalık ortaya çıkmaktadır. Bu hasarlı genler anneden veya babadan geçer. Anne veya babadan geçen genlerden biri değişikliğe uğramışsa çocuk taşıyıcı, ikisi birden değişime uğramışsa çocuk hasta olmaktadır.

Akdeniz Anemisi’nin risk faktörleri nedir?

Akdeniz anemisine neden olan genleri taşıyanlar ve eşlerden birinde hastalığa sebep olan genlerin olması yeni doğacak olan çocukların Akdeniz Anemisi olma riskini artırmaktadır.

Akdeniz Anemisi’nin komplikasyonları nedir?

Akdeniz anemisi tedavi edilmediğinde kalp yetmezliği, karaciğer yetmezliği, enfeksiyon hastalıklarına yatkınlık gibi komplikasyonlar meydana gelmektedir. Bunun yanında tedavi sonucunda kalp ve karaciğerde hasar, aşırı demir yüklemesi gibi komplikasyonlar meydana gelmektedir.

Akdeniz Anemisi için doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Bebeklerde özellikle 5 ve 6. aylara dikkat edilmelidir. Karında şişme ve iştahta azalma gibi durumlarda doktor kontrolü için randevu oluşturulmalıdır.

Akdeniz Anemisi’nin tetkik yöntemleri nelerdir?

Hasta veya taşıyıcı olduğunu bilen ailelerde çocuklarında hastalık olup olmadığını anlamak için birtakım testler yapılmaktadır. Tam kan sayımı ve hemoglobin elektroforezi tetkiki ile tanı rahatlıkla konulmaktadır.-

Akdeniz anemisi tedavisi

Akdeniz anemisi hastası bir kişi, ömür boyu her 3-4 haftada bir, kan desteğine ihtiyaç duyar. Talasemili hastanın hemoglobin düzeyinin 9,5 g/dl’nin üzerinde tutulması gerekir. Kansızlığı düzeltmek için verilen kan transfüzyonları zamanla vücutta demir birikmesine yol açar ve kalp, karaciğer, tiroid, pankreas ve dalak gibi organlarda hücre hasarına yol açabilir. Hastalarda şeker hastalığı, kalp yetmezliği, gelişme geriliği ve hormonal yetersizlik gibi problemler gelişebilir. Bunların gelişmemesi için demir birikimini önlemek amacıyla hastalara genellikle 3 yaş civarında özel bir pompa ile haftanın en az 5 günü, 8-12 saat süren deri altı infüzyonu ile verilen bir ilaç (desferrioksamin) başlanır.

Talasemi majörlüğü için genellikle düzenli kan transfüzyonları ve folat takviyeleri yapılır. Kan nakli yaptırıldığında, demir takviyeleri alınmasına gerek yoktur. Aksi takdirde, zararlı olabilecek vücutta demir birikimine neden olabilir. Kemik iliği nakli, bazı insanlardaki, özellikle de çocuklarda, hastalığın tedavisinde yardımcı olmaktadır. Doktorunuz size özel en uygun tedaviyi verecektir.

Akdeniz Anemisi hastaları için yaşam stili önerileri

Akdeniz anemisi olan hastaların doktor kontrolleri aksatılmamalı, ilaç kullanımına dikkat edilmelidir. Tedaviyle birlikte demir birikmesine karşı beslenmede demir bakımından zengin olan besinlerin tüketilmesinde doktor görüşü alınmalıdır. Bunun yanında taşıyıcı olan hastalar eş seçiminde bu durumu göz önünde bulundurmalıdır.

Paylaşın

Akciğer Zarı İltihaplanmaları Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Akciğer Zarı İltihaplanmaları (Ampiyem), her iki plevra yaprağı arasında, başka bir deyişle akciğer ve göğüs duvarı arasında görülen iltihaplı sıvı birikimidir.

Haber Merkezi / Zamanında tedavi edilirse çabuk iyileşen ve vücutta iz bırakmayan bir hastalıktır.

Akciğer Zarı İltihaplanmaları (Ampiyem) belirtileri nedir?

