Meteoroloji’den Bir Çok Kent İçin Sağanak Yağış Uyarısı

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM), aralarında İstanbul, Balıkesir, Kocaeli, Sakarya ve Kastamonu’nun da bulunduğu bir çok kent için sağanak yağış uyarısında bulundu. MGM, sağanak yağışın etkili olacağı yerlerdeki vatandaşlara olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalı çağrısı da yaptı.

Haber Merkezi / MGM tarafından yapılan son değerlendirmelere göre: Ülkemizin kuzey kesimlerinin parçalı ve yer yer çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra Orta ve Doğu Karadeniz kıyıları ve Sinop çevreleri ile Kırklareli, İstanbul, Balıkesir, Kocaeli, Sakarya ve Kastamonu’nun kuzey, Çanakkale’nin iç kesimlerinin yağmur ve sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Bu sabah ve gece saatlerinde iç ve doğu kesimlerde yer yer pus ve sis olayı bekleniyor.

Hava sıcaklıklarının Ülkemizin kuzeydoğu kesimlerinde 1 ila 3 derece azalacağı, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacağı, genellikle mevsim normalleri civarında seyredeceği tahmin ediliyor. Ülkemizin kuzey ve iç kesimlerinde yer yer yoğun olmak üzere pus ve sis hadisesi beklendiğinden meydana gelebilecek olumsuzluklara karşı (ulaşımda aksamalar, vb) ilgililerin ve vatandaşların dikkatli ve tedbirli olmaları gerekmektedir.

Bölgelerimizde hava durumu ise şöyle;

Marmara ve Ege Bölgesi

Marmara Bölgesi’nin parçalı ve az bulutlu, zamanla yer yer çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra Kırklareli, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya’nın kuzey kesimleri ile akşam saatlerinde Çanakkale’nin iç, Balıkesir’in kuzey kesimlerinin yerel olmak üzere sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Bu sabah ve gece saatlerinde yer yer sis ve pus olayı beklenirken Ege Bölgesi’nin parçalı ve az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. Bu sabah ve gece saatlerinde bölgenin iç kesimlerinde yer yer pus ve sis olayı bekleniyor.

Akdeniz ve İç Anadolu Bölgesi

Akdeniz Bölgesi’nin parçalı bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Bu sabah ve gece saatlerinde bölgenin iç kesimlerinde yer yer pus ve sis olayı beklenirken, İç Anadolu Bölgesi’nin parçalı ve az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. Bu sabah ve gece saatlerinde yer yer sis ve pus olayı bekleniyor.

Karadeniz Bölgesi

Batı Karadeniz’in parçalı bulutlu, öğle saatlerinden sonra Kastamonu kıyı kesimleri ile Sinop çevrelerinin yerel olmak üzere sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Bu sabah ve gece saatlerinde bölgenin iç kesimlerinde yer yer sis ve pus olayı beklenirken, Orta ve Doğu Karadeniz’in parçalı ve yer yer çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra kıyı kesimlerinin yerel olmak üzere sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Bu sabah ve gece saatlerinde bölgenin iç kesimlerinde yer yer pus ve sis olayı bekleniyor.

Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi

Doğu Anadolu Bölgesi’nin parçalı ve az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. Bu sabah ve gece saatlerinde yer yer sis ve pus olayı beklenirken, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor.

Paylaşın

Altı Partiden ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ Açıklaması: Tüm Temel İlkelerde Anlaşıyoruz

CHP, İYİ Parti, Gelecek Partisi, DEVA Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti temsilcileri, TBMM’de devam eden ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ toplantılarına ilişkin yaptıkları açıklamada, “tüm temel ilkelerde anlaşıyoruz” mesajı verdiler. mesajı verdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya, Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp, Halk TV’ye konuk oldu.

Siyasi parti temsilcilerinin konuşmalarından öne çıkan bölümler şöyle;

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek: Türkiye’nin yeni bir siyaset kültürüne ihtiyacı var. 6 parti birlikte çalışmamızın da aslında anlamı bu. Anlaşamadığımız hiçbir temel ilke yok. Farklılıklarımızla bir aradayız ama merkezimizde demokrasi var. Hukukun üstünlüğü var. Siyaset yapma şeklimizi değiştirmemiz lazım. Bugüne kadar hep geçmişi deşerek siyaset yapıldı. Biz geçmişteki hataları da göz önünde bulundurarak geleceği de inşa etmek için siyaset yapmalıyız.”

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem: Çalışmalarımızın bir sırası var. Öncelikle anayasaya uygun olarak yasama yürütme ve yargı şeklimde çalışmalarımızı yürüttük. Her partinin kendi açıkladığı ilkeleri var. Bizim de iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sistem ilkelerimiz var.

