Davutoğlu’ndan Erdoğan’a Çağrı: Bu Dış Mihraklar Kimler?

Gelecek Partisi Lideri Davutoğlu, İYİ Parti Lideri Akşener ile yaptığı görüşme sonrası yaptığı açıklamasında, “Erdoğan’ın ‘kurtuluş savaşı’ açıklamasını dinledim. Buradan kendisine çağrıda bulunuyorum. Elinizde tüm istihbarat verileri var. Bankacılık sektörüne dair bilgiler, giriş çıkışlar hepsi var. Çıkın açıklayın. Bu dış mihraklar kimler?” dedi.

Haber Merkezi /  İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin genel merkezinde Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nu ağırladı. Yaklaşık 1 saat süren görüşmelerinin ardından Akşener ve Davutoğlu ortak basın açıklamasında bulundu.

GP Lideri Davutoğlu, açıklamasında özetle şunları söyledi;

“Erdoğan’ın ‘kurtuluş savaşı’ açıklamasını dinledim. Buradan kendisine çağrıda bulunuyorum. Elinizde tüm istihbarat verileri var. Bankacılık sektörüne dair bilgiler, giriş çıkışlar hepsi var. Çıkın açıklayın. Bu dış mihraklar kimler? Elinde Türk Lirası olanlar kaygılı. TL değiş tokuş edilmekten de çıktı.

Servetleri büyüyen bir grup ve elindeki TL değer kaybeden diğer grupta. Kurtuluş savaşı Türk Lirası’na değer kazandırırdı, kayıp değil. İktidar Türk varlıklarını ucuzlatıyor. 70’li yıllarda olduğu gibi Türkiye ödeme krizine girerse yeterli döviz stoku yoksa 70 sente muhtaç kalma riskimiz var. Önce iktidara karşı Kurtuluş Savaşı vermek gerek. Bütün bu duruma yol açmış faktörlerin farkındayız.

“Türkiye sahipsiz değil”

Türkiye sahipsiz değil. Onlar arasından istişare var. 28 Şubat zamanında olduğu gibi otoriter bir rejim kurulması tehlikesi altındayız. Buradan vatandaşlarımıza sesleniyorum, toplantı ve gösteri yapmak anayasal haktır bu hak kullanılabilir ama hiçbir provokasyona gelmeden, hukuki olarak süreçleri tamamlanmamış kontrolsüz kitle gösterilerinden uzak durmaya çağırıyorum.”

Davutoğlu’ndan sonra açıklamalarda bulunan İYİ Parti Lideri Akşener ise, özetle şunları söyledi;

“Ben ekleyeceğim sadece şu var. Aynı şeyi 3. kez yapıyorsanız bu hatadır. Ekonominin bu durumu iktidarın tercihi. İstiklal Savaşı seçimi kazanmaya yönelik aba altından sopa göstermeye yönelikse kaosu çıkaran yönetemez o da paketlenir.

“Bu ucube sistemden kurtulacağız”

Bizi yönetenler ayağını denk alsın. ‘Milli paramız’ diyorlar. Hani yerli ve milli ya bunlar. İtibar israfla değil, paranın gücüyle olur. Eğitimle, sanayi ile olur. Ekolojiye yaptığınız yatırımla olur. Öğrencilerim arıyor. Akıllı mantıklı olsun. Bu ülkenin kaynakları yüksek.

Bu iş bilmez cahil cehaletiyle övünen bu arkadaşları, sandıkta oylarınızla göndereceğiz. Bu ucube sistemden kurtulacağız. Milletimize düşen oylarını kullanmaktır. Bu sandık eninde sonunda gelecek. Bu arkadaşlar aynı İstanbul’da, Ankara’da, Adana’da, Antalya’da, Hatay’da olduğu gibi ‘atta’ya gidecekler.”

Paylaşın

Akşener: Bu Ucube Sistemden Kurtulacağız

İYİ Parti Lideri Akşener, GP Lideri Davutoğlu ile yaptığı görüşme sonrası yaptığı açıklamasında, “Bizi yönetenler ayağını denk alsın. Bu iş bilmez cahil cehaletiyle övünen bu arkadaşları, sandıkta oylarınızla göndereceğiz. Bu ucube sistemden kurtulacağız” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin genel merkezinde Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nu ağırladı. Yaklaşık 1 saat süren görüşmelerinin ardından Akşener ve Davutoğlu ortak basın açıklamasında bulundu. Davutoğlu’ndan sonra açıklamalarda bulunan İYİ Parti Lideri Akşener, özetle şunları söyledi;

“Ben ekleyeceğim sadece şu var. Aynı şeyi 3. kez yapıyorsanız bu hatadır. Ekonominin bu durumu iktidarın tercihi. İstiklal Savaşı seçimi kazanmaya yönelik aba altından sopa göstermeye yönelikse kaosu çıkaran yönetemez o da paketlenir.

“Bu ucube sistemden kurtulacağız”

Bizi yönetenler ayağını denk alsın. ‘Milli paramız’ diyorlar. Hani yerli ve milli ya bunlar. İtibar israfla değil, paranın gücüyle olur. Eğitimle, sanayi ile olur. Ekolojiye yaptığınız yatırımla olur. Öğrencilerim arıyor. Akıllı mantıklı olsun. Bu ülkenin kaynakları yüksek.

Bu iş bilmez cahil cehaletiyle övünen bu arkadaşları, sandıkta oylarınızla göndereceğiz. Bu ucube sistemden kurtulacağız. Milletimize düşen oylarını kullanmaktır. Bu sandık eninde sonunda gelecek. Bu arkadaşlar aynı İstanbul’da, Ankara’da, Adana’da, Antalya’da, Hatay’da olduğu gibi ‘atta’ya gidecekler.”

