Kilo Vermeye Çalışırken Yapılan 10 Hata!

Kilo vermek bazı insanlar için zor olabilir. Kilo vermeye çalışırken birçok insan hata yapma eğilimindedir. Sağlıklı yaşam tarzı seçimleri yapıyormuş gibi hissedebilirsiniz, ancak yine de istediğiniz sonuçları alamıyorsunuz.

Haber Merkezi / Aslında, yanlış yönlendirilmiş veya modası geçmiş tavsiyeleri takip ediyor olabilirsiniz. İşte insanların kilo vermeye çalışırken yaptıkları 15 yaygın hata.

1. Sadece sayılara odaklanmak

Sağlıklı bir yaşam tarzı edinmenize rağmen, yeterince kilo veremiyorsunuz gibi hissetmek yaygın bir durumdur. Tartıdaki sayının sadece bir ağırlık değişimi ölçüsü olduğunu hatırlamak önemlidir. Ağırlık, sıvı dalgalanmaları ve sisteminizde kalan yiyecek miktarı da dahil olmak üzere birçok şeyden etkilenir.

Aslında, tükettiğiniz yiyecek ve sıvı miktarı gibi faktörlere bağlı olarak, ağırlık birkaç gün içinde 2 ila 4 kilo arasında dalgalanabilir. Ayrıca, kadınlarda hormonal değişiklikler daha fazla su tutulmasına yol açabilir, bu da tartıda gördüğünüz ağırlığa yansır.

Tartıdaki sayı hareket etmiyorsa, yağ kütlesini kaybediyor ancak suyu tutuyor olabilirsiniz. Ek olarak, egzersiz yapıyorsanız, kas kazanıyor ve yağ kaybediyor olabilirsiniz.

2. Çok fazla veya çok az kalori almak

Kilo kaybı için bir kalori açığı gereklidir. Bu, tükettiğinizden daha fazla kalori yakmanız gerektiği anlamına gelir. Uzun yıllar boyunca, haftada 3.500 kalorilik bir düşüşün 0.45 kg yağ kaybıyla sonuçlanacağına inanılıyordu. Bununla birlikte, son araştırmalar, ihtiyaç duyulan kalori açığının kişiden kişiye değiştiğini göstermektedir.

Bazen çok fazla kalori almıyormuş gibi hissedebilirsiniz. Bununla birlikte, araştırmalar insanların bir öğündeki kalori miktarını genellikle yanlış tahmin etme eğiliminde olduğunu göstermektedir.

Bir çalışma, yetişkinlerden bir koşu bandında egzersiz yapmaları, yaktıkları kalori miktarını tahmin etmeleri ve ardından aynı sayıda kaloriye sahip bir yemek önermeleri istendi. Katılımcıların egzersiz ve yiyeceklerdeki kalorileri önemli ölçüde hafife aldıklarını ve fazla tahmin ettiklerini buldu.

3. Egzersiz yapmamak veya aşırı egzersiz yapmak

Kilo kaybı sırasında, miktar birkaç faktöre bağlı olmasına rağmen, kaçınılmaz olarak bir miktar kas kütlesi ve yağ kaybedersiniz. Kalorileri kısıtlarken hiç egzersiz yapmazsanız, muhtemelen daha fazla kas kütlesi kaybedersiniz ve metabolizma hızınızda bir düşüş yaşarsınız. Aksine, egzersiz size yardımcı olabilir;

  • Kaybettiğiniz yağsız kütle miktarını en aza indirir
  • Yağ kaybını arttırır
  • Metabolizmanızın yavaşlaması önler

Bununla birlikte, aşırı egzersiz de sorunlara neden olabilir. Araştırmalar, aşırı egzersizin çoğu insan için uzun vadede sürdürülemez olduğunu ve strese yol açabileceğini gösteriyor. Çok fazla egzersiz yaparak vücudunuzu daha fazla kalori yakmaya zorlamak ne etkili ne de sağlıklıdır.

Bununla birlikte, ağırlık kaldırmak ve haftada birkaç kez kardiyo yapmak, kilo verme sırasında metabolik hızı korumak için sürdürülebilir bir strateji olabilir.

4. Az yağlı veya ‘diyet’ yiyecekleri tercih etmek

İşlenmiş az yağlı veya “diyet” gıdalar genellikle kilo vermenize yardımcı olabilecek sağlıklı seçenekler olarak kabul edilir. Ancak, tam tersi etkiye sahip olabilirler. Bu ürünlerin çoğu, tatlarını iyileştirmek için şekerle yüklenir.

Az yağlı ürünler ayrıca kendinizi daha aç hissetmenize neden olabilir, bu nedenle vücudunuzun ihtiyaç duyduğundan daha fazla yemek yiyebilirsiniz.

Az yağlı veya “diyet” gıdalar yerine, besleyici, minimum düzeyde işlenmiş gıdaların bir kombinasyonunu seçmeye çalışın. Mümkün olduğunca, meyve ve sebzeleri tercih edin.

5. Yeterince protein tüketmemek

Kilo vermeye çalışıyorsanız yeterli protein almak önemlidir. Aslında, proteinin çeşitli şekillerde kilo vermeye yardımcı olduğu gösterilmiştir;

  • İştahı azaltmak
  • Dolgunluk hissini artırmak
  • Geri kazanılan ağırlık miktarını azaltmak
  • Metabolik hızı korumak veya artırmak
  • Kilo kaybı sırasında kas kütlesini korumak

Öğünlerinizin her birinin yüksek proteinli yiyecekler içerdiğinden emin olun. Protein seçiminizin et veya süt ürünleriyle sınırlı olmadığını unutmayın. Fasulye, baklagiller, kinoa ve keten tohumu da harika ve uygun fiyatlı seçeneklerdir.

