İş Arayan Kadınların Oranı Yüzde 11 Geriledi

Ekonomik sorunların her geçen gün daha da ağırlaştığı ülkemizde, iş arayan kadınlar da bu sorunlardan etkilendiği anlaşılıyor. Eleman.net’in verilerine göre 2021 yılının ilk 10 ayı baz alındığında, kadınların iş arama oranı 2019 ile karşılaştırıldığında yüzde 11, 2020 ile karşılaştırıldığında yüzde 9 oranında geriledi.

Eleman.net’teki kadın aday verileri dikkate alındığında , en çok iş arayan kadınların yaş aralığı yüzde 28.7’lik oranla 26-30 yaş dilimi olurken, öne çıkan diğer yaş grupları ise yüzde 21.46’lık oranla 20-25 ve yüzde 21’lik oranla 31-35 yaş grubu oldu. En az iş arayan yaş grubu ise 51 ve üzeri olarak istatistiklere yansıdı.

İş arayan kadınların yüzde 35,08’i lise mezunu

Eleman.net’in Türkiye geneline dair istatistiklerine göre iş arayanların yüzde 45’i kadınlardan oluşuyor. İş arayan kadınların eğitim düzeyi yüzde 35,08 lise, yüzde 28,60 lisans, yüzde 23 ön lisans, yüzde 11,6 ilköğretim ve yüzde 1,62’lik oranla yüksek lisans olurken, iş deneyimleri özelinde ise; 1-2 yıl arası deneyimi olan kadınların oranı yüzde 27,42, deneyimsiz-yeni mezun oranı yüzde 26,43, 3-4 yıl iş deneyimi oranı yüzde 18,10, 5-10 yıl arası iş deneyimi oranı yüzde 15,08 ve 10 yıldan fazla iş deneyimi oranı ise yüzde 7,80 olarak istatistiklere yansıdı.

Eğitim sektörü ilk sırada

İş arayan ve iş deneyimi bulunan kadınların deneyime sahip oldukları sektörler sırasıyla eğitim, gıda, tekstil, mağazacılık-perakendecilik, sağlık-hastane, inşaat, mali müşavirlik-muhasebe ve turizm oldu. Danışmanlık, hizmet, çağrı merkezi, bankacılık-finans, otomotiv, halkla ilişkiler, bilgisayar- BT-internet, elektrik ve elektronik, reklamcılık, telekomünikasyon ve network ise iş arayan kadınların deneyim sahibi olduğu diğer alanlar olarak öne çıktı.

Halihazırda çalışan kadınların yüzde 12,54’ü iş arıyor

Eleman.net’in verilerine göre, iş başvurusu yapan kadınlar arasında halihazırda çalışan oranı 12,54 olurken, çalışmayan ve iş arayışında olan kadınların oranı ise yüzde 74,51 oldu.

(Kaynak: bianet.org)

Paylaşın

Avrupa’da 5-11 Yaş Arası Çocuklar İçin BioNTech Aşısına Onay

Avrupa Birliğinin (AB) ilaç düzenleyicisi Avrupa İlaç Ajansı (EMA) 5-11 yaş grubu çocuklara BioNTech/ Pfizer aşısının uygulanmasını onayladı. Böylece ilaç otoritesi kıtadaki milyonlarca ilk öğretim çağındaki çocuğun aşılanmasının yolunu açtı.

EMA’dan yapılan yazılı açıklamada, söz konusu aşının halihazırda 12 yaş ve üstü için onaylanmış olduğu hatırlatılarak 5-11 yaş aralığı için uygulanacak dozun, daha az olacağı belirtildi. EMA, BioNTech/Pfizer’in geliştirdiği Comirnaty isimli aşının 10 mikrogramlık iki doz olarak kolun üst bölgesine uygulanmasını tavsiye etti. Yetişkinlere verilen doz 30 mikrogram seviyesinde.

EMA açıklamasında “Comirnaty’nin 5-11 yaş arası çocuklarda faydası risklerine göre daha ağır basıyor, özellikle de Covid-19’u ağır geçirme riski olanlarda” ifadeleri yer aldı. Pfizer ve BioNTech aşılarının, yapılan klinik deneylere göre 5-11 yaş grubu çocuklarda 90,7 etkinlik gösterdiği bildiriliyor.

Açıklamada, tavsiye kararının 2 bin kadar çocuk üzerinde yapılan araştırma sonucunda alındığı, yan etkilerinin aşının yapıldığı bölgede ağrı ve kızarıklık, yorgunluk, baş ağrısı, kas ağrısı gibi diğer yaş gruplarında görülenlerle aynı olduğu aktarıldı.

EMA’nın aldığı kararın yürürlüğe girmesi için Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından da onaylanması gerekiyor, ancak daha önceki uygulamarın ışığında bu adımın bir formaliteden ibaret olduğu belirtiliyor. Almanya özelinde ise herhangi bir aşının uygulanabilmesi için aşının ruhsat almasının yanı sıra, o aşının Almanya Daimi Aşı Komisyonu’nca (Stiko) uygun görülmesi gerekiyor.

(Kaynak: bianet.org)

Paylaşın

Madonna, Fotoğraflarını Kaldıran Instagram’a Ateş Püskürdü

Kariyerinin başından beri her adımıyla olay olan ve “Pop’un Kraliçesi” olarak taçlandırılan Madonna, meme uçlarının göründüğü fotoğrafları kaldıran sosyal medya platformu Instagram’a ateş püskürdü.