Biz koltuk uğruna siyaset yapmıyoruz. Yüzde 50+1’lik sistem milleti gerçekten bölmek, parçalamak, kendi seçmeninizi konsolide etmek için karşı tarafta bir düşman kesim yaratmak bakımından son derece uygun bir anayasal düzen. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi değişikliği esnasında bunun ülkenin birliğine hizmet etmeyeceğini söyledik ve nitekim etmedi. Bunun sonucunu 83 milyon yaşıyoruz.

“Yüzde 100 bir uzlaşıyı sağlamış durumdayız”

Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp: Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olarak adlandırılan sisteme geçildikten sonra uzlaşma ortadan kalktı. 6 partinin bu yaptığı çalışma bu anlamda çok değerli ve önemli. İlk 2 toplantı sonucunda gördük ki aslında birbirimize çok yakınız. Bu çok memnuniyet verici.

Hayalimizdeki Türkiye’de aşağı yukarı paralel görüşlere sahibiz. Bu güvenle 3. toplantıdan itibaren meclis çatısı altında toplanıp yazmaya karar verdik. Şu ana kadar kaleme aldığımız bölümleri büyük bir engel ve sıkıntıyla karşılaşmadan tamamlama şansına sahip olduk. Kaleme aldığımız metinde yüzde 100 bir uzlaşıyı sağlamış durumdayız.

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya: Bu çalışma bir seçim kazanmak, bir iktidarı devirmek ya da bir ittifak kurmak için yapılan bir çalışma değil. Burada iktidarın da içinde yer aldığı bir gelecek Türkiye’si tahayyül edip tasavvur edebilir miyiz çalışması. Bu çalışma 84 milyon için, sadece iktidara karşı yapılan bir çalışma değil. İktidar partisine oy vermiş seçmenlerin de içerisinde yer aldığı bir Türkiye hayali ortaya çıkarmaya çalışıyoruz.

“Türkiye’nin asgari mutabakatı özgürlükçü demokratik devlet olmalı”

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu: Bugün ülkemizin önünde en önemli aşamalardan birisi, cumhuriyetin demokrasiyle taçlandırılması meselesi vardır. İnşallah biz bir araya gelen 6 siyasi parti bunun önünü açabiliriz. Helalleşmek için detaya inmek, yüz yüze gelmek, karşılıklı olarak duygulanmak gerekiyor.

Bugün Tayyip Erdoğan maalesef bu otoriter devlet anlayışını, herkesi ciddi manada tehdit eden, başta AKP’ye destek veren insanları da yarın öbürsü gün tehdit edecek adeta bir korku cumhuriyetine dönüştürdü. Her birimiz bu sorunu iliklerimize kadar hissediyoruz. Bundan sonraki süreçte Türkiye’nin asgari mutabakatı özgürlükçü demokratik devlet olmalı.

“İnsanlar bizden çözüm bekliyor”

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün: Helalleşmek birbirimizin arasında olması lazım. İkinci helalleşme değişik toplum kesimleriyle olmalı. 2001’de AKP’yi çok samimi duygularla kurduk. Maalesef daha sonra bir güç yozlaşmasına kapıldı partinin üst yönetimi. Biz 2015’te bunu gördük, restorasyon süreci ilan ettik ama buna karşı gelindi. Siyasetçinin ahlaklı olmasını arzu ettik ama bu engellendi. Birileri siyasetçilerin ahlaksız olmasını istedi.

Değişik kaynaklardan gelen partilerin temsilcilerinin bir araya oturması havayı yakalamak adına yapılmış adımlardır. Vatandaş bu masanın üzerine titriyor. Vatandaş ‘ötekileştirmeden bıktık’ diyor. İnsanlara ümit olmak için bir araya geldik. İnsanlar bizden çözüm bekliyor.

(Kaynak: Sözcü)

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Helalleşme Yolculuğuna Çıkıyorum

Sosyal medya hesabından bir video yayınlayan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Helallik isteme, helalleşme yolcuğuna çıkıyorum. Geçmişte kırdığımız, korkuttuğumuz topluluklarla, bireylerle, farklı hayat tarzlarının temsilcileriyle buluşmalarıma başlayacağım” dedi. 

Haber Merkezi / Kılıçdaroğlu, “Ben ömrümde, bu ülkede, nefreti ve sevgiyi bolca gördüm ve sevgi, hep daha güçlü oldu. Artık sevgiye bu savaşı kazandırma zamanı. Affetmeyi ve affedilmeyi kucaklayarak helallik istemeyi ve vermeyi başarmalıyız. Hep birlikte umuda, barışa ve sevince yürüyebilmek ancak birbirimizin yaralarını sararak olacak.” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından bir video paylaştı. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, videoda yaptığı konuşmada şunları söyledi;

“Uzun süredir bir konuyu sizlerle samimi şekilde konuşmak istiyorum. Önemli bir değişim kapıda. İktidar değişiyor. Ancak iktidarlar hep değişti ama ülkenin makus talihi hiç değişmedi. İşte bu yüzden, hayatımın bu aşamasında iktidara gelmekten çok daha önemli bir vizyonum var. Bu ülkenin bu makus talihini değiştirmek istiyorum. Gitmekte olan bir iktidar var. Korkunç bir enkaz bırakarak gidiyorlar. Demokrasiyi yok ettiler, halkı sefalete sürüklediler. Bunca olandan sonra sadece iktidarı değiştirmek yetecek mi bize? İktidarlar değiştikçe neden bu ülke gerçek bir demokrasiden ve müreffeh bir toplumdan sürekli uzaklaşıyor?

