İBB Başkanı İmamoğlu’dan Gezi Parkı açıklaması: Trajikomik bir karar

İzmir’de gazetecilerin Gezi Parkı ve İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili sorularını yanıtlayan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı’na devredilen Gezi Parkı’yla ilgili, “Çok trajikomik bir karar” ifadelerini kullandı. İmamoğlu, “Tekrar İstanbul halkı lehine bir karar çıkacağını umut ediyorum, davamızı başlatıyorum” dedi.

Haber Merkezi / İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir’de düzenlenen “Kentlerde Sürdürülebilir Su Politikaları Zirvesi”ne katıldı. Zirve sonrasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan İBB Başkanı İmamoğlu, Taksim Gezi Parkı’nın mülkiyetinin Sultan Bayezid Vakfı’na devriyle ilgili soruya, şu yanıtı verdi:

“Çok trajikomik bir karar. 2008’da, yanılmıyorsam vakıflarla ilgili kanunun 30. maddesine dayanılarak yapılmış bir hamle. Ama o kanun da aslında o kadar net yazılmış ki; ‘Vakıf eliyle yapılan’ diye tarifleniyor. Geçmişte vakıf eliyle yapılan, eğer bugün İl Özel İdaresi’nde, belediyede ya da kamunun herhangi bir kurumunda mülkiyet olarak duruyorsa, bunun Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devri, diye tanımlanmış kanun. Ama bunun Gezi Parkı ile uyan hiçbir tarafı yok. Bir kere Sultan Bayezid Vakfı diye bir vakıftan bahsediliyor. Bu vakfın da ne yazık ki temelinde çok sıkıntılı, sorunlu haller var.

Ama daha da önemlisi burası Gezi Parkı, kültür varlığı değil. Yani Gezi Parkı, kültür varlığı değil. Kanun, kültür varlıkları ile ilgili. Gezi Parkı’nda 100 sene önce bir Topçu Kışlası yapılmış. Ama o Topçu Kışlası, Selim zamanında yapılmış. Bayezid Han Hazretleri Vakfı ile alakalı değil. Yani, okudukça insanın gülesi geliyor. Böyle uydurma, mesnetsiz kararla İstanbul halkına ait güzel bir parkın, akşamdan sabaha bir kararla, bir yazıyla, bekler gibi hazır halde, tapuyu da Vakıflar Genel Müdürlüğü adına tescil edilmesi, İstanbulluya karşı hiçbir kural dinlemeksizin, kendi bildiğini yapmaya çalışan bir aklın sonucu. Elbette biz, mücadelemizi hukuken veriyoruz, vereceğiz. Buna bir mülkiyet davası açıyoruz.

İstanbul halkına ait, 100 senedir İBB’ye ait bir alanın, ki Bayezid Han zamanında orada park yoktu, bina yoktu, yapı yoktu… Bugün Genel Sekreter Yardımcımız güzel bir örnek verdi. Örneğin; Bayezid Camii yapılırken, vakıf onun için kurulur. Ki İstanbul’da birçok cami, birçok han, hamam böyledir. O vakfın himayesinde o cami yapılır. O cami kesinlikle, o vakıfa aittir. Ama burada böyle bir durum yok. Bildiğiniz bomboş arsa. 400 sene önce. O zaman İstanbul’da ya da bulunduğumuz İzmir’de belki de Ankara’da, el koyamayacakları yer yok, böyle bakarsak olaya. Hızlıca yasanın ışık tuttuğu şekilde, tekrar İstanbul halkı lehine bir karar çıkacağını umut ediyorum, davamızı başlatıyorum.

“Bir avuç insanın aklı olarak görüyorum”

İmamoğlu, Cumhurbaşkanı kararıyla feshedilen “İstanbul Sözleşmesi” ile ilgili görüşlerini soran gazeteciyi, “İstanbul Sözleşmesi ile ilgili saatlerce konuşabiliriz. Gündem yoğun. Gündemin içerisinde, hafta sonunda bizi en çok üzen konulardan bir tanesi İstanbul Sözleşmesi’nin devre dışı bırakılmasıydı. Kadını koruyan, cinsiyet eşitliğini topluma aktaran, anlatan ve bunu himayesi altına alan ve de İstanbul ile anılan uluslararası bir sözleşmenin İstanbul’da yapılıyor olması bu kadar kıymetliyken, bunu bertaraf etmeyi bir avuç insanın aklı olarak görüyorum. Bütün İstanbul, bütün Türkiye buna karşı. Bütün kadınların buna karşı bir direnç göstermesi lazım. Kadını koruyan belki de genç kız ve çocuklarımızın hayata bakışlarını, çağdaş bir ülkede yaşama direncini, sevincini artıran böyle bir sözleşmeyi bertaraf ettikten sonra bence en büyük dersi, bunu bertaraf edenlere kadınlar verecektir, diye düşünüyorum” şeklinde yanıtladı.