Haber Merkezi / Instagram’ın yayından kaldırdığı fotoğrafları yeniden paylaşan Madonna, paylaşımına “Instagram’ın herhangi bir uyarı veya bildirimde bulunmadan kaldırdığı fotoğrafları yeniden yayınlıyorum…

Engellemenin nedeni meme ucumun küçük bir kısmının açıkta kalmasıydı. Bir kadının vücudunun meme başı hariç her santiminin gösterilmesine izin veren bir kültürde yaşıyor olmamız beni hâlâ hayrete düşürüyor. Sanki bir kadının anatomisinin cinselleştirilebilecek tek parçası buymuş gibi.

Bebeği besleyen meme ucu! Bir erkeğin meme ucu erotik olarak deneyimlenemez mi??!! Kırk yıllık sansürle, cinsiyetçilikle, yaş ayrımcılığı ve kadın düşmanlığıyla akıl sağlığımı korumayı başardığım için teşekkür ederim.” notunu düştü.

Tangası, file çorapları ve dekolteli sütyeniyle pozlar veren Madonna, fotoğrafları sosyal medya hesabından paylaşmış ve çok sayıda beğeni aldığı gibi sert eleştirilerle de karşı karşıya kalmıştı.

16 Ağustos 1958’de Michigan’da dünyaya gelen gelen sanatçının tam adı Madonna Louise Veronica Ciccone’dir. Katolik bir ailenin 8 çocuğundan biri olan Madonna, küçük yaşlarından itibaren bale, piyano dersleri alarak sanata olan yatkınlığını okul çağlarından itibaren geliştirmiştir.

Özellikle dansa olan yeteneğini ön plana çıkaran yıldız, Michigan Üniversitesinde dans eğitimi almaya başladı. Okul hayatından iki sene içinde sıkılarak büyük bir star olma hayaliyle New York’a taşındı. Başlangıçta bir tatlı fabrikasında çalışmaya başlayan ünlü sanatçı, daha sonra garsonluk ve koreografi asistanlığı yaparak geçimini sağladı.

Dansa olan tutkusu 80’li yıllarda müziğe kayan Madonna, gitar ve piyano dersleri alarak şarkı sözleri yazmaya başladı. Yerel dans kulüplerinde şarkı söylemeye başlayarak, enerjik sahne gösterileriyle izleyenlerini etkilemeyi başardı. Dj Mark Kamins’in yardımı ve desteğiyle 1982 yılında ilk demo-single ‘Everybody’i çıkardı.

Gece kulüplerindeki başarılı sahne performansları sayesinde ilk single’ı “Holiday”i müzik piyasasına sürdü. Şarkının Amerika Top 20’ye girmesiyle büyük bir başarı elde etti. Yükselişe geçen kariyeriyle birlikte en çok dinlenen sanatçılar arasına girmeye hak kazandı. Egzotik takıları, aykırı giyimiyle kendine has bir imaj yarattı.

“Like a Prayer” albümüne çektiği müzik videosu nedeniyle bir çok kişi tarafından eleştirilen Madonna, bir çok kanalla yaptığı anlaşmaların fesh edilmesine sebep oldu. Adı skandallarla anılmaya başlarken “Sex”adlı bir kitap çıkararak “Erotica” adlı albümünü piyasaya çıkardı.

1992 yılında 60 milyon dolar karşılığında Time Warner ile anlaşma imzalayan Modanna, dünya starı olduğunu tescillemiştir. 1996 yılında ise erkek arkadaşı Carlos Leon’dan Ciccone Leon adında bir kız çocuğu dünyaya getirdi.

Skandallarla ve tartışmalı hayatıyla daima ön planda olan dünya starı, yetimler yurdu kurmak için 2006’da Malawi’ye gitti. David isimli bir erkek çocuğunu evlat edindi. Daha sonrasında Afrikalı ikiz kız kardeşi evlat edinen Modanna, şu anda çocukları ile birlikte İngiltere Wiltshire kentinde yaşamını sürdürüyor.

Popun kraliçesi olarak anılan Madonna ilerleyen yaşına rağmen müzik çalışmalarına hız kesmeden yeni albümlere imza atmaya devam ediyor…

Paylaşın

Açlık Sınırı 3 Bin 191, Yoksulluk Sınırı 10 Bin 395 TL

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), ‘Kasım Ayı Açlık ve Yoksulluk Sınırı’ raporunu açıkladı. Açıklanan rapora göre, kasımda dört kişilik bir ailenin açlık sınırı ise 3 bin 191.6 TL’yi aşarken, yoksulluk sınırı da 10 bin 396 TL’ye yükseldi.

Haber Merkezi / Rapora göre, dövizde yaşanan artış, elektrik, doğalgaz, benzin fiyatlarına yansıması, üretim girdi maliyetlerindeki yükselme, temel mal ve hizmetlere gelen yüksek zamlar, dar ve sabit gelirli milyonlarca ailenin geçim şartlarını daha da ağırlaştırdı. Günbegün artan fiyatlar karşısında zaten yetersiz olan ücret gelirlerinin satın alma gücü daha da geriledi. AB üyesi ülkelere göre Türkiye asgari ücretin en düşük olduğu ülke durumuna geldi. Dört kişilik ailenin açlık sınırı bile mevcut asgari ücretin üstünde oldu. Bu ay itibariyle tek bir kişinin yaşama maliyeti de net asgari ücreti 1.078 TL geçti.