GP Lideri Davutoğlu ise şunları söyledi;

“Erdoğan’ın ‘kurtuluş savaşı’ açıklamasını dinledim. Buradan kendisine çağrıda bulunuyorum. Elinizde tüm istihbarat verileri var. Bankacılık sektörüne dair bilgiler, giriş çıkışlar hepsi var. Çıkın açıklayın. Bu dış mihraklar kimler? Elinde Türk Lirası olanlar kaygılı. TL değiş tokuş edilmekten de çıktı.

Servetleri büyüyen bir grup ve elindeki TL değer kaybeden diğer grupta. Kurtuluş savaşı Türk Lirası’na değer kazandırırdı, kayıp değil. İktidar Türk varlıklarını ucuzlatıyor. 70’li yıllarda olduğu gibi Türkiye ödeme krizine girerse yeterli döviz stoku yoksa 70 sente muhtaç kalma riskimiz var. Önce iktidara karşı Kurtuluş Savaşı vermek gerek. Bütün bu duruma yol açmış faktörlerin farkındayız.

“Türkiye sahipsiz değil”

Türkiye sahipsiz değil. Onlar arasından istişare var. 28 Şubat zamanında olduğu gibi otoriter bir rejim kurulması tehlikesi altındayız. Buradan vatandaşlarımıza sesleniyorum, toplantı ve gösteri yapmak anayasal haktır bu hak kullanılabilir ama hiçbir provokasyona gelmeden, hukuki olarak süreçleri tamamlanmamış kontrolsüz kitle gösterilerinden uzak durmaya çağırıyorum.”

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’ndan Mitinglere Başlama Kararı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, vatandaşlardan gelen talep üzerine miting düzenlemeye başlayacaklarını duyurdu. CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun ilk mitingini 4 Aralık Cumartesi günü Mersin’de gerçekleştireceği açıklandı.

Haber Merkezi / CHP Lideri Kılıçdaroğlu, konuya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;

“Kifayetsiz Erdoğan’ın iktisadi temellerden tamamen uzak ekonomi yönetimi, liyakatsiz bürokratlar ile birleşince, ülke kaosa sürüklendi. Türk Lirası serbest düşüşe geçti. Mutfaklarımızda büyük bir yangın var. Marketlerde karne uygulamaları başladı. Esnafımız satacak mal bulamıyor.

Şahıs ve şürekası açık ve net söylüyorlar: ‘Ülkeyi o kadar fakirleştireceğiz ki, yurt dışından gelenler çok ucuza insanımızın emeğini sömürebilecek. Ülkenin geleceği ile ilgili tek vaatleri sömürülmenizdir. Satacak bir şey kalmayınca, fakirliğimizi satmaya karar verdiler.

Ey Şahıs, ey ucube rejim, ey yarı cahil kadrolar, ey bu ucube koalisyonun dilini yutmuş küçük ortağı, bellidir ki sizde akıl galip gelmeyecek. Anayasamızın bize tanıdığı hakları kullanarak, milletimizin sesini dinlemek üzere, ‘Haydi Meydana’ diyorum. İlk mitingimiz Mersin’de!”

CHP’li Salıcı miting tarihini açıkladı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, sosyal medya hesabından Kılıçdaroğlu’nun duyurduğu Mersin mitinginin 4 Aralık Cumartesi günü gerçekleştirileceğini açıkladı.

CHP’li Salıcı, “Vatandaşın derdini ve isteğini biliyoruz. Türkiye’nin yönetim sorununu sandıkta aşmamıza az kaldı! Cumhuriyet Halk Partisi olarak 4 Aralık Cumartesi günü Mersin’deyiz. O sandığı halkın önüne getireceğiz!” dedi.

Paylaşın

Kovid 19’da Son Veriler Açıklandı: Bakan Koca’dan Uyarı

Kovid 19’da son 24 saatte 27 bin 592 yeni vaka tespit edilirken, 175 kişi hayatını kaybetti. Verileri yorumlayan Bakan Koca, “Covid-19’u yok sayamayız. Mücadele, tıpkı salgının varlığı kadar tartışılmaz bir kesinlikte olmalı” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin olarak yeni verileri yayınladı. Açıklanan verilere göre, son 24 saatte, 364 bin 351 test yapılırken, 27 bin 592 yeni vaka tespit edildi. 175 kişi hayatını kaybederken, 28 bin 285 kişi sağlığına kavuştu.

Bakan Koca’dan maske uyarısı

Güncel verilerle ilgili değerlendirmesini sosyal medya hesabından paylaşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şu ifadeleri kullandı;

“Salgın sürecinin tahmin edilenden çok daha fazla sürmesi beklentileri kırdı, motivasyonu azalttı. Fakat yüksek vaka sayıları ve vefatlarla, gerçek her gün tekrar tekrar karşımızda. Covid-19’u yok sayamayız. Mücadele, tıpkı salgının varlığı kadar tartışılmaz bir kesinlikte olmalı”

Verilerde, aşılamada önde giden illere de yer verildi. Bakanlığın tablosuna göre Türkiye’de en çok aşılamanın gerçekleştirildiği Ordu’yu Osmaniye, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale,  Eskişehir, Balıkesir, Zonguldak ve Burdur takip etti. Bakanlığın tablosuna göre Türkiye’de en az aşılamanın gerçekleştirildiği Şanlıurfa’yı sırasıyla Batman, Siirt, Diyarbakır, Muş, Bingöl, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Bayburt takip etti.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu ve Davutoğlu’ndan Çağrı: Hemen Seçim

Döviz kurundaki rekor artışların ardından Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Merkezi’nde ziyaret etti. İki lider, görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Haber Merkezi / Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu, ortak basın açıklamasında ‘erken seçim’ çağırısını yineledi. Davutoğlu, “Erken seçim değil, hemen seçim diyorum” derken, Kılıçdaroğlu da Bahçeli’ye çağrıda bulunarak, “İçinde bir damla millet sevgisi varsa seçimin yolunu aç” ifadelerini kullandı.