Akciğer zarı iltihaplanmasıyla birlikte hasta nefes alıp verirken güçlük çeker ve göğsünde ağrılar hissetmeye başlar. Rahat bir şekilde nefes alıp veremediği için kendini yorgun ve halsiz hisseder. İltihaba bağlı olarak hastada öksürük ve yüksek ateşte görülebilir. Hasta yüksek bir efor sarf etmemiş olsa bile soluk almakta güçlük çekebilir.

Akciğer Zarı İltihaplanmaları (Ampiyem) nedenleri nedir?

Akciğer zarı iltihabı genellikle akciğer hastalıklarıyla birlikte ya da akciğer hastalıklarından sonra oluşabilir. Pnömoni ve tüberküloz gibi rahatsızlıklar geçirmiş kişilerde görülmesi yüksek bir ihtimaldir. Bu hastalığın çocuklarda görülmesinin nedeni genellikle zatürre hastalığıdır.

Akciğer Zarı İltihaplanmaları (Ampiyem) risk faktörleri nedir?

Akciğer zarı iltihaplanmaları akciğer tümörüne bağlı olabilir. Akciğerlerle ilgili olan hastalıklar iltihap riskini arttırmaktadır.

Akciğer Zarı İltihaplanmaları (Ampiyem) komplikasyonları nedir?

Akciğer zarı iltihaplanmalarında seyrek görülüyor olsa da kalp dış zarı iltihabı, karın zarı iltihabı, akciğerde kan göllenmesi ve akciğer zarı etrafında apseleşme gibi hastalıklara yol açabilir.

Doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Hastanın tespit etmiş olduğu belirtileri not alması önemlidir. Daha önce başka bir akciğer rahatsızlığı geçirip geçirmemesi de teşhis koyma safhasında belirtilmelidir. Hastalığın tedavi boyutu için erken teşhis önemlidir. Bu yüzden belirtilerden şüphelenilmesi durumunda doktor randevusunu aksatmamakta fayda vardır.

Akciğer Zarı İltihaplanmaları (Ampiyem) tetkik yöntemleri nelerdir?

Akciğer zarı iltihaplanmalarına akciğer filmi çekilerek kesin tanı koyulabilir. Ufak bir değişiklik oluşması halinde tomografi yapılmalıdır. Tomografi sonucunda röntgende iltihaplı sıvının görülmesi ve hastada görülen belirtilerin röntgen sonuçlarıyla uyum sağlaması sonucunda teşhis koyulur. Akciğer zarı iltihabı için bir başka yöntem ise zar boşluğuna iğneyle girerek burada sıvı bulunup bulunmadığını anlamaktır. Zar boşluğuna iğneyle girme işlemine torasentez denilmektedir.

Akciğer Zarı İltihaplanmaları (Ampiyem) tedavi yöntemleri nelerdir?

Akciğer zarı iltihabı için uygulanacak ideal tedavi türünün ve yönteminin seçilmesindeki en önemli etken tedaviye erken başlanılmasıdır. Hastalığın derecesine göre cerrahi tedavi yöntemleri de kullanılabilir. İdeal tedavi belirlendikten sonra hasta dinlenmeye alınır. Bu evre hasta için ağrılı oluyorsa ilaç tedavisiyle takviye edilir. Hastaya verilen ağrı kesicilerle ağrı giderilir. Akciğer zan iltihabının tedavisi için öncelikle verem ya da zatürree gibi hastalıkların tedavisi uygulanabilir. Bu tedaviler yetersiz gelirse akciğerde biriken iltihap akciğerden alınarak tedavi gerçekleşir. Ama hastada ki solunum güçlüğü ileri bir duruma gelmişse akciğer zarı iltihabının kalıcı tedavisi için cerrahi işlemler uygulanır.