Gıda maddeleri fiyatlarında artışın devam ettiğini ortaya koydu. Bu durum, başta ücretli çalışanlar ve emeklileri olmak üzere, geniş bir toplum kesiminin yaşama şartlarını olumsuz etkilemeye devam etti. Ücret gelirlerinde belirli bir artış sağlanmasına karşın yetersiz kalan gelir karşısında çalışanların mağduriyeti devam etti.

Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 3.191,55 TL’ye, Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 10.395,91 TL’ye, Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3.902,57 TL’ye yükseldi.

“Çalışanlar içinden çıkılmaz bir batağa sürüklenmiştir”

Dört kişilik bir ailenin sadece gıda harcaması (mutfak masrafı) geçen aya göre 98 TL, geçen yıla göre 675 TL artmıştır. Yapılması gereken toplam harcama tutarı (aile bütçesi) ise aylık 320 TL ve yıllık 2.198 TL tutarında artmıştır. Zorunlu ihtiyaçlar için geçen yıla göre yapılması gereken ek harcama tutarı kadar hane halkı gelirinde artış sağlanamadığı durumda, aradaki farkın borçlanmayla karşılanması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Dar ve sabit gelirli kesimler tasarruf etme aşamasını geride bırakmıştır. Ücretli çalışanların kullandığı ihtiyaç kredisi ile kredi kartı borcu, geçim sıkıntısının üzerine yaşamı sıkı cendereye alan bir yük halindedir. Çalışanlar içinden çıkılmaz bir batağa sürüklenmiştir.

Dar ve sabit gelirli kesimler açısından ekonomideki gelişmelerin yansıması olumsuzdur. Sürdürülebilirlik kalmamıştır. Gerekli tedbirler alınmadığı takdirde, gelir dağılımının daha da bozulması, işsizlik ve yoksulluğun daha da artması öngörülebilir bir gelişme olacaktır. Sosyal sorunların derinleşmemesi için atılacak adımların başında 2022 yılı yürürlüğe girecek asgari ücretin, insanca yaşamı mümkün kılacak, kabul edilebilir tutarda belirlenmesi gelmektedir.

2021 yılının ilk gününden itibaren aylık 2.825,90 TL olarak yürürlüğe giren net asgari ücret halen açlık sınırının altındadır. Asgari ücret ile bir kişinin yaşam maliyeti tutarı arasındaki fark her geçen ay artmaktadır.

TÜRK-İŞ’in verileri temel alındığında “mutfak enflasyonu”ndaki değişim Kasım 2021 itibariyle şu şekilde gelişti:

  • Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 3,18 oranında artış gösterdi.
  • Yılın ilk on bir ayı itibariyle fiyatlardaki artış yüzde 23,23 oranında gerçekleşti.
  • Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı yüzde 26,82 oldu.
  • Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 20,58 olarak hesaplandı.
Paylaşın

İYİ Parti Lideri Akşener: Millet İttifakı’nın Adayı Cumhurbaşkanı Olacak

“13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı’nın adayı olacak” diyen İYİ Parti Lideri Akşener,  “Seçimlere giderken ittifak zorunlu. 2023 ya da daha önce Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken kaç parti bir araya geleceğiz bunu söylemek şimdilik zor” ifadelerini kullandı. Akşener, Millet İttifakı olarak, Cumhur İttifakı’ndan farklı bir sistemleri olduğunu söyledi.

Eğitim sistemine ilişkin konuşan Akşener, “Ben okullardaki eğitim sebebiyle ben buradayım. Bu okulları açan hükümetin kendisi. Bu plansızlığı ortadan kaldıracağız. Mülakatı kaldırılacak” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Hemen atamaların yapılması gerekiyor. Bunların da peyderpey yapılması gerekiyor. Devlet okullarında sanat, spor bölümleri yok. Bana diyecekler ki kaynak yok. Kaynak şurada israfı, yolsuzluğu ortadan kaldırdığınız zaman ortaya çıkan kaynaklara şaşırırsınız.”

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan hakkında, “Dürüst buluyoruz biz kendisini” diyen Meral Akşener, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nurettin Nebati’nin paylaşımlarına işaret ederek, “Yeni Bakan adayı kendisi sanırım o anlaşılıyor” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat programının konuğu oldu. Akşener, Millet İttifakı’na yeni partilerin katılması yönündeki tartışmalara ilişkin “2023 ya da daha önce Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken kaç parti bir araya geleceğiz bunu söylemek şimdilik zor” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan hakkında, “Dürüst buluyoruz biz kendisini” diyen Akşener, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nurettin Nebati’nin paylaşımlarına işaret ederek, “Yeni Bakan adayı kendisi sanırım o anlaşılıyor” ifadelerini kullandı.

Döviz kuru artışı ve akaryakıt istasyonlarındaki araç kuyrukları hakkında konuşan Akşener, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini eleştirerek, şu ifadeleri kullandı:

Bir kere yanlış yaptığınızda bunun adı kazadır. İkinci kere yanlış yaptığınızda onun adı hatadır.

