Bakan Koca, İllere Göre Haftalık Kovid-19 Vaka Sayılarını Açıkladı

İllere göre haftalık yeni tip koronavirüs (Kovid 19) vaka sayıları açıklandı. Açıklanan verilere göre, vaka sayısı bir önceki haftaya göre en çok artan 10 ilimiz: Osmaniye, Adana, Mersin, Hatay, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Burdur, Bilecik ve Edirne oldu.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından 20-26 Kasım tarihleri arasındaki “İllere Göre Haftalık Kovid 19 Vaka Sayısı” haritasını paylaştı.

Bakan Koca’nın paylaştığı haritaya göre; Haftalık verilere göre 100 bin kişide görülen Covid-19 vaka sayısı İstanbul’da 287,40, Ankara’da 202,88, İzmir’de 70,65 oldu.

Vaka artışı en fazla olan 10 il ise, Osmaniye, Adana, Mersin, Hatay, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Burdur, Bilecik ve Edirne.

Sağlık Bakanlığı’nın Risk Haritası’na göre Türkiye’de en çok aşılamanın gerçekleştirildiği Ordu’yu Osmaniye, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Zonguldak ve Burdur takip ediyor. Türkiye’de en az aşılamanın gerçekleştirildiği Şanlıurfa’yı ise sırasıyla Batman, Siirt, Diyarbakır, Muş, Bingöl, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Bayburt takip ediyor.

Sağlık Bakanlığı’nın 4 Aralık Kovid 19 verilerine göre, son 24 saatte, 353 bin 035 test yapılırken, 20 bin 374 yeni vaka tespit edildi. 228 kişi hayatını kaybederken, 19 bin 463 kişi sağlığına kavuştu.

Bakan Koca’dan açıklama

Güncel verilerle ilgili değerlendirmesini sosyal medya hesabından paylaşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şu ifadeleri kullandı; “Mevsim şartlarından hepimizin çıkarması gereken sonuçlar var. Kapalı yerlerde kalabalık ortamlarda uzun süre bulunmaktan kaçınmalıyız. Bulunduğumuz kapalı ortamları sık sık havalandırmalıyız. Temizliğe dikkat etmeliyiz. Riskin arttığı bu dönemde aşılarımızı hemen yaptırmalıyız.”

Paylaşın

Türkiye, Enflasyonda Dünyada 11’inci Avrupa’da 1’inci Sırada

Türkiye dünyadaki en yüksek 11’inci enflasyona sahip ülke oldu. Her ülkenin son açıkladığı veriler karşılaştırıldığında dünyadaki en yüksek enflasyonu yüzde 1575 ile Venezuela yaşıyor. Onu yüzde 366 ile Sudan takip ederken üçüncü sıradaki Lübnan’da enflasyon yüzde 174 oranında.

Türkiye’de tüketici fiyatları kasım ayında yüzde 3,51 yükseldi. Böylece resmi verilere göre yıllık enflasyon yüzde 21,31’e yükselmiş oldu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon sepetini baz alarak ayrı bir hesaplama yapan Enflasyon Araştırma Grubu ENAGrup ise kasım ayındaki yıllık enflasyonun yüzde 58,65 olduğunu savundu.

Türkiye, Avrupa’da birinci sırada

Resmi rakamlar baz alındığında Türkiye dünyadaki en yüksek 11’inci enflasyona sahip ülke oldu. Her ülkenin son açıkladığı veriler karşılaştırıldığında dünyadaki en yüksek enflasyonu yüzde 1575 ile Venezuela yaşıyor. Onu yüzde 366 ile Sudan takip ederken üçüncü sıradaki Lübnan’da enflasyon yüzde 174 oranında.

Suriye’de tüketici fiyatlarındaki artış yüzde 139 düzeyinde. Bu oran Surinam’da yüzde 69,5; Zimbabve’de yüzde 58,4; Arjantin’de yüzde 52,1; İran’da yüzde 39,2; Etiyopya’da yüzde 34,2 ve Angola’da yüzde 26,87 seviyesinde.

ENAGrup verisinde göre ise Türkiye Surinam’ın ardından altıncı sıraya yerleşiyor. Avrupa ülkeleri arasında ise Türkiye açık ara önde bulunuyor. Onu yüzde 10,9 ile Ukrayna; yüzde 10,5 ile Belarus takip ediyor. Avrupa genelinde en düşük enflasyon yüzde 0,9 ile Lihtenştayn’da yaşanıyor.