Akciğer Zarı İltihaplanmaları (Ampiyem) yaşam stili önerileri

Tedaviden sonra akciğer filmleri ve muayeneler doktorun belirlediği süre zarfında devam eder. Bu kontroller devam ediyorken hastanın kendi kendisine solunum alıştırmaları yapması oldukça faydalı olacaktır. Sağlıklı beslenme özellikle hastanın çocuk olması durumunda çok önemlidir. Gerekli vitaminler beslenme yoluyla vücuda alınmalıdır. Dağ yürüyüşleri havanın sıcak yada nemli olmaması şartıyla önerilir.

Paylaşın

Akciğer Kanseri Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Normal akciğer dokusundan olan hücrelerin ihtiyaç ve kontrol dışı çoğalarak akciğer içinde bir kitle (tümör) oluşturmasına Akciğer Kanseri denir. Yayılım gösterme özelliği olan akciğer kanserinde yakın doku ve organların yanında beyne kadar yayılma durumu söz konusu olabilir.

Haber Merkezi / Dünyada oldukça fazla görülen ve en fazla ölümle sonuçlanan kanser çeşitleri arasında gelen Akciğer Kanseri, sessiz ilerleyen ve ilk evrelerde belirti vermeyen kanser türleri arasında gelmektedir.

Akciğer kanseri belirtileri nelerdir?

Akciğer kanseri belirtileri hastalık oldukça ileri aşamalara gelene kadar önemli şikayetlere yol açmayabilir. Akciğer kanserinin belirti vermeden ilerlemesi, bu kanseri bu kadar tehlikeli yapan en önemli faktördür. Kişinin kanser olduğunu düşündüren belirtiler arasında;

Sigara kullanan ve buna bağlı kronik bronşiti olan birinin, mevsimsel öksürük ve balgam şikayetlerinin süreklilik kazanması, giderek artan nefes darlığı, balgamda kan görülmesi, özellikle sırtta kürek kemiklerinin arasına veya omuzlara yayılan batıcı nitelikte göğüs ağrısı, nedensiz kilo kaybı, ses kısıklığı, hırıltılı solunum, çok yorgun hissetme kanser için şüphe uyandırması gereken şikayetlerdendir.

Akciğer kanseri bazı kişilerde öksürük, hırıltılı solunum, nefes almada zorluk, göğüs rahatsızlığı olmasına rağmen  erken aşamada  genellikle dikkate değer bir belirti ortaya çıkarmaz. Hastaya farklı nedenlerle göğüs filmi ya da CT taraması yapıldığında tesadüfen teşhis edilebilir.

Akciğer kanseri risk faktörleri nelerdir?

Akciğerde tümör görülmesini tetikleyen çeşitli risk faktörleri bulunmaktadır. Sigara, puro ve pipo kullanımı, pasif içiciler (tütün dumanına maruz kalanlar), toksik gazlara maruz kalma, asbest, hava kirliliği ve akciğer hastalıkları (geçirilmiş tüberküloz) bu hastalığa yakalanma riskini arttıran faktörler arasında yer almaktadır.

Akciğer kanseri türleri nelerdir?

Akciğer kanseri, farklı hücre türlerini temsil eden ve farklı tedavi gereksinimi duyan iki ana gruba ayrılır. Her iki grup için de ayrı tedavi yöntemleri vardır:

  • Küçük hücre dışı akciğer kanseri (KHDAK)
  • Küçük hücreli akciğer kanseri

Küçük hücreli akciğer kanseri daha hızlı ilerleyen ve tanı konulduğunda çoğunlukla uzak metastazları olan kanser tipidir. Hastaların %85’i küçük hücre dışı akciğer kanseri (KHDAK), % 15 i ise küçük hücreli akciğer kanseridir.

Akciğer kanserinin komplikasyonları nedir?

Akciğer kanserinde en büyük komplikasyonlar arasında kanserin metastaz yapması gelmektedir. Akciğerde oluşan kontrolsüz hücre çoğalması zamanla yakın organlar ve hatta beyne kadar ilerlemektedir. Bu yayılmayla pek çok organ etkilenmekte ve fonksiyonunu kaybetmektedir. Bununla birlikte toplardamarlarda tıkanmalar da meydana gelmektedir.

