Dünyanın En Eski Soy Ağacı Ortaya Çıkarıldı

İngiltere’de bilim insanları 5 bin 700 yıllık bir anıt mezardaki insan kemiklerini inceleyerek dünyanın en eski soy ağacını keşfetti. Cotswolds şehrindeki anıt mezarda bulunan kalıntıların DNA analizi, gömülen insanların aynı aileden beş farklı kuşağa ait olduğunu ortaya koydu.

BBC Türkçe’de yer alan habere göre; Cilalı Taş Devri’ne ait anıt mezardaki insanların çoğu, aynı adamdan çocukları olan dört farklı kadının soyundan geliyor. Bu insanlar, bağlı oldukları anaerkil birinci kuşağa göre, mezarın farklı kısımlarına gömülmüş.

Araştırmacılara göre bu buluş, birinci kuşak kadınların bu topluluğun gözünde önemli bir sosyal konuma sahip olduğunu ortaya koydu.

Gloucestershire’da tarihi Hazleton North bölgesinde yer alan anıt mezar, bir ucu kuzeye bir ucu da güneye bakan L şeklinde iki kısımdan oluşuyor. İki kadın ve çocuklarının yanı sıra, o çocukların beşinci kuşağa kadar uzanan kendi çocukları da, mezarın güney kısmına gömülmüş.

ABD’deki Harvard Tıp Okulu’ndan Prof. David Reich, “Diğer iki kadın ve onların çocukları kuzeye bakan kısıma gömülmüş ancak bazılarının kalıntıları daha sonraki zamanlarda güney kısma alınmış gibi görünüyor. Bunun nedeni, kuzeydeki kısmın bir süre sonra çökmesi ve başka bir aile bireyini gömmenin artık imkansız hâle gelmiş olması olabilir” şeklinde açıklıyor.

DNA araştırmasına liderlik eden ekipteki Newcastle Üniversitesi’nden Dr. Chris Fowler’a göre, bu buluşun önemi büyük. Fowler, Cilalı Taş Devri’nden kalan diğer mezarlardaki mimari yapıyı da inceleyerek aile bireylerinin bu mezarlara ne şekillerde gömüldüğü ile ilgili daha fazla bilgi sahibi olabileceklerini söylüyor.

Anıt mezarın ait olduğu tarihsel dönem de önemli. Mezarın yapıldığı çağda İngilizler, binlerce yıl önce ataları Anadolu ve Ege’den Avrupa’ya göç etmiş olan topluluklar sayesinde çiftçilikle tanışmıştı.

Araştırmacılar, anıt mezarlardaki kalıntıları inceleyerek, Taş Devri’nde yaşamış olan bu insanların aile dinamiklerini ve kültürlerini daha yakından tanımayı da başarabilir.

Aile mezarını inceleyen araştırmacılar, “üvey oğul” kavramının da bu aile yapılarına girdiğine dair işaretler olduğunu söylüyor. Bazı erkeklerin anneleri mezarda olsa da, biyolojik babalarının mezarda olmadığı dikkat çekti.

Kayıp kadınlar

Kazılar sırasında araştırmacılar erken yaşta ölmüş iki kız çocuğun kalıntılarını buldular ancak bazı kadınların aynı mezara gömülmediğini fark ettiler.

“Bazı kadınların kayıp olduğuna” dikkat çeken Prof. Reich, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Erkekler ve kadınların doğum oranları aynıydı, dolayısıyla bu kadınların nerede olduğu bir sır. Bir sonraki anıt mezarda da değiller ve bütün bu insan topluluğu arasında da kayıplar. Yoksa ölen insanlar yakılıyor muydu? Ölülerin bazı topluluklarda yakıldığını biliyoruz. Yoksa sadece belli bir sosyal statüsü olan insanları mı bulabildik?”

Anıt mezarlar, çokeşliliğin erkeklerle sınırlı olmadığı bir aile düzenine işaret ediyor. Erkeklerin birden fazla kadından çocuk sahibi olduğu gibi, kadınların da birden fazla erkekten çocuk sahibi olduğu anlaşılıyor.

Aynı erkekten çocuk sahibi olan farklı kadınların genel olarak birbiri ile akraba olmadığı görülüyor. Ancak kadınların, birbiri ile yakın akraba olan birden fazla erkekten çocuk sahibi olduğu örnekler de var.

