İYİ Parti Lideri Akşener: İçim Acıdı, Canım Yandı

Çorum’da bir kişinin CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na yönelik tavrına sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamayla tepki gösteren İYİ Parti Lideri Akşener, “Biz bu değiliz. Biz alçakgönüllü, kocaman yürekli, asil bir milletiz. Nefret tohumları ekmeye çalışanlara inat; sevgiden, güzellikten ve iyilikten vazgeçmeden, kardeşliği yeniden tesis edeceğiz” dedi.

Haber Merkezi / İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik Çorum’da bir kişinin sergilediği davranışla ilgili sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı bir paylaşımla tepki gösterdi.

“Kardeşliği yeniden tesis edeceğiz”

İYİ Parti Lideri Akşener, paylaşımında, “İçim acıdı, canım yandı. Biz bu değiliz. Biz alçakgönüllü, kocaman yürekli, asil bir milletiz. Nefret tohumları ekmeye çalışanlara inat; sevgiden, güzellikten ve iyilikten vazgeçmeden, kardeşliği yeniden tesis edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Cep telefonuna ara vermek için 5 neden

Akıllı telefonların hayatımızı kolaylaştırdığı inkar edilemez. Dünyanın öbür ucunda oturan bir insanla sadece bir tuşa dokunarak iletişime geçebiliyor ve internetten her türlü bilgiyi saniyeler içinde bulabiliyoruz. Bir başka gerçek de, cep telefonlarının ciddi sağlık riskleriyle karşı karşıya getirmesidir.

Haber Merkezi / Cep telefonlarında uzun süre gezinmek, boyun rahatsızlıklarına ve kuru gözlere neden olabilir. Cep telefonlarının verdiği sağlık hasarları sadece fiziksel sağlığınızla sınırlı kalmaz. Çevrimiçi ortamda çok fazla kalmak stres düzeyini ve güvensizliği artırabilir. İşte cep telefonlarına ara vermek için beş geçerli neden;

Gözlerinize zarar verir;

İnsan gözleri oldukça hassastır ve cep telefonunun mavi ekranı, sınırlı kullanılmadığı takdirde kolayca gözlere zarar verebilir. Cep telefonu ekranı fotoreseptör hasarına, baş ağrısına, bulanık görmeye ve hatta kuru gözlere neden olabilir. Belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız, cep telefonunuzun bunlardan sorumlu olma ihtimali vardır. Gözlerinize için bir mola verin, sizden 20 m uzaktaki bir şeye odaklanın ve cep telefonunun verdiği hasarı en aza indirmek için düzenli olarak göz kontrolü yapın.

Karpal tünel ve selfie bilek sorunu;

Akıllı telefonunuzu günde 5-6 saat kullanırsanız ileride bu rahatsızlıklardan muzdarip olabilirsiniz. Araştırmalar, hem karpal tünel hem de selfie bilek rahatsızlığının gençler arasında büyüyen bir sorun olduğunu gösteriyor. Bu rahatsızlıklar bilek ağrısı, uyuşma, karıncalanma hissi ve iğne batması gibi sorunlara yol açabilir. Belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız, doktorunuzla görüşün ve ekran sürenizi azaltın. Sırt ağrısı ve boyun ağrısı, aşırı cep telefonu kullanımıyla ilişkili diğer sorunlardır.

Cilt çatlaklarına neden olabilir;

Cep telefonlarının çeşitli mikrop ve bakterilere ev sahipliği yaptığını gösteren birkaç çalışma var. Bu patojenler cildinize bulaşabilir ve cilt ve diğer sağlık sorunlarına yol açabilir. Telefonu kulaklarınıza veya yanağınıza yakın tuttuğunuzda, mikroplar cildinize geçer ve cilt lekelerine ve sivilcelerin çıkmasına neden olabilir. Erken yaşlanma bile aşırı cep telefonu kullanımının bir işaretidir. Riski azaltmak için telefonunuzu düzenli olarak alkollü mendillerle temizleyin.

Uyku düzeninizi bozabilir;

Vücudunuzun normal ve sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi için düzenli olarak 7-8 saat uyumanız gerekir. Ancak aşırı cep telefonu kullanımı nedeniyle birçok kişi uykusuzluk sorunu ile karşı karşıya kalmaktadır. Ya cep telefonlarının ekranına bakarak uyukluyorlar ya da yatma saatinden sonra dönüp duruyorlar. Düzensiz bir uyku düzeni sizi huysuz yapabileceği gibi aşırı yemek yemenize de neden olabilir.

Stresli hissetmenize neden olabilir;

Cep telefonlarının sizi daha stresli hissettirmesinin iki nedeni vardır. Birincisi uykusuzluktan, ikincisi internetten aşırı bilgi tüketiminden dolayı. İster sosyal medya hesabınızda, ister internette geziniyor olun, ikisi de zamanla bunalmış hissetmenize neden olabilir ve kortizol seviyesini yükseltebilir. Cep Telefonu bağımlılığı ayrıca kaygı, depresyona da yol açabilir.