”Herkes dışarıdan bir saldırıdan bahsediyor. Bu tablo, iktidarın yanlış politikaların ürünüdür” diyen Davutoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle;

”Krizin gerçek mahiyetini anlayamadılar.

Yaşadıklarımız herhangi bir ekonomik kriz olarak yansıtılamaz. Herkes dışarıdan bir saldırıdan bahsediyor. Bu tablo, iktidarın yanlış politikaların ürünüdür. Dışarıdan müdahale olsaydı, Erdoğan bilir,  1 Mart tezkeresi reddedildiğini ülkede kriz beklentisi oluştu ama dolar 1.62 çıktı geri döndü.

Artık bu yanlış yolda devam etmeyin:

Türk lirasının değeri onurumuzdur. Bugün yaşanan gelişmelerle elinde fırsatçı şekilde dolar biriktiren bir kitle ile Türk lirasını cebinde taşıyan milyonlar arasında geniş bir uçurum vardır.

Bir tarafta dolarla yaşayanlar, bir yandan da Türk lirası ile yaşayanlar arasında gelir adaletsizliği var.

Dolar karşısında her gün Türk lirasının değerini düşüreceksiniz sonrada dış mihraklara kafa tutuyoruz diye bunlar yaşanıyor diyeceksiniz.

Bütçe artık geçerliliğini yitirmiştir. Türkiye ödemeler düzeni sarmalına giriyor. Bunun sorumlusu bu yönetim biçimidir. Her açıklama füze gibi Türk ekonomisini vuruyor.

12 bin dolara alışmış orta sınıfın erimesinin risklerini herkesin görmesi lazım.

Erdoğan’a çağrıda bulunuyorum: Bu hataları hamasetle örtme çabanız size de ülkeye de en büyük cezayı verecektir.

Başta TÜİK ve Merkez Bankası olmak üzere büyük bir çözülme yaşanıyor. Kurumsal bir yenilenmeye büyük bir ihtiyaç var.

Erken seçim demiyorum hemen seçim diyorum. Kimse ümitsizliğe kapılmasın en zor şartlarda Kurtuluş Savaşı’nı omuz omuza yapmışsak, yeniden yapacak insan birikimine sahibiz.”

“Böyle bir tabloyu görmedim, yaşamadım da. Öyle bir noktadayız ki, döviz kuru elektrik sayacından daha hızlı çalışıyor” diyen Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları ise şöyle:

”11 Ağustos 2018’de bir ekonomik kriz çıkacağını açıklamıştım. Bir şey yapılmadı. Arkasından 18 Mayıs 2020’de ekonomik buhrandan nasıl çıkarız diye 16 maddelik bir açıklama yaptım.

Ve geldik bu tablodan sonra kara kış fonu kurun, önlem alın diye çağrıda bulundum. Açık ve net piyalarda yangın var. Piyasalar durmuş vaziyette, en küçüğünden en büyüğüne herkesin kafasında kocaman bir soru işareti var. Kimse önünü göremiyor. Bugün partide oturup toplantı yaptılar, neden daha önce toplanmadınız?

Türkiye Cumhuriyeti bir kişiye devredilebilir mi? Böyle bir devlet geleneği Mete Han’dan beri hiç olmamıştır. Fiyat istikrarından sorumlu kurum fiyat istikrarını sağlayamıyor. Yetkisi elinde alındı, kim aldı? Erdoğan aldı bir kararname ile.

Böyle bir tabloyu görmedim, yaşamadım da. Öyle bir noktadayız ki, döviz kuru elektrik sayacından daha hızlı çalışıyor.

Bu kafayla bu ülkenin sorunlarını çözemezler, kapasiteleri yoktur. Fatura vatandaşa çıkıyor.

Bu ülke bizim ülkemiz, başka gidecek bir yerimiz yok. Dolayısıyla bir araya gelmeliyiz. Türkiye’yi bu karanlık kuyudan çıkarmalıyız. Cumhuriyet’in bütün deneyimleri var, buradan çıkılabilir.

Seçim. Millete niye güvenmiyorsunuz ya? Neden kaçıyorsun? Türkiye en derin krizlerinden birini yaşıyor. Suçu dış güçlere atıyorlar. Türkiye bu kadar zayıf mı ya? Milli diyorlar, yerli diyorlar; bunlar ne yerlidir ne millidir. Bir insan kendinde olmadığı birşeyi dillendirir.

Bahçeli’ye seslenmek istiyorum: Yüreğinde bir damla millet sevgisi varsa, erken seçimin kapısını aç, kardeşim.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu, İktidara ‘Yerlilik Ve Millilik’ Üzerinden Yüklendi

AK Parti Erzincan Milletvekili Süleyman Karaman’ın “Biz lider ülkeyiz. Siz bizi ekonomiyle, dolarla terbiye edemeyeceksiniz” sözlerine yanıt veren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “‘Bizi dolarla terbiye edemezler’ diyorsun. Sen dolarla vatandaşlık satıyorsun. Türk Lirası milli paramız iken dolarla dolarla Euro ile ihale yapıyorlar. Demek ki seni dolarla Euro’yla terbiye ettiler. Sen garantilerin tamamını dolarla yapıyorsun. Biz yerliyiz ve milliyiz diyorsun. Gayri milli ve gayri yerliler. Bunların yerlilik ve millilikle en ufak bir ilgileri yok” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Erdoğan’ın “Ekonomik kurtuluş savaşından zaferle çıkacağız” sözlerini de değerlendiren Kılıçdaroğlu, “20 yıldır sen neredeydin? 1 Türk Lirası 1 dolardı neredeyse başladığında, ne oldu 12 lira oldu? Milli kurtuluş savaşı veriyormuş, millete gaz vermeyi bırak. Ders verdim dersini çalış” dedi.