Araştırma raporunun yazarları arasındaki , İspanya’daki Bask Bölgesi Üniversitesi’nden genetik uzmanı Iñigo Olalde, son teknolojilerin ve anıt mezardaki DNA’nın iyi korunmuş olmasının da yardımıyla, hem dünyanın en eski soy ağacını keşfedebildiklerini, hem de eski toplulukların sosyal yapıları hakkında daha fazla bilgi sahibi olma şansı yakaladıklarını ifade etti.

Paylaşın

‘Rezervler Düşerken Ben Yoktum’ Diyen Erdoğan’a Babacan’dan Tepki

Kilis’te partisinin merkez ilçe kongresinde konuşan DEVA Partisi Babacan, ‘rezervler düşerken ben yoktum’ diyen Erdoğan’a tepki göstererek, “Geçen gün ‘Rezervler düşerken ben yoktum, cumhurbaşkanıydım’ demiş. Sırf ‘haberim yokken kuş dahi uçamasın’ diye tek yetkiyi eline almışsın, ne demek ‘Ben yoktum’? Oradaydınız, Beştepe’deydiniz” dedi.

Haber Merkezi / Babacan, konuya ilişkin yaptığı açıklamanın devamında, “Kabile devleti mantığıyla akraba bakan atandı. ‘Ya oğlum, Merkez Bankası rezervleri ne oldu’ diye soramaz mı? Asıl biz rezervleri biriktirirken sizin haberiniz yoktu. Çünkü siz başbakandınız. Bakanlar kurulundaki her bakan kendi işini yapıyordu. Merkez Bankası da bağımsızdı. Bu rezervleri siz yaktınız.” ifadelerini kullandı.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Kilis’te partisinin merkez ilçe kongresinde konuştu. Babacan’ın gündeminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Enflasyonu yüzde 7’ye, faizi yüzde 4 buçuklara düşüren bizdik” sözleri, Merkez Bankası’nın döviz rezervleri ve göçmen politikası vardı. Babacan şunları söyledi:

“Aynı müflis tüccar gibi alıyor eline defterleri karıştırıyor. Biz nerede, ne yapmıştık onları anlatıyor. ‘Yok, paradan 6 sıfırı attık.’ ‘Yok, faizi düşürdük.’ ‘Yok, enflasyonu düşürdük.’ Korkuyorum yakında ‘Orta gelir tuzağından ilk bahseden ben oldum’ diyecek. Korkuyorum ‘2012’de hukuk, eğitim gerekiyor, yoksa ekonomimiz kötüye gidecek diye ben anlatıyordum’ diyecek. Ben önce sakinleşmesini tavsiye ediyorum. Paradan altı sıfırı; ehil kadroların, ortak aklın ve istişarenin yönetimde olduğu dönemde biz attık. Türkiye ilk benden duydu bunu, kendisi gazetelerden okudu. Enflasyonu tek haneye, yüzde 6’ya, ehil kadroların, ortak aklın ve istişarenin yönetimde olduğu dönemde biz düşürdük. Faizi yüzde 4,5’lara, ehil kadroların, ortak aklın ve istişarenin yönetimde olduğu dönemde biz düşürdük.”

Merkez Bankası’nın politika faizinin ve enflasyon oranlarının yıllara göre grafiğini yayınlayan Babacan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Faiz 2013’ün mayıs ayında 4 buçuğa düşmüş. Ekonomi yönetiminde işini bilen, ortak akıl ve istişareyle karar alan bir kadro var. Bu arkadaşınız o kadronun başında oldu. Hani faiz 4 buçuğa indi diye övünüyor ya. Sağ olsun, bizim dönemin reklamını yapıyor; ondan memnunuz o ayrı. Ekonomi, ehliyetli ve liyakatli kadroların yönetimindeyken güzel rakamları açıklıyor. O çok istediği, uğruna ülkeyi ateşlere attığı, taraflı ve partili cumhurbaşkanlığı sistemi geldiğinde faiz yüzde 8. Eylül 2018’de partili taraflı cumhurbaşkanı, akraba bakan el ele verip ekonomiyi yönetmeye başlıyorlar ve faiz hızla artmaya başlıyor. Merkez Bankası’nın faizi tam yüzde 24’e sıçrıyor. Faiz bizim zamanımızda düştü, sizin tek yetkili olduğunuz dönemde yükseldi. Tablo açık.