Gün boyu cep telefonuna bakmaktan kaçınmak kesinlikle kolay değil. Bu nedenle, ekran başında geçirdiğiniz süreyi kısaltmanıza yardımcı olacak bazı temel kurallar belirleyin:

  • Yemek yerken telefonunuzu göremeyeceğiniz bir yere koyun
  • Sabah ilk iş olarak telefonunuza bakmayın
  • Yatmadan önce sosyal medya zaman gezinmeyin
  • Yatmadan en az 3 saat önce cep telefonunu kullanmayı bırakın
Paylaşın

Koca: Bu Şehirlerden Birindeyseniz, Daha Az Güvendesiniz

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni tip koronavirüs (Kovid 19) vaka sayılarının bir önceki haftaya göre en çok arttığı illeri paylaşarak, “Bu şehirlerden birindeyseniz, öncesine göre daha az güvendesiniz. Çözüm belli” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi /  Bakan Koca, yeni tip koronavirüs (Kovid 19) vaka sayılarının bir önceki haftaya göre en çok arttığı illeri paylaştı.

Koca, paylaşımında, Bayburt, Gümüşhane, Kayseri, Gaziantep, Kilis, Bolu, Hakkâri, Nevşehir, Sinop, Kars’ta vaka sayılarının bir önceki haftaya göre en çok arttan iller olduğunu, bu illerde yaşayanların daha az güvende olduğunu mesajını verdi. Bakan Koca’nın konuya ilişkin paylaşımı şöyle;

“BU 10 ŞEHİRDEN BİRİNDEYSENİZ! Bayburt, Gümüşhane, Kayseri, Gaziantep, Kilis, Bolu, Hakkâri, Nevşehir, Sinop, Kars: 14-20 Ağustos arasında vaka sayıları bir önceki haftaya göre en çok artan 10 ilimiz! Bu şehirlerden birindeyseniz, öncesine göre daha az güvendesiniz. Çözüm belli.”

Bakan Koca, bu paylaşım öncesi yaptığı paylaşımda ise, “”14-20 Ağustos arasında, 100.000 kişi içinde bir haftalık toplam yeni Covid-19 vaka sayısı neydi? Yaşadığınız veya gidip geldiğiniz ildeki durumu haftalık İnsidans haritamızdan öğrenebilirsiniz. Son haritaya göre yeni vaka yoğunluğunun en yüksek olduğu il Rize.” ifadelerini kullandı.

 

 

 

Paylaşın

Mars’ta Koloni Kurmanın Anahtarı: Mağara Girişleri

Mars’ın bu kadar ıssız, çorak bir manzara olmasının nedenleri var. Ne kalın bir atmosfere ne de bir manyetik alana sahip olan Kızıl Gezegenin yüzeyi, Dünya’da görülenden 900 kat daha fazla radyasyonla her gün bombalanıyor. Ancak bazı yerler korunaklı. Yeni araştırmalar, mağara girişlerinin normalde Mars’ı vuran zararlı radyasyondan korunduğunu buldu.

Haber Merkezi / Bu, onları hem gelecekteki yerleşim yerleri hem de uzaylı yaşam belirtileri aramak için yapılan robotik görevler için ideal hale getirebilir. Son on yıldaki uzay araştırmalarındaki inanılmaz ilerlemelere rağmen, bu yüzyılda Mars’a yerleşme fikrini ciddiye alacaksak, üstesinden gelinmesi gereken birçok zorluk var. Tabii tek yönlü intihar görevlerinden hoşlanmıyorsak!

Mars’a ayak basmaya cesaret edecek kadar cesur herhangi bir astronotu öldürecek çevresel tehlikeler açısından sıkıntısı yok. Birincisi, gezegen Dünya’nın deniz seviyesindeki basıncının sadece %0.7’sine sahip, yani Mars’a gidecek herhangi bir insan tam basınçlı bir elbise giymeli veya basınç kontrollü bir odanın içinde durmalı, aksi halde oksijen kan dolaşımından akmaz, vücut şişer ve kanar.

Sonra birde radyasyon sorunu var. Mars, Güneş’e Dünya’dan daha uzaktadır ve Dünya’daki benzer bir görülen görülen metrekare başına enerjinin kabaca %60’ını alır. Ancak Mars’ın enerjik parçacıkları saptıracak bir manyetik alanı olmadığından, kağıt inceliğinde atmosferle birleştiğinde, yüzeyi Dünya’dan çok daha yüksek radyasyon seviyelerine maruz kalmakta. Ayrıca, kozmik ışınlara ve güneş rüzgarına da düzenli maruz kalmanın yanı sıra, güçlü güneş patlamaları nedeniyle ara sıra ölümcül radyasyon patlamaları da maruz kalmakta.

Mars Odyssey sondası tarafından yapılan ölçümler, Mars’ta devam eden radyasyon seviyelerinin, Uluslararası Uzay İstasyonunda astronotların deneyimlediğinden en az 2,5 kat daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bu, günde yaklaşık 22 milirad eder ve bu da yılda 8000 milirad (8 rad)’a eşittir. Karşılaştırma için, yeryüzündeki insanlar ortalama 0,62 rad/yıl’a maruz kalmaktadır.

Kızıl Gezegeni kolonileştirmeye yönelik herhangi bir girişim, radyasyona maruz kalmanın minimumda tutulmasını sağlayacak önlemler gerektirecektir. Şimdiye kadar önerilen fikirlerin bazıları, seramikle kaplanmış şişirilebilir modüller kullanılarak doğrudan zemine inşa edilmiş habitatları veya hatta yer üstü habitatları içeriyor.