En düşük enflasyon Ruanda’da

Enflasyonun yüksek olması kadar çok düşük olması da ekonomi açısından istenmeyen bir durum. Makul düzeyde bir enflasyon sağlıklı büyümenin göstergesi olarak kabul ediliyor.

Dünya genelinde en düşük enflasyon yüzde -3,3 ile Ruanda’da yaşanıyor. İkinci sırada yüzde -2,46 ile Komoros bulunurken onun ardından yüzde -1 ile Cayman adaları geliyor. Çad ve Bahreyn’de enflasyon yüzde -0,9 iken Maldivler’de bu oran yüzde -0,2 düzeyinde.

Pozitif enflasyonun en düşük görüldüğü ülke ise yüzde 0,1 ile Japonya. Bolivya’da enflasyon yüzde 0,49; Yeni Kaledonya’da yüzde 0,63 ve Suudi Arabistan’da yüzde 0,8 oranında.

(Kaynak: euronews)

Paylaşın

Semeru Volkanı Patladı: En Az 13 Ölü

Endonezya’nın Java adasındaki Semeru volkanının patlaması sonucu en az 13 kişi hayatını kaybetti. Denizden 3 bin 676 metre yükseklikte olan Semeru en son bir yıl önce patlamış, binlerce kişinin tahliye olmasına yol açmıştı.

‘Pasifik Ateş Çemberi’ deprem ve volkan kuşağındaki Endonezya’da, yaklaşık 130 aktif yanardağ bulunuyor. Yerel saatle 14.30, Türkiye saatiyle 10.30’da gerçekleşen patlama nedeniyle beş kilometrelik bir güvenlik çemberi oluşturuldu.

Reuters’a konuşan yerel yetkili Thoriqul Haq, volkanın etrafındaki köylerden yakınlardaki şehir Malang’a giden bir yol ve bir köprünün de hasar gördüğünü belirtti.

BBC’ye konuşan VAAC meteoroloğu Campbell Biggs, külün yükseldiği 15 kilometre seviyesinin pek çok uçağın yükselebileceği seviyenin üzerinde olduğunu ve bu yüzden uçakların bulutun etrafından dolaşması gerekeceğini vurguladı.

Avustralya’daki Volkanik Kül Tavsiye Merkezi (VAAC) külün, volkanın zirvesinden çıktıktan sonra güneydoğu yönünde Hint Okyanusu’na doğru ilerlediğini aktardı.

Aktif bir volkan olan Semeru, sıklıkla 4 kilometre yüksekliğe kadar kül püskürtüyordu. Cumartesi günkü patlama ise normalin dört katına yakın bir büyüklüğe işaret ediyor.

Paylaşın

Türkiye’nin İthalatta Çin Ve Rusya’ya Bağımlılığı Artıyor

Türkiye’nin Rusya’dan ithalatı 2021 yılının ilk 10 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre dolar bazında yüzde 60; Çin’den ithalatı ise yüzde 42 arttı. Türkiye’nin ithalat pastasında 2021 yılında iki ülkenin payı yüzde 22,6’ya kadar yükseldi.

Son verilere göre Türkiye’nin yurt dışından aldığı 4 üründen 1’i Çin ve Rusya’dan geliyor. İki ülkenin ithalattaki payı 2020’nin aynı döneminde yüzde 18 civarında bulunuyordu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı dış ticaret istatistikleri Türkiye’nin ithalatta Rusya ve Çin’e bağımlılığının son 10 yılda artış eğiliminde olduğunu gösteriyor.

2021’de Ocak-Ekim ayını kapsayan yılın ilk 10 ayında Türkiye’nin toplam ithalatı 215,53 milyar Amerikan doları oldu. Çin’den ithalat 26,06 milyar doları olurken Rusya’dan ithalat ise 22,61 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Covid-19 salgının hakim olduğu 2020 yılının aynı döneminde Çin’den ithalat 18,32 milyar dolar; Rusya’dan ise 14,14 milyar dolar olmuştu. Buna göre dolar bazında ithalat son bir senede Çin’den yüzde 42, Rusya’dan ise yüzde 60 artış gösterdi. 2021 senesi pandemi öncesi yıllarla karşılaştırıldığında da bu iki ülkeden ithalatın artış eğiliminde olduğu görülüyor.