Krizlerin ortağı Bahçeli’nin 2002 seçimlerinde bıraktığı ekonomide enflasyon yüzde 29,75. Biz yüzde 6’lara kadar düşürmüşüz. Ama belli ki anlamıyor, biz düşürdük diyor. Elini tutan yok ki hadi tekrar düşür. Biz enflasyonu yüzde 7’ye değil, yüzde 6’lara düşürdük. 34 yıl boyunca iki, üç haneli seyreden enflasyonu biz iki yılda tek haneye indirdik. Sonra paradan altı sıfırı attık. Başkalarının hakkına girmeyin. Dünya âlem, bu enflasyonla mücadele başarısının şeref madalyasını o günkü kadrolara takmış. Boşuna uğraşmayın. Kötü yönetiminiz yüzünden bu seneyi makyajlı rakamlara göre bile yüzde 25-30 enflasyonla kapatacaksınız. Çarşıda, sokakta ise yüzde 40, 50 enflasyon var.

“Devlet eliyle döviz kuruna manipülasyon yapılacak iş midir?”

‘Erdoğan konuştu, kur düştü’ densin diye, yeni model daha uygulanmaya başlamadan Merkez Bankası, kamu bankaları yoğun bir döviz satışına başladı. Böyle aldatmaca olur mu? Devlet eliyle döviz kuruna manipülasyon yapılacak iş midir? Bir önceki hafta yüksek kuru Çin modeli diye anlatıyorlar; ertesi hafta bak düşürdük diye seviniyorlar. Merkez Bankası’nı daha da borca batırdılar. Hani vaktiyle Merkez Bankası’nın tam 130 milyar dolarını cayır cayır yakmışlardı, sonuçta rezerv bitmişti, Merkez Bankası 50 milyar dolar borca batmıştı ya… Aynısını bu haftanın başında yaptılar. Bunu ilk 2019 yerel seçimlerine giderken yapmışlardı. Sırf 3-5 belediyeyi kazanmak uğruna 84 milyonun emeğini, akıl terini, alın terini yaktılar. Döviz kurunu 5-6 seviyesinde biraz tuttular, bugün ta 11’lerde. Hem milletin parasını yaktılar hem kuru yükselttiler hem ekonomiyi batırdılar. Hem de yerel seçimlerde en önemli şehirleri kaybettiler.

Resmen dünya başarısızlık rekorunu kırmayı deniyorlar. Hani basketbolda vardır ya ‘triple-double’, peş peşe performans rekoru kırıyorlar. Her kötü alışkanlık böyle bağımlılık yapabiliyor.Daha cumhuriyet tarihinin en büyük finansal skandalı olan 130 milyar doların akıbeti aydınlatılmamışken, bu sefer de 7 milyar doları gizli saklı sattılar. Çarşamba, perşembeyi daha araştırıyoruz. Hepsi ortaya çıkacak.

Geçen gün ‘Rezervler düşerken ben yoktum, cumhurbaşkanıydım’ demiş. Sırf ‘haberim yokken kuş dahi uçamasın’ diye tek yetkiyi eline almışsın, ne demek ‘Ben yoktum’? Oradaydınız, Beştepe’deydiniz. Kabile devleti mantığıyla akraba bakan atandı. ‘Ya oğlum, Merkez Bankası rezervleri ne oldu’ diye soramaz mı? Asıl biz rezervleri biriktirirken sizin haberiniz yoktu. Çünkü siz başbakandınız. Bakanlar kurulundaki her bakan kendi işini yapıyordu. Merkez Bankası da bağımsızdı. Bu rezervleri siz yaktınız.

