Dünyanın en ünlü on büyük beden modeli

Moda markaları yavaş ama emin adımlarla kampanyalarına büyük beden modelleri dahil etmeye başlıyorlar, ara sıra podyumda büyük beden modeller görüyoruz. Artık, sıfır beden olmayanları temsil edecek bir sürü güzel artı büyük beden modelimiz var ki bu iyi.

Haber Merkezi / Şimdi podyumlarda fırtına gibi esen büyük beden modellere bir göz atalım.

1. Tess Holliday

1985’te ABD’de Mississippi’de dünyaya gelen Tess Holliday, iki erkek çocuk annesi. Tess Holliday modelliğe 2011 yılında başladı ve o zamandan beri Vogue Italia, Marie Claire ve Nylon dergisinde yer aldı. İlk çıplak çekimini 2012’de yaptı.

2. Paloma Elsesser

28 yaşındaki Paloma Elsesser, Glossier kampanyalarında göründükten sonra oldukça büyük bir üne kavuştu. Fenty Beauty’nin yüzü olan Paloma Elsesser, ayrıca American Vogue’un kapağında da yer aldı.

3. Ashley Graham

Ashley, dünyanın en ünlü büyük beden modellerinden biridir. Pek çok markanın yüzü, Kai Gerber ve Kylie Jenner gibi modellerin yanında podyumlarda yürüyor ve Vogue ve Sports Illustrated gibi en ünlü moda dergilerinin kapaklarını süsledi.

4. Barbie Ferreira

Barbie Ferreira, yalnızca en havalı moda dergileriyle çalışıp en iyi fotoğraf çekimlerini yapmakla kalmayan, aynı zamanda Hollywood’u da kasıp kavuran 23 yaşında başarılı bir model.

5. Tara Lynn

Tara Lynn, dünyanın en büyük ve en tanınmış mankenlik ajansı olan IMG anlaşma imzaladı. Muhteşem mayo ve iç çamaşırı modellemesi yapmakla ünlü ama aynı zamanda H&M gibi giyim markaları için de birkaç fotoğraf çekimi yaptı.

6. Denise Bidot

Sık sık Instagram’da hayatın küçük kusurlar konusunda endişelenmek için ne kadar kısa olduğunu paylaşan Bidot, büyük markalarla çalışıyor.

7. Kate Wasley

Kate Wasley, Avustralya asılı büyük beden bir model. Kariyeri, en iyi arkadaşıyla yaptığı ve vücut pozitifliğini teşvik etmek için internette kendi resimlerini yayınladıkları bir projeyle başladı.

8. Candice Huffine

Candice, kariyerine genç bir güzellik kraliçesi olarak başladı. Ondan sonra birçok modelleme ve ticari fotoğraf çekimi yaptıktan sonra daha iyi markalarla çaılşmaya başladı. İtalyan Vogue, Glamour ve diğer moda dergilerinin kapağında yer aldı. Aynı zamanda kendi athleisure markasına sahip bir girişimci.

9. Stephanie Yeboah

Stephany, GO, Stylist Magazine ve Elle Magazine için yazılar yazan serbest bir yazar olan Yeboah, Fattily Ever After adlı bir kitap da yazdı. Geleneksel anlamda bir model olmayabilir, ancak Instagram’ı bir kez gördüğünüzde bahse gireriz, neden kesinlikle gözümüzde bir model olduğunu anlayacaksınız.

10. Lauren Nicole

Lauren aslında hiçbir zaman model olmayı planlamadı.Ünlü bir marka onunla çalışmak için teklif sunduğu zaman, o sosyal medyada yotoğraflar yayınlıyor ve blog yazarlığı yapıyordu. Lauren bunun tek seferlik bir şey olacağını düşünüyordu, ancak marka onunla uzun süreli anlaşmalar yaptı.

Paylaşın

Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’ndan ortak basın açıklaması

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ı DEVA Genel Merkezi’nde ziyaret etti. Yaklaşık bir buçuk saat süren görüşmenin ardından iki lider birlikte basın açıklamasında bulundu. Babacan, basın açıklamasında “Mevcut iktidarın şu an sorun çözme kabiliyetinin olmadığını görüyoruz.” ifadelerini kullanırken, Davutoğlu, “Ekonomik tablonun göstergelerdeki görüntüsü açıktır. Ekonomi alanında da tablo hiç iç açıcı değil. Böyle bir dönemde karşılıklı istişare çok önemli.” dedi.

Haber Merkezi / Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ı DEVA Genel Merkezi’nde ziyaret etti. İki lider yaklaşık bir buçuk saat süren görüşmenin ardından birlikte basının karşısına geçti. Her iki liderde basın açıklamasında iktidara ekonomi üzerinden eleştirilerde bulundu.

