CHP Lideri Kılıçdaroğlu’ndan ‘Baskın Seçim’ Talimatı: Hazırlanın

Partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun, ‘Olası baskın seçime karşı tüm örgütlerimiz hazırlıklı olsun. Önümüzdeki dönem Türkiye’yi biz yöneteceğiz’ dediği öğrenildi.

CHP MYK, dün Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Cumhuriyet’ten Erdem Sevgi’nin haberine göre, MYK üyeleri, olası baskın seçime yönelik kendi sorumluluk alanlarındaki hazırlıklarını anlattı. Sunumları dinleyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da kurmaylarına ve parti örgütüne, “Olası baskın seçime hazırlıklı olun” talimatını verdiği belirtildi.

Kulis haberine göre Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Türkiye’de kimsesiz bir tek ev kalmayacak. CHP, tüm kimsesizlerin yanında olacak. Hiçbir çocuk yatağa aç giremeyecek. Tüm belediye başkanları ve il başkanları bununla ilgili çalışmalarını yapacak ve raporlayacak. Yapılanlar milletle paylaşılacak. Olası baskın seçime karşı tüm örgütlerimiz hazırlıklı olacak. Önümüzdeki dönem Türkiye’yi biz yöneteceğiz. Hazırlıklarınızı buna göre yapın.”

Paylaşın

Venezuela’daki Sel Felaketinde Ölü Sayısı 20’ye Yükseldi

Venezuela’nın batısındaki Merida eyaletinde sağanak yağış sonrası meydana gelen heyelan ve sellerde en az 20 kişi hayatını kaybetti. Yetkililer 1.200’den fazla evin yıkıldığını 17 kişinin ise kaybolduğunu, arama kurtarma çalışmalarının ise devam ettiğini açıkladılar.

Haber Merkezi / Venezuela’nın batısındaki Merida eyaletinde sağanak yağış sonrası meydana gelen heyelan ve sel olaylarında en az 20 kişinin hayatını kaybettiği duyurludu.

Merida’da görevli bir hükümet yetkilisi, ölü sayısının arttığını, görevlilerin bazı bölgelerde aksayan telefon hizmetini eski haline getirmek için çalıştıklarını söyledi.

Merida Eyaleti valisi Ramon Guevara ise, 1.200’den fazla evin yıkıldığını ve 17 kişinin ise kayıp olduğunu açıkladı.

Guevara, Tovar, Bailadores, Zea ve Santa Cruz de Mora da dahil olmak üzere etkilenen bölgedeki bazı kasabalarda sel sularının trafolara zarar vermesi nedeniyle elektrik kesintisinin yaşandığını söyledi.

İçişleri Bakanı Remigio Ceballos, devlet televizyonuna verdiği demeçte, hasarlı yol ve köprülere ek olarak 87 belediyede en az 54.543 kişinin felaketten etkilendiğini açıkladı.

Guevara, ayrıca yetkililere Merida şehir merkezinde su, bozulmayan gıda, giysi ve battaniye yardımları için yardım toplama noktası kurma talimatı verdiğini söyledi.

Yetkililer, sel ve heyelandan etkilenen bölgede arama kurtarma çalışmalarını yürüten silahlı kuvvetler mensuplarına 80 itfaiyeci ve 60 sivil koruma görevlisinin yardım ettiği bilgisini de paylaştı.

 

 

Paylaşın

Beşiktaş Başkanı Çebi’den Transfer Açıklaması

BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Başkan Ahmet Nur Çebi, “Yerli futbolculara ihtiyaç duyuyor olmamız nedeniyle transfer yapabiliriz. Transfer yapacaksak yerli futbolcu transferi yapacağız. Nasıl olacağını zaman gösterecek. Transferleri UEFA’ya listeyi vermeden yapmayı istiyoruz. Yerli ve bize ileride ekonomik olarak katkı sağlayabilecek isimler üzerinde çalışıyoruz.” dedi.

Haber Merkezi / Son karşılaşmada sakatlanan Nsakala hakkında da konuşan Çebi, “Fabrice Nsakala, sevdiğimiz ve geçen sezonki şampiyonluklarımızda bize önemli katkılar vermiş bir futbolcumuz. Onu sahada öyle görmek bizleri üzdü. Sağlığı iyi durumda. Umarız milli aradan sonra tekrar formasını giyecektir.” ifadelerini kullandı.

Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde düzenlediği basın toplantısında gündee dair açıklamalarda bulundu. Çebi’nin açıklamalarından satır başları şöyle:

“Süper Lig’de uygulanan yabancı kuralını doğru bulmuyorum. Daha evvel TFF ile yaptığımız görüşmelerde bunun doğru olmadını ifade ettik. Türk kökenli futbolcular yurt dışında oldukça başarılılar. Uygulanan 8+3 kuralı teknik direktörleri oldukça zorluyor. Allah, teknik direktörlere yardım etsin, kolay bir durum değil. Bu kuralın hızlıca değişmesi lazım. Şenol Güneş ile de bu konuyu konuştum. Maçların ikinci yarılarında takımların serbest bırakılması gerektiğini düşünüyorum.

Yerli futbolculara ihtiyaç duyuyor olmamız nedeniyle transfer yapabiliriz. Transfer yapacaksak yerli futbolcu transferi yapacağız. Nasıl olacağını zaman gösterecek. Transferleri UEFA’ya listeyi vermeden yapmayı istiyoruz. Yerli ve bize ileride ekonomik olarak katkı sağlayabilecek isimler üzerinde çalışıyoruz.

Fabrice Nsakala, sevdiğimiz ve geçen sezonki şampiyonluklarımızda bize önemli katkılar vermiş bir futbolcumuz. Onu sahada öyle görmek bizleri üzdü. Sağlığı iyi durumda. Umarız milli aradan sonra tekrar formasını giyecektir.

“Hocamıza çok güveniyoruz”

Mümkün olduğunca genç futbolculara şans vermek istiyoruz. Hocamıza çok güveniyoruz. Başarılı olan ve hak eden oyuncularımız formayı giyecektir. Sırf genç diye bir oyuncuya forma vermek adalete ve hocamızın vizyonuna yakışmaz.

Fikret Orman iki yıl durup konuşmuş. Herhalde bir sebebi vardır. Bu tür konular aile içinde konuşulur. Kendisine divanda veya mali kurulda gereken cevabı vereceğimden kimsenin şüphesi olmasın.

Kadro dışı durumda olan oyuncularımız için kapımız çalınmıyor. Söz konusu oyuncuların ücretleri çok yüksek, o nedenle kimse teklifte bulunmuyor. 30 yaşındaki oyuncuya 4-5 yıllık kontratlar nasıl verilir, bunun düşünülmesi lazım.

Milli takım bizim için çok önemli. Orada görev yapan, formamızı giymelerini istediğimiz isimler var. Fernandes başarılı bir futbolcu. Bir ara alma niyetimiz vardı ama şu anda herhangi bir isteğimiz yok.

Maçlarımızı yüzde 50 kapasite ile oynuyoruz. Umarım bu oranla süratle artar. Aşı olmaktan kaçınanlar hem kendilerini hem de ailelerini riske atıyorlar. Vatandaşlarımıza aşı olmalarını tavsiye ediyorum. Gurbetçilerin aşılı oldukları halde maçlara girişte yaşadıkları problemin bir an evvel çözülmesini temenni ediyorum.

“Hakemlerden daha dikkatli olmalarını istiyoruz”

Lig yeni başlamış olmasına rağmen hakem hataları ön planda. Bu konuya TFF ve MHK dikkat etmeli. Gaziantep FK maçında penaltımızın verilmediğini düşünüyorum. VAR’a gidilebilirdi ama gidilmedi. Bu beni rahatsız etti. Umarım bundan sonra bu tür hatalar olmaz. Bizim gibi diğer takımların da hakemlerden şikayetçi olması düşündürücü. Bu durum böyle giderse sesimizi daha da yükseltmek zorunda kalabiliriz. Hakemlerden daha dikkatli olmalarını istiyoruz.

Şampiyonlar Ligi atmosferine alışığız. Umarım iyi bir kura çekeriz. Futbolda şans faktörü de çok önemli. Yaptığımız transferleri, bu platformu düşünerek yaptık. Umarım başarılı oluruz. Ülke puanına ihtiyacımız var. Avrupa’da alınacak her puan Türk futbolu için çok önemli.

Mert Günok transferi kimsenin gidişine hazırlık değil. Mert tecrübeli bir oyuncu. Ersin’e yapılan teklifleri az buluyoruz. Forma rekabetini kim kazanırsa formayı o giyecektir.”

 

Paylaşın

Duygusal Körleşme Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey!

Herkesin duygularla yüzleşmek için kendi bildiği bir yolu vardır. Bazı insanlar duygularını özgürce ifade ederken, diğerleri duygularını bastırabilir ve uygun şekilde ifade etmeyi zor bulabilir. Bu sınırlı duygusal tepkiselliğe duygusal körleşme denir.

Haber Merkezi / Travma, ruh sağlığı ve madde kullanımı gibi çeşitli faktörler bu duruma yol açabilir. Duygusal körleşme, bir kişinin duygularını tam olarak deneyimleme ve uygun bir şekilde tepki verme kapasitesinin azalmasıdır.

