Babacan: Hükümet amirallerin açıklamasını Kanal İstanbul için kullanacak

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, katıldığı bir TV programında emekli amirallerin açıklamalarının kabul edilebilir olmadığını belirterek, “Hükümet önümüzdeki günlerde insanların önüne ‘Kanal İstanbul’u ya destekleyeceksin ya da darbecisin’ gibi bir alternatif koyabilir.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, FOX TV’de İsmail Küçükkaya’nın sunduğu Çalar Saat programında gündeme ilişkin olarak değerlendirmelerde bulundu.

Burada emekli amirallerin Montrö Boğazlar Sözleşmesi’yle ilgili yayınladığı bildirinin ardından başlayan ‘darbe’ tartışmalarına değinen Babacan, “21. yüzyılda ne darbesi diyoruz ama daha beş sene önce FETÖ’nün darbe teşebbüsü oldu. Darbenin gündemden çıktığını, Türkiye’de demokrasinin oturduğunu söylemek çok kolay değil. Silahlı Kuvvetler’in kadrosu tamamen liyakat bazlı olmalı. Başka hiçbir faktör, hiçbir kriter söz konusu olmamalı. Silahlı Kuvvetler’e hak edenler girmeli. Her gelen iktidar kendi ideolojisini benimseyen bir insan kaynağının derdinde olursa, başımız problemlerden kurtulmaz” dedi.

Babacan, kamuoyunda tartışılmaya devam eden Kanal İstanbul projesiyle ilgili olarak da “Hükümet, Kanal İstanbul’la ilgili ‘inadına yapacağım’ diye iş tutuyor. Teknik, hukuki ve çevresel değerlendirmeler bir kenara itiliyor. Eskiden kurumlar teknik görüş oluştururdu. ‘Benim istediğim gibi görüş hazırlayın’ denmezdi. Geçenlerde emekli 126 Büyükelçi ortak açıklama yaptı. Niye? Dışişleri Bakanlığı’nın eli ayağı bağlanmış durumda. Konuşamıyorlar, çalışamıyorlar. Bürokrasi adeta kendi içinde kıvranıyor. Endişeleri Cumhurbaşkanı’na söyleyecek cesaret hiç kimsede yok” ifadesini kullandı.

‘Hükümet amirallerin açıklamasını Kanal İstanbul için kullanacak’

Babacan, emekli amirallerin açıklamalarının kabul edilebilir olmadığını belirterek “Emekli olduklarına göre, defalarca darbe teşebbüsü ve darbe görmüşler. Böyle bir açıklamanın ucunun nereye gideceğini hesap etmeleri gerekir. Ciddi bir basiretsizlik var. Zamanı yanlış, mecrası yanlış… Mesele Montrö’yse Montrö… Konuyu genişletip yanlış anlamaya müsait hale getirerek çok büyük bir hata yapmışlar” diye konuştu. Babacan, şunları kaydetti:

“Hükümet önümüzdeki günlerde insanların önüne ‘Kanal İstanbul’u ya destekleyeceksin ya da darbecisin’ gibi bir alternatif koyabilir. Ellerindeki propaganda makinesini böyle çalıştırabilirler. Bu işin ‘Kanal İstanbul’u istiyor musun, istemiyor musun?’ havasına girmesine üzülürüm. Vatandaşlarıma da sesleniyorum. Önümüzdeki haftalarda hükümet şunu söyleyecek. 103 Amiral, adeta altın bir tepsi içinde bu imkânı sundu. Hükümet de bunu sonuna kadar kullanacaktır. Bundan sonra ‘Kanal İstanbul’u istemiyorum’ diyene ‘Ha sen darbeci Amirallerle mi berabersin’ denilebilir. Tipik kutuplaştırma.”

Biz ısrarla doğru bildiğimizi söyleyeceğiz. Teknik, bilimsel veriler ışığında doğruları vatandaşlarımızla paylaşacağız. Birincisi; Kanal İstanbul’la ilgili çevre konusunda ciddi endişeleri olan bilim insanları ve raporları var. İkincisi; İstanbul’un sadece sınırlı sayıda köprüyle bağlı bir ada haline gelmesi güvenlik ve deprem açısından riskleri var. Üçüncüsü; Karadeniz’le alakalı uluslararası hukuk konusunda riskler var. Bunların iyice çalışılması lazım. Hükümet bu işi dönüp dolaşıp Kanal İstanbul’a bağlamak isteyecek, uyanık olmalıyız. Bizim isteğimiz tam demokrasidir, bu tartışmaya açık bir konu değil.”

Babacan, canlı yayında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon verilerini de değerlendirdi. TÜİK’e artık “Rakamları Ayarlama Enstitüsü” dediklerini söyleyen Babacan, çarşının, pazarın enflasyonu ile devletin açıkladığı rakam arasında hiçbir alakanın bulunmadığını savundu.

“Esnafa, alışveriş yapan vatandaşa soruyoruz. Esnafın enflasyonu yüzde 30’dan aşağı değil” diyen Babacan, bu konudaki sözlerini şöyle noktaladı:

“Dövize bağlı bir ürünse, yüzde 80, 90, 100… Geçen cuma günü Mamak’ta, 60 yıldır ev tekstili satan Kayserili bir esnaf ‘Bu kadar hızlı bir fiyat artışını hiçbir dönemde görmedim’ dedi. Hayatın gerçeği buyken, TÜİK’in halen yüzde 15-16 enflasyon açıklaması kredibiliteyi sıfırlıyor. Güven olmazsa ekonomi düzelmez. Açıkladığınız rakama vatandaş ‘Hadi canım’ diyorsa, güveni nasıl oluşturacaksınız?”