6. Aç olmasanız bile çok sık yemek yemek

Uzun yıllardır geleneksel tavsiye, açlığı ve metabolizmadaki düşüşü önlemek için birkaç saatte bir yemek yemek olmuştur. Ancak bu, vücudunuzun gün boyunca ihtiyaç duyduğundan daha fazla kalori tüketmenize neden olabilir. Ayrıca asla tamamen tok hissetmeyebilirsiniz.

Bir araştırma incelemesi, günde sadece iki ila üç öğün yemek yemenin, inflamasyonun azalması ve daha düşük kilo alma riski gibi sonuçlara sahip olabileceğini buldu. İştah ne olursa olsun her sabah kahvaltı yapma önerisi de yanlış görünüyor.

Bir çalışmada, genellikle kahvaltı yapmayan kadınlardan 4 hafta boyunca sabah 8:30’dan önce yemeğe eklemeleri istendi. Kahvaltı yapanların her gün daha fazla kalori tükettiği ve çalışmanın sonunda kilo aldığı bulundu. Sadece açken yemek yemek kilo vermenin anahtarı gibi görünüyor.

7. Yeterince lif tüketin

Çalışmalar, viskoz lif olarak bilinen bir tür çözünür lifin, su tutan bir jel oluşturarak iştahı azaltmaya yardımcı olduğunu gösteriyor. Bu jel, sindirim sisteminizde yavaşça hareket ederek kendinizi tok hissetmenizi sağlar.

Araştırmalar, tüm lif türlerinin kilo kaybını teşvik edebileceğini göstermektedir. Bununla birlikte, birkaç çalışmanın gözden geçirilmesi, viskoz lifin kalori kısıtlı bir diyet olmadan bile kilo ve bel çevresini azalttığını buldu.

Araştırmalar devam ederken, araştırmalar lifin bağırsak mikroplarıyla da etkileşime girebileceğini ve kendinizi tok hissetmenize yardımcı olan hormonlar üretebileceğini gösteriyor. Ek olarak, lif bazı kronik durumlar riskinizi azaltabilir ve sindirim sistemini iyileştirebilir.

8. Gerçekçi olmayan beklentilere sahip olmak

Kilo verme ve sağlıkla ilgili diğer hedefleri belirlemek, motive olmanıza yardımcı olabilir. Ancak gerçekçi olmayan beklentilere sahip olmak yaygındır ve aleyhinize olabilir. Araştırmalar, kilo verme hedeflerinin kaçırılmasının, memnuniyetsizlik ve gelecekteki kilo verme zorlukları ile ilişkili olduğunu göstermektedir.

9. Ne yediğinizi takip etmemek

Besleyici yiyecekler yemek sağlığınız ve kilo vermek için iyidir. Ancak yine de vücudunuzun ihtiyaç duyduğundan daha fazla kalori alıyor olabilirsiniz. Dahası, kilo verme çabalarınızı ve sağlığınızı desteklemek için ihtiyacınız olan protein, lif, karbonhidrat ve yağ miktarını alamıyor olabilirsiniz. Araştırmalar, ne yediğinizi takip etmenin kalori ve besin tüketiminizin doğru bir resmini elde etmenize yardımcı olabileceğini gösteriyor.

10. Şekerli içecekler içmek

Birçok insan, kilo vermek için alkolsüz içecekleri ve diğer şekerli içecekleri beslenmelerinden çıkarır. Tükettiğiniz şekerli içecek miktarını azaltmak genel olarak sağlıklı bir seçimdir. Bununla birlikte, bunun yerine meyve suyu içmek mutlaka daha iyi değildir. yüzde 100 meyve suyu bile şekerle yüklüdür ve şekerle tatlandırılmış içeceklerin etkilerine benzer şekilde sağlık sorunlarına ve obeziteye neden olabilir.

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Kararlıyız, Başaracağız

30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla sosyal medya hesabından bir mesaj yayımlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Milletimize söz veriyorum: Kararlıyız, başaracağız! Cumhuriyetimizi, ne pahasına olursa olsun demokrasi ile taçlandıracağız! 30Ağustos Zafer Bayramı’nı yürekten kutluyorum” dedi.

Haber Merkezi / Mesajına “Ya istiklal ya ölüm, diyerek yola düşen, tüm imkansızlıklara rağmen bağımsız bir Cumhuriyet kuran Mustafa Kemal Atatürk ve yol arkadaşlarının ilk işi, egemenliği kayıtsız şartsız millete devretmek olmuştur” sözleriyle başlayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Bugün bizlere düşen de 98 yıl önce kurulan Cumhuriyeti, demokrasi ile taçlandırarak ülkemizi kalkındırmanın yanı sıra, mazlum halklara da umut ışığı olmaktır. Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da yaşanan gelişmeler, İslam coğrafyasında bitmek bilmeyen kardeş kavgası, bu zorunluluğun en açık kanıtıdır. Bölgemizin huzura kavuşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti’ ilkesine sıkı sıkıya bağlı olmasından geçmektedir.

Demokrasi mücadelesi zor bir yolculuk olsa da hiç kimsenin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk mücadele rotasını “Zafer ‘Zafer benimdir..’ diyebilenindir. Başarı ise ‘Başaracağım.’ diye başlayarak sonunda ‘Başardım’ diyebilenindir.” sözüyle çizmişti.

Milletimize söz veriyorum. Kararlıyız, başaracağız! Cumhuriyetimizi, ne pahasına olursa olsun, demokrasi ile taçlandıracağız!