Akciğer kanseri için doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Geçmeyen öksürük, balgam ve kanlı balgam gibi belirtiler gözlemlendiğinde vakit kaybetmeden doktor randevusu oluşturmalısınız. Randevu öncesinde doktorunuza yardımcı olmak için tüm şikayetlerinizi not edebilirsiniz.

Akciğer kanserinin tetkik yöntemleri nelerdir?

Akciğer kanserinde hasta şikayetleri ve fizik muayene sonrasında akciğer filmi çekilmektedir. Çekilen filmde kitle görülmesiyle tümörün yerini ve boyutunu saptamak için bilgisayarlı tomografiye başvurulur. Daha sonrasında ise bronkoskopi ile akciğere biyopsi yapılarak parça alınmakta ve patolojik incelemeye gönderilmektedir. Patolojiden gelen sonuç ile PET-CT çekilmekte ve klinik evreleme yapılmaktadır.

Akciğer kanserinin tedavi yöntemleri nelerdir?

Akciğer kanserinde tanıyla birlikte tedaviden önce kanser evrelendirilerek ve hastanın genel sağlık durumuna göre uygun tedavi seçenekleri belirlenmektedir. Tümörün büyüklüğü ve yayılımına göre evreleme yapılmaktadır. Hastalığın I. ve II. erken evrelerinde cerrahi tedavi ile tümörlü dokular ve etrafındaki bir miktar sağlam doku çıkarılmaktadır. Bazı durumlarda tüm akciğer lobunun alınması da söz konusu olmaktadır. Ameliyat sonrası tüm kanserli doku ortadan kaldırıldığı için ekstra bir tedaviye ihtiyaç duyulmamaktadır. Kanserli hücrelerin çıkarılması mümkün olmayan III. evrede ise ışın tedavisi ve ilaç tedavisi olarak bilinen radyoterapi ve kemoterapi uygulanmaktadır. VI. evrede ise kemoterapi tedavisi ile yalnızca hastanın şikayetleri azaltılması için ve hastanın ömrünü uzatmak ve yaşam kalitesini arttırmak için yapılmaktadır.

Akciğer kanseri hastaları için yaşam stili önerileri

Akciğer kanseri hastalarının teşhis konulduktan sonra sigara alışkanlığını kesinlikle bırakmaları gerekmektedir. Bunun yanında tedavi programına uyum göstermeleri ve istekli olmaları tedaviyi olumlu yönde etkileyecektir.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Akciğer Apsesi Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Akciğerde birtakım bakteriler ve hastalıklar birlikte boşluklar oluşmaya başlar ve bu boşluklar irinle dolmaya başlamasıyla ortaya çıkan hastalığa Akciğer Apsesi denir.

Haber Merkezi / Akciğer Apsesi’ne neden olan iki önemli mikro organizma gelmektedir. Bunlar, stafilokok ve A grubu streptokok bakterileridir.

Akciğer Apsesi’nin belirtileri nelerdir ?

Akciğer apsesinde ateşli hastalıkların belirtileri bulunmaktadır. Ateş, titreme, balgam çıkartma ve öksürük şikayetleri bulunur. Ateş yükselme döneminden sonra, apsenin içinde bulunan irinin bronş yoluyla boşalması sonucu düşer. Bu sırada hasta, sürekli, koyu kıvamlı ve çevresindeki insanları rahatsız edecek bir kokuya sahip olan kötü kokulu balgam çıkarır. Bu süre zarfında ateş inip, çıkmaya devam eder. Kan tükürme görülmeye başlanır. Çıkarmış olduğu balgamın rengi sarı, yeşil ve içinde kan bulunması nedeniyle kırmızı ya da kahverengi olabilmektedir. Eğer akciğerde bulunan apse, ciğer zarına yakın bir yerde ise, batma tarzında ağrı görülebilmektedir.

Akciğer Apsesinin komplikasyonları nedir?

Akciğer apsesi tedavi edilmediğinde apse yayılmakta ve hayatı ciddi anlamda tehlikeye atmaktadır. Malnütrisyon, kaşeksi, sıvı ve elektrolit dengesinde bozulmalar da meydana gelmektedir.