“Ekonomik tablonun göstergelerdeki görüntüsü açıktır. Ekonomi alanında da tablo hiç iç açıcı değil. Böyle bir dönemde karşılıklı istişare çok önemli.” ifadelerini kullanan Davutoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;

“İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’e, hem de Kadınlar Günü’nün olduğu bir hafta içinde insanlık onuruna da kadınlık onuruna da yakışmayan saldırıların yapılmış olması siyasetin seviyesinin nasıl düştüğünün çarpıcı bir göstergesi.

İktidar da bir hukuk problemi olduğunu görüyor. Hukuk problemi olduğunu görmek gereğini yapmak anlamına gelmez. Aksine son dönemde bir hukuk faciası yaşanıyor. Hepimizin buna karşı ortak bir tavır sergilemesi lazım.

Genel Başkan Yardımcımız Selçuk Özdağ’a yapılan saldırı sonrasında saldırganların iki üç hafta tutulduktan sonra serbest bırakılmalarının doğurduğu hazin tablo ortada.

Düşünün ki Ankara’nın ortasında bir siyasi terör faaliyeti oluyor ve ölüme teşebbüsle yaralayanlar serbest bırakılıyorlar. Son olarak da İstanbul’da Levent Gültekin’e saldırı oldu.

Hangi İnsan Hakları Eylem Planı, hangi gerekçeyle ikna edici olabilir ve iyi niyetli olabilir?

Siyasetin alanı daraltılmaya çalışılırken, fezlekeler gündeme getirilirken, parti kapatmalar 90’lı yıllardaki gibi gündeme getirilirken herkesin omuz omuza vermesi lazım.

“Ekonomik tablonun göstergeleri açıktır”

Herkes şu anda 128 milyar doları tartışırken Sayın Cumhurbaşkanı ilk kez damadını savunma ihtiyacı hissetti ama ekonomik tablonun göstergeleri açıktır.”

Bir taraftan eleştirel bir slogan için gözaltı yapılırken diğer taraftan bir genel başkan yardımcısını 17 dikiş atılacak şekilde başından yaralayacaksınız, yaralayanlar belli, zanlılar belli.

O zanlıları yakalayan ve iddianame hazırlayan savcı tehdit edilecek ve o zanlılar Ankara sokaklarında serbestçe dolaşacak. Bu iki tablo da aynı Türkiye. Hangi Türkiye’yi istiyorsunuz siz?”

Albayrak, bir dönem Enerji Bakanlığı yaptığında ben Başbakandım. Yürütülen projeler, Barbaros Hayrettin Gemisi de dahil olmak üzere, projelerin çoğu önceki dönemlerde başlatılmış, benim başbakanlığım döneminde sürdürülmüş ve sonra devam ettirilmiş projelerdir.

Bu yapılan açıklama daha önce Enerji Bakanlığı yapmış arkadaşların tümüne de saygısızlıktır. Yenilenebilir enerji de dahil olmak üzere bütün o projelendirmlerde ve enerji alanında atılan adımlarda Sayın Albayrak’ın herhangi bir öncü rolü yoktur.

Başarılı olup olmaması ayrı bir değerlendirme ama bütün olumlu adımları ve sanki enerjide büyük bir devrim yapmış da onun eseriymiş dediğinizde kendi iktidarınızın iktidar sürekliliğini yok saymış olursunuz.”

Önümüzdeki dönemin en önemli konu başlıklarından birisinin güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili partisinin ikili bazda yürüttüğü çalışmalar olduğunu söyleyen DEVA Partisi lideri Babacan şu ifadeleri kullandı:

“Hükûmetin en büyük tutarsızlık gösterdiği konulardan birisi Doğu Türkistan konusu. Sözüm ona insan hakları eylem planı açıklayan, uluslararası sözleşmelerin altında imzası olan bir ülkenin hükümeti Çin’de yaşanan insan hakları ihlallerine karşı sessiz duramaz. Akıl alır bir şey değil. Bu, iktidarın hem ana ortağına hem de küçük ortağına her gün her gün sorulmalı. Üçüncü ortağın diğer ortakların üzerinde nasıl bir etki alanı kurup da bu konuyu gündeme getirmelerini engellediği de soru işareti. Zaten Sayın Perinçek “geminin rotasını biz çiziyoruz” dedi.