Paylaşın

Basit Bir Köyden Büyük Bir İmparatorluğa ‘İnkalar’

Hiç bir coğrafya imparatorluklara yabancı değil, ama İnka İmparatorluğu ya da yerlilerinin bildiği adıyla Tawantinsuyu, kesinlikle en tuhaflarından biri; iyi yönetilen, bir yazı sistemi olmamasına rağmen genişleyen, demir işlememesine rağmen fetihler yapan, tekerlek kullanmayan, para birimi olmayan…

Haber Merkezi / Tüm bu başarılarına rağmen İnka imparatorluğu nispeten kısa ömürlü oldu. Yine de, bu güne kadar yankılanan zengin bir miras bıraktı. Şehirlerinin yıkıntıları hala hayranlık uyandırıyor ve ilham veriyor, dili Güney Amerika’da hala korunuyor, gelenekleri yerel Hıristiyan inançlarına katı bir şekilde işlemiş durumda. Öyleyse, bu eski Güney Amerika güç merkezine bir göz atalım ve insanların diğerleri gibi doğu-batı yerine kuzeyden güneye doğru gelişen tek antik imparatorlukta nasıl yaşadıklarını görelim.

İnkalar kimlerdi?

Güney Amerika, dünyanın en uzun sürekli dağ silsilesine sahip olmakla övünebilir: And Dağları. İnka halkı bu dağ silsilesinin batı bölgesinde doğdu. Bildiğimiz kadarıyla, ilk olarak MS 12. yüzyıl civarında bölgede ortaya çıktılar. 15. yüzyıla gelindiğinde, imparatorlukları bugünün Peru’sunu, batı Ekvador’u, batı ve güney Bolivya’yı, kuzeybatı Arjantin’i ve bugünkü Şili’nin bazı bölgelerini içeriyordu. Orta Güney Amerika’da And Dağları’nın batısındaki her yeri egemenlikleri altına almışlardı.

Yazı sistemlerinin olmaması nedeniyle İnkaların tarihi hakkında, özellikle de erken dönemleri hakkında pek bir şey bilmiyoruz. Bildiklerimiz, nesiller arasında paylaşılanlardan ibaret yada arkeolojik kazılar sonrasında elde edilenler.

Başlangıçta İnkalar, bölgede yaşayan diğer halklardan o kadar da farklı değillerdi. Tek bir köyde yaşayan, ekinlere ve bölgeye özgü birkaç hayvan türüne yönelen küçük bir kabileydiler. Mısır, beyaz ve tatlı patates, kabak, kinoa, kakao, yer fıstığı, biber yetiştirdiler ve lamalara, alpakalara, ördeklere ve köpeklere baktılar.

Gordon McEwan, The Incas: New Perspectives adlı kitabında, İnkaların genişlemelerine ve büyümelerine önceki imparatorluklardan kalan altyapının etki etmiş olabileceğinden bahsediyor.

Büyük taş işçileri ve zanaatkarlar olan İnkalar, harç ihtiyacını tamamen ortadan kaldırmak için birbirine geçen taşları kullanan bir yapı sistemi geliştirdi. Bu mimari yapılar, onları fethetmeye gelen Avrupalılar için bile etkileyiciydi.

Hidrolik sistemleri (kanallar, sarnıçlar, teraslar ve su kemerleri) ve yolları (döşemeli otoyollar ve asma destekli köprüler dahil) o zamanlar Avrupa’dakilerden tartışmasız daha gelişmiş ve daha kaliteliydi. Bilgi ve becerilerinin kanıtı, yalnızca hayatta kalma değil, geleneksel çiftçiliğin aptalca bir iş olduğu dünyanın en sarp dağ manzaralarından bazılarında gelişmeyi başardıkları gerçeğidir.

Demir işlemeyi bilmiyorlardı ama usta zanaatkarlardı. Tapınaklarındaki ve saraylarındaki altın zenginliği, fatihleri ​​bile etkiledi. Şehirleri de Avrupa’dakilerin çoğundan daha temizdi ve yaşamak için daha güzel yerler gibi görünüyordu; Avrupa şehirlerinin o zamanki durumu göz önüne alındığında, çıta hiç de yüksek değildi. İnkaların hayatta kalan en ünlü arkeolojik alanlarından biri olan Machu Picchu, İnka işçiliğine dair harika bir örnektir.

16. yüzyıla İspanya’nın bölgeyi işgal etmesinden sonra, imparatorluk hızlı bir çöküş yaşadı; yerel halk eski topraklarından sürüldü veya çiftçi ve maden işçisi olarak kullanıldı. Bu dönemde yaşanan büyük can kayıpları, İnka kültürünün zaman içinde kaybolmasına neden oldu.

İnançları

Hemen hemen her eski kültüre benzer şekilde, İnkaların inandığı din de yaşamın her alanını şekillendirmiştir. İnançları, doğaya tapınma, fetişizm, animizm karışımıydı (bu ikisi, canlı veya cansız nesnelere, yerlere veya fenomenlere manevi güç veya öz atfettikleri anlamına gelir).

İmparatorluğun resmi bir dini vardı, ancak diğer dinlere hoşgörü gösterilirdi. İnka mitolojisine göre dünya, hayvanlar ve insanlar Viracocha tarafından yaratılmıştır. Viracocha, tek tek halkları veya bir bütün olarak insanlığı birkaç kez yaratmış, yok etmiş ve yeniden yaratmış gibi görünüyor. Bununla birlikte, Viracocha tanrı olmaktan çok uzak, daha çok üstün güçleri olan bir varlık.