“Yeterli koruma sağlayabilir”

Ancak, halihazırda mevcut olan doğal barınaklardan yararlanmak daha iyi bir fikir olabilir. Mars, yüzeyinde derin çukurlar, mağaralar ve lav tüpü yapıları bulunmakta. İspanya Ulusal Havacılık ve Uzay Teknolojisi Enstitüsü’nde Daniel Viúdez-Moreiras liderliğindeki araştırmacılar tarafından yapılan yeni bir araştırmaya göre , bu mağaraların çoğu insan yerleşimcilere yeterli koruma sağlayabilir.

Araştırmacılar, mağaralar ve girişleri, çoğunlukla yüzeyde bulunan zararlı iyonlaştırıcı ve iyonlaştırıcı olmayan radyasyondan doğal korumaları nedeniyle, yaşam kanıtlarını koruyabilecek yaşanabilir ortamlar ve bölgeler olarak önerdiler.

Araştırmacılar, “Mağara girişlerinin sayısal simülasyonları, yıl boyunca ve gezegenin herhangi bir yerinde, hem maksimum anlık hem de kümülatif dozlarda UV radyasyonunda iki büyüklükten daha fazla bir azalma olduğunu gösteriyor” dedi.

Araştırmacılar, Mars mağaralarındaki UV radyasyon seviyelerinin bazı durumlarda yüzeyde bulunan değerlerin ~%2’si olduğunu buldular.

Dahası, aktif radyasyon miktarı, Dünya benzeri fotosentez için gereken minimumdan hala daha yüksektir. Başka bir deyişle, mağara girişleri hem insanları hem de bitki besin kaynaklarını barındırabilir. Bununla birlikte, kanserle ilişkili elektromanyetik radyasyon türü olan iyonlaştırıcı radyasyonun UV radyasyonu ile aynı şekilde engellenip engellenmediği açık değildir.

Viúdez-Moreiras, “İyonlaştırıcı radyasyon, UV radyasyonu ile tam olarak aynı davranışı göstermiyor. Ancak, iyonlaştırıcı radyasyonun çukur kraterlerde ve mağara tavan pencerelerinde de güçlü bir şekilde zayıflamasını bekliyoruz” dedi.

“Tharsis şehri”

Mars Odyssey’in termal emisyon görüntüleme sistemi (THEMIS) ile birlikte Mars Reconnaissance Orbiter Context Camera sistemi (CTX) gibi cihazlar tarafından son birkaç on yılda kaydedilen yüksek çözünürlüklü yüzey görüntüleme verileri , Tharsis çıkıntısının en iyi bölge olabileceğini düşündürmektedir.

Mars’taki mağara adayları. Arsia Mons, Pavonis Mons ve Ascraeus Mons olmak üzere üç devasa kalkan volkanı da içeren bu bölgede 1000’den fazla uygun mağara tespit edilmiştir. Tharsis şehri, Mars’taki ilk insan yerleşimi için harika bir isim gibi görünüyor.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a Sert Sözlerle Yüklendi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’a sert sözlerle yüklendi. Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’ın öfke nöbetleri alarm veriyor; söylediklerine azami ihtiyatla yaklaşmak gerekir” dedi.

Haber Merkezi / CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sert sözlerle yüklendi. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Kılıçdaroğlu, CHP’nin resmi sosyal medya hesabından yapılan videolu paylaşımı alıntılayarak şu ifadeleri kullandı:

“Erdoğan ülkeyi yönetemiyor. Küfürbaz trolleri yetmemiş olacak ki, kendisi bir trol gibi konuşmuş. Ben Erdoğan ve hakaretlerini elbette ciddiye almıyorum ancak ülkem için kaygılıyım. Erdoğan’ın öfke nöbetleri alarm veriyor; söylediklerine azami ihtiyatla yaklaşmak gerekir.”

Paylaşın

İçişleri’nden 81 İl Valiliğine ‘Eğitim Yılı’ Genelgesi

Yeni tip koronavirüs (Kovid 19) salgını gölgesinde okulların açılmasına kısa bir dönem kala İçişleri Bakanlığı, yeni eğitim ve öğretim yılında alınacak tedbirleri bildiren bir genelge gönderdi. Genelgede, “Okul servis araçlarında Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulu tarafından hazırlanan rehberler esas alınacak.” ifadelerine yer verildi.

Haber Merkezi / İçişleri Bakanlığı 81 İl Valiliğine ‘2021-2022 Eğitim Öğretim Yılında Alınacak Trafik Tedbirleri’ konulu genelge gönderdi. Genelgede, yeni eğitim öğretim yılına ilişkin tedbirler şu şekilde sıralandı:

“Okul servis araçlarında Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulu tarafından hazırlanan rehberler esas alınacak.

Bu kapsamda;

Servis şoförleri, rehber personel, öğrenciler ve servisle ulaşım sağlayan öğretmen/çalışanların kişisel temizlik kurallarına uygun şekilde hareket edecek ve aracın içinde mutlaka tıbbi maske kullanılacak. Araçlarda giriş kapısının yanına el antiseptiği konulması ve araç içinde öğrenciler için tıbbi maske bulundurulacak.

Servislerde oturma listesi oluşturulacak 

Servislerde koltuklara numara verilecek ve oturma listesi oluşturulacak. Bu liste serviste görünür yerde asılı olacak, böylelikle servis kullananlar aynı yerde oturması sağlanacak.