“Hepimiz net, açık ve dik durmalıyız”

Sayın Akşener’in diğer siyasi partilerin genel başkanların tarafından her türlü ahlak sınırını aşacak bir tarz, üslup ve içerikle hedeflenmesi bir acziyetin ifadesidir. Başka türlü sonuç elde edilemeyince ahlak sınırları aşılıyor. Sayın Akşener’e dönük ithamlar, bu ithamlarda bulunanların acziyetidir. Biz tüm kadın siyasetçilerin yanındayız. Bu olanlar kadınların cesaretini asla kırmasın, siyasetin kadınlara ihtiyacı var. Hepimiz net, açık ve dik durmalıyız.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü anayasal bir haktır. Sayın Erdoğan’a dönük herhangi bir eleştiri rahatlıkla cumhurbaşkanına hakaretten işleme sokulabilirken, diğer partilerin genel başkanlarıyla ilgili eleştiriler bambaşka bir kategoride değerlendiriliyorsa burada adalet yoktur. Kendisi diğer genel başkanlarla ilgili ağır ifadeler kullanabiliyor ama kendisiyle ilgili daha hafif ifadelere ‘yargı süreci işlesin’ diyor. Hukuk devletinde ifadeyle değil, şiddetle mücadele edilir. Daha yeni Levent Gültekin’e, öncesinde Orhan Uğuroğlu’na ve Selçuk Özdağ’a siyasal şiddet oldu. Cumhurbaşkanı gazetecilerin alenen siyasal şiddetle baskı altına alındığı bir tabloya sessiz kalamaz. Özel kayırma yöntemleriyle yargı sisteminin kötüye kullanılmasına müsamaha gösterilemez.

“Cumhurbaşkanlığı yetki olduğu kadar hesap verme makamıdır”

Merkez Bankası’nın eksi rezervinin olması ne demek? Sayın Erdoğan, ‘Cüzdanımda 95 milyar dolar var’ diyor ama 139 milyar dolarlık kredi kartı borcundan bahsetmiyor. O rezervinden 44 milyar dolar daha fazla piyasaya borcu var. Niye Merkez Bankasının borcu 139 milyar dolara çıktı? Cumhurbaşkanı’nın bunu ortaya koyması lazım. Türkiye böylesi bir tabloyla ilk defa karşı karşıya kaldı. Cumhurbaşkanı’nın hiçbir sorumluluktan kaçması mümkün değil. Çok istiyordu, vatandaş ‘çok istiyorsan al görelim bakalım ne olacak’ dedi. Bütün yetkileri aldı, artık mazeret yok. Cumhurbaşkanlığı yetki olduğu kadar hesap verme makamıdır.

Bakanı, yardımcılarını, üst düzey bürokrasiyi cumhurbaşkanının kendisi görevlendiriyor. Başarıda da başarısızlıkta da bir numaralı yetki de sorumluluk da kendisindedir. Yanlışlar, hatalar varsa onu da ağırlıklı olarak tek bir kişide değerlendirmemiz lazım. Bir kişinin yaptığı yanlış tercihlerin bedelini, maliyetini, külfetini bütün millet ödüyor.

Fezlekeler yargıyla başlayıp, ara durakta meclise gelen ve yine yargıyla devam edebilecek olan bir konu. Bu konu mutlaka bağımsız ve tarafsız yargı tarafından ele alınmalı. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığında ciddi kuşkuların olduğu bir ülkede her bir fezlekenin münferiden, detaylıca incelenmesi gerekir. Ne parti kapatma ne de dokunulmazlık konusu günlük siyasi oyunların bir parçası olarak kullanılmamalı.”

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Üreten ülke güçlüdür

Uşak’ta Kanaat Önderleri ve Muhtarlar Toplantısına katılan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin her anlamda üretmesi lazım. Üniversite bilgi üretecek, tarlada, sokakta üreteceğiz. Lokantada, otelde hizmet üreteceğiz. Sanatçı sanat üretecek. Üreten ülke güçlüdür. ” dedi.

Haber Merkezi / Konuşmasının devamında siyasi iktidarların başarısının yarattıkları istihdamla ölçülebileceğini de aktaran CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “19 yılın sonunda siz 10 milyonu aşkın işsiz yaratmışsanız hangi başarıdan söz ediyorsunuz.” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Uşak’ta Sivaslı Belediyesi’ni ziyaret etti. Ziyaretin ardından CHP lideri Kılıçdaroğlu, Muharremşah Köyü’nde besiciler ve çiftçiler ile buluştu. Geçtiğimiz ay Uşak’ta, maddi sıkıntılar nedeniyle yaşamına son veren esnaf Reşat Keskin’in ailesine taziye ziyaretinde bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İsmetpaşa Caddesi üzerinde bulunan esnaf ile de bir araya geldi.

“Çok çalışmamız gerekiyor”

CHP lideri Kılıçdaroğlu esnaf ziyareti sonrası, Atatürk Kültür Merkezi’nde partiye yeni katılan üyelere CHP rozeti taktı. Daha sonra partililere seslenen Kılıçdaroğlu, CHP rozetinin sıradan bir rozet olmadığını ifade ederek, herkesin çok çalışması gerektiğini dile getirdi. Vatan, bayrak ve insanların huzuru için mücadele edeceklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Devraldığımız miras içinde hiç kimse kimliğinden ötürü, yaşam tarzından veya inancından ötürü ötekileştirilmemelidir. Herkese insan olarak saygı duymalıyız. Bu rozeti taktığımız andan itibaren kendimiz için değil ülkemiz, bayrağımız ve insanlarımız için çalışacağız. Bugün insanlarımız rahatsızsa, evlerine ekmek götüremiyorlarsa, binlerce çocuk yatağa aç giriyorsa, binlerce kadın çöplerden yiyecek topluyorlarsa bu 21. yüzyılın Türkiye’sinde kabul edebileceğimiz bir olay değildir. O nedenle bize düşen bir görev var.”