İthalat 2018’in ilk 10 ayında Çin’den 18,04 milyar dolar; Rusya’dan ise 18,45 milyar dolar olmuştu. Bu veriler 2019 döneminde Çin’den 14,94 milyar dolar; Rusya’dan 18,31 milyar dolar seviyesindeydi. Türkiye’nin toplam ithalatında Rusya ve Çin’in aldığı pay 2021 yılında son 10 senenin en yüksek seviyesine erişti.

Ocak-Ekim dönemlerine bakıldığında 2021’de Çin’in payı yüzde 12,1; Rusya’nın payı ise yüzde 10,5 oldu. İki ülkenin toplam payı ise yüzde 22,6’ye karşılık geliyor. Bu oranlar 2020 yılının aynı döneminde Çin için yüzde 10,4 ve Rusya için yüzde 8 idi. İki ülkenin ithalattaki toplam payı ise Ocak-Ekim 2020’de yüzde 18,4 olmuştu. Buna göre son 1 yılda iki ülkenin toplam içindeki payı yüzde 23 artmış oldu.

2011 yılının Ocak-Ekim periyodunda Rusya ve Çin’in ithalattaki toplam payı yüzde 18,5 iken bu oran 2017 ve 2020 senelerinde yüzde 18,4’a kadar düştü. Pandemiden hemen önce bu oran yüzde 19,9, 2018’de ise yüzde 19,2 olmuştu.

Türkiye’nin en çok ithalat yaptığı ülkeler

2021’in ilk 10 ayında Çin ve Rusya aynı zamanda Türkiye’nin en çok ithalat yaptığı iki ülke. Üçüncü sırada yüzde 8,3 pay ile Almanya gelirken bu ülkeyi yüzde 4,9 ile ABD ve yüzde 4,3 ile İtalya takip ediyor. Diğer ülkelerin payı ise sırayla şöyle: Hindistan ve Fransa yüzde 3, Güney Kore yüzde 2,9; İspanya ve Belçika yüzde 2,3 ve İngiltere yüzde 2,1.

Ocak-Ekim 2021 döneminde Türkiye’nin ihracatı ise 181,67 milyar dolar oldu. Türkiye’nin ihracatında Rusya sadece yüzde 2,5 paya sahipken Çin ilk 20 ülke arasında yer almıyor. Zirvede yüzde 8,7 ile Almanya; yüzde 6,5 ile ABD ve yüzde 6 ile İngiltere bulunuyor.

(Kaynak: euronews)

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Mersin’de Gövde Gösterisi: Onu Edeple Göndereceğiz

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Mersin mitinginde, alandaki vatandaşların ‘Tayyip istifa’ sloganlarına, “Onun istifa etmesine gerek yok onu göndereceğiz, edeple göndereceğiz. Geliyor gelmekte olan ama birileri de gidecek ve göndereceğiz onları” şeklinde cevap verdi.

Haber Merkezi / Kılıçdaroğlu, “Kurtuluş savaşı verdiğini söylüyor ama senin ne kurtuluş ile ne savaşla ilgin var. Sen sarayımda nasıl otururumun düşüncesini taşıyorsun. Allah’ın izniyle iktidar olacağız. Çiftçilerin borçlarının faizlerini ilk bir hafta içinde sileceğiz. Türk Lirası pul oldu. TL’yi hak ettiği yere getireceğiz” dedi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Mersinlilerin huzurunda söz veriyorum Türkiye’yi her türlü vesayetten kurtaracağım. Saray’ın vesayetinden de Türkiye’yi kurtaracağız. Dostlarımızla birlikte kurtaracağız” ifadelerini kullandı.

“Saray ve şurekası duysun. Rüşvet alanları, uyuşturucu baronlarıyla kol kola gezenleri, onların uçaklarına binenleri, paralarını alanları devlet kadrolarında yaşatmayacağız” diyen Kılıçdaroğlu, “Harcadığımız her kuruşun hesabını millete vereceğiz. Sizin paranız. Bu parayı harcarken size hesap vermek namus borcum olacak. 84 milyonu Londra’daki tefecilere mahkum ettiler. Vergilerin büyük kısmı oraya gidiyor. Üreten, alın teri döken herkesin hakkını ve hukukunu koruyacağım. Bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Bu ülkede yoksulluk olmayacak. Mersinlilere söz veriyorum. Türkiye’ye söz veriyorum.” dedi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Kutuplaşmaktan yana değiliz. Kucaklaşmadan yanayız. Beraber olmaktan, birlik olmaktan yanayız. Biz dünyada yurtta sulh, cihanda sulh diyenleriz. Kendi ülkemizde de dünyada da huzurdan, barıştan yanayız. Mısır’la barışacağız, Suriye’yle barışacağız, İsrail’le barışacağız, Libya’yla barışacağız” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, acil seçim isteğiyle gerçekleştireceğini açıkladığı mitinglerin ilkini Mersin’de düzenledi. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Hepinizin şunu çok iyi bilmesini isterim bizim kitabımızda umutsuzluk yok. Az önce kardeşlerim konuştu yüreğim acıdı. İki üniversite mezunu kardeşim iş bulamıyorum. Size söz veriyorum bu sorunları çözeceğiz. Demokrasiye inanıyoruz o yüzden diyoruz, geliyor gelmekte olan. Mersin küçük bir Türkiye’dir.

