Karamollaoğlu: Türkiye’yi Sorunlarından Kurtaracağız

Altı muhalefet partisinin bir araya geldiği toplantıya ilişkin değerlendirmede bulunan SP Lideri Karamollaoğlu, “Biz Birileri gitsin de ne olursa olsun’ dediğimiz için değil, ‘Ne olursa olsun Türkiye’yi sorunlarından kurtaracağız’ dediğimiz için bir araya geldik” dedi.

Haber Merkezi / Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, sosyal medya hesabından “Biz Birileri gitsin de ne olursa olsun’ dediğimiz için değil, ‘Ne olursa olsun Türkiye’yi sorunlarından kurtaracağız’ dediğimiz için bir araya geldik” notuyla bir video paylaştı.

SP Lideri Karamollaoğlu’nun paylaştığı videoda şu ifadelere yer verildi: “Türkiye, ne yazık ki kötü yönetimin kötü sonuçlarını yaşıyor. Sefalet endeksinde, demokrasi endeksinde en kötü ülkelerle aynı kategoride yer alıyor. Dünyanın en yüksek enflasyonuna sahip ilk 5 ülkesinden biri.

En yüksek faiz oranına sahip ülkelerinden biri. Farklı kredi derecelendirme kuruluşlarının verdiği notlarda Benin, Uganda, Tanzanya, Fiji, Bahamalar gibi ülkelerle aynı seviyede değerlendiriliyor. İşte böylesi bir ortamda; biz sadece ‘birilerine karşı olduğumuz’ için değil, ‘Türkiye’nin yanında olduğumuz’ için bu fotoğrafta yer alıyoruz.

Biz, ‘birileri gitsin de ne olursa olsun’ dediğimiz için değil ‘Ne olursa olsun Türkiye’yi sorunlarından kurtaracağız’ dediğimiz için bir aradayız. Biz sadece birilerini yenmenin ve seçim kazanmanın değil, Türkiye’yi krizlerden ve kötü yönetimden kurtarmanın derdindeyiz.”

Paylaşın

Elektrik Zammına Bir Dava Da Tüketiciyi Koruma Derneği’nden

Tüketiciyi Koruma Derneği (TükoDer) elektriğe gelen zamlar için Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) karşı davamızı açtı. Dava haberini de Kadıköy’deki Genel Merkez binasında yaptığı bir basın açıklamasıyla duyurdu.

Burada konuşan TükoDer Genel Başkanı Aziz Koçal “EPDK tüketiciyi korumak bir yana elektrik şirketlerinin kârını yükseltmek için fahiş zam saikiyle hareket etmiştir” dedi.

Koçal, EPDK’nin elektrik fiyat düzenlemesini hazırlarken Anayasanın 172 (tüketicilerin korunması)ve 167 (tekelleşme ve kartelleşmeyi önleme) maddelerine aykırı davrandığını söyledi.

“Tüketicinin en temel hakkı, kâr amacı olamaz”

Ayrıca yine Anayasanın 2. maddesinde belirtilen sosyal hukuk devleti ilkesini ihlal ettiğini belirtti. EPDK’nin Evrensel Tüketici Hakları Beyannamesini de hiç dikkate almadığını söyleyen Koçal şöyle devam etti:

“Beyannamenin ilk maddesi tüketicilerin temel ihtiyaçlarının giderilmesi hakkı. İnsan olmaktan doğan ve hayatını devam ettirebilmesi için gereken asgari ihtiyaçlarını karşılayabileceğini belirten bu hak tüketicinin en temel hakkı olarak durumda.

“Başta yaşam hakkı olmak üzere, beslenme, barınma, ısınma, aydınlanma, içecek su bulma, eğitim, sağlık, güvenlik, adil yargılanma, sağlıklı çevrede yaşama, ulaşım ve haberleşme gibi bütün ihtiyaçlar tüketicinin en temel haklarıdır.

“Bu nedenle tüketicin en temel ihtiyacı olan elektrikle sağlanacak olan ısınma, aydınlanma gibi ihtiyaçlarının karşılanması için sağlanacak enerjisinin fiyatlarının belirlenmesinde temel saik kâr elde etme amacı olamaz. Kamunun menfaati ön planda tutulmalıdır. Bu aynı zamanda sosyal bir hukuk devleti olmanın gereklerindendir.

“EPDK’nın takdir yetkisi sınırsız değil”

Koçal, EPDK’nin sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi olmadığını da belirtti. Asgari tüketim miktarları ile kademelerin bilimsel ve teknik bir raporla tespit edilmesi gerektiğini savunan Koçal, “Ortada hiçbir bilimsel ve teknik dayanak ile gerekçe yok” dedi. Koçal sonrasında şöyle devam etti:

“Devletin ve kamu kurumlarının, kamu hizmetlerini sunarken kâr elde etme saikiyle değil, en uygun ve ekonomik şekilde sunma saikiyle hareket etmesi gerekmektedir.

“Eğer günün ekonomik şartları tutarlarda güncelleme gerektiriyor ise, bunun bilimsel ve teknik raporlara dayandırılarak gerekçelendirilmesi gerekmektedir. Tıpkı özel bir kurum veya kuruluş gibi fiyat güncellemelerini fırsat bilerek kâr elde etmeye çalışmamalıdır.