Paylaşın

Merapi Yanardağı’nda patlama: Turuncu alarm verildi

Endonezya Jeolojik Afet Teknoloji ve Araştırma Merkezi (BPPTKG), Cava Adası’nda bulunan Merapi Yanardağı’nda patlama meydana geldiğini duyurdu. Cava Adası’ndaki 2 bin 968 metre yüksekliğe sahip Merapi Yanardağı’nın 2010’da lav püskürtmesi sonucu 347 kişi hayatını kaybetmişti.

Haber Merkezi / BPPTKG,  Cava Adası’nda bulunan Merapi Yanardağı’nda patlama meydana geldiğini duyurdu. BPPTKG’den yapılan açıklamada, patlamada yanardağdan püsküren kül ve dumanın 1300 metre yüksekliğe ulaştığı belirtildi.

BPPTKG yetkilileri, “turuncu” alarm seviyesinde olan ve son dönemde volkanik hareketliliğin arttığı yanardağın çevresinde 5 kilometreye kadar faaliyette bulunulmaması uyarısını yineledi.

Cava Adası’ndaki 2 bin 968 metre yüksekliğe sahip Merapi Yanardağı’nın 2010’da lav püskürtmesi sonucu 347 kişi hayatını kaybetmişti. Endonezya’da yanardağ alarm sistemi, ‘yeşil’, ‘sarı’, ‘turuncu’ ve en üst seviyede ‘kırmızı’ olmak üzere 4 aşamadan oluşuyor.

Paylaşın

Öztrak’tan Dolar/TL yorumu: Beceriksizliğin müellifi Erdoğan Şahsım Hükümetidir

Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınması sonrası Dolar/TL kurunda yaşanan dalgalanmaya ilişkin açıklamada bulunan CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Bu görülmemiş beceriksizliğin müellifi Erdoğan Şahsım Hükümetidir.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınması sonrası Dolar/TL kurunda yaşanan dalgalanmaya ilişkin açıklamada bulundu.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, şu ifadeleri kullandı:

“Faizi yüzde 17’den yüzde 19’a çekip, TL’nin yüzde 10’nun üzerinde değer yitirmesine sebep olmak. Hem daha yüksek faiz, Hem daha değersiz TL ile milleti ezmek. Bu görülmemiş beceriksizliğin müellifi Erdoğan Şahsım Hükümetidir.”

Paylaşın

Gıda fiyatları son bir yılda yüzde 29.2 arttı

Gıda fiyatlarında geçen yılın son aylarında başlayan artış trendi bu yılın mart ayında da sürdü. Martta bir önceki aya göre yüzde 2,5 oranında artan gıda fiyatlarında bu yılın ilk üç aylık döneminde yüzde 9,2, son bir yılda ise yüzde 29,2 oranında artış yaşandı.

Haber Merkezi / Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu “Mart 2021 Halkın Enflasyonu Raporu”nu yayınladı. Yayınlanan rapora göre gıda fiyatlarında geçen yılın son aylarında başlayan artış, bu yıl Mart ayında da sürdü.

Gıda fiyatlarında yüzde 29,2 oranında artış yaşandığı belirtilen Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu rapor şöyle;

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonun Ar-Ge birimi KAMUAR’ın, fiyatlarını Ankara’daki pazar ve marketlerden her ay düzenli olarak derlediği ve halkın en fazla tükettiği 76 gıda maddesinden oluşan bir sepeti esas alarak yaptığı “halkın enflasyonu” araştırmasının Mart 2021 ayı sonuçları açıklandı.

Araştırmayla, gelirinin büyük bölümünü gıdaya ayırmak zorunda olan ve enflasyona karşı herhangi bir koruması bulunmayan, sabit gelirlilerin, ücretlilerin ve yoksulların yaşadığı gerçek enflasyonun boyutunun ortaya konulması amaçlanıyor.