Milletin sesi dedik, milletimiz konuşsun dedik. Ama onlar duymazlar onlar sağırlar ve onlar başka şeyleri görürler. Dün saat 11.00’de TÜİK’e gittim. Aylık yüzde 3.51 yıllık yüzde 21 enflasyon açıkladılar. Ya sizin eşiniz çocuğunuz alışveriş yapmıyor mu? Faturalara bakmıyor mu? Ekmek alırken görmüyor mu? Talimat gelmiş indireceksiniz. TÜİK rakamları üzerinden emeklinin, asgari ücretlinin aylığını belirliyorlar.

“Türkiye’ye her türlü vesayetten kurtaracağız”

Ben TÜİK’e sizin hakkınızı sormak için gittim ama kapı duvar. İlk kez Cumhuriyet tarihinde vekiller bir yere gidiyorlar önümüze duvar örüyorlar. Sizin duvarlarınız vız gelir bize. Vesayet diyorlardı, dün vesayetin ne olduğunu Türkiye gördü. Asgari ücretlinin, memurun hakkını savunmak ortak görevimizdir. Mersinlilerin huzurunda söz veriyorum; Türkiye’ye her türlü vesayetten kurtaracağız. Sarayın vesayetinden birlikte, dostlarımızla birlikte kurtaracağız.

Alın teri döken bir çiftçi neden zarar ediyor? Bu soruyu vicdanlı olan herkesin kendisine sormasını isterim. Toprağımız var, çalışkan insanımız var. Neden arpayı, buğdayı, eti dışarıdan getirip gümrük vergisini sıfırlarız. Hepimiz muhakeme yapmak zorundayız. Yarın hep birlikte sandığa gideceğiz ve dikta bir yönetimi sandıkta al aşağı edeceğiz. Öncelik bizim insanımız, çalışan insanımız, muz ithalatını durduracağız.

Kurtuluş savaşı verdiğini söylüyor ama senin ne kurtuluş ile ne savaşla ilgin var. Sen sarayımda nasıl otururumun düşüncesini taşıyorsun. Allah’ın izniyle iktidar olacağız. Çiftçilerin borçlarının faizlerini ilk bir hafta içinde sileceğiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne diyordu, ‘Çiftçi milletin efendisidir’. Söz veriyorum çiftçimizi bu milletin efendisi yapacağız.

“Hiçbir rüşvetçiyi devlet kadroları içinde barındırmayacağım”

Diyor ya faize karşıyım, neden esnafın borcunun faizini silmiyorsun. İktidar olduğumuzda ilk işimiz esnaf bakanlığı kuracağız. Bu memlekete barışı getireceğim. Bu memlekete huzuru, demokrasiyi, adaleti getireceğim. Mafya düzenini değiştireceğim. Uyuşturucu baronlarıyla işbirliği yapılan düzeni değiştireceğim. Siyaseti tümüyle kirlilikten arındıracağım. Hiçbir rüşvetçiyi devlet kadroları içinde barındırmayacağım.

Saray ve şürekası duysun. Rüşvet alanları, uyuşturucu baronlarıyla kol kola gezenlerin hepsinin görevine son vereceğiz. Harcadığımız her kuruşun hesabını milletimize vereceğiz. Sizin paranızı harcarken bunun hesabını vermek namus borcudur. Vergilerin büyük kısmı Londra’daki tefecilere gidiyor. Herkesin hakkını hukukunu koruyacağım. Söz veriyorum, Mersinlilere, Türkiyelilere söz veriyorum. Bu ülkede yoksulluk olmayacak.