“Mandacı iktisatçıların reçetelerine itibar etmiyoruz” açıklamalarını da yorumlayan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Söylediği sözün anlamını biliyor mu? İhale yapıyorsun, dolar bazında yapıyorsun. Neresi yetkili, Londra’daki tahkim mahkemeleri. Bu mandacılık değil mi? Mandacılığa karşı mücadele ediyorsan, birileri sana ‘aptal olma’ dediği zaman mektubu alıp yüzüne çarpacaktın. Çarpamadın neden? Ekonomik olarak bağımsızlığımızı birilerine pazarladın” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Sözlerine, hayatını kaybeden Hasan Fehmi Güneş’i anarak başlayan Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:

“Az önce oturumu yöneten arkadaşımız acı haberi sizlere de duyurdu. Hasan Fehmi Güneş, Türk siyaset dünyasının önemli aktörlerinden birisiydi. En zor günlerde İçişleri Bakanlığı yaptı. Kendisini en son Keçiören’deki evinde ziyaret etmiştim. Bu sabah haber geldi hayata gözlerini yummuş ama o bizim yüreğimizdeki canlılığını hep koruyacak. Kendisine Allah’tan rahmet diliyoruz.

22 Kasım Dünya Diş Hekimleri Günü. Hekimlerin pandemi süreci içinde nasıl bir fedakarlıkla çalıştığını hepimiz biliyoruz. Sağlık çalışanları haftalarca eve gitmedi, çocuklarını kucaklayamadılar. Bizim, toplumun sağlığı için mücadele ettiler. Aynı şekilde çalışan diş hekimlerine de yürekten saygılarımızı gönderiyoruz. Öyle bir tablo ile karşı karşıyayız ki kontrolsüz açılan fakülteler ileride atanamayan diş hekimleri sorununu gündeme getirirse kimse şaşmasın. Devlet planlama ile yönetilir. İhtiyaçlar sınırsızdır, kaynaklar sınırlıdır.

“Kendi geleceğiniz için oy kullanın”

Ekonominin temel felsefesi sınırlı kaynaklar ile sınırsız ihtiyaçlar arasında sağlıklı bir dengeyi oluşturmaktır. Almanya’da 31 diş fakültesi var biz de 103 tane var. Üniversitede okuyan bütün genç kardeşlerime sesleniyorum. Sizin sorunlarınızı çözmeyi ah ettik. Sizleri üniversite bitirdikten sonra işsiz bırakan düzeni tepetaklak yıkacağız. Bu düzeni değiştirmenin yolu sizlerden geçiyor. 6 milyon 300 bin genç ilk kez sandığa gidecek ve oy kullanacak. Kendi geleceğiniz için oy kullanın.

Yarın öğretmenler günü. Benim eğitim ile ilgili en önemsediğim cümle Gazi Mustafa Kemal’e ait bir cümle. ‘Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır ya da milleti esaret ve sefalete terk eder’ diyor. Öğretmenine değer vermeyen bir toplum sorunlarını çözemez. Buradan bütün öğretmen kardeşlerime sesleniyorum. Sizi bu toplumun en saygın kişisi yapmak konusunda elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğiz. İtibarlı bir meslek haline getireceğiz öğretmenliği.

Ayrı bir yasaları olacak. 3600 Ek Göstergeyi oyalamadan, hemen vereceğiz. Sözleşmeli öğretmen, ücretli öğretmen falan yok. Öğretmen öğretmendir. 24 Kasım’da her öğretmenimize bir maaş ikramiye vereceğiz. Okullardaki öğretmen açığını süratle bitireceğiz. Köy okullarını tekrar açacağız. Ferhat ile Şirin’i buluşturur gibi öğrenci ile öğretmeni buluşturacağız. Bunları bütün öğretmen arkadaşlarımın hafızalarının bir yerinde tutmasını istiyorum çünkü geliyor gelmekte olan. Hepsini yapacağız. Hep haksızlıklara karşı durduk. Haksızlık karşısında susmamız gerektiğini öğretmenlerimiz öğretti bize. Adalet duygusunu güçlü tutmanın yolu haksızlığa karşı toplumun direnç göstermesidir. Bunu yapmamız gerekiyor. Bu ülkede çok şey oldu.

Adaleti öğrendik evet. Haksızlığı öğrendik evet ama demokrasiyi de güzelliği de öğrendik. Anneler için evlatlarının ne kadar değerli olduğunu öğrendik. Cumartesi Anneleri tam 26 yıldır haklarını arıyorlar. Evlatlarını arıyorlar. Bari mezar yerini gösterin diyorlar. Çoğu anne bunu görmeden hayata veda etti. Bunlar anneliğe yakışır asalet içinde, sessizce Galatasaray Meydanı’nda her cumartesi oturarak evlatlarını istediler. Tam 699 hafta. 700. hafta baskı kurdular, dövdüler ve gönderdiler. ‘Yasaya aykırı gösteri yaptıkları’ için. Mahkemeye verdiler. Elbette ki Cumartesi Anneleri haklı ama Diyarbakır Anneleri de haklı. O anneleri de anlamamız gerekiyor. Ayrımcılıktan beraberlikten söz ediyorum.

Türkiye’nin ciddi sorunları var ekonomide. Açık söylemek gerekirse mutfaklarda yangın var. Hangi eve giderseniz gidin -Saray’ı ve dolarla ticaret yapanları ayrı bir yere koyuyorum- fiyatlar artıyor ve herkes birbirini suçluyor. İktidar kanadı halcileri suçluyor. Hal esnafına gittim, konuştum. Halci arkadaşları topladım ve onlarca dertleştim. Dediler ki:

1. Tarımsal üretim çok pahalı. Gübre, ilaç, tohum, fide, sera malzemeleri pahalı ve çiftçi dolarla belirlenen bu fiyatlarla almak zorunda.