Aylık fiyat artışı

Gıda fiyatları bir önceki aya göre bu yıl ocak ayında yüzde 3,6, şubatta da yüzde 2,8 oranında artmıştı.  Martta yaşanan yüzde 2,5 oranındaki artışta, et-balık, yağ, sebze ve işlenmiş gıda fiyatlarında yaşanan artışlar belirleyici oldu.

Martta, ekmek, un, bulgur fiyatlarında bir önceki aya göre değişiklik yaşanmazken, et ve balık grubu fiyatlarında yüzde 2,6, süt ve süt ürünleri ile yumurta fiyatlarında yüzde 1,7 oranında artış kaydedildi.  Mart ayında, geçen yılın son aylarında da hızlı bir artış yaşanan sıvı yağ fiyatlarında ise zeytin yağı fiyatlarına bağlı olarak yüzde 7,2 oranında   bir yükseliş oldu.

Meyve fiyatlarının yüzde 0,2 oranında azaldığı mart ayında sebze fiyatlarında ise bir önceki aya göre yüzde 6,4 oranında yükseliş gözlendi.

Bakliyat fiyatlarının yüzde 2,7 oranında azaldığı mart ayında, salça, zeytin, bal, çay, tuz ve benzeri gıda maddelerinden oluşan diğer işlenmiş gıda fiyatları yüzde 1,9 oranında arttı.

Böylece, mevcut gıda tüketim alışkanlıklarına göre seçilen 76 gıda maddesinden oluşturulan gıda sepetini satın alabilmek için martta bu yıl şubat ayına göre yüzde 2,5 oranında daha fazla para ödendi.

İlk üç aylık değişim

Gıda fiyatlarında ocak-mart dönemin ise yüzde 9,2 oranında artış yaşandı. İlk üç aylık dönemde ekmek, bulgur, un makarna fiyatlarında yüzde 5,5, et ve balık fiyatlarında yüzde 7,8, süt, süt ürünleri ve yumurta fiyatlarında yüzde 18,1 oranında artış gözlenirken, 2020 yılının son aylarında hızla yükselen yağ fiyatlarında ise yüzde 4,8 oranında artış oldu. Yılın ilk çeyreğinde meyve fiyatlarında ortalama yüzde 4,4, sebze fiyatlarında yüzde 12,5 oranında artış, bakliyat fiyatlarında yüzde 3,1 oranında azalış yaşandı. Diğer işlenmiş gıda fiyatlarında ise yüzde 6,5 oranında artış oldu.

Yıllık değişim

Gıda fiyatlarında yıllık olarak ise (Mart 2020’ye göre) yüzde 29,2 oranında artış kaydedildi.

Bu yıl martta geçen yılın mart ayına göre ekmek, un, bulgur, makarna fiyatlarında yüzde 25,7, et-balık fiyatlarında 12,4, süt ve süt ürünleri ile yumurta fiyatlarında yüzde 39,1 oranında artış oldu.  Bir yıl öncesine göre yağ fiyatları yüzde 40,8 oranında arttı. Meyve fiyatları yüzde 18,1 oranında, sebze fiyatları ise yüzde 55,1 oranında artış gösterdi.  Bakliyat fiyatları son bir yılda yüzde 16,5 diğer gıda fiyatları ise yüzde 13,9 oranında zamlandı.

Yıllık ortalama

Sepete dâhil edilen ürünlerin son 12 aylık ortalama fiyatlarının bir önceki 12 aylık dönemdeki ortalama fiyatlarıyla karşılaştırılarak hesaplanan 12 aylık ortalamalara göre de gıda fiyatlarında son yılda yüzde 29 oranında artış yaşandı.

Yıllık ortalamalara göre ekmek, un, bulgur, makarna fiyatları yüzde 14,1, et ve balık fiyatları yüzde 18,9, süt, süt ürünleri ve yumurta fiyatları yüzde 24,7, yağ fiyatları yüzde 30,4, meyve fiyatları yüzde 49,1, sebze fiyatları yüzde 58,1, bakliyat fiyatları yüzde 24,7, diğer gıda maddelerinin fiyatları da yüzde 11,3 oranında artış kaydetti.

Paylaşın

Kısıtlamaları ihlal eden 22 bin 810 kişiye ceza!

İçişleri Bakanlığı, 15-22 Mart tarihleri arasında yeni tip koronavirüs (Kovid 19) nedeniyle uygulanan sokağa çıkma kısıtlamalarına uymayan 22 bin 810 kişi hakkında adli/idari işlem yapıldığını duyurdu. Bakanlık, açıklamasında, “Salgınla mücadelemiz sona erip, tam normalleşme sürecine geçinceye kadar temizlik, maske ve mesafe olmak üzere diğer kurallara uymayı sürdürmeliyiz.” ifadeleri kullanıldı.