Duygusal körleşme, duygusal deneyimler söz konusu olduğunda uyuşturma etkisi içerir. Bir kişinin sözlü, yazılı veya davranışsal yollarla duygularını ifade etmesi de azalır. Duygusal körleşmeden muzdarip insanlar, yüz mimikerini, beden dilini ve ses tonunu duygularına göre ayarlamakta zorlanabilirler.

Bu, depresyon veya travma sonrası stres bozukluğundan muzdarip insanlar için yaygın bir durumdur. Duygusal körleşme dört ortak faktörün sonucu olabilir;

İlaçlar;

Antidepresanlar bir kişinin duygusal körleşmeye maruz kalmasına neden olabilir. Bu yatıştırıcılar ayrıca sinir sisteminizde kişinin duyguları hissetme yeteneğini azaltan tetikleyici inhibitörlerin ortaya çıkmasına da yol açabilirler.

Depresyon;

Bir kişi içinde bir boşluk hissettiğinde, etraflarında olup bitenlere karşı tepki hissetmemeye başlayabilir. Depresyon, bir kişiyi duygusal olarak körleştirebilir ve duygularını rasyonelleştirmelerini zorlaştırabilir.

Alkol ve madde bağımlılığı;

Uyuşturucu ve alkol sinir sistemini olumsuz etkileyebilir ve kişinin gerçek çevresinden ve yaşamdaki olaylardan uzaklaşmasına neden olabilir. Bu, kişinin hayatını uyuşukluk halinde yaşamasına neden olur.

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB);

Travmatik bir olay yaşayan bir kişi olay nedeniyle duygusal körleşme yaşayabilir. Duygusal kopukluk hissi, travmatik geçmişe dönüşler ve zayıf zihinsel sağlık, duygusal körleşmeye yol açabilir.

Duygusal körelme bir insanı ne kadar etkileyebilir?

Duygusal körleşme, bir kişinin üzüntü ve mutluluk hissetme yeteneğini kaybetmesine neden olabilir, huzursuz hissetmesine, iştah kaybına neden olabilir, kişi çevresinden koparabilir, konuşmakta zorlanabilir ve yeteneklerinden şüphe duyabilir.

Paylaşın

CHP’li Torun: Ne Değişti Sayın Erdoğan?

CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünkü konuşmasında afetlerle mücadeleye destek veren tüm belediyelere teşekkür ettiğini anımsatarak, “Ne değişti Sayın Erdoğan? Madem bugün teşekkür edecektiniz, dün niye suçladınız? Neden canla başla çalışan belediyelerimizin alın terine saldırdınız? Neden daha fazla insanımıza yardım götürmek isteyen belediyelerimizin bağış toplamasını engellediniz? Neden afetlerle mücadele sırasında belediyelerimizi yok sayıp toplantılara dahi çağırmadınız?” diye sordu.

Haber Merkezi / “Dün hakaret bugün teşekkür eden Erdoğan’ın samimiyeti bir sonraki konuşmasına kadardır” diyen CHP’li Torun, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;

“Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Erdoğan ilk olarak, tamamen tarım ve Orman Bakanlığı’nın sorumluluğunda bulunan orman yangınlarıyla ilgili belediyelerimizi suçlamıştı. Ardından ise 18 Ağustos’ta katıldığı televizyon yayınında, belediyelerimizin yangın ve sel felaketlerindeki mücadelesini karalamaya çalışarak, sorumluluktan kaçmaya çabalamıştı.

‘Yangında selde ne yaptınız, itfaiyeleriniz nerede’ diyerek, 654 araç ve 1407 personelle mücadele eden belediyelerimizin emeğini hedef alan Erdoğan, afetlerde kaybettiği itibarı belediyelerimize saldırarak kazanmaktan medet ummuştu. Şimdi aynı Erdoğan dün çıkıp ‘siyasi parti ayrımı gözetmeden yardım çalışmalarında yer alan tüm belediyelere’ teşekkür etmek zorunda kaldı.

“Bugün teşekkür edecektiniz, dün niye suçladınız?”

Biz de soruyoruz: Ne değişti Sayın Erdoğan? Madem bugün teşekkür edecektiniz, dün niye suçladınız? Neden canla başla çalışan belediyelerimizin alın terine saldırdınız? Neden daha fazla insanımıza yardım götürmek isteyen belediyelerimizin bağış toplamasını engellediniz? Neden afetlerle mücadele sırasında belediyelerimizi yok sayıp toplantılara dahi çağırmadınız?

Şunu açık ve net olarak biliyoruz: Dün hakaret bugün teşekkür eden Erdoğan’ın samimiyeti, bir sonraki konuşmasına kadardır. Bizim belediyelerimiz, şu ana kadar tüm afetlerde, asli sorumlu olmamalarına rağmen, seferberlik anlayışı ve dayanışmayla çalışmış, çalışmaya da devam edecektir. Bizim belediyelerimizin yeri halkımızın yanıdır.”