Teknoloji, ekonomi, ulaşım

Belki de İnkaların en çarpıcılarından başarılarından biri, yolları ve bayındırlık işleriydi. Kraliyet Yolu, kıtadaki en uzun ve en gelişmiş yol ağıydı. Yol, And Dağları’na paralel, kuzeyden güneye uzanan iki ana omurga etrafında inşa edilmiştir.

Bunlardan biri denize daha yakın, diğeri ise dağlarda daha yüksekteydi. Bu yollar yerleşim merkezlerine bağlayan çok sayıda tali yolu vardı. Yollar genellikle taşla döşenmiştir ve dik alanlarda gezinmeye yardımcı olmak için basamaklar eklenmiştir.

Bu yol ağının yaklaşık 40.000 kilometre olduğu tahmin ediliyor. Bu yolların bir kısmı bugün turist rotaları olarak kullanılıyor. Daha önce de belirttiğimiz gibi, bu ağın bir kısmı veya tamamı bölgedeki önceki krallıklardan ve imparatorluklardan miras kalmış olabilir.

İnkalar tekerleği bilmiyorlardı ya da kullanmamayı tercih ettiler. Ekonomilerin ayakta kalabilmesi ve toplulukların gelişebilmesi için malların ve insanların akması gerekir. Ordular ve haberciler, imparatorlukların kanı ve gücü,  kesinlikle hızlı hareket etmesi gerekir, yoksa yerel halk ‘bağımsızlık’, ‘kendi kendini yönetme’ ve ‘vergi ödemeyi bırakırsak ne olur?’ gibi garip fikirler alabilir. Böylece İnka ellerinden gelenin en iyisini yaptı: İmparatorluğun ağırlığını kendi sırtlarında taşıdılar.

Yollar, kullanımlarını kolaylaştırmak için düzenli aralıklarla binalarla donatıldı. Kısa mesafeli duraklar, haberci olarak görev yapan İnka koşucuları için aktarma istasyonları görevi gördü. Bu binalar,  Avrupa’daki hanlara benzer şekilde hizmet verdiler. Yeni fethedilen bölgelerde veya imparatorluk sınırlarında, yollara pukara denilen kaleler inşaa edilmiştir. Bu yollar boyunca göreceğinizve İnkaların en büyüleyici altyapı sistemlerinden biri depolar

İnkalarr anladığımız kadarıyla parayı kullanmadılar. Muhtemelen her gün kendi aralarında takas yapıyorlardı, sonuçta onlar da insandı. Ancak, bir devlet olarak, tamamen para biriminden özgürdüler. Sistemlerinin işleyiş şekli, bireylerin vergilerini orduda hizmet ederek, tarımda veya bayındırlık işlerinde çalışarak ödemeleriydi.

İmparatorluk onlara ayni olarak geri ödeyecekti, vatandaşlarına işlerini yapmak veya zor zamanlarda hayatta kalmak için ihtiyaç duydukları hemen hemen her şeyi sağlayacaktı, ve belirli zamanlarda insanlar için festivaller düzenlenecekti. Kulağa güvenilir bir sistem gibi gelmeyebilir, ama açıkçası İnka için işe yaradı.

Düşüş

İnka imparatorluğu savaş yoluyla basit bir köyden kıtasındaki en güçlü devlete dönüştü. Diğer tüm Kolomb öncesi imparatorluklar gibi, İnkalar da işgalleri ​​püskürtecek kadar güçlüydü. Ancak, işgal öncesi yaşanan bir iç savaş ve işgalcilerle birlikte gelen salgın hastalıklar imparatorluğun düşmesine neden olmuştur.

Paylaşın

Eşcinselliğin Evrimsel Açıklaması Nedir?

Görünüşte göre eşcinsel davranış ve Darwin’in evrim teorisi pek uyuşmuyor. Yine de aynı cinsiyetten davranış, dünya genelindeki insan popülasyonları arasında oldukça yaygın. Nature Human Behavior’da yayınlanan yeni bir araştırmada, genomlarımızda bu paradoksu çözebilecek zorlayıcı ipuçları buldular

Haber Merkezi / Queensland Üniversitesi Psikoloji Okulu’nda Doçent olan Brendan Zietsch liderliğindeki bilim insanlarının bulgularına göre, bazı bireylerde eşcinselliği tetikleyebilen genler, heteroseksüel bireylerin üremesini arttırabilirler. Başka bir deyişle, bazı insanlara evrimsel olarak avantajlı etkiler sunan genler, istenmeyen bir etki olarak sonraki nesillerde eşcinsel döllere neden olabilirler.

Bilim insanları, araştırmaları için, aynı cinsiyetten cinsel davranışlarla ilişkili genetik etkileri, çok sayıda genetik ve sağlık bilgisi içeren 477.522 kişiden oluşan bir veri üzerinden analiz ettiler.

358.426 kişiden oluşan bir örneklemde karşı cinsten cinsel davranış için aynı analizi yaptılar. Karşı cinsten veri setindeki katılımcılar, yaşamları boyunca kaç tane cinsel partnerleri olduğunu söylediler. Karşı cinsten cinsel partnerlerin sayısı, evrim sırasında daha fazla çocuğa yol açacak olan çiftleşme başarısının bir göstergesidir.

Bilim insanları, iki değişkenle ilişkili milyonlarca bireysel genetik varyantı araştırdılar; İnsanların hiç aynı cinsiyetten bir partneri olup olmadığı ve yaşamları boyunca kaç partneri olduğu gibi. Her değişken, genom boyunca yayılmış birçok ilişkili genetik varyanta sahipti. Ve bu varyantların her birinin küçük bir etkisi olsa da, toplamdaki etkileri önemliydi.