Haber Merkezi / İçişleri Bakanlığı, resmi internet sitesi üzerinden 15-22 Mart tarihleri arasında uygulanan sokağa çıkma kısıtlamalarıyla ilgili olarak açıklama yaptı.

Bakanlık’tan yapılan açıklamada yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadelede kontrollü normalleşme döneminde olunduğu hatırlatıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

”Bu dönemde illerimiz vaka sayılarına göre düşük, orta, yüksek ve çok yüksek şeklinde risk gruplarına ayrılarak tedbirler bu seviye gruplarına göre belirlenmiştir. Yeni süreçte ülke genelinde hafta içi sokağa çıkma kısıtlaması 21.00-05.00 saatleri arasında devam etmektedir.

Hafta sonlarında ise; düşük ve orta risk grubunda yer alan illerimizde sokağa çıkma kısıtlaması, hafta içinde olduğu gibi 21.00-05.00 saatleri arasında,

Yüksek ve çok yüksek risk grubundaki illerimizde ise, Cuma 21.00-Cumartesi 05.00 saatleri arasıyla Cumartesi 21.00’den başlayıp Pazar günün tamamını kapsayıp Pazartesi günü saat 05.00’de bitecek şekilde uygulanmaktadır.

Bu kapsamda 15-22 Mart tarihleri arasında sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal eden 22 bin 810 kişiye adli ya da idari işlem uygulanmıştır.

Salgınla mücadelemiz sona erip, tam normalleşme sürecine geçinceye kadar temizlik, maske ve mesafe olmak üzere diğer kurallara uymayı sürdürmeliyiz. Aziz milletimize; bu süreçte göstermiş olduğu sabır, fedakârlık ve anlayıştan dolayı teşekkür ediyoruz.”

Paylaşın

Filler, gösteri sırasında kavga etti

Rusya’ya bağlı Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan’da ‘Fillerin Şovu ve Sirkin Büyüsü’ adlı gösteri sırasında bir fil diğerine saldırarak sahne çitinin üzerine devirdi. Yetkililer, eğitimcilerin filleri birbirilerinden ayırdıklarını, olayda yaralanan olmadığını belirtti.

Haber Merkezi / Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan’da sirkte düzenlenen gündüz gösterisi sırasında sahneye çıkan iki filden biri diğerine saldırdı ve sahne çitinin üzerine devirdi.

Gündüz gösterisi sırasında sahneye çıkan iki filden biri diğerine saldırdı ve sahne çitinin üzerine devirdi. Yetkili, eğitimcilerin filleri birbirilerinden ayırdıklarını, olayda yaralanan olmadığını belirtti.

Diğer yandan kavganın görüntülendiği videoda fillerden birinin diğerini iterek sahne çitinin üzerine devirdiği, yakındaki seyircilerin korku ile oturdukları yerleri terk ettikleri görülüyor.

Olayın ‘Fillerin Şovu ve Sirkin Büyüsü’ adlı gösteri sırasında yaşandığı öğrenildi. Sirkin sitesinde, gün içinde planlanan diğer gösterilerin ‘teknik nedenlerden dolayı’ yapılmayacağı ifade edildi.

Paylaşın

ABD Başkanı Biden’dan ‘İstanbul Sözleşmesi’ açıklaması

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine ilişkin açıklama yapan ABD Başkanı Joe Biden, “Bu, küresel çapta kadına karşı şiddete son vermeyi amaçlayan uluslararası hareket için cesaret kırıcı bir geri adım.” dedi. Biden, açıklamasının devamında, “Kadınların şiddete uğramadıkları toplumlar yaratabilmek için daha fazlasını yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / ABD Başkanı Joe Biden, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı Biden, çekilmeyi ‘derin bir hayal kırıklığı ve cesaret kırıcı bir geri adım’ olarak niteledi. Biden, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nden aniden ve temelsiz yere çekilme kararı derin bir hayal kırıklığı yaratıyor. Dünya çapında, bu sözleşmeyi ilk imzalayan ülke olarak Türkiye’deki kadın cinayetlerindeki artış da dahil, ev içi şiddet vakalarında artışa tanıklık ediyoruz. Ülkelerin, kadınlara karşı şiddete son vermeye bağlılıklarını güçlendirmeleri ve yenilemeleri gerekir, kadınları korumayı ve saldırganlardan hesap sormayı amaçlayan uluslararası sözleşmelerden çekilmeleri değil. Bu, küresel çapta kadına karşı şiddete son vermeyi amaçlayan uluslararası hareket için cesaret kırıcı bir geri adım.”