“Hele ki elektrik gibi kullanımı temel bir ihtiyaç olan alanda çeşitli görünümlerde vatandaşın tuzağa düşürülmemesi gerekmektedir. Takdir yetkisine dayanan işlem ve kararlarda bilimsel ve gerçekçi gerekçenin bildirilmesi, takdir yetkisinin hem hukuka hem de ihtiyaca uygunluğunun denetimini kolaylaştırır.

“Bilimsel bir hesaplama yapıldığında görülecektir ki tüketicinin tasarrufa teşvik edilmesi söz konusu dahi olmayıp işbu Karar vatandaştan haksız kazanç sağlama saikiyle alınmıştır.

“EPDK’nın takdir yetkisi sınırsız olamaz. Enerjinin ulaşılabilir ve insani yaşam koşullarında ödenebilir olması temel bir insan hakkıdır. Tüketicilerin haklı olarak tepki verdiği, elektriğe yapılan fahiş orandaki bu zamlara karşı mücadelemizin devam edeceğini zamların geri alınmasının takipçisi olacağımızı duyuruyoruz.”

Barolar da dava açmıştı

Elektrik zamlarına karşı geçtiğimiz haftalarda bir çok dava haberi gelmişti.  Türkiye Barolar Birliği (TBB) elektrik faturalarındaki fahiş zamlara karşı Danıştay’a gitmişti. TBB, zamlar hakkında, “asıl amacın ise elektrik şirketlerinin kâr marjının arttırılması olduğu açık ve tartışmasızdır” açıklaması yapmıştı.

CHP ve DEVA gibi partiler ile Tüketici Konfederasyonları da zamları yargıya taşımıştı.

(Kaynak: bianet)

Paylaşın

Tarkan’dan ‘Geççek’ Açıklaması: Hepimize İyi Gelecek…

Tarkan, yeni şarkısı “Geççek” ile ilgili duygularını, “Bir yıl kadar önce ruh halimin çok iyi olmadığı bir dönemden geçtim. Pandemi, dünyada olup biten üzücü olaylar, insanlığın endişe verici gidişatı, doğanın yok edilişi gibi bir sürü şey beni çok olumsuz etkilemiş, umudumu kaybeder gibi olmuştum. O anlarda bu şarkının melodi ve sözleri içimde yankılandı.” cümleleriyle ifade etti.

Haber Merkezi / Tarkan, klibi ve sözleriyle sosyal medyanın gündemine oturan yeni şarkısı “Geççek”in hangi duygularla kaleme aldığını açıkladı. Radyocu Mehmet Gezegen, Tarkan’ın açıklamasını sosyal medya hesabından paylaştı.

Gezegen paylaşımında şunları kaydetti:  “Tarkan’ın yeni şarkısı “Geççek” ile ilgili duygularını şöyle ifade etti:

“Bir yıl kadar önce ruh halimin çok iyi olmadığı bir dönemden geçtim. Pandemi, dünyada olup biten üzücü olaylar, insanlığın endişe verici gidişatı, doğanın yok edilişi gibi bir sürü şey beni çok olumsuz etkilemiş, umudumu kaybeder gibi olmuştum. O anlarda bu şarkının melodi ve sözleri içimde yankılandı.

“Geççek geççek elbet bu da geççek, gör bak umudun gününü gün etçek”. Hepimize iyi gelecek bir şarkı yazmalıyım dedim. Belki bu şarkı bizi biraz teselli eder, bize moral verir, umut olur diye düşündüm. Dilerim ki “Geççek” yüzünüzde bir gülümsemeye vesile olur ve hepimize iyi gelir”

Tarkan’ın Perşembe akşamı YouTube üzerinden yayımladığı “Geççek” isimli şarkısına ait video klip birkaç saat içinde 3 milyona yakın kişi tarafından izlenirken sosyal medyada da gündem oldu.

Önce #geççek ardından da #gitçek etiketleriyle sosyal medyada gündem olan şarkıda geçen “Gitçek gitçek, geldiği gibi gitçek/ Her şeyin sonu var, bu çile de bitçek” sözleri tartışma konusu oldu.

Söz ve müziği Tarkan’a ait olan şarkı daha sonra diğer müzik platformlarında da yerini aldı. “Geççek”in düzenlemesi Tarkan’ın “Aacayipsin”, “Ölürüm Sana”, “Karma” ve “Dudu” gibi albümlerin aranjörü Ozan Çolakoğlu’na ait.

İrfan Yıldırım’ın yönettiği klipte bir bilgisayar korsanını canlandıran Tarkan, İstanbul’daki bilboardlarda ve insanların elektronik cihazlarının ekranında görülüyor.

Koronavirüs pandemisi nedeniyle evden çalışmak zorunda kalanlar, uzaktan eğitimle ders alan öğrenciler, trafikte ya da toplu taşımadaki insanlar, konfeksiyon işçileri, güvenlik görevlileri, kağıt toplayıcılar ve sağlık çalışanları gibi toplumun farklı kesimlerinden insanlar da klipte yer alıyor.