Yine söz veriyorum, üniversite mezunları iş bulamazken, 4-5 yerden maaş alanların düzenlerini sonlandıracağım. Hakça bir düzen gelecek. KPSS’den 85, 90 puan alıyorlar ama sözlüye gelince eleniyorlar. Bu düzeni değiştirmek Kemal kardeşinizin boynunun borcudur. Gençler size söz verdim, sözümün arkasında da duracağım. 20 yıldır iktidardalar ve yurt sorununu çözemediler. Söz veriyorum bir yıl içinde yurt sorunu kalmayacak.

EYT’liler hiç korkmayın, sarayla köşkle bizim işimiz yok. Bizim işimiz vatandaşın sofrasındaki bereket. Hepsini birlikte gerçekleştireceğiz. Sevgili Peygamberimiz, ‘Cennet anaların ayaklarının altındadır’ der. Her gün kadın cinayeti haberleri alıyoruz. İyi halden az ceza veriyorlar. Bunu da değiştireceğiz. İyi hal, kravat bunu bırakacağız. İstanbul Sözleşmesi’ni bir hafta içinde hayata geçireceğiz.

Bizim Merkez Türkiye Projemiz vardı. Bunu geliştiriyoruz, kamuoyuyla paylaşacağız. Samandağı’ndan Mersin’e bir hilal şeklinde burası yatırıma doyacak ve işsizlik olmayacak. Fabrikasını buraya getirenin parasını biz ödeyeceğiz. Yeni bir hamle ile çığır açacağız. Akdeniz havzasında yükselen bir Mersin’i tüm Türkiye ve dünyaya tanıtacağız. Sevgili Mersinliler, geçmişte AK Parti ve MHP’ye oy veren kardeşlerim: Dönem kavga değil, çekişme değil. Sorun bayrak sorunudur, sorun milletimizin, vatanımızın sorunudur.

“Biz Kuvayi Milliyeciyiz ve biz ülkemizi de insanlarımızı da seviyoruz”

Bizler Atatürkçüyüz, bizler Kuvayi Milliye’nin ne olduğunu biliriz. Bizler sosyal demokratız, herkesin yaşam tarzına saygı duyulmasını isteriz. Biz vatandaş güzel hizmet alıyor mu almıyor mu onun derdindeyiz. Türkiye’nin bölgesinde kimseye boyun eğmemesinin yolu, birlikte beraber olmaktır. Biz ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ diyenleriz. İktidar olduğumuzda Suriye ile Mısır ile İsrail ile barışacağız. Göreceksiniz o zaman Mersin’in nakliye TIR’ları, sanayicileri Ortadoğu’ya nasıl çalışıyor.

Türk Lirası’nı pul yaptılar, Türk Lirası’nı hak ettiği yere getirmek bizim boynumuz borcudur. Bizim fakirliğimizi Batı’nın emperyallerine satmak istiyorlar. Sevgili gençler sizin hayalleriniz benim hedeflerim olacaktır. Umutsuzluğa kapılmayın. 6 ay içinde Türkiye’nin nasıl rahatladığını, feraha kavuştuğunu göreceksiniz. Biz Kuvayi Milliyeciyiz ve biz ülkemizi de insanlarımızı da seviyoruz. Değişim rüzgarları esiyor Türkiye’de. Buna duvar örmek mümkün değil. Mersin’de, Hakkari’de tüm Türkiye’de.

Hiç meraklanmayın göreceksiniz Erzurum’dan, Kars’tan, Rize’den, Edirne’den halkın şaha kalktığını, adalet istediğini göreceksiniz. Ey saray duy diyeceğiz duy; geliyor gelmekte olan. Lütfen birlikte tekrar edelim. Mersin’den, Hakkari’ye, Denizli’ye, Uşak’a, Almanya’ya, Fransa’ya. Paris’e, Hamburg’a, selam olsun geliyor gelmekte olan.”

Paylaşın

Türkiye, Serbest Çalışan Oranında Avrupa İkincisi

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ve Avrupa Birliği (AB) İstatistik Ofisi (Eurostat) 2020 yılı verilerine göre, Türkiye serbest meslek sahibi (serbest çalışan) oranında Avrupa’da ikincisi, OECD ülkeleri arasında ise 5. Sırada yer alıyor. Türkiye’de istihdam edilenlerin yüzde 30,2’si serbest meslek sahibi.

