Barcelona, Lionel Messi İle Yollarını Ayırdı

İspanya La Liga ekiplerinden Barcelona, Arjantinli yıldız oyuncu Lionel Messi ile yeni sözleşme için anlaşılamadığını ve yolların ayrıldığını açıkladı. Şimdi Messi’nin futbol kariyerini devam ettireceği kulüp merak ediliyor.

Haber Merkezi / Barcelona, Lionel Messi ile yolların ayrıldığını açıkladı.

Barcelona Kulübü’nden yapılan açıklamada “İki tarafın sözleşme imzalama taleplerine rağmen, ekonomik sorunlar bu duruma engel oldu. Sonuç olarak Lionel Messi, Barcelona’da devam etmeyecek. Taraflar sözleşme imzalanamamasından büyük üzüntü duyuyor. Messi’ye tüm katkılarından dolayı teşekkür eder, kariyerinde başarılar dileriz.” denildi.

Şimdi Messi’nin futbol kariyerini devam ettireceği kulüp merak ediliyor. Dilediği takıma bedelsiz olarak transfer olabilecek olan Mesi’nin önünde çeşitli opsiyonlar var; Manchester City, Paris Saint-Germain (PSG), Major Futbol Ligi (MLS)

 

Paylaşın

MGK’da ‘orman yangınları’ görüşüldü

Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanan ve yaklaşık 3,5 saat süren MGK toplantısı sonrası yayınlanan bildiride, orman yangınlarına vurgu yapılarak ” Orman yangınlarına karşı yürütülen mücadele gözden geçirilmiş… Alınabilecek ilave tedbirler görüşülmüştür” ifadeleri kullanıldı.

Haber Merkezi / Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı sona erdi. Toplantı yaklaşık 3,5 saat süren toplantı sonrası bir bildiri yayınlandı.

Bildiride, “Orman yangınlarına karşı yürütülen mücadele gözden geçirilmiş; hadisenin tabii seyri yanında ülkemiz içindeki ve dışındaki dezenformasyonu da değerlendirilerek bu çerçevede alınabilecek ilave tedbirler görüşülmüştür” denildi.

Bildiride, şu ifadeler yer aldı:

“Orman yangınlarına karşı yürütülen mücadele gözden geçirilmiş; hadisenin tabii seyri yanında ülkemiz içindeki ve dışındaki dezenformasyonu da değerlendirilerek bu çerçevede alınabilecek ilave tedbirler görüşülmüştür.

PKK/KCK-PYD/YPG terör örgütünü himaye ederek, bölgemizdeki barış ve istikrarı hedef alan saldırılarını sürdürmeye teşvik eden ülkeler şiddetle kınanmıştır.

Kıbrıs meselesine taraf olan aktörler, uzlaşmaz yaklaşımlarında ısrar etmek yerine çözümün parçası olmaya davet edilmiştir.

Ermenistan’a, saldırgan söylem ve eylemlerini terk ederek, taahhütlerine sadık kalması, bölge ülkeleriyle iş birliğini geliştirme çağrısında bulunulmuştur.”

Toplantıya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal katıldı.

Paylaşın

Eşref Gani’den Taliban’a karşı ulusal seferberlik çağrısı

Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani Ahmedzay, Taliban’a karşı ulusal bir seferberlik hamlesini desteklemeye çağırdı. Son dönemde Taliban ve Afgan hükümet güçleri arasındaki çatışmalar yoğunlaşmış durumda.

Haber Merkezi /Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani Ahmedzay, Parlamento’da Taliban ve barış görüşmelerine ilişin açıklamalarda bulundu.

Gani, konuşmasında Washington’un Kabil ile Taliban arasındaki müzakerelere yönelik baskılarına atıfta bulunarak “ithal, aceleci” bir barış sürecinin Afganlar arasında “barış getirmeyi başaramadığını, aynı zamanda şüphe ve belirsizlik yarattığını” söyledi.