Sonuçlar büyük ölçüde benzer

Sonuç olarak, bu analiz, aynı cinsiyetten bir partnere sahip olmakla ilişkili genetik etkilerin, aynı cinsiyetten davranışlarda bulunmamış kişiler arasında daha fazla karşı cinsten partnere sahip olmakla da ilişkili olduğunu gösterdi.

Bilim insanları, sonuçları doğrulamak için çalışma koşullarını daraltarak bulgularını tekrarladılar. Spesifik olarak, aynı analizi ağırlıklı olarak veya yalnızca aynı cinsiyetten partnerleri olan bir birey örneği üzerinde gerçekleştirdiler. Sonuçlar büyük ölçüde benzer oldu.

Bilim insanları son olarak, fiziksel çekiciliğin, risk alma eğiliminin ve deneyime açıklığın da sonuçları etkileyip etkilemediğini test etti.

Brendan Zietsch, araştırmaya ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Başka bir deyişle, bu değişkenlerle ilişkili genler hem aynı cinsiyetten cinsel davranışla hem de heteroseksüellerde karşı cinsten partnerlerle ilişkilendirilebilir mi? Her durumda, bu değişkenler için önemli bir rolü destekleyen kanıtlar bulduk, ancak ana sonuçların çoğu açıklanamadı. Dolayısıyla, bu genlerin tam olarak nasıl evrimsel bir avantaj sağladığına dair hala sağlam bir teorimiz yok. Ancak, bir kişiyi genel anlamda ‘daha çekici’ yapan karmaşık faktörlerin bir karışımı olabilir,” dedi ve şöyle devam etti;

“Bu bulgular aynı zamanda evrimsel bir bilgisayar simülasyonu tarafından da doğrulandı. Tabii ki, bu konudaki son söz bu değil. Önemli sınırlamalar, genel popülasyonu temsil etmeyebilecek Batılı beyaz katılımcıları içeren örnekleri içerir. İkincisi, bugün bireylerde bildirilen karşı cinsten cinsel partnerlerin sayısı, evrimsel geçmişimizdeki aynı üreme avantajını yansıtmayabilir. Öyle olsa bile, bu hipotez, şimdiye kadar önerilen insanlarda aynı cinsiyetten davranış için en sağlam açıklama gibi görünüyor.”

“Politik hassasiyetler nedeniyle…”

“Bazı insanların, aynı cinsiyetten cinsel davranışların genetiği ve evrimi gibi hassas konuları incelemenin uygunsuz olduğuna inandığının farkındayım. Benim bakış açım, insan davranışı biliminin insan doğasının gizemlerine ışık tutmayı amaçladığı ve bunun ortak noktalarımızı ve farklılıklarımızı şekillendiren faktörleri anlamayı içerdiğidir” diyen Zietsch. “Politik hassasiyetler nedeniyle cinsel tercih veya benzeri konuları incelemekten kaçınsaydık, normal insan çeşitliliğinin bu önemli yönlerini karanlıkta bırakırdık” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

CHP’den Bakan Derya Yanık’a Sert Tepki

Elektrik desteği alan hane sayısını açıklayan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’a CHP’den sert tepki geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, “Sayın Bakan; 2,1 milyon haneye verilen elektrik tüketim desteğinin 30 katından daha fazlasının özel elektrik üretim şirketlerine ‘destekleme’ adı altında verildiğini bilmiyor mu?” dedi.

Haber Merkezi / CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun elektrik faturalarına ilişkin yaptığı açıklamaya Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, elektrik desteği alan hane sayısını açıklayarak yanıt verdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, Bakan Yanık’ın açıklaması sonrası yaptığı yazılı açıklamada, “Sayın Genel Başkanımız vatandaşlarımızın tepkisini gündeme getirince; iktidar 2,1 milyon haneye elektrik tüketim desteği verildiğini itiraf etti” ifadelerini kullandı

CHP’li Akın, açıklamasında buna göre her 12 haneden birinin muhtaç duruma geldiğine işaret ederek, “Yarattıkları yoksulluğu bir lütuf gibi sunan Sayın Bakan; 2,1 milyon haneye verilen elektrik tüketim desteğinin 30 katından daha fazlasının özel elektrik üretim şirketlerine “destekleme” adı altında verildiğini bilmiyor mu?” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, yaptığı yazılı açıklamada özetle şu ifadeleri kullandı;

“Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, elektrik faturalarındaki soygunu gündeme getirince; iktidar yıllardır gizlediği verileri açıklamak zorunda kaldı. Elektrik tüketim desteğinden kaç hanenin yararlandığı konusunda bugüne kadar pek çok kez başvurmamıza karşın hiçbir yanıt verilmemişti. Önceki Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt’e Haziran 2020 ve Nisan 2020 tarihlerinde iki defa, Sayın Bakan Derya Yanık’a ise Mayıs 2021 tarihinde bir defa elektrik tüketim desteğiyle ilgili önerge verdik. Hem bilgi edinme yasası kapsamında hem de soru önergeleriyle yaptığımız başvurulara yasal süreleri dolmasına karşın hiçbir yanıt veremediler. Sayın Genel Başkanımız vatandaşlarımızın sesi olunca açıklamak zorunda kaldılar.