Hatta klipte Tarkan, sanal gerçeklik gözlüğü kullanan bir çocuğun metaverse evreninde de yer alıyor. Şarkı, klibi itibarıyla pandemiyi işaret etse de, sosyal medyada şarkıyı paylaşanlar şarkı sözlerindeki politik çağrışımları öne çıkardı.

Paylaşın

İmamoğlu’ndan ‘İSKİ’ Çıkışı: Elektriğe Zammı Ben Mi Yaptım?

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İSKİ Genel Kurulu’nda çoğunluktaki AKP-MHP grubunun oylarıyla çıkan ‘suya sıfır zam’ kararının ardından bugün konuyla ilgili açıklama yaptı.

AKP ve MHP grubuna sert tepki gösteren İmamoğlu, Erdoğan’ın ‘suya indirim’ isteğini de eleştirdi. İmamoğlu, zam talebinin sorumlusunun kendilerinin olmadığını belirterek ülkenin ekonomik durumuna ve krize dikkat çekti. “Bu ülkede herhangi bir şeyin fiyatı çok artıyorsa bunun sorumlusu ekonomiyi yöneten kişilerdir, iktidardır” dedi.

“İBB’ye karşı çok kötü bir oyun oynanıyor” diyen İmamoğlu, İSKİ yönetmeliğe göre maliyeti altında su temini yapılamayacağını söyledi. “İSKİ’yi organize kötülükle batırmaya çalışan arkadaşlara bir haberim var; yaptınız suçtur” diye konuştu.

İmamoğlu “Sizin öfkeniz yüzünden milyarlarca lira zarara girecek olan İSKİ’nin zararı, emin olun çok kısa sürede bu zararı bizim teklifimize ret oyu veren her üyeden rücu edilecek. Mahkemelerde İstanbul’a verdiğiniz zararın faturasını göreceksiniz. Şimdi siz düşünün” ifadelerini kullandı: İmamoğlu özetle şunları söyledi:

“Mevcutta bir bütçe var. 15 milyar liraya yakın hale gelmiş yeni bütçeyi, revize bütçe talebini bile görmezden gelmek, körleşmiş bir AKP grubu var karşımızda. Dolayısıyla ve günün sonunda öyle bir komik hale geldiler ki sözüm ona bir teklif sunuyorlar; diyorlar ki ‘Siz bizim küçük zam teklifimizi kabul edersiniz ya da hiç zam vermeyiz.’

Bu nasıl bir tavır? Tehdit yapıyor. İstanbul tarihi böyle bir cahil adam görmemiş. Tehdit ediyor bizi. Tehditten sonra bizden de o tehdidine boyun eğeceğimize zannediyor. Neye? Hiçbir temeli olmayan teklifine evet diyecekmişiz. Biz sana pabuç mu bırakacağız. İstanbul’u kaybetme öfkesi yüzünden bütün vicdanını kara bir bulut kaplamış İSKİ’yi organize kötülükle batırmaya çalışan arkadaşlara bir haberim var; yaptınız suçtur!

Sizin öfkeniz yüzünden milyarlarca lira zarara girecek olan İSKİ emin olun çok kısa sürede bu zararı bizim teklifimize ret oyu veren her üyeden rücu edilecek. Mahkemelerde İstanbul’a verdiğiniz zararın faturasını göreceksiniz.

Mecburen sunmak zorunda kaldığımız yüzde 50 civarında artışın olduğu artışının vebali İSKİ veya İBB değildir. Bu ülkede herhangi bir şeyin fiyatı çok artıyorsa bunun sorumlusu ekonomiyi yöneten kişilerdir, iktidardır. Türkiye’yi bu ekonomik buhrana sokanların İstanbul’daki ucuz kahramanlık girişimlerine en güzel yanıtı günü gelince yine hem bu şehrin hem de ülkemizin kıymetli insanları verecektir.

Sundukları artış oranının hiçbir mesneti yok, hiçbir gerekçesi yok. Yüzde 100 civarında artan maliyetlere rağmen yüzde 50 fiyat açıkladık, yine eski bütçe veriyorlar. Arkadaşların bu dayatmacı şekilde sundukları fiyat artışını neye göre sundukları belli değil.

“2021’de neredeyse 0 zam”

Bu kurum hizmet etmekte zorlanıyor. Biz göreve geldiğimizde yüzde 40’a yakın bir indirim teklifi sunduk. Biz bunu yüzde 46 yapacağız deyip biraz daha indirim yaptılar. Tamam bunda sorun yok. Ancak her ay devletin açıkladığı enflasyon rakamlarına göre fiyat yenilemesi yapılan sistemi Meclis’te karar aldırarak iptal ettiler.

Kasım 2019’daki genel kurulda 2020 için zam teklifi yaptık. O günün artışlarına göre yüzde 20 dedik, reddedildi. Temmuz’a geldik. Yüzde 12,62 zam verildi. Ama ne yazık ki o zam yapıldığında Sayıştay kararı gereği bakım bedeli tarifede iptal edildi.