Ülkede artan şiddetten ABD’nin birlikleri hızla çekilmesinden kaynaklandığını belirten Eşref Gani, Taliban karşısında eyalet başkentlerini ve büyük kentsel alanları korumaya odaklanacağını vurguladı.

“Taliban’ı yenecek güce sahipiz”

Konuşmasının devamında Taliban’a karşı ulusal bir seferberlik hamlesini desteklemeye çağıran Afganistan Cumhurbaşkanı, “Taliban kalıcı barışa inanmıyor” dedi. Gani, ayrıca, Taliban’ı yenecek güce sahip olduklarını da ifade etti.

Taliban, kırsal alanlarda çok sayıda ilçeyi ve ayrıca Afganistan’ın komşu ülkelerle olan birkaç önemli sınır kapısını da kontrol ediyor. Saldırılarını sürdüren Taliban, eyalet başkentlerini ele geçirmeye çalışıyor.

 

Paylaşın

Transseksüel halterci Olimpiyatlarda tarih yazdı

Yeni Zelandalı halterci Laurel Hubbard, olimpiyatlarda yarışan ilk transseksüel atlet olarak tarihe geçti. Tokyo Olimpiyatları’nda kadınlar 87 kilogramın üzerindeki yarışan Hubbard, yarışmada ilk üç asansörünü tamamlayamadığı için elendi.

Haber Merkezi / 43 yaşındaki Laurel Hubbard, bir röportajında, Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne ve Uluslararası Halter Federasyonu’na olimpiyatlarda yarışmasına izin verdikleri için teşekkür etmişti.

Olimpiyatlara katılımının yarattığı tartışmanın farkında olduğunu söyleyen Laurel Hubbard, röportajda, “Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin olimpizm ilkelerine bağlılıklarını gerçekten teyit ettikleri ve sporun tüm insanlar için bir şey olduğunu gösterdikleri için özellikle teşekkür etmek istiyorum” demişti.

Yeni Zelanda Olimpiyat Komitesi Haziran ayında Laurel Hubbard’ın ülkenin olimpiyat takımında olacağını duyurmuştu. 2015 yılında Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin trans sporcuların olimpiyatlarda yarışmaları için yeni kurallar oluşturduğu duyurulmuştu.

Paylaşın

Asgari ücret ‘açlık sınırının altında’

Türk-İş, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarının (açlık sınırı) 2.903,41 TL’ye yükseldiğini açıkladı. Açıklamada, yoksulluk sınırının ise 9 bin 457 TL’ye yükseldiği belirtildi.

Haber Merkezi / Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), “Temmuz 2021 Açlık ve Yoksulluk Sınırı” araştırmasını yayımladı.

Araştırma sonuçlarına göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 2.903,41 TL, gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 9.457,36 TL,  bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3.546,22 TL olmuştur.

Asgari ücretin yine açlık sınırının altında kaldığı belirtilen araştırma raporunda, asgari ücret ile bir kişinin yaşam maliyeti arasındaki fark bu ay itibariyle 720 TL’dir (2020 yılının Temmuz ayı itibariyle net asgari ücret 2.324,70 TL ve bir kişinin aylık yaşama maliyeti asgari ücretin 594 TL üstünde 2.919 TL olarak hesaplanmıştır) denildi.

Türk-İş’in raporunda, “Dört kişilik bir ailenin sadece gıda harcaması (mutfak masrafı) geçen aya göre 39 TL, yılbaşına göre 313 TL ve geçen yıla göre 497 TL artmıştır. Yapılması gereken toplam harcama tutarı (aile bütçesi) ise aylık 126 TL, yıllık 1.619 TL tutarında artmıştır.” denildi.

Raporda ‘mutfak enflasyonu’ndaki değişim ise, “Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 1,35 oranında artış gösterdi. Yılın ilk yedi ayı itibariyle fiyatlardaki artış yüzde 12,10 oranında gerçekleşti. Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı yüzde 20,65 oldu. Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 18,48 olarak hesaplandı” ifadeleriyle açıklandı.