“Ne insanlığa ne hukuka sığıyor”

Bizim kültürümüzde evi yıkılana, kavgadan savaştan kaçana, düşmanlık olmaz. Sığınanı kovmak diye bir şey de yok. Uluslararası hukukta da yok. Ne insanlığa ne hukuka sığıyor. İktidar üzerine düşeni yapmıyor. Ülkemiz için derhal bir ulusal göç politikası oluşturulmalı. İnsan odaklı ve ülkemizin menfaatine dayalı bir program gerekiyor. Türkiye’nin Suriye’de artık sorunun değil, hızla çözümün parçası olması gerekiyor. Suriye’de barışın ve istikrarın sağlanması için Türkiye’nin gayret göstermesi gerekiyor. Can güvenliği riskini ortadan kaldıracak adımların mutlaka atılması, ardından Suriyelilerin ülkelerine güvenli ve gönüllü bir şekilde dönüşünün zeminin hazırlanması gerekiyor.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan ‘Adayı Olacak Mısınız?” Sorusuna Net Yanıt

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı adayı olacak mısınız?” sorusuna verdiği yanıtta, “İttifak görüş birliği içinde olursa tabii ki onurlu bir görev. Erken seçim kararı alınırsa ittifak süratli bir şekilde aday belirler.” ifadelerini kullandı. 

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, televizyon kanalların Ankara temsilcileri ile kahvaltıda bir araya geldi.

Kahvaltıda gündeme dair soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, kur korumalı mevduat sistemi hakkında, “Böyle bir anlayışla ekonomiyi uzun süre ayakta tutmak mümkün değil. Faizi dolara endeksleyen dünyada hangi ülke var? Köprüler otoyolları havaalanları dövize endeksli faizin de dövize endekseleneceği kimin aklına gelir. Bu iktidar bu yükün altından kalkamaz” dedi.

Halk TV’de yer alan habere göre, ”Doların yükselmesi ve düşmesi sürecinde kimler yararlandı, kimler aldı sattı bunun belirlenmesi için Meclis Araştırma Önergesi hazırladık” diyen Kılıçdaroğlu, “Siyasi iktidar ‘yaptığımız her şey şeffaf kimse rant sağlamamıştır’ diyorsa bu önergenin kabul edilmesi lazım. İktidarın kimseye avantaj sağlamadık demesini bekliyoruz” ifadesini kullandı.

Döviz ve faiz ekseninde yürüyen bir ekonomi olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Tahterevallinin bir tarafında dövizciler diğer tarafında faizciler var. Büyük paralar kazanıyorlar. Sayın Erdoğan bunları sadece seyrediyor” dedi.

Bu ekonomik modelin sürdürülemez olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Para politikaları kısa sürelidir, esas olan maliye politikalarıdır. Enflasyon ve buna bağlı zamlar arka arkaya gelecek” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı adayı olacak mısınız?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“İttifak görüş birliği içinde olursa tabii ki onurlu bir görev. Erken seçim kararı alınırsa ittifak süratli bir şekilde aday belirler. Tahmin ediyorum her liderin kafasında bir isim vardır. Millet İttifakı’nda ekonomi, demokrasi ve parlamenter sisteme dönüş konusunda büyük bir mutabakat var. Şimdiden iktidara geldiğmizde hangi kararları, hangi sürede alacağımızla ilgili çalışmaları yapıyoruz. Kamu yönetimine süratle liyakatli kişileri atamamız gerekiyor. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme ne sürede geçeceğimizi belirlememiz lazım. Bu çalışmaların hepsini yapıyoruz. Millet İttifakı’na başka partilerin dahil olması ittifak ortaklarının alacağı bir karar”

“Bir an önce sandığın gelmesi lazım” diyen Kılıçdaroğlu konuşmasına şöyle devam etti:

“Türkiye freni patlamış kamyon gibi 84 milyon perişan halde. Umutsuz değiliz en güç altı ayda çarkları yeniden döndürürüz. Bu iktidar ne yaparsa yapsın güven sorunu var. Siyasi iktidar halka güven verirse çarklar yeniden döner. Asgari ücret zammının ardından memur ve emekliye de en az yüzde 50 zam yapılması lazım.

HDP gelecek hafta bizden randevu istedi. Görüşeceğiz. Parlamentoda bütün siyasi partileri dinleyen tek partiyiz. Bunun demokratik kültür açısından son derece önemli olduğuna inanıyorum.Osman Kavala, Selahattin Demirtaş neden hapiste? Sonra da demokrasi var diyorlar. Tam bir aldatmaca.”

Paylaşın

İstanbul’da Toplu Ulaşıma Zam!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin önerisiyle bugün (24 Aralık) bir araya gelen Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME), taksi, dolmuş ve otobüs yolculuk bedellerinde yüzde 36, servis ücretlerine yüzde 27 artış yapılmasını kararlaştırdı.