“Haklımız kavga ettikçe bir gurup insan zenginleşti”

Açık konuşacağım, sadece AK Parti iktidarından bahsetmiyorum, biz dahil geçmişte tüm iktidarlardan bahsediyorum. Neden bu devleti her gelen iktidar, sürekli yıpratıyor? Bunun önemli bir nedeni var. Ülkemiz yaralı insanların ülkesi. Farklı topluluklar çok farklı yaralar taşıyor. Ruhlarımız acı çekiyor. Geleceğe bakamıyoruz, geçmişe takılı kaldık. Her iktidara gelen de bu yaraları kullandı, istismar etti, derinleştirdi. Tarihimizde de bunu en çok AK Parti hükümeti yaptı. Nefreti körükledi. Haklımız kavga ettikçe bir gurup insan zenginleşti.

Kemal Kılıçdaroğlu olarak sadece iktidarı almak yetmiyor. Ülkeme bir miras bırakmak istiyorum. Bu ülkenin huzura kavuşmasını ve önüne bakabilmesini istiyorum. Bundan sonraki 100 iktidarın da bu ülkeye ve insanına iyi gelmesini istiyorum. Ülkemizin iktidardan çok şifaya ihtiyacı var. Geçmişten gelen küskünlüklere ve öfkeye bağlı kalırsak ülkemiz bu felaketleri gelecekte de yaşamaya mahkum olacak.

“Helallik isteme, helalleşme yolculuğuna çıkıyorum”

Düşündüğümüzden daha güçlüyüz biz. Geçmişin arabaları ile hiçbir yere gidemeyeceğimizi artık biliyoruz. Onun için artık helalleşme zamanı. Ne pahasına olursa olsun toplumsal ilişkilerimizi güçlendirmek ve yaralarımızı iyileştirmek için geçmişte yapılan hataların sorumluluğunu almayı ve helallik istemeyi bilmeliyiz. Benim liderliğini yaptığım partinin de geçmişte yarattığı derin yaralar vardır. Uzun süredir de önce bu yaraları yaratan o sistemi değiştirmekle uğraştım. Şimdi ise dışarıya dönme zamanı. Ben bu yaraların kapanması için helallik isteme, helalleşme yolculuğuna çıkıyorum.

Geçmişte kırdığımız, korkuttuğumuz topluluklarla, bireylerle, farklı hayat tarzlarının temsilcileriyle buluşmalarıma başlayacağım. Ben ömrümde, bu ülkede, nefreti ve sevgiyi bolca gördüm ve sevgi, hep daha güçlü oldu. Artık sevgiye bu savaşı kazandırma zamanı. Affetmeyi ve affedilmeyi kucaklayarak helallik istemeyi ve vermeyi başarmalıyız. Hep birlikte umuda, barışa ve sevince yürüyebilmek ancak birbirimizin yaralarını sararak olacak.”

Paylaşın

HDP Seçmeni, Cumhurbaşkanlığı Seçiminde Ne Yapacak? Demirtaş Açıkladı

5 yıldır Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP seçmeninin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde izleyeceği yola dair dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Demirtaş, yazısında “Yerel seçimlerdeki denklem cumhurbaşkanlığı seçiminde de geçerli” ifadelerini kullandı.

2018’deki yerel seçimlerde Millet İttifakı adaylarının desteklenmesini isteyen Demirtaş, önümüzde cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de aynı denklemin sağlanacağının sinyalini verirken, AKP ve MHP’nin “HDP’yi ve HDP üzerinden muhalefeti terörize ettiğini” ifade etti.

Selahattin Demirtaş, yazısının devamında “HDP de seçmenleri de Türkiye’de gerçek bir huzur, uzlaşı, demokrasi ortamı istiyorlar. Eşitçe ve özgürce, bir arada yaşayalım diyorlar. Seçimlerde partilerinin yanında çelikten bir irade gibi durmaya devam edeceklerinden kuşkum yok. Cumhurbaşkanlığı seçimleri için ise ne yapacaklarını şimdilik bilemiyoruz ama ne yapmayacaklarını çok iyi biliyoruz, aptallık etmeyecekler. Her zamanki gibi akılla ve vicdanla hareket edecekler.” ifadelerini kullandı.