2. Bütün Avrupa Birliği ülkelerinde çiftçiler desteklenir ama biz de tarım kanunu var uygulanmıyor. Çoğu zaman var olan destekleri de toprak sahibine veriyorlar.

Ankara Hali’nde gösterdiler. Plastik kasayı gösterdiler. Bu kasanın fiyatı içindeki domatesten daha pahalı dedi. Bu çiftçi ne yapacak? Üretici ne yapacak?

‘Biz burada komisyoncuyuz, bizim alacağımız ücreti biz belirlemiyoruz. Yüzde 8 ama bunu da biz belirlemedik. Dolayısıyla bizim fiyatları artırma gibi bir şeyimiz yok. İstesek de yapamayız.’ dediler. ‘Biz suçlanmak istemiyoruz’ dediler. ‘Bizi hedef sektör haline getirdiler oysa biz yüzde 8’den başka bir kar elde etmiyoruz’ dediler.

Sonunda şunu söylediler. ‘Hali kazanan seçimi kazanır’ dediler. Ben de, ‘Başkan hiç endişe etme hem hali hem seçimi kazanacağız’ dedim. Onların bütün sorunlarını çözeceğim.

Sırça köşkte, sarayda oturursanız, oturup hal esnafı ile konuşmazsanız Türkiye’nin sorunlarını çözemediğiniz gibi Türkiye’nin sorunlarını çözemezsiniz. İnşallah bu bize nasip olacak.

Bir de gıda sektörü var. Mutfaklarda yangın var dedik. Her gün zam geliyor. Marketlerde saat başı etiket değiştiren elemanlar işe başladı. Öyle bir noktaya geldi ki Türkiye insanlar satış yaparken zarar ediyor. Çünkü yarım saat sonra fiyat değişecek aldığı fiyata kar koyamayacak. Onların da dertlerini öğrendim. Bizim dertlerimizi aktarın dediler. Diyorlar ki üretici elindeki malı satmaktan tedirgin. Bu tedirginlik felaket bir şey. Satışı yapanlar fiyat artışından sorumlu değildir. Eğer konuyu maliyet ve üretim ekseninde düşünemezseniz zaten fiyat artışı zorunlu olarak gelir. Hükümetin birinci önceliği üreticiyi korumak olmalı dediler. Eğer koruyamazlarsa açlıkla karşı karşıya kalabiliriz. Denetleme ile baskı ile fiyatlar düşmez, malı karaborsaya düşer dediler. Siz üretimi çözeceksiniz, piyasaya mal vereceksiniz. Yine gıda sektöründe eğer tedarik zincirinde bir kopuş olursa fiyatları kontrol edemezsiniz dediler.

Az önce çiftçinin girdilerinin ne kadar pahalı olduğunu ifade etmiştim. Tarım Orman Bakanlığının Kasım 2021 verileri: Üre Gübresinin tonu 8 bin 960 liraya çıkmış. Şimdi daha da arttı. Geçen yıl aynı ayda 2 bin 519 liraydı. Artış yüzde 256. Peki bu çiftçi ne yapacak? Siz kalkıyorsunuz çiftçiyi, marketçiyi, halciyi suçluyorsunuz. Dolar tırmandıkça bunlar artıyor adamlar ne yapsın? Fiyat mecburen artacak. Baskıyla, terörle mi fiyatı düşüreceksin? Hal esnafını terörist mi ilan edeceksin? Önce dönüp kendine bak. Türk Lirasını eriten kim? Sorumluluktan kaçıp sorumluluğu vatandaşa yüklemeye çalışıyorlar. Her şey pahalanırken et fiyatları neden düştü? Çünkü yem fiyatları artınca inekler kesime gitti. Sonrasında bizi farklı bir senaryo bekliyor. 32 milyon dekar alan ekilmiyor. ‘Her gün ürün fiyatı değişirse ortada bir sorun var demektir. İktidarın buna eğilmesi lazım. Soruna eğilmiyor bizi suçluyor’ diyorlar. Birisi, ‘Tarım Bakanlığı kaldırılırsa bu sorun çözülür’ dedi. ‘Et ve Süt Kurumu engel kurumuna dönüşmüş durumda’ dediler.

“Demokratik yollarla Saray sosyetesine dersini vereceğiz ve onları göndereceğiz”

Yoksulluk sınırı 10 bin 335 lira. Asgari ücret komisyonunu toplayın bu insanlar geçinemiyor dedik ama yapmadılar. Yapacağız dediler yılbaşını bekliyorlar, zaman kazanmaya çalışıyorlar. Bir emekli bana bir not göndermiş. ‘Malulen emekli oldum maaşım 1992 TL yakında 100 liraya denk gelecek. Bugün kendi kendime düşündüm acaba ben Uganda da mı yaşıyorum? Ben bu maaşla faturamı ödeyim, ekmek mi alayım, öğrenci mi okutayım yoksa evimi geçindiremiyorum diye intihar mı edeyim? Bana bir akıl ver. Bu nasıl bir sosyal devlet ben anlamadım. Ben seni çok eleştiriyordum, hakkını yemişim, hakkını helal et’ diyor. Senden biraz sabır bekliyorum. O saray gelecek buraya. Demokratik yollarla Saray sosyetesine dersini vereceğiz ve onları göndereceğiz. Saray sosyetesi ayrı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ayrı. Bu kardeşiniz fakirin, fukaranın, garibin, gurebanın, çiftçinin, emekçinin, herkesin yanında olacak.