İBB, UKOME’ye tek gündemle, döviz kurlarındaki yükseliş sonrası özellikle akaryakıt ve yedek parça fiyat artışların getirdiği yüksek maliyetlerin karşılanması için, toplu ulaşım ücret tarifelerinin görüşülmesini önerdi.

İBB Toplu Ulaşım Hizmetleri Şube Müdürü Barış Yıldırım, İstanbul’daki tüm toplu ulaşım araçları için yüzde 36, servis ücretleri için de yüzde 27 zam teklifinde bulunduklarını açıkladı.

“Evet ama yetmez”

Taksici esnaf odaları adına söz alan Eyüp Aksoy, “Kısa mesafe (indi bindi) ücretlerine yüzde 100, km başına ise yüzde 60 zam talep ediyoruz” dedi.

Aksoy ayrıca, minibüsçü esnafı için öğrenci indi bindisiyle normal indi bindinin eşitlenmesini talep ettiklerini belirtti.

“Taksicilere verelim, İBB’ye vermeyelim “

İktidar adına söz alan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 1. Bölge Müdürü Serdar Yücel, İBB’nin elektronik bilet için önerdiği yüzde 36 zam teklifini, “Temmuz’da da zam yapıldı” gerekçesiyle “fazla bulduklarını” belirtti; taksicilerin yüzde 60 teklifi için ise “makul” dedi.

“Pahalılığı yaratan iktidar”

UKOME’deki bakanlık temsilcisinin toplu ulaşıma zam teklifini “fazla buldukları” görüşü, deniz ulaşımı şirketi TURYOL Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Can ‘ın sert eleştirisiyle karşılaştı: Can, temmuzdaki zammın önceki yıldan srkan gecikmiş zam olduğunu hatırlattı ve iktidar temsilcisini suçladı: “Bütün bu hayat pahalılığını, enflasyonu, işletme giderlerini siz ortaya çıkarıyorsunuz. Bunların altından kalkabilmek için bir de sizi ikna etmemiz gerekiyor. Sene başından bu yana denizde akaryakıta %260 zam geldi. Ben gemileri bağladım, böyle devam ederse hepsini durdurmak zorunda kalacağım, personel azaltacağım. Sebebi kim?” dedi.

Minibüsçülerin temsilcisiyse maliyetlerin,  kendilerini “teker döndüremeyecek hal”e getirdiğini dile getirdi, “En az yüzde 50 zam” istiyoruz dedi.

“Yakıt alamıyoruz sefer iptal etmek zorunda kalırız”

İBB Şehir Hatları Genel Müdürü Sinem Dedetaş da deniz araçlarındaki maliyetlere dikkat çekti. Deniz ulaşımının ayrıca değerlendirilmesini istedi. Dedetaş, “Yakıt tedarikçimiz bize 1 tankerden fazla yakıt veremeyeceğini söylüyor. 1 tanker bizim seferlerimizin üçte birini ancak karşılıyor. Sefer iptal etmek zorunda kalabiliriz.” dedi.

Konuşmaların ardından İBB’nin teklifi, oylamaya sunuldu. Taksi, dolmuş ve otobüsler için yüzde 36 zam ve servis ücretlerine istenen yüzde 27’lik zam teklifi kabul edildi.

Zam kararın ardından Metro ve taksi ücretlerindeki artışların şöyle olması bekleniyor:

Metro Anonim Kart/İstanbul kart:

Tam:   4,03 ₺’den 5,48 ₺’ye
Öğrenci:   1.96 ₺’den 2,66 ₺’ye
Sosyal:   2,88 ₺’den 3,91 ₺’ye

Taksi tarifesi:

Taksimetre açma 5 ₺’den  6,80 ₺’ye
Kilometre başına 3 ₺’den  4,08 ₺’ye
En az ücret 13 ₺’den 17,68 ₺’ye

 

(Kaynak: bianet)

Paylaşın

Meral Akşener: Derin Yoksulluk Kalıcı Hasara Sebep Olabilir

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bugün İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen İYİ Kalkınma Kongresi’nde konuştu. Akşener, konuşmasında ekonomik durumdan bahsetti ve “derin yoksulluk” vurgusu yaptı.