Verilere göre serbest çalışan oranının en yüksek olduğu ülke yüzde 51,3 ile Kolombiya. Brezilya yüzde 33 ile ikinci sırada yer alırken bu ülkeleri Yunanistan (yüzde 31,9), Meksika (yüzde 30,5) ve Türkiye (yüzde 30,2) izliyor. Serbest çalışan oranının en düşük olduğu ülkeler ise ABD (yüzde 6,3), Norveç (yüzde 6,5) ve Rusya (yüzde 6,8).

Diğer bazı ülkelerdeki serbest çalışan oranı ise şöyle: Sırbistan (yüzde 26,2), Romanya (yüzde 23,8), İtalya (yüzde 22,5), Hollanda (yüzde 17,2), İspanya (yüzde 16,1), Fransa (yüzde 12,4), Bulgaristan (yüzde 11), Japonya (yüzde 10), Almanya (yüzde 9,6)

Türkiye’de serbest çalışan oranı ne kadar?

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2020 yılında Türkiye’de istihdamdakilerin sayısı 26 milyon 812 bin idi. Bunların 18 milyon 719 bini ücretli veya yevmiyeli kişilerden oluşuyor. Serbest çalışan sayısı ise 8 milyon 93 bin. Serbest çalışanların dağılımına bakıldığında ise şu fotoğraf ortaya çıkıyor. İşveren bir milyon 199 bin, kendi hesabına çalışan 4 milyon 421 bin ve ücretsiz aile işçisi 2 milyon 473 bin.

TÜİK verilerine göre Türkiye’de serbest çalışan sayısı son yıllarda düşüyor. 2014 yılında yüzde 34 olan oran 2020’de yüzde 30,2’ye geriledi. Peki bu ne anlama geliyor?

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken’ie göre AVM ve zincir marketlerin başta büyük şehirler olmak üzere ülke genelinde esnafa darbe vuruyor ve bu durum rakamlara yansıyor.

Palandöken, “Her sokak arasına yan yana açılan zincir marketler, bakkal, kasap, manav gibi 394 dalda faaliyet gösteren esnafı bitiriyor. Şehirlerin ortasına yapılan AVM’ler, terzi esnafını, berber, kuaför esnafını bitiriyor. Böyle olunca da serbest meslek sahibi kişi sayısı her geçen gün düşüyor.” yorumu yapıyor.

(Kaynak: euronews)

Paylaşın

Kahveyi Zayıflama İçeceğine Nasıl Dönüştürebilirsiniz?

Güne başlamak için bir fincan kahveye ihtiyaç duyanlardan biri misiniz, ancak kilo verme hedefiniz sizi bu sevdiğiniz içeceğin tadını çıkarmaktan alımı koyuyor. O zaman vereceğimiz tüyoları dikkatlice okuyun.

Haber Merkezi / Bu harika tüyolar, kahvenizi sadece güçlü bir zayıflama içeceğine dönüştürmekle kalmayacak, aynı zamanda kahvenizin tadını çıkarmanızı da sağlayacak.

Hindistan cevizli kahve

Kahvenin tadına ve sağlığına katkıda bulunabilecek hafif ama güçlü bir baharat Hindistan cevizidir. Bu kombinasyon çok yaygın olmasa da, Hindistan cevizinin yağ moleküllerini parçalamaya yardımcı olan manganez ve hızlı kilo kaybına yardımcı olan iyi diyet liflerine sahip olması nedeniyle harikadır. Bu baharatı kahvenize ekleyebilirsiniz.

Limonlu kahve

Bu kombinasyon, espresso ve ½ limon ile sadece birkaç dakikada hazırlanabilir. Sıcak bir fincan espresso hazırlayın ve ½ limon suyunu ekleyin. Limon, yağ yakmaya yardımcı olan, metabolizmayı hızlandıran ve sistemdeki toksinleri temizleyen C vitamini ve sitrik asit açısından zengindir.

Tereyağı veya Hindistan cevizi yağı

Keto diyeti yapıyorsanız, tuzsuz tereyağı veya saf hindistancevizi yağı gibi orta zincirli trigliseritin (MCT) kahveye eklendiği Bullet kahveyi duymuş olmalısınız. Kahveyi kalori açısından zengin yapan bu kombinasyon tokluk sağlar, bu da daha hızlı kilo vermeye yardımcı olur.

Bitter çikolatalı kahve

Bitter çikolata veya şekersiz kakao, harika bir antioksidan kaynağıdır. Kafein ve bitter çikolata kombinasyonu kilo vermeye yardımcı olur. Şekersiz bitter çikolataları tercih ettiğinizden emin olun.