Gıda sektörünün bütün bileşenleri ile toplantı yaptıktan sonra bu millet daha büyük acılar çekmesin diye çıktım 6 maddelik bir öneri yaptım. Bu düzeni beraber değiştireceğiz. Çiftçinin su ve elektrik borçlarını sil kardeşim. Öyle büyük paralar değil bunlar. Bankalarda, tarım kredi kooperatiflerindeki kredilerin faizlerini sil, anaparayı 6 ay ertele dedik. Tarımsal üretimde kullanılan mazotta 6 ay KDV alma dedik. Tüketicinin nefes alması için de 6 ay boyunca KDV’yi sıfırlayacağım de. Vatandaş bari ucuza alabilsin. Bizim belediyelerimiz kooperatiflerle işbirliği yapıyorlar. Büyük çoğunluğu kadın kooperatifleri. Yetersiz olduğunu biliyorum bütün belediyelerin aynı şekilde davranmasını isterim. Benim ayrıca marketlere de bir çağrım oldu. 10 temel ürün var bunlara zam yapmayın dedim. Zarar edeceksiniz biliyorum ama bunu telafi edeceğiz dedim. Bu ülkenin barışı ve huzuru için bu gereklidir dedik.

Bizim derdimiz ne bunların derdi ne? Bizim derdimiz vatandaş perişan vaziyette. Eşimle birlikte pazara gittik. Başlangıçta tanımadılar maske taktığımız için sonra birisi tanımış geldi. Emin olun ağzımızdan daha bir laf çıkmadan ‘Ne olursunuz bizim kurtarın’ dediler. En çok duyduğum laf bu oldu. ‘Ne olursunuz bizi kurtarın, bıktık bu adamlardan’, ‘Size hiç oy vermedim, oyum size’ diyor. Pazara gidişim bile saray sosyetesinin trolleri tarafından eleştirildi. Giderim arkadaş, giderim gerekirse tezgahın başına otururum.

“Vallahi hırsızları en iyi siz bilirsiniz…”

Ekonominin perişan halini biliyorlar acaba bundan nasıl sıyrılırız diye arayışlar içindeler. Birisi konuşmuş, ‘Siz bizi ekonomiyle, dolarla terbiye edemezsiniz’ diyor. Erdoğan, ‘Bu ekonomik Kurtuluş Savaşı’ndan da milletimizi zaferle çıkaracağız’ diyor. Eski bir AKP’li milletvekili, ’17-25 Aralıkta bu milletin cebinden 50-60 milyar dolarını çaldılar’ dedi. Vallahi hırsızları en iyi siz bilirsiniz… Ben 17-25 Aralık olaylarında 50-60 milyar dolar çalındığını bilmiyordum ama her ay 10 milyon doları cebine indiren adam bu rakamı veriyor. 50-60 milyar doları çaldılarsa çalan adam belli değil mi? ‘Oğlum paraları sıfırladın mı?’ diyen adam kimdi? Allah konuşturuyor… Sözde bize atacak ama itiraf ediyor.

Vallahi seni dolarla terbiye ettiler.. Öyle bir ettiler ki sabah yattın dolar, akşam yattın dolar. Mezara mı götüreceksin o doları? Dolarla kimi terbiye ettiler? Bunlardan eski birisi, ayda 10 bin doları cebine indirirken dolar baronları tarafından terbiye ediliyor. Konuşmayacaksın diyorlar. Terbiye ediyorlar. Sen dolarla vatandaşlık satıyorsun, seni dolarla terbiye etmişler. Türk Lirası milli paramızken dolarla ihale yaptılar. Demek ki seni dolarla terbiye ettiler. Bunları öyle bir terbiye ettiler ki, Türk Lirası’nı unuttular… Vatandaşlarından dolarla euro ile borçlandılar… Bütün bu rezillikler yaşanırken saray sosyetesinin lideri Erdoğan, ‘Bu ekonomik Kurtuluş Savaşı’ndan milletimizi zaferle çıkaracağız’ diyor. Ne oldu ki Milli Kurtuluş Savaşı vermeye başladın? Bu ülkeyi başkası mı yönetiyordu, 20 yıldır neredeydin? Geçiniz bunları. Millete gaz vermeyi de bırak otur adam gibi görevini yap.

Sana söyledim, ders verdim dersini çalış. Ne yapacağını söyledim sana. ‘Mandacı iktisatçıların reçetelerine itibar etmiyoruz’ diyor. Allah aşkına söylediği sözün anlamını biliyor mu? Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerini bıraktın Londra mahkemelerini seçtin. Neden? Çünkü dolarla ihale alanlar yarın iktidar değişirse başına bir iş gelmesin diye. O dolarla ihale alanların başına çok şey gelecek. Milletin hayrına ne geliyorsa gelecek… Bu milletin hakkını ve hukukunu savunacağım. Garanti veriyorsun dolarla bu mandacılık değil mi? Tank Palet Fabrikasını kalktın Katar Ordusuna verdin bu mandacılık değil mi? Sen mandacılığa karşı mücadele ediyorsan.. Birileri sana ‘aptal olma’ dediğinde mektubu alıp yüzüne çarpacaktın… Şimdi efelik yapıyor. Bu millet yutmaz. Sen korkma bu millet senin ne mal olduğunu gayet iyi öğrendi. Sen artık bu saatten sonra Türkiye Cumhuriyeti devletinin temel bir milli güvenlik sorunusun… ”

Paylaşın

GP Lideri Davutoğlu’ndan ‘Erken Seçim’ Çağrısı

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile dolar/TL kurundaki artışla ilgili iktidarı eleştirerek, erken seçim çağrısında bulundu.

Haber Merkezi / GP Lideri Davutoğlu, açıklamasında, “Dolar 12 TL’yi geçti, siz seyrediyorsunuz! “Faiz sebeptir, enflasyon neticedir” diye bahane üretiyorsunuz. Sorumluyu uzaklarda aramayın, aynaya bakın: Sebep sizsiniz! Ülkenin Geleceğini yakmanıza izin vermeyeceğiz!” ifadelerini kullandı.