Kongrede, “Yoksulluk, kapsayıcılık ve istihdam” ana başlıklarında oturumlar düzenlenecek. “Kur ve faiz probleminin, doğru bir para ve maliye politikasıyla çözülebileceğini” söyleyen Akşener’in konuşmasından satırbaşları şöyle:

“Makro ekonomik istikrarı, en geç, 1 buçuk yıl içerisinde sağlarız. Doğru bir tarım politikasıyla, enflasyonu süratle önce tek haneye, sonrasında ise, yüzde 5 seviyesine getiririz. İnanın, bunların hiçbiri zor değil.

Beni asıl endişelendirilen sorunlar başka. Mesela, her geçen gün kronikleşen, derin yoksulluk. Mesela, fırsat eşitsizliği ve istihdam yaratamayan ekonomi. Bu sorunları çözmek için, elimizi çabuk tutmamız gerekiyor. Çünkü bunlar, toplumumuzda, kalıcı hasarlara sebep olabilecek sorunlar.

Çünkü; zenginlikte eşitlenen Türkiye hedefimizi gerçekleştirmenin yolu, bu 3 soruna, süratle çözüm üretmekten geçiyor.

“Kent yoksulluğu”

Kongremizin bugünkü oturumunun ilk başlığı; yoksulluk… 20 Ocak 2020’den beri, ülkemizi karış karış geziyoruz. Bu gezilerimizde; Yüreğimizi parçalayan dertler dinliyoruz. İçimize oturan acılar görüyoruz. İnanmakta zorlandığımız, hikâyelere şahit oluyoruz.

İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, özellikle, pandemi sonrasında şiddetlenen, kent yoksulluğunu anlatmak, çok zor. Kent ile köy arasında sıkışan, insanlarımızın yaşadığı zorlukları anlatmak, gerçekten çok zor.

Bizim sahada gördüğümüz bu tabloyu, istatistikler de doğruluyor. TÜİK verilerine göre; yoksul insanlarımızın sayısı, 2006 yılında, 20 milyon 500 binken, 2019 yılına geldiğimizde, yani pandemi öncesinde, 23 milyona yükselmiş. Bu 2 buçuk milyon kişilik artışın da yarısı, son 3 yılda gerçekleşmiş.”

TÜRK-İŞ’in açıkladığı rakamlara göre ülkemizde neredeyse, 11 milyon insanımız aç. 54 milyondan fazla insanımız ise yoksul.

Çocuklarımızın, yüzde 46 buçuğu, gençlerimizin, yüzde 34’ü, kadınların ise, yüzde 30’u, en yoksul, yüzde 20’lik gelir grubundaki, hanelerde yaşıyor.

Türkiye, bir istihdam kriziyle karşı karşıya… Maalesef bugün, Türkiye, asgari ücretliler cenneti hâline gelmiş durumda. Çalışanlarımızın, neredeyse yarısı, asgari ücret alıyor. Vatandaşlarımız, her geçen gün, asgari ücrette ve fakirlikte eşitleniyor.”

Paylaşın

Süper Lig’de 19. Haftanın Hakemleri Açıklandı

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Süper Lig’de 19. Hafta karşılaşmalarını yönetecek hakemleri açıkladı. Buna göre, ligin zirvesini ilgilendiren Trabzonspor – Başakşehir maçında Halil Umut Meler düdük çalacak.

Haber Merkezi / Yine ligde üst sıraları ilgilendiren Galatasaray  –  Antalyaspor karşılaşmasını Ali Şansaln, Fenerbahçe  – Yeni Malatyaspor maçını Yaşar Kemal Uğurlu, Konyaspor – Beşiktaş karşılaşmasını ise Mete Kalkavan yönetecek.

İşte Süper Lig’de 19. haftanın maçlarını yönetecek hakemler:

25 Aralık Cumartesi

13:30 Kasımpaşa  – Altay (Tugay Kaan Numanoğlu)
16:00 Giresunspor – Hatayspor (Volkan Bayarslan)
16:00 Galatasaray  – Antalyaspor (Ali Şansaln)
19:00 Trabzonspor – Medipol Başakşehir  (Halil Umut Meler)

26 Aralık Pazar

13:30 Çaykur Rizespor  – Gaziantep FK (Cüneyt Çakır)
16:00 Alanyaspor – Fatih Karagümrük (Alper Ulusoy)
16:00 Göztepe – Adana Demirspor  (Atilla Karaoğlan)
19:00 Fenerbahçe  – Yeni Malatyaspor (Yaşar Kemal Uğurlu)