Paylaşın

Fazıl Say’dan CHP’ye sert sözler: Kazanmaktan da korkuyorsunuz

Sosyal medya hesabında ‘CHP’ye naçizane bir eleştiri’ notuyla bir paylaşımda bulunan Fazıl Say, paylaşımında, “Siz kazanamazsınız kardeşim. Siz kazanmaktan da korkuyorsunuz. Siz iktidardan korkuyorsunuz. Siz genç nesile ulaşmaktan, 40 yıllık Kürt sorunundan korkuyorsunu… Atatürk’ü hele hiç anlamamışsınız, anlamadığınız Atatürk’ün maalesef tahmini 100 yıl gerisindesiniz” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Piyanist ve besteci Fazıl Say, kişisel Instagram hesabında ‘CHP’ye naçizane bir eleştiri’ notuyla bir paylaşımda bulundu. Say, paylaşımında, “Siz korkunun çağındasınız. Ve maalesef bunu bize yansıtıyorsunuz ve bizi eritiyorsunuz. Bize; bu ülkede, özellikle gençlere ve kadınlara, gerçek anlamda umut vermemenizin nedenidir; bu korku.” dedi.

Paylaşımında, “Siz kazanamazsınız kardeşim. Siz kazanmaktan da korkuyorsunuz. Siz iktidardan korkuyorsunuz. Siz genç nesile ulaşmaktan, 40 yıllık Kürt sorunundan korkuyorsunu… Atatürk’ü hele hiç anlamamışsınız, anlamadığınız Atatürk’ün maalesef tahmini 100 yıl gerisindesiniz” ifadelerini kullanan Say, şunları söyledi;

“Korku, korku… Korku kötü şeydir. Korku kendinde başlar. Ve maalesef sevginin zıttıdır, cesur olmayan sevemez. Cesur olmayan kazanamaz. Siz kazanamazsınız kardeşim! Siz kazanmaktan da korkuyorsunuz! Siz iktidardan korkuyorsunuz! Siz genç nesile ulaşmaktan, 40 yıllık Kürt sorunundan korkuyorsunuz! Siz laiklik savunmayı da bu korkuyla yapamazsınız. Laiklik savunmayan kadın haklarını savunacak? ‘Olanın iyisi’? Bu ama öyle bir konu değil…

Salgını, şu tüm hataları, Türkiye’nin durumunu; her şeyi… Siz Atatürk’ü hele hiç anlamamışsınız, anlamadığınız Atatürk’ün maalesef tahmini 100 yıl gerisindesiniz, korku yılı olarak da 100 ışık yılı gerisindesiniz, Atatürk ‘bugünkü sizin’ çok ilerinizde, sandığınızdan da ilerisinde. Çünkü ‘korkmuyordu’ o. Korku ışık yıllarıyla ölçülür…

Siz korkunun çağındasınız. Ve maalesef bunu bize yansıtıyorsunuz ve bizi eritiyorsunuz. Bize; bu ülkede, özellikle gençlere ve kadınlara, gerçek anlamda umut vermemenizin nedenidir; bu korku. Tek tavsiyem var kardeşim; içinizde korkmayanların sayısını arttırın. Gençler cesur, kadınlar cesur, sayısını arttırın. Bırakın korkuyu. Bize cesur insanlarla gelin. Sıkışıp kalmışlığınızı atın. Dertlerinizi atın. Nefes alın. Nefes! Güven verin.”

Paylaşın

96 eski milletvekili de bildiri yayımladı

126 eski büyükelçinin Kanal İstanbul ve Montrö Sözleşmesi’yle, önceki gün 104 emekli amiralin yine Montrö’yle ilgili açıklama yapmasının ardından bu kez de 96 eski milletvekilli de bir bildiri yayımladı. Bildiride, “Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ilkeleri ve temel felsefesi ve kurumları vicdansız darbelerle yıkılmaya çalışılırken, düşünce açıklama hak ve özgürlüğünü kullanan kişilerin darbecilikle suçlanmasını, baskı altına alınmasını esefle karşıladığımızı kamuoyuna duyururuz.” ifadeleri yer aldı.

Haber Merkezi / 126 eski büyükelçinin Kanal İstanbul ve Montrö Sözleşmesi’yle, önceki gün 104 emekli amiralin yine Montrö’yle ilgili açıklama yapmasının yankıları sürerken “Cumhuriyetimizin temel nitelikleri tartışılamaz! Kanal İstanbul yapılamaz! Montrö tartışmaya açılamaz!” başlıklı bir bildiri de eski milletvekillerinden geldi.

96 eski vekilin yayınladığı ve “Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ilkeleri ve temel felsefesi ve kurumları vicdansız darbelerle yıkılmaya çalışılırken, düşünce açıklama hak ve özgürlüğünü kullanan kişilerin darbecilikle suçlanmasını, baskı altına alınmasını esefle karşıladığımızı kamuoyuna duyururuz.” ifadelerinin yer aldığı bildiri şöyle;

“Önce 126 eski büyükelçi Kanal İstanbul ve Montrö Sözleşmesi’yle ilgili önemli bir açıklama yaptı. Ardından 103 emekli Amiral görüşlerini bildirdi. Kişi grup ya da kurumların ülke çıkarları söz konusu olduğunda, görüş açıklamalarından daha doğal ne olabilir? Bu hem haktır hem de yurttaşlık görevidir. İstanbul Sözleşmesinin Anayasaya aykırı biçimde Cumhurbaşkanı tarafından feshedilmesinin verdiği cesaretle hızlandırılan, Kanal İstanbul ve Montrö Sözleşmesi tartışmalarının geldiği nokta, bu açıklamaları zorunlu kıldı.

Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik çeşitli emeller taşıyan devletlerin çıkarına hizmet edecek olan Kanal İstanbul’da ısrar edilmesini, Atatürk Türkiye’sinin Lozan Antlaşması’ndan sonra en büyük diplomasi başarısı olan, İstanbul-Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi üzerindeki mutlak egemenliğimizi sağlayan, Montrö Sözleşmesi’nin tartışılmaya açılmasını, öneminin azaltılmasını biz de doğru bulmuyoruz.