Paylaşın

HDP: Mültecilere karşı ırkçı söylemleri kabul etmiyoruz

Halkların Demokratik Partisi (HDP), son dönemde göçmenler üzerinden yaşanan tartışmalara ilişkin “Mültecilik sorununu yaratan politikalara karşı çıkmak ile mültecilerin haklarını yok saymanın aynı şey olmadığını bütün taraflara tekrar hatırlatmayı görev biliyoruz” açıklamasında bulundu.

Haber Merkezi / HDP, özellikle Suriye ve Afganistan’dan gelen göçmenler üzerinden yaşanan tartışmalara ilişkin “mültecilere karşı ırkçı söylemleri de mülteciliğin araçsallaştırılmasını da kabul etmiyoruz” başlıklı bir açıklama yayımladı.

“Türkiye’deki yoksulluğun, işsizliğin, savaşın, yaşam tarzına müdahalelerin mültecilerden kaynaklandığını iddia edenler toplumu ırkçılığa itmekten başka bir sonuca yol açmamaktadır” ifadelerinin yer aldığı açıklama şöyle;

“Suriye, Afganistan, Libya ve pek çok ülke, AKP-MHP blokunun da aralarında yer aldığı yabancı güçlerin müdahaleleri sonucu iç savaşlarla boğuşuyor. Savaş sonucunda Türkiye üzerinden Avrupa’ya yönelen yoğun göç dalgalarına karşı farklı kesimlerden, insan haklarını ve özgürlükleri hiçe sayan ilkesiz tutumlar görüyoruz. Saray rejiminin savaş tezkerelerine karşı aktif mücadele etmek yerine, mültecileri hedef gösteren sistem muhalefeti, mültecilerin can güvenliğini tehlikeye atıyor.

Türkiye’deki yoksulluğun, işsizliğin, savaşın, yaşam tarzına müdahalelerin mültecilerden kaynaklandığını iddia edenler toplumu ırkçılığa itmekten başka bir sonuca yol açmamaktadır. Yabancılara karşı linç ve hatta ölümle sonuçlanabilecek saldırıların zeminini hazırlayan nefret söylemine karşı HDP olarak her zaman sorumlu bir tutum almayı ilkelerimize bağlılığımızın bir gereği olarak gördük ve bu perspektifle halklarımızın mültecilere karşı saldırgan veya ayrımcı bir tutum içinde olmaması gerektiğini en güçlü biçimde savunduk. Tepki gösterilmesi gereken kişiler sığınmacılar değil, AKP-MHP iktidarının Suriye’de insanların yerlerinden edilmesine sebep olan çözüm karşıtı, mezhepçi ve ırkçı dış müdahaleleridir. Savaş yerine siyasal çözümü teşvik eden bir politika benimsenmiş olsaydı, bugün Suriye Krizi böylesine yıkıcı bir hal almayacaktı.

Düzensiz göç ve sınırlardan denetimsiz geçişleri, AKP’nin çeşitli gizli anlaşmalar ve amaçlar doğrultusunda teşvik ettiğini biliyoruz. Ucuz iş gücü, örgütsüz emek, güvencesiz çalıştırma ile bir taraftan sermaye sınıfının karları arttırılırken; diğer taraftan demografik yapıyı değiştirme, mezhep çatışması yaratma, AB – BM’den para almak gibi çok yönlü hesaplar yapılıyor. Mevcut mülteci politikasının sebep olabileceği toplumsal çatışmaların gerçekleşmesi durumunda, bundan başta hükümet olmak üzere, muhalefetteki politikacıların da sorumlu olacağını şimdiden vurgulamak istiyoruz.

“Asla kabul etmiyoruz”

Suriye’de ve Afganistan’da farklı kesimlerin kendisini özgürce ifade edebileceği siyasi bir çözüme katkıda bulunmak yerine çözümsüzlüğü derinleştirecek müdahalelere sebep olan tüm devletlerin her şeyden önce mültecilerin yaşam ve sığınma hakkına saygı göstermesi gerekmektedir. Avrupa Birliği’nden alınan paralar karşılığında mültecilere karşı gardiyan rolünün üstlenilmesini asla kabul etmiyoruz.