Demirtaş’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HDP’lilerin izleyeceği yola ilişkin artıgerçek için kaleme aldığı yazıdan bir bölümü şöyle:

Önümüzdeki ilk seçimlerde HDP seçmenlerinin ne yapacakları, nasıl davranacakları seçimlerin sonucunu belirleyecek. Sanırım bu görüşe katılmayan yoktur. Elbette bu durum, HDP seçmenlerinin oyunu diğer seçmenlerin oylarından daha değerli kılmaz. Bununla birlikte, HDP’nin ittifaklar dışı konumlanması onun stratejik önemini artırmıştır. AKP-MHP blokunun HDP’ye ve HDP üzerinden diğer muhalefete bunca ölçüsüz, ahlaksız, sınırsız saldırmasının nedeni de budur.

Amaç HDP’yi terörize ederek meşruluğunu zayıflatmak, oylarının artmasını engellemek ve HDP ile Millet ittifakını iş birliği içinde gösterip bir bütün olarak tüm muhalefeti terörist ilan ederek şoven, milliyetçi oyları Cumhur İttifakında konsolide etmektir. Bu da herkesin açıkça gördüğü, bildiği bir plan. Son yerel seçimlerde ve tekrarlanan İstanbul seçiminde bu dahiyane (!) planın işe yaramadığı, hatta ters teptiği görülmesine rağmen neden tutmamış, tutmayan, tutmayacağı da net olan bir plan üzerinde ısrar ediyorlar?

Bu konuda çok derin, görkemli, şahane siyasi analizler de yapabilirim! Birçok siyasi nedeni peş peşe sıralayıp gerçekçi bir tablo sunabilirim sizlere. Ama öyle yapmayacağım, sadece tek bir neden üzerinde duracağım. Cumhur İttifakı, HDP’ye ve HDP üzerinden muhalefete neden bu kadar saldırıyor? Çünkü kafaları çalışmıyor. Çünkü akılsızlar. Çünkü etraflarında aklı başında tek bir insan kalmadı. Çünkü bunlarda, “Efendim yanlış yapıyoruz” diyecek bir Allah’ın kulu yok. Emin olun, nedeni bu kadar basittir. Bakın anlatayım.

HDP’liler oy veriyorlar diye CHP ve İYİ Partili seçmenler kendi partilerinden vazgeçer mi?

Yerel seçimlerde HDP, Millet İttifakının içinde değildi, halen de değil. Dolayısıyla Millet İttifakının hiçbir belediye başkanı adayı HDP’li değildi ya CHP’liydiler ya da İYİ Partili. HDP o dönemde ne yaptı? CHP’li adayları dışarıdan destekleme kararı aldı ve o adaylara kazandırdı. İYİ Partili adaylara karşı da kendi adayını çıkardı. Cumhur İttifakı buna karşı, beka tartışmasını öne çıkaran bir seçim kampanyası yürüttü.

Şimdi kendinizi CHP’li veya İYİ Partili seçmenlerin yerine koyarak düşünün lütfen. Desteklediğiniz Millet İttifakının adayının kazanması zor görünüyor ama siz kazanmasını çok istiyorsunuz haklı olarak. Sonra HDP diye bir parti çıkıyor ve sizin adayınızı sadece demokrasinin gelişmesi için destekleme kararı alıyor. Bu durumda, CHP ve İYİ Parti seçmeninin şöyle mi düşünmesi beklenir? “Aaa, bak bu olmadı. Eğer benim kazanmasını çok istediğim adayıma HDP’liler de oy verecekse ben oy vermem kardeşim, gider Cumhur İttifakı adayına oy veririm.” Bu mudur yani? HDP’liler de oy verecek diye bir parti seçmeni, kendi adayından ve partisinden vazgeçip karşı ittifaka mı geçer yoksa sevinçten, HDP’li seçmenle kol kola halay mı çekmeye başlar? Yanıtı belli zaten, seçimi kazandılar ve kol kola halay çektiler.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

İkinci El Online Otomobil Satışları Yüzde 27 Azaldı

Türkiye ikinci el online binek ve hafif ticari araç pazarında ekim ayı satışları eylül ayına kıyasla yüzde 6 artarken, geçen yılın ekim ayı ile kıyaslandığında yüzde 42, Ocak-Ekim 2020’ye göre ise yüzde 27 azaldı.

Haber Merkezi / Indicata’nın verilerine göre, Türkiye ikinci el online binek ve hafif ticari araç pazarında 2021 Ekim’de 239 bin 319 adet, 2021 Ocak-Ekim döneminde ise 2 milyon 970 bin 762 ilan verilmiştir.

Ekim ayında ilanı verilen araçların 121 bin 149 adeti satılırken, satışlar, eylül ayına kıyaslandığında yüzde 6 arttı. Geçen yılın ekim ayı ile kıyaslandığında satışlarda yüzde 42, Ocak-Ekim 2020’ye göre ise yüzde 27 oranında azaldı.

Ekim’de gerçekleştirilen satışlar içinde binek araçların oranı yüzde 82, hafif ticari araçların oranı ise yüzde 18 oldu. İlana çıkan araçlar ortalama 33 günde satılmıştır. Ekim ayının en hızlı satılan markası ise 28 gün ile Wolksvagen oldu. İkinci ve üçüncü sırayı 29 gün ile Renault ve Hyundai aldı.