Mustafa Kemal Atatürk ve ilkelerini, Anayasanın değiştirilemez maddelerini sahiplenmek, ülkemizin geleceğini ilgilendiren konularda kamuoyunu bilgilendirmek, temel bir anayasal haktır. Anayasal hakların güvencesi olması gerekenlerin, toplumu susturmaya, sindirmeye, korkutmaya çalışmaları kabul edilemez.

Çoğulcu demokrasinin gereği olarak en doğal yurttaşlık hakkını kullanıp, Kanal İstanbul ve Montrö konusundaki görüşlerini kamuoyuyla paylaşan kişi ve gruplara yönelik tehdit, suçlama, saldırı korkutma, sindirme ve soruşturma gibi girişimler, yurttaşlık haklarını ipotek altına almaktır. Bu yaklaşımı ve bu girişimleri kınıyor, hala bir hukuk devleti olduğumuzu hatırlatıyoruz.

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ilkeleri ve temel felsefesi ve kurumları vicdansız darbelerle yıkılmaya çalışılırken, düşünce açıklama hak ve özgürlüğünü kullanan kişilerin darbecilikle suçlanmasını, baskı altına alınmasını esefle karşıladığımızı kamuoyuna duyururuz. Saygılarımızla.”

Bildiriye imza atan eski milletvekilleri şöyle:

A.İhsan Köktürk / Zonguldak, A.Kemal Kumkumoğlu / İstanbul, Ali Rıza Öztürk / Mersin, Abdülrezzak Erten / İzmir, Ahmet Güryüz Ketenci / İstanbul, Ahmet Küçük​ / Çanakkale, Ahmet Toptaş ​/ Afyon, Ali Ahmet Ertürk / Edirne, Ali Aslan / Muğla, Ali Haydar Erdoğan / İstanbul, Ali Oksal / Mersin,  Ali Özcan / İstanbul, Ali Özgündüz​/ İstanbul, Ali Rıza Bodur / İzmir, Ali Rıza Ertemur / Denizli, Altan Tuna / Çanakkale, Atilla Kart / Konya, Ahmet Tan / İstanbul, Barış Can / Sinop, Bekir Yurdagül / Kocaeli, Binnaz Toprak / İstanbul, Bülent Baratalı / İzmir, Cevdet Selvi​/ Eskişehir / Kocaeli, Cumhur Yaka / Muğla, Çetin Soysal​/ İstanbul, Dilek Akagün​ / Uşak, Durdu Özpolat / Kahramanmaraş, Enis Tütüncü ​/ Tekirdağ, Erdal Aksünger / İzmir, Erdal Karademir / İzmir, Ergün Aydoğan / Balıkesir, Esfender Korkmaz / İstanbul, Fahrettin Üstün / Muğla, Feramuz Şahin / Tokat, Gökhan Durgun / Hatay, Güldal Mumcu / İzmir, Güldal Okuducu / İstanbul, Hakkı Ülkü / İzmir, Halil Ünlütepe / Afyon, Hasan Ören / Manisa, Haşim Oral / Denizli, Hulusi Güven​/ Adana, Hüsnü Bozkurt / Konya, Hasan Gemici / Zonguldak, İbrahİm Özdiş​ /Adana, İsmail Değerli​ / Ankara, İsmail Özay / Çanakkale, İzzet Çetin / Kocaeli /Ankara, Kemal Anadol​ / İzmir, Kemal Ekinci​ / Bursa, Mehmet Boztaş / Aydın, Mehmet Hilal Kaplan​ / Kocaeli, Mehmet Kesimoğlu​/ Kırklareli, Metin Arifağaoğlu ​/ Artvin, Mustafa Kul / Erzincan, Mustafa Özyürek / İstanbul, Nadir Saraç / Zonguldak, Namık Havutça / Balıkesir, Necati Yılmaz / Ankara, Necla Arat / İstanbul, Nevin Gaye Erbatur​/ Adana, Nur Serter / İstanbul, Oğuz Oyan / İzmir, Orhan Düzgün / Tokat, Orhan Eraslen​ / Niğde, Orhan Sür / Balıkesir, Orhan Ziya Diren / Tokat, Osman Korutürk / İstanbul, Ömer Çiftçi / Ankara, Rasim Çakır​/ Edirne, Sacit Yıldız / İstanbul, Salih Gün / Kocaeli, Sedat Uzunbay / İzmir, Selahattin Karaahmetoğlu / Giresun, Selçuk Ayhan​/ İzmir, Selehattin Öcal / Ankara, Sena Kaleli / Bursa, Süleyman Çelebi / İstanbul, Süleyman Genç / İzmir, Şahin Mengü​/ Manisa, Şevket Arz / Trabzon, Şevki Kulkuloğlu / Kayseri, Şinasi Öktem​/ İstanbul, Şükrü Babacan / Kırklareli, Şükrü Sina Gürel / İstanbul, Tolga Çandar​/ Muğla, Tuncay Ercenk / Antalya, Turgay Develi​ / Adana, Turgut Dibek​/ Kırklareli, Türkan Miçoğulları​ / İzmir, Uluç Gürkan​/ Ankara, Vedat Yücesan / Eskişehir, Vezir Akdemir / İzmir, Yaşar Ağyüz​/ Gaziantep, Yılmaz Kaya​/ İzmir, Yüksel Çorbacıoğlu ​/ Artvin

 

Paylaşın

TÜİK açıkladı: Yıllık enflasyon yüzde 16’yı aştı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mart ayı Tüketici Fiyat Endeksi verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 1,08, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 3,71, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 16,19 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 13,18 artış gerçekleşti.

Haber Merkezi / TÜİK, Mart ayı Tüketici Fiyat Endeksi verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre enflasyon martta yüzde 1.08 artarken, yıllık bazda yüzde 16.19’a yükseldi.