Üçüncü kere aynı yanlışı yaptığınızda bu bir tercihtir. Bütün bunlar Sayın Erdoğan’ın başında bulunduğu partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ndeki arıza yanlışlık, denge ve denetleme mekanizmalarının ortadan kalktığı bir sistemde Sayın Erdoğan’ın bizzat şahsının tercihleridir.

Şimdi mazot kuyruğundaki araçları gördük. Çıkmış milletvekili arkadaş diyor ki araba bolluğu bu ne biliyor musunuz?

Bu programda da bütün televizyonlarda gittiğimde ben bir şey söyledim. Saray ayrı bir hayat tarzıdır.

Sizi vatandaştan koparır, paralel bir evren yaratır, paralel bir bürokrasi yaratır, paralel bir dünya ve hayat tarzı yaratır.

Aynısını yaşıyoruz. Bu düzlemden alınan kararlar, bu düzlem üzerinden yapılan tercihler de bugün karşımızda.

“Biz Çin’i örnek alarak yola çıktık şimdi Bangladeş’e doğru ilerliyoruz”

Akşener, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın döviz kurundaki artışları dış güçlere bağlamasına da tepki göstererek şu ifadeleri kullandı:

Petrol zammını, o kadar şaşırdım ki Sayın Erdoğan’ın konuşmasına İstiklal Savaşı yaptı ekonomide.

Şimdi dış güçler… Tamam kardeşim dış güçlerse açıkla kimmiş, hep beraber yanınızda duralım.

Dış güçler her şeyin sebebi. Yahu siz bu dış güçlerin bostan korkuluğu musunuz?

Biz Çin’i örnek alarak yola çıktık şimdi Bangladeş’e doğru ilerliyoruz. Dünyaya diyorlar ki ‘bizde ucuz iş gücü var.

Gelin buraya yatırım yapın. Burada demokrasi yok adalet yok. Ucuz iş gücü sunmanıza rağmen eksikler olduğu için.

Enflasyon hakkında ise Akşener şu değerlendirmeyi yaptı:

90’lar döneminde siz çok genç bir muhabirdiniz, ben de çok genç bir politikacıydım. Hiper enflasyonun Türkiye’ye nelere mal olduğunu gördünüz.

Türkiye’deki enflasyonun hipere gidecek diye bir endişem var. Buradan bizi izleyenleri uyarayım.

Enflasyon insanları fakirleştirir, ülkeyi fakirleştirir. Ben faize şunu yapın, bunu yapın demiyorum ama söylediğim şey şu bu enflasyon noktasında çok ciddi kararlı bir şekilde mücadele edin diyorum. Biz ne yapacağız, Bizim 4 sınıf diye bir kavramımız var.

Buraya şu kadar ekmelisiniz diyorsunuz. Tarım insan artık dünyada bir milli güvenlik meselesidir.

Çiftçileri tarımdan çıkarak bir sistemden bahsediyoruz. Teşvik etmek için sigortasını biz yapacağız.

Atatürk Orman Çiftliği’ni talan ettiler biz orada bir sistem kurarak tarımı kalkındıracağız.

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan hakkında, “Dürüst buluyoruz biz kendisini” diyen Meral Akşener, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nurettin Nebati’nin paylaşımlarına işaret ederek, “Yeni Bakan adayı kendisi sanırım o anlaşılıyor” dedi.

“13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı’nın adayı olacak”

Millet İttifakı olarak, Cumhur İttifakı’ndan farklı bir sistemleri olduğunu anlatan Akşener, Millet İttifakı’na yeni partilerin katılması yönündeki tartışmalar hakkında da şu ifadeleri kullandı:

Parlamenter sistem üzerinde anlaştık, o alanda da ortaklaşan 6 partiyiz. Millet İttifakı işbirliği üzerinden yan yana gelmiş bir siyasi organizasyon.

Daha doğrusu bizim sistemimiz koalisyon gibi. 6 partinin genel başkan yardımcıları bir araya geldiler, aşağı yukarı bütün genel başkanlara verilecek bir metni hazırlıyorlar.

Bu bir birliktelik. Diyelim ki seçimler geldi. O sisteme girerken ittifak zorunlu. O ittifakta partiler belli. Bizim ise 31 Haziran’da 2, 24 Haziran’da 4 parti, şimdiyse kaç siyasi parti bir araya geleceğiz, onunla ilgili bir şey söylemem zor.

13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı’nın adayı olacak. DEVA Partisi adına ben konuşamam yeni partiler tanınmaya çalışıyorlar saygı duyuyorum. Ama ittifaka katılmayı düşünürler mi bilemem.

Asgari ücret hakkında değerlendirmelerde bulunan İYİ Parti lideri Akşener, şu ifadeleri kullandı:

Doların çıkışı, TÜİK’e rağmen yüzde 40’ların konuşulduğu bu dönemde yeniden belirlenmesi lazım.

Bizim daha önceden yaptığımız çalışmaya göre 4 bin lira net ellerine geçecek rakam. Onun dışında 555 liralık bir vergi yükünden iş verenin rahatlatılmasına dair bir teşvik diye bir önerimiz var.

Bugün bir anda 13 lira 40 kuruşlara kadar gelen dolar, onun yansıdığı girdilerdeki bir maliyet artışılar gibi bakıldığı zaman bu dalgalanmalar tansiyon gibi. Herkes tansiyon hastasına döndü.