Her servis turu tamamlandıktan sonra, sık dokunulan yüzeyler (kapı kolları, kol dayama/kolçaklar, tutacaklar, cam açma düğmeleri, emniyet kemeri tokaları) önce su ve deterjanlı bezle silinecek, daha sonra 1/100 oranında sulandırılmış çamaşır suyu veya %70’lik alkol ile dezenfekte edilecek.  Servisin genel iç temizliği gün sonunda su ve deterjan ile yapılacak. Ayrıca servislerde Sağlık Bakanlığı “COVID-19 Kapsamında Personel Servis Araçlarıyla İlgili Alınması Gereken Önlemler”e de titizlikle uyulacak.

Eğitim faliyetleri

Taşımalı eğitimlerde kullanılan araçlar dahil, tüm okul servis araçları, şoförleri ve rehber personeline yönelik trafik güvenliği farkındalığının artırılması sağlanacak. “Okul Servis Araçları Şoförleri ve Rehber Personeline Yönelik Bilgilendirme Eğitimleri”nin her gruba bir gün olacak şekilde düzenlenecek.

Milli Eğitim Müdürlükleriyle işbirliği içerisinde, öğretmen, öğrenci ve velilerden tespit edilen gönüllü kişilerin müracaatları okul idarelerince  alınacak.  Bu kişilere “Okul Geçidi Görevlisi Eğitimleri”nin Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin ilgili maddeleri doğrultusunda “Hatalı Sürücüye Kırmızı Düdük” kampanyası ile birlikte düzenlenecek. Tüm okul geçidi görevlilerine kırmızı düdük verilecek.

Okullarda  trafik güvenliği konusunda uygulamalı ve teorik dersler verilecek.

“Çocuklar İçin Trafik Eğitimi (Trafik Dedektifleri) Projesi” kapsamında trafik kuruluşları eğiticileri tarafından okullarda 2021-2022 eğitim-öğretim yılı eğitim dönemleri boyunca trafik güvenliği konusunda öğrencilere uygulamalı ve teorik dersler verilecek. Yol kullanıcılarına yönelik sürücü,  yaya eğitimleri  yıl boyunca verilecek.

Mobil Trafik Eğitim Tırı ile okullarda verilecek eğitimler  İl Milli Eğitim Müdürlükleri ile  koordine edilerek önceden planlanacak ve eğitimler  mevsim şartlarına göre düzenlenecek. İçişleri Bakanlığınca mevcut çocuk trafik eğitim parkları modernize edilecek ve  bu parklarda verilen uygulamalı eğitimlerin  il ve ilçelerde verilmesine devam edilecek.  Yıl içerisinde kurulması planlanan çocuk trafik eğitim parklarına yönelik çalışmalara gerekli destek verilecek.

“Umuma Açık Yerlerde Verilen Trafik Eğitimleri” kapsamında vatandaşlara yönelik verilen eğitimlere aralıksız devam edilecek.

Denetim faaliyetleri

Eğitim kurumlarının açılış tarihleri esan alınarak okul servis araçlarına yönelik denetimler hafta boyunca kesintisiz yapılacak. Eğitim öğretim yılı süresince planlı denetimlere devam edilecek. Okul idareleri ile irtibat kurularak, okul giriş ve çıkış saatlerinde, okul önlerinde, çevresinde ve güzergahlarında gerekli trafik tedbirlerinin alınması için ekip/personel görevlendirilecek.

“Rehber personel” ve “Okul Geçidi Görevlileri”nce tespit edilen trafik kural ihlallerine ilişkin olarak düzenlenen Trafik Kural İhlali Tespit/İhbar Tutanaklarının trafik birimlerince kontrolü yapılarak trafik idari para cezası karar tutanağına dönüştürülecek.

Yaya veya okul geçitlerinden geçen veya geçmek üzere bulunan öğrencilere ve diğer yayalara ilk geçiş hakkını vermeyen sürücüler hakkında gerekli cezai işlem uygulanacak.

Okul ve çevresinde; yatay ve düşey trafik işaretlemeleri, hız kontrol elemanları, indirme bindirme cepleri, aydınlatma, okul önü bariyerleri, butonlu sinyalizasyon sistemleri vb. fiziki tedbirler kontrol edilecek. Eksiklik görülmesi halinde yolun yapım ve bakımından sorumlu olan kurum ve kuruluşlar ile irtibata geçilerek eksikliklerin giderilmesi sağlanacak.

Okul servis araçlarının denetiminde;

Karayolları Trafik Kanunu ve Yönetmeliği ile Okul Servis Araçları Yönetmeliği hükümlerine uygun hareket edilecek. Belediyelerce düzenlenen “Okul Servis Aracı Özel İzin Belgesi” ve “Okul Servis Aracı Bakım ve Onarım Takip Formu”bulundurulacak.