Bu nedenle zam da güme gitti. 2020 Aralık’ta yüzde 6,84 zam verildi. Neredeyse seçimden 2 yıl sonra sadece yüzde 6,84 zam alabildik.

Mayıs’ta yine zam yapılmadı. Haziran 2021’de sıfır zam. Eylül 2021’de olağanüstü bir toplantı çağrısı yaptım, bu sefer yüzde 15 zam yapıldı. Aralık’ta çok komik bir işlem yaptı AKP grubu. Yüzde 36’lık artış yaptılar. Ama ne yaptılar bakın; Eylül’deki yüzde 15,62’yi bundan düşeriz dediler. Artı insani su tüketim hakkının yeniden uygulanması hakkını getirdiler ki bu da yüzde 20’ye tekabül ediyor. Elde var sıfır.”

Erdoğan’a da yanıt verdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “İstanbul yüzde 25’in üzerinde zam talebiyle Meclis’e geldi. Ve mecliste tabii ağırlık bizde olduğu için arkadaşlarımız bunların bu zam talebine evet demediler. Biz vatandaşımızın bu noktada huzurunu istiyoruz. Çünkü bunlar seçim öncesi ne diyorlardı suya ekmeğe indirim getireceğiz” sözlerine de cevap veren İmamoğlu şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanımız bize KDV üzerinden mesaj veriyor. Ben çok üzüntü duyuyorum İstanbul sevdan diyorsanız cumhurbaşkanımız İstanbul’a böyle sevda olmaz. Bu ülkenin cumhurbaşkanına her belediye aittir. İSKİ’ye yapılan bu zulmün oradan da bu şekilde bilinerek hala bizim de İSKİ genel kurulundan bir gün sonra bir toplantıda KDV indirimi üzerinden politika yapılıp İstanbul’a zulmetmenin işaretinin oradan verildiği şüphesi bizim kafamızda büyük bir soru işareti. Üzüntüyle takip ediyoruz.

Ülkemizin cumhurbaşkanı 2019 seçimlerinden sonra arzum şu idi; bu şehre hizmet eden belediye başkanıyla sıkı diyalog kentin fayda göreceği hususlarda iş birliği yapma prensibine uygun bir diyalog zemini. Ben hala 2019’daki seçimin insanların zihninde başka travmalara sebep olduğunu düşünüyorum.

Arkadaşlar İBB kimin ya? İstanbul İstanbullunun. İstanbul dünya kenti. Ben bu anlayışı bu yaklaşımı anlayamıyorum. Ve şu mecliste yapılan zulmün o kötülük dolu hareketlerin uyarılmasına dönük hamle beklerken dün yine bizimle yarışan konuşmaların yapılması Ankara’dan beni çok üzmektedir. Memleketin iyi olması için İSKİ gibi kurumlar desteklenmeli.”

Paylaşın

Anayasa Mahkemesi’nden Tartışmalı Gizli Tanık İçtihadı

Anayasa Mahkemesi (AYM), ilk kez Ergenekon soruşturması sırasında savcı Zekeriya Öz tarafından kullanılan, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında da sıkça başvurulan gizli tanıklar konusunda tartışma yaratan bir karar verdi.

Mahkeme, “somut olgular” içermesi halinde tek başına gizli tanık ifadesiyle tutuklama kararı verilebileceğine hükmetti. Hukukçu Celal Ülgen, tek başına gizli tanığın ifadesinin hükme esas olamayacağını belirterek, “kuşkuya kapıldım” dedi.

Arasında İrfan Fidan’ın da olduğu beş üyeli AYM Birinci Bölüm, Diyarbakır Eğil Belediye Meclis Üyesi Rıza Barut’un gizli tanık ifadesi üzerine 2020 yılında “terör örgütü üyeliği” iddiasıyla bir ay süreliğine tutuklanmasıyla ilgili hak ihlali kararı verdi.

Mahkeme, gerekçeli kararında Barut’la ilgili gizli tanık ifadesinin “soyut beyanlar” içerdiği; yer, zaman, kişi ve eylem bilgileri ihtiva etmediği ve bu anlamda yargı makamlarına denetim imkanı vermediği belirtti. Bu nedenle Barut’un tutuklanması hukuka aykırı bulundu.

Ancak Yüksek Mahkeme, gerekçeli kararının ayrıntılarında, tek başına gizli tanık ifadesiyle kişilerin tutuklanabileceğini belirtti. Kararda; daha önce Rahip Brunson gibi bazı AYM kararlarında diğer tanık anlatımları ve telefon görüşmeleriyle desteklenen gizli tanık anlatımlarını kuvvetli belirti olarak kabul edildiği anımsatıldı.

Ancak mahkeme, Rıza Barut kararında tek başına gizli tanık beyanının “kuvvetli belirti olup olmadığına yönelik” ilk kez değerlendirme yaptı. Kararda, “şüpheli ya da sanığa gizli tanık beyanını yeterince denetleme imkanı sunulduğu durumlarda gizli tanık beyanının tutuklama bakımından kuvvetli belirti olarak kabul edilebileceği” belirtildi.