Paylaşın

Elektriğe Yeni Zam Gündemde!

Sonbahar döneminde elektriğe yeni bir zammın kaçınılmaz olduğun işaret eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, iktidarı uyararak, “Elektrikteki bu üretim dengesiyle artan maliyetlerin faturasını artık vatandaşa kesmeyin. İktidar gerekirse akaryakıt ürünlerinde hayata geçirdiği eşel mobil sisteminin bir benzerini elektrik için de uygulamalı” dedi.

Haber Merkezi / CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, sonbahar döneminde yeni bir zammın kaçınılmaz olduğuna işaret ederek, “Elektrikte başta TRT payı ve dağıtım bedeli gibi kesilen fon ve vergiler kullanılarak artan maliyetlerin faturası artık vatandaşa yansıtılmamalı. Zammın tutarı bu bedelden karşılanmalı” değerlendirmesinde bulundu.

Vatandaşların tepkisine neden olan elektrik faturaları konusunda yazılı açıklama yapan CHP’li Akın, özetle şunları dile getirdi:

“Ülkemizde porsiyonlar küçülürken; zamlar ise büyüyor… Vatandaş artık isyan ediyor. Son zamlarla birlikte en düşük elektrik faturası artık neredeyse 250 liraya yükseldi. 2021 yılında elektriğe Ocak ayında yüzde 6, Temmuz ayında yüzde 15 olmak üzere toplam yüzde 22 oranında zam yaptılar. 2022 yılı için memurumuza ise yüzde 5 artı yüzde 7 olmak üzere toplam yüzde 12 oranındaki zammı reva gördüler. Elektrik faturalarına yapılan zam; memura yapılan zammın neredeyse iki katı. Bu nasıl adalet?

Üstelik yeni zamlar da kapıda. İklim krizine karşı bugüne kadar hiçbir adım atmayan AK Parti, bugün yaşadığımız art arda felaketlerde nasıl yetersiz kaldıysa, kuraklık nedeniyle enerji üretiminde de darboğaz yaşıyor. Hidroelektrik santrallerin üretim payı rekor oranda düşerken, ithal girdili santraller devreye alınıyor. Bu da maliyetlerin artması ve faturaların kabarmasına neden oluyor.

“Sonbahar döneminde yeni zamlar gündemde”

TEİAŞ’ın resmi verilerine göre 1-23 Ağustos tarihleri arasında Türkiye’deki üretimde hidroelektriğin payı yüzde 15’e geriledi. Bu oran daha önce yüzde 30’ların üzerindeydi. Aynı tarihte doğalgazdan elektrik üretimi yapan santrallerin oranı ise yüzde 37’ye çıktı. Bu oran daha önce yüzde 20 seviyesindeydi. Bu denge böyle devam ettiği sürece maliyetler katlanarak artacak. Bu da özellikle sonbahar döneminde yeni zamları gündeme getirecek.

İktidarı uyarıyoruz: Elektrikteki bu üretim dengesiyle artan maliyetlerin faturasını artık vatandaşa kesmeyin. İktidar gerekirse akaryakıt ürünlerinde hayata geçirdiği eşel mobil sisteminin bir benzerini elektrik için de uygulamalı. Elektrik zamları doğrudan vatandaşa yansıtılmamalı. Elektrikte başta TRT payı ve dağıtım bedeli olmak üzere kesilen fon ve vergiler kullanılarak zam vatandaşa yansıtılmamalı.”

Paylaşın

Demirtaş: Seçimin Kaderini Kürt Seçmen Belirleyecek

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye’de olası bir seçimin kaderini ve ağırlıklı olarak da Kürt seçmenin belirleyeceğini söyleyip “Bu bir gerçeklik ve çok şükür ki HDP ve Kürtler demokrasiden yana. İşte bu durum Türkiye için, cumhuriyetin demokratikleşmesi için bir şanstır.” dedi.

Haber Merkezi / Ekonomi açısından da Türkiye’de mevcut durumun vahim olduğunu ve muhalefetin umut yaratamadığını belirten Demirtaş, “Bu tabloda, halkta üzüntü dışında bir de umutsuzluk var. Çünkü doğal ve ekonomik afetlerle kızılca kıyamet koparken iktidar kendi koltuğu dışında hiçbir şeyi dert etmiyor. Bu da halkı iyiden iyiye öfke ve umutsuzluğa sürüklüyor. Muhalefet ise yeterince umut yaratıp somut bir iktidar alternatifine dönüşemedi henüz. Çaba sarf ediliyor ama siyasette yeni bir kırılma yaratamıyorlar” ifadelerini kullandı.

HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, iktidarın yeni bir çözüm süreci başlatmasının önünde herhangi bir engel bulunmadığını söyledi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Yüksek Dairesi ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına karşın yaklaşık beş yıldır Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Medyascope’tan Ferit Aslan’ın sorularını yanıtladı.

Demirtaş, cezaevlerindeki koronavirüs kısıtlamalarına ilişkin “Mart 2020’den bu yana tüm kısıtlamalar hiç esnetilmeden, olduğu gibi devam ediyor. Aile ve avukat görüşleri ile sosyal faaliyetlerin tamamında ciddi kısıtlamalar var. Dışarıda her şey güya normalleşip tedbirler kaldırılırken cezaevlerindeki tedbirlerin esnetilmemesi tam bir fırsatçılık ve açık hak gaspıdır” dedi.

“HDP ve Kürtler demokrasiden yana”

Demirtaş, Türkiye’de olası bir seçimin kaderini ve ağırlıklı olarak da Kürt seçmenin belirleyeceğini söyleyip “Bu bir gerçeklik ve çok şükür ki HDP ve Kürtler demokrasiden yana. İşte bu durum Türkiye için, cumhuriyetin demokratikleşmesi için bir şanstır. Kürtler, HDP dahil hiçbir partinin -tabiri caizse- tapulu malı değil. Kürtler’i kazanmak isteyen her parti kendi siyasi programını sunar, ikna ederse de kazanır. Fakat unutulmasın ki Kürtler çok politik Dahası, Türkiye seçmeninin çoğu çok bilinçli” ifadelerini kullandı.

HDP’nin Erdoğan ile masaya oturup oturmayacağının cevabını eş genel başkanlarımız verdiler zaten. Bir yandan, biz binlerce HDP’li hapisteyiz ve hapishanede oturacak bir masa yoktur. Demokratik siyasette olan kişiler açısından masa hapishanede olamaz. Masa, ancak özgür koşullarda olabilir. Hapishaneler bizim açımızdan ancak direnme alanları olabilir, pazarlık malzemesi olamaz.

“Halk her geçen gün fakirleşiyor”

Demirtaş, son günlerde yaşanan orman yangınlarına ve sellere ilişkin de “Maalesef felaketler peş peşe geldi ve zaten perişan durumda olan halkı adeta yıktı geçti. Olanlardan dolayı tüm toplum gibi biz de çok üzgünüz” dedi ve şöyle devam etti:

Bir de ekonomik bir afet var ülkede. Bunu Karadenizli de, Doğulu da, Batılı da herkes yaşıyor. Enflasyon aldı başını gidiyor. Ev fiyatları, araba fiyatları, marketlerdeki fiyatlar uçtu. Kiralık ev fiyatlarının hali ortada. Buna karşılık emekliye ve çalışanlara resmî enflasyonun bile altında maaş artışı veriliyor. Halk her geçen gün fakirleşiyor. Emekliler, açlık sınırı altında maaş alıyor. Öğretmenler, memurlar, işçiler yoksulluk sınırının altında maaş alıyor. İktidar ise insanlara çay atmaktan başka bir şey yapmıyor. Oysa çay karın doyurmuyor. Bu tabloda, halkta üzüntü dışında bir de umutsuzluk var. Çünkü doğal ve ekonomik afetlerle kızılca kıyamet koparken iktidar kendi koltuğu dışında hiçbir şeyi dert etmiyor. Bu da halkı iyiden iyiye öfke ve umutsuzluğa sürüklüyor. Muhalefet ise yeterince umut yaratıp somut bir iktidar alternatifine dönüşemedi henüz. Çaba sarf ediliyor ama siyasette yeni bir kırılma yaratamıyorlar.

“Somut çözüm projeleri ortaya konulmalı”

“Bugün artık AKP’yi eleştirmek üzerine siyaset yapmak bataklığa taş atmak gibidir” diyen Demirtaş, “Çünkü eleştiri, bunların umurunda bile değil. Bence bataklığı kurutacak ciddi, kararlı ve kesintisiz bir siyasi hamle sürecine girilmeli. Kapsamlı sistem eleştirileriyle birlikte somut çözüm projeleri ortaya konulmalı. O zaman halk da bundan heyecan duyar, halkın umudu yeşerir ve ayağa kalkar. Erken seçim ancak toplumsal talebin iyice görünür hale gelmesiyle mümkün olabilir. Yoksa AKP’ye kalsa seçimi 2073’te yapmak isterler” değerlendirmesini yaptı.