ABD Başkanı Biden, “Kadınların şiddete uğramadıkları toplumlar yaratabilmek için daha fazlasını yapmalıyız” dedi.

İstanbul Sözleşmesi kararı

Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden ayrıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan kararda şu ifadeler yer aldı:

“Türkiye Cumhuriyeti adına 11/5/2011 tarihinde imzalanan ve 10/2/2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3’üncü maddesi gereğince karar verilmiştir.”

İstanbul Sözleşmesi

Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ya da bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan uluslararası insan hakları sözleşmesidir.

Sözleşme, Avrupa Konseyi tarafından desteklenmektedir ve taraf devletleri hukukî olarak bağlar. Sözleşmenin dört temel ilkesi; kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesidir. Kadına karşı şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan, bağlayıcı nitelikte ilk uluslararası düzenlemedir. Tarafların sözleşme kapsamında vermiş oldukları taahhütler, bağımsız uzmanlar grubu GREVIO tarafından izlenmektedir.

Paylaşın

HDP’den ‘Gergerlioğlu’ açıklaması: Yargı, talimatla hareket eden emir erine dönüşmüştür

Vekilliği düşürülen Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun bu sabah TBMM’de gözaltına alınmasıyla ilgili yazılı açıklama yapan HDP, açıklamasında, “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bir gün önce attığı tweetleri kendisine talimat olarak gören savcılığın harekete geçmesi, Türkiye’de yargının geldiği noktayı açıkça göstermektedir”

Haber Merkezi / Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu, vekilliği düşürülen Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun bu sabah TBMM’de gözaltına alınmasıyla ilgili yazılı açıklama yaptı.

HDP, tarafından yapılan açıklamada, “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bir gün önce attığı tweetleri kendisine talimat olarak gören savcılığın harekete geçmesi, Türkiye’de yargının geldiği noktayı açıkça göstermektedir. Yargı, talimatla hareket eden emir erine dönüşmüştür. Talimatla hareket eden savcılar, talimatla hareket eden hakimler ve bu talimatları veren siyasilerle beraber bu ülkeye en büyük kötülüğü yapmışlardır.

Sayın Gergerlioğlu’nun yaka paça gözaltına alınmasına onay veren Mustafa Şentop, bir siyasi partinin genel başkanının talimatını aradan 24 saat geçmeden yerine getirmiştir. 83 milyonu temsil eden Meclis’in Başkanının bu tutumu, ülke demokrasisi adına utanç vericidir.” ifadeleri kullandı.

Muhalefet partilerinin alacağı tutumun büyük önem kazandığı dile getirilen açıklamada, şu görüşler paylaşıldı:

“Açık bir şekilde bu darbeyi kınamak, bunun karşısında cesurca durmak, aynı zamanda siyasi partilerin varoluş sebebidir. Tüm muhalefet bu konuda tarafını belli etmelidir. Bu tarihsel sorumluluktan hiç kimse kaçamaz. Yoksa bugün HDP’ye olanlar, yarın tüm muhalefetin başına gelecektir. Buna hiç şüpheniz olmasın. O zaman itiraz edecek kimseleri bulamayabilirsiniz.”

Paylaşın

CHP lideri Kılıçdaroğlu’ndan ‘erken seçim’ çağrısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Ülke olarak tek kişiye neyin teslim edildiğini konuşuyor olmalıyız. Cumhurbaşkanı’nın bakanlarıyla birlikte ülkeyi yönetemediği çok aşikâr. Türkiye’yi bir an önce erken seçime götürmesi gerekiyor.” dedi.

Haber Merkezi / MYK’de, ‘Cumhurbaşkanı’nın bir kararnameye dayanarak uluslararası bir sözleşmeyi feshetmesi, yasal ve hukuki olmayan bir süreci başlatmıştır’ görüşünde birleşilirken, Cumhurbaşkanlığı kararının iptali için ‘idari karar’ olduğu gerekçesiyle Danıştay’a gidecek.

Cumhuriyet gazetesinden Erdem Sevgi’nin aktardığı habere göre; CHP Merkez Yönetim Kurulu ve Parti Meclisi, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında basına kapalı olarak toplandı.