Piyasaların açılmasıyla birlikte TL’nin yabancı para birimleri karşısındaki değer kaybı sürüyor. TL, dolar karşısında yüzde 5’ten fazla değer kaybetti ve kur 12,06’yı gördü. Euro/TL kuru 13,58’i; Sterlin/TL kuru ise 16,15’i buldu.

Davutoğlu, kurda yaşanan sert yükseliş ile ekonomik kriz üzerine daha önce yaptığı açıklamada Erdoğan ve Bahçeli’ye sert sözlerle yüklenerek, “Erdoğan-Bahçeli iktidarının ülkeyi batırarak verdikleri iktidarda kalma savaşının ismi ‘Ekonomik kurtuluş savaşı’ değildir! Her açıklamaları ekonomiye atılan bir füze etkisi yapan bu cehalet lobisi artık milli güvenlik sorunudur. Kimler adına çalıştıkları araştırılmalıdır” demişti.

Paylaşın

AİHM’den KHK İle Görevden Uzaklaştırılan 427 Yargı Mensubu İçin ‘Hak İhlali’ Kararı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 15 Temmuz darbe girişimi sonrası terör örgütü üyesi oldukları gerekçesiyle Kanun Hükmünde Kararnameyle (KHK) görevden uzaklaştırılan bir grup hakim ve savcı tarafından açılan davalarda hak ihlaline hükmetti.

Haber Merkezi / Tutuklamaların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu belirtilen kararda, başvuranların ilk tutukluluk hallerinin hukuka uygunluğuna ilişkin Sözleşme’nin 5. maddesi kapsamındaki şikayetin kabul edilebilir olduğu, tutuklu bulundukları sırada hakim ve savcı olan başvuranların ilk tutukluluk hallerinin hukuka aykırılığı nedeniyle Sözleşme’nin 5. maddesinin ihlal edildiği hükmü oy birliği ile alındı.

Kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içinde başvuranların her birine 5.000 Euro ödemesine hükmedildi.  15 Temmuz darbe girişimi sonrası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasa Düzenine Karşı Suçlar Bürosu, yargı içinde “FETÖ” üyesi olduğundan şüphelenilen kişiler hakkında soruşturma başlatmış, çok sayıda kişi tutuklanmıştı.

Türkiye’nin savunması kabul görmedi

Davacı yargıç ve savcılar, Fethullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi oldukları gerekçesiyle, darbe girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında alınan tedbirlere ilişkin 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevden alınmıştı.

Türkiye’nin, görevden alınan hakim ve savcıların “örgüt bağlantılı” olmalarını “suçüstü hali” gösteren tezi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından kabul görmedi.

15 Temmuz darbe girişimi sonrası görevlerinden uzaklaştırılan devlet memurlarına ilişkin AİHM gündeminde yaklaşık 5 bin dava başvurusu daha bulunuyor. Bunların yaklaşık bin 200’ünü hakim ve savcılar tarafından açılan davalar oluşturuyor.

Paylaşın

Karamollaoğlu’ndan Erdoğan’ın ‘Ekonomik Kurtuluş Savaşı’ Sözlerine Sert Tepki

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bu ekonomik kurtuluş savaşından da milletimizi zaferle çıkaracağız” sözlerine sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile tepki gösterdi.

Haber Merkezi / SP Lideri Karamollaoğlu, açıklamasında, “Zam değil; ‘güncelleme’, yüksek döviz kuru değil; ‘rekabetçi kur’, ekonomik kriz değil; ‘ekonomik kurtuluş savaşı’ diyerek yaşadığımız sorunlar ortadan kalkmıyor, aksine problemlerimiz derinleşiyor. Bunun adı ekonomi yönetimi değil; olsa olsa “algı yönetimi”dir!” ifadelerini kullandı.

Karamollaoğlu, açıklamasının devamında, “Saadet Partisi olarak artık algılar değil çözüm önerileri konuşulsun istiyor, bunun gayretini veriyoruz. Bunun ilk adımı da problemlerin var olduğunu kabul etmektir, kavramlara işimize geldiği gibi takla attırmak değil! Biz problemleri biliyoruz ve bunları çözmeye de talibiz!” dedi.

Erdoğan ne demişti?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizi eskiden hep yaptıkları gibi denklemin dışına itmek isteyenlerin, kur, faiz fiyat artışları üzerinden oynadıkları oyunu görüyoruz. Biz aynı oyunu vesayetle mücadelede gördük. Sabrettik ve başardık. Biz aynı oyunu terör örgütleriyle mücadelede gördük. Karşı atağımızı yaptık başardık. Bu ekonomik kurtuluş savaşından da milletimizi zaferle çıkaracağız. Ülkemizde önceliğimiz olan istihdamın yolunun yatırımdan, büyümeden geçtiğinden kimsenin şüphesi olmasın.” demişti.

Paylaşın

Demirtaş: Erdoğan Rejimi Uzatmaları Oynuyor

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Erdoğan rejimi çözüldü, dağıldı, bitti. Sadece uzatmaları oynuyor ve bu süre içinde de tahribat yaratmaya devam ediyor. Bence devlet içindeki hiçbir güç odağı artık Erdoğan’ın arkasında durarak ona destek olmayacak ve suça ortak olmaktan kaçınacaktır” ifadelerini kullandı.

Demirtaş, Artı TV’nin sorularını yanıtladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çağrısını bir niyet beyanı ve ilk adım olarak önemli bulduğunu söyledi. İktidar ve yakın çevresinden, Kılıçdaroğlu’nun çağrısına yönelik açıklamaları provokatif bulduğunu ve dikkate alınmaması gerektiğini belirtti.