En çok dizel otomobil satıldı

Türkiye ikinci el online binek ve hafif ticari pazarı motor tipine göre değerlendirildiğinde, ekimde en yüksek payı 76 bin 372 satış ve yüzde 63,04 payla dizel otomobiller aldı. Dizel otomobilleri, 41 bin 336 satış ve yüzde 34.12 payla benzinli, 1.466 satış ve yüzde 1.21 payla hibrit otomobiller takip etti.

Otogazlı otomobillerin payı 1.357 satışla yüzde 1,12 ve elektrikli otomobillerin payı da 618 satışla yüzde 0,51 olarak belirlendi. Ekim ayında 39 bin 921 adetle en çok C segment araç satıldı. C segmentinden sonra en çok satış 22 bin 412 adetle B segmentinde gerçekleşti. 2021 Ekim ayında 2.el online binek ve hafif ticari araç pazarında en çok 12 bin 994 adet ile 4 yaş ve 11.603 adetle 5 yaş araçların satışı gerçekleşti. Bu da pazarın yüzde 20’sini oluşturdu.

Paylaşın

Çocukları Diyabet Riskinden Korumak İçin Yapılması Gerekenler

Yapılacak basit yaşam tarzı değişiklikleri, tip 2 diyabetin başlamasını önlemeye yardımcı olabilir. Obezite, yüksek kolesterol veya ailede diyabet öyküsü nedeniyle yüksek risk altındaysanız, önlemeye yönelik adımlar daha da önemlidir.

Haber Merkezi / Günümüzde diyabet sadece yetişkinlerde değil, çocuklarda da yaygın bir durumdur. Ebeveynler, çocuklarda bu durumun gelişmesini önlemek için birçok şey yapabilir. İşte atabileceğiniz bazı basit adımlar:

Hareketli olmak

Bu günlerde çocuklar çoğu zaman ekrana yapıştırılıyor. Çocuğunuzla yürüyüşe çıkın, top oynayın, onların sevdikleri fiziksel aktiviteleri yapın. Çocukların her gün en az 60 dakika fiziksel aktiviteye ihtiyacı vardır, bunu unutmayın.

Kilo yönetimi

Çocuğunuz fazla kiloluysa, kilo vermek diyabet riskini azaltmasına yardımcı olabilir. Onunla konuşun ve kilo vermenin sağlığını korumak için neden önemli olduğunu anlamasını sağlayın.

Şekeri azaltın

Çocuklar şekerli yiyecekleri sever. Ancak buna dikkat etmeli ve şeker tüketimini sınırlandırmalısınız. 

Sağlıklı atıştırmalıklar

Çocuklara erken yaşlardan itibaren meyve, kepekli tahıllar vermeye odaklanın. Her seferinde bir yiyeceği tanıttığınızda çocuğunuz, daha sağlıklı atıştırmalıklara yönelecektir.

Ekran süresini sınırlayın

Çok fazla ekran süresi göz sorunlarına, uyku sorunlarına ve daha az fiziksel aktiviteye neden olabilir.

Akşam yemeğini zamanında yiyin

Aslında, tüm öğünleri doğru zamanda yemek, kan şekerini kontrol altında tutmanın harika bir yoludur. Yemek yerken televizyonu kapalı tutun ve dikkati başka herhangi bir şekilde dağıtmaktan kaçının.

Paylaşın

DEVA Lideri Ali Babacan’dan ‘Dolar’ Tepkisi

Dolar kurunun 10 lira olmasını değerlendiren DEVA Lideri Babacan, “Bu ülkenin alın terine, akıl terine, emeğe ihtiyacı var. Siz hukuku tanımazsanız, dürüst ve liyakatli kadrolarla çalışmazsanız, adaleti yerlerde süründürürseniz, işte millî paranız da böyle yerlerde sürünür” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Babacan,” ‘Maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz’ diyenler, ‘rekabetçi kur’ diyenler, paramızın değersiz ve itibarsız hale gelmesiyle milletimize çok ağır bedeller ödettiler, ödetiyorlar” dedi. Babacan, “Döviz kuru artınca iğneden ipliğe her şeye zam geleceğini ilkokul çocukları bile biliyor” ifadelerini kullandı.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, sosyal medya hesabından yaptığı canlı yayınla dolar kurunun 10 lira olmasını değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2012’deki “Para tıpkı bayrak gibi milli marş gibi bir ülkenin gücünü, itibarını, bağımsızlığını simgeler. Paranın itibarı milletin itibarıdır” ifadelerini ekrana getiren Babacan şu ifadeleri kullandı:

“Bu iktidar, bu milletin parasını da itibarını da pul etti. O gün bugündür, Türk Lirası, sadece dolar karşısında değil, adı sanı duyulmamış ülkelerin parası karşısında bile değer kaybetti. Papua Yeni Gine Kinası, bu sözün söylendiği döneme göre Türk Lirası karşısında yüzde 86 daha değerli. Bulgar Levasının, Türk Lirası karşısındaki değeri yüzde 110 daha fazla. ‘Maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz’ diyenler, ‘rekabetçi kur’ diyenler, paramızın değersiz ve itibarsız hale gelmesiyle milletimize çok ağır bedeller ödettiler, ödetiyorlar.