Verilere göre, mart ayı itibarıyla 12 aylık ortalamalar dikkate alındığında, tüketici fiyatları yüzde 13.18, yurt içi üretici fiyatları yüzde 17.04 arttı.

TÜİK’in konuya ilişkin açıkladığı veriler şöyle;

2021 yılı Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 1,08, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 3,71, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 16,19 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde  13,18 artış gerçekleşti.

Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın düşük olduğu diğer ana gruplar sırasıyla, yüzde 7,43 ile giyim ve ayakkabı, %8,01 ile haberleşme ve yüzde 8,33 ile eğitim oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, yüzde 24,85 ile ulaştırma, yüzde 23,64 ile ev eşyası ve yüzde 21,49 ile çeşitli mal ve hizmetler oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla 2021 yılı Mart ayında ulaştırma grubunda değişim gerçekleşmedi. En az artış gösteren diğer ana gruplar yüzde 0,54 ile ev eşyası ve yüzde 0,70 ile konut oldu. Buna karşılık, 2021 yılı Mart ayında artışın yüksek olduğu gruplar ise sırasıyla, yüzde 3,70 ile sağlık, yüzde 2,77 ile eğitim ve yüzde 2,60 ile lokanta ve oteller oldu.

Mart 2021’de, endekste kapsanan 415 maddeden, 93 maddenin ortalama fiyatında düşüş gerçekleşirken, 35 maddenin ortalama fiyatında değişim olmadı. 287 maddenin ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti.

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’de 2021 yılı Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 1,26, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 3,73, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,49 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 13,25 artış gerçekleşti.

Paylaşın

Meme kanserinin uyarı işaretleri nelerdir?

Göğsünüzde, muhtemelen biraz hassasiyetle birlikte keskin bir ağrı, ciddi bir şey olup olmadığını merak etmenize neden olabilir. Kadınların ve hatta erkeklerin, doktorlarını ziyaret etmelerine neden olan ilk fark ettikleri şey genellikle göğüs şişliğidir. Meme kanseri genellikle erken evrede hiçbir belirti göstermese de, zamanında teşhis, bir meme kanseri hikayesini, hayatta kalanların hikayesine dönüştürebilir.

Haber Merkezi / Herhangi bir kanserde olduğu gibi meme kanserinde de, erken teşhis ve tedavi, sonucun belirlenmesinde ana faktörlerdir. Meme kanseri erken evrelerde tespit edildiğinde tedavi edilebilir.

Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Meme kanseri ile savaşmanın en iyi yolu erken teşhis etmektir. Meme kanserinin uyarıcı belirtileri hakkında bilgi sahibi olmakta önemlidir.

Ağrı ve hassasiyetin nedenleri;

Sık sık ağrıyı yanlış bir şeyle ilişkilendiririz, bu nedenle kadınlar göğsünde hassasiyet veya ağrı hissettiğinde, genellikle bunun meme kanseri olduğunu varsayarlar. Bununla birlikte, meme ağrısı, meme kanserinin nadiren ilk göze çarpan semptomudur. Ağrıya başka birkaç faktör neden olabilir. Klinik olarak mastalji olarak bilinen meme ağrısına aşağıdakiler de neden olabilir;

  • Adetin neden olduğu hormon dalgalanması
  • bazı doğum kontrol hapları
  • bazı kısırlık tedavileri
  • Sutyen uyumsuzluğu
  • Meme kistleri
  • Boyun, omuz veya sırt ağrısının eşlik edebileceği büyük göğüsler
  • Stres

Meme kanseri belirti ve semptomları;

Göğüste bir yumru tipik olarak meme kanseri ile ilişkilendirilse de, bu tür topaklar çoğu zaman kanser değildir. Bu topakların çoğu iyi huyludur veya kansersizdir. İyi huylu meme topaklarının yaygın nedenleri şunlardır:

  • Meme enfeksiyonu
  • Fibrokistik meme hastalığı (yumrulu göğüsler)
  • Fibroadenom (kanserli olmayan tümör)
  • Yağ nekrozu (hasarlı doku)
  • Yağ nekrozu ile kitle, biyopsi yapılmadan kanserli bir yumrudan ayırt edilemez

Göğüs topaklarının çoğu daha az şiddetli koşullardan kaynaklansa da, yeni, ağrısız topaklar hala meme kanserinin en yaygın semptomudur.

Meme kanserinin erken belirtileri şunlardır;

  • Meme başı şeklindeki değişiklikler
  • Bir sonraki adet döneminizden sonra geçmeyen göğüs ağrısı
  • Sonraki adet döneminizden sonra gitmeyen yeni bir yumru
  • Berrak, kırmızı, kahverengi veya sarı olan bir memeden meme başı akıntısı
  • Memede açıklanamayan kızarıklık, şişme, cilt tahrişi , kaşıntı veya kızarıklık
  • Köprücük kemiği çevresinde veya kolun altında şişlik veya yumru
  • Düzensiz kenarları olan sert bir yumrunun kanserli olma olasılığı daha yüksektir

Daha sonraki meme kanseri belirtileri şunlardır;

  • Meme ucunun geri çekilmesi veya içe doğru dönmesi
  • Bir memenin büyümesi
  • Meme yüzeyinin çukurlaşması
  • Daha büyük olan mevcut bir yumru
  • Ciltte “portakal kabuğu” dokusu
  • Vajinal ağrı
  • Kasıtsız kilo kaybı
  • Koltukaltında genişlemiş lenf düğümleri
  • Memede görünür damarlar

Bu semptomlardan bir veya daha fazlasına sahip olmak, mutlaka meme kanseri olduğunuz anlamına gelmez. Örneğin meme başı akıntısı, bir enfeksiyondan da kaynaklanabilir. Bu belirti ve semptomlardan herhangi birini yaşarsanız, tam bir değerlendirme için doktorunuza görünün.