“Vatandaşları elektrik faturalarını ödeyemez duruma getirdiler”

Ekonominin uçacağı vaadiyle hayata geçirilen tek adam rejimi faturalar uçuşa geçti. Temel bir hak olan enerji faturalarına her ay zam üstüne zam yapıldı. Ekonomi değil, faturalar şahlandı. Tek adam rejimi; ülkemizde milyonlarca haneyi yoksullaştırarak elektrik faturalarını ödeyemez duruma getirdi. Bakan Yanık; 2,1 milyon haneye 2019 yılından beri 2,9 milyar lira destek verildiğini söyledi. Türkiye’de yaklaşık 25 milyon hane olduğu dikkate alındığında Sayın Bakan’ın bu açıklaması ülkemizde neredeyse her 12 haneden birinin bu iktidar döneminde muhtaç duruma düşürüldüğünün itirafı oldu!

Sayın Bakan; ihtiyaç sahibi 2,1 milyon haneye 2,9 milyar lira destek verilmesini adeta bir lütuf gibi duyururken; özel elektrik üretim şirketleri ile özel elektrik dağıtım şirketlerine ödenen tutarları neden açıklamıyor? “Destekleme” adı altında özel elektrik üretim şirketlerine vatandaşın faturasından kesilerek aktarılan tutar 100 milyar lirayı geçiyor. Özel elektrik üretim şirketlerine verilen destek; 2,1 milyon haneye verilen elektrik tüketim desteğinin 30 katından fazla! AK Parti vatandaşın değil, şirketlerin yanında olmayı tercih ediyor. Sayın Genel Başkanımızın da vurguladığı gibi eğer bu soyguna devam edilirse biz halkımızla birlikte kararımızı verip, şirketlere ve faturalara karşı adımlarımızı atacağız!”

Paylaşın

Yunanistan’da ‘Aşı’ Protestosu: Onlarca Gözaltı

Yunanistan’da bir çok kentte zorunlu aşılamaya karşı protestolar düzenlendi. Polisin kimi yerde sert müdahalede bulunduğu gösterilerde onlarca kişi gözaltına alındı. Bu, son birkaç ay içinde Atina’da zorunlu aşılamaya karşı üçüncü büyük gösteriydi.

Haber Merkezi / Yunanistan’da başta Atina ve Selanik olmak üzere bir çok kentte, 1 Eylül’den itibaren tüm sağlık çalışanları için aşıyı zorunlu hale getirme planının geri alınmasının talep edildiği protestolar düzenlendi.

Bu gösteriler, son birkaç ay içinde Yunanistan’da zorunlu aşılamaya karşı üçüncü büyük gösteriydi. Polisin kimi yerde sert müdahalede bulunduğu gösterilerde onlarca kişi gözaltına alındı.

Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde göstericilerin meşaleler yaktığı ve biber gazı ve tazyikli su ile müdahalede bulunan polislere, şişe fırlattığı görülüyor.

Paylaşın

BM: Kuzey Kore, Nükleer Reaktörü Yeniden Çalıştırdı

Birleşmiş Milletler (BM) Atom Ajansı’nın yıllık raporunda, Kuzey Kore’nin nükleer silah yapımında kullanılan uranyum zenginleştirme tesisini yeniden aktif halle getirdiği ifade edildi. Kuzey Kore, nükleer silahları ve balistik füze programları nedeniyle çok sayıda uluslararası yaptırım altında.

Haber Merkezi / Raporda, “Temmuz ayının başından bu yana, soğutma suyunun boşaltılması da dahil olmak üzere, reaktörün çalıştığıyla ilgili tutarlı göstergeler var” ifadelerine yer verildi.

Pyongyang’ın yaklaşık 100 kilometre kuzeyinde yer alan Yongbyon, ülkenin ilk nükleer reaktörüne ev sahipliği yapıyor ve Kuzey Kore’nin silah programı için bilinen tek uranyum zenginleştirme tesisi. Rapora göre Yongbyon reaktörü Aralık 2018’den beri etkin değildi.

Kuzey Kore Lideri Kim Jong Un, o dönemki ABD Başkanı Donald Trump ile ikinci bir zirvede Yongbyon kompleksinin bir kısmını yaptırımların hafifletilmesi karşılığında sökmeyi teklif etti, ancak teklifi reddedildi.

Kuzey Kore, nükleer silahları ve balistik füze programları nedeniyle çok sayıda uluslararası yaptırım altında.

Üst düzey bir ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Washington’un rapordan haberdar olduğunu ve ortak ülkelerle yakın işbirliği içinde olduğunu söyledi.

Yetkili AFP’ye verdiği demeçte, “Bu rapor, Kore Yarımadası’nın tamamen nükleer silahlardan arındırılması için acil diyalog ve diplomasiye duyulan ihtiyacın altını çiziyor” dedi.

Yetkili, “Rapor edilen bu faaliyeti ve nükleer silahlardan arındırmayla ilgili tüm sorunları ele alabilmek için Kuzey Kore ile diyalog aramaya devam ediyoruz” dedi.

 

Paylaşın

Kabil Uluslararası Havaalanı’na Roketli Saldırı!

Kabil Uluslararası Havaalanı’na roket saldırısı düzenlendi. En az 5 roketin fırlatıldığı saldırıda ABD Hava Savunma Sistemi’nin devreye girdiği ve roketleri engellediği bilgisi paylaşıldı. Saldırıda can ve mal kaybı olup olmadığı ise bilinmiyor.

Haber Merkezi / ABD ordusunun herhangi saldırısı ihtimaline karşı birkaç gündür bölgeye hava savunma sistemleri yerleştirdiği iddia ediliyor. Doğrulanmayan bilgilere göre, roket saldırısı çoklu fırlatmalara sahip bir roket sistemi ile gerçekleştirildi.