Akciğer Apsesi için doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Akciğer apsesinin erken belirtileri diğer hastalıklarla karıştırılabileceği için pek çok hasta doktora başvurmakta gecikmektedir. Bu yüzden ortaya çıkan belirtilerde doktor randevunuzu oluşturmanızda fayda var. Randevu öncesinde şikayetlerinizi ve sorularınızı not edebilirsiniz.

Akciğer Apsesinin tetkik yöntemleri nelerdir?

Akciğer apsesinde hasta şikayetleri ve doktorun yaptığı fizik muayene sonrasında akciğer filmi ve akciğer grafisi çekilmektedir. Tomografi ile apsenin yeri ve yayılımı incelenmektedir. Bunun yanında balgam incelemesi ve kan kültürü gibi birtakım testler yapılmaktadır.

Akciğer Apsesi’nin tedavi yöntemleri nelerdir ?

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, hangi nedende ötürü apse oluyorsa, ona yönelik antibiyotik tedavi uygulanmaktadır. Ateş düşürülüp ve apse boşluğu kapandıktan sonra antibiyotik tedavisine devam edilip, apsenin boşaltılması için drenaj yöntemi uygulanabilmektedir. Eğer uygulanan bu ilaç tedavisine rağmen hasta da bir iyileşme söz konusu değil ise, bu durumda cerrahi işlem uygulanır ve hasta akciğer kısmı çıkarılır.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Ağrılı İdrar Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Ağrılı idrar, bir diğer adıyla ‘’Dizüri’’ kısaca idrar yaparken ağrı hissetmek olarak tanımlanabilir. Ağrı genellikle idrarın mesaneden çıkış noktasına ulaşırken geçtiği idrar kanallarında meydan gelmektedir.

Herkesin karşılaşabileceği sık yaşanan şikayetlerdendir. Fakat kadınlarda görülen idrar yolu enfeksiyonlarında en sık görülen belirtiler arasında gelmektedir. İdrar yollarında oluşan enfeksiyon sonucu gelişen ağrılı idrar, erkeklerde de sıklıkla görülür.

Dizürinin Nedenleri Nelerdir?

Ağrılı şekilde idrara çıkmaya birçok faktör sebep olabilmektedir. Bu faktörler arasında sık şekilde karşılaşılanlar;

Mesane taşları; mesane taşlarının idrar yollarında oluşturduğu enfeksiyon kaynaklı olarak idrar yapma sırasında oluşan ağrılar. Bu enfeksiyon cinsel yolla kolay şekilde bulabilir.

Sistit; mesanede oluşan enfeksiyondur. Özellikle idrara çıkma esnasında şiddetli ağrılara sebep olur. Bu enfeksiyon cinsel yolla kolay şekilde bulabilir.

Böbrek taşları

Mantar enfeksiyonu

Prostat sorunları; büyüme gösteren prostat idrarın akışını engellemeye, tahrişlere ve ağrılara sebep olur. Özellikle ilerleyen yaşlarda meydana gelen prostat sorunundan kaynaklı olarak birçok erkekte dizüri hastalığı da yaşamaktadır.

Tıbbi işlemler; idrar yolları için uygulanmış olan bazı işlemler sonucunda idrar yolları iltihaplanması oluşur ve ağrılı idrara çıkma kaçınılmaz bir hal alır.

İdrar yolarında oluşan daralmalar; hastanın başından geçmiş olan belli başlı travmalar ve devamlı olarak enfeksiyon kapılması idrar yollarında daralmalara sebep olur ve ağrılı idrara çıkma kaçınılmaz bir hal alır.

Coli bakterisi; bakteri kalın bağırsaktan idrar yollarına inebilen bir bakteridir. İdrar yollarından şiddetli ağrılara ve enfeksiyona sebep olur.

