CHP’li Torun: Engelleri teker teker aşıyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP’li belediyelere yönelik eleştirilerine yazılı bir açıklama ile cevap veren CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, açıklamasında “Belediyelerimiz kara propagandaları boşa çıkardıkça Erdoğan’ın güvendiği dağlara karlar yağıyor, dengesi bozuluyor, ne yapacağını şaşırıyor” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Açıklamasında “İstanbul’a ihanet eden, Ankara’yı parsel parsel satan bu zihniyetten belediyecilik dersi alacak değiliz. Belediyelerimizi karalamak için beş poşet çöpten medet umar hale gelmek, acizliktir” belirten CHP’li Torun’un yazılı açıklaması şöyle:

“Yerel seçim sonuçlarını bir türlü içine sindiremeyen Erdoğan, oyunu alamadığı vatandaştan intikam almak ve halkın oylarıyla göreve gelen belediyelerimizi karalamak için bin dereden su getiriyor. Bu sorunlu zihniyet; yeri geliyor; belediye başkanlarımız hakkında hukuksuz soruşturmalar başlatıyor, yeri geliyor bağış kampanyalarına el koyuyor, yeri geliyor kaynakları ve yetkileri tırpanlayarak belediyelerimizin elini kolunu bağlamaya çalışıyor. Ancak bizim belediyelerimiz, iktidarın önüne çıkardığı tüm engelleri, halkla birlikte teker teker aşıyor.

“Millet inim inim inlerken…”

Erdoğan, tüm bu baskılardan bir sonuç alamayınca, 30 yıl önceki görüntülerden medet umarak, ‘çöp, çukur, çamur’ iftirasına sığınıyor. Millet inim inim inlerken kafayı çöple bozan Erdoğan, grup toplantılarını videolu şovlara çevirmekten dahi geri durmuyor. Belediyelerimiz tüm kara propagandaları boşa çıkardıkça Erdoğan’ın güvendiği dağlara karlar yağıyor. Böyle olunca da dengesi bozuluyor, ne yapacağını şaşırıyor.

Artık belediyelerin kaynakları bir avuç yandaşa değil vatandaşa gittiği için Erdoğan’ın hırçınlığı da artıyor. Kendisine şunu söylüyoruz: İstanbul’a ihanet eden, Ankara’yı parsel parsel satan, Serik’te 500 bin liralık rüşvetin hesabını veremeyen, şehirlerimizi 25 yılda betona gömen bu zihniyetten belediyecilik dersi alacak değiliz. Erdoğan işi gücü bırakıp belediyelerimize saldıracağına; 10 milyonu aşan işsizimize yüzde 16’lara dayanan enflasyona, yoksulluğa mahkûm edilen vatandaşlarımızın derdine kafa yormalıdır.

“Siyaset üretemiyorlar”

Belediyelerimizi karalamak için beş poşet çöpten medet umar hale gelmek, acizliktir, siyaset üretememektir. Beş poşet çöp toplanır, temizlenir. Zaten kısa sürede temizlenmiştir. Erdoğan kısa sürede toplanan beş poşet çöpün peşine düşeceğine, 19 yılda ülkede yarattığı sorunları temizlemeye uğraşmalıdır. Ancak o sorunları çözmek de artık ülkeyi yönetmekten aciz olan bu iktidara değil bize nasip olacaktır.

Artık milletin gözünden ve gönlünden düşen bu iktidar, belediyelerimize saldırarak güç toplayacağı gafletine yenilmiştir. Erdoğan artık bu gafletten uyanmalı, belediyelerimizin yakasından düşmelidir. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar bizim rotamız, millete hizmettir. Milletimiz de kendi seçtiği belediye başkanlarını bu iktidara yedirmemiş ve yedirmeyecektir. Bu içi boş saldırılardan iktidara ekmek çıkmamış, çıkmayacaktır.”

Paylaşın

Ocak’ta cari açık beklentiyi aştı: 1 milyar 867 milyon dolar

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, Ocak ayında cari açık 1 milyar 867 milyon dolar olurken, 12 aylık cari açık ise 36 milyar 599 milyon dolar olarak kaydedildi. Ekonomistlerin beklentisi Ocak ayında ödemeler dengesinin 1 milyar 550 milyon dolar açık vermesi yönündeydi.

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından Ocak 2021 dönemine ilişkin ödemeler dengesi verileri açıklandı. TCMB’nin konuya ilişkin yaptığı veriler özetle şöyle;

Cari işlemler açığı, bir önceki yılın Ocak ayına göre 166 milyon ABD doları azalarak 1 milyar 867 milyon ABD dolarına gerilemiş ve bunun sonucunda on iki aylık dönemde 36 milyar 599 milyon ABD doları olarak gerçekleşmiştir.

Bu gelişmede, hizmetler dengesi kaynaklı girişlerin bir önceki yılın aynı ayına göre 1 milyar 118 milyon ABD doları azalarak 455 milyon ABD dolarına gerilemesine rağmen, ödemeler dengesi tablosundaki dış ticaret açığının 1 milyar 404 milyon ABD doları daralmayla 1 milyar 913 milyon ABD dolarına gerilemesi etkili olmuştur.

Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise, bir önceki yılın Ocak ayında 3 milyar 024 milyon ABD doları fazla vermişken, bu ayda 1 milyar 177 milyon ABD doları fazla vermiştir.

Hizmetler dengesi altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler, bir önceki yılın aynı ayına göre 739 milyon ABD doları tutarında azalarak 487 milyon ABD doları olmuştur.

Birincil gelir dengesinden kaynaklanan net çıkışlar, bir önceki yılın aynı ayına göre 89 milyon ABD doları artarak 472 milyon ABD doları olarak gerçekleşmiştir.

İkincil gelir dengesi kalemi kaynaklı net girişler ise, bir önceki yılın aynı ayına göre 31 milyon ABD doları azalarak 63 milyon ABD doları olmuştur.

 

Paylaşın

TÜİK açıkladı: Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 24,7

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ocak ayında 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranının bir önceki aya göre 0,7 puanlık azalışla yüzde 24,7, genel işsizlik oranının ise yüzde 12,2 olduğunu açıkladı.

Haber Merkezi / TÜİK’in açıkladığı verilere göre, Ocak ayında istihdam edilenlerin sayısı bir önceki aya göre tarım sektöründe 366 bin kişi, sanayi sektöründe 14 bin kişi, hizmet sektöründe 451 bin kişi artarken inşaat sektöründe 9 bin kişi azaldı. İstihdam edilenlerin yüzde 18,6’sı tarım, yüzde 21,1’i sanayi, yüzde 5,8’i inşaat, yüzde 54,5’i ise hizmet sektöründe yer aldı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ocak 2021 işsizlik verilerini açıkladı. TÜİK’in yaptığı açıklama şöyle;

Hanehalkı İşgücü Araştırması’nda 2021 Ocak ayından itibaren, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile eş zamanlı olarak; Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 19. Çalışma İstatistikçileri Konferansı (ICLS) kararlarına ve ilgili AB tüzüğüne uyum sağlamak amacıyla yeni düzenlemelere geçilmiştir.

19. ICLS ile birlikte işgücü piyasasındaki gelişmeleri daha iyi takip edebilmek amacıyla, istihdam ve işsizliğe ek olarak tamamlayıcı göstergeler tanımlanmıştır. AB İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından yayımlanmakta olan bu tamamlayıcı göstergelere bültende yer verilmeye başlanmıştır.

Üçer aylık hareketli ortalamalar olarak aylık yayımlanan işgücü istatistikleri, 2021 Ocak ayından itibaren bağımsız aylık tahminler olarak yayımlanacaktır. Yeni düzenlemelere ilişkin ayrıntılı bilgiye ekteki metodolojik dokümandan ulaşılabilir.

İşsizlik oranı yüzde 12,2

Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2021 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre bin kişi azalarak 3 milyon 861 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,4 puanlık azalış ile yüzde 12,2 seviyesinde gerçekleşti.

İstihdam edilenlerin sayısı 2021 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 822 bin kişi artarak 27 milyon 706 bin kişi, istihdam oranı ise 1,2 puanlık artış ile yüzde 43,8 oldu.

İşgücü 2021 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 821 bin kişi artarak 31 milyon 567 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 1,2 puanlık artış ile yüzde 49,9 olarak gerçekleşti.

Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 24,7

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,7 puanlık azalışla yüzde 24,7, istihdam oranı 0,5 puan artarak yüzde 30,1 oldu. Bu yaş grubunda işgücüne katılma oranı ise bir önceki aya göre 0,2 puan artarak yüzde 39,9 seviyesinde gerçekleşti.

Ocak ayında istihdam edilenlerin sayısı bir önceki aya göre tarım sektöründe 366 bin kişi, sanayi sektöründe 14 bin kişi, hizmet sektöründe 451 bin kişi artarken inşaat sektöründe 9 bin kişi azaldı. İstihdam edilenlerin yüzde 18,6’sı tarım, yüzde 21,1’i sanayi, yüzde 5,8’i inşaat, yüzde 54,5’i ise hizmet sektöründe yer aldı.

Atıl işgücü oranı yüzde 29,1

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2021 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 0,7 puan artarak yüzde 29,1 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı %19,7 iken, potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 22,5 olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmamış işsizlik oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 0,7 puan azalarak yüzde 13,4 oldu. İşsiz sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre 226 bin kişi azalarak 4 milyon 194 bin kişi olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmamış istihdam oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 0,6 puan azalarak yüzde 42,9 oldu. İstihdam edilenlerin sayısı 162 bin kişi artarak 27 milyon 115 bin kişi oldu.

Mevsim etkisinden arındırılmamış işgücüne katılma oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 1,1 puan azalarak yüzde 49,5 oldu. İşgücüne katılan sayısı 64 bin kişi azalarak 31 milyon 309 bin kişi olarak gerçekleşti.

Ocak ayında sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların toplam çalışanlar içindeki payını gösteren kayıt dışı çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı ayına göre 3,6 puan azalarak yüzde 28,0 olarak gerçekleşti. Tarım dışı sektörde kayıt dışı çalışanların oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 5,1 puan azalarak yüzde 16,8 oldu.

Paylaşın

Akdeniz’de göçmen faciası: En az 39 kişi öldü

Tunus’un liman kenti Sfax’tan İtalyan adası Lampedusa’ya geçmeye çalışan iki göçmen teknesinin batması sonucu en az 39 kişi hayatını kaybetti. 165 kişinin ise kurtarıldığı açıklandı. Arama kurtarma faaliyetlerinin devam ettiği duyuruldu.

Haber Merkezi / Tunus Savunma Bakanlığı, iki teknenin İtalyan adası Lampedusa’ya geçmeye çalışırken batması sonucu en az 39 göçmenin öldüğünü açıkladı.

Bakanlık sözcüsü Mohamed Zekri, sahil güvenlik ekiplerinin 165 kişiyi kurtardığını ve arama kurtarma faliyetlerinin Sfax açıklarında devam ettiğini söyledi. Zekri, açıklamasının devamında, ölen göçmenlerin Sahra altı Afrika’dan olduğunu da sözlerine ekledi.

Tunus’un liman kenti Sfax yakınlarındaki sahil şeridi, Afrika ve Orta Doğu’daki çatışmalardan ve yoksulluktan kaçan ve Avrupa’da daha iyi bir yaşam arayan insanlar için son dönemde önemli bir kaçış noktası haline gelmiş durumda.

2019’da yaklaşık 90 Afrikalı göçmen Libya’dan Avrupa’ya hareket ettikten sonra teknelerinin Tunus açıklarında alabora olması sonucu hayatını kaybetmişti. Bu Tunus açıklarında yaşanan en büyük göçmen faacilarından biri olarak tarihe geçmişti.

Bir insan hakları grubu, Tunus’taki ekonomik zorluklar nedeniyle, İtalya’ya kaçan Tunuslu göçmen sayısının 2020’de beş kat artarak 13.000’e yükseldiğini açıkladı.

Paylaşın

SP’den istifa eden Cihangir İslam, CHP’ye katıldı

Mart 2020’de Saadet Partisi’nden istifa eden Cihangir İslam, CHP’ye katıldı. İslam’a rozetini CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu taktı. Cihangir İslam’ın katılımıyla CHP’nin Meclis’teki sandalye sayısı 136’ya yükseldi.

Haber Merkezi / Cihangir İslam, “Metot ve görüş farklılıkları, bunun yanında vesayetten ari, özgürlükçü, demokratik, çoğulcu, eşitlikçi ve her kesimi kucaklayan bir anlayışın hakim olmasına dair inancım genel anlamda istifa gerekçelerimi oluşturmuştur” sözleriyle geçen yılın mart ayında Saadet Partisi’nden istifa etmişti.

CHP sıralarından seçimlere giren Cihangir İslam 2018 seçimlerinde İstanbul’dan milletvekili seçilmiş vekil seçildikten sonra Meclis’te Saadet Partisi sıralarına geçmişti.

Cihangir İslam kimdir?

1959 yılında Sakarya’da dünyaya gelmiştir. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı ve Profesördür. İlkokulu Adapazarı Atatürk İlkokulunda, ortaokul ve liseyi TED Ankara Kolejinde bitirdi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anadolu Üniversitesi AÖF Felsefe Bölümü ve SUSEM İslami İlimler Programı mezunudur.

ABD Minnesota Üniversitesi, Kanada – Montreal McGill Üniversitesi ve ABD Minnesota Twin Cities Spine Center’da Omurga Cerrahisi ve Klinik Araştırma eğitimi aldı ve fellowship programlarını tamamladı. Mimar Sinan Üniversitesi Felsefe yüksek lisans öğrencisidir. Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve Kafkas Üniversitesinde Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyeliği, Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Ortopedi ve Travmatoloji Klinik Şefliği yaptı.

Mazlumder, Saadet Partisi, Has Part, Adalet Zemini ve Hak ve Adalet Platformu kurucularındandır. Artı TV 45 + 45 Programı eş moderatörlüğü, Duvar gazetesi köşe yazarlığı yaptı. 100’ün üzerinde bilimsel çalışması yanında sosyal alanda yayımlanmış çok sayıda makalesi vardır. Çok iyi düzeyde İngilizce, orta düzeyde Almanca ve Arapça bilen İslam, 3 çocuk babasıdır.

Paylaşın

Köylüler, altın bulunan dağa küreklerle akın ediyor

Afrika kıtasının orta bölümünde yer alan Demokratik Kongo Cumhuriyeti, hazine avına sahne oldu. Yetkilileri, Güney Kivu eyaletinde zengin altın yataklarının bulunduğu bir dağdaki keşiften hemen sonra, bölgede madenciliği yasaklamak zorunda kaldı.

Haber Merkezi / Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin Kivu eyaletinde bulunan bir dağın toprağında altın keşfedildiğinin duyulmasıyla birlikte köylüler, bölgeye akın etmeye başladı.

Yetkililer, keşiften kısa bir süre sonra dağda madenciliği yasaklama emri çıkarmak zorunda kaldı.

Serbest gazeteci Ahmad Algobary, sosyal medya hesabında birkaç köylünün altını çıkarmak için kürek ve aletlerle dağa akın ettiğini gösteren bir video paylaştı. Videoda bazı köylülerin, altın çıkarmak için zemini çıplak elle kazdığı görülüyor. Köylüler, içerisinde altın olduğu düşünülen toprağı eve götürüyorlar.

Demokratik Kongo Cumhuriyeti, bakır, elmas, kobalt ve diğer mineraller gibi zengin bir yatak rezervi olarak kabul edilir. 

Paylaşın

Ekvator Ginesi’nde askeri kışlada patlama: En az 20 ölü

Ekvator Ginesi’ndeki askeri bir kışlada meydana gelen bir dizi patlamada en az 20 kişi öldü ve 600’den fazla kişi yaralandı. Sağlık Bakanlığı daha önce yaptığı açıklamada 17 kişinin öldüğünü ve cumhurbaşkanının açıklamasında ise 15 kişinin hayatını kaybettiği belirtmişti.

Haber Merkezi / Başkan Teodoro Obiang Nguema, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, yerel saatle 16: 00’da meydana gelen patlamanın Bata’daki Mondong Nkuantoma semtinde bulunan askeri bir kışladaki “dinamitin ihmalkarca kullanılması” nedeniyle olduğunu söyledi.

Başkan Nguema açıklamasının devamında, “Patlamanın etkisi Bata’daki neredeyse tüm ev ve binalarda hasara neden oldu” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Savunma Bakanlığı, pazar günü geç saatlerde, kışlalardaki bir silah deposunda çıkan yangının yüksek kalibreli mühimmat patlamasına neden olduğunu belirten bir bildiri yayınladı.

Sağlık Bakanlığı, yaralıları tedavi eden üç hastaneden biri olan Bölge Hastanesi de Bata’ya kan bağışçıları ve gönüllü sağlık çalışanları için çağrı yaptı. Bakanlık, sağlık çalışanlarının yaralıları olay mahallinde ve tıbbi tesislerde tedavi ettiğini açıkladı.

Patlamalar petrol zengini Orta Afrika ülkesi için şok oldu. Dışişleri Bakanı Simeon Oyono Esono Angue, yabancı büyükelçilerle görüşerek yardım istedi.

Kamerun’un güneyinde yer alan 1.3 milyon nüfuslu küçük bir Afrika ülkesi olan Ekvator Ginesi, 1968’de bağımsızlığını kazanana kadar bir İspanya kolonisiydi. Patlamanın meydana gelgiği Bata’nın ise yaklaşık 175.000 nüfusu var.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu ve Destici’den ortak basın açıklaması

Haber Merkezi / Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Desteci ve beraberindeki heyeti kabul etti. İki lider toplantı sonrası ortak basın açıklamasında bulundu.

Basın açıklamasına “Sayın Destici ve arkadaşları bir ziyaret gerçekleştirdiler, son derece mutluyuz, bunu önce ifade etmek isterim.” ifadeleriyle başlayan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Siyasi partilerin Türkiye’nin sorunları konusunda bir araya gelmeleri, oturmaları, konuşmaları, çözüm üretmeleri, demokrasimiz açısından son derece değerlidir” dedi.

“Bizim bugünkü ziyaretimizin ana sebebi yeni anayasa konusu. Biliyorsunuz, Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye’nin artık yeni bir anayasa yapması gerektiği noktasında bir çağrıda bulundu.” ifadeleriyle basın açıklamasına başlayan BBP Lideri Destici ise, “Biz daha önce de ifade ettik, bu çağrıyı olumlu ve samimi bulduğumuzu ifade ettik.” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, BBP Genel Başkanı Mustafa Desteci ve beraberindeki heyeti kabul etti. İki lider toplantı sonrası ortak basın açıklamasında bulundu.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:

“Sarayın memurları benim muhattabım değil. Dolayısıyla ona cevap vermeyi doğru bulmuyorum.

Şehitlerimiz hepimizin şehidi, bölücü terör örgütünü hep beraber kınamalıyız. Kullandığımız dil devletin diline uygundur, sarayın diline uygun değildir. Açarsanız Genelkurmay Başkanlığı’nın sitesini aynı şeyi der, ‘bölücü terör örgütü’ der. Aynı şeyi biz de kullanıyoruz.

Biz terör örgütünün reklamını yapmak zorunda değiliz, Türkiye’nin birliğinden, bütünlüğünden yanayız. Sayın Erdoğan’ın beni eleştirmesini onun açısından anlayışla karşılıyorum çünkü verilemeyecek hesabı var.

Ben soru sordum, kimseye hakaret etmedim. Ben sadece soru sordum. Ben sokaktaki vatandaşın sormasını istediği 5 soruyu sordum. Ben demiyorum; Erdoğan diyor, ‘başarısız olduk’ diyor.

Biz de sorumlusu kim diye sorduk? Meksika’ya gidip başka Türkiye’de başka konuşamazsınız. Orada siyasiler sorumluysa Türkiye’de de siyasiler sorumludur.

“13 şehit var, bunu başarı diye yutturmaya çalışıyorlar”

Şimdi ben kalkıp da ordumuzu, Genelkurmay’ı, Silahlı Kuvvetler’i mi eleştireceğim? Onlar siyasetin emrindedir. Siyaset talimat vermiş onlar da gereğini yapmışlardır. En tepedeki kim? Erdoğan, sorumlusu da odur. 13 vatandaşımıza ‘esir’ diyor.

Siz ne zamandan beri bir terör örgütünü meşru muhattap olarak görüyorsunuz? Bunun üzerinde kim durdu? Erdoğan, ‘rehin’ lafını kullanmıyor, ‘esir’ lafını kullanıyor. Ben desem kim bilir ne olurdu? Akli bali olan herkes bilir ki; burada bir başarısızlık vardır. Bunu dillendiren de Sayın Erdoğan’dır.

Başarısızlığın faturasının talimatı verene kesilmesi gerekir. 13 şehit var, bunu başarı diye yutturmaya çalışıyorlar.

Ben millet adına soru sordum, niye bu sorulardan bu kadar alındılar onu da anlamıyorum. Hala cevabını almış değilim 5 sorunun cevabını Erdoğan’dan yine bekliyorum. Hakarete gerek yok. 5 sorunun cevabını bana değil millete verecek zaten.

Bu soruların yanıtını bulamadığım için 5 sorunun cevabını hâlâ bekliyorum. İster Erdoğan verir ister onun yetkilendirdiği biri verir.

Soruyorum ya siz İstanbul seçimlerinde gittiniz bölücü terör örgütünün ele başından mektup aldınız ‘bize destek ver’ diye. Kardeşim İstanbul seçimleri için destek istiyorsun da 13 kişiyi serbest bırakın diye bir çağrı mektubu, bir açıklama istemiyorsun?

Trump telefon etti papazı hemen bıraktın. Papazı verirken, ‘ben sana papazı hemen veriyorum sen de şu 13 tane arkadaşımızı bize iadesini sağla diyemez miydin? Ben bunu sorunca kızıyor.

Ne yaparsa yapsınlar inandığım yoldan, 13 şehidimizin hakkını hukukunu hayatımın son anına kadar savunacağım. Kendi ülkesi için hayatını veren insanların sorumluluğunu birilerinin üstlenmesi gerekiyor.

“Terörle mücadele hepimizin ortak meselesi”

BB Partisi Lideri Destici ise şunları ifade etti:

Bu sürecin başlayabilmesi için siyasi ortamın yumuşaması lazım. Meclis’teki bütün partilerin katılımıyla ortak bir siyasi partiler yasası hazırlanarak bu gerçekleştirilebilir.

Biz geçtiğimiz hafta İYİ Parti ve daha sonra Demokrat Parti’yi ziyaret ettik. Görüşlerimizi orada da belirttik. Biz CHP’nin sürece katkısını çok önemsiyoruz.

Terörle mücadele hepimizin ortak meselesi. Bu meselede en önemli sorumluluğumuz bir siyasetçi olarak bir ve beraber hareket etmektir. Asıl hedef alınması gereken evlatlarımızı kahpece öldüren terör örgütüdür.

Kınanması gereken PKK’dır. Bu üzüntülü hadisede bile gördük ki PKK’nın Meclis’teki uzantısı HDP bunu kınamaktan geri durdu. Bazen ağzımızdan sehven bazı ifadeler çıkabilir bunun peşine düşüldüğü zaman bizim aleyhimize de kullanılabilir.

Fotoğraflar: chp.org.tr

 

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a beş ‘Gara Operasyonu’ sorusu

Haber Merkezi / CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmada Gara Operasyonu nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 5 soru yöneltti. Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında “Bu soruların cevabını millet  adına ondan bekleyeceğim.” dedi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, grup konuşmasında konuya ilişkin yaptığı açıklamalarından satır başları şöyle:

Gara şehitlerimiz var. 5-6 yıldır terör örgütünün tuttuğu erlerimiz. 5-6 yıldır ne yapıldı? 5-6 yıldır defalarca hatırlatılmasına karşın ne yapıldı? Şimdi bunların tamamı hayatını kaybetti. Şehitlerin ailelerinin bulunduğu evlere kor ateşi düştü. Hepimiz yanıyoruz, içimiz yanıyor. Bizim toplumumuzda şehitlerin ayrı bir yeri vardır. Bir tweet üzerinden kıyameti kopardılar. Hangi ahlak, bilgi, erdem, inanç… Emin olun anlamakta zorlanıyorum.

Aileler defalarca geldiler, her kapıyı çaldılar. Bana da defalarca geldiler. Malatya’da da geldiler. Arkadaşlarımızı görevlendirdik. Basın toplantıları yaptılar. Olaya iktidarın el atması gerektiğini söyledik. Bu çerçevede bir çaba harcayın dedik. Elimizden gelen her şey yapıldı. Basın toplantıları yapıldı. Çocukları terör örgütünün elinde olan ailelerle basın toplantıları yapıldı, soru önergeleri verildi. Her soru önergesi sıradan olayın özüne inmeyen “terör örgütleriyle mücadeleye yönelik keşif, operasyonel faaliyetler azim ve kararlılıkla devam etmektedir.” soru önergesinde bu yazıyor.

Şehit olan bu kardeşlerimizin öldüğü haberi geldi. Önce şunu düşündüm. Nerede, nasıl bu kardeşlerimiz şehit oldular. Bilgiler parça parça önümüze gelmeye başladı. Açıklamayı Malatya Valisi yapıyor. Niçin? Bu ülkenin Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan bir kişi var, MSB koltuğunda oturan bir kişi var, İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan bir kişi var. Benzer bir durum İdlib’de olmuştu. Açıklamayı korkudan hiç kimse yapmıyor, Hatay Valisi yapıyor. Çünkü kusurlarını biliyorlar, eksikliklerini biliyorlar. Bir olay çok önemlidir.

Erdoğan “bir müjde vereceğim” dedi. Ama bunların tamamı şehit oldu. Açıklama yapmaktan korktular. Devleti yöneten birisi, “Çarşamba günü çok önemli bir şey yapacağım” diye bir açıklama yapmaz. Operasyonlar gizli yapılır, kimseye haber verilmez. Rahmetli Ecevit, terör örgütünün başındaki kişiyi alıp getirirken bile eşine haber vermemiştir. Devlet böyle yönetilir. Bırakın devleti bunlar bir köy bile yönetemezler. Her alanda ayrıştırdılar şehit üzerinden de ayrıştırıyorlar. Çok tehlikeli bir tutum bu.

Daha defnedilmemiş, yaralar tazeyken bunu yapıyorlar. Talimat üzerine yapıyorlar. Sarayın talimatı üzerine yapıyorlar. Ben üzülüyorum, içim acıyor. Şehitler gelmiş, daha cenazeler kalkmamış kavga ediyorlar, “sen-ben” kavgası mı bu? Kinle, öfkeyle devlet yönetilmez. Devlet bilgiyle, birikimle, sevgiyle yönetilir. Devleti yönetenler her türlü eleştiriye açık olmak zorundadırlar.

Erdoğan sanki bu olaylar hiç olmamış gibi beyefendi kahvaltıya gidiyor. Bir yaylaya kahvaltıya gidiyor. Rize’yle Trabzon arasında her 15 metreye bir polis dikiyorlar. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir şey. Ya sen kendi vatandaşına güvenmiyorsun. Şikayeti görev yapan polisler söylüyor. Böyle bir garabet hiç yaşanmadı ve biz yaşıyoruz.

13 şehidimiz var umrunda bile değil. Sonra Rize kongresi. Bütün vatandaşlarımdan özellikle rica ediyorum, o kongreyi internetten izleyin. O gülüşmeler, o kahkahalar, o fıkralar… Ya 13 kişi hayatını kaybetti. Hangi ahlaka göre yapıyorsunuz siz bunu, hangi inanca göre yapıyorsunuz.

Güle oynaya kongre yapıyorlar. Şehit annesini telefonla bağlatıyorlar. Erdoğan’ın keyfi yerinde, anne ağlamaklı. Ders vermeye kalkıyor. Allah bu millete sabır versin. Bir şehit annesi ya. Onu propaganda malzemesi olarak kullanıyor. Şehitlere ne kadar yakın olduğunu anlatmak için kullanıyor. Oysa bütün Türkiye nasıl eğlendiğini, nasıl keyif içinde olduğunu görüyor. Askerlerimiz, polislerimiz, sivillerimiz hayatını kaybetmiş. Bırakın bu anne matemini yaşasın.

Şunu söylüyor “Oğlunuz şehit oldu siz bu şerefi yaşadınız.” Lafa bak. E o şeref en çok sana yakışıyor. Göndersene çocuklarını askere. Niye bedelli askerlik yaptırdın? Eğer sen böyle bir şerefi kabul etmek istiyorsan, yaşamak istiyorsan çocuklarına bedelli yaptırmazsın gönderirsin askere, Irak’a gönderirsin. Neden bu ülkede hep fakir fukaranın çocukları bedel ödüyor da varsılların çocukları bedel ödemiyor. Erdoğan’a beş soru soracağım. Bu soruların cevabını millet  adına ondan bekleyeceğim.

“Bu işin sorumlusu kim?”

Soru 1: Bölücü terör örgütünün tam 5,5 yıl elinde tuttuğu vatan evlatlarını kurtarmak için başbakan veya cumhurbaşkanı olarak ne yaptınız?

Soru 2: Terör örgütünün başı Abdullah Öcalan’dan seçimlerde size yardımcı olması için mektup dilenirken neden vatan evlatlarının serbest bırakılması için çağrı yapmasını istemediniz. İstanbul seçimleri sizin için 13 vatan evladından daha mı kıymetliydi?

Soru 3: Yıllarca dostum Trump diye böbürlenip durdunuz. Neden dostluğunuzu vatan evlatlarımızı terör örgütünün elinden kurtarmak için kullanmadınız. Bölgede Amerikalılar çok güçlü, senin de en yakın dostun Trump.

Soru 4: Daha önce benzer hadiselerde sorunun çözümünde büyük katkıları olmuş İnsan Hakları Vakfı, İnsan Hakları Derneği ve Mazlum Der gibi ulusal insan hakları örgütleri ile Uluslararası İnsan Hakları Örgütlerinden terör örgütünün elinde tuttuğu evlatlarımıza zarar gelmemesi ve serbest bırakılmaları için en azından çağrıda bulunmak hiç mi aklınıza gelmedi?

Soru 5: Dün Rize’de yaptığınız açıklamalardan sınır ötesi operasyonun hedeflerinden birinin de şehit olan 13 evladımızın kurtarılması olduğunu ancak başaramadığınızı söylediniz. 13 vatandaşımızın kurtarılması amacıyla başlatılan operasyondaki başarısızlığı kim üstlenecek? Bu işin sorumlusu kim?

Kurtarma operasyonuna gidiyorsun bütün rehineler ölüyor. Akıl tutulması var burada. Gidiyorsun rehineleri kurtarmaya, bütün rehineler ölüyor. Korkudan hiç kimse açıklama yapmıyor, vali açıklama yapıyor.

Davulla zurnayla rehine mi kurtarılır Allah aşkına. Rahmetli Ecevit Kıbrıs çıkarmasını yaparken eşine bile haber vermemiştir. Bu davulla zurnayla harekat başlattık diyor. 13 şehidimizin sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır, kimse başka bir şey düşünmesin. Bu beş sorunun cevabını bekliyorum. Bu millet bekliyor.

Paylaşın

NATO Genel Sekreteri’nden kritik ‘Afganistan’ açıklaması

Haber Merkezi / NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO’ya üye devletlerin savunma bakanlarının konuşlanma konulu toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada ittifakın “zamanı gelmeden” Afganistan’dan askerlerini çekmeyeceğini söyledi.

NATO üye 30 devletinin bakanları çarşamba ve perşembe günü, Joe Biden’ın Donald Trump’ın yerine göreve gelmesinden bu yana en üst düzeyde görüşmeler yapacaklar. Sanal konferansın gündeminin başında, Trump’ın Taliban ile askerleri geri çekmek için anlaşmaya varmasının ardından NATO’nun Afganistan’daki 9 bin 600 kişilik destek misyonunun kaderi olacak.

Afganistan’daki NATO’ya bağlı askerlerin geleceği, ABD’nin yeni başkanı Joe Biden’in vereceği karara bağlı. Biden yönetimi Trump döneminde yapılan anlaşmayı gözden geçirdiğini söylüyor. Pentagon, Taliban’ı saldırıları azaltmak ve El Kaide gibi isyancı gruplarla bağları kesmek gibi vaatleri yerine getirmemekle suçluyor.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg bir basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Hiçbir müttefik Afganistan’da gereğinden fazla kalmak istemese de, zamanı gelmeden ayrılmayacağız.” ifadelerini kullandı.

Açıklamasının devamında “Taliban şiddeti azaltmalı, iyi niyetle müzakere etmeli ve ulusal terörist gruplarla işbirliğini durdurma taahhütlerini yerine getirmelidir” diyen Stoltenberg, “Ortak hedefimiz açık. Afganistan, teröristlerin vatanlarımıza saldırmaları için bir daha asla sığınak olmamalı” dedi.

Paylaşın