Mahkeme, bunun için gizli tanığın anlatımlarının “yer, zaman, kişi ve eylem bilgileri” içermesi şartıyla yargı makamlarına denetim imkanı veren somut olgular içeren gizli tanık beyanının tutuklama bakımından kuvvetli belirti saydı.

Böylece AYM, başka delillerle desteklenmeyen gizli tanık ifadelerinin “somut olgular” içermesi halinde “tek başına kuvvetli belirti olabileceğini” kaydetti. Mahkeme, ayrıca başka bir kararına atıf yaparak, duruşmada sanık tarafından denetlenebilen gizli tanıkların beyanının da mahkumiyete esas alınabileceği değerlendirmesinde bulundu.

“Gizli tanık” endişesi

DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine göre Avukat Celal Ülgen, mahkemenin bu gerekçesiyle kuşkuya kapıldığını belirterek, “Bu ister istemez F tipi yargının, başta Zekeriya Öz olmak üzere yaptığı kurgulamaları akla getiriyor. Tabii bundan üzüntü duyuyor insan” dedi.

Halbuki gizli tanığın tek başına ifadesinin hükme etki etmemesi gerektiğini vurgulayan Ülgen, “Gizli tanığın ifadesini doğrulayan ve ona somutluk kazandıran yan delillerin de aranması gerekiyor. Bunu yapmadan sadece gizli tanıkla yaparsanız, böyle kumpas ve kurgu davalarının özellikle yargının bağımsız olmadığı, bir erkin/oligarşinin elinde olduğu süreçlerde bir giyotin gibi çalışmasına sebebiyet verirsiniz” değerlendirmesini yaptı.

Zekeriya Öz’ün mirası

Gizli tanık uygulaması, ilk kez Ergenekon soruşturması kapsamında firari savcı Zekeriya Öz tarafından 2017 yılında kullanılmıştı. Öz, Danıştay saldırısı sanığı Osman Yıldırım’ı gizli tanık olarak kullanmıştı. 2008 yılında 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu’na yapılan eklemelerle gizli tanıklık kurumu yasallaşmıştı.

Tanık Koruma Kanunu’nun 9’uncu maddesinde gizli tanığın beyanının tek başına hükme esas teşkil edemeyeceği düzenlenmişti. Yargıtay 16. Ceza Dairesi de 2019 yılında verdiği bir kararda, gizli tanık tarafından verilen ifadenin başka delillerle desteklenmediği takdirde hükme esas alınamayacağına hükmetmişti.

Paylaşın

Konut Satışları Sert Düştü

TÜİK’in Ocak ayına ilişkin konut satış istatistiklerine göre, Türkiye genelinde Ocak’ta konut satışları Aralık ayına göre yüzde 61 düşerek 88 bin 306 oldu. Aralık ayı konut satışları 226 binin üzerindeydi. Konut satışlarında 15 bin 110 konut satışı ve yüzde 17,1 ile İstanbul en yüksek paya sahip oldu.

Haber Merkezi / Ocakta satışlar, geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 25 arttı. Konut satışları Haziran’dan bu yana ilk kez 100 binin altına indi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 yılı Ocak ayı konut satış verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre, Türkiye genelinde konut satışları Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 25,1 artarak 88 bin 306 oldu. Konut satışlarında İstanbul 15 bin 110 konut satışı ve yüzde 17,1 ile en yüksek paya sahip oldu.

Satış sayılarına göre İstanbul’u 8 bin 255 konut satışı ve yüzde 9,3 pay ile Ankara, 5 bin 486 konut satışı ve yüzde 6,2 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller sırasıyla 18 konut ile Ardahan, 31 konut ile Hakkari ve 44 konut ile Bayburt oldu.

İpotekli konut satışları 18 bin 183 olarak gerçekleşti

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 69,4 artış göstererek 18 bin 183 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 20,6 olarak gerçekleşti.

Diğer satış türleri sonucunda 70 bin 123 konut el değiştirdi

Türkiye genelinde diğer konut satışları Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,2 artarak 70 bin 123 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 79,4 olarak gerçekleşti.

İlk el konut satış sayısı 27 bin 203 olarak gerçekleşti

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı, Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 22,2 artarak 27 bin 203 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı yüzde 30,8 oldu.

İkinci el konut satışlarında 61 bin 103 konut el değiştirdi

Türkiye genelinde ikinci el konut satışları Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 26,5 artış göstererek 61 bin 103 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı yüzde 69,2 oldu.

Yabancılara Ocak ayında 4 bin 186 konut satışı gerçekleşti

Yabancılara yapılan konut satışları Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 56,5 artarak 4 bin 186 oldu. Ocak ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 4,7 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı bin 771 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul’u sırasıyla 914 konut satışı ile Antalya, 269 konut satışı ile Ankara izledi.

Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı İran vatandaşlarına yapıldı

Ocak ayında İran vatandaşları Türkiye’den 761 konut satın aldı. İran vatandaşlarını sırasıyla 513 konut ile Irak, 479 konut ile Rusya Federasyonu vatandaşları izledi.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu: Masada Olmayan Siyasi Partileri Yok Sayamayız

Altı siyasi partinin görüşmesine yönelik gelen “HDP ve diğer muhalif partiler neden yok?” eleştirilere yanıt veren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “HDP’yi de, masada olmayan diğer siyasi partileri de yok sayamayız. Her siyasi partiye saygı gösteriyoruz.  Masanın o akşam toplanmasının temel nedeni, daha önce altyapısı çalışılmış, güçlendirilmiş parlamenter sisteme son şeklini vermek. Hangi tarihte paylaşırız ona karar vermekti.” dedi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti, Gelecek Partisi, Saadet Partisi, Demokrat Parti ve DEVA Partisi Genel Başkanlarıyla yaptığı toplantının ardından ilk kez konuştu.

KRT TV’nin canlı yayınına katılan Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin eleştirilerine yönelik olarak, “Masanın dört ayağı değil de on dört ayağı olsa ne fark eder, masa doğru mu doğru” dedi.

Devlet Bahçeli buluşma için “Masa dikdörtgen olsa 4 ayağı olurdu ama yuvarlak olunca ayak bir, o da gizli ayak. O da HDP. Şu hale bakın! 6’lı ganyan, HDP ve Avrupa Konseyi, ABD, AB. Bunların normlarına kalacakmış” demişti.

Kılıçdaroğlu “Her partinin farklı fikirleri, her liderin farklı görüşleri muhakkak vardır ama demokrasi adına ortak noktada buluşabiliyoruz” diye konuştu.

“Bu masa umut masasıdır” diyen Kılıçdaroğlu Bahçeli’ye şu sözlerle yanıt verdi:

“Allah aşkına bunlar eleştiri mi? Ne söyleyeceklerini bilmiyorlar. Eleştirecekler ama ne diyecekler? Masanın dört ayağı değil de on dört ayağı olsa ne fark eder? Masa doğru mu, doğru. Masanın etrafında insanlar var mı, var. Ortak talepleri ne, demokrasi. Ortak talepleri ne, bu ülkede çocukların yatağa aç girmemesi. Ortak talepleri ne, adalet; adil bir düzen. Hep beraber bunları istiyoruz. Bunları eleştiremiyorlar, bunlara ‘Yanlıştır’ diyemiyorlar. Bu taleplere ‘Biz kulak tıkadık’ diyemiyorlar.

“Olay Erdoğan olayı değil, olay Türkiye olayı. Biz Türkiye’yi içinde bulunduğu çıkmazın içinden çıkarmayı istiyoruz. Erdoğan bir kişi, bugün var yarın yok; ama Türkiye Cumhuriyeti devleti bakidir. Biz Türkiye Cumhuriyeti devletinin güçlenmesini, bölgesinde güçlenmesini, dünyada güçlenmesini, üretim zincirlerini büyütmesini, katma değeri yüksek ürün üretmesini, bütün bunları demokrasi içinde yapmasını, düşünce özgürlüğünün olmasını, din ve vicdan özgürlüğünün olmasını, adaletin olmasını, yargının bağımsız olmasını, medyanın özgür olmasını, insanların haksız yere hapishanelerde tutulmamasını; biz bunları istiyoruz. Ama Cumhur İttifakı’nın bunlardan haberi yok çünkü onlar bunların hiçbirisini yapmıyor.”

HDP eleştirisine de yanıt verdi

Kılıçdaroğlu, kendisini HDP üzerinden de hedef alan Bahçeli’ye şunları söyledi:

“Halkı kandırmak için yalan söyleme yetenekleri müthiş gelişmiş. Masanın genişleyip genişlemeyeceğine ben karar vermem. Bir başka lider de tek başına karar vermez. Kendi adıma konuşayım, şu anda öyle bir talep yok. HDP zaten ayrı bir ittifak oluşturuyor. HDP’nin demokrasi konusunda özel bir vurgusu var. Demokrasiyle ilgili kararlar alacaksanız bizi gözardı edemesiniz diyorlar. Ben de şunu söyledim zaten HDP’yi de, masada olmayan diğer siyasi partileri de yok sayamayız. Her siyasi partiye saygı gösteriyoruz.  Masanın o akşam toplanmasının temel nedeni, daha önce altyapısı çalışılmış, güçlendirilmiş parlamenter sisteme son şeklini vermek. Hangi tarihte paylaşırız ona karar vermekti.”

AKP seçmenine seslendi

Kılıçdaroğlu daha sonra AKP seçmenine seslendi. “Partili cumhurbaşkanı olmaz, cumhurbaşkanının tarafsız olması lazım” diyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

Siz tarafsız davranmayan, objektif davranmayan, garibanın hakkını hukukunu korumayan, alın terinin değerini korumayan insanı cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtmayacaksınız. Oturtursanız, sizin de sorumluluğunuz var. Oturtursanız sizin de vicdanınız kanar. Vicdanınızın sesini dinleyerek sandığa gidin.