Erkekler ve meme kanseri;

Meme kanseri tipik olarak erkeklerle ilişkili değildir. Bununla birlikte, daha yaşlı erkeklerde daha yaygın olmasına rağmen, erkek meme kanseri her yaşta nadir durumlarda ortaya çıkabilir.

Pek çok insan, erkeklerin de göğüs dokusuna sahip olduğunu ve bu hücrelerin kanserli değişikliklere uğrayabileceğinin farkında değil. Erkek meme hücreleri kadınların meme hücrelerine göre çok daha az gelişmiş olduğu için erkeklerde meme kanseri o kadar yaygın değildir.

Erkeklerde meme kanserinin en yaygın belirtisi meme dokusunda bir yumrudur. Bu yumru dışında, erkeklerde meme kanseri semptomları şunlardır;

  • Meme dokusunun kalınlaşması
  • Meme başı akıntısı
  • Meme ucu kızarıklığı veya ölçeklenmesi
  • Geri çeken veya içe doğru dönen bir meme ucu
  • Memede açıklanamayan kızarıklık, şişme, cilt tahrişi, kaşıntı veya kızarıklık

Çoğu erkek meme dokusunu topaklanma belirtileri açısından düzenli olarak kontrol etmez, bu nedenle erkek meme kanseri genellikle daha sonra teşhis edilir.

Göğüs muayeneleri;

Doktorunuzu meme ağrısı, hassasiyet veya yumru ile ilgili endişelerinizle ziyaret ettiğinizde, yapabilecekleri yaygın testler vardır.

  • Fiziksel Muayene; Doktorunuz göğüslerinizi ve göğsünüzdeki deriyi inceleyecek, ayrıca meme başı problemleri ve akıntı olup olmadığını kontrol edecektir. Göğüslerinizde ve koltuk altlarında yumrular olup olmadığını da hissedebilirler
  • Tıbbi geçmiş; Doktorunuz size, alabileceğiniz ilaçlar da dahil olmak üzere sağlık geçmişiniz ve yakın aile üyelerinin tıbbi geçmişi hakkında sorular soracaktır
  • Aile öyküsü; Göğüs kanseri bazen genlerinizle ilişkili olabileceğinden, doktorunuza herhangi bir aile öyküsü olan meme kanseri hakkında bilgi vermeniz önemlidir. Doktorunuz ayrıca, ilk ne zaman fark ettiğiniz de dahil olmak üzere belirtileriniz hakkında size sorular soracaktır
  • Mamografi; Doktorunuz, iyi huylu ve kötü huylu bir kitleyi ayırt etmeye yardımcı olmak için memenin bir röntgeni olan bir mamogram isteyebilir
  • Ultrason; Ultrasonik ses dalgaları, meme dokusunun bir görüntüsünü oluşturmak için kullanılabilir
  • MR; Doktorunuz diğer testlerle birlikte bir MR taraması önerebilir. Bu, meme dokusunu incelemek için kullanılan başka bir invazif olmayan görüntüleme testidir
  • Biyopsi; Bu, test için kullanılacak az miktarda meme dokusunun çıkarılmasını içerir.

Göğüs kanseri testleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için okumaya devam edin.

Meme kanseri türleri;

Meme kanserinin doğasını yansıtan iki kategori vardır;

  • Noninvaziv kanser; Orijinal dokudan yayılmamış kanserdir. Bu aşama 0 olarak adlandırılır
  • İnvazif kanser; Çevre dokulara yayılmış kanserdir. Bunlar aşama 1, 2, 3 veya 4 olarak kategorize edilir

Etkilenen doku kanserin türünü belirler;

  • Duktal karsinom; Süt kanallarının iç yüzeyinde oluşan bir kanserdir. Bu en yaygın meme kanseri türüdür
  • Lobüler karsinom; Memenin lobüllerindeki kanserdir. Lobüller sütün üretildiği yerdir
  • Sarkom; Memenin bağ dokusundaki kanserdir. Bu nadir görülen bir meme kanseri türüdür

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Paylaşın

Babacan’dan ’emekli amiraller bildirisi’ açıklaması: Çözüm tam demokrasidir

DEVA Partisi Lideri Ali Babacan, emekli amirallerin bildirisine ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Tarihimizin utanç sayfaları askerlerin siyasete yönelik hadsiz müdahaleleriyle doludur. Bu acı hafıza depreştirilmemelidir… Çözüm tam demokrasidir.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, emekli amirallerin bildirisine ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden açıklamada bulundu.

Babacan, açıklamasında “askerlerin siyasete yönelik hadsiz müdahalelerini depreştirmemek” gerektiğini belirtti, iktidarın ise mağduriyet söylemlerini eleştirdi. DEVA Lideri Babacan’ın açıklaması şu şekilde:

“Tarihimizin utanç sayfaları askerlerin siyasete yönelik hadsiz müdahaleleriyle doludur. Bu acı hafıza depreştirilmemelidir. İktidarın, sürekli ‘düşman’ belirlemesi ve suni mağduriyet kampanyasına devlet kurumlarını katması ise yarınlarımıza zarar verir. Çözüm tam demokrasidir.”

Emekli amiraller bildirisi;

“Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır.

Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye’nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir. Montrö, Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin II. Dünya Savaşında tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.

Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur. TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.

Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk’ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.

Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan’ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir. Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk’ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız.

Deniz Şehitlerimizi anarak Saygıyla duyururuz.”

Paylaşın

Davutoğlu’ndan ’emekli amiraller bildirisi’ açıklaması: Sorumsuzluk

Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu, emekli amirallerin bildirisine ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Bildiri ülkenin tarihsel hafızasını ve içinden geçtiği hassas süreci göz önüne almayan; kötü niyetli bir sorumsuzluk örneğidir” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Gelecek Partisi (GP) Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, emekli amirallerin bildirisine ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden açıklamada bulundu.