Yönetmelikte belirtildiği şekilde standartlara uygun “OKUL TAŞITI” yazısının ve “DUR” kırmızı ışık veren lambanın araç üzerinde ve çalışır vaziyette olacak. Araç ön ve arka tarafında kalan alanları gösteren görüş ve sesli ikaz sistemi ile geri vites lambaları ve bağlı sesli ikaz sistemleri, oturacak yer adedini gösteren etiket donanımları kullanılır ve çalışır durumda olacak. Araç kapıları şoför tarafından açılıp kapatılabilecek şekilde otomatik veya araç şoförü tarafından elle kumanda edilebilir şekilde (mekanik) olacak. Araçlarda en az otuz gün süreli kayıt yapabilen araç takip sistemi bulundurulacak. Okul servis aracının camlarının sabit olacak ve camların üzerine renkli film tabakası yapıştırılmayacak. Aracın her koltuğunda emniyet kemeri bulunacak ve bu kemerler kullanılacak. Taşıtlar temiz, bakımlı ve güvenli durumda olacak. Okul öncesi ve ilköğretim öğrencilerinin taşınması sırasında araçlarda rehber personel bulundurulacak. Şoför ve rehber personelin Okul Servis Araçları Yönetmeliği’nde belirtilen şartları taşıyacak. Şoför araçta sigara içmeyecek ve içilmesine müsaade etmeyecek. Taşıma hizmeti sırasında görüntü ve müzik sistemleri kullanılmayacak. Taşıma sınırının üzerinde öğrenci taşınmayacak. Servis şoförleri, indirme ve bindirme kuralları başta olmak üzere diğer tüm trafik kurallarına ve yükümlülüklerine uyacak. Her araç için “Okul Servis Araçları Denetim Formu”nda yer alan hususlar titizlikle kontrol edilecek ve eksikliği veya kural ihlali tespit edilenlere mevzuatın öngördüğü cezai işlemler uygulanacak.

Servis şoförü ve rehber personel; “Okul Servis Araçları Yönetmeliği”nde belirtilen şoför ve rehber personel bölümünde yer alan şart, görev ve sorumluluklarını yerine getirilmediğinin tespit edilmesi durumunda, mülki idare amirleri vasıtasıyla ilgili belediyeye bildirimde bulunacak,  özel izin belgesi iptal edilecek ve gerekli tedbirler alınacak.

Okul Servis Araçları Yönetmeliği hükümlerine göre eksiklik tespit edilmesi veya cezai müeyyide uygulanması halinde, doldurulan formlar İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri kanalıyla ilgili okul müdürlüğüne, bir suretinin de servis aracının bağlı olduğu odaya en geç yedi (7) iş günü içerisinde gönderilecek.

Trafik güvenliği ile ilgili diğer hususlar

Okul çevrelerinde yaşanan kazalara ilişkin risk analiz değerlendirilerek, bu bölgelerde ilave tedbirler planlanacak. Sürücülerin yaya ve okul geçitleri öncesinde dikkatlerini daha üst düzeye çıkarılarak yavaşlamaları ve yayalara ilk geçiş hakkını vermelerini sağlamak için tüm ışıksız okul ve yaya geçitlerine araçların yaklaşım yönünde “Önce Yaya” görsellerinin çizdirilmesinin ivedilikle tamamlanacak.

Okul, hastane, alışveriş merkezi gibi yayaların yoğun olduğu ya da trafik akımının yayalara risk oluşturduğu yerlerde ve bu yerlerin çevresindeki cadde, sokak ve güzergâhlarda azami hız sınırının 30 km/s hıza düşürülmesi sağlanacak.

Okul servis taşımacılığı faaliyetlerinin düzenli ve güvenli olarak yürütülmesi amacıyla; okul servis araçlarının çalışma şartları ve karşılaşılan sorunların çözümüne yönelik eğitim öğretim dönemi başlamadan önce Vali ve Kaymakamların başkanlığında ilgili paydaşların katılımıyla toplantı düzenlenecek.

Rehber personel ve okul geçidi görevlilerince düzenlenen ihlal tespit tutanakları, tespit tarihinden itibaren üç iş günü içerisinde okul yönetimlerince teslim alınacak. Bu tutanaklar takip eden üç iş günü içerisinde de trafik denetleme birimine veya ekiplerine tutanak karşılığı teslim edilecek.

Rehber personel veya okul geçidi görevlileri yalnız “DUR” veya “GEÇ” işareti verebileceğinden, görevlilerce hazırlanan ihlal tespit tutanaklarına istinaden 2918 sayılı Kanun’un 47/1-a maddesine göre Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağı tanzim edilecek.

Tespit tutanağında yer alan bilgilerin PolNet veri tabanındaki araç bilgileriyle karşılaştırılacak.

Öncelik dereceli okullar başta olmak üzere okullarda güvenliğin azami ölçüye çıkarılması, okullarda kurulan güvenlik kameralarının çalışabilirliğinin kontrol edilecek  ve Kent Güvenlik Yönetim Sistemine (KGYS) entegrasyonu tamamlanacak. Diğer okullarda ise KGYS’ye entegre şartı aranmaksızın öncelik derecelerine ayrılan okullardan başlanarak okul güvenlik kamera sistemleri tamamlanacak. Okul çevrelerinde metruk olduğu tespit edilen binalara ilişkin alınacak tedbirler gözden geçirilecek. Hassas olduğu belirlenen okulların bulunduğu yerlerde uyuşturucu ve uyarıcı maddelerle mücadele konusu başta olmak üzere açık sigara satışının önlenecek. Okul çevrelerinde bulunan internet cafe/oyun salonları vb. yerleri denetlenecek.

Paylaşın

Fenerbahçe ve Galatasaray’ın Rakipleri Belli Oldu

UEFA Avrupa Ligi grup aşamasında kuralar bugün İstanbul’da çekildi. D Grubu’nda yer alan Fenerbahçe, Olympiakos, Frankfurt ve Antwerp ile eşleşirken, F Grubu’nda yer alan Galatasaray, Lazio, Lokomotiv Moskova, Marsilya ile eşleşti.