Yeniden değerlendireceğiz tabii ki bu doların rekorundan önce yapılmış bir çalışmaydı. Bu çalışma revize edilecek.

Türkiye çalışanlarının yüzde 50’lik kısmı asgari ücretle çalışıyor. Kime sorsam nerede çalışırsa çalışsın asgari ücretle çalıştığını söylüyor.

22 milyon çalışanın 10 milyonunun asgari ücretli olduğu söyleniyor, bu da başka bir fakirleşme sebebi.

İktidarın erken seçim eleştirilerini de değerlendiren Akşener, şöyle konuştu:

Problemler çoğaldı. Problemlerin çözümü için bir ortaklaşma söz konusu olmadığı zaman tek çare millete gitmektir.

Bir muhalefet liderinin veya muhalefet liderlerinin vatandaş adına, millet adına seçim isteme gibi bir hakları ve görevleri vardır.

Dolayısıyla seçim istemek vatan hainliği değildir. Seçime gitmek vatan hainliğiyle alakalı bir durum değildir. Bunları bir birine karıştırmayalım bu çok ayıp.

Vatan hainliği ve Türkiye’nin bekası diye bir kavramın içi boşaldı. Ben buna çok üzülüyorum.

“Sen nelere kâdirmişsin ey Sedat Peker”

Akşener, Erdoğan’ın dış güçler söylemini de eleştirerek şu ifadeleri kullandı:

Sayın Erdoğan ve arkadaşlarının her türlü içerideki başarısızlık ya da seçim kazanma kartı mutlaka dış güçler diye bir kavram.

Günü gelir Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan olur, günü gelir Hollanda olur, Almanya olur. Birleşik Arap Emirlikleri için Sayın Erdoğan’a hizmet eden iki gazetenin attığı manşet var ‘şerefsizler’ diye.

Tüm bunlara baktığınız zaman her söylediğiniz iç politika merkezli olup, Türkiye’nin geleceğiyle alakalı olmadığı için bu şekilde rezil rüsva olursunuz.

Akşener, iktidarın 15 Temmuz’un ortaklarından biri olarak nitelendirdiği BAE lideri ile anlaşmalar yapması hakkında ise şöyle konuştu:

Anlaşmanın içeriği nedir bilmiyoruz. Halbuki o içeriğin vatandaşla, siyasi partilerin liderleriyle paylaşılması lazım. Böyle bir tuhaf bir gizlilik içinde.

Yarın bir birinin ayağına bastığında aynı şeyler olur. Ama şunu demek isteyebilirim, sen nelere kâdirmişsin ey Sedat Peker. kadar önemli şeyler söyledi ki bir savcıda çıkıp soruşturma açmadı.

Bir vatandaşımız ‘yargının Tarafsız, bağımsız, korkusuz olmasını sağlayacak mısınız’ demişti. O kadar iddialar var ama yargıda hareket yok.

Paylaşın

AK Parti ‘Alevi Açılımı’ Mı Planlıyor?

AK Parti, erken seçimin gündeme geldiği bir süreçte Alevilere yönelik yeni bir açılımı değerlendiriyor. Kamuoyu yoklamaları, 2002’de iktidara gelen AK Parti’ye yönelik desteğin azaldığını ortaya koyarken, partinin genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kısa süre önce Alevi toplumunun sorunlarını dinlemek üzere ülke genelinde bin 585 cemevine temsilciler göndermişti.

Reuters, Alevilerle ilgili analizinde, ‘Erdoğan’ın, Türkiye’nin 84 milyonluk nüfusunun yüzde 15 ile 20’sini oluşturan Alevi azınlığı kazanmak için zorlu bir mücadeleyle karşı karşıya’ olduğu değerlendirmesinde bulundu. Daha önceki ‘Alevi açılımının’ başarısızlıkla sonuçlandığı belirtilirken Alevilerin çoğunluğunun İslami kökenli AK Parti’ye şüpheyle yaklaşan kesim olduğu aktarıldı.

Öte yandan AK Partili üst düzey yetkililer, cemevleri konusundaki statü sorununun aşılabileceğini dile getirdi.

Alevi gruplar cemevlerinin resmi olarak tanınmasını, konuyla ilgili mahkeme kararlarının uygulanmasını, ‘asimilasyon’ olarak tanımladıkları zorunlu din eğitimini ve kamusal yaşamda ayrımcılığa son verilmesini talep etti.

“AK Parti, kendi Alevilerini yaratmaya çalışıyor”

İstanbul’daki bir cemevinde düzenlenecek tören öncesi konuşan Ali Erdem, “AK Parti hükümeti kendi Alevilerini yaratmaya çalışıyor.” dedi.

Alevilere yönelik bazı tarihsel sorunları anlatan Erdem, “Yüzyıllarca baskı altında kaldık ama kimseye boyun eğmedik.” diye konuştu.

Sufi ve Anadolu halk geleneklerini devam ettiren Aleviler, Türkiye’deki Sünni Müslüman çoğunluktan bazı noktalarda ayrılıyor ve Sünnilerle çelişebilecek ritüeller uyguluyor.

Erdoğan, 10 yıl önce ‘Alevi açılımı’ başlatmıştı.