Kahroluyorum, çok üzgünüm ama asla umutsuz değilim. Bu ülkenin potansiyelinin çok yüksek olduğunu biliyorum. Çünkü 2008’de tüm Avrupa krizden geçerken, Avrupa’da insanlar yoksullaşırken, biz ülkemizi o krizlerden korumayı başardık. Amerika’da, milyonlarca insan işsiz kalırken, trilyonlarca dolarlık zararlar yaşanırken, biz ülkemizde istihdamı artırdık. Çok daha kötü günlerde, ülkemizi başarıya ulaştırdık. Daha önce yaptık, yine yaparız.

“Paramızın pula dönmesine son vereceğiz”

Bu kabustan uyanacağız. Tıpkı korkulu bir rüyanın ardından bir bardak su içme rahatlığıyla nefes alacağız. Ülkemizi gidemeyenlerin ülkesi olma utancından kurtaracağız. Asgari ücreti, açlık sınırının altında olması utancından çıkaracağız. Paramızın, sokağa çıktığımız an pula dönmesine son vereceğiz. Bu ülkeyi mutlu insanların ülkesi yapacağız. İnanın bu olacak.

Bizlerin hükûmetten ayrıldığı tarihte; 1 dolar, 2 lira 92 kuruştu. Sayın Erdoğan, tüm yetkiyi tek elde toplayarak taraflı, partili cumhurbaşkanı seçildiği tarihte, 25 Haziran 2018’de 1 dolar, 4 lira 65 kuruştu. Bugün dolar kuru 10 liraya dayandı. Partili taraflı cumhurbaşkanı göreve başladı başlayalı dolar kuru 2 kattan fazla arttı. Gerçekten, aklımız havsalamız almıyor. Bu iktidar, tam bir mirasyedi gibi, varımızı yoğumuzu harcadı, ülkemizi değersizleştirdi. Bu ülkenin mirasyedilere ihtiyacı yok.

Burası, 84 milyonuyla birbirini ve ülkesini çok seven insanların ülkesi. Bu ülkenin alın terine, akıl terine, emeğe ihtiyacı var. Siz hukuku tanımazsanız, dürüst ve liyakatli kadrolarla çalışmazsanız, adaleti yerlerde süründürürseniz, işte millî paranız da böyle yerlerde sürünür. 1 dolar tam 10 lira olur. Şu anda Türk Lirası’nın değeri hem nominal hem de reel olarak tarihin en düşük seviyesinde.

Bu ülkenin insanları Dolar 10 lira olunca ekmeğin 2 buçuk lira olacağını iyi biliyor. Döviz kuru artınca iğneden ipliğe her şeye zam geleceğini ilkokul çocukları bile biliyor.  Dolar 10 lira demek, bu kış evimizi, doğalgaz faturasından endişe edip, ısıtmaya korkmak demek.  Evinde doğalgaz var, elektrik var ama insanlar soba alıyor.  Doğalgazlı evlerde insanlar kömür yakmaya başladı. Soba satışları artıyor. Soba da kurtarmıyor çünkü kömür fiyatları aldı başını gidiyor.

“Abartıyorsun diyenlere itibar etmeyin”

Gençlere de seslenen Babacan sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaşadığınız hayal kırıklığını biliyorum, anlıyorum. 25 yaşında, 18 yaşında ve 11 yaşında üç çocuk babası olarak; onların yaşadığı duyguları ben de yaşıyorum. Bütün bu adaletsizlik ortasında bir yandan iyi eğitim almaya çalışırken, bir yandan da iş bulup bulamayacağınızı düşünüyorsunuz. İş bulsanız da kazanacağınız parayla geçinip geçinemeyeceğinizin endişesini yaşıyorsunuz. Bir bilgisayar almaya kalksanız, Avrupa’da, Amerika’daki akranınız, birkaç haftalık maaşıyla rahatça alabiliyorken bu ülkede 6 aylık asgari ücretle bile bir bilgisayar almanın ne kadar zor olduğunu biliyorsunuz. Türkiye, ülkedeki devlet başkanı maaşı ile asgari ücret arasında farkın en yüksek olduğu ülkelerden birisi. O size ‘Telefonunu çıkar’ diyenlere, açım diyen vatandaşa ‘Abartıyorsunuz’ diyenlere itibar etmeyin. Ülkenin başındaki kişi ile vatandaşları arasında makas bu kadar açılıyorsa; esas bu makası açanlar çok abartıyor. Abartan arıyorlarsa aynaya baksınlar.”

Paylaşın

Çok Fazla Portakal Tüketmek Yan Etkilere Neden Olabilir Mi?