Haber Merkezi / UEFA Avrupa Ligi Play-off turunda HJK Helsinki’yi eleyen Fenerbahçe ile Randers’ı turnuva dışına iten Galatasaray Avrupa Ligi gruplarında mücadele etmeye hak kazanmışlardı.

Fenerbahçe ve Galatasaray’ın rakiplerinin de belli olduğu UEFA Avrupa Ligi grup aşamasında kuralar bugün İstanbul’da çekildi ve eşleşmeler şu şekilde gerçekleşti:

A Grubu; Lyon, Rangers, Sparta Prag, Brondby

B Grubu; Monaco, PSV, Real Sociedad, Sturm Graz

C Grubu; Napoli, Leicester, Spartak Moskova, Legia

D Grubu; Olympiakos, Frankfurt, Fenerbahçe, Antwerp

E Grubu; Lazio, Lokomotiv Moskova, Marsilya, Galatasaray

F Grubu; Braga, Kızılyıldız, Ludogorets, Midtjylland

G Grubu; Bayer Leverkusen, Celtic, Betis, Ferencvaros

H Grubu; Dinamo Zagreb, Genk, West Ham, Rapid Wien

UEFA Avrupa Konferans Ligi’nde Sivasspor, Danimarka temsilcisi Kopenhag’a elenirken Trabzonspor ise Roma’ya elenmişti. Türki’den UEFA Konferans Ligi’nde takım bulunmamakta.

Paylaşın

Açlık Sınırı 2 bin 927 TL’ye Yükseldi

Türk-İş, Türkiye’de dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 2 bin 927 yoksulluk sınırının 9 bin 533 TL’ye yükseldiğini, bekar bir çalışanın yaşam maliyetinin ise aylık 3572 lira olduğunu açıkladı.

Haber Merkezi / Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) tarafından 34 yıldan bu yana her ay düzenli olarak yapılan, “Açlık ve Yoksulluk Sınırı” araştırmasının sonuçlarına göre, Türkiye’de dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 927 yoksulluk sınırı 9 bin 533 TL oldu.

Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı ise yüzde 22,78 olarak hesaplandı. Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 2 bin 926,72 TL oldu.

Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı yani yoksulluk sınırı ise 9 bin 533,28 TL, bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3 bin 572,79 TL oldu.

Dört kişilik bir ailenin sadece gıda harcaması geçen aya göre 23 TL, yılbaşına göre 337 TL ve geçen yıla göre 543 TL arttı. Aile bütçesi ise aylık 76 TL, sekiz aylık 1.097 TL ve yıllık 1.769 TL tutarında arttı.

Buna göre, Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 0,80 oranında artış gösterdi.

Yılın ilk sekiz ayı itibariyle fiyatlardaki artış yüzde 13 oranında gerçekleşti. Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı yüzde 22,78 oldu. Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 19,06 olarak hesaplandı.

Paylaşın

CHP’den Elektrik Faturalarının Şeffaf Olması Çağrısı

Son bir yılda yüzde 30, son üç yılda ise yüzde 122 oranında artan elektrik faturalarının şeffaf olmadığına dikkat çeken CHP’li Akın, “Vatandaşlardan elektrik faturalarında ne ödediği gizleniyor. Vatandaşın ödediği faturadaki her ayrıntıyı bilmeye hakkı var” dedi.

Haber Merkezi / CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, art arda gelen zamlarla son bir yılda yüzde 30, son üç yılda ise yüzde 122 oranında artan elektrik faturalarının vatandaşı isyan ettirirken; elektrik faturalarının şeffaf olmadığına dikkat çekti.

CHP’li Akın, “Vatandaş elektrik faturasını öderken yalnızca kullandığı elektriğin bedeli değil; enerji şirketlerine dağıtım bedeli ve desteklerden oluşan bedelleri de ödüyor. Faturaların yaklaşık yüzde 30’u dağıtım bedeli, yaklaşık yüzde 25’i ise şirketlere verilen desteklere gidiyor. Vatandaştan elektrik faturalarında ne ödediği gizleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Vatandaşa ödetilen pek çok bedelin elektrik faturalarında gizlendiğini söyleyen CHP’li Akın, yaptığı yazılı açıklamada şunları dile getirdi:

“Türkiye’de elektrik faturaları son bir yılda yaklaşık yüzde 30 oranında artmıştır. Ekonominin şahlanacağı iddiasıyla hayata geçirilen Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin üçüncü yılında elektrik faturalarındaki artış yüzde 122 oranını bulmuştur. Vatandaşlarımızın özellikle 1 Temmuz 2021 tarihinde yapılan yüzde 15 oranındaki zammın ardından gelen faturalara haklı olarak tepki göstermiştir.

“Vatandaşın ödediği faturadaki her ayrıntıyı bilmeye hakkı var”

Elektrik faturalarının sürekli artması günümüzde temel bir hak olan elektrik hizmetinin vatandaşlarımıza kamusal değil, adeta bir müşteri mantığıyla ulaştırıldığını göstermektedir. İktidar elektrik hizmetinde vatandaşı müşteri olarak görmektedir. İktidarınızda ucuzlayacağı ve hizmetin kalitesinin artacağı vaadiyle elektrik dağıtımı özelleştirilmiştir. 21 bölge halinde özelleştirilen elektrik dağıtımı, faturaları daha da artırmış, dağıtım hatlarında yeterli yatırımın yapılmaması nedeniyle sık sık elektrik kesintileri yaşanmaya başlanmıştır.