CHP lideri Kılıçdaroğlu Uşak programı kapsamında son olarak, Kanaat Önderleri ve Muhtarlar Toplantısına katıldı. Katılımcıların sorunları ve taleplerini dinleyen Genel Başkan Kılıçdaroğlu, konuşmasında Türkiye’de bir ekonomik sıkıntı yaşandığını ve bu anlamda kanaat önderlerinin de üzerine görev düştüğünü ifade etti.

Bu dönemde muhtarların hak ettiği değeri görmediğini belirten Kılıçdaroğlu, muhtarlardan iktidara karşı tepkilerini dile getirmelerini istedi. Tarım Kanunuyla her yıl milli gelirin yüzde 1’i oranında çiftçiye destek verilmesi gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, çiftçinin devletten alacaklı olduğunu aktardı.

Türkiye’nin 1940’lı yıllarda dünyada uçak ihraç eden birkaç ülkeden birisi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Uçak fabrikasının temeli 1925’de Kayseri’de atıldı. 8 yıl sonra Kayseri’den kalkan uçak Ankara’ya indi. Etimesgut’ta uçak motoru fabrikaları vardı. Var mı öyle bir fabrika ? Eskişehir’de ayrıca uçak fabrikamız vardı. Ne oldu ? Kendi gemimizi yapıyorduk. 1940’lardan bahsediyorum. Ne oldu bunlara ? Ne oldu bize ? Hiç kimseye minnet etmeyen, başı dik bir devlet düşünün. Onurlu bir devlet düşünün. Daha da önemlisi bütün mazlum milletlere örnek olan bir devlet düşünün. Bütün İslam devletlerine örnek olan bir devlet düşünün. Mustafa Kemal’in kurduğu Türkiye budur. Okuduğu Kur’an-ı anlasın diye Türkçe mealini de hazırlayan Mustafa Kemal’dir. Kaçımız tarihimizi gerçek anlamda biliyoruz. Kaçımız bu tarihimizi çocuklarımıza öğretiyor. Bu açıdan ciddi sorunlar var.”

Türkiye’de halen birleştirilmiş sınıflar olduğunu, 1, 2 ve 3’üncü sınıf öğrencilerinin aynı sınıfta ders gördüklerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Aynı öğretmenden ders görüyorlar. Derslik yok. 21’inci yüzyıldan bahsediyorum ve Türkiye’den bahsediyorum.” dedi.

“Siyasi partiler devlet olmak için iktidar olmazlar”

Kemal Kılıçdaroğlu, 18’inci yüzyıl kavramlarıyla 21’inci yüzyılın sorunlarının çözülemeyeceğini belirterek, “21’inci yüzyılın en temel ayrışma noktası demokrasiyle, otoriter rejimdir. Demokrasiyi savunuyorsak beraber olmak zorundayız. Bizim oturup yeniden düşünmemiz lazım. Bir takım tutar gibi parti tutulmaz. Bir parti yanlış yapıyorsa vatandaş diyecek ki ‘kusura bakma yanlış yaptın, sana oy vermiyorum.’ 4 yılda bir seçim yapılmasının nedeni de o. Siyasi partiler devlet olmak için iktidar olmazlar. Devleti yönetmek için iktidar olurlar. Arada fark var.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin her anlamda kalkınması için kendisinin 4 ayaklı bir strateji öngördüğünü vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Can ve mal güvenliğini sağlayan sihirli sözcüğün adı nedir, demokrasi. Türkiye’de yargı bağımsızlığı var mı, yok. Yabancı geliyor mu, gelmiyor. Bizim iş adamlarımız yatırım yapıyorlar mı ? Bu tabloyu ortaya çıkaran siyasi atmosferin hepimizin sorunu olması lazım. Yargı bağımsızlığı olacak. Düşünce özgürlüğü olacak.

Stratejinin ikinci ayağı, üreten Türkiye. Türkiye’nin her anlamda üretmesi lazım. Üniversite bilgi üretecek, tarlada, sokakta üreteceğiz. Lokantada, otelde hizmet üreteceğiz. Sanatçı sanat üretecek. Üreten ülke güçlüdür. Üçüncü ayak güçlü bir sosyal devlet. Hiç kimsenin aç ve açıkta kalmadığı güçlü bir sosyal devlet. O zaman ürettiğimizi hakça bölüşeceğiz. Devlet dediğimiz kurum hiç kimseyi gelecek endişesiyle karşı karşıya getirmeyecek.