Bildirinin “sorumsuzluk örneği” olduğunu belirten Davutoğlu, açıklamasında, “Gelecek Partisi milli iradenin, hukuk devletinin ve demokrasinin yanındadır. Militarist ya da sivil farketmez, darbe heveslilerine geçit verilemez. Bildiri ülkenin tarihsel hafızasını ve içinden geçtiği hassas süreci göz önüne almayan; kötü niyetli bir sorumsuzluk örneğidir.” ifadelerini kullandı.

Emekli amiraller bildirisi;

“Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır.

Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye’nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir. Montrö, Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin II. Dünya Savaşında tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.

Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur. TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.

Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk’ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.

Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan’ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir. Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk’ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız.

Deniz Şehitlerimizi anarak Saygıyla duyururuz.”

 

 

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan ’emekli amiraller bildirisi’ açıklaması: Bu sahte gündemler tutmaz

Emekli amirallerin bildirisine ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Bu sahte gündemler tutmaz. Halkımızın tek gerçek gündemi sofrasıdır. Büyük ve ünlü Ekonomist Erdoğan, yarattığın ekonomik yıkım ile seni yüzleştireceğim. Geleceğini kararttığın gençlerimizin hikayelerini buradan paylaşacağım.” dedi.

Haber Merkezi / CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, emekli amirallerin bildirisiyle ilgili sosyal medya hesabından açıklamada bulundu.

Parti Sözcüsü Faik Öztrak’ın emekli amirallerin yayımladığı bildiriyle ilgili sözlerini AKP’nin mağduriyet kastığı sahte gündemleri konuşmaya değer bulmuyoruz. Genel Başkanımız dünden beri işsiz gençleri can kulağı ile dinlemektedir. Gençlerimizin hali saraylardan görünmüyor ama bizden söylemesi bu gençler manipülasyon nedir biliyorlar. Boşuna nefesinizi harcamayın” alıntılayan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı;

“Bu sahte gündemler tutmaz. Halkımızın tek gerçek gündemi sofrasıdır. Büyük ve ünlü Ekonomist Erdoğan, yarattığın ekonomik yıkım ile seni yüzleştireceğim. Geleceğini kararttığın gençlerimizin hikayelerini buradan paylaşacağım.”

Emekli amiraller bildirisi;

“Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır.

Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye’nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir. Montrö, Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin II. Dünya Savaşında tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.

Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur. TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.

Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk’ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.

Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan’ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir. Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk’ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız.

Deniz Şehitlerimizi anarak Saygıyla duyururuz.”

Paylaşın

Akşener’den ’emekli amiraller bildirisi’ açıklaması: Zevzeklik

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 104 emekli amiralin Montrö açıklamasına ilişkin yaptığı açıklamada, “Sabah bir uyandık emekli amirallerin canı sıkılmış ve gece bir bildiri yayınlamışlar. Bu bir zevzekliktir. Türkiye bu zevzekliklerden çok çekti.” ifadelerini kullandı. Akşener, açıklamasının devamında, İYİ Parti’nin demokrasinin yanında vesayetin karşında olduğunu dile getirdi.

Haber Merkezi / İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 103 emekli amiralin Montrö açıklamasına ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Akşener, açıklamasında bildiriye tepki göstererek, “Siyaset, siyasetçi tarafından yapılır. Bu arkadaşlarımız bilgilerini ve görgülerini elbette çeşitli STK’lar ve varsa siyasi partiler içerisinde o bilgileri o görgüleri kamuoyuyla paylaşabilirler. Milletimizin, vatandaşımızın derdine çare olmak için ortaya koyabilirler. Muhalefet partilerini, muhalefet siyasilerini beğenmiyorlarsa, derhal bir siyasi parti kurup onun üzerinden yürüyebilirler.” dedi.

İYİ Parti’nin demokrasinin yanında vesayetin karşında olduğunu dile getiren İyi Parti Lideri Akşener, açıklamasında, “Sabah bir uyandık emekli amirallerin canı sıkılmış ve gece bir bildiri yayınlamışlar. Bu bir zevzekliktir. Türkiye bu zevzekliklerden çok çekti.” ifadelerini kullandı.

Açıklamasının devamında, “İYİ Parti, siyaset kurumunun yerine geçmeye çalışan herkesin karşısında olacaktır. Siyaset kurumu milletin derdini çözmekle mükellefir. Siyasetçi, siyasetçinin rakibidir ve o rekabet demokrasi yoluyla sandıkta ve seçim usulü ile olur.” diyen Akşener, basın açıklamasında özetle şunları söyledi;

“Bugün bu toplantıyı, gece yarısı 104 emekli amiralin bildiri yayınlaması üzerine yapıyoruz. Partimizin ve benim görüşlerimi paylaşmak üzere bir araya geldik.

İYİ Parti, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve kurumlarının değer ve kazanımları ile demokrasi geleneğimiz konusunda samimi ve kararlı bir şekilde taraftır. Yargısından, diplomasisine siyasetinden ordusuna Cumhuriyetimizin tüm kurumlarının ortak değerler konusunda, ortak bir akılla hareket etmesinin de ülkemizin bekası açısından önemli olduğuna inanıyoruz. Partimizin duruşu budur.

Sabah bir uyandık emekli amiraller bir bildiri yazmış ve iktidar partisi ve mensupları bunun üzerinde tepiniyor iş 15 Temmuz’a kadar gitmiş.

Benim bildiğim -60 İhtilalinde 4 yaşındaydım hatırlamıyorum ama daha sonraki bütün muhtıraları 72 muhtırasını, 80 ihtilalini, 28 Şubat’ın içinde yer alarak, yani maruz kalarak yaşamış ve 27 Nisan Bildirisi’ni de yaşamış biri olarak bildiğim- bir şey var.