Ancak 2013’teki Gezi Parkı eylemlerinin patlak vermesi sonrası söz konusu girişim olumsuz sonuçlanmıştı.

Reuters’a göre AK Parti’nin popülaritesinin azaldığına dair işaretlerin ortaya çıkmasının ardından konu, yakın tarihli bir kabine toplantısında yeniden güdeme getirildi.

Erdoğan tüm halkın “kolay nefes alması” için daha fazla çalışma sözü verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hangi kökene, hangi inanca, hangi meşrebe sahip olursa olsun Türkiye’nin, 84 milyon vatandaşının her birinin problemi bizim problemimizdir. Bu anlayışla ulusal birlik ve beraberliğimizi güçlendirecek her adımı geçmişte attık, bugün de atmayı sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.

“Aleviler arasında bir bölünme yaratabilir miyiz diye düşünüyorlar”

AK Partili temsilcilerin İstanbul’daki prefabrik cemevlerine geldiğini belirten bir başka Alevi derneği temsilcisi Ali Yürümez, binayı ziyaret eden yetkililerin kendilerine burayı yeniden inşa etmeyi teklif ettiğini söyledi.

Ancak Yürümez, bu tür maddi yardım tekliflerinin hükümetin yasal değişiklikler yapmaya istekli olmadığını gösterdiğini söyleyerek AK Parti’nin teklifini reddettiğini dile getirdi.

Sivas Katliamı’nda hayatını kaybeden kurbanların fotoğraflarının altında oturan Ali Yürümez, “Önümüzde bir seçim varken Aleviler arasında bir bölünme yaratabilir miyiz diye düşünüyorlardı. Ama Alevilerin bu oyuna geleceğini sanmıyorum.” diye konuştu.

Hayrettin Karaman’ın “Eğer bilerek Aleviliğini koruyorsa, Alevilere ait olup İslam ile bağdaşması mümkün olmayan inançları ve uygulamaları muhafaza ediyorsa o genç ile Sünni bir kız evlenemez.” sözlerini anımsatan Ali Yürümez, Alevilerin yakın zamanda nefret ifadeleriyle hedef alındığını söyledi.

AK Parti: Cemevlerine ibadethane statüsü verilebilir

Hükümet yetkilileri ise, Alevilere yönelik son süreçte gerçek bir değişim iradesi olduğunu söylüyor.

Adı açıklanmayan üst düzey bir AKP yetkilisi Reuters’a verdiği demeçte, “Cumhurbaşkanı bu sorunun çözülmesini istiyor. Uzun zamandır talep edilen ibadethane statüsü bu kez verilebilir.” diye konuştu.

Yetkili, azınlıkların haklarına yönelik bu tür girişimlerin seçimlerde potansiyel olarak olumlu yansıması olduğunu kabul etmekle birlikte hükümetin Alevilerle ilgili açılımının amacının bu olmadığını iddia ediyor.

“Oylar üzerinde etkisi olabilir ama bu çalışma yıllar önce başlatıldı ve Gezi Parkı protestoları nedeniyle kesintiye uğradı” diyen yetkili, “Bunu bir seçim hazırlığı olarak görmek haksızlık.” şeklinde konuştu.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2016 yılında Alevilerin din özgürlüğü haklarının reddedildiğine ve ayrımcılığa maruz kaldığına karar vermişti.

Keza Yargıtay da Kasım 2018’de verdiği kararda, cemevlerinin ibadet yeri olarak resmen tanınması gerektiği yönünde duruş sergilemişti.

Ancak hükümet bu kararlara uymadı ve cemevlerinin statüsü konusunda farklı görüşler olduğu ortaya çıktı.

(Kaynak: euronews)

Paylaşın

Her 11 Dakikada 1 Kadın Katledildi

Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre her 11 dakikada bir kadın veya kız çocuğu en yakın çevresinden gördüğü şiddet sonucu hayatını kaybetti. Konuya ilişkin yapılan değerlendirmede, kadına yönelik şiddette bir azalma gözlemlenmediği vurgulandı.

Merkezi Viyana’da bulunan Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suçlarla Mücadele Örgütü (UNODC), kadınlar ve kız çocukları için en tehlikeli yerin kendi evleri olduğu yönündeki tespitini tekrarladı. Kadına yönelik şiddetle mücadele günü vesilesiyle yapılan açıklamada, geçen yıl öldürülen tahminen 81 bin kadından 47 binin partneri veya akrabası tarafından katledildiği bildirildi. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre her 11 dakikada bir kadın veya kız çocuğu en yakın çevresinden gördüğü şiddet sonucu hayatını kaybetti.

BM Uyuşturucu ve Suçlarla Mücadele Örgütü’nün (UNODC) Başkanı Ghada Waly, geçen senelerde şiddette azalma kaydedilen alanlar olduğunu ancak kadına yönelik şiddette bir azalma gözlemlemediklerini de vurguladı. BM’nin yaptığı araştırmalara dayanan verilere göre, dünya çapında şiddet sonucu hayatını kaybedenlerin geneline bakıldığında yüzde 80’inin erkek olduğu, ilişkide veya aile içinde yaşanan şiddette hayatını kaybedenlerin ise yüzde 60’ının kadın olduğunu vurgulandı.