27 Aralık Pazartesi

20:00 Kayserispor – Demir Grup Sivasspor (Ümit Öztürk)
20:00 Konyaspor – Beşiktaş (Mete Kalkavan)

Paylaşın

CHP’den Döviz Alıp Satan Bürokratların Araştırılması Önergesi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) son dönemde döviz kurlarındaki hızlı yükseliş ve düşüşlerde “yüklü miktarda alım-satım yapanların incelenmesi, bunlar arasında bakanlar, Cumhurbaşkanlığı bürokrasisi ve Cumhurbaşkanı’na yakın isimlerin bulunup bulunmadığının araştırılması” için TBMM’de komisyon kurulmasını istedi.

CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç tarafından hazırlanan araştırma önergesi TBMM Başkanlığı’na sunuldu.

Önergede şu ifadeler yer aldı:

“Tek adam rejiminin yarattığı ekonomik krizin temelini oluşturduğu Türk Lirası’nın değerindeki bu dalgalanmaları, Cumhurbaşkanı ve etrafındakilerin açıklamaları, Cumhurbaşkanı’nın ve Merkez Bankası’nın çeşitli kararları tetiklemektedir.”

‘Vurgun yapmak için zemin oluşturuluyor’

Döviz kurlarında yaşanan bu hareketler, faiz kararlarının ne yönde olacağı, Cumhurbaşkanı’nın ne tür bir konuşma yapacağı, Merkez Bankası’nın hangi noktada döviz kuruna müdahale edip hangi noktada müdahaleyi keseceğini bilenler açısından döviz piyasalarında vurgun yapmak için pozisyon almalarına uygun bir zemin oluşturmaktadır.

Son altı aylık dönemde piyasalardan, bankacılık sisteminden ve döviz bürolarından kimlerin yüklü miktarlarda döviz alıp sattığı, bu işlemlere taraf olanlar arasında bakanlar, Cumhurbaşkanlığı bürokrasisi, Merkez Bankası üst yönetimi, Cumhurbaşkanı’na yakın isimler ve bunların yakılarındaki isimlerin olup olmadığı, bu alış satışların hangi kurlardan yapıldığının araştırılması gerekmektedir.”

Paylaşın

Bakanlıktan “Kur Korumalı TL Mevduatları” Açıklaması

Hazine ve Maliye Bakanlığı, yaptığı yazılı basın açıklamasıyla kur korumalı TL vadeli mevduatlara ve katılma hesaplarına ilişkin uygulama esaslarını duyurdu. Bakanlığın açıklamasında, Türkiye’de yerleşik gerçek kişilerin faydalanabileceği uygulamadan birden fazla kez yararlanılmasının mümkün olacağı ve alt/üst limit olmayacağı belirtildi.

Açıklamada, bankalar nezdinde bu nitelikte açılacak “Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat ve Katılma Hesapları”nın  TL vadeli mevduat ve katılma hesapları şeklinde olacağı kaydedildi.

Uygulanacak faiz oranı 

Açıklamada, 3, 6, 9 ve 12 ay olmak üzere dört farklı vadede olacağı belirtilen hesaplara bankaların uygulayacağı asgari faiz oranının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nca (TCMB) belirlenen bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının altında olmayacağı belirtilerek, “Bankalarca uygulanacak azami faiz oranı ise asgari faiz oranının en fazla 300 bp üstünde belirlenebilecektir. Azami faiz oranı Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca güncellenebilecek ve güncelleme tarihi ile sonrasında açılacak hesaplar için geçerli olacaktır” denildi.

Bu hesaplarda, esas alınacak vade balı ve vade sonu kuru olarak TCMB’nin saat 11:00’da açıkladığı Dolar/TL ve Euro/TL ile Sterlin/TL döviz alış kurlarının kullanılacağı vurgulandı. Açıklamada uygulamaya ilişkin şu ifadelere yer verildi:  “Vade sonunda kur farkı desteğinin tamamı hesap sahibine aynı gün ödenecektir. Vade sonunda kur farkından kaynaklı bankalara ödeme yapılması gerekmesi halinde, bankalar tarafından ödenecek tutara ilişkin talepler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na iletilecektir. Hazine tarafından ödenecek kısım Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından bankalara aynı gün aktarılacaktır.”