İngiliz Independent gazetesi, havalaanına yönelik saldırıda kullanılan beş roketin başarıyla vurulduğu bilgisini paylaştı. Saldırının son 24 saat içinde ABD güçlerinin operasyon yaptığı IŞİD-K  tarafından gerçekleştirildiği tahmin ediliyor.

Askeri uzmanlar ise konuya ilişkin yaptıkları değerlendirme, saldırıların devam edeceğini söylüyor. Uzmanlar, saldırılar IŞİD-K’nin Taliban’ın sahip olduğu silahları kolayca elde edebileceklerini gösteriyor değerlendirmesinde de bulundular.

Bu arada ABD Başkanı Joe Biden’in ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan, ABD’nin Afganistan’dan ayrılmak isteyenlerin 31 Ağustos’tan sonra da güvenli geçişini sağlamak için Taliban ile çalışmaya devam edeceğini söyledi.

Sullivan, ABD’nin 1 Eylül’den itibaren Afganistan’da büyükelçiliği olmayacağını doğruladı, ancak “Horasan’daki İslam Devleti grubuna karşı operasyonları” değerlendireceklerini belirtti.

ABD’li bir güvenlik yetkilisi ise, Hamid Karzai Havalimanı’nda şu anda 1000’den fazla sivilin tahliye edilmeyi beklediğini söyledi.

Havaalanını devralmaya hazır olduklarını açıklayan Taliban yetkilileri, ayrıca ülkenin yeni hükümetini birkaç gün içinde açıklayacaklarını söylediler.

Paylaşın

Fenerbahçe, Altay’ı Ferdi ve Valencia İle Geçti

Fenerbahçe, Süper Lig’in üçüncü haftasında İzmir’de karşılaştığı Altay’ı 50. dakikada Ferdi Kadıoğlu ile 55. dakikada Enner Valencia’nın kaydettiği gollerle 2-0 mağlup etti. Fenerbahçe, bu sonuçla puanını 9’a yükseltti.

Haber Merkezi / Fenerbahçe, Süper Lig’in üçüncü haftasında İzmir ekibi Altay’a konuk oldu. Bornova Aziz Kocaoğlu Stadyumu’nda oynanan karşılaşmadan 2-0 galip ayrılan Fenerbahçe ligde 3’te 3 yaptı ve puanını 9’a yükseltti.

Fenerbahçe’nin gollerini 50. dakikada Ferdi Kadıoğlu ile 55. dakikada Enner Valencia kaydetti.

Maçtan dakikalar;

18. dakikada Marcel Tisserand’ın sağdan verdiği pasta penaltı noktası üzerinde topla buluşan Osayi Samuel uygun durumda pozisyondan yararlanamadı.

26. dakikada Altay atağında Cesar Pinares’in soldan pasında topla buluşan Naderi, kaleci Altay’ı geçemedi.

33. dakikada rakip yarı sahanın ortasında topla buluşan Osayi-Samuel, rakiplerini de geçtikten sonra ceza sahasına girmeden sağ çaprazdan şutunu çekti, top yandan dışarı çıktı.

36. dakikada Pinares’in sağ taraftan kullandığı köşe atışında Teisserand’ın uzaklaştırdığı topla ceza sahası dışında buluşan Kappel’in sert şutunda, top auta gitti.

43. dakikada Osayi Samuel’in sağdan çaprazdan verdiği pasta kale önünde topla buluşan Muhammed Gümüşkaya topu auta attı.

47. dakikada Muhammed Gümüşkaya’nın ara pasında ceza sahasında topla buluşan Valencia’nın şutu kalecinin son anda müdahalesiyle kornere çıktı.

51. dakikada Altay ceza sahasının sol çaprazında topla birlikte rakiplerini tek tek geçen Ferdi Kadıoğlu, ceza yayının sol köşesinden yaptığı vuruşla topu ağlara gönderdi. 0-1

55. dakikada Ferdi Kadıoğlu’nun soldan verdiği ara pasta kale önünde topla buluşan Valencia, topu filelerle buluşturdu. 0-2

90+4. dakikada Altay atağında Eren Erdoğan’ın ceza sahasından attığı sert şutta top direğe çarpıp auta gitti.

Stat; Bornova Aziz Kocaoğlu

Hakemler; Yaşar Kemal Uğurlu, Mustafa Sönmez, Serkan Çimen

Altay; Mateusz Lis, Mohammad Naderi, Eric Björkander, Murat Akça, İbrahim Öztürk, Cebrail Karayel (Eren Erdoğan dk. 83), Andre Poko (Marco Paixao dk. 87), Cesar Pinares (Serge Arnaud Aka dk. 58), Khaly Thiam, Leandro Kappel (Martin Rodriguez dk. 58), Daouda Bamba (Ahmed Rayyan dk. 58)

Fenerbahçe; Altay Bayındır, Min-Jae Kim (Serdar Aziz dk. 67), Nazım Sangare, Marcel Tisserand, Attila Szalai, Jose Sosa, Ferdi Kadıoğlu, Luiz Gustavo, Muhammed Gümüşkaya (Mert Hakan Yandaş dk. 77), Enner Valencia (Mbwana Samatta dk. 63), Bright Osayi-Samuel (Miha Zajc dk. 77)

Goller; Ferdi Kadıoğlu (dk. 51), Valencia (dk. 55) (Fenerbahçe)

Sarı kart; Ferdi Kadıoğlu (Fenerbahçe)

“Gerçekten çok mutluyum”

Karşılaşma sonrası açıklamada bulunan Fenerbaçe Teknik Direktörü Vitor Pereira, “Gerçekten zor ve ilk iki maçını kazanmış motive bir takıma karşı oynadık. Ama bu şekilde 2-0 galip ayrıldığımız için gerçekten çok mutluyum. Taraftarlarımız da eminim futbolcularımızla gurur duyuyordur” dedi.