En tehlikeli yer Afrika

Aile veya partnerin uyguladığı şiddet sonucu ölüm tehlikesinin en yüksek olduğu yerin Afrika ülkeleri olduğu belirtilirken, en düşük riskin Avrupa ve Asya’da olduğu haber verildi. UNODC, istatistiki verilerini 95 ülkeden alınan sayıların analizine dayandırıyor.

Kurum, henüz korona pandemisinin etkisinin tamemen analiz edilemediğini, Batı ülkelerinde geçen yıl öldürülen kadın ve kız çocuklarının sayısında hafif bir artış tepit edildiyse de bundaki değişimin bölgesel olarak farklılık göstermesinin yanı sıra benzer dalgalanmaların önceki senelerde de görüldüğünü belirterek, kesin ve net tespitin henüz yapılamadığına işaret edildi.

Uzmanlar, kadın ve kız çocuklarına yönelik istatistiklere yansıyan şiddetin mutlak rakamlar anlamına gelmeyeceğini, ihbar ve suç duyurusu yapılan ülkelerde diğerlerine göre daha çok şiddet yaşandığı sonucuna varılmayacağını belirtiyor. Nitekim kadınların ve kız çocuklarının ihbar ve suç duyurusu için, bulunduğu ülkede nasıl bir koruma sağlandığına dair hukuki düzenlemelerin, sosyal çevresi ve refah seviyesinin ve başka faktörlerin de belirleyici olabildiği vurgulanıyor.

Avrupa Birliği Eşitlik Komiseri Helena Dalli de, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele günü vesilesiyle yaptığı açıklamada, hem Avrupa Birliği’ne (AB) hem de henüz İstanbul Sözleşmesi’ni onaylamamış olan Birlik üyelerine çağrıda bulundu ve sözleşmenin Avrupa Birliği Komisyonu’nun önceliklerinden olduğunu vurguladı.

İstanbul Sözleşmesi’nin ilk imzacılarından olan Türkiye, 20 Mart 2021’de Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile sözleşmeden çekilmiş, 1 Temmuz’da da söz konusu adım yürürlüğe girmişti.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Meteoroloji’den Sağanak Ve Kar Yağışı Uyarısı

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM), Kıyı Ege, Güney Marmara, Doğu Akdeniz, Doğu Karadeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri için sağanak yağış, yüksek kesimler içinde kar yağışı uyarısında bulundu. MGM, sağanak ve kar yağışın etkili olacağı yerlerdeki vatandaşlara olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalı çağrısı da yaptı.

Haber Merkezi / MGM, tarafından yapılan son değerlendirmelere göre: Ülkemiz genelinin parçalı ve çok bulutlu, Trakya ve Marmara’nın güneyi, Ege’nin kıyı ve kuzey kesimleri, Antalya çevreleri ve Doğu Akdeniz, Doğu Karadeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nin genellikle yağmur ve sağanak, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Doğu Karadeniz’in yüksek iç kesimlerinin karla karışık yağmur ve yer yer kar yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların Elazığ, Tunceli, Bingöl ve Diyarbakır çevrelerinde yer yer kuvvetli olması bekleniyor.

Hava sıcaklıkların yarından (Cuma) itibaren yurt genelinde artması bekleniyor. Rüzgarın ise genellikle güneyli yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, zamanla Ege Bölgesinde yer yer kuvvetli (30-50 km/sa) esmesi bekleniyor.

Bölgelerimizde hava durumu ise şöyle;

Marmara ve Ege Bölgesi

Marmara Bölgesi’nin parçalı, zamanla çok bulutlu, Trakya ile bölgenin güney kesimlerinin yarın (Cuma) öğle saatlerinden sonra sağanak yağışlı geçeceği tahmin edilirken, Ege Bölgesi’nin parçalı, zamanla çok bulutlu, Kıyı Ege ile bölgenin kuzey kesimlerinin yarın (Cuma) öğle saatlerinden sonra sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor.

Akdeniz ve İç Anadolu Bölgesi

Akdeniz Bölgesi’nin parçalı, yer yer çok bulutlu, Antalya’nın kıyı kesimleri ile bölgenin doğusunun aralıklı sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların bu akşam saatlerinde Osmaniye ve İskenderun Körfezi çevrelerinde yer yer kuvvetli olması beklenirken, İç Anadolu Bölgesi’nin parçalı, yer yer çok bulutlu geçeceği tahmin ediliyor.

Karadeniz Bölgesi

Batı Karadeniz’in parçalı, zamanla çok bulutlu geçeceği tahmin edilirken, Orta ve Doğu Karadeniz’in parçalı ve çok bulutlu, Doğu Karadeniz kıyılarının yağmur ve sağanak yağışlı, Doğu Karadeniz’in yüksek iç kesimlerinin karla karışık yağmur ve kar yağışlı geçeceği tahmin ediliyor.

Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi

Doğu Anadolu Bölgesi’nin çok bulutlu, bölge genelinin aralıklı yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların genellikle yağmur ve sağanak, kuzey ve doğu kesimlerinde yer yer karla karışık yağmur ve yükseklerinde kar şeklinde olması bekleniyor. Yağışların Elazığ, Tunceli ve Bingöl çevrelerinde yer yer kuvvetli olması beklenirken, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin parçalı ve çok bulutlu, bölge genelinin aralıklı yağmur ve sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların Diyarbakır çevrelerinde yer yer kuvvetli olması bekleniyor.