Stratejinin dördüncü ayağı sürdürülebilirlik. Yaptığınız yatırımları sürekli büyüteceksiniz. Demokrasi kültürünüzü sürekli büyüteceksiniz. Eski kavgaları bir tarafa bırakmak zorundayız ve artık helalleşmemiz lazım. Geleceğe bakmamız lazım. Haklı haksızı bırakalım.”

Siyasi iktidarların başarısının yarattıkları istihdamla ölçülebileceğini de aktaran Kılıçdaroğlu, “19 yılın sonunda siz 10 milyonu aşkın işsiz yaratmışsanız hangi başarıdan söz ediyorsunuz.” diye konuştu.

Paylaşın

Halle Berry, yeni paylaşımlarıyla gündem yarattı

Sık sık sosyal medyadan paylaşımlar yapan ve fit fiziğiyle dikkat çeken Akademi Ödüllü 54 yaşındaki oyuncu Halle Berry, son paylaşımlarıyla hayranlarını mest etti. Berry, geçen hafta da gençlerin bile yapmakta güçlük çektiği bir harekete yaparken çekilen fotoğraflarına sayfasında yer vermiş, takipçilerinden beğeni almıştı.

Haber Merkezi / Yıllara meydan okuyan 54 yaşındaki oyuncu Halle Berry, sosyal medyadan yaptığı yeni  paylaşımıyla gündem yarattı.

Evinin bahçesinde iki parçadan oluşan elbisesiyle pozlar veren Berry, hem karın kaslarını sergiledi hem de güzelliğini.

İki çocuk annesi Halle Berry’nin Instagram hesabını yaklaşık 7 milyon kişi takip etmekte.

Berry, geçen hafta da gençlerin bile yapmakta güçlük çektiği bir harekete yaparken çekilen fotoğraflarına Instagram sayfasında yer vermişti. Berry’nin bu paylaşımına takipçileri yorum ve beğeni yağdırmıştı.

Halle Berry kimdir?

Halle Berry, 14 Ağustos 1966 yılında Ohio’da dünyaya geldi. 1980‘lerin sonunda, modellik ve oyunculuk yapabilmek için Chicago‘ya giden Berry, Chicago Force adlı televizyon dizisinde oynamaya basladı. Dizilerde ufak rollerde yer alan Berry, “Jungle Fever” dizisinden canlandırdığı Vivian karakteri ile dikkat çekti.

1996 yılında “Race the Sun” filminde ilk baş rolünü oynadı. 2000 yılında çizgi roman “X-men”in film uyarlamasinda, Storm‘u canlandırarak dünya çapında tanınmaya basladı ve devam filmleri “X2:X-Men United” ve “X-Men: The Last Stand”de de yeraldı.

Halle Berry, 2001 yılında Leticia Musgrove karakterini canlandırdığı “Kesişen Yollar” filmi ile ‘En Iyi Kadın Oyuncu’ dalında Oskar Ödülü’nü kazandı. Hollywood‘un en aranan ismi olmayı başaran Halle Berry ayrıca, “Başka Gün Öl”, “Gotkiha”, “Kedi Kadın”, “Robotlar”, “Kusursuz Yabancı”, “Frankie & Alice”, “Bulut Atlası”, “Acil Arama”, “Anne” gibi birçok filmde yer aldı.

Paylaşın

CHP’li Torun: Engelleri teker teker aşıyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP’li belediyelere yönelik eleştirilerine yazılı bir açıklama ile cevap veren CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, açıklamasında “Belediyelerimiz kara propagandaları boşa çıkardıkça Erdoğan’ın güvendiği dağlara karlar yağıyor, dengesi bozuluyor, ne yapacağını şaşırıyor” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Açıklamasında “İstanbul’a ihanet eden, Ankara’yı parsel parsel satan bu zihniyetten belediyecilik dersi alacak değiliz. Belediyelerimizi karalamak için beş poşet çöpten medet umar hale gelmek, acizliktir” belirten CHP’li Torun’un yazılı açıklaması şöyle:

“Yerel seçim sonuçlarını bir türlü içine sindiremeyen Erdoğan, oyunu alamadığı vatandaştan intikam almak ve halkın oylarıyla göreve gelen belediyelerimizi karalamak için bin dereden su getiriyor. Bu sorunlu zihniyet; yeri geliyor; belediye başkanlarımız hakkında hukuksuz soruşturmalar başlatıyor, yeri geliyor bağış kampanyalarına el koyuyor, yeri geliyor kaynakları ve yetkileri tırpanlayarak belediyelerimizin elini kolunu bağlamaya çalışıyor. Ancak bizim belediyelerimiz, iktidarın önüne çıkardığı tüm engelleri, halkla birlikte teker teker aşıyor.