AKP-MHP iktidarının sığınmacıları araçsallaştırarak ve şantaj malzemesi haline getirerek Türkiye’de olduğu gibi, Suriye’de de demografik yapıya ve siyasi çözüm kanallarına sistematik biçimde ve alenen müdahale etmesine rağmen Avrupa Birliği liderleri başta olmak üzere uluslararası toplumun bu tehlikeli oyuna tolerans göstermesini HDP olarak her platformda bir eleştiri konusu yapmaya devam edeceğiz.

Mültecilik sorununu yaratan politikalara karşı çıkmak ile mültecilerin haklarını yok saymanın aynı şey olmadığını bütün taraflara tekrar hatırlatmayı görev biliyoruz. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası aktörler mültecilerin yaşam ve sığınma hakkının garanti altına alınmasını sağlayacak ortak bir mekanizmanın oluşturulmasına odaklanmalıdır. HDP olarak göçlerin kaynağı olan dış müdahaleler, yoksulluk, savaş, siyasi krizler ve benzeri yıkım süreçlerinin ortadan kaldırılmasını esas alan ilkeli ve yapıcı politikaların hayata geçirilmesini savunmaya devam edeceğiz.”

Paylaşın

Pirinç suyu saç uzatır mı? İşte cevabı

Daha uzun, daha güçlü ve daha parlak saçların sırrı mutfak dolabınızda olabilir. Pirinç suyunun saç bakım ürünü olarak kullanılması Asya kültüründe yüzyıllar öncesine dayanıyor. Peki, bir pirinç suyu durulaması size gerçekten seveceğiniz bukleler verecek mi? 

Haber Merkezi / Pirinç suyu, pirincin suda ıslatıldığında veya pişirildiğinde oluşan nişastalı sıvısıdır. Pirinci dünyanın en önemli besin kaynaklarından biri yapan besin maddelerinin çoğunu barındırıyor olmasıdır. Bunlardan biride inositol olarak bilinen bir antioksidandır.

Pirinç suyu ayrıca şu maddeler yönünden de zengindir;

  • B vitamini
  • E vitamini
  • Lif
  • Magnezyum
  • Manganez
  • Çinko

Pirinç suyunun saça faydaları;

Pirinç suyunun faydaları listesi Rapunzel’in masalsı tüyleri kadar uzundur. Pirinç suyunu kullananlar, zahmetli karışıklıkları minimumda tutarken saçınızı daha parlak ve daha güçlü hale getirebileceğini söylüyor.

Efsaneye göre, pirinç suyunun Japonya’nın Heian döneminde imparatorluk sarayındaki kadınların zemine kadar saç uzatmasına yardımcı olduğu söylenir; uzun buklelere kurokami denir.

Ve bugün Çin’de pirinç suyu, Huangluo kasabasını Guinness Rekorlar Kitabı’na “Dünyanın En Uzun Saçlı Köyü” olarak kazandıranda bu bakımın olduğu söyleniyor.

Peki pirinç suyu gerçekten o kadar güçlü mü?

Saçınızda pirinç suyu kullanmanın çok fazla potansiyel faydası var gibi görünüyor. Ama bu bilimsel olarak kanıtlanmış bir şey değil.

Pirinç suyunun saça yan etkileri;

Saçınıza pirinç suyu kullanma konusunda endişelenmeniz için çok az neden var. İçinde hiçbir zararlı kimyasal veya katkı maddesi olmamasından, yan etkileri riskini sınırlıyor. Bununla birlikte, kafa derisi iltihabı yaptığına dair şikayetler olmuştur.

Pirinç suyu yapmanın yolları;

Pirinç suyu yapmanın üç ana yolu vardır;

  • 30 dakika ila iki saat süren kısa bir ıslatma
  • Pirinç-su karışımını kaynatmak
  • Suyu fermente etmek için bir gün veya daha uzun süre ıslatmak

En kısa seçenek size en iyi pirinç suyu sunmaktadır. Kaynatma işleminin bazı besin maddelerini azaltabileceği, uzun süre ıslatmanın ise karışımınızda bakteri oluşturabileceği belirtiliyor.