“Herkesin kimliğine saygı göstereceğiz”

“Helalleşme” çağrısına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu “Herkesin görüşü farklı olabilir, biz buna saygı göstereceğiz. Herkesin kimliği farklı olabilir. Bunlar bizim kavga sebebimiz değil, zenginliğimiz. Biz zenginliğimizi kavga nedeni yapıyoruz, siyaset yapıyoruz. Buradan da Türkiye’yi arındıracağız” diye konuştu.

“Sosyal devleti yeniden inşa edeceğiz”

Kılıçdaroğlu sonrasında şunları söyledi:

“İnsan onuru denen bir kavram var. İnsan onurunu koruyacaksınız. Yoksulluk kader değildir. Bir ülkede bir insan fakirse, onun sorumlusu devleti yönetenlerdir. Çocuklar yatağa aç giriyorsa, çocuğun kabahati kusuru yoktur. Dolayısıyla biz bu tabloya da son vermek istiyoruz.

Kazanımları koruyacağız. Üstüne vatandaşa yeni kazanımlar, yeni imkanlar, yeni özgürlük alanları vereceğiz. Daha rahat konuşacağız, daha rahat yazacak, daha rahat söyleyebilecek. Siyaset kurumunu daha rahat eleştirebilecek. Onun yaşam tarzına, onun kimliğine, onun inancına saygı göstereceğiz.

CHP’li belediyelerin olduğu yerlerde belediye başkanlarına şunu söyledim. Bulunduğunuz ilde, ilçede neyse en iyi imkanı sağlayın. Talep geldiği zaman hemen koşar, bu talepleri yerine getirirler. ‘Benim inancımı sorgulamadı’ diyorlar. Evet, niye sorgulayalım? Allah’la kulun arasına benim girme hakkım var mı? Yok. Kimsenin girme hakkı var mı? Hiç kimsenin yok. O zaman görevimiz ne? Onun ibadetini yaptığı ortamı hazırlamak.

Sosyal devleti yeniden inşa edeceğiz. Ankara örneğini vereyim. Mansur Bey adayken dediler ki ‘faturaları teröristler toplayacak’. Ya bu kadar iftira olur mu? Siyaset tamam ben anlarım da eleştiriyi de anlarım da ya iftira atmak olmaz. İnsana yakışmaz. İftira atan insan, insan değildir. Şimdi ne oldu?

Aynı şekilde dediler ki bakın ha sakın ha, belediyeyle oy vermeyin. Gelirlerse sosyal yardımlar kesilir. Kesildi mi? Hayır kesilmedi. Tam tersine sosyal yardımlar arttırıldı.”

Paylaşın

Tüketici Güveni Şubat Ayında Geriledi

TÜİK’in açıkladığı mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 2,8 oranında azaldı; Ocak ayında 73,2 olan endeks, Şubat ayında 71,2 oldu.

Haber Merkezi / Bu dönemde hanenin maddi durumunu gösteren alt endeks Ocak’taki 56,1 değerinden 55,2 değerine geriledi.

Gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi alt endeksi ise Şubat’ta bir önceki aya göre yüzde 4,2 gerileme ile 68,3 değerini aldı. Gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisi ise 71,7 seviyesine geriledi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2022 Şubat Tüketici Güven Endeksi verilerini açıkladı.

Açıklanan verilere göre, mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 2,8 oranında azaldı; ocak ayında 73,2 olan endeks, şubat ayında 71,2 oldu.

2021 Aralık’ta 68,9’e düşerek tarihinin en düşük seviyesine gerileyen tüketici güven endeksi, 2022 Ocak’ta aylık yüzde 6,2 artışla 73,2’ye yükselmişti. Dipten dönen endeks, yeniden düşüş gösterdi.

Endeksin 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu gösteriyor.

Şubat ayında mevcut dönemde hanenin maddi durum beklentisi aylık bazda yüzde 1,6 azalarak 55,2’ye geriledi.

Gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi ise şubatta aylık bazda yüzde 4,2 azalarak 68,3 değerini aldı.

Paylaşın

Babacan’dan Metaverse Göndermeli Ekonomi Eleştirisi: Erdoğanverse

DEVA Partisi Lideri Babacan, sosyal medya hesabından, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türkiye, ekonomide tarihinin en güçlü dönemine girmektedir” sözlerini, “Erdoğanverse” ifadesiyle eleştirdi.

Haber Merkezi / Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın engelli memur atama töreninde yaptığı konuşmayı paylaştı. Babacan, paylaşımına “Erdoğanverse” notunu düştü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ne demişti?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın engelli memur atama töreninde yaptığı konuşmada, “Türkiye, ekonomide tarihinin en güçlü dönemine girmektedir. Yaz aylarıyla birlikte bu tablonun olumlu etkilerini hep birlikte görmeye başlayacak, 2023’e de Cumhuriyetimizin 100. yılına yakışır bir siyasi ve ekonomik güçle gireceğiz. Hiç kimsenin bundan şüphesi olmasın. Yeter ki biz, şu birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkalım” ifadelerini kullanmıştı.