“Millet inim inim inlerken…”

Erdoğan, tüm bu baskılardan bir sonuç alamayınca, 30 yıl önceki görüntülerden medet umarak, ‘çöp, çukur, çamur’ iftirasına sığınıyor. Millet inim inim inlerken kafayı çöple bozan Erdoğan, grup toplantılarını videolu şovlara çevirmekten dahi geri durmuyor. Belediyelerimiz tüm kara propagandaları boşa çıkardıkça Erdoğan’ın güvendiği dağlara karlar yağıyor. Böyle olunca da dengesi bozuluyor, ne yapacağını şaşırıyor.

Artık belediyelerin kaynakları bir avuç yandaşa değil vatandaşa gittiği için Erdoğan’ın hırçınlığı da artıyor. Kendisine şunu söylüyoruz: İstanbul’a ihanet eden, Ankara’yı parsel parsel satan, Serik’te 500 bin liralık rüşvetin hesabını veremeyen, şehirlerimizi 25 yılda betona gömen bu zihniyetten belediyecilik dersi alacak değiliz. Erdoğan işi gücü bırakıp belediyelerimize saldıracağına; 10 milyonu aşan işsizimize yüzde 16’lara dayanan enflasyona, yoksulluğa mahkûm edilen vatandaşlarımızın derdine kafa yormalıdır.

“Siyaset üretemiyorlar”

Belediyelerimizi karalamak için beş poşet çöpten medet umar hale gelmek, acizliktir, siyaset üretememektir. Beş poşet çöp toplanır, temizlenir. Zaten kısa sürede temizlenmiştir. Erdoğan kısa sürede toplanan beş poşet çöpün peşine düşeceğine, 19 yılda ülkede yarattığı sorunları temizlemeye uğraşmalıdır. Ancak o sorunları çözmek de artık ülkeyi yönetmekten aciz olan bu iktidara değil bize nasip olacaktır.

Artık milletin gözünden ve gönlünden düşen bu iktidar, belediyelerimize saldırarak güç toplayacağı gafletine yenilmiştir. Erdoğan artık bu gafletten uyanmalı, belediyelerimizin yakasından düşmelidir. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar bizim rotamız, millete hizmettir. Milletimiz de kendi seçtiği belediye başkanlarını bu iktidara yedirmemiş ve yedirmeyecektir. Bu içi boş saldırılardan iktidara ekmek çıkmamış, çıkmayacaktır.”

Paylaşın

Ocak’ta cari açık beklentiyi aştı: 1 milyar 867 milyon dolar

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, Ocak ayında cari açık 1 milyar 867 milyon dolar olurken, 12 aylık cari açık ise 36 milyar 599 milyon dolar olarak kaydedildi. Ekonomistlerin beklentisi Ocak ayında ödemeler dengesinin 1 milyar 550 milyon dolar açık vermesi yönündeydi.

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından Ocak 2021 dönemine ilişkin ödemeler dengesi verileri açıklandı. TCMB’nin konuya ilişkin yaptığı veriler özetle şöyle;

Cari işlemler açığı, bir önceki yılın Ocak ayına göre 166 milyon ABD doları azalarak 1 milyar 867 milyon ABD dolarına gerilemiş ve bunun sonucunda on iki aylık dönemde 36 milyar 599 milyon ABD doları olarak gerçekleşmiştir.

Bu gelişmede, hizmetler dengesi kaynaklı girişlerin bir önceki yılın aynı ayına göre 1 milyar 118 milyon ABD doları azalarak 455 milyon ABD dolarına gerilemesine rağmen, ödemeler dengesi tablosundaki dış ticaret açığının 1 milyar 404 milyon ABD doları daralmayla 1 milyar 913 milyon ABD dolarına gerilemesi etkili olmuştur.

Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise, bir önceki yılın Ocak ayında 3 milyar 024 milyon ABD doları fazla vermişken, bu ayda 1 milyar 177 milyon ABD doları fazla vermiştir.

Hizmetler dengesi altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler, bir önceki yılın aynı ayına göre 739 milyon ABD doları tutarında azalarak 487 milyon ABD doları olmuştur.

Birincil gelir dengesinden kaynaklanan net çıkışlar, bir önceki yılın aynı ayına göre 89 milyon ABD doları artarak 472 milyon ABD doları olarak gerçekleşmiştir.

İkincil gelir dengesi kalemi kaynaklı net girişler ise, bir önceki yılın aynı ayına göre 31 milyon ABD doları azalarak 63 milyon ABD doları olmuştur.

 

Paylaşın

TÜİK açıkladı: Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 24,7

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ocak ayında 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranının bir önceki aya göre 0,7 puanlık azalışla yüzde 24,7, genel işsizlik oranının ise yüzde 12,2 olduğunu açıkladı.