Bu tür gece yarısı emekli de olsa gece yarısı yapılan silahlı bürokrasi mensubu kişilerin yaptığı açıklamalar genellikle Türkiye’deki demokrasinin kesintisine sebep olan muhtıraları, darbeleri hatırlatır. O nedenle iktidar partisini bu konuda çok önemli bir üzerinde tepinme fırsatı tanınmıştır.

Partimiz Türkiye’nin demokrasisinin yanında vesayet ve diğer odakların net bir biçimde karşısındadır. Ama bildiğim bir şey var bugüne kadar genellikle darbe ve muhtıralar, iktidar partisinin karşısında muhalefetin tutumunu beğenmeyen silahlı bürokratlar tarafından yapılmıştır.

‘Muhalefet bu işi yapamıyor, biz daha iyi yapıyoruz diyerek’ yapılmıştır. Sonuçta gerek darbe gerek muhtıraların sonucunda Türkiye’de sadece iktidar değil muhalefetin de tümü değişmiş ve paketlenip gönderilmiş.

Bugün burada Türkiye’de muhalefet, özellikle İYİ Parti kurulduğundan itibaren son derece millet odaklı, milletin problemleri, dertleri odaklı ve suni gündemlerden uzak, kutuplaşmanın dışında bir muhalefet sistemi Türkiye’ye getirmiştir İYİ Parti ve muhalefet görevini yapmaktadır.

31 Mart yerel seçimlerinde İYİ Parti’nin önderliğinde, alınamaz denilen, mümkün değil olamaz denilen pekçok şehir İstanbul ve Ankara başta olmak üzere iktidar partisinin elinden demokrasiyle sandık yoluyla alınmıştır.

Bugün bütün anketler iktidar partilerinin toplamının 2023’te veya daha önce olacak bir seçimde gerekli başarıyı 19 yıldır gösterdikleri başarıyı gösteremeyeceklerini ortaya koymaktadır.

Sabah bir uyandık emekli amirallerin canı sıkılmış ve gece bir bildiri yayınlamışlar. Bu bir zevzekliktir. Türkiye bu zevzekliklerden çok çekti. Ben dün Hakkari’de perşembe günü ise Konya’daydım.

Biz bu ülkede 104 işsiz gencin derdini konuşmak durumundayız, biz bu ülkede 104 tabletsiz çocukların derdini konuşmak zorundayız. Biz bu ülkede 104 siftahsız esnafın derdini konuşmak zorundayız.

Biz bu ülkede tencereye kaynatamayan 104 kadının derdini konuşmak zorundayız. 5 çeşit emekli maaşıyla inim inim inleyen 104 emeklinin derdini konuşmak zorundayız.

2020 20 Ocak’ından beri 15 aydır geziyorum bu insanların derdini anlatıyorum ve 104 dakika, 104 saniye maalesef basın yayın organlarında yer bulmuyor.

“Yunanistan’ın işgal ettiği Adalar konusunda bir tavır göremedik”

Bugün sabahtan itibaren 104 emekli amiralin gece yarısı ortaya koydukları bir itirazı darbe oluyor çağrıları altında üzerinde tepiniliyor. Buradan herkese, emekli silahlı bürokratlara sesleniyorum.

Herkes görevini, işin başındayken yapmalıydı. Ben bu arkadaşlar görevdeyken maalesef Yunanistan’ın işgal ettiği Adalar konusunda bir tavır göremedik.

Siyaset, siyasetçi tarafından yapılır. Bu arkadaşlarımız bilgilerini ve görgülerini elbette çeşitli STK’lar ve varsa siyasi partiler içerisinde o bilgileri o görgüleri kamuoyuyla paylaşabilirler.

Milletimizin, vatandaşımızın derdine çare olmak için ortaya koyabilirler. Muhalefet partilerini, muhalefet siyasilerini beğenmiyorlarsa, derhal bir siyasi parti kurup onun üzerinden yürüyebilirler.

Ama bugün darbe çağrıştıracak bütün gerçek gündemi örtecek herhangi bir yolun oluşmasına sebep olamazlar. Böyle bir hakları da yoktur hadleri de yoktur.

Elbette herkes fikrini söyler. Zamanı içinde, zemini içinde en sert biçimde söyle ama bunu demokrasiye bir tehditmiş gibi algılanabilecek bir tehditmiş gibi yolu açmaktan intina ederler.

Bugün ortaya çıkan bu meseleyi ciddiyetle ve manidar bularak takip ettiğimizi ifade etmek isterim. İYİ Parti milletimizin derdiyle hem hal olmaya devam edecektir.

Suni gündem oluşturmaya çalışanların ortaya koyduğu o perdeyi derhal indirecektir. İYİ Parti, demokrasinin yanında dün olduğu gibi bugün de durmaya devam edecektir. Demokrasinin yanında durmaya devam ederken milletin dertlerinin de yanında durmaya devam edecektir.

İYİ Parti, siyaset kurumunun yerine geçmeye çalışan herkesin karşısında olacaktır. Siyaset kurumu milletin derdini çözmekle mükellefir. Siyasetçi, siyasetçinin rakibidir ve o rekabet demokrasi yoluyla sandıkta ve seçim usulü ile olur.

“İYİ Parti milletimizin yanında olmaya devam edecektir”

Projelerin rekabet ettiği, projeler üzerinde hizmetin tartışıldığı bir sürecin sonunda sandıkta milletimiz teveccühünü bir siyasi partiye gösterir, ona da amenna denir. İYİ Parti bu yoldan dönmeyecektir.

İYİ Parti milletimizin yanında olmaya devam edecektir. Bugün itibariyle iktidarı uyarmaya, iktidar gidiyor, sandıkta gidiyor. Milletimizin dertleriyle ilgilenmediği için gidiyor. Böyle bir gitme eyleminin içinde iktidar olacaktır İYİ Parti ve bütün bu dertleri çözecektir.