Elektrik faturalarına yansıyan dağıtım bedeli, elektrik üretim şirketlerine verilen YEKDEM desteği gibi doğrudan ya da dolaylı olarak vatandaştan alınan bedeller de gizlenmektedir. Dağıtım bedelinin faturanın neredeyse yüzde 30’unu oluşturduğu, , enerji şirketlerine verilen desteğin payının ise yüzde 25’i bulduğu ifade edilmektedir. Başka bir deyişle vatandaşa fatura edilen bedelin yarısından fazlası elektrik tüketim maliyeti değil, şirketlere verilen dağıtım bedeli ve destekleme ödemesine gitmektedir. Vatandaşlardan elektrik faturalarında ne ödediği gizleniyor. Vatandaşın ödediği faturadaki her ayrıntıyı bilmeye hakkı var.”

Paylaşın

Tip 2 Diyabeti Önlemenin 10 Yolu

Tip 2 diyabet (şeker hastalığı), dünya çapında milyonlarca insanı etkileyen kronik bir hastalıktır; körlüğe, böbrek yetmezliğine, kalp hastalığına ve diğer ciddi durumlara neden olabilir. Şeker hastalığı teşhisi konmadan önce, kan şekerinin yüksek olduğu ancak şeker hastalığı teşhisi konacak kadar yüksek olmadığı bir dönem vardır; prediyabet olarak bilinir.

Haber Merkezi / Prediyabetli kişilerin yüzde 70’inin tip 2 diyabet geliştirdiği tahmin edilmektedir. Neyse ki, prediyabetten diyabete ilerlemesi engellenemez değildir. Genleriniz, yaşınız veya geçmiş yaşantınız gibi değiştiremeyeceğiniz belirli faktörler olsa da, diyabet riskini azaltmak için yapabileceğiniz birçok önlem vardır.

İşte şeker hastalığından korunmanın 13 yolu…

1. Şekeri ve rafine karbonhidratları beslenmenizden çıkarın

Şekerli yiyecekler ve rafine karbonhidratlar yemek, risk altındaki bireyleri diyabet geliştirme yolunda hızlı bir yola sokabilir. Vücudunuz bu yiyecekleri hızla kan dolaşımınıza emilen küçük şeker moleküllerine ayırır.

Kan şekerinde ortaya çıkan artış, pankreasınızı, şekerin kan dolaşımında ve vücudunuzun hücrelerine girmesine yardımcı olan bir hormon olan insülin üretmesi için uyarır.

Prediyabetli kişilerde, vücut hücreleri insülinin etkisine dirençlidir, bu nedenle kanda şeker yüksek kalır. Bunu telafi etmek için pankreas daha fazla insülin üretir ve kan şekerini sağlıklı bir düzeye indirmeye çalışır.

Zamanla, bu durum sonunda tip 2 diyabete dönüşene kadar giderek daha yüksek kan şekeri ve insülin seviyelerine yol açabilir.

2. Hareketli olun

Düzenli fiziksel aktivite diyabeti önlemeye yardımcı olabilir. Egzersiz, hücrelerinizin insülin duyarlılığını artırır. Bu nedenle egzersiz yaptığınızda kan şekeri seviyenizi kontrol altında tutmak için daha az insülin gerekir.

Prediyabetli kişilerde yapılan bir çalışmada, orta yoğunlukta egzersizin insülin duyarlılığını yüzde 51, yüksek yoğunluklu egzersizin ise yüzde 85 artırdığı bulundu. Ancak bu etki sadece antrenman günlerinde meydana geldi.

Birçok fiziksel aktivite türünün aşırı kilolu, obez ve prediyabetik yetişkinlerde insülin direncini ve kan şekerini azalttığı gösterilmiştir. Bunlara aerobik egzersiz, yüksek yoğunluklu interval antrenman ve kuvvet antrenmanı dahildir.

Daha sık egzersiz yapmak, insülin tepkisinde ve işlevinde iyileşmelere yol açıyor gibi görünüyor. Diyabet riski taşıyan kişilerde yapılan bir çalışma, bu faydaları elde etmek için egzersiz yoluyla haftada 2.000’den fazla kalori yakmanın gerekli olduğunu ortaya koydu.

Bu nedenle, zevk aldığınız, düzenli olarak yapabileceğiniz ve uzun vadede devam edebileceğinizi hissettiğiniz fiziksel aktiviteyi seçmek en iyisidir.

3. Birincil içeceğiniz su olsun

Su , içebileceğiniz en doğal içecektir. Şekerli içecekler, hem tip 2 diyabet hem de yetişkinlerde gizli otoimmün diyabet (LADA) riskinin artmasıyla ilişkilendirilmiştir.

LADA, 18 yaşın üzerindeki kişilerde görülen bir tip 1 diyabet şeklidir. Çocuklukta tip 1 diyabette görülen akut semptomların aksine, LADA yavaş gelişir ve hastalık ilerledikçe daha fazla tedavi gerektirir.

Günde ikiden fazla şekerle tatlandırılmış içecek tüketenlerde LADA gelişme riski yüzde 99 ve tip 2 diyabet gelişme riskinin yüzde 20 arttı gözlemlenmiştir. Araştırmalar, artan su tüketiminin daha iyi kan şekeri kontrolüne ve insülin yanıtına yol açabileceğini bulmuştur.