“Gol yememek tüm takımı harika hissettiriyor”

Fenerbahçe’nin Macar stoperi Attila Szalai, karşılaşmaya ilişkin yaptığı açıklamada “Bugün gösterdiğimiz performansla gurur duyabiliriz. Oyunun belli anlarında topu uzun oynamak zorunda kaldık. İkinci yarı daha farklı oldu, iki gol attık. Bugün gösterdiğimiz takım ruhu son derece iyiydi. Gol yememek tüm takımı harika hissettiriyor. Bu, defans anlamında iyi işler yaptığımızı gösteriyor. Forvetten kaleye iyi bir iş çıkardığımızı düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“Şutumu çektim ve golü attım”

Fenerbahçe’ye galibiyeti getiren gollerden birini atan Ferdi Kadıoğlu ise, “Top kenara açılmıştı. Sonrasında topa bir müdahalem oldu, çizgide tutmayı başardım ve içeriye kat ederek şutumu çektim ve golü attım. Bundan dolayı gerçekten çok mutluyum” dedi.

“Takım olarak iyi performans gösterdik”

Fenerbahçe’nin genç oyuncularından Bright Osayi-Samuel, maçla ilgili, “Bugün takım olarak iyi performans gösterdik. İlk yarıya biraz yavaş başlamış olsak da ikinci yarı attığımız goller bizi oldukça rahatlattı” şeklinde konuştu.

Paylaşın

Karıncaları Olağanüstü Kazıcılar Yapan Nedir?

Karıncalar hakkında bildiğimiz bir şey varsa, o da, karmaşık bir tünel ağıyla birbirine bağlanan çok katmanlı yuvalar inşa edebilen olağanüstü kazıcılar olduklarıdır. Şimdi, bir grup araştırmacı, karıncaların tünellerini inşa etme sürecini daha iyi anlamak için X-ışını görüntülemeyi kullandı; bulgular inanılmaz.

Haber Merkezi / Bilim insanları, uzun zamandır karıncalarla ilgileniyorlar ve kolektif davranışlarını inceliyorlar. Karıncalar, kolonilerini korumak için kendilerini verimli bir toplulukta örgütleyebilen sosyal böceklerdir; birbirinden iyi aralıklı birkaç karınca birey gibi davranırken, birbirine yakın bir grup karınca daha çok katı ve sıvı özelliklere sahip tek bir birim gibi davranır.

California Teknoloji Enstitüsü’nde (Caltech) bir mühendis olan José Andrade, karınca yuvası sanatı örneklerini gördükten sonra tünel karıncalarını daha fazla keşfetmek için harekete geçti. Bir karınca yuvasının örneğini gördüğünü ve ne muhteşem bir yapı diye düşündüğünü söyleyen Andrade, “Karıncaların nasıl kazılacağını bilip bilmediğini merak ettim” dedi.

Andrade, araştırmaya nasıl başladıklarına ilişkin yaptığı açıklamada “Ne yaptıklarını bilip bilmediklerini sormak için hiçbir karıncayla görüşmedik, ancak kasıtlı bir şekilde kazdıkları hipoteziyle başladık” ifadelerini kullandı.

Uzun bir süreç

İlk adım, karıncaları yetiştirmek ve onlarla nasıl çalışılacağını öğrenmekti. Ancak bir yıldan fazla süren çok uzun bir ilk adımdı. Karıncaların daha sonra bir X-ray görüntüleyiciye yüklenecek olan küçük toprak kaplarını kazmasını sağlamak için çok fazla deneme yanılmaya neden oldu.

Araştırma sırasında karıncaların kaprisli olduklarını öğrendiklerini belirten Andrade, “Bu karıncaları bir kaba koyduğumuzda, bazıları hemen kazmaya başlardı ve inanılmaz ilerlemeyi sağlarlardı. Bazıları ise, saatler hiç kazmıyorlardı. Bazıları da bir süre kazıyor ve sonra durup ara veriyordu” dedi.

Sonunda her şeyi ayarladıklarında, araştırmacılar bardakları alıp içindeki tüm tünellerin 3 boyutlu taramasını yaratan bir teknik kullanarak röntgen çekti. Bu, simülasyonlar oluşturmalarına ve karıncaların tünellerini yüzeyin daha da altına genişlettiklerinde kaydettikleri ilerlemeyi göstermelerine ve davranışlarında birkaç kalıp belirlemelerini sağladı.

Karıncalar, tünellerini bardakların iç kısmı boyunca kazdılar; mümkün olduğunca düz ve dik olarak, durma açısı olarak bilinen noktaya kadar. Bu, taneli bir malzemenin çökmeden önce yığılabileceği en dik açıdır. Araştırmacılar ayrıca tünellerin fiziği hakkında bir şeyler keşfettiler. Karıncalar toprak tanelerini çıkarırken, tünel içindeki ve çevresindeki parçacıkların tüm fiziksel etkileşimlerini değiştiriyorlar.

Peki ya ilk hipotezleri? Karıncalar gerçekten ne yaptıklarını biliyorlar mı? Araştırmaya göre öyle değil. Andrade, araştırmanın sonucuna ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Kumda sistematik olarak yumuşak noktalar aramadılar. Aksine, fizik yasalarına göre kazmak için çalıştılar” ifadelerini kullandı. Araştırma PNAS dergisinde yayınlandı.

Paylaşın