Demirtaş, “Türkiye’ye özgü bir yüzleşme süreci hayata geçirilebilir. Eş Genel Başkanımız Mithat Sancar bu konunun uzmanlarındandır. Elbette ki, yüzleşmenin bir boyutu da Kürtleri kapsayacaktır. Ancak yaralı toplumlar sadece Kürtlerden ibaret de değildir.” değerlendirmesini yaptı.

Konuyla ilgili, “Helalleşme” adlı yazısında kullandığı “Biz de helalleşeceğiz” ifadesinin çarpıtıldığını, kendisinin Kürtler adında birilerinden özür dilediğinin zannedildiğini söyledi ve tepki gösterdi.

Demirtaş, “Kürt halkının devlete özür borcu yoktur. Bununla birlikte, Kürtlerin siyasi temsilcilerinin kendi eksiklikleri ve hataları nedeniyle hem Kürtlere hem de diğer kesimlere bir özür borcu vardır. Benim de yazımda açıkça belirttiğim buydu. Yoksa mağdurun egemene özür borcu yoktur, olamaz.” ifadesini kullandı.

Demirtaş, “Muhalefet temsilcileri Erdoğan’ın gidici olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Sizce Erdoğan gidici mi?” sorusuna verdiği yanıtta, Erdoğan rejiminin çöktüğünü, devlet içindeki güç odaklarının artık Erdoğan’a destek vermeyeceğini ve suça ortak olmayacağını belirtti.

“Hiçbir güç odağı artık Erdoğan’ın arkasında durarak ona destek olmayacak”

Demirtaş, “Erdoğan rejimi çözüldü, dağıldı, bitti. Sadece uzatmaları oynuyor ve bu süre içinde de tahribat yaratmaya devam ediyor. Bence devlet içindeki hiçbir güç odağı artık Erdoğan’ın arkasında durarak ona destek olmayacak ve suça ortak olmaktan kaçınacaktır.” düşüncesini dile getirdi.

Demirtaş, Erdoğan sonrası ve yeni sistem inşasında Kürtler ile HDP’nin pozisyonunu ise şöyle tarif etti:

“Partimiz mevcut ittifakların dışında konumlandığını zaten ilan etmişti. Ne seçim sürecinde ne de seçim sonrasında HDP ve Kürtler olup biteni tribünden izlemeyecektir. Aksine, siyasetin yapıcı unsuru olarak sürecin merkezinde olacaktır. Yüz yıl önceki gibi, cumhuriyet adeta yeninden inşa edilirken bir kez daha Kürtlerin ve diğer kesimlerin dışlanmasına, yok sayılmasına fırsat verilmemelidir. Aksi takdirde demokrasi de gelişmez, sorunlar da çözülmez.”

AKP dağılıp çöktüğü için ‘iktidarımı nasıl kurtarırım?’ telaşıyla tartışmaya açıyor bu konuyu. Bizim işimiz AKP iktidarının nasıl kurtulacağı değil, sandığa nasıl gömüleceğini tartışmak ve bunu yapmaktır. Muhalefetin yüzde 50+1 gibi bir gündemi olmamalı.”

Demirtaş, HDP’nin ittifaklara ve cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin politikasını da değerlendirdi.

“HDP’nin cumhurbaşkanlığı seçiminde aday çıkarıp çıkarmayacağına, kimi destekleyeceğine tabanıyla birlikte HDP yönetimi karar verir. Günü geldiğinde bizlerin de görüşünü alarak, partimiz tavrını netleştirecektir. Henüz verilmiş bir karar bulunmuyor. Ben sadece AKP-MHP’nin yürüttüğü HDP’yi kriminalize etme planının ne kadar işe yaramaz ve aptalca olduğunu anlatmaya çalıştım.”

Millet İttifakının “HDP ile yan yana olmaktan kaçındığı” izleniminin de sorulduğu Demirtaş şunları kaydetti: 

“Kimse HDP ile yan yana oturmaya mecbur değil. HDP kimseye dayatmada bulunmuyor, kimseye şantaj yapmıyor veya yalvarmıyor. HDP’yi yok sayan, HDP ile konuşmayan, diyalog kurmayan hiç kimse, kim olursa olsun HDP’nin desteğini alamaz. HDP’nin kapıları diyaloğa sonuna kadar açık iken bunu değerlendirmemek büyük hata olur. Ama ben sağduyunun devreye gireceğine ve tüm muhalefetin seçim döneminde güçlü bir diyalog ve iş birliği zemini yakalayacağına inanıyorum.”

“Partimin ve halkımın vereceği her türlü görevi yürütmekten onur duyarım”

“HDP’nin başına yeniden geçmeyi düşünüyor musunuz? sorusuna Demirtaş, “Tabii ki siyasetten ve mücadeleden hiçbir zaman kopmadım, kopmayacağım. Benim için siyaset koltuk veya yetki demek değildir. Partimin ve halkımın vereceği her türlü görevi yürütmekten onur duyarım sadece.” yanıtını verdi.

“Cumhurbaşkanı seçilirse yapacağı ilk üç icraatının ne olacağı” sorusuna ise Demirtaş’ın yanıtı şu oldu:

“Çıkaracağım bir kararnameyle, gazetecilerin siyasetçilere bu tür sorular sorarken ilk icraatlarını üçle sınırlandırmasını yasaklardım. Çünkü Türkiye gibi bir ülkede yapılacak ilk üç şey değil, yapılacak ilk yüz şey, hatta bin şey var. Dolayısıyla bu soruya gönül rahatlığıyla, üç şey sayıp cevap vermem mümkün değil.”

Özlediklerini ve dışarı çıkması durumunda ilk yapmak istediklerine ilişkin olarak da “Dışarıda olan her şeyi özledim doğal olarak. Hızla dışarıdaki normal hayatıma adapte olmaya çalışırım herhalde.” dedi.

-Boş bir duvara yazı yazma şansınız olsaydı ne yazardınız?

“Lütfen bu duvara yazı yazmayın :)”

Paylaşın