CHP, Cumhurbaşkanlığı kararının iptali için ‘idari karar’ olduğu gerekçesiyle Danıştay’a gidecek. İhtiyaç duyulan ‘taraf olma’ şartı ise partinin kadın kolları ve Türkiye’deki tüm kadın sivil toplum örgütleri ile birlikte sağlanacak.

MYK’ye bilgi veren hukukçu kurmaylar da toplantıda, yayımlanan kararın ‘Milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir’ ifadesinin yer aldığı anayasanın 90/5. maddesine aykırı olduğunu anlattı. İdari hukuktaki ‘usulde paralellik’ ilkesine göre, ‘yasalar Cumhurbaşkanlığı kararı ile değiştirilemiyor’.

CHP’nin hukukçu MYK üyeleri de Erdoğan’ın kararında sözleşmeyle ilgili aldığı kararı dayandırdığı, 9 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin üçüncü maddesinde yer alan ifadenin de anayasaya aykırı olduğu yönünde görüş bildirdi.

Buna göre, MYK’de, ‘Cumhurbaşkanı’nın bir kararnameye dayanarak uluslararası bir sözleşmeyi feshetmesi, yasal ve hukuki olmayan bir süreci başlatmıştır’ görüşünde birleşildi.

Karar yok hükmünde

CHP liderinin ayrıca şu ifadeleri kullandığı bildirildi:

“Bundan sonra Türkiye’de şiddete maruz kalan, istismara uğrayan ve öldürülen tüm kadın ve çocukların birinci derecede sorumlusu Erdoğan’dır. Millet iradesini yok saymıştır, anayasa ve kanunlara aykırı davranmıştır. Bu kararı yok hükmündedir.

Cumhurbaşkanlığı bu yetkide ısrar ederse, örneğin Lozan Antlaşması’nı da iptal edebilir. Ülke olarak tek kişiye neyin teslim edildiğini konuşuyor olmalıyız. Cumhurbaşkanı’nın bakanlarıyla birlikte ülkeyi yönetemediği çok aşikâr. Türkiye’yi bir an önce erken seçime götürmesi gerekiyor.”

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’dan ‘İstanbul Sözleşmesi’ tepkisi: Geri gelecek

Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmasına sosyal medya hesabı üzerinden tepki gösteren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Bir devlet gece yarısı kararnameleri ile yönetilemez. Bir gece yarısı kararnamesi ile 42 milyon kadının hakkı, hukuku, onların ellerinden alınamaz” dedi.

Haber Merkezi / CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmasını değerlendirdi. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, açıklamasında “İktidardaki zorbaya kadınlar dersini verecek. İstanbul sözleşmesi geri gelecek” dedi.

Bir devletin gece yarısı kararnameleri ile yönetilemeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, “Bir gece yarısı kararnamesi ile 42 milyon kadının hakkı, hukuku, onların ellerinden alınamaz.” görüşünü aktardı. Videosunu izleyen bütün kadınlara seslendiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Haklarınıza, hukukunuza sahip çıkınız. Sizin hayatınızı cehenneme döndürenlerin kimler olduğunu iyi öğreniniz. Çocuklarınızın, kız çocuklarınızın hakkına, hukukuna sahip çıkınız. Ben söz veriyorum, her zaman, her yerde, her ortamda bütün kadınların hakkına, hukukuna sahip çıkacağım. Adalet neredeyse orayı arayacağım. Adaletten yana olacağım. Sizden yana olacağım. Sizin hakkınızdan, hukukunuzdan yana olacağım. Sizin hakkınızı, hukukunuzu her yerde, her platformda sonuna kadar savunacağım, söz veriyorum.”

Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden ayrıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan kararda şu ifadeler yer aldı:

“Türkiye Cumhuriyeti adına 11/5/2011 tarihinde imzalanan ve 10/2/2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3’üncü maddesi gereğince karar verilmiştir.”

İstanbul Sözleşmesi

Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ya da bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan uluslararası insan hakları sözleşmesidir.

Sözleşme, Avrupa Konseyi tarafından desteklenmektedir ve taraf devletleri hukukî olarak bağlar. Sözleşmenin dört temel ilkesi; kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesidir. Kadına karşı şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan, bağlayıcı nitelikte ilk uluslararası düzenlemedir. Tarafların sözleşme kapsamında vermiş oldukları taahhütler, bağımsız uzmanlar grubu GREVIO tarafından izlenmektedir.

Paylaşın