Pirinç suyu yaptıktan sonra pirinci yiyebilir misin?

Pirinç suyunu yaptıktan sonra o kadar pirinci atmanız için hiçbir neden yoktur. İşlemdeki hiçbir şey pirinci yenmez yapmaz.

Dikkat! Metin bilgilendirme amaçlıdır. Sorununuz için mutlaka doktorunuza başvurunuz…

Paylaşın

Bahçeli ile Davutoğlu arasında ‘serok’ gerilimi

MHP Lideri Bahçeli’nin bugünkü grup toplantısında kendisini hedef alan sözlerine cevap veren GP Lideri Davutoğlu, “‘Serok’ ifadesini bir hakaret ifadesi olarak kullanmak suretiyle sadece bana saldırmıyor; bu toprakların has dili olan Kürtçeye de bir ithamda bulunuyor, ‘bölücülükle’ özdeşleştiriyor Kürtçeyi” dedi.

Haber Merkezi / MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Gelecek Partisi (GP) Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu arasındaki ‘serok’ tartışması devam ediyor. Bahçeli’nin kendisini hedef alan sözlerine Hatay’da çektiği videolu açıklama ile yanıt veren Davutoğlu, şöyle dedi;

“Sayın Bahçeli, ‘Serok’ ifadesini bir hakaret ifadesi olarak kullanmak suretiyle sadece bana saldırmıyor; bu toprakların has dili olan Kürtçeye de bir ithamda bulunuyor, ‘bölücülükle’ özdeşleştiriyor Kürtçeyi.

Şimdi kendisine sesleniyorum. ‘Zillet’ nerede biliyor musunuz? Bu ülkenin has dillerinden olan bir dilin kullanılmasında değil; ‘zillet’, aziz Türkçemizin doğduğu Kaşgar’da, o aziz topraklarda konuşulan Türkçenin yasaklandığı bir zulüm döneminde, Uygur kardeşlerimizin toplama kamplarında her türlü muameleye maruz kaldıkları, Uygur bacılarımızın tecavüze muhatap oldukları bir dönemde susmaktır ‘zillet’ sayın Bahçeli.

Bütün dünya ayaktayken, Doğu Türkistan’daki zulme karşı sessiz kalmak ‘zillettir.’ Ankara, mazlum milletlerin de başkentidir. Bizi ‘zilletle’ suçlayacağınıza Erdoğan’a gidin ve Doğu Türkistan için sesini yükseltmesini söyleyin ya da siz yükseltin.

‘Zillet’ nerede biliyor musun sayın Bahçeli? 24 Nisan’da ‘soykırım’ ifadesini kullanan Joe Biden karşısında, sadece bir kahve içebilmek için sessiz kalmanın adıdır ‘zillet çamuru.’

Eğer ‘zillet çamurundan’ bu ülkeyi kurtaracaksanız, ayın Erdoğan’a şahsi ilişkileri için milletin itibarını yerle bir etmesinin hesabını sorun.

‘Zillet’ nerededir biliyor musunuz sayın Bahçeli? Köklü bir devlet geleneğine ve siyaset geleneğine sahip olan bu milletin bütün bu geleneklerini sarsan yolsuzluk iddiaları karşısında sessiz kalmaktır ‘zillet’ sayın Bahçeli. ‘Zillet çamuruna’ batanlar, yolsuzluk çamuruna sessiz kalanlardır.

‘Bölücülüğe’ gelince… Gerçek bölücülük, bu toprakların evlatlarını dil, din, mezhep, etnisite farklılıkları dolayısıyla birbirine düşman kılmaktır. Gerçek bölücülük, Ankara dışına çıkmadan, vatan birliğinden bahsetmektir. Bakın ben her yerdeyim…

Bana Toroslarda ‘Yörük Ahmet’ denir sayın Bahçeli, Diyarbakır’da ‘Serok Ahmet’ denir, Erzurum’da ‘Dadaş Ahmet’ denir, Balkanlarda ‘Boşnak Ahmet’ denir, Kırım’da ‘Tatar Ahmet’ denir.

“Her yerde onurla dolaşırız”

Biz bu kimlikleri bünyemizde barındırdığımız için bugün Anadolu’da, Rumeli’de, gönül coğrafyamızda, Kafkaslar’da, her yerde onurla dolaşırız.

‘Bölücülük’, millet evlatlarının arasında ayrım yapmaktır; bu ülkenin dilleri, örfleri arasında ayrım yapmaktır. Aziz Türkçemizi sonuna kadar savunurken, yine bu toprakların dili olan Kürtçemizin de özgürce kullanılmasına her zaman sahip çıkacağız.

Sayın Bahçeli, son sözüm şu: Net olarak söyleyin, kamuoyu duysun. ‘Serok’ ifadesini kullanmak bölücülükse, bir suçsa sayın Erdoğan bir suç mu işlemiştir? Acaba kastı nedir? Hangi ‘zillet ittifakının’ içinden gelerek ‘Serok’ ifadesine sessiz kalabilmiştir?

Eğer ‘Serok’ ifadesi suçsa, sayın Erdoğan’la ilk çay sohbetinizde bunu hesabını ona sorun. Yok eğer ‘Serok’ ifadesi suç değilse bana ve Kürtçeyi anadili olarak kullanan vatandaşlarımıza karşı bir özür borcunuz var, derhal özür dileyin.

Laf kalabalığını bırakın ve tavrınızı ortaya koyun. ‘Serok’ ifadesi konusunda Erdoğan’a ne diyeceksiniz, onu söyleyin.

“Serok Ahmet gafletinin pençesindedir”

Bahçeli partisinin TBMM’deki grup konuşmasında ne demişti?

“Hiç kimse niyet okuyuculuğu yapmasın, buzağıyı yanlış yerde aramasın. Serok Ahmet fitneyi bıraksın, buradan kendisini doyuracak ekmek çıkmayacaktır. Onun ‘serokluğu’ bölücülüğün umududur, terör örgütünün taltifidir, Türkiye’nin temellerini dinamitlemenin şifresidir.

Serok Ahmet zillet çamurunun içinde çırpınmaktadır. Görüyoruz ki siyasette zillet ittifakına melanet bir rol biçilmiş, takviye güç olarak bölücü ve yıkıcı unsurlar öne çıkarılmış, dış destek olarak uluslararası platformlar ve husumetle temellenen sivil toplum kuruluşları sürece dahi edilmişlerdir.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu: AK Partinin yapamadığını yapacağız

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Her bölgede sorunlar var, milletvekillerimiz çalışıyor. AKP’nin yapamadığını yapacağız. Çünkü biz iktidar olacağız, bütün sorunları çözeceğiz.” dedi.

Haber Merkezi / Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında, “Sen hala sandığa gittiğinde AKP’ye oy veriyorsan, şikâyet etmeyeceksin, aç kaldığında da şikayet etmeyeceksin, hakkını da aramayacaksın. Ama hakkını arıyorsan, çoluğun çocuğun işsizse, yeraltında kömür dururken, o kömürü çıkarmayıp, dışarıdan getiriyorlarsa, sandığa gideceksin, dersini vereceksin. Tek oyla dersini vereceksin. O zaman bu ülke kurtulur.” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

TÜİK açıkladı: Sanayi üretimi yüzde 40,7 arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ‘Mayıs 2021 Sanayi Üretim Endeksi’ verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre, sanayi üretim endeksi, mayısta aylık bazda yüzde 1,3, yıllık bazda yüzde 40,7 yükseldi.

Haber Merkezi / Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde ise, mayısta madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 33,4, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 42,8 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 20,9 arttı.

Sanayi üretimi aylık 1,3 arttı

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, mayısta madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 8,4 ve imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1,1 artarken, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 0,7 azaldı.

Paylaşın