Paylaşın

Fenerbahçe, Konferans Ligi’nde Turu Zora Soktu

Fenerbahçe, UEFA Avrupa Konferans Ligi playoff turu ilk maçında Slavia Prag karşı karşıya geldi. Şükrü Saraçoğlu’nda oynanan mücadeleyi Slavia Prag 3-2 kazanmasını bildi. Fenerbahçe, rövanş mücadelesine 24 Şubat’ta Prag’ta çıkacak.

Haber Merkezi / Slavia Prag’a galibiyeti getiren golleri 45. dakikada Traore, 62. dakikada Dorley ve 64. dakikada Lingr kaydetti. Fenerbahçe’nin gollerini ise 58. dakikada Pelkas ve 84. dakikada Ferdi Kadıoğlu attı.

Karşılaşmadan dakikalar;

5. dakikada Fenerbahçe rakip yarı alanının ortalarında Mert Hakan ve Miha Zajc’ın paslaşması ile hücum yaratmak istedi. Slavia Prag savunması pozisyona izin vermedi. 18. dakikada orta sahada topu alan Sor’un sol kanattan ceza sahası içine girip çaprazdan yaptığı vuruşta meşin yuvarlak kalenin üzerinden dışarıya gitti.

20. dakikada sağ kanattan rakiplerini geçerek ceza sahası içine giren Holes’in çaprazdan yaptığı vuruşta meşin yuvarlak kaleci Altay’dan döndü. Pozisyonun devamında topu önünde bulan Holes’in vuruşu direğin yanından dışarıya çıktı. 27. dakikada Osayi-Samuel’in ceza yayı solundan plase vuruşuna top sağ direğin yanından dışarıya gitti.

29. dakikada Fenerbahçe’de sol kanatta bulunan Mert Hakan, Osayı Samuel’e pasını gönderdi. Osayi-Samuel’in çaprazdan şutu direğin yanından auta gitti.  39. dakikada Fenerbahçe’de Ferdi Kadıoğlu hızla ceza sahasına yöneldi. Ferdi Kadıoğlu’nun şutunda Slavia Prag savunması araya girdi.

45. dakikada Plavsic’in ceza sahası içi sol tarafından vuruşunda arka direkten dönen topu alan Traore’nin kale önünden vuruşunda meşin yuvarlak ağlara gitti (0-1).

49. dakikada Sağ kanattan Pelkas çizgiye doğru inmek istedi Slavia Prag savunması araya girerek pozisyon oluşmasına izin vermedi. 53. dakikada Fenerbahçe Enner Valencia ile gole çok yaklaştı. Sağ kanattan ceza sahasına giren Valencia’nın şutu direkten döndü. Dönen topta topla buluşan Mert Hakan’ın şutunda top üstten auta çıktı.

58. dakikada sol kanattan ceza sahası içine giren Ferdi Kadıoğlu’nun içeriye çevirdiği topta Dimitrios Pelkas’ın kale önünden vuruşunda meşin yuvarlak ağlarla buluştu (1-1). 62. dakikada ceza sahası içinde Attila Slazai’nin çeldiği top Dorley’de kaldı. Dorley’in ceza sahası dışı sol tarafından yaptığı vuruşta meşin yuvarlak filelere gitti (1-2).

64. dakikada Sor’un pasında topu alan Lingr’in sağ taraftan ceza sahası içine girip kaleci Altay Bayındır ile karşı karşıya pozisyonda yaptığı vuruşta meşin yuvarlak Altay’ın ayaklarıyla müdahalesine rağmen ağlarla buluştu (1-3).

69. dakikada sol kanattan gelişen Fenerbahçe atağında yayın gerisinde şansını deneyen Pelkas’ın şutunda top kalecide kaldı. 75. dakikada Fenerbahçe’de ceza sahası dışında topla buluşan Valencia doğrudan topu kaleye gönderdi. Top farklı şekilde auta gitti.

79. dakikada sol kanattan ceza sahasına girerken yerde kalan Pelkas penaltı bekledi ancak maçın hakemi devam kararı verdi. 83. dakikada ceza sahası dışı sol tarafından Ferdi Kadıoğlu’nun vuruşunda ceza sahası içinde Olayinka da çarpan top ağlara gitti (2-3).

Stat: Ülker

Hakemler: Maurizio Mariani, Daniele Bindoni, Alberto Tegoni

Fenerbahçe: Altay Bayındır, Nazım Sangare, Kim Min-jae (Marcel Tisserand dk. 46), Attila Szalai, Ferdi Kadıoğlu (Ozan Tufan dk. 59), Mert Hakan Yandaş, Jose Sosa, Osayi-Samuel, Miha Zajc (Arda Güler dk. 75), Dimitrios Pelkas (Mergim Berisha dk. 88), Enner Valencia (Serdar Dursun dk. 74)

Slavia Prag: Mandous, Ousou, Holes, Kacharaba, Traore (Samek dk. 75), Sevcik, Plavsic (Lingr dk. 46), Schranz, Dorley (Tecl dk. 80), Sor (Horsky dk. 85), Olayinka

Goller: Dimitrios Pelkas (dk. 48), Ferdi Kadıoğlu (dk. 83) (Fenerbahçe), Traore (dk. 45), Dorley (dk. 62), Lingr (dk. 58) (Slavia Prag)

Paylaşın