Haber Merkezi / TÜİK’in açıkladığı verilere göre, Ocak ayında istihdam edilenlerin sayısı bir önceki aya göre tarım sektöründe 366 bin kişi, sanayi sektöründe 14 bin kişi, hizmet sektöründe 451 bin kişi artarken inşaat sektöründe 9 bin kişi azaldı. İstihdam edilenlerin yüzde 18,6’sı tarım, yüzde 21,1’i sanayi, yüzde 5,8’i inşaat, yüzde 54,5’i ise hizmet sektöründe yer aldı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ocak 2021 işsizlik verilerini açıkladı. TÜİK’in yaptığı açıklama şöyle;

Hanehalkı İşgücü Araştırması’nda 2021 Ocak ayından itibaren, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile eş zamanlı olarak; Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 19. Çalışma İstatistikçileri Konferansı (ICLS) kararlarına ve ilgili AB tüzüğüne uyum sağlamak amacıyla yeni düzenlemelere geçilmiştir.

19. ICLS ile birlikte işgücü piyasasındaki gelişmeleri daha iyi takip edebilmek amacıyla, istihdam ve işsizliğe ek olarak tamamlayıcı göstergeler tanımlanmıştır. AB İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından yayımlanmakta olan bu tamamlayıcı göstergelere bültende yer verilmeye başlanmıştır.

Üçer aylık hareketli ortalamalar olarak aylık yayımlanan işgücü istatistikleri, 2021 Ocak ayından itibaren bağımsız aylık tahminler olarak yayımlanacaktır. Yeni düzenlemelere ilişkin ayrıntılı bilgiye ekteki metodolojik dokümandan ulaşılabilir.

İşsizlik oranı yüzde 12,2

Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2021 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre bin kişi azalarak 3 milyon 861 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,4 puanlık azalış ile yüzde 12,2 seviyesinde gerçekleşti.

İstihdam edilenlerin sayısı 2021 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 822 bin kişi artarak 27 milyon 706 bin kişi, istihdam oranı ise 1,2 puanlık artış ile yüzde 43,8 oldu.

İşgücü 2021 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 821 bin kişi artarak 31 milyon 567 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 1,2 puanlık artış ile yüzde 49,9 olarak gerçekleşti.

Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 24,7

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,7 puanlık azalışla yüzde 24,7, istihdam oranı 0,5 puan artarak yüzde 30,1 oldu. Bu yaş grubunda işgücüne katılma oranı ise bir önceki aya göre 0,2 puan artarak yüzde 39,9 seviyesinde gerçekleşti.

Ocak ayında istihdam edilenlerin sayısı bir önceki aya göre tarım sektöründe 366 bin kişi, sanayi sektöründe 14 bin kişi, hizmet sektöründe 451 bin kişi artarken inşaat sektöründe 9 bin kişi azaldı. İstihdam edilenlerin yüzde 18,6’sı tarım, yüzde 21,1’i sanayi, yüzde 5,8’i inşaat, yüzde 54,5’i ise hizmet sektöründe yer aldı.

Atıl işgücü oranı yüzde 29,1

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2021 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 0,7 puan artarak yüzde 29,1 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı %19,7 iken, potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 22,5 olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmamış işsizlik oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 0,7 puan azalarak yüzde 13,4 oldu. İşsiz sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre 226 bin kişi azalarak 4 milyon 194 bin kişi olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmamış istihdam oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 0,6 puan azalarak yüzde 42,9 oldu. İstihdam edilenlerin sayısı 162 bin kişi artarak 27 milyon 115 bin kişi oldu.

Mevsim etkisinden arındırılmamış işgücüne katılma oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 1,1 puan azalarak yüzde 49,5 oldu. İşgücüne katılan sayısı 64 bin kişi azalarak 31 milyon 309 bin kişi olarak gerçekleşti.

Ocak ayında sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların toplam çalışanlar içindeki payını gösteren kayıt dışı çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı ayına göre 3,6 puan azalarak yüzde 28,0 olarak gerçekleşti. Tarım dışı sektörde kayıt dışı çalışanların oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 5,1 puan azalarak yüzde 16,8 oldu.

Paylaşın

Akdeniz’de göçmen faciası: En az 39 kişi öldü

Tunus’un liman kenti Sfax’tan İtalyan adası Lampedusa’ya geçmeye çalışan iki göçmen teknesinin batması sonucu en az 39 kişi hayatını kaybetti. 165 kişinin ise kurtarıldığı açıklandı. Arama kurtarma faaliyetlerinin devam ettiği duyuruldu.

Haber Merkezi / Tunus Savunma Bakanlığı, iki teknenin İtalyan adası Lampedusa’ya geçmeye çalışırken batması sonucu en az 39 göçmenin öldüğünü açıkladı.