Bu bildirinin öznesi Möntrö Anlaşması’yla ilgili Meclis Başkanı’nın söylediği sözler… İYİ Parti başta olmak üzere bu konuda çok sert tavır koyduk biz ve bütün siyasiler tavır koydular iktidar partisi destek vermedi ve Sayın Meclis Başkanı da yanlış anlaşıldım diyerek durumu düzeltti.

Aradan 1 hafta geçip de bu bildiri sahiplerinin bu zevzekliği yapmasına neyin sebep olduğunun da dikkate değer bulduğumu sizlerle paylaşmak isterim.

Türkiye yoluna devam edecektir. İYİ Parti bu tür yanlışlıkların sürdürülmesine müsaade etmeyecektir, milletinin yanında durmaya devam edecektir.”

Paylaşın

Emekli amirallerden Montrö ve Atatürk bildirisi

Emekli 103 amiral son dönemde gündemde olan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne ilişkin ortak bir bildiri yayınladı. Bildiride, “Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir.” ifadeleri yer aldı.

Haber Merkezi / Son dönemde gündemde olan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne ilişkin emekli 103 amiral bildiri yayınladı. Bildiride, “Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır.” ifadeleri yer aldı.

“Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan’ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdi” denilen bildiride şu ifadelere yer verildi:

“Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır.

Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye’nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir. Montrö, Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin II. Dünya Savaşında tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.

Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur. TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.

Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk’ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.

Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan’ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir. Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk’ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız.

Deniz Şehitlerimizi anarak Saygıyla duyururuz.”

Katılan emekli amiraller;

“E. Amiral Ergun Mengi, E. Amiral Alaettin Sevim, E. Amiral Nazif Özdağdeviren, E. Amiral Işık Biren, E. Amiral Ahmet Şenol, E. Amiral Hasan Hoşgit, E. Amiral Vedat Ersin, E. Amiral Metin Açımuz, E. Amiral Atilla Kezek, E. Amiral Nurhan Kahyaoğlu, E. Amiral Önder Çelebi, E. Amiral Metin Poyrazlar, E. Amiral Mücahit Şişlioğlu, E. Amiral Engin Baykal, E. Amiral Hüseyin Çiftçi, E. Amiral Atilla Kıyat, E. Amiral Vehbi Alpman, E. Amiral Celal Parlakoğlu, E. Amiral Mustafa Ekmel Özdengil, E. Amiral Serdar Dülger, E.Amiral Abdullah Mete, E. Amiral Ertan Demirtaş, E Amiral Orhun Özdemir, E. Amiral Ersin Güler, E. Amiral Nadir Kınay, E. Amiral Hüseyin Hoşgit, E Amiral İlker Güven, E. Amiral Baha Eren, E. Amiral Abdullah Gavremoğlu, E. Amiral Şükrü Bozoğlu, E. Amiral Hakan Ercan, E. Amiral Mesut Özel, E. Amiral Taner Ezgü, E. Amiral İbrahim Akın, E. Amiral Ömer Akdağlı, E. Amiral Mehmet Otuzbiroğlu, E. Amiral Taner Balkış, E. Amiral İzzet Artunç, E. Amiral Hakan Eraydın, E. Amiral Mehmet Ali Çınar, E. Amiral Deniz Dağlılar, E. Amiral Yalçın Ertuna, E. Amiral Türker Ertürk, E. Amiral Aydın Canel, E. Amiral Sami Örgüç, E. Amiral Yalçın Kavukçuoğlu, E. Amiral Nazım Çubukçu, E. Amiral Ahmet Aksoy, E. Amiral Can Erenoğlu, E. Amiral Doğan Hacipoğlu, E. Amiral Abdullah Akgül, E. Amiral Aziz Öztürk, E. Amiral A. Serdar Akınsel, E. Amiral İlker Güven, E. Amiral Mustafa İpteş, E. Amiral Caner Bener, E. Amiral Nejat Berksun, E. Amiral Kadir Sağdıç, E. Amiral Tayfun Tansan, E. Amiral İskender Yıldırım, E. Amiral Ali Yüksel Önel, E. Amiral Uğur Yiğit, E. Amiral Mustafa Özbey, E. Amiral Cem Gürdeniz, E. Amiral Bülent Bostanoğlu, E. Amiral Murat Bilgel, E. Amiral Cengiz Alpözü, E. Amiral Serdar Okan Kırçiçek, E. Amiral Tufan Mimir, E. Amiral Turgut Tufan, E. Amiral Turhan Özer, E. Amiral Alper Tezeren, E. Amiral Mustafa Ültanur, E. Amiral Ruhsar Sümer, E. Amiral Cemal Üren, E. Amiral Gündüz Alp Demirus, E. Amiral Deniz Cora, E. Amiral Gürkan İnan, E. Amiral Atilla Tonguç, E. Amiral Mustafa Karasabun, E. Amiral Erol Yüksel, E. Amiral Özbek Gürgün, E. Amiral Bülent Olcay, E. Amiral Nejat Güldiken, E. Amiral Turgay Erdağ, E. Amiral İsmail Taylan, E. Amiral Aydın Gürül, E. Amiral Raif Naldemir, E. Amiral Numan Alansal, E. Amiral Tanzar Dinçer, E. Amiral Erol Adayener, E. Amiral Haluk Sayın, E. Amiral Ferhat Ferhatoğlu, E. Amiral Mehmet Ali Özgüven, E. Amiral Ali Sadi Ünsal, E. Amiral Doğan Denizmen, E. Amiral Taner Akkaya, E. Amiral Necati Kurt, E. Amiral Tayfun Uraz, E. Amiral Engin Heper, E. Amiral Hayati Bilgiç, E. Amiral Hasan Nihat Doğan, E. Amiral Ömer Bayram Çetin, E. Amiral Mithat Kemal Algül

(Kaynak: Veryansın TV)

 

Paylaşın