Tarçınlı kahve

Bir fincan sıcak kahveye bir tutam tarçın ekleyin, bu hafif-tatlı baharat sadece kahvenin tadını vurgulamakla kalmaz, aynı zamanda yavaş yavaş kilo vermeye yardımcı olan kan şekeri seviyelerinin yönetilmesine de yardımcı olur. Kahvenize ¼ çay kaşığı tarçın ekleyin veya tarçın çubuğunu suda kaynatın ve ardından kahve telvesi ekleyin.

Paylaşın

Moody’s Türkiye’nin Kredi Notunu ‘B2’ Olarak Teyit Etti

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, yeni raporunda Türkiye ekonomisi için mevcut B2 olan notunu teyit etti ve ‘öngörülemeyen politikalar’ gerekçesiyle negatif olan görünümü de korudu. Moody’s raporunda, Türk Lirası üzerindeki baskıdan bağımsız olarak, ülkenin ‘dış kırılganlık riskinin’ azaldığını belirtti.

Moody’s, Türkiye’nin kamu maliyesinin nispeten güçlü kalmasını beklediğini, Türkiye’nin kamu borcunun da 2022’de Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) yaklaşık %40 oranında kalacağını öngördü.

Türk özel sektörünün kur oynaklığına karşı nispeten direnç gösterdiği belirtilen raporda, öngörülemeyen politikalara atıfta bulunarak Türkiye’nin negatif olan görünümü teyit edildi.

Moody’s ayrıca “Mevcut ekonomi politikası, önümüzdeki aylarda daha yüksek enflasyona yol açacak, hane halkının satın alma gücünü aşındıracak ve düşük faiz oranlarına rağmen büyümede keskin bir yavaşlama olasılığını artıracaktır.” dedi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) kasım ayında enflasyonun 3,51 artarak yıllık bazda yüzde 21,31 olduğunu duyurdu. TÜİK’in kasım ayına ilişkin cuma günü açıkladığı verilere göre, Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 21,31, aylık yüzde 3,51 arttı.

Moody’s derecelendirme kuruluşunun yanı sıra Fitch de önceki günkü açıklamasında, Türkiye’nin kredi notunu ‘BB-‘ olarak teyit ederken, kredi notunu görünümünü negatife çevirdi. Kurum Türkiye’nin büyüme beklentisini ise yüzde 9,2’den yüzde 10,5’e çıkardı.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P Global ise Merkez Bankası’nın piyasaya dolar sürerek, Türk lirasında değer kaybını önlemeye çalışmasının Türkiye’yi daha fazla hasar alma riskiyle karşı karşıya bıraktığı uyarısında bulunmuştu.

Paylaşın

‘Rusya, Ukrayna’yı İşgale Hazırlanıyor’ İddiası

ABD’de yayınlanan Washington Post gazetesinin ABD istihbarat belgelerine dayandırdığı haberine göre, Rusya, önümüzdeki yıl Ukrayna’yı işgale hazırlanıyor. Haberde, işgal operasyonunun 175 bin asker ile yürütüleceği iddia edildi. 

Buna göre Moskova, farklı cephelerden saldırıya geçebilmek amacıyla bazı stratejik noktalara askeri birliklerini halihazırda konuşlandırmış durumda. Yüzlerce taburdan oluşan taktiksel birliklerin söz konusu işgal operasyonunda tank ve top gibi ağır savaş teçhizatı ile donatılacağı öne sürülen Washington Post haberinde, Rus birliklerinin şu an dört noktada konuşlandırıldığı ve Rusya’nın hedef şaşırtmak ve güvensizlik yaratmak amacıyla sınıra sürekli olarak askerler sevk edip geri çektiği ifade ediliyor. .

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), söz konusu iddialara yönelik doğrudan bir değerlendirme yapmazken, “Rusya’nın Ukrayna’ya karşı saldırgan eylemler planladığına dair ipuçlarından dolayı endişe duyuyoruz” açıklamasında bulundu. Pentagon Sözcüsü Tony Semelroth, “Washington’un şimdiye kadar olduğu gibi bölgedeki gerilimin giderilmesi ve Doğu Ukrayna’daki sorunun diplomatik yoldan çözülmesini desteklediğini” vurguladı.

Sınırdaki Rus hareketliliği uzun süredir endişe yaratıyor

Rusya’nın Ukrayna sınırındaki askeri hareketliliği ve bölgeye yoğun asker sevkiyatı uzun süredir kriz yaşadığı komşu ülkeye saldırı düzenleyeceği endişesini yaratıyor. Moskova yönetimi ise bu yöndeki iddiaları şimdiye kadar mesnetsiz diye niteleyerek geri çevirdi.