Bakanlık sözcüsü Mohamed Zekri, sahil güvenlik ekiplerinin 165 kişiyi kurtardığını ve arama kurtarma faliyetlerinin Sfax açıklarında devam ettiğini söyledi. Zekri, açıklamasının devamında, ölen göçmenlerin Sahra altı Afrika’dan olduğunu da sözlerine ekledi.

Tunus’un liman kenti Sfax yakınlarındaki sahil şeridi, Afrika ve Orta Doğu’daki çatışmalardan ve yoksulluktan kaçan ve Avrupa’da daha iyi bir yaşam arayan insanlar için son dönemde önemli bir kaçış noktası haline gelmiş durumda.

2019’da yaklaşık 90 Afrikalı göçmen Libya’dan Avrupa’ya hareket ettikten sonra teknelerinin Tunus açıklarında alabora olması sonucu hayatını kaybetmişti. Bu Tunus açıklarında yaşanan en büyük göçmen faacilarından biri olarak tarihe geçmişti.

Bir insan hakları grubu, Tunus’taki ekonomik zorluklar nedeniyle, İtalya’ya kaçan Tunuslu göçmen sayısının 2020’de beş kat artarak 13.000’e yükseldiğini açıkladı.

Paylaşın

SP’den istifa eden Cihangir İslam, CHP’ye katıldı

Mart 2020’de Saadet Partisi’nden istifa eden Cihangir İslam, CHP’ye katıldı. İslam’a rozetini CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu taktı. Cihangir İslam’ın katılımıyla CHP’nin Meclis’teki sandalye sayısı 136’ya yükseldi.

Haber Merkezi / Cihangir İslam, “Metot ve görüş farklılıkları, bunun yanında vesayetten ari, özgürlükçü, demokratik, çoğulcu, eşitlikçi ve her kesimi kucaklayan bir anlayışın hakim olmasına dair inancım genel anlamda istifa gerekçelerimi oluşturmuştur” sözleriyle geçen yılın mart ayında Saadet Partisi’nden istifa etmişti.

CHP sıralarından seçimlere giren Cihangir İslam 2018 seçimlerinde İstanbul’dan milletvekili seçilmiş vekil seçildikten sonra Meclis’te Saadet Partisi sıralarına geçmişti.

Cihangir İslam kimdir?

1959 yılında Sakarya’da dünyaya gelmiştir. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı ve Profesördür. İlkokulu Adapazarı Atatürk İlkokulunda, ortaokul ve liseyi TED Ankara Kolejinde bitirdi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anadolu Üniversitesi AÖF Felsefe Bölümü ve SUSEM İslami İlimler Programı mezunudur.

ABD Minnesota Üniversitesi, Kanada – Montreal McGill Üniversitesi ve ABD Minnesota Twin Cities Spine Center’da Omurga Cerrahisi ve Klinik Araştırma eğitimi aldı ve fellowship programlarını tamamladı. Mimar Sinan Üniversitesi Felsefe yüksek lisans öğrencisidir. Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve Kafkas Üniversitesinde Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyeliği, Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Ortopedi ve Travmatoloji Klinik Şefliği yaptı.

Mazlumder, Saadet Partisi, Has Part, Adalet Zemini ve Hak ve Adalet Platformu kurucularındandır. Artı TV 45 + 45 Programı eş moderatörlüğü, Duvar gazetesi köşe yazarlığı yaptı. 100’ün üzerinde bilimsel çalışması yanında sosyal alanda yayımlanmış çok sayıda makalesi vardır. Çok iyi düzeyde İngilizce, orta düzeyde Almanca ve Arapça bilen İslam, 3 çocuk babasıdır.

Paylaşın

Köylüler, altın bulunan dağa küreklerle akın ediyor

Afrika kıtasının orta bölümünde yer alan Demokratik Kongo Cumhuriyeti, hazine avına sahne oldu. Yetkilileri, Güney Kivu eyaletinde zengin altın yataklarının bulunduğu bir dağdaki keşiften hemen sonra, bölgede madenciliği yasaklamak zorunda kaldı.

Haber Merkezi / Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin Kivu eyaletinde bulunan bir dağın toprağında altın keşfedildiğinin duyulmasıyla birlikte köylüler, bölgeye akın etmeye başladı.

Yetkililer, keşiften kısa bir süre sonra dağda madenciliği yasaklama emri çıkarmak zorunda kaldı.

Serbest gazeteci Ahmad Algobary, sosyal medya hesabında birkaç köylünün altını çıkarmak için kürek ve aletlerle dağa akın ettiğini gösteren bir video paylaştı. Videoda bazı köylülerin, altın çıkarmak için zemini çıplak elle kazdığı görülüyor. Köylüler, içerisinde altın olduğu düşünülen toprağı eve götürüyorlar.

Demokratik Kongo Cumhuriyeti, bakır, elmas, kobalt ve diğer mineraller gibi zengin bir yatak rezervi olarak kabul edilir. 

Paylaşın