24 haftalık bir çalışma, kilo verme programını takip ederken diyet gazlı içecekleri suyla değiştiren aşırı kilolu yetişkinlerin insülin direncinde bir düşüş yaşadığını ve açlık kan şekeri ve insülin düzeylerini düşürdüğünü göstermiştir.

4. Kilolu veya obezseniz kilo verin

Tip 2 diyabet geliştiren herkes aşırı kilolu veya obez olmasa da, çoğunluğu öyledir. Dahası, prediyabet hastaları, karın bölgelerinde ve karaciğer gibi karın organlarının çevresinde aşırı kilo taşıma eğilimindedir. Bu visseral yağ olarak bilinir.

Aşırı viseral yağ, diyabet riskini önemli ölçüde artıran inflamasyonu ve insülin direncini artırır. Az miktarda kilo vermek bile bu riski azaltmaya yardımcı olsa da araştırmalar gösteriyor ki ne kadar çok kilo verirseniz o kadar çok fayda elde edersiniz.

5. Sigarayı bırakın

Sigara içmenin kalp hastalığı, amfizem ve akciğer, meme, prostat ve sindirim sistemi kanserleri dahil olmak üzere birçok ciddi sağlık sorununa neden olduğu veya katkıda bulunduğu bilinmektedir. Ayrıca sigara dumanına maruz kalmanın tip 2 diyabetle ilişkisini gösteren araştırmalar da vardır.

Toplamda bir milyondan fazla insanı kapsayan çeşitli çalışmaların analizinde, sigara içmenin diyabet riskini ortalama sigara içenlerde yüzde 44 ve günde 20’den fazla sigara içenlerde yüzde 61 oranında artırdığı bulunmuştur.

6. Çok düşük karbonhidratlı beslenin

Ketojenik veya çok düşük karbonhidrat beslenme diyabeti önlemeye yardımcı olabilir. Kilo vermeyi teşvik eden birçok yeme şekli olmasına rağmen, çok düşük karbonhidratlı beslenmenin arkasında güçlü kanıtlar var.

Kan şekerini ve insülin seviyelerini düşürdüğü, insülin duyarlılığını artırdığı ve diğer diyabet risk faktörlerini azalttığı sürekli olarak gösterilmiştir.

Karbonhidrat alımınızı en aza indirirseniz, yemek yedikten sonra kan şekeri seviyeniz çok fazla yükselmez. Bu nedenle, kan şekerinizi sağlıklı seviyelerde tutmak için vücudunuzun daha az insüline ihtiyaç duyar. Dahası, çok düşük karbonhidratlı veya ketojenik beslenme açlık kan şekerini azaltabilir.

7. Yeteri kadar tüketin

Düşük karbonhidratlı bir beslenmeye karar vermiş olsanız da olmasanız da, özellikle fazla kiloluysanız, diyabet riskini azaltmak için fazla yemekten kaçınmak önemlidir.

Bir seferde çok fazla yemek yemenin, diyabet riski taşıyan kişilerde daha yüksek kan şekeri ve insülin seviyelerine neden olduğu gösterilmiştir. Öte yandan, porsiyon boyutlarının küçültülmesi bu tür tepkilerin önlenmesine yardımcı olabilir.

8. Yüksek lifli beslenme

Bol lif bağırsak sağlığı ve kilo yönetimi için faydalıdır. Obez, yaşlı ve prediyabetik bireylerde yapılan çalışmalar, kan şekeri ve insülin seviyelerini düşük tutmaya yardımcı olduğunu göstermiştir.

Lif iki geniş kategoriye ayrılabilir : çözünür ve çözünmez. Çözünür lif suyu emer, çözünmeyen lif ise emmez. Sindirim sisteminde, çözünür lif ve su, yiyeceklerin emilme hızını yavaşlatan bir jel oluşturur. Bu, kan şekeri seviyelerinde daha kademeli bir artışa yol açar.

Bununla birlikte, çözünmeyen lif, tam olarak nasıl çalıştığı net olmasa da, kan şekeri seviyelerindeki düşüş ve diyabet riskinin azalmasıyla da bağlantılıdır. İşlenmemiş bitki gıdalarının çoğu lif içerir, ancak bazıları diğerlerinden daha fazla içerir.

9. İşlenmiş gıda tüketimini en aza indirin

Sağlığınızı iyileştirmek için atabileceğiniz net bir adım, işlenmiş gıda tüketiminizi en aza indirmektir. İşlenmiş gıda, kalp hastalığı, obezite ve diyabet dahil olmak üzere her türlü sağlık sorunuyla bağlantılıdır.

Araştırmalar, bitkisel yağlar, rafine tahıllar ve katkı maddeleri bakımından yüksek olan paketlenmiş gıdaları azaltmanın diyabet riskini azaltmaya yardımcı olabileceğini gösteriyor.

10. Kahve veya çay için

Su birincil içeceğiniz olmasına rağmen, araştırmalar beslenmenize kahve veya çay dahil etmenin diyabetten kaçınmanıza yardımcı olabileceğini düşündürmektedir.

Kahve ve çay, diyabete karşı korunmaya yardımcı olabilecek polifenoller olarak bilinen antioksidanlara sahiptir. Ek olarak yeşil çay , karaciğerden kan şekeri salınımını azalttığı ve insülin duyarlılığını arttırdığı gösterilen epigallocatechin gallate (EGCG) adı verilen benzersiz bir antioksidan bileşik içerir.

Paylaşın