“Kaybedecek fazla bir şeyimiz yok”

Demirtaş, Kobanî Davası’nın da HDP’ye kapatma davasının da hukukla ilgisi olmadığını belirtip “Bu davalarda rehinelikler, cezalandırma veya parti kapatma olursa bu kez de davaların sonuçları siyasi gelişmelere yön verecektir. Açıkça söylemem gerekirse Kobani davasını da diğer davalardan tutuklu ve hükümlü siyasetçilerin bu durumları biraz daha sürdürülür ve/veya HDP kapatılırsa siyasi yelpazede durum netleşmiş olur. Böyle bir durumda AKP’nin kaybedeceği de yüzde 100 kesinleşmiş olur. Bizim artık kaybedecek fazla bir şeyimiz yok. Güçlü ve avantajlı konumda olan biziz çünkü direndik, ezilmedik, yenilmedik ve kazandık. Ötesini, kaybedecek şeyi çok olanlar düşünsün” dedi.

Paylaşın

Galatasaray Başkanı Elmas PFDK’ya Sevk Edildi

Galatasaray Kulübü Başkanı Burak Elmas’ın “hakaret” ve “talimatlara aykırı hareket” nedenleriyle PFDK’ye gönderildiği bildirildi. Ayrıca Galatasaray, Gaziantep, Adana Demirspor kulüpleri ile Aytemiz Alanyaspor futbolcusu Efecan Karaca’nın da çeşitli nedenlerle kurula sevk edildiği aktarıldı.

Haber Merkezi / Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Hukuk Müşavirliği, Galatasaray Kulübü Başkanı Burak Elmas’ı Profesyonel Futbol Disiplin Kuruluna (PFDK) sevk etti.

TFF’den yapılan açıklamada, Burak Elmas’ın, kulübün medya hesabından yaptığı ve kulüp resmi internet sitesinde yayımlanan açıklamalarındaki “hakaretleri” ile Galatasaray-Atakaş Hatayspor maçındaki “talimatlara aykırı hareketi” nedenleriyle PFDK’ye gönderildiği bildirildi.

Galatasaray, Gaziantep, Adana Demirspor kulüpleri ile Aytemiz Alanyaspor futbolcusu Efecan Karaca’nın da çeşitli nedenlerle kurula sevk edildiği aktarıldı.

Paylaşın

Ceylan Avcı, Dans Videosuyla Olay Oldu

Birçok şarkısı ile hafızalara kazınmış isimlerden Ceylan Avcı, sosyal medya hesabından yaptığı dans paylaşımıyla magazin gündemine bomba gibi düştü. Siyah taytı ve kısa tişörtü ile objektif karşısına geçen şarkıcı Ceylan, paylaşımının altına ise “Kapı gıcırtısına bile oynayan ceyloo” notunu düştü.

Haber Merkezi / Son dönemlerde yaptırdığı estetikler ve sık sık değiştirdiği imajıyla magazin gündeminin en çok konuşulan isimleri arasında yer alan ve attığı her adımla adından söz ettirmeyi başaran Ceylan Avcı, bu kez dans videosuyla gündeme geldi.

Siyah taytı ve kısa tişörtü ile objektif karşısına geçen şarkıcı Ceylan Avıc, paylaşımının altına ise “Kapı gıcırtısına bile oynayan ceyloo” notunu düştü.

26 Haziran 1974 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelen Ceylan Avcı’nın ailesi aslen Tunceli kökenlidir. Ceylan Avcı, babasının işi nedeniyle küçük yaşlarda müzik dünyasının içinde yer almaya başladı. Henüz 10 yaşında olduğu 1984 yılında şarkıcılık yapmaya başlayan Ceylan, o dönemde seslendirdiği eserlerle geniş kitleler tarafından tanındı.

Çocukluk yılları Almanya’da geçen Ceylan, 1983 yılında girdiği bir müzik yarışmasında birinciliği kazandı. 1984 yılında ailesi ile birlikte Türkiye’ye dönen Ceylan, 10 yaşındayken ilk albümünü yaptığında herkes onu küçük “Küçük Ceylan” olarak tanıdı.

Paylaşın

Yüz Yüze Eğitimde Alınacak Önlemler Belli Oldu!

“Kovid-19 Salgınında Okullarda Alınması Gereken Önlemler Rehberi” il milli eğitim müdürlüklerine gönderildi. Rehberde öğretmenler, eğitim personeli, kantin çalışanları, öğrenci servisi personeli ile öğrencilerle aynı evde yaşayanların tam doz aşılarının tamamlanmış olması önerildi. Rehberde, ayrıca vaka hızının ve bulaş riskinin yüksek olduğu ya da vaka sayısında ani yükselme görülen bölgelerde il ve ilçe sağlık müdürlükleri koordinasyonunda gerekli tedbirler alınacağı ifade edildi.