Herkesin favori meyvelerinden biri olan Portakal’ın mevsimi geldi çattı. Keskin tadıyla harika bir atıştırmalık olan portakal, aynı zamanda sağlığa faydalarıyla da bilinen bir meyvedir. Portakal, bağışıklık sistemini güçlendiren bol miktarda C vitamini içermektedir.

Haber Merkezi / Ancak çok fazla portakal tüketmek herhangi bir yan etkiye neden olabilir mi? Elbette, olabilir.

100 gram portakal 47 gram kalori, 87 gram su, 0.9 gram protein, 11.8 gram karbonhidrat, 9.4 gram şeker, 2.4 gram lif ve C vitamininin günlük değerinin yüzde 76’sını içerir. Besinler açısından yoğun bir şekilde zengindir ancak makul miktarlarda tüketilmelidir.

Çok fazla portakal tüketmenin yan etkileri neler?

Her gün 4-5 portakal yemeye başlarsanız, aşırı lif tüketimine yol açabilir. Bu, mide rahatsızlığına, kramplara, ishale, şişkinliğe ve mide bulantısına neden olabilir. Aşırı C vitamini alımı, araştırmalara göre mide ekşimesi, kusma, uykusuzluk ve kalp krizine neden olabilir.

Bir günde kaç portakal yemelisiniz?

Portakal doğası gereği asidiktir ve gastroözofageal reflü hastalığından (GERD) muzdarip kişilerde midede tahrişe neden olabilir. GERD olan kişiler portakal tüketmeden önce doktorlarına danışmalıdır.

Bazı ciddi durumlarda, kusma ve mide ekşimesine yol açabilir. Potasyum seviyesi yüksek olan kişiler de portakal tüketmeden önce doktorlarına danışmalıdır.

Portakallar düşük potasyum seviyelerine sahiptir, ancak vücutta zaten çok fazla potasyum varsa, hiperkalemi adı verilen potansiyel olarak ciddi bir duruma neden olabilir. Günde en fazla 1-2 portakal tüketilmelidir.

Paylaşın

Cezaevlerinde ‘Çıplak Arama’ Yerine ‘Detaylı Arama’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzalı “Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” Resmi Gazete’de yayınlandı. Yayınlanan yeni yönetmelik ile “çıplak arama” ifadesi yerine “detaylı arama” getirildi.

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ÇED Danışma Kurulu Sekreteri Mücella Yapıcı ve kızı Mimar Cansu Yapıcı’nın şikayetiyle açılan davada üç polis, çıplak arama uygulamasıyla işkence yapmak suçundan yargılanıyor.

Çağdaş Hukukçular Derneği’nden (ÇHD) Avukat Gökmen Yeşil, bianet’e yaptığı açıklamada mevzuatla ilgili şu bilgiyi vermişti: Gerek karakol ve emniyet müdürlüğü gibi gözaltı merkezlerinde şüphelilerle ilgili ve gerekse hapishanelerde tutuklu, hükümlü ve hatta ziyaretçilere çıplak arama uygulanıyor. Bu uygulanmanın yasal dayanaklarına baktığımızda ise ne Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nda (PVSK) ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) ne de Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da çıplak arama yapılabileceğine dair bir düzenleme olmadığı görülecektir.

“Utanma duygusu” vurgusu

Değişiklik ile Yönetmelik’teki “Arama ve sayımlar sırasında insan onuruna saygı esastır” hükmü “Arama ve sayımlar sırasında insan onuruna ve haysiyetine saygı ile utanma duygusunun ihlal edilmemesi esastır. Bu kapsamda gerekli her türlü tedbir alınır” şeklinde değiştirildi.

“Başka şekilde tespit edilemezse”

Yönetmeliğin 34/2. Maddesindeki “Hükümlünün üzerinde, kuruma sokulması veya bulundurulması yasak madde veya eşya bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin varlığı ve kurum en üst amirinin gerekli görmesi hâlinde, çıplak olarak veya beden çukurlarında aşağıda belirtilen usullere göre arama yapılabilir” hükmündeki, “Ciddi emarelerin varlığı” ifadesinin devamına, “Bunun başka suretle tespitinin olanaksız olması durumunda” ibaresi eklendi.

Arama sonrası tutanak tutulacak

Ayrıca yönetmeliğe, “Hükümlüye arama sırasında tek kullanımlık giyim önlüğü verilir” şartı da dahil edildi. “Detaylı arama” sonrası tutanak tutulması ve aranan ile arayan kişilerin imzalarının tutanakta yer alması zorunlu tutuldu.

Ne olmuştu?

Hak örgütlerinin uzun süredir gündeminde olan ve kaldırılmasını talep ettiği uygulama, bu yıl Meclis’teki açıklamalarla da kamuoyuna yansıdı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili ve İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Üyesi Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, Şubat ayında Meclis’teki açıklamasında, gözaltı merkezlerinde ve cezaevlerinde çıplak arama yapıldığını açıkladı. Ardından da cezaevlerinde çıplak arama yapılmadığına ilişkin açıklamalar nedeniyle de özür beklediğini söyledi.

AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise çıplak arama iddialarını reddederek Gergerlioğlu’na Meclis’teki konuşmasında şu yanıtı verdi: Bir kadını çıplak arayacaksın, dakikasında bundan rahatsızlığını beyan eder, bir sene beklemez. Onurlu kadın, ahlaklı kadın bir sene beklemez.

Zengin gelen tepkiler üzerine de “Bu uygulamanın var olması İnsan Hakları İhlali konusu olduğu anlamına gelmez. Türkiye’de bu tür arama hiç yoktur demiyorum. Madem böyle bir mesele var bir zahmet bunun şikayetini de yapın” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis Grup Toplantısı’nda Gergerlioğlu’nun “çıplak arama” iddialarını tekrarlamış ve “hepsi doğru” demişti. Ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, sosyal medyada cezaevlerinde çıplak arama yapıldığını iddia edenlere yönelik “FETÖ soruşturması” başlatıldığını duyurdu.

(Kaynak: bianet.org)

Paylaşın

Tarihin Bitmemiş En Ünlü Altı Yapısı

Dünyanın en ünlü binalarından bazılarının inşaatının hala bitmemiş olduğunu biliyor muydunuz Finansal konulara ilişkin gerçekçi olmayan zaman çizelgeleri gibi birçok neden olsa da, bu binaların kaderi hala belirsiz. 

Haber Merkezi / Bazıları terk edilmiş durumdayken, bazıları da sadece başarısız projelerdir ve bir geçmişe sahip olmakla övünülür. İşte tarihin en ünlü bitmemiş binalarından bazıları;

Sathorn Kulesi

Bangkok’taki 49 katlı kule, halk arasında Hayalet Kule olarak biliniyor ve inşaatı yüzde 80 civarında tamamlanmış durumda. Kayıtlara göre yapımına ülke ekonomisinin canlandığı 1990’lı yıllarda başlanmış, 1997’de ise ekonomik gerileme nedeniyle durdurulmuş. Bu bina şimdi terk edilmiş durumda ve geceleri elektrik olmadığı için ürkütücü bir duygu yayıyor. Kulenin içine girmek yasak, harap yapıya izinsiz girmeye çalışanlar hakkında hukuki işlemin uygulanacağına dair işaretler bulunmakta.

San Petronio Bazilikası

132 metre uzunluğunda, 66 metre genişliğinde ve 47 metre yüksekliğindeki bu yapının inşaatına 1390 yılında başlanmış ve kayıtlara göre inşaat yüzyıllarca devam etmiştir. Ancak cephe hala tamamlanmamış durumda. Alt kısım kırmızı ve beyaz mermerle parıldarken, yapının üst kısmı fark edilmesi kolay olan eski tuğladan inşa edilmiştir.

Ryugyong Otel

Hotel of Doom olarak da bilinen bu yapı, Kuzey Kore’nin Başkenti Pyongyang’da yer almaktadır. Raporlara göre, bu otelin inşaatına 1987 yılında başlanmış ve 1992 yılında yüksekliği yaklaşık 329 metre. Ancak, ülke ekonomik krizle karşı karşıya kaldıktan sonra yapı üzerindeki çalışmalar durdurulmuştur. 2008 yılında üstündeki vinç kaldırılmış, cephesine cam paneller takılmıştır. Otel planlandığı gibi açılsaydı, beş döner restoranı ve 3000 civarında odası olacaktı.

İskoçya Ulusal Anıtı

Kayıtlara göre, İskoçya Ulusal Anıtı’nın Atina’daki Parthenon’un bir kopyası olarak inşa edilmesi planlandı. Bu yapının yapımına 1822’de Napolyon Savaşlarında hayatını kaybeden İskoçlar için bir anıt olarak başlandı; ancak, beklendiği gibi fon sağlanamadı. Kayıtlar, inşaat çalışmalarının 1829’da 12 sütun inşa edildikten sonra durduğunu gösteriyor.

Sagrada Familia

Bu ünlü yapı 1882’den beri yapım aşamasında! Antoni Gaudi’nin ünlü Roma Katolik Kilisesi, dünyanın en güzel bitmemiş mimari yapıları arasındadır. Milyonlarca turist, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan projeyi finanse etmek için hala burayı ziyaret ediyor. Kayıtlara göre, bu yapının inşaatının 2026 yılına kadar bitirilmesi planlanıyor.

Alai Minar

Bu anıt, Delhi’deki Kutub Minar ve Kuvveti-İslam Camii’ne bitişik olarak inşa edilmiştir. Kayıtlara göre, bu yapı Khalji Hanedanlığı’ndan Alauddin Khalji tarafından planlandı. 73 m’lik Kutub Minar’ın iki katı yükseklikte inşa edilmesi planlandı. Alai Minar’ın inşaatı 1316’da Khalji’nin ölümünden sonra durdurulduğu için sadece 24 m yükseklikte.

Paylaşın