Hesap vadeden önce kapatılırsa ne olacak?

Peki söz konusu hesap, belirlenen vadeden önce kapatılırsa ne olacak? Bakanlık, hesabın kapatıldığı tarihte saat 11:00’da TCMB tarafından ilan edilen kurun vade başında esas alınan kurdan yüksek olması durumunda Hazine’nin kur farkına ilişkin ödeme yapmayacağını kaydetti. Hesabın kapatıldığı tarihte saat 11:00’da söz konusu kurun vade başında esas alınan kurdan düşük olması durumunda ise, “hesabın vadeden önce kapatıldığı tarihte saat 11:00’da TCMB tarafından ilan edilen döviz alış kurundan hesap bakiyesinin güncelleneceği’’ belirtildi.

Bakanlığın açıklamasına göre, aradaki fark ise banka tarafından Hazineye aktarılmak üzere TCMB’nin ilgili TL hesabına aktarılacak.

Paylaşın

Selahattin Demirtaş: Cezaevinden Bile Seçim Kazanırım

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, avukatları aracılığıyla kullandığı sosyal medya hesabından paylaşımlarda bulundu. 

Haber Merkezi / Selahattin Demirtaş, paylaşımında, “Ben muhalefetin ortak adayı olsam cezaevinden bile seçim kazanırım. Dışarıda ise birileri halen bu üçkağıtçı, dolandırıcı iktidarın halkı kandırıp seçim kazanabileceğine inanıyor” ifadelerini kullandı.

Demirtaş, sonraki paylaşımında ise şunları ifade etti;

Halka güvenin, yüzünüzü yoksullara dönün. Yan yana durmaktan korkmayın ve miting meydanlarını doldurun. Merak etmeyin, biz varız. Birlikte kazanacağız, mutlaka kazanacağız.”

22 Haziran 2014’te seçildiği Halkların Demokratik Partisi eş genel başkanlığı görevini 11 Şubat 2018 tarihine kadar yürüten Selahattin Demirtaş, Kasım 2016’dan beri tutukludur.

Paylaşın

Zekeriya Öz Ve Adil Öksüz Dahil 770 Kişinin Mal Varlıkları Donduruldu

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan kararla, “FETÖ/PDY, PKK/KCK, dini istismar eden örgütler ve sol örgütlere üye 770 kişi ve bir tüzel kuruluşun mal varlıkları donduruldu.

BBC Türkçe’de yer alan habere göre; Karara göre 454 özel ve bir tüzel kişinin “FETÖ/PDY üyeliği” nedeniyle, 108 kişinin “PKK/KCK üyeliği” nedeniyle, 34 kişinin Hizbullah; 63 kişi IŞİD; 22 kişinin ise El Kaide, El Nusra, İslami Hareket Örgütü ve Kudüs Ordusu üyeliği gerekçesiyle mal varlıkları dondurulurken; 89 kişinin mal varlıkları da “MLKP, TKM/ML, DHKP-C, MKP, DKP/BÖG, DEV-KAR, THKP-C örgütlerine üyelik” gerekçesiyle mal varlıkları donduruldu.

Mal varlıkları dondurulanlar arasında Türkiye kamuoyunun Ergenekon Davası’yla tanıdığı, 17-25 Aralık soruşturmalarını takip eden süreçte görevden alınan ve şu an yurt dışında kaçak durumda olan savcı Zekeriya Öz ve 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin kilit isimlerinden biri olarak adı geçen, gözaltına alınıp bırakıldıktan sonra kaçan ve şu an nerede olduğu bilinmeyen Adil Öksüz de yer aldı. Listede, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın ağabeyi Nurettin Demirtaş da bulunuyor.

Mal varlıkları dondurulan diğer kişiler arasında ise Tarık Toros, Adem Yavuz Arslan, Atalay Candelen, Fikret Seçen, Osman Şimşek, Said Sefa, Sevgi Akarçeşme, Tarık Toros, Tuncay Opçin’in yanı sıra eski Zaman Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdulkerim Balcı, gazeteci Cevheri Güven ve gerçek adı Emrullah Uslu olan, şu an ABD’de yaşadığı bilinen gazeteci Emre Uslu yer aldı.

Mal varlığı dondurulan kurum ise ABD’de kurulan Niagara Vakfı oldu. Karar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin imzasıyla yayımlandı.

Paylaşın