Haber Merkezi / Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı iş birliğinde hazırlanan “Kovid-19 Salgınında Okullarda Alınması Gereken Önlemler Rehberi” il milli eğitim müdürlüklerine gönderildi.

Rehberde öğretmenler, eğitim personeli, kantin çalışanları, öğrenci servisi personeli ile öğrencilerle aynı evde yaşayanların tam doz aşılarının tamamlanmış olması önerilirken, “Tüm okullarda öğrenci, öğretmen ve personelin ihtiyacı olması halinde kullanabilmeleri için yeterli sayıda maske Millî Eğitim Bakanlığı tarafından temin edilir” ifadeleri yer aldı.

Rehberde, ayrıca vaka hızının ve bulaş riskinin yüksek olduğu ya da vaka sayısında ani yükselme görülen bölgelerde il ve ilçe sağlık müdürlükleri koordinasyonunda gerekli tedbirler alınacağı ifade edildi.

81 ile gönderilen rehberin detayları şöyle;

Genel Kurallar

  • Öğretmenler, eğitim personeli, kantin çalışanları ve öğrenci servisi personelinin tam doz aşılarının tamamlanmış olması önerilir.
  • Öğrencilerle bir araya gelmesi zorunlu olan öğretmen ve okul çalışanlarının aşı olmamaları durumunda haftada iki kez PCR testi ile taranmaları istenir ve sonuçlar okul tarafından gerekli işlemler yapılmak üzere kayıt altında tutulur.
  • Öğrencilerle aynı ev içerisinde yaşayan kişilerin de aşılı olmaları, tam doz aşılarını tamamlamış olmaları önerilir.
  • Tüm okullarda öğrenci, öğretmen ve personelin ihtiyacı olması halinde kullanabilmeleri için yeterli sayıda maske Millî Eğitim Bakanlığı tarafından temin edilir.
  • Okul içerisinde, ortak alanlarda, sınıflarda, öğretmen odalarında maske atık kutularının bulundurulması ve günlük olarak boşaltılmaları sağlanmalıdır.
  • Öğrenci ve personelin hasta, temaslı veya risklilik durumları Millî Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasındaki veri entegrasyonu yolu ile izlenir ve okullara gerekli bildirim yapılır.
  • Seminer haftasında enfeksiyon kontrolü ve okula giriş koşullarını içeren eğitim verilir ve okul yönetimince belirlenecek görevli tarafından bu programın uygulanması ve alınacak önlemlerin takibi yapılır.

I. Tıbbi Maske;

a. Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullardaki tüm öğrenciler okula maske ile gelmelidir ancak gelişimsel sorunu olan veya maske takmakta zorlanan çocuklar için istisna olabilir.

  • Maskenin çocuklar için uygun boyutta olması sağlanmalıdır,
  • Maskelerin nemlenmesi durumunda değiştirilmesi için okul içerisinde yedek maske bulunması sağlanmalıdır,
  • Maske takamayan öğrenciler; gelişimsel sorunları veya tıbbi nedenler (doktor raporu ile kayıt altına alınmış olan) ile maske takamayan çocuklarda mümkün ise yüz koruyucu kullanımı sağlanmalıdır,
  • Çok yakın temasın gerektiği durumlarda maske ile birlikte yüz koruyucu kullanılması önerilir.

b. Öğretmenler; aşılanma durumundan bağımsız olarak okul bahçesine girişlerinden itibaren, okulda bulundukları süre boyunca sürekli maske takmalıdır,

  • Farklı sınıflarda ders vermeleri durumunda öğretmenlerin dersler arasında maskelerini değiştirmeleri önerilir,
  • Öğretmen odaları ve diğer ortak alanlarda bulunan kişilerin, aşılananlar da dâhil olmak üzere, sürekli maske takmaları sağlanmalıdır,
  • Yiyecek içecek tüketiminin mümkün olduğu kadar ayrı zamanlarda ve mümkün olan en kısa sürede gerçekleştirilmesi için özen gösterilmelidir.

c. Diğer görevliler; i. Okulda bulunulan süre boyunca ve her ortamda aşılanma durumundan bağımsız olarak sürekli maske takmalıdır,

  • Maskenin nemlenmesi durumunda yeni bir maske kullanılmalıdır.

d. Veli ve ziyaretçiler;

  • Salgın döneminde mümkün olduğu kadar okul bahçesi de dâhil olmak üzere okul içerisine girişlerine izin verilmemelidir,
  • Okul bahçesi dâhil, okula girişin gerekli olduğu durumlarda okul bahçesine giriş, bahçenin olmadığı durumlarda da en dış noktadan itibaren maske takmaları sağlanmalıdır.