Peki ne zaman doktora gitmek gerekir:

İdrar yaparken yaşanan ağrı geçmiyorsa

İdarda kan varsa

Penis yahut vajinadan akıntı geliyorsa

Vücut ateşi yüksekse

Sırt ve kanat bölgelerinde ağrı hissediliyorsa

Böbrek yahut mesane taşı düşürülüyorsa

Ağrılı idrarın risk faktörleri nedir?

Böbrek taşları, mesane taşları, idrar yolu enfeksiyonları, sistit, menopoz, kadın cinsiyeti ve hamilelik ağrılı idrarda risk faktörü oluşturmaktadır.

Ağrılı idrarın komplikasyonları nedir?

Temelde enfeksiyonlar sonucu ortaya çıkan ağrılı idrarda en büyük komplikasyonlar arasında böbrek hasarları gelmektedir. Tedavi edilmediğinde ciddi böbrek hastalıklarına yol açmaktadır. Hamile kadınlarda görülen ağrılı idrarla birlikte düşük riski veya erken doğum gibi komplikasyonlar meydana gelmektedir.

Ağrılı idrarın tetkik yöntemleri nelerdir?

Ağrılı idrar şikayetler ve birtakım testler sonucunda teşhisi kolay konulan hastalıklar arasında gelmektedir. İdrar testi ve idrar kültürü ile kolaylıkla sonuca ulaşılır. İdrar testinde ağrılı idrara yol açan bakterilere bakılır ve uygun tedavi belirlenir.

Ağrılı idrarın tedavi yöntemleri nelerdir?

Ağrılı idrarın tedavisinde öncelikle ağrılı idrara sebep olan hastalıklar tedavi edilmelidir. Yapılan testlerle ağrılı idrara neden olan bakteriler ortaya çıkarılır. Buna göre ilaç tedavisi uygulanır. Genellikle antibiyotik ilaçlarla birkaç gün içinde belirtiler ortadan kaybolmaya başlar. Bunun yanında bakterilerin vücuttan atılmasını kolaylaştırmak için bol bol su tüketilmesi gerekmektedir. Karnın alt kısmına sıcak su torbası ile ılık kompres yapılabilir.

Ağrılı idrar hastaları için yaşam stili önerileri

Ağrılı idrarda doktorun verdiği ilaç tedavisinin yanında bol su tüketilmelidir. Kişisel temizlik çok önemlidir. Enfeksiyonların sebep olduğu ağrılı idrardan kurtulmak ve önlem almak için günlük olarak iç çamaşırı değiştirilmeli ve pamuklu çamaşırlar tercih edilmelidir. Bunun yanında genital bölgenin temizliğine de ayrıca özen gösterilmelidir. Islak mendil kullanılmamalı su ile temizliği sağlanmalıdır.

Paylaşın

Aft Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Kişinin hayatını oldukça fazla etkileyen hastalıklar arasında bulunan Aft, ağız içinde pek çok nedenden dolayı ortaya çıkan yaralardır; aftöz ülser olarak ta adlandırılan bu durum çok yaygın görülen bir sağlık sorunudur.

Aft, genel olarak kişinin yanaklarını ısırması, ağzına darbe alması sonrasında ağız içinde yara oluşması şeklinde gelişir ama bulaşıcı bir hastalık değildir.

Aftın Nedenleri Nedir?

Dudak ısırma
Yanak kemirme
Bazı gıdaları karşı hassasiyet (acı, baharatlı yiyecekler, çikolata vb.)
Vitamin ve mineral eksikliği
Darbe sonucu oluşan yaralar
Hormonal dengesizlikler
Bazı diş macunu ve gargaralar
Bazı ilaçlar
Kaygı ve stres

Aft’ın belirtileri:

Dilde ve ağzın arkası ile yumuşak damakta görülen ağrı ve yaralar
Yara öncesinde karıncalanma ve ağrı hissi
Kenarları kırmızı renkli olan, beyaz, gri ve sarı renkli yuvarlak şekilli yaralar
Konuşurken hissedilen ve daha da artan ağız içinde ağrı
Ağzın dış kısmına da yayılan yaralar

İlerleyen şiddetli Aft ve ağzı yaralarının belirtileri:

Şişmiş lenf düğümleri
Ateş ve yorgunluk
Fiziksel halsizlik görülebilir

Aftın risk faktörleri nedir?