Diğer yandan Rusya, kendine saldırılacağını iddia eden Ukrayna’nın Batı tarafından silahlandırıldığını öne sürerek, Rusya sınırına yakın bölgelerde NATO tatbikatı düzenlenmesini kınıyor.

Dün de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile telefonla görüşen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’da kullanılan Bayraktar SİHA’larını gündeme getirdiği bildirilmiş, Kremlin’den yapılan açıklamada görüşme talebinin Türk tarafından geldiği bildirilmişti.

Rus TASS haber ajansının aktardığına göre Putin, Ukrayna’yı ülkenin doğusundaki Rusya yanlısı güçlere karşı “Bayraktar silahlı insansız hava araçlarını kullanmak” gibi “provokatif” askeri eylemlere girişmekle suçluyor.

Ukrayna, Ekim ayında Türkiye’den satın aldığı Bayraktar TB2 SİHA’larını ilk kez ülkenin doğusundaki ayrılıkçılara karşı kullandığını resmen açıklamış, bu açıklama Rusya’da rahatsızlık yaratmıştı.

Dün Ukrayna Savunma Bakanı Oleksi Resnikov, Moskova’nın ülkelerine saldırmasından endişeli olduklarını ve bu saldırının muhtemelen önümüzdeki sene Ocak ayı sonu olabileceğini tahmin ettiklerini duyurmuştu. Resnikov ayrıca, Ukrayna’nın şu dönem itibarıyla bütün senaryolar üzerinde durup değerlendirmeler ve analizler yaptığını açıklamıştı

Tam da gerilimin arttığı bir dönemde ABD Başkanı Joe Biden ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin haftaya bir video konferansı düzenleyecek. Biden, Putin’in Ukrayna’ya olası bir müdahalesini engellemek amacıyla kapsamlı tedbirler alınacağını ve hazırlıklar yapılacağını duyurarak, “Kimsenin kırmızı çizgisini kabul etmiyorum” ifadesini kullandı.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Fitch Ratings, Türkiye’nin Kredi Notu Görünümünü ‘Negatif’e İndirdi

Türkiye’nin ‘durağan’ olan kredi notu görünümünü ‘negatif’e indiren ABD merkezli derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) ‘erken’ parasal gevşeme döngüsüne girdiğini belirterek, yurtiçi güvende bozulmaya dikkat çekti.

Fitch Rating, resmi internet sitesinde yer alan açıklamada, kredi görümünün negatife düşürülmesinin gerekçeleri arasında, enflasyondaki artış gösterildi. Açıklamada şöyle denildi:

“Merkez Bankasının para politikasında erken gevşeme döngüsüne girmesi ve 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce faizlerde daha fazla indirim veya ek ekonomik teşvik beklentisi yurtiçi güvende bozulmaya yol açtı ve bu da benzeri görülmemiş gün içi oynaklıklar da dahil olmak üzere Türk Lirasının keskin bir şekilde değer kaybetmesine ve enflasyonun artmasına neden oldu. Bu gelişmeler makroekonomik istikrar ve finansal istikrar için risk oluşturmaktadır ve potansiyel olarak dış finansman baskılarını yeniden alevlendirebilir.”

Ekonomiye yönelik siyasi müdahalelerin belirsizlik ortamını körüklediğine işaret edilen açıklamada, “Cumhurbaşkanı da dahil hükümet yetkililerinin düşük faiz oranlarını savunmaları, kamuoyuna lirayı daha da zayıflatacak açıklamalar yapmaları ve Merkez Bankası kararlarına ve yönetimine siyasi müdahalenin artan görünürlüğü nedeniyle politika tepkisinin zamanlaması ve türü konusunda yüksek derecede belirsizlik var” ifadelerine yer verildi.

Merkez Bankası’nın Eylül ayından bu yana yaptığı 400 baz puan faiz indiriminin reel faizi negatife çektiğini belirten Fitch, bu durumun yurtiçi güveni zayıflattığını ve dövize talebi arttırdığını belirtti. Fitch Merkez Bankası’nın dövize doğrudan mühadalesi devam etse de “Tek başına TL üzerinde baskı yaratan ana unsurları gidermeye yönelik olmadığını ve bankanın zaten zayıf olan uluslararası rezervlerine daha da zarar verebileceğini” kaydetti.

Paylaşın