II. Sınıfların havalandırılması;

a. Ders sırasında sınıf camları öğrenciler açısından risk yaratmayacak şekilde (her türlü düşme ve travmayı önleyecek önlemler alınarak) mümkün olduğu kadar açık kalmalı ve doğal havalandırma sağlanmalıdır,

b. Ders aralarında mümkün olduğu kadar tüm öğrencilerin açık alana çıkmaları, sınıfın camlarının ve kapısının tamamen açılarak hava akımı yaratacak şekilde en az 10 dakika süre ile havalanması sağlanmalıdır,

c. Okul ortak kapalı alanlarındaki camların sürekli açık kalması ve/veya mümkün olduğu kadar dış ortam havası alacak şekilde havalandırılması sağlanmalıdır,

d. Merkezi havalandırma sistemleri bulunan binalar için;

  • Havalandırması mümkünse %100 taze hava sirkülasyonunu sağlayacak şekilde düzenlenmelidir,
  • Havalandırma sistemlerinin bakımı ve filtre değişimleri zamanında yapılmalıdır,
  • Havalandırma mümkün olan en düşük hızla çalıştırılmalıdır, iv. Havalandırma sistemi çalışıyor bile olsa camları açılabilen alanlarda camların açılması sağlanmalıdır.

III. Okul ortamında mesafe;

a. Okul bahçesinde ve çevresinde öğrencilerin, öğretmenlerin, diğer çalışanların kalabalık gruplar oluşturması önlenmelidir,

b. Teneffüs saatleri okul bahçesinde kalabalık oluşmaması için okulun fiziksel kapasitesi ve öğrenci mevcudu dikkate alınarak farklı zamanlara gelecek şekilde ayarlanmalıdır,

c. Okul bahçesinde öğrenciler arasında sosyal mesafeye uygun olmasına özen gösterilmesi sağlanmalıdır,

d. Okula giriş, çıkış ve teneffüslerde sosyal mesafenin korunması için gerekli düzenlemeler yapılabilir,

  • Okul kapalı alanlarında farklı sınıf öğrencilerinin bir araya gelmesini en aza indirecek şekilde planlanmalıdır,
  • Okul giriş ve çıkış saatleri değiştirilemiyorsa, ders başlangıç zamanları ve ders araları farklı sınıf öğrencilerinin bir araya gelmesini en aza indirecek şekilde planlanmalıdır.

e. Sınıf içerisinde öğrencilerin oturma düzeni yüzleri aynı yöne dönük olacak şekilde yapılandırılmalıdır,

f. Öğrenciler arasındaki mesafenin belirlenmesinde okuldaki derslik ve öğrenci sayısına dikkat edilerek okul yönetimi tarafından sosyal mesafeye uygun düzenleme yapılır,

g. Vaka hızının ve bulaş riskinin yüksek olduğu ya da vaka sayısında ani yükselme görülen bölgelerde il ve ilçe sağlık müdürlükleri koordinasyonunda gerekli tedbirler alınır,

h. Tükürük ve sekresyon çıkışına neden olabilecek şarkı söyleme gibi yüksek sesle yapılan egzersizler mutlaka açık alanda ve öğrencilerin arasında tercihen en az 2 metre mesafe bırakılarak yapılmalıdır,

i. Öğrencilerin evlerinde veya okul dışında egzersizler yapması özendirilmelidir,

j. Beslenme saatlerinin okulun fiziki kapasitesi göz önüne alınarak mümkün oldukça farklı zamanlara yayılması için zaman aralıkları farklılaştırılmalı ve sınıf dışında mümkünse açık alanda, mümkün değilse okulun geniş ve tavan yüksekliği yüksek olan havalandırılabilir açık alanlarında yapmaları sağlanmalıdır. Maskeler, sadece sıvı alımı veya beslenme sırasında çıkartılmalıdır.

IV. Ders sürelerinin sınıf boyutları ve öğrenci sayısı da dikkate alınarak 40 dakikayı aşmayacak şekilde planlanması uygun olacaktır.

V. Temizlik;

a. Okulun rutin temizliğinin sıklaştırılması önerilir, b. Çocukların, öğretmenlerin ve diğer okul çalışanlarının el hijyeni için su ve sabun ile el yıkama olanakları sağlanmalı ve ortak alanlara uygun sayıda el antiseptikleri konulmalıdır.

VI. Okulun başlangıcında velilere olası hastalık durumunda bilgi paylaşabilmeleri için Bilgilendirme Formu verilir.

VII. Ziyaretçiler zorunlu olmadıkça okula alınmamalı, alınması gerektiğinde ise ziyaretçilerin HES kodu kontrolünde durumları “Risksiz” olmalıdır.

Paylaşın