Kadınlarda aft görülme sıklığı erkeklere göre daha fazladır. Özellikle ergenlik döneminde sıklıkla meydana gelmektedir. Bunun yanında sigara, protez, bazı hastalıklar, gıda alerjisi, sağlıksız beslenme aftın ortaya çıkmasında risk faktörü oluşturmaktadır.

Aftın komplikasyonları nedir?

Aft; Çölyak, Ülseratif Kolit, Behçet hastalığı gibi bazı hastalıkların belirtisi olabilir. Bu yüzden çok dikkat edilmelidir. Bunun yanında aft konuşma, yeme ve içmede oldukça sorun yaşanmasına neden olmaktadır.

Aft için ne zaman doktora gitmek gerekir?

Afta neden olan bakteriyel enfeksiyonlar kimi zaman ciddi şekilde ilerleyerek komplikasyonlara neden olabilir. Bu tür durumlarda yada tekrar eden ve kolay geçmeyen ağız içi aft yaralarında mutlaka doktora gitmek gerekir. Hastalığınız birkaç haftayı aşmadan doktora görünmeli, doktorunuzun belirlediği tedavi kesinlikle uygulamalısınız.

Aftın tetkik yöntemleri nelerdir?

Yapılan ağız muayenesi ile aft teşhisi rahatlıkla konulmaktadır. Ortaya çıkan belirtiler, şikayetler, aftın çıktığı bölge ve yapısı incelenerek tanı konulmaktadır.

Aftın tedavi yöntemleri nelerdir?

Aftın tedavisinde günlük hayatta yapılacak birtakım değişiklikler önemli bir rol oynamaktadır. Kullanılan ağız bakım ürünleri değiştirilmeli, beslenmeye dikkat edilmelidir. Eczanelerde aft için birtakım merhemler bulunmaktadır. Ancak evde yapacağınız birtakım yöntemler de aftın iyileşmesine yardımcı olmaktadır. Bir çay bardağı su ile yarım çay kaşığı tuzu karıştırarak ağzınızda çalkalayabilirsiniz.

Aft hastaları için yaşam stili önerileri

Aft hastaları sert diş fırçalarından kaçınmalı, diş macunu ve gargara seçiminde sodyum lauril sülfat içermemesine dikkat edilmelidir. Yemek yerken ve sakız çiğnerken konuşulmamalı, sağlıklı beslenmeli, vitamin ve mineral bakımından zengin besinler tüketilmelidir.

Paylaşın

F.Bahçe, Süper Lig’de Üst Üste 3. Galibiyetin Peşinde!

Fenerbahçe, Süper Lig’in 21. haftasında karşılaşacağı Kayserispor maçının hazırlıklarını Can Bartu Tesisleri’nde yaptığı antrenmanla sürdürdü. Fenerbahçe, 8 Şubat Cuma günü saat 20.30’da Kadir Has Stadı’nda Kayserispor ile karşılaşacak.

Teknik Direktör Ersun Yanal yönetimindeki antrenman, saat 11.00’de salonda yapılan egzersiz hareketleriyle başladı.

Daha sonra sahaya geçen futbolcular; koşu, ısınma ve koordinasyon hareketlerinin ardından pas çalışmaları ve hücum-defans varyasyonları çalıştı. Antrenman taktiksel ve bireysel çalışmalarla sona erdi.

Fenerbahçe, 7 Şubat Perşembe günü Can Bartu Tesisleri’nde yapacağı antrenman ile Kayserispor maçı hazırlıklarını tamamlayacak.

Fenerbahçe, 8 Şubat Cuma günü saat 20.30’da Kadir Has Stadı’nda Kayserispor ile karşılaşacak.

Fenerbahçe, Süper Lig’de 23 puanla 12. sırada yer alırken, Kayserispor ise 22 puanla 14. sırada yer alıyor.

Paylaşın