Paylaşın

Fenerbahçe, Yoluna UEFA Konferans Ligi’nde Devam Edecek

UEFA Avrupa Ligi D Grubu 5’inci maçında deplasmanda Olympiakos’a konuk olan Fenerbahçe sahadan 1-0 mağlup ayrıldı. Fenerbahçe, böylece Avrupa yolculuğuna UEFA Konferans Ligi’nde devam edecek.

Haber Merkezi / Olympiakos’a galibiyeti getiren golü 90’ıncı dakikada Tiquinho kaydetti. Olimpiakos, bu galibiyet sonrasında puanını 9’a çıkardı. Fenerbahçe 9 Aralık’ta gruptaki son maçında Eintracht Frankfurt ile Kadıköy’de karşılaşacak.

Grubun diğer maçında Eintracht Frankfurt evinde Belçika takımı Antwerp ile karşılaştı. Maç 2-2’lik beraberlikle sonuçlandı. Almanya temsilcisi Eintracht Frankfurt D Grubu’nda 11 puanla zirvede yer alıyor.

Karşılaşmadan dakikalar;

5. dakikada Onyekuru’nun pasında sağ kanatta topla buluşan Masouras, meşin yuvarlığı kale önündeki Aguibou Camara’ya aktardı. Bu oyuncunun sahip olamadığı top, dışarı gitti.

18. dakikada Sosa’nın pasında topla buluşan İrfan Can Kahveci’nin ceza sahasının hemen dışından yaptığı vuruşta, meşin yuvarlak direğe çarparak oyun alanına döndü.

19. dakikada sol kanattan İrfan Can’ın ortasında arka direkte Berisha’nın gelişine vuruşunda top yandan auta çıktı. 39. dakikada kaleyi karşıdan gören bir noktadan Berisha’nın kullandığı serbest vuruşta top üst ağlarda kaldı.

40. dakikada Fenerbahçe gole yaklaştı. Rossi’nin düşürülmesiyle kazanılan serbest vuruşta topun başına geçen Berisha’nın şutunda, meşin yuvarlak az farkla dışarı çıktı.

52. dakikada sol kanattan ceza sahasına giren Zajc’ın şutunda savunmadan seken topla buluşan Mert Hakan’ın sol çaprazdan şutu yandan dışarı çıktı.

74. dakikada Reabciuk’un pasında topla buluşan El-Arabi’nin gelişine vuruşunda, meşin yuvarlak az farkla dışarı çıktı.

78. dakikada Reabcuik’un sol kanattan ortasında arka direkte uygun durumda topla buluşan Lala’nın vuruşunda meşin yuvarlak yandan auta gitti.

90. dakikada Olympiakos öne geçti. Reabciuk’un ortaladığı pozisyonda kale önünde topa vuran Suares, meşin yuvarlağı filelerle buluşturdu: 1-0

Stat: Georgios Karaiskakis

Hakemler: Antonio Mateu Lahoz, Pau Cebrian Devis, Roberto del Palomar (İspanya)

Olympiakos: Vaclik, Lala, Sokratis (Dk. 24 Ba), Cisse, Reabciuk, M’Vila, Mady Camara (Dk. 46 Bouchalakis), Masouras (Dk. 68 Valbuena), Aguibou Camara, Onyekuru (Dk. 46 Lopes), El-Arabi (Dk. 81 Soares)

Fenerbahçe: Berke Özer, Osayi-Samuel, Min-jae, Tisserand, Novak (Dk. 78 Szalai), Sosa, Mert Hakan Yandaş (Dk. 90+1 Muhammed Gümüşkaya), Zajc (Dk. 65 Meyer), Rossi (Dk. 78 Ferdi Kadıoğlu), İrfan Can Kahveci (Dk. 65 Pelkas), Berisha

Gol: Dk. 90 Soares (Olympiakos)

Paylaşın

Erdoğan’ın Görevini Yapış Tarzına Destek Yüzde 40’ın Altında

Metropoll Araştırma’nın son yaptığı ankete göre, seçmenin yüzde 54,5’i, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görevini yapış tarzını onaylamıyor. Yapılan son anketin, döviz kurlarında yaşanan artış öncesi yapıldığı belirtildi. 

Metropoll Araştırma’nın Türkiye’nin Nabzı Kasım 2021 anketine göre, seçmenin yüzde 54,5’i, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı görevini yapış tarzını onaylamıyor.

Metropoll Araştırma, “Türkiye’nin Nabzı Kasım 2021” anketine katılanlara, “Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı görevini yapış tarzını onaylıyor musunuz?” diye soruldu.

Ankete katılanlardan yüzde 39,3’ü “Evet, onaylıyorum” cevabını verirken, yüzde 54,5’i ise soruyu “Hayır, onaylamıyorum” şeklinde yanıtladı. Yüzde 6,2’lik kesim ise herhangi bir fikri ya da cevabı olmadığını ifade etti.

Bu arada söz konusu anketin, döviz kurlarında yaşanan artış öncesi yapıldığı belirtildi.

Metropoll araştırma şirketinın yayınladığı veriler, Türkiye genelinde 26 bölgeyi esas alan 28 ilde tabakalı örnekleme ve ağırlıklandırma yöntemi ile 13-17 Kasım tarihleri arasında toplam bin 514 kişi ile yapılan ankete dayanıyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın